İsim: Shun Yamaguchi
Yaş: 17
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.77
Kilo: 67
Köy: Ishagakure
Element: Fuuton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Portre
Görünüm
Kişilik
Shun pek insanlarla ilgilenmeyi sevmez. Yaşadığı yaşam ve aklına koyduğu hedefler yüzünden pek insan etkileşimine geçememiş ve bu da onu yalnız olmaya zorlamıştır. Çaresiz gördüğü kişiler ona kendini hatırlattığından her ne kadar Shun'u tiksindirse de her zaman yardım etmeye açık olmuştur ve onları cesaretlendirmiştir. Duygularını gizlemeyi ve yeri geldiğinde hissetmediği şeyleri insanlara diğer türlü göstermekte git gide daha da iyi olmuştur.
Özgeçmiş
Yamaguchi ailesinin evi her zaman sevgi dolu ve sıcak bir yuva olmuştur. Maalesef Shun bunların hiçbirine tanık olamadı.
Annesi her ne kadar güçlü bir kadın olursa olsun kader kadar güçlü değildi. Doğduğu gece sanki tanrılar bir kumar oynamış, Shun’un yaşamını ona bahşederken hayatı boyunca onun için en değerli olacak insan olan annesinin yaşamını almıştı. Babası ise hayatının aşkını kaybetmenin getirdiği üzüntü ve öfkeden suçu tanrılara değil, görebileceği ve hayatı boyunca bunu hatırlatabileceği kişi olan Shun’a atmıştı. Ona göre 9 ay boyunca beklediği bu mucize sadece onun hayatını zora sokmak için gönderilmiş bir şeytandı. Daha deli ve kötü kalpli biri olsa Shun’un yeni doğmuş bir bebek olmasını umursamaz, rahatsız edici bir kediymiş gibi onu bir çuvala atar ve en yakın nehre fırlatırdı. Shun en azından bu konuda şanslıydı.
Her ne kadar nehre atılmaktan kurtulmuş olsa da Shun için büyümek o kadar kolay olmadı. Eskiden sevgi dolu ve başarılı bir eczacı olan babası, işini boşuyor, kazandığı azıcık parayı da kendini “rahatlatacak” ilaçlara veya içkiye harcıyordu. Shun ise babasının eline bakmayacak kadar akıllıydı. Ya arada sırada para karşılığında insanların getir götür işine bakıyor ya da babası sızıp kalmışken cebinden ne kadar çalabiliyorsa çalıyordu. Fakat bu para da onun her ihtiyacını karşılamıyordu. Shun’un bazı seçimler yapması gerekiyordu. Ya şimdi karnı doyacak ve dünyada olup biten hiçbir şeyi kafaya takmayacaktı ya da azimlenip, sadece ihtiyacı kadar yiyip kendini geliştirmeye bakacaktı. Shun babasının boynundaki nefesinden ve onun sürekli suçlamalarından birinci yolla kurtulamayacağını biliyordu. Kendini mümkün olduğu kadar geliştirip bir gün bu adamdan kurtulacak ve ona dair her türlü anıyı unutacaktı. Birkaç yıl boyunca hayatı bu yönde gitti. Arada sırada babası ondan para çaldığını yakalıyor, onu güzelce dövüp evden kovuyordu. Fakat aldığı ilaçlardan ve içkilerden kafası iyice gittiği için ertesi gün her şeyi unutuyordu. Böyle zamanlarda da Shun eve geliyor ve babası olacak bu adamdan ne kadar nefret ettiğini hatırlayıp azmini daha da körüklüyordu. Shun’a göre işler yerindeydi. Karnı hemen hemen doyuyordu ve kısmen özgürdü. İstediği kitabı alıp okuyabiliyordu ve ona bir şey söyleyecek kimse yoktu. Hayat tam ona kolay gelmeye başlamıştı ki tanrılar işi biraz daha kızdırmak istedi.
Shun her zamanki dayaklarından sonra eve döndüğünde babası her zamanki gibi masanın üzerinden baygın bir şekilde yatıyordu. Aldığı şeylerden sonra küçücük kalmış adam şişelerin arasında iyice kayboluyordu. Gerçekten acınası bir manzaraydı ama Shun acıma noktasını çoktan geçmişti. Onun aklında sadece ondan kurtulmak vardı. Kaç kere doğmamış olmayı diledi? Kaç kere babası olacak o adamın ölü olmasını diledi? Bu düşünceler kafasında volta atarken bir şey fark etti Shun. Babası kıpırdamıyordu. Baygın bir adamın her ne kadar baygın olursa olsun azıcık bile olsa bir hareketi olurdu. Ya ağzı oynardı, ya kaşı arada titrerdi ya da en azından aldığı nefesten dolayı sırtı inip kalkardı. Ama bunları hiçbiri yoktu. Sadece acınası bir hareketsizlik vardı babasının üzerinde. Shun bir süre sadece babasının suratına baktı. Daha sonra emin olmak için nabzını kontrol etti. Yüzünde hiçbir mimik yoktu. Orada yatan adama sadece acıma hissediyordu. Cesedin ceplerini kontrol etti, bulduğunu aldı. Daha sonra da eşyalarını alıp evden çıktı. Bir daha da geri dönmedi.
Daha sonraki yıllar Shun için daha zor geçti. Babasından para çalmak onun için uygundu. Ona göre zaten ona gitmesi gereken parayı alıyordu. Ama başka birisinden çalmak onun için sadece acınasıydı. Bu yüzden kendini idame ettirmeyi öğrendi. Gerekirse getir götür işleri yapıyor, gerekirse ev boyuyor gerekirse tuvalet temizliyordu. Onun için para kazanmanın onursuz bir şekli yoktu. İnsan hayatta kalmak için yapması gerekeni yapardı. Ama bunca işi bir arada yaparken bile kendini geliştirmeyi bırakmadı. Küçükken çektiği acıları başka birinin çekmemesini sağlayacağı bir dünya yaratmak istiyordu ve bunun için elinden geleni yapmaya hazırdı. Bir yerden sonra işin içine okul da girdi. Shun sabahları okula gidiyor, okuldan sonra ise çalışıyordu ve her şeyin yolunda gitmesini umuyordu. Zamanı geldiğinde her şey değişecekti. Zamanı geldiğinde Shun artık önüne sunulan yaşamın ve dünyanın umrunda olmayacağı bir yere gelecekti. O zamana kadar tek yapması gereken buna ulaşmak için çabalamak.
Amaç
Bu dünyayı onun yaşadığı yaşamı ya da daha da kötüsünü yaşanmayacak şekilde değiştirmek ve bunun için güçlenmek Shun'un amacıdır. Her ne kadar kulağa klişe gelse de bu Shun'un pek umrunda değildir.
Eksiklikler
-Yalnız
Shun'un yaşadığı yaşam insanlarla etkileşime geçmesini büyük ölçüde engellemiştir. Kendi yaşantısına ve planlarına uygun bir şekilde yaşadığından sadece ihtiyacı olduğunda insanlarla ilişkiler kurmuş ve işlevlerini yitirince de bu ilişkileri kesmiştir.
Profil
Güç: 5
Çeviklik: 7
Kondisyon: 7
Potansiyel: 6
Varlık: 3
Zeka: 3