Bon Voyage!

Moderatör: Game Master

Re: Bon Voyage!

Mesajgönderen Ueno Riko tarih 05 Kas 2014, 00:31

Imırım yınlış yılı ığrımızsın. Çok biliyorsun sen! Bu adama ben bir gıcık oldum ama hadi bakalım. Çok kötü laf sokar, saçma sapan genjutsu teknikleriyle eğlendirirdim şuracıkta kendimi ama niyeyse hiç halim yok. Niyeyse diyorum çünkü ben de anlayamadım bir türlü. Hasta filan değilim. Yani en son değildim. Bir sorun olmaması lazım bende. Acaba kervan mı tutuyor beni? Yanımdaki adam bir şeyler söylüyordu ama dikkatimi veremiyordum bir türlü. Sanki dünya üstüme üstüme geliyor. Sanki yol biz ilerledikçe daha da uzuyor. Sanki gece zaman geçtikçe daha da uzuyor gibiydi. Bilmiyorum. Midemin bulantısı da devam ediyor ve yavaşça geçeceğine artıyor sanki. Hamile miyim, hasta mıyım, yol mu tutuyor yoksa kafayı mı yiyorum sorularıyla cebelleşirken sahte bir gülümseme yerleştirdim yüzüme. "B-Ben iyiyim teşekkürler." Şimdi manyak sanacak herif beni. Atacak sonra arabadan. Uğraş dur!

Anlamadığım bir şeyler var. Etrafımda tuhaf olaylar silsilesi dönüyor. Gökyüzü neden bu kadar siyah? Etraf niye bu kadar sessiz? Kervancı niye böyle bilmiş bilmiş konuşuyor? "Sizin çocuklarınız var mı Kervancı-san?" Amacım kesinlikle muhabbet açmak filan değil. Anlamlandıramadığım hislerden kurtulmak istiyorum. Hem adamın çocuğu varsa belki anneleri kaçıncı haftada hamile olduğunu öğrenmiş anlarım. Köye geri dönünce Mao-chan'a bir sürprizim olur belki. Oldukça tatsız bir sürpriz hem de. Bil bakalım ne oluyorsun Mao-chan? Of Riko! Yine başlama! Hayır bak bu hamilelik filan değil. Hamilelik kafası değil bu. Olamaz. Hiçbir şey olması gerektiği gibi ilerlemiyor. Zamanı yavaş çekime almışlar veya geri sarıp duruyorlarmış gibi. Etrafta tuhaf bir atmosfer var.

YOKSA! Yoksa bunların hepsi planlanmış mıydı? Bu yanımdaki kervancı Amegakure'de doğduğunu söylemedi mi az önce? Yoksa Güneş Dansı örgütünden biri mi? Benim onlar için geldiğimi biliyorlardı! Belki de genjutsu uyguladılar bana! Kandırdılar beni ve şimdi de kaçırıyorlar! Tıpkı Sensei'ye yaptıkları gibi beni de buharlaştıracaklar! Ben aniden ortadan kaybolsam Mao-chan da arar mı beni acaba? Dik dik gözlerimle kervancıyı süzmeye başladım. Bundan böyle şüpheli listemdesin dostum üzgünüm. Her hareketini takip etmeliyim bu herifin. Usta bir genjutsucu olabilir. İçimden yükselen bu tuhaf hislere başka bir açıklama getiremiyorum. Ama hiç renk vermemeliyim. Bakalım beni nereye kadar götürecek. Her an sürpriz bir saldırıya açık olmak zorundayım. Beni bayıltmasına filan asla izin vermemeliyim. Sen beni kolay lokma mı sandın kervancı-san? Hah! Ava giden avlanır bunu sakın unutma! Ne olur ne olmaz çakramın akışına odaklayayım kendimi.
Kütüphane
Lejant
Resim
The real hell is inside the person...


Resim
Künye
İsim: Ueno Riko
Yaş: 16
Cinsiyet: Dişi
Element: Fuuton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Alım Gücü: 4 - Orta Düşük Gelirli /4 Puan

Profil
Güç: 2
Çeviklik: 4
Kondisyon: 4
Potansiyel: 5
Varlık: 7
Zeka: 8

Eksiklikler/Özürler

Şizofreni
Zaten hayal dünyası fazla geniş olan Riko, öğretmeninin ölümünden sonra akli dengesini kaybetti. Gerçekte olmayan kişilerle konuşup, gerçekte olmayan kurgular oluşturup, gerçekte olmayan operasyonlar yaparak öğretmeninin yerini tespit etmeye çalışıyor. Ve hayatının dört bir yanını kaplayan bu kişilerin gerçek olmadığını kesinlikle reddediyor. Onlar Riko’nun güvenebileceği kişiler. Zararsızlar, değil mi?


Ninjutsu

Fuuchi no Jutsu
Kullanıcı Uma mührünü yapar ve bir eliyle ağzını ve burnunu kapatır. Kullanıcı bu şekilde soluduğu havayı filtrelemiş olur. Havada bulunan potansiyel zehirler, hastalıklar ve toz parçaları bu tekniğe yakalanır. Kullanıcı bu teknik ile su altında nefes alamaz veya solunum sistemine girmesi gerekmeyen zehirlerden kurtulamaz. Teknik açık kaldığı sürece, her nefese chakra yer. Kullanıcı ayrıca, diğer elini başkasının ağzına götürerek tekniği onlara da uygulayabilir. Bu süre boyunca o el de bırakılmamalıdır.


Zanshuu no Jutsu
Kullanıcı ortalama bir el mührü dizisinin ardından ellerini önünde birleştirir ve ortamdaki havaya odaklanır. Ortamdaki hava birden yukarıdan aşağıya doğru sertçe inmeye başlar. Bu, çevredeki herkesi, kullanıcı ve belirlediği bir kişi hariç olmak üzere, yere çökmeye zorlar. Akım aşırı derecede güçlüdür ve karşı koymak gerçekten kabiliyet gerektirir. Kullanıcı teknik süresi boyunca hareket edemez. Teknik açık kaldığı sürece chakra yer.


Genjutsu

Ryuhoubo C Rank
Houkibo C Rank
Taroubo C Rank


Shibou no Jutsu
Kullanıcı Tatsu el mührünü yapar ve o anda baktığı kişiyi tekniğin etkisi altına alır. Tekniğin altına girmek için hedefin kullanıcıya bakmasına gerek yoktur. Tekniğin etkisi altında olan kişi her 5 saniyede bir, kullanıcı tarafından hunharca öldürüldüğünü görür. Bu görüntüler 2 saniye sürer ve aşırı derecede gerçekçidir. Kullanıcı eğer isterse görüntüleri istediği gibi ayarlayabilir. Hedef git gide konsantrasyonunu kaybeder ve kullanıcıdan korkmaya başlar. Kötü ve rahatsız edici hisleri kullanıcı ile bağdaştırır. Savaş alanında kişilere göz dağı vermek, konsantrasyonlarını bozmak ve gerçeklik ile illüzyon arasındaki bağı koparmak için kullanılır. Diğer şartlar altında, işkence yapmak için kullanıldığı bilinmektedir. Teknik 2-3 dakika kadar açık kalır, ardından tekrar uygulamak gerekir.


Mugen Onsa
Kullanıcı elleri ile kendi kafasını kavrar ve aşırı kısa bir süreyi tekniğe odaklanmak için harcar. Ardından, aşırı keskin ve korku verici bir çığlık atar. Çığlık bir kaç saniye sürer. Bu çığlığı duyan herkes şiddetli bir zihinsel acı ile karşılaşır, çığlık dindiğinde bile yarattığı zihinsel yorgunluk devam eder. Kullanıcı, her 5 saniye aralıklarla çığlık atabilir, her bir çığlık chakra yer. Her bir çığlık hedeflerin başını ağrıtmaya devam eder ve zihinlerine direk olarak saldırır. Bir kaç çığlığın ardından hedeflerde kafa karışıklığı ve odaklanma sorunu başlar. Kullanıcı her bir çığlık arasında odaklanmaya devam etmeli ve ellerini başından çekmemelidir. Kullanıcı eğer isterse bu tekniği üflemeli bir çalgı ile yapabilir, bu varyasyonda kullanıcı çalgılan aşırı tiz bir nota çıkarır. Bu varyasyonun avantajı her bir tiz sesin daha uzun süreli ve etkili olmasıdır. Teknik anlık olduğundan karşı koymak zordur ancak tekrar tekrar tekniğe mağruz kalmak bazı hedefleri tekniğin etkilerine etkisiz hale getirebilir. Kullanıcı bu tekniğin etkilemeyeceği kişileri seçemez, yani çevredeki herkes bundan etkilenir.


Rakumei no Jutsu
Kullanıcı yüzüne sert bir ifade takınarak tekniği aktif eder. Eğer 3-4 metre yakında, kullanıcının yüzüne bakan hedefler tekniğin etki alanına girer. Uzaktaki kişiler teknikten etkilenmez. Tekniğin etkisi altındaki kişiler, hedefin ölümcül ve tehditkâr bir aura ile kaplandığını hayal eder. Bu, tekniğin etkisi altındaki kişilerin kullanıcıdan şiddetli bir şekilde korkmalarını sağlar. Bu korkuya yenik düşen hedefler kullanıcıdan kaçmaya çalışabilir veya eğer kullanıcı gözdağı vermek istiyor ise bu blöfü yiyebilirler. Korkuya yenik düşmeyenler ise kısa süreliğine de olsa konsantrasyonlarını ve dikkatlerini kaybederler. Teknik 5-10 saniye gibi kısa bir süre çalışır ve rakibi korkuttuktan sonra kendiliğinden kapanır.


Kokuangyou no Jutsu
Kullanıcı uzun bir el mührü dizisini bitirir ve tekniğin etkisi altında almak istediği kişilere doğru bakar. O anda, eğer o kişiler de kullanıcıya bakıyor ise, tekniğin etkisi altına girerler. Tenkik, hedeflerin görme ve duyma yetilerini bozar. 3 metre ilerisini göremez ve duyamaz hale gelirler. Hedefler herhangi bir yönden gelecek saldırıya açık hale gelir. Tekniğin efektif süresi 5 dakika ilâ 30 dakika arasında, kullanıcının disiplinleri ve seviyesine göre değişir.



Beceri Listesi


Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Chakra Hapı

Resim Resim

Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
Ueno Riko
 
Mesajlar: 94
Kayıt: 27 Eyl 2014, 17:49

Re: Bon Voyage!

Mesajgönderen GM - Naruto tarih 11 Kas 2014, 00:10

"Çocuklarım yok. Vardı. Hepsi vefat etti." diyor sessizce ve yüreğinde inanılmaz bir acı hissediyorsun. Ya karnında bir çocuk varsa? Ya büyürse, ve 20 yaşına geldiğinde ölürse? O zaman ne yaparsın?

"Anneni babanı gömmek kolaydır ama, üç çocuğunun ikisini gömmek, birini gömememek daha zordur. Bu yüzden dedim sana zaten, ölüm her zaman bize önümüzdeki bir yol kadar uzak. Yollar her zaman, çok uzak."

Bazı cümleleri anlamlı ilerlerken, bazen geri dönüşler yapıp cümleleri anlamsız şekilde bitiriyor. Can sıkıcı, ama tahmin ettiğin gibi, adam üç çocuğunu kaybetmenin acısıyla yaşıyor. Bu tip acılar zamanla geçmez zaten, bu tip acılar geçemez. Kazınır zihne.

Ama sen bunları düşünecek durumda değilsin tabii ki. Nasıl olacaksın ki? Miden bulanıyor, aklın karmakarışık. Emin olabildiğin tek bir şey varsa da, şu gariban tüccarın bir genjutsu üstadı olamayacak kadar masum baktığı. Chakrana odaklanıyorsun. Ve bir bozukluk, minicik bir yanlışlık tespit ediyorsun. Bir genjutsu'nun içinde olabilirsin. Belki de, karnında yaşayan bir canlı, chakranın akışını bozuyordur. Daha önce böyle bir şey yaşamadığın için elbette bu konuda fikrin yok. Gel gelelim, fikrin olabileceği tek dönem de adet dönemin. Kim bilir kaç gün var zaten o güne, şu an aklına bile gelmiyor. Zaten yaşadığın bozulma senin için yeterince yoğun.

Atın çektiği arabanın sağ arkasına asılı gaz lambası tek ışık kaynağınız. Genjutsu'nun olası kaynağını göremiyorsun. Koku, ses, hiçbir şey yanlış gitmiyor.

"Sanki hiç ilerlemiyormuşuz gibi. Ne kadar garip. Baksana, buradan daha önce geçmemiş miydik?"

Bilemezsin tabi, geçmiş miydiniz? Tek düşündüğün şey yaşlı tüccarın bir genjutsu üstadı oluşu, hamile oluşun ya da Mao'ydu. Etrafa hiç bakmadın. Belki de adam yanılıyor, paranoyaklık yapıyor. Birazcık dikkatli olup etrafa baksan, belki de adamın göremediği bir şeyler görürdün. Sen bir Kunoichi'sin. Göremez miydin?
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
Kullanıcı avatarı
GM - Naruto
Game Master
Game Master
 
Mesajlar: 2208
Kayıt: 09 Tem 2014, 22:21

Re: Bon Voyage!

Mesajgönderen Ueno Riko tarih 11 Kas 2014, 20:26

Evlat acısı... Ben daha küçücükken karşı komşumuz olan bir kadıncağız, koskoca yağız gibi delikanlı olan oğlunu kaybetmişti. Hayal meyal olsa bile ne kadar acı çektiğini, gözlerindeki sızıyı hala hatırlayabiliyorum. Annem onunla görüştükten sonra iç çekip evlat kaybının bu dünyadaki en tarifsiz acı olduğunu söylemişti. Zaten yaşlı olan kadın da oğlunun vefatından sonra fazla yaşamamıştı. O zamanlar çok da idrak edememiştim aslında ama etraftaki melankolik havayı ister istemez hissedebiliyordum. Yıllarını birlikte geçirdiğin, kokusunu içine çektiğin, gözlerine bakarak güne başladığın, hayatının bir parçası olmuş kişinin bir daha geri dönmeyecek olması çok acıtır herhalde. Artık yıllarca alıştığın o yüzü, o sesi bir daha duyamayacak olmak ve bu eksiklikle yaşama devam etmek zorunda kalmak... Sonra yıllar geçtikçe yavaşça silinir onunla geçirdiğin anılar aklından. Sesini unutursun, kokusunu unutursun, hatta yüzünü bile silik silik hatırlamaya başlarsın. Puslu anı parçacıklarından başka hiçbir şey kalmaz geride. Sonra bir gün oturur düşünürsün. "Vay be, dört yıl oldu demek." Sonra bu "Vay be"lerin sayısı artmaya başlar. Dört yıl, on dört yıl, belki yirmi dört yıl... Her defasında da kalbinde derin bir sızı hissedersin. Zamanın ilaç niyeti görüp kapatması gereken yara her geçen saniye daha da genişler, kanaması artar. Günlük yaşamın dertleriyle kendimizi oyalayacak bir zihnimiz olmasa çekilebilir miydi acaba böyle bir dert?

Kervancının sözleriyle başımı eğmiş ve derin düşüncelere dalmıştım. Benim bahsettiğim kadın sadece tek bir oğlunun vefatını görmüştü. Kervancı ise tam üç evladının üçünü de kaybetmiş. Keşke sormasaydım böyle bir soruyu ona. "Özür dilerim." dedim sessizce ve zihnimdeki düşüncelere geri döndüm. Kervancı ise konuşmaya devam ediyordu. Üç çocuğunun ikisini gömüp birisini gömememiş mi? Ne demek istediğini anlamamıştım. Soru işareti doğru yüzümle adama döndüm ama işin ayrıntısına girip canını yakmak da istemiyordum. "Kötü anılarınızı hatırlatmak istemezdim." Belki de benim de karnımda büyümekte olan bir hayat vardı ve belki ben de yıllar sonra gözümde yaşlarla onun ölümünü görecektim. Belki şimdiki hamilelik endişelerimi hatırlayıp ağlayacak ve aynı zamanda da şu zamanlardaki halime gülecektim. Böyle bir acıya ben dayanabilir miyim acaba?

Mide bulantım hala devam ediyordu. Kusacak gibi de hissetmiyordum pek kendimi. Nitekim daha evvelki kusma tecrübelerime bakacak olursak, kusma hissi aniden gelen bir şeydi zaten. Az önceki muhabbet zihnimi karıştırmış ve beni hüzünlü duygularla kaplamıştı ama duygu istismarı denen bir olay var. Belki adam bana kendini acındırmak istiyor ve beni zihnen zayıflatıp genjutsu tekniklerini bir bir uyguluyor. Belki de tamamen masum olan bu adam hakkında böyle şüpheci yaklaştığım için dünyanın en aşağılık insanıyım. Bilemiyorum. Aklım tamamen karışmış durumda. Zaten az önce çakralarıma odaklandığımda ufak bir bozukluk hissetmiştim. Genjutsu olma ihtimali yüksekti ama etrafta da herhangi bir genjutsu kaynağı göremiyordum. Belki de gerçekten bir bebek vardı içimde ve çakra dengeme tepki göstermişti. Yolculuğumda karşıma shinobi bir anne çıkarsa bu çakra olayını mutlaka sormalıyım ona. Tabi şu an bir genjutsu içerisinde değilsem ve cidden yolculuk yapıyorsam. Keşke adet günümü güzelce hesaplasaydım. Hiç umursamıyordum şu zamana kadar. Üç aşağı beş yukarı tahmin edebilirim ama tahminlerime göre de çok var ona zaten. Kicchan ile doktora gittiğimizde kaçmasaydım belki şu an öğrenebilirdim karnımda bebek olup olmadığını. Sanırım gerçeği bilmemek daha da çekici geliyor bana. Biz kızlar çok garibiz bence.

Kervancı bana yolu gösterip oradan daha önce geçip geçmediğimizi sordu. Bilmiyorum ki. Refleks olarak etrafa bakınmaya başladım ama zaten zifiri karanlıktı ortalık. Ayrıca her yer birbirine benziyordu. Gerçi belki de sürekli iç dünyamla cebelleşmeyip etrafı izlesem tahmin edebilirdim buradan daha önce geçip geçmediğimizi. İyi de kervancı bunu bana niye söyledi ki? Belki de ikimize birden genjutsu uygulandı. Öyle olmuş olabilir mi? Salak kafam! Salaksın sen Riko. Koskoca Chuunin'im şu yaşadığım rezilliğe bak. Bilmediğim tehlikeli olayların içerisinde bile bu kadar dikkatsiz davranmayı becerebiliyorum. Bence bu konuda ödül alabilirim. Neyse biraz bakınayım etrafa bari de belki bir şeyler anımsayabilirim. Eğer cidden geçtiğimiz yerlerden tekrar geçiyorsak büyük sıkıntı var demektir. Kervancının sorusuna ise büyük bir sessizlikle cevap vermiş oldum böylece.
Kütüphane
Lejant
Resim
The real hell is inside the person...


Resim
Künye
İsim: Ueno Riko
Yaş: 16
Cinsiyet: Dişi
Element: Fuuton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Alım Gücü: 4 - Orta Düşük Gelirli /4 Puan

Profil
Güç: 2
Çeviklik: 4
Kondisyon: 4
Potansiyel: 5
Varlık: 7
Zeka: 8

Eksiklikler/Özürler

Şizofreni
Zaten hayal dünyası fazla geniş olan Riko, öğretmeninin ölümünden sonra akli dengesini kaybetti. Gerçekte olmayan kişilerle konuşup, gerçekte olmayan kurgular oluşturup, gerçekte olmayan operasyonlar yaparak öğretmeninin yerini tespit etmeye çalışıyor. Ve hayatının dört bir yanını kaplayan bu kişilerin gerçek olmadığını kesinlikle reddediyor. Onlar Riko’nun güvenebileceği kişiler. Zararsızlar, değil mi?


Ninjutsu

Fuuchi no Jutsu
Kullanıcı Uma mührünü yapar ve bir eliyle ağzını ve burnunu kapatır. Kullanıcı bu şekilde soluduğu havayı filtrelemiş olur. Havada bulunan potansiyel zehirler, hastalıklar ve toz parçaları bu tekniğe yakalanır. Kullanıcı bu teknik ile su altında nefes alamaz veya solunum sistemine girmesi gerekmeyen zehirlerden kurtulamaz. Teknik açık kaldığı sürece, her nefese chakra yer. Kullanıcı ayrıca, diğer elini başkasının ağzına götürerek tekniği onlara da uygulayabilir. Bu süre boyunca o el de bırakılmamalıdır.


Zanshuu no Jutsu
Kullanıcı ortalama bir el mührü dizisinin ardından ellerini önünde birleştirir ve ortamdaki havaya odaklanır. Ortamdaki hava birden yukarıdan aşağıya doğru sertçe inmeye başlar. Bu, çevredeki herkesi, kullanıcı ve belirlediği bir kişi hariç olmak üzere, yere çökmeye zorlar. Akım aşırı derecede güçlüdür ve karşı koymak gerçekten kabiliyet gerektirir. Kullanıcı teknik süresi boyunca hareket edemez. Teknik açık kaldığı sürece chakra yer.


Genjutsu

Ryuhoubo C Rank
Houkibo C Rank
Taroubo C Rank


Shibou no Jutsu
Kullanıcı Tatsu el mührünü yapar ve o anda baktığı kişiyi tekniğin etkisi altına alır. Tekniğin altına girmek için hedefin kullanıcıya bakmasına gerek yoktur. Tekniğin etkisi altında olan kişi her 5 saniyede bir, kullanıcı tarafından hunharca öldürüldüğünü görür. Bu görüntüler 2 saniye sürer ve aşırı derecede gerçekçidir. Kullanıcı eğer isterse görüntüleri istediği gibi ayarlayabilir. Hedef git gide konsantrasyonunu kaybeder ve kullanıcıdan korkmaya başlar. Kötü ve rahatsız edici hisleri kullanıcı ile bağdaştırır. Savaş alanında kişilere göz dağı vermek, konsantrasyonlarını bozmak ve gerçeklik ile illüzyon arasındaki bağı koparmak için kullanılır. Diğer şartlar altında, işkence yapmak için kullanıldığı bilinmektedir. Teknik 2-3 dakika kadar açık kalır, ardından tekrar uygulamak gerekir.


Mugen Onsa
Kullanıcı elleri ile kendi kafasını kavrar ve aşırı kısa bir süreyi tekniğe odaklanmak için harcar. Ardından, aşırı keskin ve korku verici bir çığlık atar. Çığlık bir kaç saniye sürer. Bu çığlığı duyan herkes şiddetli bir zihinsel acı ile karşılaşır, çığlık dindiğinde bile yarattığı zihinsel yorgunluk devam eder. Kullanıcı, her 5 saniye aralıklarla çığlık atabilir, her bir çığlık chakra yer. Her bir çığlık hedeflerin başını ağrıtmaya devam eder ve zihinlerine direk olarak saldırır. Bir kaç çığlığın ardından hedeflerde kafa karışıklığı ve odaklanma sorunu başlar. Kullanıcı her bir çığlık arasında odaklanmaya devam etmeli ve ellerini başından çekmemelidir. Kullanıcı eğer isterse bu tekniği üflemeli bir çalgı ile yapabilir, bu varyasyonda kullanıcı çalgılan aşırı tiz bir nota çıkarır. Bu varyasyonun avantajı her bir tiz sesin daha uzun süreli ve etkili olmasıdır. Teknik anlık olduğundan karşı koymak zordur ancak tekrar tekrar tekniğe mağruz kalmak bazı hedefleri tekniğin etkilerine etkisiz hale getirebilir. Kullanıcı bu tekniğin etkilemeyeceği kişileri seçemez, yani çevredeki herkes bundan etkilenir.


Rakumei no Jutsu
Kullanıcı yüzüne sert bir ifade takınarak tekniği aktif eder. Eğer 3-4 metre yakında, kullanıcının yüzüne bakan hedefler tekniğin etki alanına girer. Uzaktaki kişiler teknikten etkilenmez. Tekniğin etkisi altındaki kişiler, hedefin ölümcül ve tehditkâr bir aura ile kaplandığını hayal eder. Bu, tekniğin etkisi altındaki kişilerin kullanıcıdan şiddetli bir şekilde korkmalarını sağlar. Bu korkuya yenik düşen hedefler kullanıcıdan kaçmaya çalışabilir veya eğer kullanıcı gözdağı vermek istiyor ise bu blöfü yiyebilirler. Korkuya yenik düşmeyenler ise kısa süreliğine de olsa konsantrasyonlarını ve dikkatlerini kaybederler. Teknik 5-10 saniye gibi kısa bir süre çalışır ve rakibi korkuttuktan sonra kendiliğinden kapanır.


Kokuangyou no Jutsu
Kullanıcı uzun bir el mührü dizisini bitirir ve tekniğin etkisi altında almak istediği kişilere doğru bakar. O anda, eğer o kişiler de kullanıcıya bakıyor ise, tekniğin etkisi altına girerler. Tenkik, hedeflerin görme ve duyma yetilerini bozar. 3 metre ilerisini göremez ve duyamaz hale gelirler. Hedefler herhangi bir yönden gelecek saldırıya açık hale gelir. Tekniğin efektif süresi 5 dakika ilâ 30 dakika arasında, kullanıcının disiplinleri ve seviyesine göre değişir.



Beceri Listesi


Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Chakra Hapı

Resim Resim

Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
Ueno Riko
 
Mesajlar: 94
Kayıt: 27 Eyl 2014, 17:49

Re: Bon Voyage!

Mesajgönderen GM - Naruto tarih 14 Kas 2014, 23:33

Kafanı kaldırıyorsun. Etrafa bakıp ufku seyrederken, güneşin doğmasına yaklaşık iki saat kalmış olduğunu görebiliyorsun. Güneş yükseleceğini hissettiriyor ufuklarda, görebileceğin en uzak noktada kızıllıklar başlamış gibi ama, gökkubbenin geri kalan her yeri kapkaranlık.

Kafanı kaldırdığın an, nasıl olduğunu bilmiyorsun ama bir genjutsuda olduğun fikrine kapılıyorsun. Hemen, derhal bunu bozmak için bir hamle yapmaya yeltenirken bir ses duyuyorsun.

"Başlıyorum."

Hayır! Ses kervancıdan gelmiyor. Kafanın içinde yankılanıyor ses. Öylesine rahatlatıcı, öylesine duru bir ses ki bu, bir süre hareket etmemeyi tercih ediyor zihnin.

Sanki içinde bulunduğun genjutsu seni alıkoymuyor, sana zor uygulamıyor da, seni ikna ediyor gibi. Başarılı da. Tek bir kelime ile nasıl da rahatlatıyor vücudundaki her kası, kafandaki her boşluğu nasıl da dolduruyor birden o kelime. Başlıyor işte adam, arkana yaslanıyorsun. Zavallı tüccarın da şu an yaşadığın şeyden zerre haberi yok gibi gözüküyor.

Zaman hızlanıyor birden. Sanki fersah fersah ilerlemişsiniz gibi, bulunduğunuz yerleri ışık hızında geçiyorsunuz. Güneş yükseliyor hızla. Öğlen oluyor. Kavurucu sıcağı hissediyorsun tekrar. Boncuk boncuk terlediğini hissedebiliyorsun. Elini alnına götürüp silmek istesen de, silemiyorsun. Yapmıyorsun, yapmamayı tercih ediyorsun. Mide bulantın tamamen geçiyor. Daha sabah yaşadığın bütün o çılgın anılar, şu anki rahatlığınla örtüşmüyor. Öylesine huzurlusun ki, ve zaman öyle hızlı akıyor ki! Bir yandan anlam veremiyor, bir yandan da bu hissin hiç geçmemesini istiyorsun. Güneş en tepeye ulaşıyor. Oysa sadece bir dakika geçti, ufuktaki yeni kızıllıkların başlamasının ardından.

Yaşadığın en güzel anılar geçiyor zihninden teker teker. Sensei'n geliyor. Onun şu an yanında olması için nelerini vermezdin ki zaten? O adamı kötü adamların elinden kurtarmak için köyünü terk ettin sen az önce, çok olmadı en fazla 2 saat falan oldu. Hatta sen çıkarken geceydi ama, şu an güneş batmak üzere; sen anılarına odaklanmış, hayatının en güzel saniyelerini tekrar tekrar yaşıyorken.

Bu anların hiç bitmemesini istiyors-

At arabasının tekeri bir taşa takılıyor ve araba hopluyor birden. Bulunduğun yerden, kervancının yanından irkilerek kalkıyorsun.

Kafanı kaldırıyorsun. Etrafa bakıp ufku seyrederken, güneşin doğmasına yaklaşık iki saat kalmış olduğunu görebiliyorsun. Güneş yükseleceğini hissettiriyor ufuklarda, görebileceğin en uzak noktada kızıllıklar başlamış gibi ama, gökkubbenin geri kalan her yeri kapkaranlık.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
Kullanıcı avatarı
GM - Naruto
Game Master
Game Master
 
Mesajlar: 2208
Kayıt: 09 Tem 2014, 22:21

Re: Bon Voyage!

Mesajgönderen Ueno Riko tarih 15 Kas 2014, 00:22

Kapkaranlık göğün en uç kısımlarında minik bir aydınlık kendini göstermeye başlıyordu. Nihayet sabah oluyordu. Çok değil, birkaç saat sonra gecenin huzursuz karanlığından kurtulacak ve gün ışığının verdiği rahatlıkta ilerlemeye başlayacaktık. Hem ne demişler? Geceleri duygularımızla gündüzleri ise mantığımızla hareket edermişiz. Saçma sapan düşüncelerin beni esir almasının sebebi de buydu sanırım. Zaten yolculuğun başından beri hiç hoşlanmamıştım şu gecenin uğursuzluğundan. Ne bir şey görünüyor ne bir ses var... Ama belki de kavuşamayacaktım o aydınlığa. Genjutsu. En sevdiğim shinobi tekniği ve uzmanlık alanım. Neden sevdiğimi merak ediyor musunuz? Bence etmiyorsunuz ama yine de anlatacağım. Şu anda içinde bulunduğum hisler yüzünden seviyorum genjutsuyu. Yaşaması da yaşatması da ayrı bir zevk veriyor. Bodoslama dalmak gibi değil, çok daha narin ve çok daha ince. Çok da kırılgan. İnsanı sürekli tedirgin eden ve "Acaba?" soru işaretini akıllarda bırakan bir yetenek. Gerçekten acı vermediği halde yaşattığı korku, tedirginlik, soru işaretleri ve geride bıraktığı o büyük yorgunluk paha biçilemez. Kılıcını bir kez savurmadan, shurikenini bir kez fırlatmadan havlu atan shinobiler görmekten daha zevkli ne olabilir ki başka? Psikopat bir manyak olduğum için söylemiyorum bunu. O hazzı bir kez tatmam yetti bana uzmanlık alanımı seçmem konusunda.

Şimdi ben de aynı etkilerin altındayım. Genjutsu beni içine almış ve şu anda bana bakıp kahkahalarla gülen birileri var. Veya birisi. Genjutsuyu bozmak için keskin bir acı yeterlidir. Eğer acı çekme gibi bir imkanınız yoksa genjutsu içerisinde olduğunuzun farkına varmanız gerekir. Farkındalığa ulaştığınız ve artık emin olduğunuz anda çakranızla oynayarak kurtulabilmeniz mümkün. Ben de bunu yapacaktım. Bozacaktım üstümdeki bu oyunu. O rahatlatıcı sesi duyana kadar da böyle düşünüyordum. "Başlıyorum." Ses zihnime aitti. Tüm bedenime yayılan sıcak bir titreşimi vardı ve kendimi başka bir evrendeymişim gibi hissettiriyordu. Sadece tek bir kelime söylemesi yetmişti kendimi ona bırakmam için. Beni etkisine alan genjutsu böyleyse, lütfen sonsuza dek orada kalsın. Hep konuşsun zihnimin içinde ve beni kendimle baş başa bıraksın. Baştan aşağıya rahatlamış bedenimi arkama doğru yasladım. Neden her şey bir anda bu kadar güzel görünmeye başladı?

Yolculuğun başından beridir normal seyrinden yavaş giden zaman bir anda dört nala koşmaya başlamıştı sanki. Tanrı bir tuşa basmıştı ve zaman an an ileriye doğru akışa geçmişti. Güneş doğmuş ve hatta doğmakla da kalmamış, öğle vaktindeki zirve konumuna yükselmişti. Sıcak. Ishigakure'nin sevimli ama bir o kadar da yakıcı güneşi... Alnımdan süzülüp "pıt" diye düşen birkaç damla teri hissedebiliyordum. Yere düşerken gıdıklıyorlardı beni, bu yüzden kolumla silmek istemiştim terimi ancak yapamamıştım. Daha doğrusu yapmak istememiştim. Yaşadığım anın tadını çıkarmak isterken içimde büyüyen tembel, kolumu bile kaldırmaktan aciz hale getirmişti beni. Sadece kıpırdamak istemiyordum. Bu şekilde sonsuza dek kalmak ve zamanının akışını sonsuza dek izlemek istiyordum. Onun dışında başka hiçbir hareket olmasın. Zaten bu tam rahatlama halini yaşamamın bir sebebi de deminden beridir zihnimi karmaşık düşüncelere sürükleyen ve kendimle çatışmama sebep olan mide bulantımın geçmiş olmasıydı. Yolculuğun başından beridir kendimle cebelleşmemin ödülü müydü acaba şu yaşadığım zevk doruğu? Deminden beridir sadece birkaç dakikanın geçmiş olduğuna adım gibi eminim. Neler olduğuna dair en ufak bir fikrim yok ama bitmesini hiç istemiyorum. Lütfen bitmesin. Ne olur hep böyle kalayım!

Yine o gri saçlar... Karşısında da benim hayranlıktan kocaman olmuş, pasparlak kırmızı gözlerim... Küçücüğüm daha, akademide ilk senem. Kız öğrencilerden birisi ilgisini çekmiş Sensei'min. Nasıl da kıskanmışım. Kıskançlığın verdiği öfkeden kıpkırmızı kesilmiş suratım. Yanımdaki çocuk bana bakıyor şaşkınlıkla. İyi olup olmadığımı soruyor. Hemen atıyorum kendimi yere. Ah nasıl da güzel bayılmış numarası yapıyorum. Sensei beni kollarına alırken nasıl da mesudum! Keşke şu anda da yanımda olsaydı. Beni kollarına sarsaydı veya sarmasa bile tek bir kelime etseydi o yüzündeki nazik gülümsemeyle birlikte. Tek bir kelime. Onun burada, benimle olduğuna dair tek bir işaret... Keşke... İşte yine ben! Büyümüşüm bu sefer. Yeni chuunin olmuşum herhalde. Görevimin heyecanını anlatıyorum ballandıra ballandıra. Sensei ile boş bir sınıfta yalnızız. Ben komik el kol hareketleri yaparak anlattıkça nasıl da gülüyor! İlk kez o zaman duymuştum kahkahasının sesini ve o anda donuklaşarak kızarmış suratımla izlemeye başlamıştım onu. O sahneyi hafızama ayrıntılarıyla kazımak için bakabildiğim kadar çok bakmak istiyordum. Ben donuklaşınca aniden Sensei gülmeyi kesmiş ve şaşkınlıkla yüzümdeki ifadeyi incelemeye başlamıştı. Şimdi görebiliyorum nasıl bir ifade olduğunu. Çok sarhoş, çok büyülenmiş bir ifade... Sensei benim o masum duygularımı nasıl fark etmedin? Hem de benden kat be kat tecrübeli olduğun halde. Keşke fark etmiş olsaydın. Belki şu an her şey çok farklı olabilirdi. Sensei'yi yeniden bu kadar canlı görmek, daha doğrusu hatırlamak, aklımdan tüm anlam veremediğim olayları çıkarmıştı. Sadece o doldurmuştu zihnimi ve hatırlayabildiğim kadar hatırlamak istiyordum artık. Yolculuğumuz hiç bitmese, normalden hızlı bir şekilde batmakta olan bu güneşin altında, tuhaflıklarla birlikte sonsuzluğa ilerlesek ve ben bu şekilde sonsuzluğun içinde kaybolsam... O kadar çok isterdim ki bunu.

Aniden yerimden sıçradım ve şaşkınlıkla arkama yaslandığım yerden dikeldim. Kapkaranlık göğün en uç kısımlarında minik bir aydınlık kendini göstermeye başlıyordu. Nihayet sabah oluyordu. Çok değil, birkaç saat sonra gecenin huzursuz karanlığından kurtulacak ve gün ışığının verdiği rahatlıkta ilerlemeye başlayacaktık.
Kütüphane
Lejant
Resim
The real hell is inside the person...


Resim
Künye
İsim: Ueno Riko
Yaş: 16
Cinsiyet: Dişi
Element: Fuuton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Alım Gücü: 4 - Orta Düşük Gelirli /4 Puan

Profil
Güç: 2
Çeviklik: 4
Kondisyon: 4
Potansiyel: 5
Varlık: 7
Zeka: 8

Eksiklikler/Özürler

Şizofreni
Zaten hayal dünyası fazla geniş olan Riko, öğretmeninin ölümünden sonra akli dengesini kaybetti. Gerçekte olmayan kişilerle konuşup, gerçekte olmayan kurgular oluşturup, gerçekte olmayan operasyonlar yaparak öğretmeninin yerini tespit etmeye çalışıyor. Ve hayatının dört bir yanını kaplayan bu kişilerin gerçek olmadığını kesinlikle reddediyor. Onlar Riko’nun güvenebileceği kişiler. Zararsızlar, değil mi?


Ninjutsu

Fuuchi no Jutsu
Kullanıcı Uma mührünü yapar ve bir eliyle ağzını ve burnunu kapatır. Kullanıcı bu şekilde soluduğu havayı filtrelemiş olur. Havada bulunan potansiyel zehirler, hastalıklar ve toz parçaları bu tekniğe yakalanır. Kullanıcı bu teknik ile su altında nefes alamaz veya solunum sistemine girmesi gerekmeyen zehirlerden kurtulamaz. Teknik açık kaldığı sürece, her nefese chakra yer. Kullanıcı ayrıca, diğer elini başkasının ağzına götürerek tekniği onlara da uygulayabilir. Bu süre boyunca o el de bırakılmamalıdır.


Zanshuu no Jutsu
Kullanıcı ortalama bir el mührü dizisinin ardından ellerini önünde birleştirir ve ortamdaki havaya odaklanır. Ortamdaki hava birden yukarıdan aşağıya doğru sertçe inmeye başlar. Bu, çevredeki herkesi, kullanıcı ve belirlediği bir kişi hariç olmak üzere, yere çökmeye zorlar. Akım aşırı derecede güçlüdür ve karşı koymak gerçekten kabiliyet gerektirir. Kullanıcı teknik süresi boyunca hareket edemez. Teknik açık kaldığı sürece chakra yer.


Genjutsu

Ryuhoubo C Rank
Houkibo C Rank
Taroubo C Rank


Shibou no Jutsu
Kullanıcı Tatsu el mührünü yapar ve o anda baktığı kişiyi tekniğin etkisi altına alır. Tekniğin altına girmek için hedefin kullanıcıya bakmasına gerek yoktur. Tekniğin etkisi altında olan kişi her 5 saniyede bir, kullanıcı tarafından hunharca öldürüldüğünü görür. Bu görüntüler 2 saniye sürer ve aşırı derecede gerçekçidir. Kullanıcı eğer isterse görüntüleri istediği gibi ayarlayabilir. Hedef git gide konsantrasyonunu kaybeder ve kullanıcıdan korkmaya başlar. Kötü ve rahatsız edici hisleri kullanıcı ile bağdaştırır. Savaş alanında kişilere göz dağı vermek, konsantrasyonlarını bozmak ve gerçeklik ile illüzyon arasındaki bağı koparmak için kullanılır. Diğer şartlar altında, işkence yapmak için kullanıldığı bilinmektedir. Teknik 2-3 dakika kadar açık kalır, ardından tekrar uygulamak gerekir.


Mugen Onsa
Kullanıcı elleri ile kendi kafasını kavrar ve aşırı kısa bir süreyi tekniğe odaklanmak için harcar. Ardından, aşırı keskin ve korku verici bir çığlık atar. Çığlık bir kaç saniye sürer. Bu çığlığı duyan herkes şiddetli bir zihinsel acı ile karşılaşır, çığlık dindiğinde bile yarattığı zihinsel yorgunluk devam eder. Kullanıcı, her 5 saniye aralıklarla çığlık atabilir, her bir çığlık chakra yer. Her bir çığlık hedeflerin başını ağrıtmaya devam eder ve zihinlerine direk olarak saldırır. Bir kaç çığlığın ardından hedeflerde kafa karışıklığı ve odaklanma sorunu başlar. Kullanıcı her bir çığlık arasında odaklanmaya devam etmeli ve ellerini başından çekmemelidir. Kullanıcı eğer isterse bu tekniği üflemeli bir çalgı ile yapabilir, bu varyasyonda kullanıcı çalgılan aşırı tiz bir nota çıkarır. Bu varyasyonun avantajı her bir tiz sesin daha uzun süreli ve etkili olmasıdır. Teknik anlık olduğundan karşı koymak zordur ancak tekrar tekrar tekniğe mağruz kalmak bazı hedefleri tekniğin etkilerine etkisiz hale getirebilir. Kullanıcı bu tekniğin etkilemeyeceği kişileri seçemez, yani çevredeki herkes bundan etkilenir.


Rakumei no Jutsu
Kullanıcı yüzüne sert bir ifade takınarak tekniği aktif eder. Eğer 3-4 metre yakında, kullanıcının yüzüne bakan hedefler tekniğin etki alanına girer. Uzaktaki kişiler teknikten etkilenmez. Tekniğin etkisi altındaki kişiler, hedefin ölümcül ve tehditkâr bir aura ile kaplandığını hayal eder. Bu, tekniğin etkisi altındaki kişilerin kullanıcıdan şiddetli bir şekilde korkmalarını sağlar. Bu korkuya yenik düşen hedefler kullanıcıdan kaçmaya çalışabilir veya eğer kullanıcı gözdağı vermek istiyor ise bu blöfü yiyebilirler. Korkuya yenik düşmeyenler ise kısa süreliğine de olsa konsantrasyonlarını ve dikkatlerini kaybederler. Teknik 5-10 saniye gibi kısa bir süre çalışır ve rakibi korkuttuktan sonra kendiliğinden kapanır.


Kokuangyou no Jutsu
Kullanıcı uzun bir el mührü dizisini bitirir ve tekniğin etkisi altında almak istediği kişilere doğru bakar. O anda, eğer o kişiler de kullanıcıya bakıyor ise, tekniğin etkisi altına girerler. Tenkik, hedeflerin görme ve duyma yetilerini bozar. 3 metre ilerisini göremez ve duyamaz hale gelirler. Hedefler herhangi bir yönden gelecek saldırıya açık hale gelir. Tekniğin efektif süresi 5 dakika ilâ 30 dakika arasında, kullanıcının disiplinleri ve seviyesine göre değişir.



Beceri Listesi


Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Chakra Hapı

Resim Resim

Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
Ueno Riko
 
Mesajlar: 94
Kayıt: 27 Eyl 2014, 17:49

Re: Bon Voyage!

Mesajgönderen GM - Naruto tarih 15 Kas 2014, 00:41

"İyi misin, bir şeyin var gibi?" diyor tüccarın sesi. Seninse aklın tamamen az önce yaşadığın olayda. Bir açıklaması olmalı. Bir genjutsu altına alındığın çok belli ama, ne kaynağı aklında fikrin var ne de amacı hakkında. Sen o haldeyken gelip savunmasız tüccarı dövüp tüm malı çalamaz mıydı yani?

Pek tabii ki çalardı.

Demek ki, sana zarar vermek istemeyen biri. Bir şeyler deneyen biri. Ya da, seni tanıyan biri. Belki de, seni tanımak isteyen biri?

Önünüzdeki üç saat içinde sıra dışında hiçbir şey olmuyor. Anlamsız şeylerden bahsediyorsunuz. O sana aileni soruyor, hayatını soruyor, hatta sevgilin var mı yok mu onu bile soruyor. Tatlı bir amca işte. "Chibu'ya altı saat falan kaldı. Geldik sayılır" diyor. Uzun yolların adamı işte, altı saat yolculuk onun için "birazdan oradayım" tadında.

Sıkıcı bir yolculuk. En azından, para alacaksın.




5 saat kadar sonra-

Hızlı yolculuğunuzun bitmesine yarım saat falan kaldığını hesaplayabiliyorsun güneşin konumuna göre. Güneşin saat 6 civarında doğduğunu düşünürsek, saat 11 gibi olmalı şu an.

"Geldik işte, sorunsuz kazasız geldik!" diyor adam sevinçle. Gerçi senin için öyle değil. Bir genjutsu tekniğine yakalandın. Ne olduğunu anlamıyorsun ama, tüccar büyük bir tehlike atlattığının farkında bile değil neyse ki. Parmağını yukarı kaldırıyor ve şehri gösteriyor. Çok uzaklardan size doğru gelen iki kişi görüyorsun. Derslerden hatırladığın kadarıyla bunlar kasaba koruma görevlileri olmalılar. Tüccar gerekli belgeleri gösteriyor ve sorunsuz şekilde Chibu'ya doğru ilerliyorsunuz. Yaklaştıkça kalabalık artıyor. Otellerin, hanların çatılarını görebiliyorsun. Bulunduğunuz yerden Asakura Geçidi'ni de görebiliyorsun. Şehrin içine, kervanların bulunduğu kalabalığa karışıyorsunuz bir anda.

"Geldik işte. İstersen sen git. İşte bu da, söz verdiğim para. Güle güle harca. Haydutlar senden korkmuş olmalılar, yaklaşmadılar bile! Hehkehkeh!" diye sesli şekilde gülüp sana bir miktar para uzatıyor. Gülümsüyor.

Şu an, istediğini yapabilirsin. Yepyeni bir şehirdesin. Sana kalmış tamamen.
Chibu Kasaba'sında yeni konu açmanı istiyorum. Artık Ishigakure'de değiliz, sonuçta!

Alım Gücü 4 - Orta Düşük Gelirli /4 Puan'a yükselmiştir.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
Kullanıcı avatarı
GM - Naruto
Game Master
Game Master
 
Mesajlar: 2208
Kayıt: 09 Tem 2014, 22:21

Önceki

Dön Role Play Arşivleri

Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 0 misafir

cron