Apartman Toplantısı

Moderatör: Game Master

Re: Apartman Toplantısı

Mesajgönderen Shiki Nishiyama tarih 16 Eki 2014, 03:29

Sorumu sorduğum an verdiği tepki beni kahkahalara boğmuştu. Utanıp bozulacağı bir durum yaratmak istemiştim ve gerçekten işe yaramıştı. Kendimi durdurmak için ağzımı elimle kapattım. Özel, kişisel bir soru işte! Sadece bir kere diye cevap verince aslında bozuldum biraz. Gene de bu gülümsememi engelleyecek bir durum değildi. Demek ki çocukta yeterince cinsellik konusunu hareketlendirememişim. Bana sorduğunda söylemek için ağzımı açtım ama duymak istemediğini söyledi. Kendi kendime kıkırdadım. Madem duymak istemiyor söylememe gerek yok. Ben, Kiyo evime gelip ağzına sıçtığı zamandan sonra full onu düşünmüştüm. Ne kadar oldu saymadım ama bir kere de değil tabi ki! O battaniyeyi kafasına kaldırınca ben de fırsattan istifade pastama abanıp yarısına geldim sonunda. Hem tatlı, hem de Kiyo'nun bu sevimli davranışları sayesinde keyfim yerindeydi bayağı. Ne kadar zamandır böyle kahkaha attığımı hatırlamıyorum. Sıradan sırıtışları ve kibarlık niyetine olan gülümsemeleri saymazsak uzun süredir gülmüyordum. Tabi ki beni güldürenin Kiyo olması içimi daha da ısıtıyor.

Sonunda battaniyenin altından kafasını çıkardı. Sonra da sorusunu sordu. Oh, bizimkilere anlattığımı söylemiş miyim? Neyse, madem biliyor detaylandırabilirim. Bunlar sırdı, tabi ilişkimi pekiştirmeye çalıştığım ve en güvendiğim insandan saklayacağım sırlar değil. Pastayı tekrar yere koydum. "Abimin şu bağ kuvvetlendirme çabası yüzünden oldu. Sadako'yu da alıp benim eve geldiler yanlarında da alkol getirmişler. Sadako daha önce hiç içmemiş, biz de rezil abiler olduğumuz için kızı sarhoş ettik." Kaldırdım götümü ve yatakta emekleye emekleye Kiyo'nun yanına gidip, battaniyenin içine girmeden uzandım. Üstüne yatmadığım elim ile saçlarını okşamaya başladım. "Bir süre sonra bunlar iyice sapıtıp, geceyi itiraf gecesine çevirdiler. Sadako bakire olmadığını söyledi mesela." Elimi saçlarından yanaklarına indirdim. Hala sırıtıyordum. "Başta bayağı bir sinirlendim ama abim kızın başında durmadığımızı ve bu yüzden karışma hakkımız olmadığını söyledi. Haklı da. Ben babamlarla bozuşup evden ayrıldığımda 14 yaşındaydım. Sadako ile aramızda 7 yaş var. Düşünürsen, kızın büyüme çağında kendimi aileden soyutlamıştım. Zaten abim ile aralarında çok yaş farkı var. Üstelik Sadako abimden çekinirdi eskiden. Ben de fazlasıyla bencil bir abi olduğumdan kızı terk etmiş durumdayım. Bu yüzden abim haklıydı. Fazla kızamadım. Sonra..." Öf, aklıma abimin itirafı geldi. Gene rahatsız oldum. Konuşmaya devam etmeden önce kafamı kaldırıp Kiyo'nun boynunu öpeyim dedim. Öptüm de, ama tekrar düzelirken Kiyo'nun kızarmış yanaklarını gördüm. Oldukça sevimli bir şekilde yatıyordu. Baş parmağımla yeni edindiği yarasının üstünden geçip hissetmeye çalıştım derinliğini. Fazla önemli görünmüyordu. Çocuğu şöyle bir kontrol etme eylemimden sonra da lafıma devam etmek için tekrar koydum kafamı.
"Abim yengemi aldattığını söyledi." Peh, bunu dile getirmek bile iğrenç. O kadar uyuz oldum ki herife zaten o gün. "Yengemin hamile olduğunu biliyorsun. Bir de mal gidip itiraf etmiş. Acımıyor mu karnındaki çocuğa anlamadım. Tam bir gerizekalı. Abaza herif." Abime olan laflarımı söylerken gözüm dalmış, tavana bakmaya başlamıştım. Birden çok iyi niyetli düşündüğümü fark ettim. Nedense, başkalarını düşünmeyi ve onlar için üzülmeyi kendime yediremiyorum. "Ben ona bu kadar hayranken, bu şekilde embesilce hareketler sergilemesi hoşuma gitmiyor. Onu düşündüğümden değil yani." diye eklemek zorunda hissettim kendimi. Derin bir nefes alıp asıl can alıcı noktaya geldim. "Bunlar bu kadar önemli sırlarını bana söyleyince belli ki ödeşmek istediler ve başladılar üstüme gelmeye. Normalde kovardım evden ama alkolün etkisi ile koyverdim gitti. Erkeklerden hoşlandığımı, onları hiç bir zaman amca ve hala yapamayacağımı söyledim. Tabi ilk bir şok etkisi yarattı ama anlayışla karşıladılar denilebilir." Erkeklerden hoşlanmak. Kiyo'ya da daha önce bunu söylememiştim. Ergenlik çağlarımda kendi kendimi tanımaya başladığımda bu durumu fark edip reddetmeye çalışmıştım. Git gide yüzleşmem gerekse de, hala da hoşlandığım bir durum değil. Kiyo'nun benimle aynı durumda olduğunu sanmıyorum. Onun durumu daha duygusal gibi görünüyor. Aslında, bu durum gururumu okşamıyor değil.

"Hastanede annenin Kyou diye bağırmasını Kiyo diye anlamışım." Biraz durdum. Kiyo'ya kız kardeşini tekrar hatırlatmak hoş bir hareket değildi çünkü. "Yanına koşarken abim Kiyo kim diye sordu. Arkadaşım dedim. Artık herifin içine mi doğdu ne yaptı bilmiyorum ama o arkadaşın mı diye sordu. O arkadaş. Kafamı salladım. Anladığından kesinlikle eminim yani. Zaten tuvaletteyken de oldukça anlayışlı davranmıştı." Bu soruyu da bolca ayrıntı vererek cevaplamıştım. Kendimi kaybedip konuşmaya daldığım için Kiyo'nun tişörtünün boyun kısmından elimi sokmuş, göğüs tarafını okşadığımı yeni fark ettim. Bir anda abarttığımı düşünüp geri çektim elimi. Öhöm, hiç hoşlanmadım şu anki durumumdan. Kiyo resmen kendine çekiyor beni. Üstelik onun yanında hissettiğim bu rahatlık sayesinde, düşüncesiz davranışlarımdan nasibini de alıyor.

Doğrulup oturdum yatakta sonra da Kiyo'ya dönük bir şekilde bağdaş kurdum. "Sorum..." sanırım artık ciddileşmem gerekiyordu. Bu yüzden biraz düşündüm. Çok değil, çünkü hemen oldukça genel bir soru geldi aklıma. "Bunca zamandır görev arkadaşıyız ama hiç bir zaman bunu açık açık sormamıştım. Senin shinobi yolun nedir Kiyo-chan? Hani şu her shinobinin gaza gelmesini sağlayan şeylerden. Elimi kalbime koyup, sonra da onunkinin üstüne koydum. "Artık ciddi anlamda birlikte olduğumuza göre, senin yolun ile benimki birbiri ile bütün olmuş sayılır. Bilmek hakkım olmalı." Bu soru çok kısa ve sıradan geldiği için hızımı alamayıp bir kaç soru daha sordum peş peşe. Fakat bunların hepsi tek bir kategori ile ilgili olduğundan sorun olmayacağını düşünüyorum.
"Ishigakure hakkında ne düşünüyorsun?"
"Hatta direkt politika hakkında düşüncelerin neler?"
"Neden shinobi olmaya karar verdin?"
"Olmasan ne olurdun?"
Bunları sorduktan sonra durgunlaştım ve düşünceli bir şekilde gözlerimi kıstım.
"Savaşta ne yapacağını, bazı şeylere nasıl tepki vereceğini bilsem bile... Şuan bakıyorum da, hakkında çok az şey biliyormuşum."
Resim
Lejant
Kütüphane
Resim
İsim:
Shiki Nishiyama
Yaş:
20
Cinsiyet:
Erkek
Element:
Raiton
Seviye:
C-Rank
Rütbe:
Chuunin
Alım Gücü:
4 - Orta-Düşük Gelirli/2

Profil
Güç: 2
Çeviklik: 4
Kondisyon: 4
Potansiyel: 6
Varlık: 7
Zeka: 7

Eksiklikler/Özürler
Paranoyak
Eşcinsel

Ninjutsu
Non-elemental
D-Rank
Shunshin
Otonaku Ashi Jutsu
Jinteki Mayu no Jutsu
C-Rank
Keishuu no Jutsu


Raiton
D-rank:
Yusubi no Jutsu
Rai no Te
Dendou no Jutsu
C-Rank
Ikadzuchi no Kiba
Kangehika


Genjutsu

D-Rank
Kininaru Kimochi
Rakumei no Jutsu
Kuroshiki
Magen: Henge
Miminari no Jutsu
C-Rank
Raigen
Teishi no Jutsu
B-Rank
Magen: Bunshin
A-Rank
Omotsuki


Genjutsu stilleri:

Houkibo/C-Rank
Taroubo /D-Rank
Beceri Listesi
x
Kullanıcı avatarı
Shiki Nishiyama
 
Mesajlar: 173
Kayıt: 09 Eyl 2014, 00:58

Re: Apartman Toplantısı

Mesajgönderen Shiomiya Kiyo tarih 16 Eki 2014, 21:30

Neyse ki detay istemedi cevabım hakkında. Sevmediğim konular bunlar. Aslında sevmediğim denemez ama aklı fikri çükünde olan bir insan da değilim ki. Dediğim gibi şu an bu birbirimizi tanıma olayı daha çok ilgimi çekiyor. Dalgınlıkla kendisine de aynı şeyi sorduğumda neyse ki cevap vermedi inat edip.

Masum kız kardeşlerini alkolle tanıştırmalarını anlatırken arkama uzandı. İrkildim biraz, ama sonradan, az önceki kahkahasının bende yarattığı su koyvermişlikle dibine daha da sokuldum. Eli saçlarımda dolaşırken içim ne de güzel sıcacık oldu. Keşke kız kardeşinin patlak olduğunu söyleyip ambiyansı bozmasaydı. "Vay amına koyayım! Senin kızkardeşin daha çok küçük değil mi be? Ben bile daha yeni milli oluyorum ulan!" Bunu niye söyledim şimdi? Gene yanaklarım yanıyor. Sadako ile aralarındaki yaş farkını söyleyince hesap ettim de... Nishi yirmi yaşındaydı, kız ise on üç olmalı. Benden üç yaş küçük. Cidden biraz fazla erken bu tip şeyler için. "Kızmalısın aslında öyle düşünme. Hani Akemi böyle bir şeyle gelse bana, öldürürüm onu." diye mırıldanırken boynumda dudaklarını hissettim. Ufacık, masum bir öpücük. "Çıkmaya" başladığımızdan beri benden bu kadar uzak durmuş Nishi'nin bir gecede böyle sevgi kelebeğine dönüşmesi beni şaşırtsa da halimden memnunum. "Benim de çok ilgilendiğim söylenemez kardeşlerimle biliyorsun. Akemi ile taijutsu çalışmak dışında, yararlı şeyler için pek buluşmuyorum ufaklıklarla. Kitapsızın kızı hala bunshin bile yapamıyor, nasıl akademiden mezun olacak bilmiyorum." Diye ekledim daha da azalan bir sesle, az önce saçlarımı okşamak için kullandığı eli suratımdaki yarada gezerken. Konuyu kendime mi çekiyorum? Biraz öyle oldu sanırım evet. Elimi suratımdaki elinin üstüne koyarak dinlemeye devam ettim.

"O-oha." Aldatmak mı? Tam eşinin hamileliğinden bahsedecek, daha çok tepki verecektim ki aynı konudan bahsederek devam etti anlatmaya. Vay anasını, nasıl bir mide ulan bu? Kendimi düşünüyorum da, ben Nishi'yi aldatmazdım hiç, buna eminim. Aldatsam bile bir kızla mı olurdu bu? Güzel bir popo veya bacakta içimden iltifatımı hala esirgemesem de aldatma gafletine düşecek kadar etkileneceğimi zannetmiyorum. Öyle bir hataya düşsem de itiraf ederdim evet, o yükle yaşamak yerine. Aynı anda "Abaza herif" diye tepki verdik, konuşmasının geri kalanını, eşcinsellik mevzusu açılana kadar sessizce dinledim.

Aslında direkt, benim hakkımda değil de, erkeklerden hoşlanıyor olması konusunda konuşmuştu o gece demek ki. Şimdi kendimi düşünüyorum tekrar, Nishi'yi aldatacak olsam bunun bir kızla mı olacağını merak etmiş, kendi kendime hayır yanıtını vermiştim. Peki ya bir erkekle aldatır mıydım? Tekrar hayır. Nishi'yi deli gibi seviyor olabilirim ama kendimi başka bir erkekle oynaşırken hayal etmek, tiksindiriyor beni. Yani kardeşlerimle oturup onlara "Erkeklerden hoşlanıyorum ben, selam!" diyecek durumda olduğumu düşünmüyorum. Benim durumum sadece Nishi'ye özelken, onun bu şekilde konuşmuş olması kafamı karıştırdı şimdi.

"Hıı.. Pat diye karşıma çıktığında anlamıştım zaten isimleri karıştırdığını... Abinin ters tepki vermemesine sevindim." Dedim dalgın dalgın. Acaba benim abim veya ablam ne derdi böyle bir şeyi itiraf etsem? Kesin babama ispiyonlarlar, aileden iyice uzaklaştırmak için. Nishi epey şanslı olmalı bu konuda, kendisini anlayışla karşılayan bir abisi var. Acaba anne ve babası öğrense tepkileri ne olurdu? Abisi böyle davrandıysa, ailesi konusunda da çok umutsuz olmamak gerekir. Ama ya, benimkilerin yapacağı gibi ters bir tepki verirlerse Nishi'ye, benim yüzümden? Sanırım sıradaki sorumu buldum.

Ağzımı soru sormak için açmıştım ki, yakamdan dışarı çıkan bir el lafı ağzıma tıktı. Lan! Beni elliyormuş adam haberim yok. Dört oldu bu gece. İlla istiyor ki üstüne atlayayım, pişman edeyim ama dayanacağım ulan. Önce sorumun cevabını almam lazım. O yüzden o toparlanırken, adabımla ben de kalkıp karşısında bağdaş kurdum. Tam soracaktım, benden önce davrandı. Tabi ya... Nasıl daldıysam kendi kendime, ne eli fark etmişim adam gibi, ne de sıranın onda olduğunu hatırlamışım... Konuyu değiştirecek bir soruydu bu.

"Shinobi yolum... Yani.. Dalga geçmezsin değil mi?"
Kalbimin üzerine koyduğu elini okşadım düşünceli bir şekilde. O, yollarımızın bütün olduğunu düşünüyorken ben, ailevi meseleler yüzünden terk edilip edilmeyeceğimi sormayı düşünüyorum. Bu kız triplerine devam edersem yakında regl de olabilirim. Yerimde tamamen doğrulup ayağa kalktım. Yatağa çok da uzak olmayan camın önüne gittim ve bir sigara yaktım. Mentollü de olsa, Nishi yanında sigara içmemi sevmiyor. "Myoboku'ya olan hayranlığımı biliyorsun." Bir fırt aldım sigaramdan ve devam ettim:

"Kyou ve ben, baş belası olduğumuzu kanıtladığımız yaşlara geldiğimizde, aileye de yeni minikler eklenince, annem çözümü bizi kendi annesine musallat etmekte bulmuştu. Rahat uyusun, bana bu merakı o aşılamıştı okuduğu kitap ile. Kyou da severdi ama benim kadar değildi sanırım."

Tekrar bir fırt aldım.

"Kitap okumayı sever misin bilmiyorum, ben de pek sevmem. Ama şey vardır hani, bir kitabı farklı zamanlarda tekrar tekrar okudukça anlamı her seferinde değişir. Yaşadığın olaylara göre anlamlar çıkarmaya başlarsın. Kitap, sevdiği insanı kurtarmak için Myoboku'ya gitmeye çalışan bir adamı anlatıyordu. Kitabı her okuduğumda baş karakter "ben" olarak sabit kalsa da "sevdiğim insan" sürekli değişti. Bazen, kunoichiliği özlediğini bildiğim annem oldu, bazen yaşlı büyükannem, bazen sarhoş babam. Seninle ilişkimiz başlayana kadar da, "kendine acı çektiren" sen oldun o karakter. Bu aralar da, kabul etmekten hoşlanmasam da, maalesef "bağımlı kardeşim" Kyou."

Konuşana kadar sigara kendi kendine sönmüş, iyi mi? Tekrar bir sigara yaktım.

"Amacımla ne alakası olduğunu merak ediyorsun değil mi şu an? Amacım, belki kitaptaki gibi birilerini kurtarmak için olmasa bile, o dağı bulmak. İmkansız geliyor kulağa biliyorum, hatta yapamayacağımdan oldukça da eminim. Şu an ki halimle, bulmak adına bir şeyler yapamayacağım kesin, daha köyden çıkmaya bile adam akıllı izin alamıyorum. Jounin olduğumda ise yeni sorumluluklarım falan olacak, zor iş yani. Hem insanların ne dediğini pek takmayan bir insan olsam da, köyden ayrılma izni almak için hayalimi anlatınca eminim ki dalga konusu olacağım insanlara. En büyük hayalim ile dalga geçilmesini ister miyim, emin değilim."

Sönmesine tekrar izin vermeden, bir fırt daha aldım. Camın kenarına bastırarak söndürdüğüm sigarayı dışarı attım. Kapattım camı, Ağustos ayında olsak bile soğuk oluyor geceleri burada. Nishi-cağızımın yanına, yatağa döndüm ve battaniyeyi arkamdan omuzlarıma aldım.

"Ha, bu kadar karamsar düşünmeye rağmen, bunu amaç olarak bellemekten vaz geçer miyim? Hayır. Beni gaza getiriyor mu? Evet. Velhasıl kelam amacım bu işte, saçma da olsa. Köy konusuna gelirsek, bana köyü sevmem öğretildi. Hem ailemde, hem akademide. Eh, sevmemek için bir sebebim de olmadığına göre, seviyorum köyü. Politika molitika pek düşünen bir insan da değilim. Neden shinobi oldum?... Fark ettin mi bilmiyorum, bizim ailede herkes shinobi. Çok başarılı olmasak da. Annem sadece mecburiyetten bıraktı. Ha böyle bir ailede olmasaydım bile yine shinobi olmayı tercih ederdim sanırım, yine kıvrak ve deli gücünde olurdum gibime geliyor. Shinobi olamasaydım da yine bu kıvraklığı kullanabileceğim bir meslek tercih ederdim heralde? Nasıl desem, belki bir sirkte çalışırdım, hahah! Ya da sporcu olabilirdim, evet. Belki de hiç bir işte tutunamayan serserinin teki olurdum..."

Gene ne hızlı konuştum be! Omzumdaki battaniyeyi açarak iyice dibine sokuldum ve battaniyeyi ikimizin omzuna attım. Aslında bu kadar yaklaşmam tehlikeli olabilir ama beni dikkatle dinlediğine göre abazalık yapacağını da düşünmüyorum."Tamam mıdır? Sıra bende." Kafamı iyice kendisine yaslayarak rahat bir pozisyon aldım ve konuşmaya başladım.

"Aslında iki sorum var. Erkeklerden hoşlanmak dedin. Bu, toplantıda seni öpen kadını suikast listemden çıkarıp, etrafındaki erkekleri o listeye almam gerek demek mi oluyor? Hani köyde kadından çok erkek olduğu da düşünülürse epey bir insanı öldürmem gerekecek." Kıkırdadım kendi kendime. "Şöyle sorayım. Takıldığımız barlarda kız tavladığını da gördüm zamanında, ama şimdi 'erkeklerden hoşlanmak' diyorsun. Açman lazım bu konuyu bana... Bir de, abin iyi tepki vermiş olabilir ama, annen ve baban? Onlar kötü bir tepki verirse ne olacak? Benimkiler eminim ki çok kötü tepkiler verir ama benim senin gibi aile bağlarımı güçlendirmek gibi bir amacım yok. Sen bu kadar çaba gösteriyorken, bu çabaların boşa gitmiş olmayacak mı?" Benim yüzümden.

"İkinci kısma gelirsek, ben Myoboku yollarına düştüğümde, sen ne yapıyor olacaksın?"
Resim
Lejant
Kütüphane
Künye
İsim Shiomiya Kiyo
Yaş 16
Cinsiyet Erkek
Element Suiton
Seviye C-Rank
Rütbe Chuunin
Alım Gücü 2 -FAKİİİİİİİİEEERRRR!!/2
Kullanılabilir GP 32

Eksiklikler/Özürler Yok

Ekipman
Matara, "Gama" (蜍)
İçerisinde 3 suiton tekniğine yetecek su barındıran, sağlam sızdımaz matara. Ağırmış az.
Geyikotu Özü, 50gr.
Ufak çiziklere ve yanıklara iyi gelir.
Koku Bombası (屁), İkili paket
Bazı genjutsu tekniklerinden kurtulmak için özel olarak üretilen bu bombalar, haliyle ileri seviye teknikleri kıramazlar.

Beceri Chakra Kontrolü 2

Profil
Güç: 8
Çeviklik: 7
Kondisyon: 5
Potansiyel: 4
Varlık: 3
Zeka:3


Ninjutsu

Suiton
Jousui
Ninja gerekli el mühürlerini yaptıktan sonra ellerini kirli bir su birikintisine değdirir. Elini kaldırdığı anda, su birikintisinden arıtılmış ve tamamen içilebilir bir su kütlesi, iki el ile tutulabilecek bir küre şeklinde kullanıcının elinde oluşur. Daha sonra teknik bozulmadan bu su bir matara veya kaba aktarılır. Bilinen tüm hastalık ve zehirler sudan bu yöntem ile ayrılabilir.
Suiben
Ninja oldukça kısa olan el mühürleri serisini Ushi mühründe bitirir. Mühürleri tamamlamasının ardından kullanıcı elini bir su kütlesinin içine sokar ve ardından suyun içinde avucunu yumruk haline getirecek şekilde sıkarak çeker. Bu sayede kullanıcı suyun içinden uzunluğu, kalınlığı, sağlamlığı chakrası ile oranlı olan bir kırbaç çıkarır. Bu kırbaç her ne kadar sudan oluşmuş olsa da hemen hemen katı bir cisim özelliği gösterir. Bu sayede hedefe fiziksel zarar verebileceği gibi onları bağlama gibi işlerde de bu kırbacı kullanabilir.
Kizame no Jutsu
Ninja el mühürlerini tamamladıktan sonra bir su kütlesine odaklanır. Odaklandığı su kütlesinden kabaca bir köpekbalığının başına benzer bir şey çıkar ve rakibi yakalamaya çalışır. Bir şekilde rakibi herhangi bir yerinden yakalarsa bırakmaz ve o su kütlesinin olduğu yerde tutar. Teknikten kurtulmak için aktif olarak köpekbalığı kütlesine zarar verip somutluğunu bozmak gerekir.Tekniğin ardından kullanılan su kütlesi kaybolur. Köpekbalığının ısırdığı yerler hasar alır.
Niji no Jutsu
Ninja el mühürlerini tamamladıktan sonra yere büyük miktarlarda su kusmaya başlar. Bu su, toprak tarafından zor emilir ve ninja tarafından diğer suiton teknikleri için kullanılmaya uygundur. Kullanıcı istediği kadar su kusabilir, ancak ne kadar çok su çıkarmaya çalışırsa o kadar çok süre geçer. Ortalama bir shinobi, 5 saniyede, bir kaç suiton tekniği için gerekli suyu ortama boşaltmış olur. Tekniğin bir diğer formu olarak da, kullanıcı ağzından hemen hemen bir gülle boyutunda bir su kütlesi fırlatır. Bu su kütlesi çarptığı duvar benzeri dikey yüzeylerde kalır ve kullanıcının diğer teknikleri için zemin oluşturur. Rakibe fırlatılırsa herhangi bir etki yaratmaz.
Suijinheki
Ninja kısa olan el mühürleri serisini Tora mühründe sonlandırır ve derin bir nefes alır. Bu aldığı nefesi hızla dışarıya veren kullanıcı yüksekliğini ve genişliğini harcadığı chakra ile oranlı olacak şekilde su kütlesi püskürtür. Bu su kütlesi özellikle defansif anlamda kullanıcı birçok ataktan koruyabilecek bir yapıya sahiptir. Kullanıcı etrafında su kütlesi olması halinde, bu su kütlesini kullanarak da adeta bir bariyer oluşturabilir. Bariyerin şekli tamamen kullanıcının kullanacağı chakra miktarı ve suyun yapısının el verdiği ölçüde her halde olabilecek niteliktedir.
Takonagi no Jutsu
Ninja ortalama bir el mührü dizisinin ardından ortamdaki suyu vücuduna çekmeye başlar. Su, kullanıcının sırtında 4 tane ahtapot kolu oluşturacak şekilde birikir. Bu kollar sert ve hızlıdır, kullanıcıya yakın dövüşte yardımcı olurlar. Çeşitli silahları tutabilir ve fırlatabilirler. Kullanıcı etrafında bir kalkan görevi görebilirler ve gelen saldırılara karşı tepki verebilirler. Eğer bir kol ağır hasar alırsa suya geri dönüşür, kolu tekrar yaratmak için ekstra chakra harcamak gerekir. Açık kaldığı sürece chakra yer. Tekniğin ardından kullanılan su kütlesi kaybolur.
Bousen no Jutsu
Kullanıcı kısa sayılabilecek bir el mühürü dizisinin ardından ağzından çok ince bir su kütlesi püskürtür. Bu kütle, aşırı derecede delici ve kesicidir. Kullanıcı tekniği istediği kadar açık tutabilir. Teknik 15 metreye kadar delici ve kesici özelliğini korur, daha uzak mesafelerde ise etkisini yavaş yavaş kaybeder. Teknik açık kaldığı sürece chakra yer.
Ninpou
Kuchiyose no Jutsu - Henüz hazır değil.
Jinteki Mayu no Jutsu
Kullanıcı kısa bir el mührü dizisinin ardından yatar pozisyona geçer ve tekniği aktifleştirir. Teknik, kişiyi siyah bir ipeksi doku ile sarar. Tamamen sarılan kullanıcı, içeriden dışarıyı görebilir, ancak dışarıdan içerisi görünmez. Kullanıcı dinlenmek veya uyumak için bu tekniği kullanabilir. Doku, yağmur suyunu geçirmez. Kullanıcı istediği zaman Kai mührü ile tekniği bozabilir, bu dokunun yokolmasına ve kullanıcının içinden çıkmasını sağlar.
Doubutsuhen no Jutsu
Kullanıcı ortalama bir el mührü dizisinin ardından yakındaki bir hayvan ile göz teması sağlar, ardından o hayvan ile konuşabilir hale gelir. Her bir hayvanın kendi kişiliği vardır ve kullanıcıya itaat etmek veya sordukları sorulara cevap vermek zorunda değildirler. Teknik 5 dakika kadar aktif kalır, ardından kullanıcıya uyguladığı stres yüzünden 15 dakika kadar tekrar kullanılamaz. Göz teması kurulan dışındaki başka bir hayvan ile konuşulamaz.


Taijutsu

Shinshouki Stili, C-Rank
Bu seviyede kullanıcı temel akrobasi bilgilerini öğrenir ve akrobatik hamleler yapabilmeye başlar. Bu hamleleri momentum kontrolü ile birleştirdiğinde çok büyük efor gerektiren akrobatik hamleleri çok az bir kayıpla uygular. Kullanıcının zıplayarak veya çevresel yükseklik farkını kullanarak yaptığı hamleler daha etkili ve daha az yorucu olur.
Shinshouki Tekniği, Kage Buyou, C-Rank
Kullanıcı, rakibi havaya fırlatmak için akrobatik bir tekme hamlesi kullanır. Bu özel hamle ile rakip 3 veya 4 metreye kadar havaya gönderilebilir. Ardından rakip kendi akrobatik yeteneğini kullanarak havaya zıplar ve havada rakibin hemen altında konuşlanır. Teknik burada son bulur, ancak kullanıcı bu noktadan sonra diğer Shinshouki Taijutsu tekniklerini kullanabilir veya havadaki korumasız rakibine beklemediği bir yerden saldırı yapabilir.
Kullanıcı avatarı
Shiomiya Kiyo
 
Mesajlar: 224
Kayıt: 09 Eyl 2014, 00:00

Re: Apartman Toplantısı

Mesajgönderen Shiki Nishiyama tarih 17 Eki 2014, 01:08

Dalga geçmek mi? Kafamı iki yana sallayıp dinlemeye başladım. Elimi şöyle bir okşadıktan sonra ayağa kalktı. Camın yanına gidip bir sigara yaktı. Ben sigara içmesine karşıyım tabi ki ama belki de Kiyo'nun delirmesini engelleyen şey budur. Bu yüzden sürekli karışan rezil bir sevgili olmayıp istediğini yapmasına izin veriyorum. Fakat hoşlanmadığımı bilmesi için yüzümü de ekşitirim. Başladı sorumu cevaplamaya. Myoboku'ya hayranlığını tabi ki de biliyorum. Uzun süredir görev arkadaşıyız, her görevde bir kere lafını ederdi bir aralar. Şu sıralar pek dile getirmiyordu ama. Anneannesinin okuduğu bir kitapla başlamış her şey ve tabi ki Kiyo'nun aşırı etkilenmesi ile devam etmiş. Gözlerimi şaşkın şaşkın açtım. Yani, Kiyo hayal savaşçısı mı oluyor bu durumda? Hayal savaşçısı dediğim, Myoboku'nun nerede olduğu, hatta cidden olup olunmadığı bile tartışma konusu iken, bunun peşinden giden kişiye ben efsane avcısı derim, hayal savaşçısı derim. Kiyo'ya bu açıdan bakmak, şaşkınlığımı hayranlığa dönüştürdü.

Kitap okumayı severim. Bu yüzden sorduğunda kafamı olumlu anlamda salladım. Myoboku'yu bulmak öyle mi? Kitaptaki o kurtarıcı adam olmak. Kahraman olmak. Şuan çıkıp, bana bu kadar rahatlığı hissettirebildiği için benim kahramanım olduğunu söylesem çok mu malca olur? Evet. Bu yüzden söylemeyeceğim. Düşünceli bir şekilde "Hiç bir şey imkansız değil Kiyo-chan. Kim bilir? Belki bir ara kafan atar ve tüm düzenini bir kenara fırlatıp yollara düşersin." dedim. Belki ben de seninle gelirim. Ishigakure'ye bağlılığım üst safhada olsa da, insanlarından aynı derecede rahatsız oluyorum. Buralardan uzaklaşmak, belki de iyi bir seçenek olabilir. Tabi, belki çocuk istemeyecek. Kendi kendime gelin güvey olmayayım şimdi.

Kiyo sigarasını sülük gibi emdikten sonra, diğer sorularımı cevapmak için yatağa gelip yanıma oturdu. Her akademi öğrencisine aşılandığı gibi ona da Ishigakure'yi sevmesi aşılanmıştı ama bana kalırsa güçlü bir bağ değildi. Ben aynı durumda olsam köyden şüphelenip dururdum. Ailevi gelenek olarak shinobi olmuş.Tüm ailesinin shinobi olduğunu biliyorum evet ama özel bir nedeni vardır diye sormuştum. Yokmuş. Shinobi olmasa da sporcu olurmuş. Gülümsedim buna karşı. Serserinin teki de olabilirdi gerçekten. Şuan bile işi olmasına rağmen her evden atıldığını düşünürseniz... "Tamamdır." Tüm sorularımı oldukça güzel bir şekilde cevaplamıştı. Battaniyesini çeke çeke yanıma geldi. Uyumlu bir çocuk olup sırtıma örtmesine yardım ettim. Demin sanki sigara niyetine kaçtı gibi gelmişti ama tekrar yanıma gelip kafasını omzuma yaslayınca boşuna üzüldüğümü fark ettim. Gülümserek kolumu arkaya atıp belinden kavradım sonra da kendime çektim vücudunu. Bu şekilde kafasını göğsüme koymuş oldu. Tabi bu hareketi abazalığımdan yapmadım. Daha rahat olmak için yaptım, o ne öyle malak gibi bekleyeyim mi?

İki soru soracağını söyledi ve ilk sorusu o kadar rahatsız ediciydi ki kafamı başka yöne çevirmek zorunda kaldım. Eşcinselliğim hakkında soru cevaplamak istemiyorum ama söz verdim değil mi? Moralim böyle bir soru sorulduğu için biraz bozulsa da belli etmemeye çalıştım. Tabi artık ne kadar belli edebileceksem? Aslında şöyle söyleyeyim, gülen halim kaybolup her günkü halime döndüğüne göre buradan çıkarılacak tek sonuç sorunun hoşuma gitmemesidir. Kiyo'nun olmadığı tarafa bakıp sıkkın bir şekilde "Aslında bu konu hakkında konuşmak istemiyorum ama sana söz verdim." dedim. "Madem böyle bir soruyu cevaplandırmam gerekiyor, cevabım bittiğinde ödülümü de alırım." Bu lafımdan sonra pis pis sırıtmam gerekiyordu ama Kiyo'nun yanında rol yapmak gibi bir çabam yok. Bu yüzden önüme dönüp donuk bir şekilde cevaplamaya başladım soruyu.
"Ben... Bu konuyu kelimelere dökmek oldukça utanç verici."
Gene durup iç çekmek zorunda kaldım. Hiç anlatasım yok ama el mahkum.
"Ben, kendimi bildim bileli karşı cinse karşı pek bir şey hissetmedim. Tabi ki bu durumu ilk önce aseksüelliğe yordum ve cinsel duygularımın olmadığını düşündüm. Hiç bir zaman bir kadın beni vücudu ile ve ya davranışları ile etkileyememiştir. Kahori'nin ihaneti ve onu öldürmek zorunda kaldığımda da iyice karşı cinsimden soğudum. O kız tavlama olayları da tamamen gereklilikten... İşte sonra, kendi cinsime karşı bir şeyler hissettiğimi fark ettim. Bunu ilk başta kesinlikle kabul etmeyip reddettim. Hala da dile getirmeyi, öyle olduğunu düşünmeyi istemiyorum. Ben kaçtıkça sürekli karşıma çıkıyor birileri ve vücudum anlamsız tepkiler veriyor." Şu konuşmayı yaparken o kadar kastım ki kendimi. Nasıl kelimeler seçsem diye düşünüp duruyorum. Cümle aralarında öküz gibi belkiyorum falan.

Selam, ben itiraf etmeye geldim. "Hatta, özür dilemeliyim senden sanırım. Sürekli seni düşünüp kendimi sakinleştirmeye çalışsam da, içimde bazen saçma duygular oluşabiliyor erkeklere karşı." Tabi ki yok şuna hallendim, yok şunu sevdim diye ayrıntıya girmeyeceğim. "Tabi içten içe. Üstelik hiç biri sana hissettiğim gibi değil. Daha çok, hormonal şeyler hissediyorum. Sana ise... Duygusal diyelim." Çık dıygısılım Kıyı-chın yı .s.s. "Babam ve annemin iyi tepki vereceğini düşünüyorum. Sana hiç anlatmamışımdır sanırım, ama babam ve annem benden utanıyor bile denilebilir. Sürekli hakaret edilmeyi kaldıramadığım için evden kaçtım zaten. Hala buluştuğumuzda demediklerini bırakmaz babam. Annemle ise, muhatap bile olmuyorum. Abim bağlar diye tutturmuş olabilir ama kardeş bağından daha ileriye gitmez benim için. Zaten şuan bu, öhöm, ilişkinin bağları kuvvetlendikçe annemle babamla olan yok olacak. Bu yüzden seçim yapmam gerekiyor. Hangisini seçeceğim de apaçık ortada." Tabi ki de Kiyo.
"Hmm... Benim yoluma gelince... Sanırım oldukça bencil bir amacım var diyelim. Bunu daha önce hiç dile getirmemiştim. Mutlak rahatlık istiyorum. Aslında bir süredir vazgeçmiştim. Huzursuz bir şekilde yaşayabileceğimi, belki de kendimi öldürmem gerektiğini falan düşündüğüm olmuştu. Fakat şimdi senin yanındaki bu rahatlığın ne kadar harika olduğunu görüyorum. Tüm insanlara güvenebilmem için seninle olduğu gibi senelerce sosyalleşmem gerekiyor. Bunu yapamam. Bu yüzden içimdeki güce başvuracağım."
Bunu söylerken elimi Kiyo'nun belinden çekmiş, iyice karanlık bir havaya bürünmüştüm. Çünkü, fark ettiyseniz resmen kötü niyetli bir amacım var amına koyayım.
"Genjutsu. Tabi ki sahte arkadaşlıklar olacak ama bana senin gerçek duyguların yeter de artar bile. Gereken şey, bana karşı olan tüm tehditleri yok etmek. Sonra da doğayı..." Biraz kendimi kaptırmış mal mal gülümsemeye başlamıştım. Çünkü hayal etmesi bile harika. Gülümsediğimi fark ettiğimde Kiyo'ya döndüm gülümsememi engellerek, "Umarım seni korkutmuyorumdur." dedim. "Her neyse, sorunu cevapladım. Nerde benim ödülüm!" Tekrar belinden yakalayıp çocuğu iyice kendime çektim. Sonra da gözlerinin içine baktım. Buraya geldiğimden beri öpmeyi düşünüyorum çocuğu ama bir türlü yapamadım. Şuan bu soruyu cevapladığım için öpme hakkını kendime tanıyorum! Kafamı çok hafif yana yatırıp yüzümü onunkine yaklaştırdım. Yaklaştırdım... Biraz daha... Dudaklarımızın arasında çok minik bir mesafe var... Derken kıkırdayıp burnumu yanağına değdirdim. Yok, öpmekten vazgeçtim. Çok tatlı bakıyor, bu şekilde bakarsa ben bunu sikerim bile buradan ilerleyip. Başlamadan bitirmek çok daha mantıklı.

Bıraktım Kiyo'yu ve bayağı uzaklaştım. Battaniyeden falan da çıkıp yerdeki pastama uzanıp ağzıma tıktım bir kaşık. "Benim sıram..." Soruyu bulmak için gene çok düşünmem gerekmemişti. "O geceyi anlatsana Kiyo-chan. Malikaneden senin evine geçtiğimiz falan. Sormaya cesaret edemedim, utanıp sıkılacağım biliyorum ama gene de anlat."
Resim
Lejant
Kütüphane
Resim
İsim:
Shiki Nishiyama
Yaş:
20
Cinsiyet:
Erkek
Element:
Raiton
Seviye:
C-Rank
Rütbe:
Chuunin
Alım Gücü:
4 - Orta-Düşük Gelirli/2

Profil
Güç: 2
Çeviklik: 4
Kondisyon: 4
Potansiyel: 6
Varlık: 7
Zeka: 7

Eksiklikler/Özürler
Paranoyak
Eşcinsel

Ninjutsu
Non-elemental
D-Rank
Shunshin
Otonaku Ashi Jutsu
Jinteki Mayu no Jutsu
C-Rank
Keishuu no Jutsu


Raiton
D-rank:
Yusubi no Jutsu
Rai no Te
Dendou no Jutsu
C-Rank
Ikadzuchi no Kiba
Kangehika


Genjutsu

D-Rank
Kininaru Kimochi
Rakumei no Jutsu
Kuroshiki
Magen: Henge
Miminari no Jutsu
C-Rank
Raigen
Teishi no Jutsu
B-Rank
Magen: Bunshin
A-Rank
Omotsuki


Genjutsu stilleri:

Houkibo/C-Rank
Taroubo /D-Rank
Beceri Listesi
x
Kullanıcı avatarı
Shiki Nishiyama
 
Mesajlar: 173
Kayıt: 09 Eyl 2014, 00:58

Re: Apartman Toplantısı

Mesajgönderen Shiomiya Kiyo tarih 17 Eki 2014, 03:18

İzleyin youtube.com

Beni belimden lastik gibi çekiştirerek göğsüne yaslattı kafamı. Tamam hep yatayım göğsüne, iyi güzel hoş da bu pozisyon rahat değil güzelim. Bir kere "C" şekline girmiş olduğumdan belim açıldı, battaniye yetişmiyor. Belimi üşütürüm böyle. İkincisi zaten kemik torbası gibiyim, bi yerimden kemik falan fırlayıp bi yerine batabilir. Neyse ki bu garip pozisyona katlanacak kadar hayvani şekilde seviyorum adamı. Dinleyelim bakalım.

Şimdi sırada acı gerçekler sayın seyirciler. Özür dileyip, başka erkeklerden etkilenebildiğini söyleyene kadar her şey oldukça normal gidiyordu. Ufak sayılabilecek bir yaşta bir kızdan okkalı bir kazık yiyip onu öldürmek zorunda kalmak falan eminim ki bu kabullenemediği eşcinselliğinde büyük rol oynuyor. Erkeklerden hoşlanıyor olması aslında gayet normal onun için. Ama şu an beni düşünmesine rağmen bu etkilenmeyi durduramaması? Kızmalı mıyım? Kızsam bile bu kendime mi, Nishi'ye mi olmalı? Sanırım etkilenmesini engelleyecek özellikte olmadığım için, kendime olmalı bu. Kıskançlık duygum harekete geçiyor ben hala adamın göğsünde yaslı dururken. Her ne kadar beni sevdiğinden emin olsam da, kız-erkek fark etmez, başka bir vücuttan etkilenmesini istemiyorum. Kim ister ki? Gavat olan birileri varsa isteyebilir belki. Benim öyle olmadığım belli sanırım. "Yani diyorsun ki; illa bana yaklaşanları, etrafında kekelemeye başladıklarımı öldür Kiyo, peki." dedim somurtkan bir sesle, biraz da dalga geçerek. Belki benden saklamadığı, saklamayıp anlattığı sürece, ileriye gitmediği sürece, somurtmamı engelleyemesem de anlayışla karşılayabilirim. Ama gözümün önünde Nishi'nin, başka biri tarafından aklının başından alınmasına ne tepki veririm bilmiyorum.

Ailesi konusuna gelirsek, seçimini benden yana yapacağını söyledi. Hem mutlu olup hem üzülmek böyle bir şey oluyor sanırım. Anne ve babası ile olan ilişkisinin, benim anne ve babam ile olan ilişkimden kalır yanının olmadığını söylediğinde aslında hiç üzüntü hissetmemem gerekirdi. İkimiz de aile tarafından sevilmeyen, utanç duyulan veletleriz belli ki. Tam tersi olsaydı, yani aksine ebeveynleri tarafından oldukça sevilen bir çocuk olsaydı, bu bağı yok edeceğim için daha fazla üzülürdüm ama, şu an ki durumda da üzülmekten alıkoyamıyorum kendimi. Ne oluyor bana yahu? Motivasyonumu yine kendi kendime düşürüyorum. Kendime gelmeliyim. Zaten konu, gelecek planlarına geldi.

Aslında ben bu soruyu sorarken daha çok, beni takip edip etmeyeceğini, benim yanımda olup olmayacağını merak ederek sormuştum. Tamamen farklı bir şeyden bahsetmeye başladığında hayal kırıklığına uğramadım değil. Bakın yine motivasyonumu düşürüyorum gördünüz mü? Aferin bana. Gelmek istemiyorsa zorlayamam sonuçta, daha chuunin bebesiyken derdine düştüğüm şeye bak, sanki çok bulabilecekmişim gibi. Oh, moral iyice yerlerde. Mutlak rahatlıktan girip kendini öldürmekten çıktı adam ben kendimi yerden yere vururken. "Ne öldürmesi lan!" diye çıkıştım ama verdiğim rahatlıktan falan bahsedince devamını getirmedim. Öyle tavaya konmuş tereyağı gibi de erimedim hemen, delikanlı adam erimez. Eritir. Diğer insanlarla benim gibi sosyalleşemeyeceğini söylediğinde kafamla sessizce onayladım. Hem sosyalleşmesini istemiyorum dürüst olmak gerekirse. Hem de şimdi kusura bakma Nishi'ciğim, ikimiz de sorunlu bebeleriz işte, yıllardır birbirimiz dışında tek bir arkadaşlık kuramadık, onda da aşık olduk. Sadece kendime saklamak istemekte haksız sayılmam bu yüzden. Bu arada, neymiş bu içindeki güç yahu?

Genjutsu. Hah, adamdaki amaca bakar mısınız, büyüyle otla bokla uğraşırken kafayı yemek. Ne harikayız ama, ikimizin de aşırı boktan hayalleri var ve ikisi de imkansız. Yani ben anlamıyorum abi, madem benim duygularım yetiyor da artıyor, madem benim yanımdayken öküz gibi rahatsın, neden ben de aynı şekilde hissediyorken sadece benim yanımda olmak istemiyorsun da olaya doğayı evreni falan sokuyorsun? İlla kainatla grup seks mi yapmamız lazım. "Yok yahu, ne korkması, hayal işte, heheh." diye cıyakladım olduğum yerden. Ödül istiyor bir de! "Ne ödülü?" demeye kalmadan belimden sıkıca kavrayan bir el beni yukarı çekti. Çekmesiyle suratımı suratının dibinde, gözlerimi gözlerinde bulmam bir oldu. Nefesini suratımda hissedebiliyorum ve dudakları gittikçe daha da yaklaşıyor. Daha önce öpüşmüş olmamıza rağmen kalp atışlarımın hızlanmasına engel olamıyor, hareket edemiyorum. Sonra birden... Çok tatlı diyebileceğim bir sesle, sanırım böyle bir ses çıkarabileceğini hiç tahmin etmemişimdir, kıkırdayarak burnunu yanağıma sürttürüp, kaçtı benden. Dalga geçer gibi. Ben ise dizlerimin üzerinde hafif doğrulmuş bir vaziyette, gözlerim az önce Nishi'nin gözlerinin olduğu yere bakar halde, donmuş kalmış bekliyorum. Kaç saniye öyle baka kaldım bilmiyorum. Beş oldu bugün. Cinsel imaların bulunduğu beşinci hareket. Ve benden günah gidiyor, hareketlenmiş hormonlarıma selam çakıyorum.

Kaşlarımı çattığımda malum geceden bahseden bir soru sorması işin tuzu biberi oldu. Elindeki pasta tabağını alıp hızlıca yere koydum, ne bitmez pastaymış amına koyayım. Benimkini de yiyor heralde. Ne halt yerse yesin. Bir güzel kucağına çıktım, ancak öyle löp diye de oturmadım. Dizlerimden destek alarak vücudumu dikleştirdim ki kafam, Nishi'nin kafasının biraz yukarısında kalsın. Gözlerimi gözlerine dikip burnumu burnuna dayadım, ellerim omuzlarından boynuna doğru hareket ederken "İstersen bu sorunun cevabını uygulamalı olarak verebilirim" dedim bir nefeste ve öpmeye başladım. Dudaklarından çikolata tadını alabiliyorum. Geçen sefer ki gibi zorla mı öpüyorum acaba? Bilmiyorum, ama kaşındığına eminim. Öpücüklerin arasında kesik kesik "Alkol yok... Sarhoş da değiliz..." dedikten sonra zor da olsa kendimi geri çektim ve omuzlarından tutarak yatağa ittirdim. Belinden yakaladığım tişörtümü kafamdan geçirerek çıkardım ve dağılan saçlarımı şöyle bir düzelttikten sonra, surat ifadesini görmek için kafamı kaldırdım. Göremedim bir bok.

Elektrikler gitti. Hem de "Çaat!!" diye bir sesle. Vay amına koyayım. Tam da yerinde, uğraşsam bu kadar olmaz sanırım. Aşırı derecede çok feci şaşırdım öyle böyle değil. Şu peri mevzusu olmasa, karanlıkta sevişmek de güzel olabilir ama peri işi bozuyor arkadaş. Hem, birbirimizi gayet net görebilmek istiyorum, karanlıkta sevişme fantezisi başka zaman da yapılabilir. "Sigorta attı herhalde? Kapının üstündeydi değil mi kutu, bakıp geleyim. Korkma sen." diyerek ayağa kalkmaya yeltenmiştim ki, korkunç bir uğultu, vücudumda olmayan, bir türlü çıkamamış tüylerimi bile diken diken edip, korkudan Nishi'nin vücuduna kedi gibi sarılmama sebep oluyor.

"Lan lan LAN LAN! O NEYDİ ÖYLE? PERİ Mİ GELDİ N'OLDU? O UĞULTU NE NISHIIIIEĞĞ?"
Resim
Lejant
Kütüphane
Künye
İsim Shiomiya Kiyo
Yaş 16
Cinsiyet Erkek
Element Suiton
Seviye C-Rank
Rütbe Chuunin
Alım Gücü 2 -FAKİİİİİİİİEEERRRR!!/2
Kullanılabilir GP 32

Eksiklikler/Özürler Yok

Ekipman
Matara, "Gama" (蜍)
İçerisinde 3 suiton tekniğine yetecek su barındıran, sağlam sızdımaz matara. Ağırmış az.
Geyikotu Özü, 50gr.
Ufak çiziklere ve yanıklara iyi gelir.
Koku Bombası (屁), İkili paket
Bazı genjutsu tekniklerinden kurtulmak için özel olarak üretilen bu bombalar, haliyle ileri seviye teknikleri kıramazlar.

Beceri Chakra Kontrolü 2

Profil
Güç: 8
Çeviklik: 7
Kondisyon: 5
Potansiyel: 4
Varlık: 3
Zeka:3


Ninjutsu

Suiton
Jousui
Ninja gerekli el mühürlerini yaptıktan sonra ellerini kirli bir su birikintisine değdirir. Elini kaldırdığı anda, su birikintisinden arıtılmış ve tamamen içilebilir bir su kütlesi, iki el ile tutulabilecek bir küre şeklinde kullanıcının elinde oluşur. Daha sonra teknik bozulmadan bu su bir matara veya kaba aktarılır. Bilinen tüm hastalık ve zehirler sudan bu yöntem ile ayrılabilir.
Suiben
Ninja oldukça kısa olan el mühürleri serisini Ushi mühründe bitirir. Mühürleri tamamlamasının ardından kullanıcı elini bir su kütlesinin içine sokar ve ardından suyun içinde avucunu yumruk haline getirecek şekilde sıkarak çeker. Bu sayede kullanıcı suyun içinden uzunluğu, kalınlığı, sağlamlığı chakrası ile oranlı olan bir kırbaç çıkarır. Bu kırbaç her ne kadar sudan oluşmuş olsa da hemen hemen katı bir cisim özelliği gösterir. Bu sayede hedefe fiziksel zarar verebileceği gibi onları bağlama gibi işlerde de bu kırbacı kullanabilir.
Kizame no Jutsu
Ninja el mühürlerini tamamladıktan sonra bir su kütlesine odaklanır. Odaklandığı su kütlesinden kabaca bir köpekbalığının başına benzer bir şey çıkar ve rakibi yakalamaya çalışır. Bir şekilde rakibi herhangi bir yerinden yakalarsa bırakmaz ve o su kütlesinin olduğu yerde tutar. Teknikten kurtulmak için aktif olarak köpekbalığı kütlesine zarar verip somutluğunu bozmak gerekir.Tekniğin ardından kullanılan su kütlesi kaybolur. Köpekbalığının ısırdığı yerler hasar alır.
Niji no Jutsu
Ninja el mühürlerini tamamladıktan sonra yere büyük miktarlarda su kusmaya başlar. Bu su, toprak tarafından zor emilir ve ninja tarafından diğer suiton teknikleri için kullanılmaya uygundur. Kullanıcı istediği kadar su kusabilir, ancak ne kadar çok su çıkarmaya çalışırsa o kadar çok süre geçer. Ortalama bir shinobi, 5 saniyede, bir kaç suiton tekniği için gerekli suyu ortama boşaltmış olur. Tekniğin bir diğer formu olarak da, kullanıcı ağzından hemen hemen bir gülle boyutunda bir su kütlesi fırlatır. Bu su kütlesi çarptığı duvar benzeri dikey yüzeylerde kalır ve kullanıcının diğer teknikleri için zemin oluşturur. Rakibe fırlatılırsa herhangi bir etki yaratmaz.
Suijinheki
Ninja kısa olan el mühürleri serisini Tora mühründe sonlandırır ve derin bir nefes alır. Bu aldığı nefesi hızla dışarıya veren kullanıcı yüksekliğini ve genişliğini harcadığı chakra ile oranlı olacak şekilde su kütlesi püskürtür. Bu su kütlesi özellikle defansif anlamda kullanıcı birçok ataktan koruyabilecek bir yapıya sahiptir. Kullanıcı etrafında su kütlesi olması halinde, bu su kütlesini kullanarak da adeta bir bariyer oluşturabilir. Bariyerin şekli tamamen kullanıcının kullanacağı chakra miktarı ve suyun yapısının el verdiği ölçüde her halde olabilecek niteliktedir.
Takonagi no Jutsu
Ninja ortalama bir el mührü dizisinin ardından ortamdaki suyu vücuduna çekmeye başlar. Su, kullanıcının sırtında 4 tane ahtapot kolu oluşturacak şekilde birikir. Bu kollar sert ve hızlıdır, kullanıcıya yakın dövüşte yardımcı olurlar. Çeşitli silahları tutabilir ve fırlatabilirler. Kullanıcı etrafında bir kalkan görevi görebilirler ve gelen saldırılara karşı tepki verebilirler. Eğer bir kol ağır hasar alırsa suya geri dönüşür, kolu tekrar yaratmak için ekstra chakra harcamak gerekir. Açık kaldığı sürece chakra yer. Tekniğin ardından kullanılan su kütlesi kaybolur.
Bousen no Jutsu
Kullanıcı kısa sayılabilecek bir el mühürü dizisinin ardından ağzından çok ince bir su kütlesi püskürtür. Bu kütle, aşırı derecede delici ve kesicidir. Kullanıcı tekniği istediği kadar açık tutabilir. Teknik 15 metreye kadar delici ve kesici özelliğini korur, daha uzak mesafelerde ise etkisini yavaş yavaş kaybeder. Teknik açık kaldığı sürece chakra yer.
Ninpou
Kuchiyose no Jutsu - Henüz hazır değil.
Jinteki Mayu no Jutsu
Kullanıcı kısa bir el mührü dizisinin ardından yatar pozisyona geçer ve tekniği aktifleştirir. Teknik, kişiyi siyah bir ipeksi doku ile sarar. Tamamen sarılan kullanıcı, içeriden dışarıyı görebilir, ancak dışarıdan içerisi görünmez. Kullanıcı dinlenmek veya uyumak için bu tekniği kullanabilir. Doku, yağmur suyunu geçirmez. Kullanıcı istediği zaman Kai mührü ile tekniği bozabilir, bu dokunun yokolmasına ve kullanıcının içinden çıkmasını sağlar.
Doubutsuhen no Jutsu
Kullanıcı ortalama bir el mührü dizisinin ardından yakındaki bir hayvan ile göz teması sağlar, ardından o hayvan ile konuşabilir hale gelir. Her bir hayvanın kendi kişiliği vardır ve kullanıcıya itaat etmek veya sordukları sorulara cevap vermek zorunda değildirler. Teknik 5 dakika kadar aktif kalır, ardından kullanıcıya uyguladığı stres yüzünden 15 dakika kadar tekrar kullanılamaz. Göz teması kurulan dışındaki başka bir hayvan ile konuşulamaz.


Taijutsu

Shinshouki Stili, C-Rank
Bu seviyede kullanıcı temel akrobasi bilgilerini öğrenir ve akrobatik hamleler yapabilmeye başlar. Bu hamleleri momentum kontrolü ile birleştirdiğinde çok büyük efor gerektiren akrobatik hamleleri çok az bir kayıpla uygular. Kullanıcının zıplayarak veya çevresel yükseklik farkını kullanarak yaptığı hamleler daha etkili ve daha az yorucu olur.
Shinshouki Tekniği, Kage Buyou, C-Rank
Kullanıcı, rakibi havaya fırlatmak için akrobatik bir tekme hamlesi kullanır. Bu özel hamle ile rakip 3 veya 4 metreye kadar havaya gönderilebilir. Ardından rakip kendi akrobatik yeteneğini kullanarak havaya zıplar ve havada rakibin hemen altında konuşlanır. Teknik burada son bulur, ancak kullanıcı bu noktadan sonra diğer Shinshouki Taijutsu tekniklerini kullanabilir veya havadaki korumasız rakibine beklemediği bir yerden saldırı yapabilir.
Kullanıcı avatarı
Shiomiya Kiyo
 
Mesajlar: 224
Kayıt: 09 Eyl 2014, 00:00

Re: Apartman Toplantısı

Mesajgönderen Shiki Nishiyama tarih 17 Eki 2014, 16:21

Lan düzgün bir cevap bekliyordum ki bebe gaza geldi iyi mi? Elimdeki tabağı elimden alıp yere koydu. Hatta attı bile denilebilir, neyse ki yamuk yumuk düşmedi. Yoksa ev pislenir falan, öf ne diyorum ben ya! Kiyo üstüme çıkınca beynim döndü sanırım. Neyse ki oturmuyor kucağıma, dizlerinin üstünde duruyor. Kocaman gözlerle ne yaptığına baktım kafamı hafiften kaldırdım görebilmek için onu. O kadar yakın ki yüzümüz. Demin de öyleydi ama o zaman kontrol bendeydi. Bu yüzden heyecan yapmamıştım. Şimdi ise Kiyo'da olduğundan ne olacağını bilmeden bakıyorum sadece. Ödülü şakasına söylemiştim ama ciddi ciddi ödüllendirecek beni sanırım. Omzuma koydu ellerini ve oradan yavaş yavaş boynuma doğru ilerletti. Derin derin nefes almaya başladım ben de tabi ki heyecandan. Uygulamalı olarak o geceyi anlatmak mı? Dişlerimin arasından sadece kısık bir "Hassiktir." çıkabildi. Kiyo nasıl bu kadar seksi olabilir lan! İki hareketi ile nasıl beni bu kadar baştan çıkarabilir? Sadece ha siktir demek geliyor içimden bu duruma karşı. Hani bir dövüşte karşınızdakini yenersiniz de tam işini bitirirken aslında sona sakladığı bir tekniği vardır ya. O sırada çekilen bir siktir gibi. Hem birazdan olacaklardan korkarsınız, hem de saygı duyarsınız. Helal olsun dersiniz. Helal olsun Kiyo.

Öpüşmeye başladık sonra biz. Of, tamamen tahrik olmuş bir şekilde çocuğun dudaklarını emiyorum. Ellerimle biraz sırtını, bacaklarını falan okşadım. Alıştıra alıştıra tişörtünden içeri soktum. Of, tenine değince iyice bir hoş oldum! Evet, sarhoş değiliz. Kafam gayet yerinde. Eğer şuan bir şeyler olursa unutmayacağıma eminim ve utanacak bir şeyim de olmaz sanırım. Bir süre öpüştükten sonra Kiyo kendini geri çekti. Tabi ki izin verdim bırakmasına. Hala ne yapacağımızdan emin değilim. Bu arada düşünüyorum da. Tüm ipleri Kiyo'ya bıraktığıma göre, acaba o gün de mi bırakmışım? Peki ya hatırladığım o küçük ayrıntılar? Aklımda resmen çocuğa tecavüz ettiğim kalmış. Siktir! Ya o gün baya istekli bir şekilde yaptıysam ve şuan bu kadar pasif kalmamdan hoşlanmazsa. Ulan bak bunu düşünmemiştim. ÖF! Kiyo beni omuzlarımdan ittirip yatağa yatırdığında dirseklerimi yatağa koyarak vücudumun üst kısmını kaldırdım 45 derecelik açı ile, izlemeye başladım bunu. Tişörtünün iki yanından tuttu ve bir anda çıkardı. O çıkarma sırasında, benim kanım vücudumda öyle bir dönmeye başladı ki! Kalbim hızla pompalıyor bunları. Kafamdan ayağıma kadar "Seks!" diye bağırarak dolaşıyor embesiller. Kasıklarımda bile hissediyorum kalp atışımı, o derece! Hayatım boyunca bir sürü kadın önümde dans ede ede soyundu, bu şekilde bir şey hissetmedim. Kiyo'nun saçlarını savurmasını izledim. İçimden bir his diyor, kalk ellerini saçında dolaştır. Öp, kokla... Vücudunu okşa. BİR SÜRÜ ŞEY GEÇİYOR AKLIMDAN! Tabi her zamanki gibi mal mal bakmakla yetiniyorum. Yapabildiğim tek şey ise, yutkunmak. Derken çat diye elektrikler gitmesin mi? "Ulan." dedim mutsuz mutsuz. Sırası mı şimdi? Daha çok izlemek istiyordum.

Bir süre hareket edemedim tabi ki. O kadar tahrik olmuşum ki tüm kaslarım tutmaz olmuş. Aşağıda bir şeyler baş kaldırmış falan. Kiyo'nun sigortaya bakma fikrine karşı "Tamam." dedim sadece. Sesim de oldukça mutsuz çıkmıştı. Tabi ki korktuğumdan değil amına koyayım! Çok mal bir durumda gittiği için mutsuzum. Daha biz bu duruma biraz zor geliriz. Ben en iyisi toplanıp eve gideyim. Bu şekilde düşünerek kendimi doğrulmak için zorladım. Bu sırada garip bir ses duydum. Acaba paranoyaklık ve şizofrenlik arasındaki o duvarı kırdım da garipten sesler mi duyuyorum diye düşünürken Kiyo bağırarak üstüme atladı! Lan bir de bana korkma gidip ben bakarım diyor. "Ne perisi Kiyo-chan ya. Yaşlı karının kedisi çıkarıyordur kapının dışından." dedim oldukça durgun bir sesle. "Sigorta attığı belli, çat diye ses geldi. Açarım şimdi." Kiyo'yu da kucaklayıp ayağa kalkayım, korkuyor şimdi yalnız kalmasın dedim ama çocuk kıçımı ellemeye başladı. Höm? Karanlıkta mı yapmak istiyor acaba? Bilmiyorum, hoş olabilir gerçekten. Hem birbirimizi görüp tiksinmeyebiliriz. "Bana böyle dokunduğuna göre, ışıkların açılmasını istemiyorsun öyle mi?" dedim oldukça kısık bir sesle fakat sonra durdum. Aslında, Kiyo'nun ellerini sırtımda hissediyorum... Ayakları da belimde bağlı... Peki ya popomu kim elledi? "LAN! Sen dokunmadın değil mi?!" aniden arkamı dönüp Rai no Te'yi fırlattım arkamdaki duvara! Kim elledi lan beni!

Tekniğin etkisi ile çok hafif bir ışık çaktı odanın içinde ve arkamda kimse yoktu. Diğer kolumla da Kiyo'ya sıkı sıkı sarılmış durumdayım. "Tutun bana." dedikten sonra hemen kalktım ayağa. Odada bulunduğumuz yeri hayalimde canlandıra canlandıra ilerliyorum. Şu kadar mesafe sonra kapıda olacağım falan diyerek. Bir kolumla hala bana sarılan Kiyo'yu sıkıca tutuyorum, diğer elimi de önümde bir şey varsa tutayım diye öne uzatmış durumdayım. O değil de, arada vücuduma bir şeyler değiyor. Üstelik giysime değdiklerinde sorun yok ama tenime değenler tüylerimi diken diken ediyorlar. Kiyo'ya da hissedip hissetmediğini sormak istiyorum aslında çünkü tüm gece Kiyo'ya odaklanmıştım ama bu temaslardan sonra dikkat ettim de, çok hafif bir chakra kırıntısı hissediyorum. Kiyo'nunkinden ayrı olarak. Bu ne lan? Yoksa cidden var mı hayaletimsi bir şey? Saçmalamayalım lan. Hayalet olsa bile, neden bu sikindirik apartman dairesinde olsun ki. Tüylerim diken diken olmadı değil. Kapıya ulaşınca elimi kaldırıp sigortayı kaldırdım. Çat diye bir sesle tekrar geldi elektrikler. Kafamı çevirip evin içine baktım ama hiç bir şey yoktu. Hiç. Kucağımdaki Kiyo, mal gibi kapının dönünde duran benim dışımda kimse yoktu. Kızgın bir yüzle Kiyo'ya döndüm "Bana da mı eşek şakası yapmaya başladın yoksa? Üzgünüm ama hiç komik değildi. Üstelik en güzel yerindeydik." diyerek belinden yakalayıp ittirdim kendimden.
Resim
Lejant
Kütüphane
Resim
İsim:
Shiki Nishiyama
Yaş:
20
Cinsiyet:
Erkek
Element:
Raiton
Seviye:
C-Rank
Rütbe:
Chuunin
Alım Gücü:
4 - Orta-Düşük Gelirli/2

Profil
Güç: 2
Çeviklik: 4
Kondisyon: 4
Potansiyel: 6
Varlık: 7
Zeka: 7

Eksiklikler/Özürler
Paranoyak
Eşcinsel

Ninjutsu
Non-elemental
D-Rank
Shunshin
Otonaku Ashi Jutsu
Jinteki Mayu no Jutsu
C-Rank
Keishuu no Jutsu


Raiton
D-rank:
Yusubi no Jutsu
Rai no Te
Dendou no Jutsu
C-Rank
Ikadzuchi no Kiba
Kangehika


Genjutsu

D-Rank
Kininaru Kimochi
Rakumei no Jutsu
Kuroshiki
Magen: Henge
Miminari no Jutsu
C-Rank
Raigen
Teishi no Jutsu
B-Rank
Magen: Bunshin
A-Rank
Omotsuki


Genjutsu stilleri:

Houkibo/C-Rank
Taroubo /D-Rank
Beceri Listesi
x
Kullanıcı avatarı
Shiki Nishiyama
 
Mesajlar: 173
Kayıt: 09 Eyl 2014, 00:58

Re: Apartman Toplantısı

Mesajgönderen Shiomiya Kiyo tarih 17 Eki 2014, 18:27

Yaşanabilecek en büyük yanlış anlaşılma olabilirim sanırım bu. Eşek şakası yapıyor olsam, koala gibi sarılmış bir vaziyette kucağında beklerken böyle titrer miyim? Nishi beni belimden ittirince, çok kısa süreliğine ayaklarımı "pıtı pıtı" diye sallayarak yere kondum. "Yahu Nishi, herkese yaparım, sana eşek şakası yapmam. Yapacak olsam bile böyle bir anda neden yapayım? Sana dokunmak için o kadar beklemişken!" O kadar beklemişken. Tabi ya, aslında eşek şakası yaptığımı falan düşünmüyor. Evine taşındığım ilk gün yaptığım gibi, gene öküzlük peşinde olduğum için kaçmaya çalışıyor benden. Gerçi öyleyse, neden az önce ışıkları açmamaktan bahsetti öyle şehvetli şehvetli? Karıştı kafam.

"Ö-özür dilerim, patavatsızlık yaptım. Üstüne gelmeyeceğim deyip inatla saldırıyorum sanırım, iki oldu bu yaptığım." diyerek, dudaklarım büzük vaziyette arkamı dönüp odada ilerlemeye başladım. Amacım tişörtümü tekrar giyip, tekrar yatağa oturup "birbirimizi tanıma" gecesine devam etmekti aslında ama tişörtü bulamadığım için amaca da başlayamadım. Tişörtü bulsam çorap söküğü gibi gelecek aslında gerisi. Demin aklım başımdan nasıl gittiyse, nereye fırlatmışım bulamıyorum. Odanın içinde tavuk gibi bir oraya bir buraya yürüyerek arıyorum ama yok. Kıyafet yığınına çevirdim kafamı, yığın dağılmış. Tamam zaten dağınıktı da, ben bu şekilde bırakmamıştım ki, etrafa saçılmış olmamaları lazım! İyice çıldırt beni peri hanım, peki. Hanım diyorum da umarım hanımdır, erkek bir peri ile yaşamak istemiyorum bu evde. Derin bir "Oooffffff" çekerek yatağa ilerleyip kenarına oturdum tekrar. Sigara içmem lazım. Ev duman altı olacakmış umursamadan sigara içmem lazım yoksa kafayı yiyeceğim. Elimi cebime atıyorum. Sigara yok. Haydaaa! Elimi öbür cebime atıyorum, sigara orada da yok. Anlamsız bir şekilde üstümü arama bahanesiyle ellerimi göğsümde falan dolandırdım, kendimi elliyorum salak gibi. Kafa iyice gitti, LAN SİGARAM YOK!

"Nishi, bir bak bakayım üstüne başına, benim sigara paketi üstüne mi düştü? Böyle beyaz bir paket, adı Parulumentu, jelatininde yirmi kağıt var. Cebine falan girmiştir, ne bileyim donuna girmiştir. Elimi donundan içeri soktuysam düşmüş olabilir bak. Gerçi sokmadım sanırım, lan soksaydım keşke. Of. Saçmalıyorum. Yok mu sigara? Hassiktir. Abi kafayı yiyeceğim, sigara içmem lazım acilen. En son sigarayı bırakmak isterken böyle kötü olmuştum. Nishi! Sigaram yok, tişörtüm de yok! Bari tişört olsun, erotik bir şekilde kafayı yemek istemiyorum, adabımla yiyeyim!" Aha gitti ayarlar görüyor musunuz?

Ellerim kafamda ayağa kalktım, adam hala kapının önünde bekliyor, garip garip de tıkırtılar geliyor. İyice gelin üstüme tamam. "Nishi, bu tıkırtı ne? Sen mi yapıyorsun?" diye seslendim odanın içinde dolanırken. Adam neden tıkırtı yapsın? Belki cidden eşek şakası yaptım sanıp intikam alıyordur, bilemiyorum. İnsan sevdiğinden intikam almamalı bence. Tıkırtı git gide artıyor. Tıkırtı olmaktan çıkıp gümbürtüye dönüşmeye başladı. Arsız arsız gümbürdüyor. "Lan kapı çalıyormuş! Çekil kenara çekil!"

Kapıyı açmak için ilerlerken Nishi de kapı açıldığında arkasında kalabileceği şekilde sağa attı kendini. Tam elimi kapı koluna atmıştım ki, yukarıdan gelen ufak beyaz bir parıltı dikkatimi çekti. Mutfak dolaplarının olduğu, dolapların üstü ile oda tavanı arasındaki yaklaşık on beş santimetrelik alandan gelen bir parıltı. Kafamı kaldırıp, gözlerimi sıkarak ne olduğuna baktım: Sigara paketim. Sağ gözümün seğirmeye başladığını hissediyorum, ağzım bir karış açık. Sol elimin işaret parmağını titreye titreye kaldırarak Nishi'ye paketi işaret ediyorum ve ekliyorum; "Ba-baba-ğakekeja-pa-paketi-tim!"
Resim
Lejant
Kütüphane
Künye
İsim Shiomiya Kiyo
Yaş 16
Cinsiyet Erkek
Element Suiton
Seviye C-Rank
Rütbe Chuunin
Alım Gücü 2 -FAKİİİİİİİİEEERRRR!!/2
Kullanılabilir GP 32

Eksiklikler/Özürler Yok

Ekipman
Matara, "Gama" (蜍)
İçerisinde 3 suiton tekniğine yetecek su barındıran, sağlam sızdımaz matara. Ağırmış az.
Geyikotu Özü, 50gr.
Ufak çiziklere ve yanıklara iyi gelir.
Koku Bombası (屁), İkili paket
Bazı genjutsu tekniklerinden kurtulmak için özel olarak üretilen bu bombalar, haliyle ileri seviye teknikleri kıramazlar.

Beceri Chakra Kontrolü 2

Profil
Güç: 8
Çeviklik: 7
Kondisyon: 5
Potansiyel: 4
Varlık: 3
Zeka:3


Ninjutsu

Suiton
Jousui
Ninja gerekli el mühürlerini yaptıktan sonra ellerini kirli bir su birikintisine değdirir. Elini kaldırdığı anda, su birikintisinden arıtılmış ve tamamen içilebilir bir su kütlesi, iki el ile tutulabilecek bir küre şeklinde kullanıcının elinde oluşur. Daha sonra teknik bozulmadan bu su bir matara veya kaba aktarılır. Bilinen tüm hastalık ve zehirler sudan bu yöntem ile ayrılabilir.
Suiben
Ninja oldukça kısa olan el mühürleri serisini Ushi mühründe bitirir. Mühürleri tamamlamasının ardından kullanıcı elini bir su kütlesinin içine sokar ve ardından suyun içinde avucunu yumruk haline getirecek şekilde sıkarak çeker. Bu sayede kullanıcı suyun içinden uzunluğu, kalınlığı, sağlamlığı chakrası ile oranlı olan bir kırbaç çıkarır. Bu kırbaç her ne kadar sudan oluşmuş olsa da hemen hemen katı bir cisim özelliği gösterir. Bu sayede hedefe fiziksel zarar verebileceği gibi onları bağlama gibi işlerde de bu kırbacı kullanabilir.
Kizame no Jutsu
Ninja el mühürlerini tamamladıktan sonra bir su kütlesine odaklanır. Odaklandığı su kütlesinden kabaca bir köpekbalığının başına benzer bir şey çıkar ve rakibi yakalamaya çalışır. Bir şekilde rakibi herhangi bir yerinden yakalarsa bırakmaz ve o su kütlesinin olduğu yerde tutar. Teknikten kurtulmak için aktif olarak köpekbalığı kütlesine zarar verip somutluğunu bozmak gerekir.Tekniğin ardından kullanılan su kütlesi kaybolur. Köpekbalığının ısırdığı yerler hasar alır.
Niji no Jutsu
Ninja el mühürlerini tamamladıktan sonra yere büyük miktarlarda su kusmaya başlar. Bu su, toprak tarafından zor emilir ve ninja tarafından diğer suiton teknikleri için kullanılmaya uygundur. Kullanıcı istediği kadar su kusabilir, ancak ne kadar çok su çıkarmaya çalışırsa o kadar çok süre geçer. Ortalama bir shinobi, 5 saniyede, bir kaç suiton tekniği için gerekli suyu ortama boşaltmış olur. Tekniğin bir diğer formu olarak da, kullanıcı ağzından hemen hemen bir gülle boyutunda bir su kütlesi fırlatır. Bu su kütlesi çarptığı duvar benzeri dikey yüzeylerde kalır ve kullanıcının diğer teknikleri için zemin oluşturur. Rakibe fırlatılırsa herhangi bir etki yaratmaz.
Suijinheki
Ninja kısa olan el mühürleri serisini Tora mühründe sonlandırır ve derin bir nefes alır. Bu aldığı nefesi hızla dışarıya veren kullanıcı yüksekliğini ve genişliğini harcadığı chakra ile oranlı olacak şekilde su kütlesi püskürtür. Bu su kütlesi özellikle defansif anlamda kullanıcı birçok ataktan koruyabilecek bir yapıya sahiptir. Kullanıcı etrafında su kütlesi olması halinde, bu su kütlesini kullanarak da adeta bir bariyer oluşturabilir. Bariyerin şekli tamamen kullanıcının kullanacağı chakra miktarı ve suyun yapısının el verdiği ölçüde her halde olabilecek niteliktedir.
Takonagi no Jutsu
Ninja ortalama bir el mührü dizisinin ardından ortamdaki suyu vücuduna çekmeye başlar. Su, kullanıcının sırtında 4 tane ahtapot kolu oluşturacak şekilde birikir. Bu kollar sert ve hızlıdır, kullanıcıya yakın dövüşte yardımcı olurlar. Çeşitli silahları tutabilir ve fırlatabilirler. Kullanıcı etrafında bir kalkan görevi görebilirler ve gelen saldırılara karşı tepki verebilirler. Eğer bir kol ağır hasar alırsa suya geri dönüşür, kolu tekrar yaratmak için ekstra chakra harcamak gerekir. Açık kaldığı sürece chakra yer. Tekniğin ardından kullanılan su kütlesi kaybolur.
Bousen no Jutsu
Kullanıcı kısa sayılabilecek bir el mühürü dizisinin ardından ağzından çok ince bir su kütlesi püskürtür. Bu kütle, aşırı derecede delici ve kesicidir. Kullanıcı tekniği istediği kadar açık tutabilir. Teknik 15 metreye kadar delici ve kesici özelliğini korur, daha uzak mesafelerde ise etkisini yavaş yavaş kaybeder. Teknik açık kaldığı sürece chakra yer.
Ninpou
Kuchiyose no Jutsu - Henüz hazır değil.
Jinteki Mayu no Jutsu
Kullanıcı kısa bir el mührü dizisinin ardından yatar pozisyona geçer ve tekniği aktifleştirir. Teknik, kişiyi siyah bir ipeksi doku ile sarar. Tamamen sarılan kullanıcı, içeriden dışarıyı görebilir, ancak dışarıdan içerisi görünmez. Kullanıcı dinlenmek veya uyumak için bu tekniği kullanabilir. Doku, yağmur suyunu geçirmez. Kullanıcı istediği zaman Kai mührü ile tekniği bozabilir, bu dokunun yokolmasına ve kullanıcının içinden çıkmasını sağlar.
Doubutsuhen no Jutsu
Kullanıcı ortalama bir el mührü dizisinin ardından yakındaki bir hayvan ile göz teması sağlar, ardından o hayvan ile konuşabilir hale gelir. Her bir hayvanın kendi kişiliği vardır ve kullanıcıya itaat etmek veya sordukları sorulara cevap vermek zorunda değildirler. Teknik 5 dakika kadar aktif kalır, ardından kullanıcıya uyguladığı stres yüzünden 15 dakika kadar tekrar kullanılamaz. Göz teması kurulan dışındaki başka bir hayvan ile konuşulamaz.


Taijutsu

Shinshouki Stili, C-Rank
Bu seviyede kullanıcı temel akrobasi bilgilerini öğrenir ve akrobatik hamleler yapabilmeye başlar. Bu hamleleri momentum kontrolü ile birleştirdiğinde çok büyük efor gerektiren akrobatik hamleleri çok az bir kayıpla uygular. Kullanıcının zıplayarak veya çevresel yükseklik farkını kullanarak yaptığı hamleler daha etkili ve daha az yorucu olur.
Shinshouki Tekniği, Kage Buyou, C-Rank
Kullanıcı, rakibi havaya fırlatmak için akrobatik bir tekme hamlesi kullanır. Bu özel hamle ile rakip 3 veya 4 metreye kadar havaya gönderilebilir. Ardından rakip kendi akrobatik yeteneğini kullanarak havaya zıplar ve havada rakibin hemen altında konuşlanır. Teknik burada son bulur, ancak kullanıcı bu noktadan sonra diğer Shinshouki Taijutsu tekniklerini kullanabilir veya havadaki korumasız rakibine beklemediği bir yerden saldırı yapabilir.
Kullanıcı avatarı
Shiomiya Kiyo
 
Mesajlar: 224
Kayıt: 09 Eyl 2014, 00:00

Re: Apartman Toplantısı

Mesajgönderen Shiki Nishiyama tarih 18 Eki 2014, 02:14

Herkese şaka yapıp bana yapmazmış. Lan madem şaka yapmıyorsun, tüylerimi diken diken eden o dokunuşlar neydi? Üstüne kafa yormak isterdim ama Kiyo bana dokunmak için beklediğinden bahsedince tabi ki tüm ilgim tekrar ona kaydı. Üstüme gelmeyeceğini söylediği sonra da ciddi ciddi üstüme çıktığı için özür diledi. Şimdi herşey yerine oturuyor! Evimde kalmadı, sonra da bana evden kovulduğunu söylemedi. Çünkü eğer söyleseydi onu tekrar evime davet edecektim. Düşünürsek, evden atıldığını bilmediğimde bile davet etmiştim. Bu şekilde bana zaman tanıma olayını yapamadığını düşünecekti. İki oldu dediği de, ilk bende kaldığı günkü öpüşmemizdir herhalde. Fakat orada çok mutsuzdu, sorun etmedim. Tabi sonra birlikte yatmamız beni rahatsız etti biraz. Yakışmadı.

Ben bu şekilde kapının önünde durmuş düşüncelere dalmıştım. Kiyo'yu gözümle takip ediyorum, bir daha nasıl deminki duruma dönebileceğimizi düşünüyorum falan derken çocuk deli gibi koşuşmaya başladı. Bir sağa bakıyor, bir sola. Demin tekmelediğim çamaşır yığınına bakıp biraz şok oldu. Vay be, herif dağınıklılığında bile değişikliği anlıyor. Nasıl bir zihniyettir bu? Her neyse, bence biz bu gece bir daha deminki ortamı yakalayamayacağız. Ben gideyim en iyisi, yeterince durdum zaten. Kiyo sanki bir yeri kaşınıyormuş gibi, sağına soluna şaplaklar attı, göğsünü falan ellemeye başladı. Lan acaba gitmesem mi? Bu işaret mi? Ortamı tekrar mı oluşturmaya çalışıyor nedir diye düşünürken bana döndü bu. Üstüme başıma bakmamı, sigarasının bende mi kaldığını sordu. Yok lan, ne sigarası. En son camın orada içmişti, deminden beri oradan 5 kere geçmiştir herhalde. Neyse bir bakayım diye ceplerimi karıştırdım ama bir şey çıkmadı. Kiyo donumdan içeri elini sokmak ile ilgili bir şeyler mırıldanırken "Yok bende sigara falan." dedim. Ulan Kiyo kıçımı ellemedin ellemedin, demin artık in mi dokundu cin mi dokundu bilmiyorum ama siftahı o yaptı yani. Helal olsun Kiyo tekrardan!

Sigarası kaybolduğunda verdiği bu tepki, demin yatakta otururken düşündüklerimi kanıtlamıyor mu sizce de? Cidden doğru bir çıkarım yapmışım. Akıl sağlığını bozmamak adına sigara içiyor işte. Bu yüzden sigarasına fazla karışmama kararı alıyorum. Tamam, kendini yavaş yavaş öldürüyor olsa da, abim geçen gün sigara içen shinobilerin hemen tıkandığını söylese de; ben öyle kendime karışılmasını istemiyorsam Kiyo'ya da karışmamalıyım. Tabi görevde sigara yüzünden tıkanıp beni sik gibi bırakırsa anasını sikmek zorunda kalırım. Ki hiç istemediğim bir şey yani. "Tık,tık tık..." "Böyle kal bence." Yavşak Nishi is yavşak. Niye böyle bir şey dedim bilmiyorum ama içimden gelmiş, rahat durumda olduğumdan direkt söylemişimdir büyük ihtimal. "Tak, tak tak..." Bu ses ne gerçekten lan? Kiyo dönüp benim mi yaptığımı sordu sinirli sinirli. Doğru, benim olduğum yerden geliyor da, ben bir şey yapmıyorum yani. Biraz daha mal mal bakındığımda arkamdaki kapı daha da sert bir şekilde çalmaya başladı. Oha! Lan ben kapının önünde kaç saattir düşüncelere dalmış bir şekilde bekliyorum. Kapı çalıyormuş onu bile fark edemedim nasıl bir mallıktır bu.

Kiyo kapıyı açmak için harekete geçince ben de kenara çekildim. Hatta çekildiğim taraf kapı açılınca gelenin beni göremeyeceği bir yerdi. Bu şekilde gelen kişi suikastçı ise Kiyo'yu tek kişi sanardı ama ben burada destek gücü olarak ağzına sıçardım. Bekledim Kiyo açsın diye ama açmadı kapıyı. Sanki stun yemiş gibi kaldı kapının önünde. Eli kapıya değemedi bile. Ne oldu lan? Şaşkın şaşkın baktım buna. Acaba böyle kalmasını sağlayan bir teknik mi yedi derken kekeleye kekeleye bir şeyler söyledi. Eli ile de yukarılarda bir yerlerde bir şeyler gösteriyor. Takip ettim gözlerimle ve ohooo, ta dolapların en üstünde mutlu mutlu duran bir paket sigara bize gülümsüyor. Herhalde burada sorulabilecek en can alıcı soruyu sormamda bir sakınca yoktur. "Nasıl çıktı lan o oraya?"

Her neyse, kapıyı kırıyor gelen kişi. En iyisi ben de şunun kafasını kırayım diyerekten Kiyo'yu kolundan tutup mutfak tarafına attım. Gitsin sigarasını alsın da ben de kapıyı açayım niyetine. Yarı çıplak arkamda durmasın yani. Ziyarete gitmiş bir Nishi var, arkasında çıplak Kiyo'lu ziyarete gitmiş Nishi var. Yaşlı teyze görse, tüm mahalleye yetiştirir. Kapının deliğinden baktım ama sadece kafasının üstü gözüken bir bücür gelmişti. Ulan çevrem bücürlerle doldu lan. Ben ki, bu delikten bakmak eğilen insan... Neyse. Kafasındaki çiçek tokasından anladım ki Raku gelmiş. Açtım kapıyı sert bir şekilde. Herhalde karşısında beni görmeyi beklemiyordu. Çatık kaşlarla "Ne istiyorsun?" diye sordum. Elimden geldikçe soğuk, elimden geldikçe kaba bir şekilde sormaya dikkat ettim. Bu konuda üstüme tanımıyorum zaten. Kız beni görür görmez kızarıp kekelemeye başladı.
"B-b-b-b-en... Sh-sh-shi..."
"Shiki."
Kafasını hayır anlamında salladı.
"Shiomiya."
Olumlu bir şekilde salladı bu sefer de kafasını. "Y-y-y-yemek ge-g-e-t-r..asda.adsa..."
Ulan karı... "Kiyo'ya yemek getirdin demek." dedim ve elindeki paketi aldım direkt. Kız kutuyu kaçırmaya bile çalışamadı. Hala mal mal mırıldanıyor. Gözlerimi kısıp eğildim, yüzümü onunkine yaklaştırdım. Git gide daha kızarıyor hayvan. Sanki öpecez amına kodumun kezbanını. Çenesinden tutup gözlerime bakması için kafasını kaldırdığımda artık iyice titriyordu. "Milletin arasında eve karı attığımı söyleyebiliyor, bana terbiyesiz diye bağırabiliyorsun ama bire bir konuşamıyor musun? Komik." dedim sonra da bıraktım kızın yüzünü. Geri geri bir kaç adım atıp kapıyı tuttum. "Hadi defol git." dedikten sonra da kızın suratına küt diye kapattım kapıyı. Bilmiyorum Kiyo bunu gördü mü ama umurumda da değil. Bir de gelmiş Kiyo'ya yemek getiriyor ya! Tam bir kaşar.

Konu ile ilgili hiç bir şey demeden mutfağa geldim ve elimdeki kutuyu tezgaha attım. Biraz parmak ucuna çıkıp sigarasını da aldım bunun dolabın üstünden. Fırlattım tutsun diye. Zaten en güzel yerinde saçma sapan olaylar yaşadık. Deminki gibi sır falan da paylaşacak modda değilim. Kızın Kiyo'ya yemek getirmesi de tuzla biber olduğuna göre, ben gidiyorum bu evden. "Ben gidiyorum. Yarın 10-11 gibi Ishi-chou binasında olmam gerek." dedikten sonra Kiyo'ya uzanıp yanıma çektim. Hem hoşgeldin, hem özledim, hem de iyi geceler öpücüğünü birleştirip 4-5 kere öptüm dudağından. Bir süre de yüzüne baktım mutlu mutlu. Güzel oldu buraya taşınması. Ne çok yakın, ne çok uzak. Tam kıvamında. Böyle bir sevgi gösterisinden sonra bıraktım çocuğu. Göz kırptıktan sonra bir şey söylemeden çıktım kapıdan. O değil de, cebimdeki anahtar o kadar harekette nasıl düşmedi merak konusu. Kiyo tişörtünü bile kaybetmişken benim evin anahlarları cebimde uslu uslu oturuyorlar. Belki de artık peri midir, hayalet midir nedir; evden gitmemi istemiştir. Umarım çocuğun başına bir şeyler gelmez.

Evine ojgeldin yaaurum.
Resim
Lejant
Kütüphane
Resim
İsim:
Shiki Nishiyama
Yaş:
20
Cinsiyet:
Erkek
Element:
Raiton
Seviye:
C-Rank
Rütbe:
Chuunin
Alım Gücü:
4 - Orta-Düşük Gelirli/2

Profil
Güç: 2
Çeviklik: 4
Kondisyon: 4
Potansiyel: 6
Varlık: 7
Zeka: 7

Eksiklikler/Özürler
Paranoyak
Eşcinsel

Ninjutsu
Non-elemental
D-Rank
Shunshin
Otonaku Ashi Jutsu
Jinteki Mayu no Jutsu
C-Rank
Keishuu no Jutsu


Raiton
D-rank:
Yusubi no Jutsu
Rai no Te
Dendou no Jutsu
C-Rank
Ikadzuchi no Kiba
Kangehika


Genjutsu

D-Rank
Kininaru Kimochi
Rakumei no Jutsu
Kuroshiki
Magen: Henge
Miminari no Jutsu
C-Rank
Raigen
Teishi no Jutsu
B-Rank
Magen: Bunshin
A-Rank
Omotsuki


Genjutsu stilleri:

Houkibo/C-Rank
Taroubo /D-Rank
Beceri Listesi
x
Kullanıcı avatarı
Shiki Nishiyama
 
Mesajlar: 173
Kayıt: 09 Eyl 2014, 00:58

Re: Apartman Toplantısı

Mesajgönderen Shiomiya Kiyo tarih 21 Eki 2014, 18:39

ojbuldm xdé


Bildiğiniz çenem kilitlendi şu an. Allahını seven bana bir su çarpsın, kendime geleyim. Ulan... O sigara paketi oraya nasıl çıktı? Nasıl yiyiştim ben bu herifle de, cebimden fırlayıp oraya kondu o paket? NISHI SEN BANA NE YAPTIN? VEYA BEN SANA NE YAPTIM? Arkada Nishi kapıya gelenle bir şeyler konuşuyor hararetle ama ben burada, tezgahın arkasında "Agagahajddaasasaha-hsshdfdgaaa-sahaaashs" diye sayıklıyorum, titreyen işaret parmağım hala paketin olduğu yeri gösterirken. Biri çıkıp, "Bu evin altında yatır var, yatır!" dese secde ederim artık, o derece. On beş dakika içinde ne paranormal olaylar döndü be! Bir de üşümeye başladım, tabi tişört hala yok ortalarda. O da paranormalliğe kurban gitti. Oda, etrafa dağılmış kıyafetten geçilmiyor ama ben taktım tişörte, illa gizemini çözeceğim.

"DANK!" diye bir ses beni kendime getirdi. Görüş açıma giren Nishi'ye hala sigara paketi hakkında sayıklıyordum. "N-Nishi, nasıl çıktı o oraya?" Adam, dediğimi siklemeden dolapların üzerine uzandı. Seksi seksi beli açılıyor ama hala öyle şoktayım ki, "şlops" diye emiklemek aklıma gelmedi. "Abi, paketin oraya çıkması imkansız!" Nishi'nin dolap üzerinden kurtarıp bana attığı sigara paketim, kafama çarpıp saçlarımı yalayarak aşağı düştü. Tutmam gerekiyordu sanırım. "Cidden hayaletli değildir bu ev, di'mi Nishi?" Beni siklemeden konuşmaya başladı, yarın işinin olduğunu, gitmesi gerektiğini söylüyor. Nasıl yani? Yarın işi vardı ve bu saate kadar benimle mi oturdu? Gitmek zorunda mı? Bu yemek neyin nesi, bu saatte kim bana yemek getirdi? Nasıl bir manyak bu saatte kabak yapıp yeni taşınan komşusuna getirir? Kabak sevmem ki.

"Gitme." Diyemeden elleri yanaklarımdan tutup tekrar yüzümü yüzüne yaklaştırdı. Bir öpücük, iki öpücük.. Beş öpücük. Tam beş kere öptü dudakları benimkileri. Bilmiyorum neden ama az önceki öpüşme olayı, şimdi ki minik öpücükler kadar içimi ısıtmamıştı sanki. "Belki de saf sevgi ile icra edildiklerindendir." diye aklımdan geçirdim gözlerinin içine bakarken, çok geçmeden bıraktı elleri suratımı. Uzaklaşıp, kapıdan çıkmadan önce göz kırpmasını izledim sessizce. Sonrası, koca evde, üstsüz bir şekilde tezgahların dibinde duran yalnız ben... Ve gariptir ki, kötü hissetmiyor, korkmuyorum.

Plastik tabaklardan birine çok az su koyup, yerden geri aldığım paketimle birlikte yatağıma yöneldim. Dirseğimle düğmeye dokunup ışıkları kapattım ama sokaktan gelen, perdesiz camdan içeri giren ışık loş bir ortam yaratmaya yetiyordu. Korkmam lazım evet, ama hem şımarıklığımı çekecek bir Nishi yok etrafımda, hem de içim hala sıcacık. Su dolu tabağı yatağın baş kısmının önüne koydum, paketi de yanına attım. Pastayı da yanlarına çektikten sonra, battaniyemi tekrar omuzlarıma atarak yüz üstü uzandım yatakta. Bir şeyler yiyip içerken sigara içmeyi sevmem, o yüzden önce pastama abandım. Sonrası su dolu tabağı küllük niyetine kullandığım bir sigara emikleme serüveni. Daichou, akşam ondan sonra alkol satışını yasaklamamış olsaydı bu geceye iki bira yakışırdı, ne bokuma yasaklıyorsa şerefsiz ibne. Yine de bu gece bu haliyle de çok güzel! Eşya olarak sadece elbise yığınım, bir kaç tabak ve bazasız yatağım olsa da daha ilk geceden yuvamı bulmuş gibi hissediyordum. Sanırım bunda "Sırları Öğrenmece" oyunumuzun büyük etkisi var.

Aslında sabahlamaktı niyetim. Gecemi bozmayacak bir paranormallik olmadığından sanırım, uyuyakalmışım. Ne zaman uyuyakaldığımı da bilmiyorum ama camdan içeri giren deli güneş beni bayağı bir terletmiş. Terlemek de değil uyanma sebebim; kart bir ses. Arsızca adımı çığıran, çirkin bir kız sesi...

"Kiyo-chaaaaaan! Ki-Ki-Kiyo-chaaaa! KIYO-CHAAAAAAĞNN!!!"
"G-git başımhdanh.."
"Hadi uyan Kiyo-chan! Daha evi boyayacağız! Öğlen oldu."
"Git diyorumh..."

Yatakta sırt üstü uzanır pozisyona gelip, yastıksız yatmaktan ağrımış boynumu şöyle bir kütürdettim gözlerimi açmadan. Güneşe alışmaya çalışarak gözlerimi şöyle bir kıprıştırdım ve tavana baktım görüşüm kuvvetlenene kadar. Kart sesin sahibini aramak için etrafıma bakacaktım ki, kendisi tam karşıma, tavanın olduğu görüş açıma kafasını uzattı. Kulak hizasındaki saçları darmadağınık, suratı yara bere içinde, kahverengi gözlü bir kız. Kim olduğunu anlamamla gözlerim kocaman oldu, sanki yuvalarından fırlayacaklar. "TÖVVVBEEELER OLSUUUUN!!!!!" diye böğürüp jet hızıyla doğruldum yatağımda. Kızın silüetinin içinden geçti kafam.

Evimdeki hayalet, en nefret ettiğim kız kardeşime ait olmak zorunda mıydı?

"KIZIM SEN DAHA YENİ ÖLMEDİN Mİ?!"
Resim
Lejant
Kütüphane
Künye
İsim Shiomiya Kiyo
Yaş 16
Cinsiyet Erkek
Element Suiton
Seviye C-Rank
Rütbe Chuunin
Alım Gücü 2 -FAKİİİİİİİİEEERRRR!!/2
Kullanılabilir GP 32

Eksiklikler/Özürler Yok

Ekipman
Matara, "Gama" (蜍)
İçerisinde 3 suiton tekniğine yetecek su barındıran, sağlam sızdımaz matara. Ağırmış az.
Geyikotu Özü, 50gr.
Ufak çiziklere ve yanıklara iyi gelir.
Koku Bombası (屁), İkili paket
Bazı genjutsu tekniklerinden kurtulmak için özel olarak üretilen bu bombalar, haliyle ileri seviye teknikleri kıramazlar.

Beceri Chakra Kontrolü 2

Profil
Güç: 8
Çeviklik: 7
Kondisyon: 5
Potansiyel: 4
Varlık: 3
Zeka:3


Ninjutsu

Suiton
Jousui
Ninja gerekli el mühürlerini yaptıktan sonra ellerini kirli bir su birikintisine değdirir. Elini kaldırdığı anda, su birikintisinden arıtılmış ve tamamen içilebilir bir su kütlesi, iki el ile tutulabilecek bir küre şeklinde kullanıcının elinde oluşur. Daha sonra teknik bozulmadan bu su bir matara veya kaba aktarılır. Bilinen tüm hastalık ve zehirler sudan bu yöntem ile ayrılabilir.
Suiben
Ninja oldukça kısa olan el mühürleri serisini Ushi mühründe bitirir. Mühürleri tamamlamasının ardından kullanıcı elini bir su kütlesinin içine sokar ve ardından suyun içinde avucunu yumruk haline getirecek şekilde sıkarak çeker. Bu sayede kullanıcı suyun içinden uzunluğu, kalınlığı, sağlamlığı chakrası ile oranlı olan bir kırbaç çıkarır. Bu kırbaç her ne kadar sudan oluşmuş olsa da hemen hemen katı bir cisim özelliği gösterir. Bu sayede hedefe fiziksel zarar verebileceği gibi onları bağlama gibi işlerde de bu kırbacı kullanabilir.
Kizame no Jutsu
Ninja el mühürlerini tamamladıktan sonra bir su kütlesine odaklanır. Odaklandığı su kütlesinden kabaca bir köpekbalığının başına benzer bir şey çıkar ve rakibi yakalamaya çalışır. Bir şekilde rakibi herhangi bir yerinden yakalarsa bırakmaz ve o su kütlesinin olduğu yerde tutar. Teknikten kurtulmak için aktif olarak köpekbalığı kütlesine zarar verip somutluğunu bozmak gerekir.Tekniğin ardından kullanılan su kütlesi kaybolur. Köpekbalığının ısırdığı yerler hasar alır.
Niji no Jutsu
Ninja el mühürlerini tamamladıktan sonra yere büyük miktarlarda su kusmaya başlar. Bu su, toprak tarafından zor emilir ve ninja tarafından diğer suiton teknikleri için kullanılmaya uygundur. Kullanıcı istediği kadar su kusabilir, ancak ne kadar çok su çıkarmaya çalışırsa o kadar çok süre geçer. Ortalama bir shinobi, 5 saniyede, bir kaç suiton tekniği için gerekli suyu ortama boşaltmış olur. Tekniğin bir diğer formu olarak da, kullanıcı ağzından hemen hemen bir gülle boyutunda bir su kütlesi fırlatır. Bu su kütlesi çarptığı duvar benzeri dikey yüzeylerde kalır ve kullanıcının diğer teknikleri için zemin oluşturur. Rakibe fırlatılırsa herhangi bir etki yaratmaz.
Suijinheki
Ninja kısa olan el mühürleri serisini Tora mühründe sonlandırır ve derin bir nefes alır. Bu aldığı nefesi hızla dışarıya veren kullanıcı yüksekliğini ve genişliğini harcadığı chakra ile oranlı olacak şekilde su kütlesi püskürtür. Bu su kütlesi özellikle defansif anlamda kullanıcı birçok ataktan koruyabilecek bir yapıya sahiptir. Kullanıcı etrafında su kütlesi olması halinde, bu su kütlesini kullanarak da adeta bir bariyer oluşturabilir. Bariyerin şekli tamamen kullanıcının kullanacağı chakra miktarı ve suyun yapısının el verdiği ölçüde her halde olabilecek niteliktedir.
Takonagi no Jutsu
Ninja ortalama bir el mührü dizisinin ardından ortamdaki suyu vücuduna çekmeye başlar. Su, kullanıcının sırtında 4 tane ahtapot kolu oluşturacak şekilde birikir. Bu kollar sert ve hızlıdır, kullanıcıya yakın dövüşte yardımcı olurlar. Çeşitli silahları tutabilir ve fırlatabilirler. Kullanıcı etrafında bir kalkan görevi görebilirler ve gelen saldırılara karşı tepki verebilirler. Eğer bir kol ağır hasar alırsa suya geri dönüşür, kolu tekrar yaratmak için ekstra chakra harcamak gerekir. Açık kaldığı sürece chakra yer. Tekniğin ardından kullanılan su kütlesi kaybolur.
Bousen no Jutsu
Kullanıcı kısa sayılabilecek bir el mühürü dizisinin ardından ağzından çok ince bir su kütlesi püskürtür. Bu kütle, aşırı derecede delici ve kesicidir. Kullanıcı tekniği istediği kadar açık tutabilir. Teknik 15 metreye kadar delici ve kesici özelliğini korur, daha uzak mesafelerde ise etkisini yavaş yavaş kaybeder. Teknik açık kaldığı sürece chakra yer.
Ninpou
Kuchiyose no Jutsu - Henüz hazır değil.
Jinteki Mayu no Jutsu
Kullanıcı kısa bir el mührü dizisinin ardından yatar pozisyona geçer ve tekniği aktifleştirir. Teknik, kişiyi siyah bir ipeksi doku ile sarar. Tamamen sarılan kullanıcı, içeriden dışarıyı görebilir, ancak dışarıdan içerisi görünmez. Kullanıcı dinlenmek veya uyumak için bu tekniği kullanabilir. Doku, yağmur suyunu geçirmez. Kullanıcı istediği zaman Kai mührü ile tekniği bozabilir, bu dokunun yokolmasına ve kullanıcının içinden çıkmasını sağlar.
Doubutsuhen no Jutsu
Kullanıcı ortalama bir el mührü dizisinin ardından yakındaki bir hayvan ile göz teması sağlar, ardından o hayvan ile konuşabilir hale gelir. Her bir hayvanın kendi kişiliği vardır ve kullanıcıya itaat etmek veya sordukları sorulara cevap vermek zorunda değildirler. Teknik 5 dakika kadar aktif kalır, ardından kullanıcıya uyguladığı stres yüzünden 15 dakika kadar tekrar kullanılamaz. Göz teması kurulan dışındaki başka bir hayvan ile konuşulamaz.


Taijutsu

Shinshouki Stili, C-Rank
Bu seviyede kullanıcı temel akrobasi bilgilerini öğrenir ve akrobatik hamleler yapabilmeye başlar. Bu hamleleri momentum kontrolü ile birleştirdiğinde çok büyük efor gerektiren akrobatik hamleleri çok az bir kayıpla uygular. Kullanıcının zıplayarak veya çevresel yükseklik farkını kullanarak yaptığı hamleler daha etkili ve daha az yorucu olur.
Shinshouki Tekniği, Kage Buyou, C-Rank
Kullanıcı, rakibi havaya fırlatmak için akrobatik bir tekme hamlesi kullanır. Bu özel hamle ile rakip 3 veya 4 metreye kadar havaya gönderilebilir. Ardından rakip kendi akrobatik yeteneğini kullanarak havaya zıplar ve havada rakibin hemen altında konuşlanır. Teknik burada son bulur, ancak kullanıcı bu noktadan sonra diğer Shinshouki Taijutsu tekniklerini kullanabilir veya havadaki korumasız rakibine beklemediği bir yerden saldırı yapabilir.
Kullanıcı avatarı
Shiomiya Kiyo
 
Mesajlar: 224
Kayıt: 09 Eyl 2014, 00:00

Re: Apartman Toplantısı

Mesajgönderen Shiomiya Kiyo tarih 25 Eki 2014, 23:09

Oh Sister, Where Art Thou?

Ne zaman uyuyakaldığını hatırlamıyordu, ancak karanlığın ortasında, yatağında sigara ve pasta keyfi yapmaya başladığı vakitten uyuyakaldığı ana kadar, tek bir şey düşünmüştü. Kansız bir velet olmanın gerektirdiği soğuk parmak uçlarını bile ısıtan, orman meyveli sakızın verdiği mutluluğu hissettiren, masum bir düşünce: Yeni bir yuva yaratmak. Başarabileceğinden emindi elbette. Sabah güneşini en güzel şekilde alan oturma odasında, balkonun hemen önünde egzersiz alanını yaratmak ne kadar zor olabilirdi ki? Peki ya Nishiyama'yı da düşünerek, tabak çanak miktarını biraz arttırmak? İkinci el de olsa güzel, kahverengi bir koltuk almak, en üç kişilik olanından? Duvarları rengarenk boyayıp, yerdeki sehpanın etrafına bir kaç minder atmak hiç zor değildi zaten. Biraz para biriktirirse, uyanmamak için şımarabileceği büyük boy bir yatak alabilirdi de!

İşin içine Kyou girene kadar, her şey bu kadar basitti işte. Daha yeni mortu çekmiş, ölmek için çocuğun eski evini seçerek, omuzlarına anlamsız bir yük bırakmış kız kardeşi Kyou; Shiomiya Kyou. Kendisinden on bir ay büyük olan abisi ile aynıydı her şeyi kızın; oturması kalkması, konuşması kahkahası... Tek farkı, madde bağımlısı olması.

"Neden tekrar karşımda ki şimdi?" Diye düşündü çocuk, "Neden burada?"

"Ev hayaletli!" denilmişti zaten de, hayalet neden Kyou'ya ait olmak zorundaydı?
Hayaletler gerçek miydi ki?
Sigara yerine mazot mu içiyordu bu çocuk?
Yoksa deliriyor muydu?

Belki de sadece hayal görüyordu, kötü bir hayal.




"Tuvalet takıntın mı var senin?"
"N-nası' bir soru bu?"
"Hani... Şu an işiyorum da, ve arkamdasın."

Bu manyağın hayaletini bana musallat etmek hangi tanrının fikri acaba öğrenebilir miyim? Cenabet de dolaşmıyorum ulan, reva mı bu bana? Sabah kalkar kalkmaz gördüğüm şey aha bu sikik hatunun hayaleti oldu. Altıma sıçıyordum şerefsizim! Bir bağırdım, bir bağırdım... Nishi, Daichou binasına gitmemiş olsaydı o saatte, "Ahanda suikast!" diye kapımı kırıp beni kurtarmaya gelebilirdi sanırım o bağırışlarımda. Neyse açıklayayım ben size durumu; aha bu puştress var ya, puştun dişi hali yani; eskiden bu evde 'yaşayan' hayaletle karşılaşmış da, benim ayarlarımı iyice bozup 'azıcık' eğlenmek için anlaşma yapmış onunla. Tabi Kiyo kim ki amına koyayım, herkes uğraşsın benle, yaşayanlar yetmiyor ölülerle de uğraşayım peki. Uyandığımdan beri peşimde dolanıyor, arsızca sigarama sulanıyor, duvarları boyarken elimdeki fırçayı ittiriyor falan. Gariptir ki ben ona dokunamıyorum, ama o bana dokunuyor! Bir ara genjutsuda olup olmadığımı düşündüm kendi kendime, çok da bilmem bu konuları, ama biraz sesli düşünmüşüm ki duydu kevaşe. "Deneyelim genjutsu da mısın değil misin?" diye atladı üstüme kafamı duvara çarpmaya başladı ceviz kırar gibi. Artık mutfak duvarlarımdan birinde kan lekeleri var, çok hoş.

Sifonu çekip üstümü başımı toparladım ve ellerimi yıkadım. Tamam pasaklının tekiyim de iğrenç değilim amına koyayım, tabii ki de yıkayacağım. Arkamdaki tipsize kötü kötü bakmak için döndüm biraz, ama göremedim. Onun yerine, tuvaleti şöyle bir gözlerimle taradığımda yerdeki şok edici görüntü ile karşılaştım. Bu mal gitmiş, ben ellerimi yıkarken sanırım, klozetin yanına yere atmış kendini. Ellerimi yıkarken diyorum zira ben işerken yere uzanmış olsa hem dünyanın en rahatsız açısından çükümü görecektir ki bunu ikimiz de istemeyiz, hem de fark etmemem imkansız. Neyse, efenim atmış kendini yere, gözlerini de nasıl becerdiyse donuklaştırmış. Sanırım hayalet olunca gelen default yeteneklerden biri olabilir. Saç baş dağınık. Tabi onu böyle görünce nedensiz yere tırstım, ufak bir hayret çığlığı koptu ağzımdan. Ama çabuk toparlayıp azarlamaya başladım. "AMINA KODUĞUM! BİR KERE YERLER O NUMARAYI!" Bu sikik gitmiş, benim onun cesedini bulduğum sahneyi canlandırıyor, aklı sıra benimle eğleniyor. Fake ceset işte. "Tuvalet dediğinde aklıma geldi. Beni bulduğunda bööööleydim di' mi? Hah!" Tamam, böyleydin de, daha taze ölüsün, insan öldüğüne biraz üzülür? Ölümünle dalga geçmen için bir kaç yüz yıl daha beklemen gerekmiyor mu? Bu kadar çabuk mu kabullenir insan? Her şeyi geçtim, hayaletsin sen, demin dediğim default özellikler sayesinde, benim eski evimden sırf bu sahne yüzünden taşındığımı biliyor olmalısın.

"Kalan son dozumdu o bir de biliyor musun? Yazık oldu kafasına varamadan nalları dikmem." Dedi, oflaya poflaya kalkarken yerinden. Karıya bakar mısınız? Pazarda gördüğü tişörte para yettirememiş de onu anlatıyor sanki kevaşe, çok normal bir şeymiş gibi. Yahu duymak istemiyorum uyuşturucu ile alakalı bir şey, hayaletsin sen edebinle korkut insanları. Arkadan "Bö!" yap mesela, neden mental saldırı yapıyorsun? Tekme sallamak geldi içimden, nitekim salaklık yapıp salladım da ama tabi içinden geçti tekmem ve ben dengemi kaybederek bir güzel tuvalet kapısına yapıştım. Ensemden tutup, yere oturttu beni zorla. Lan çok büyük haksızlık ama ya, benim de ona dokunabilmem lazım, neden dokunamıyorum? Valla bir şey yapmayacağım. Döveceğim sadece, birazcık.

"Tekme mi? Aşk olsun be aaaabi, atmayan kalbimi kırdın cidden!"
Suratına tip tip bakmakla yetindim kalkmaya çalışırken, ama oturur vaziyette kalmam için ısrarla omzumdan bastırıyordu arkamda dururken. Tekrar konuşmaya başladı ve konu daha da rahatsız edici vaziyete girmeye başladı. Anlaşılan zihnimi daha fazla nasıl rahatsız edebileceğini buldu.
"Biliyor musun? Senin gece devriyenden dönmene dört saat kala girmiştim o tuvalete. Tam dört saat bekledi cesedim yerde, çok üşüdüm!" Omuzlarımı bırakıp karşıma geçti ve abartılı hareketlerle üşüyen bir insanı taklit etti. Cidden, onu bulduğumda bayağı bir soğuktu da, bunu neden söyledi şimdi bana? Zaten yeterince suçlu hissediyorken neden daha fazla suçluluk yüklüyor bana? Hem cesedinin beklemiş olması konusunda cidden hatam da yok. "Ne yapsaydım lan?! Vahiy geldi sanki bana o saatte öldüğünle ilgili de, gecenin beşinde arkadaşlarıma 'Canlarım, benim kız kardeş mortingen oldu sanırım, ben kaçar!' demedim. O işe kalkışmadan düşünseydin." Hazır omzumu da bırakmışken, fırsattan istifade yerimden kalktım hızlıca, suratımda sinirli bir ifade ile. "Göte gelme ihtimalinin olduğunu illa ki biliyordun, işten kaçta çıktığımı da." Dedim tuvaletten çıkarken, hafif yüksek bir sesle. Kaçta evde olacağımın bir önemi var mıydı acaba? Düşünmeden söyledim sanırım. Ne yapacaktı, onu kafası kıyak ve can çekişir bir şekilde bulmama sebep olacak bir saatte mi alacaktı dozunu? Ve ben onu, o şekilde yakalasaydım ne yapacaktım? Öyle bir durumda nasıl müdahele edeceğimi bilecek medikal bilgim de yok ki. Düşünmek istemediğim konular hakkında düşünür haldeyim şu an.

Oturma odasına ulaşıp, yarım kalan duvarı boyamaya devam etmek için fırçayı elime aldım. Parlak, mor renk ile, kırmızı duvarın karşısını boyamaya başladım. Tabii ki de peşimden geldi kitapsızın kızı, Mızmız Miritu değil ki tuvalette oturup ağlasın etrafa su sıçratarak. Görmemeye, duymamaya çalıştım ama dibime sokularak konuşmaya başladı. Alaysız, biraz hüzünlü bir ses. Tıpkı bana o gün, bağımlı olduğunu itiraf etmek isterken takındığı ses tonu... "Anlatmama izin verseydin, beni o halde bulmazdın belki."

Boya kokusu kafa mı yapmıştı acaba?
Yoksa deliriyor muydu? Hayal de görüyor olabilir elbette.
Belki de vicdanı ve azabı, ona bir oyun oynuyordu. Kötü bir oyun...


Bir elimde mor boya kovası, bir elimde fırça, bir süre donmuş vaziyette kaldım kurduğu cümleden sonra. Ölüler neden ölü olduklarını açıklayamamalı. Ölüler adabıyla mezarlarında yatmaya devam etmeli. Abilerinin evlerine musallat olup, onları delirtmemeli.

"Neden benden nefret etmekte bu kadar ısrar ettin?"
"Neden söylememe izin vermedin?"
"Neden kaçtın hep benden?"
"Neden?"
"Neden?"
"Neden?"


"ELİNİN KÖRÜ YÜZÜNDEN!" Elimdeki fırçayı tüm gücümle kıza fırlattım. Kıza temas etmeyeceğini unutmuş muydum, yoksa sadece elimdekini atmak mı geldi içimden bilmiyorum ama fırça kızın içinden geçerek karşı duvara gitti. Güzelim kırmızı duvarımda parlak mor lekeler bıraktı. Sinirli olmasam, tam ortaya isabet ettirişimle gurur duyabilirdim. "Neden"li soruları benim sormam lazım. Neden bana bunları soruyor? Ben daha kendimi adam gibi tanımıyorum ki, hiç birinin cevabını bilmiyorum! Madem bu kadar önemliydi bu itiraf meselesi, neden benden izin istedi? Neden pat diye söylemedi? Söyleseydi şu an hastanede kırık çıkıkla uğraşıyor olacaktı işte hala. Dayak yemekten mi korktu acaba? Ben dayak yemekten hiç bir zaman korkmamışımdır, Kyou da benim kalitesiz bir çakmam olsa da, yara bere içindeydi her zaman, korkmamış olması lazımdı. Fazla mı saf bir şekilde baktım olaya? Belki de kendisinden utanacağımdan, tiksineceğimden korkmuştur, bilmiyorum. Ama güzel bir dayak sonrası yardım ederdim, buna eminim. Düşüncelerimden sıyrılıp, beni izleyen kıza baktım. Ne kadar zamandır beni izliyordu acaba bilmiyorum da, meraklı bir ifade vardı suratında. Ne düşündüğümü mü merak ediyordu? Göz göze bir kaç saniyeden sonra, gülümseye başladı pat diye. Sanki bir zafer elde etmiş ve kendisiyle gurur duyuyor gibi bir gülümseme. Bir de bunu onaylarcasına kafasını aşağı yukarı sallıyor. "N-Ne sırıtıyorsun be?"

"Bebek adımlarıyla da olsa ilerliyoruz sanırım, abi." Dedi pişkin pişkin.

Ulan... Yok abi ben çok yanlış gelmişim sanırım. Ben hatun mental saldırı aracılığıyla eğleniyor sanıyorum. Meğer karının amacı beni düşünmeye zorlamakmış. Tamam düşüneyim de, düşüne düşüne nereye varacağım? Neden düşünüyorum, neyi düşünüyorum? Yok yok, ben cidden deliriyorum, burada neler dönüyor bilmiyorum! Yerdeki boya kovalarından birine tekme atmak istedim, ama çıkacak rezalet ve benim onu temizleyecek olmam aklıma gelince vazgeçtim. Sinirimi bile çıkaramıyorum! Sinirle mutfağa yönelip tezgahtaki cüzdanım ve sigaramı aldım, ceplerime tıkıştırdım. Dışarı çıkmak eminim iyi gelecektir bana. Hem almam gereken malzemeler, yapmam gereken alışverişler var. Evde içecek su yok lan, yiyecek yemek yok. Onun yerine Kyou var ve biraz daha onunla kalırsam bu şekilde, yemek niyetine kafayı yiyebilirim.

"Çıkıyorum ben, ekmek alacağım, su alacağım. Ivır zıvır alacağım. Alacağım bir şeyler işte amına koyayım. İnatçı orospunun önde gideni olduğun için gitmeyeceğini biliyorum. Ben yokken duvarlara çük çizme, yönetici ile aramı bozma. Karşı daireye biri girerse kaçta geldiğini not al, bir boka yara. Karşı dairenin yanındaki dairede abuk subuk bir teyze var, hah işte onun kedilerine işkence edebilirsin. Tuvalette abuk subuk işlere kalkışma, eve erkek atma. Adabınla otur, çok sıkılırsan kalk duvarı boya. İki dal sigara bırakıyorum, boyaların yanında çakmakla uğraşma, patlar yanar bir boklar olur, sana olmaz bana olur. Boşuna masraf. Gidiyorum ve gittim."
"Yumurta da al, süt de al. Protein önemli."
"Sikik."



"ULAN O ZAMAN DÜN GECE BİZİ ELLEYEN DE SENDİN!" diye böğürerek girdim eve. Doğru lan, dün gece paranormal olaylar döndü bu evde, masum sevgilimin götünü falan ellemiş bu mokar hastası kevaşe. SEN KİMİN SEVGİLİSİNE ELLİYORSUN KADIN? Koydum ellerimdeki torbaları yere. Kırılacak şeyler olmasa içlerinde, atardım da. Üstüme atlayan kart sesli bir Kyou yoktu ortalarda, yarım kalan duvar da boyanmamıştı. Bir boka yara dedik iyi ki, o kadar üzerime geldin lan, acı bana! Hem sevgilimi de ellemişsin! Arıyorum evin içinde, ev sanki çok büyük amına koyayım. Bir oturma odası var işte büyükçe, odanın içinde birleşik bir mutfak, bir tuvalet bir de yatak odası. Böyle anlatınca büyük gibi oldu ama büyük değil. Ev zaten bomboş, saklanacak yer yok, tuvalet haricinde her yere baktım ilk başta. Tuvalete girmekten biraz korktum açıkçası, en son Kyou'yu evde ararken cesedini buldum malum. Gerçi, ölüler tekrar altın vuruş yapamazlar değil mi? Farkındayım da, işeyebilirler sanırım. İşerken yakalarım hoş olmaz, ama o zaman da "İşiyorum lan! Bekle az!" diyebilirdi, o yüzden tuvalete de baktım, orada da yok. Hah, alın size bir "The Vanishing of Shiomiya Kyou".

Bağırarak girince puf olup kaçtı mı acaba? Hayaletler "Puf!" diye yok olurlar sanırım. Neden kaçsın ki? Hatuna temas edemiyorum, dövemem de. Ama kızabilirdim, saniyede yediyüz altmış beş kelime ile azarlayıp çalışmayan beynini sikebilirdim. Ortada bir sevgili elleme meselesi var sonuçta. Belki de... Ben yokken Nishi gelmiştir eve, o yüzden kaçmıştır? Olumsuz. Nishi gelmiş olsaydı fırsattan istifade paranormalliğin dibine vurabilir, eğlenebilirdi. Şu an bağırmakta ve ortalıkta "Suikast! Cidden suikast!" diye bağıra çağıra koşturan bir Nishi olmadığına göre... Kararmakta olan havaya baktım, bir de sabahtan beri yaptığım işlere. Aslında az iş de yapmamışım ama Kyou olmasaydı elbette daha hızlı bir iş çıkarabilirdim. Peşimde dolanıp dururken, bir duvar haricinde bütün duvarları bitirmiştim, çıldırıp evden kaçmasaydım o duvarı da bitirebilirdim. "Olsun, zaten alışveriş yapmak planlarım arasındaydı, bazı ufak tefek malzemeleri de aldım. Hem akademiye uğrayıp Akemi'den anamgilin evindeki bazı eşyalarımı da istedim..." diye avuttum kendimi, odanın ortasındaki yatağa atlarken.

Ne yapacağım şimdi? Düşüncelere mi boğulacağım, Kyou'nun istediği gibi? Neyi düşüneceğim? Düşünmem neyi çözecek? Bunları düşünürken bile Kyou'nun istediğini yapmıyor muyum zaten? Düşünmemeliyim. Düşüneceksem de kedi, kuş, Nishi düşüneyim. Beynim ağrıyor. Beyin ağrır mı? Bilmiyorum ama benim ki ağrıyor. Biraz uyuyabilir miyim acaba? Amına bile korum bence! Hatta biraz değil, abartıp sabaha kadar uyuyabilirim ama, zamana yazık olur. Evle uğraşmaya devam etmeyeceğim kesin de, biraz uyuduktan sonra belki dışarı çıkabilirim. Belki Nishi'me uğrayabilirim. Belki bana yemek yapar. Belki olanları ona anlatıp tırstırabilirim. Dün geceki gibi öper mi acaba? Dudakları yumuşacıktı. Başka yumuşacık ne var biliyor musunuz? Hayır popom ve poposu değil. Bu yatak yumuşacık, ve sanırım yumuşacıklık kat sayısı gittikçe artıyor. Bir de böyle üstüme üstüme bir ağırlık çöküyor. Hava daha mı hızlı kararmaya başladı, yoksa gözlerim mi kapanıyor?

Sanırım gözlerim kapanıyor...
En son Shiomiya Kiyo tarafından 23 Kas 2014, 22:56 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
Resim
Lejant
Kütüphane
Künye
İsim Shiomiya Kiyo
Yaş 16
Cinsiyet Erkek
Element Suiton
Seviye C-Rank
Rütbe Chuunin
Alım Gücü 2 -FAKİİİİİİİİEEERRRR!!/2
Kullanılabilir GP 32

Eksiklikler/Özürler Yok

Ekipman
Matara, "Gama" (蜍)
İçerisinde 3 suiton tekniğine yetecek su barındıran, sağlam sızdımaz matara. Ağırmış az.
Geyikotu Özü, 50gr.
Ufak çiziklere ve yanıklara iyi gelir.
Koku Bombası (屁), İkili paket
Bazı genjutsu tekniklerinden kurtulmak için özel olarak üretilen bu bombalar, haliyle ileri seviye teknikleri kıramazlar.

Beceri Chakra Kontrolü 2

Profil
Güç: 8
Çeviklik: 7
Kondisyon: 5
Potansiyel: 4
Varlık: 3
Zeka:3


Ninjutsu

Suiton
Jousui
Ninja gerekli el mühürlerini yaptıktan sonra ellerini kirli bir su birikintisine değdirir. Elini kaldırdığı anda, su birikintisinden arıtılmış ve tamamen içilebilir bir su kütlesi, iki el ile tutulabilecek bir küre şeklinde kullanıcının elinde oluşur. Daha sonra teknik bozulmadan bu su bir matara veya kaba aktarılır. Bilinen tüm hastalık ve zehirler sudan bu yöntem ile ayrılabilir.
Suiben
Ninja oldukça kısa olan el mühürleri serisini Ushi mühründe bitirir. Mühürleri tamamlamasının ardından kullanıcı elini bir su kütlesinin içine sokar ve ardından suyun içinde avucunu yumruk haline getirecek şekilde sıkarak çeker. Bu sayede kullanıcı suyun içinden uzunluğu, kalınlığı, sağlamlığı chakrası ile oranlı olan bir kırbaç çıkarır. Bu kırbaç her ne kadar sudan oluşmuş olsa da hemen hemen katı bir cisim özelliği gösterir. Bu sayede hedefe fiziksel zarar verebileceği gibi onları bağlama gibi işlerde de bu kırbacı kullanabilir.
Kizame no Jutsu
Ninja el mühürlerini tamamladıktan sonra bir su kütlesine odaklanır. Odaklandığı su kütlesinden kabaca bir köpekbalığının başına benzer bir şey çıkar ve rakibi yakalamaya çalışır. Bir şekilde rakibi herhangi bir yerinden yakalarsa bırakmaz ve o su kütlesinin olduğu yerde tutar. Teknikten kurtulmak için aktif olarak köpekbalığı kütlesine zarar verip somutluğunu bozmak gerekir.Tekniğin ardından kullanılan su kütlesi kaybolur. Köpekbalığının ısırdığı yerler hasar alır.
Niji no Jutsu
Ninja el mühürlerini tamamladıktan sonra yere büyük miktarlarda su kusmaya başlar. Bu su, toprak tarafından zor emilir ve ninja tarafından diğer suiton teknikleri için kullanılmaya uygundur. Kullanıcı istediği kadar su kusabilir, ancak ne kadar çok su çıkarmaya çalışırsa o kadar çok süre geçer. Ortalama bir shinobi, 5 saniyede, bir kaç suiton tekniği için gerekli suyu ortama boşaltmış olur. Tekniğin bir diğer formu olarak da, kullanıcı ağzından hemen hemen bir gülle boyutunda bir su kütlesi fırlatır. Bu su kütlesi çarptığı duvar benzeri dikey yüzeylerde kalır ve kullanıcının diğer teknikleri için zemin oluşturur. Rakibe fırlatılırsa herhangi bir etki yaratmaz.
Suijinheki
Ninja kısa olan el mühürleri serisini Tora mühründe sonlandırır ve derin bir nefes alır. Bu aldığı nefesi hızla dışarıya veren kullanıcı yüksekliğini ve genişliğini harcadığı chakra ile oranlı olacak şekilde su kütlesi püskürtür. Bu su kütlesi özellikle defansif anlamda kullanıcı birçok ataktan koruyabilecek bir yapıya sahiptir. Kullanıcı etrafında su kütlesi olması halinde, bu su kütlesini kullanarak da adeta bir bariyer oluşturabilir. Bariyerin şekli tamamen kullanıcının kullanacağı chakra miktarı ve suyun yapısının el verdiği ölçüde her halde olabilecek niteliktedir.
Takonagi no Jutsu
Ninja ortalama bir el mührü dizisinin ardından ortamdaki suyu vücuduna çekmeye başlar. Su, kullanıcının sırtında 4 tane ahtapot kolu oluşturacak şekilde birikir. Bu kollar sert ve hızlıdır, kullanıcıya yakın dövüşte yardımcı olurlar. Çeşitli silahları tutabilir ve fırlatabilirler. Kullanıcı etrafında bir kalkan görevi görebilirler ve gelen saldırılara karşı tepki verebilirler. Eğer bir kol ağır hasar alırsa suya geri dönüşür, kolu tekrar yaratmak için ekstra chakra harcamak gerekir. Açık kaldığı sürece chakra yer. Tekniğin ardından kullanılan su kütlesi kaybolur.
Bousen no Jutsu
Kullanıcı kısa sayılabilecek bir el mühürü dizisinin ardından ağzından çok ince bir su kütlesi püskürtür. Bu kütle, aşırı derecede delici ve kesicidir. Kullanıcı tekniği istediği kadar açık tutabilir. Teknik 15 metreye kadar delici ve kesici özelliğini korur, daha uzak mesafelerde ise etkisini yavaş yavaş kaybeder. Teknik açık kaldığı sürece chakra yer.
Ninpou
Kuchiyose no Jutsu - Henüz hazır değil.
Jinteki Mayu no Jutsu
Kullanıcı kısa bir el mührü dizisinin ardından yatar pozisyona geçer ve tekniği aktifleştirir. Teknik, kişiyi siyah bir ipeksi doku ile sarar. Tamamen sarılan kullanıcı, içeriden dışarıyı görebilir, ancak dışarıdan içerisi görünmez. Kullanıcı dinlenmek veya uyumak için bu tekniği kullanabilir. Doku, yağmur suyunu geçirmez. Kullanıcı istediği zaman Kai mührü ile tekniği bozabilir, bu dokunun yokolmasına ve kullanıcının içinden çıkmasını sağlar.
Doubutsuhen no Jutsu
Kullanıcı ortalama bir el mührü dizisinin ardından yakındaki bir hayvan ile göz teması sağlar, ardından o hayvan ile konuşabilir hale gelir. Her bir hayvanın kendi kişiliği vardır ve kullanıcıya itaat etmek veya sordukları sorulara cevap vermek zorunda değildirler. Teknik 5 dakika kadar aktif kalır, ardından kullanıcıya uyguladığı stres yüzünden 15 dakika kadar tekrar kullanılamaz. Göz teması kurulan dışındaki başka bir hayvan ile konuşulamaz.


Taijutsu

Shinshouki Stili, C-Rank
Bu seviyede kullanıcı temel akrobasi bilgilerini öğrenir ve akrobatik hamleler yapabilmeye başlar. Bu hamleleri momentum kontrolü ile birleştirdiğinde çok büyük efor gerektiren akrobatik hamleleri çok az bir kayıpla uygular. Kullanıcının zıplayarak veya çevresel yükseklik farkını kullanarak yaptığı hamleler daha etkili ve daha az yorucu olur.
Shinshouki Tekniği, Kage Buyou, C-Rank
Kullanıcı, rakibi havaya fırlatmak için akrobatik bir tekme hamlesi kullanır. Bu özel hamle ile rakip 3 veya 4 metreye kadar havaya gönderilebilir. Ardından rakip kendi akrobatik yeteneğini kullanarak havaya zıplar ve havada rakibin hemen altında konuşlanır. Teknik burada son bulur, ancak kullanıcı bu noktadan sonra diğer Shinshouki Taijutsu tekniklerini kullanabilir veya havadaki korumasız rakibine beklemediği bir yerden saldırı yapabilir.
Kullanıcı avatarı
Shiomiya Kiyo
 
Mesajlar: 224
Kayıt: 09 Eyl 2014, 00:00

Re: Apartman Toplantısı

Mesajgönderen Shiki Nishiyama tarih 26 Eki 2014, 03:52

Erken kalkmamın nedeni yemek yiyip tekrar yatağa girecek olmamdır. Nefret ediyorum erkenden kalkmaktan. Yatağımdan çıkmayıp mutlu bir şekilde uyumak istiyorum. Ne yazık ki bu gün de uzun uzun yatağımda kalamadım. Dünden alışveriş yapmıştım kahvaltı için. Bana kalsa peynir ekmek yeyip doyarım ama bu gün Kiyo'yu kahvaltıya davet etmeyi planladım. Planlarına uyan bir piç değilim ama konu Kiyo olunca biraz üstüne titriyorum diyebiliriz. Üstelik bir şeyler olursa aramızda... Ya aslında olay şu; ben Kiyo'ya bayağı bir alıştım ve şu bağlanamama meselesini siktir edebilecek duruma geldim. Tabi tam emin değilim yapabileceğimden ama abi feci seks isteğim var. Üstelik kendi kendime yapmak da istemiyorum bir şeyler. Gidip Kiyo'ya tamam ben alıştım sana hadi yatağa da diyemem. Belki denebilir bu ama ben diyemem yani. Çok utanç verici ve pis bir şey. Yapabileceğim tek şey çocukla yakınlaşabileceğim anlar yaratmak. Sonrası doğaçlama. Ne utangaç bir aşık oldum çıktım. Lel, aşık olmak...

Sabah kalkıp günlük işlemlerimi gerçekleştirdim. Sıçmak, diş fırçalamak, yüz yıkamak, traş olmak... Gidip üstüme sıradan bir tişört ve kot pantalon geçirdim. Ardından girdim mutfağa! Tüm aldığım kahvaltılıkları tek tek paketlerinden çıkarıp kaselere koydum. Bu sırada ahtapot ihtimalini hep bir yanda bulundurdum. Çıksa kolunu koparıp kahvaltıma atacak durumdayım. Un çıkardım birazcık 2 bardak eleyip koydum bir kaba. Sonra 2 bardak süt ve iki tane de yumurta ekledim. Bu üçünü delice karıştırırken "Keni yam yam keni yam yam kendi kendi..." diye mırıldanıyordum. Bak Kiyo, ne becerikli herifim. Beni aldığın için çok şanslısın. Tabi odunun teki olduğum ve sana duygularımı bir türlü yansıtamadığım için şanssızsın. Eh, bir de kafayı yemiş bir psikopat olduğum için de şanssızsın. Lan neden seviyorsun ki lan beni? Cidden aq.

Ben bu karışımı neden yaptım? Çünkü Kiyo adlı velete krep hazırlayacağım. Elimi kolumu yakmadan yapabileceğime inanıyorum. 6 senedir tek başına kalınca tabi ki yemek yapmayı öğreniyorsun. Abimin bekar evine gidiyordum küçükken tam bir gerizekalıydı. Arkadaşı ile birlikte kalıyorlardı ve evin amına koymuşlardı. Pislik canavarı besliyorlardı evde ve mutfağa kokudan girilmiyordu. Çöp niyetine kullanıyorlardı. Her gün dışarıdan yemek geliyordu eve. Tüm maaşı dışarıdan aldıkları yemeğe harcıyorlardı. Ben bu eve geldiğimde tabi ki dışarıdan yedim bir çok kere ama sonra yavaş yavaş yapmayı öğrendim. Üstelik eskiden Kiyo'nun oturduğu yerde sevimli bir kadın oturuyordu. O bana bayağı bir yemek getirmiştir. Sonra yemek yapmayı öğretti hafiften. Evinden kaçıp kaçıp bana gelirdi. O sıralar bu kadar deli değildim hem de ama kadın 1-2 ay sonra çıldırıp çekip gitti. Nerede olduğunu da bilmiyorum. Bu da böyle bir anımdır.

Krep yaparken şöyle havaya atarlar çevirirler ya, işte onu bir kere yapmaya çalışmış ve ağzına sıçmıştım yemeğin ve mutfağın. Bu yüzden çatalla çeviriyorum. Zaten hızlı oluyorlar. İster istemez ilk yaptığımı mideye indirmek zorunda kaldım diğerlerini pişirirken. Bir kenarda da sosis kızarttım derken bitti yemekler hızlıca. Mutfak ile salon arasında düzgün bir duvar yok tabi ki ama uzanıp yemekleri masaya koyamıyorum. Sürekli dolaşmam gerekiyor buz dolabının yanından. Neyse sonunda benim için harika bir kahvaltı masası çıktı ortaya. Kendimle gurur duydum. Üstelik yaptığım şeyleri bizzat ellerimle hazırladığım için zehir de yok içinde eminim. Son bir dokunuş eksik. O da tabi ki içinde gönderme bulunduran iki bardak kahve. Umarım gene götünü sikmez evimin.

Kahveyi yapıp, içine sütü bocaladıktan sonra masaya koydum ve çıktım dışarıya. Üstüm başım biraz un falan olmuştu ama siktir et. Canla başla hazırladığımın bir kanıtı bu. Kiyo'nun kapısına gelip hayvanca yumrukladım. Saat Kiyo'nun koşuya çıkmış da sonra dönmüş bir de duşunu almış olabileceği bir zamandı. Bu yüzden evde olduğuna eminim. Koşu yaparken kaçırılmadıysa tabi ki. Yanda kedili yaşlı ucubenin olmadığını bilsem kapıyı açması için bağırabilirdim ama bunu yapamam. Sadece kapısına öküz gibi abanabilirim. Bir de tabi "Shiomiya-san." diye bağırabilirim. Şu hale bak, bire bir konuşurken Kiyo-chan, milletin duyabileceği bir yerde Shiomiya-san. Ne biçim ilişki bu ya. Tabi gizliliği daha çekici gelmiyor değil. Her neyse. Açsın şu kapıyı da kahvaltıya çağırayım.
Resim
Lejant
Kütüphane
Resim
İsim:
Shiki Nishiyama
Yaş:
20
Cinsiyet:
Erkek
Element:
Raiton
Seviye:
C-Rank
Rütbe:
Chuunin
Alım Gücü:
4 - Orta-Düşük Gelirli/2

Profil
Güç: 2
Çeviklik: 4
Kondisyon: 4
Potansiyel: 6
Varlık: 7
Zeka: 7

Eksiklikler/Özürler
Paranoyak
Eşcinsel

Ninjutsu
Non-elemental
D-Rank
Shunshin
Otonaku Ashi Jutsu
Jinteki Mayu no Jutsu
C-Rank
Keishuu no Jutsu


Raiton
D-rank:
Yusubi no Jutsu
Rai no Te
Dendou no Jutsu
C-Rank
Ikadzuchi no Kiba
Kangehika


Genjutsu

D-Rank
Kininaru Kimochi
Rakumei no Jutsu
Kuroshiki
Magen: Henge
Miminari no Jutsu
C-Rank
Raigen
Teishi no Jutsu
B-Rank
Magen: Bunshin
A-Rank
Omotsuki


Genjutsu stilleri:

Houkibo/C-Rank
Taroubo /D-Rank
Beceri Listesi
x
Kullanıcı avatarı
Shiki Nishiyama
 
Mesajlar: 173
Kayıt: 09 Eyl 2014, 00:58

ÖncekiSonraki

Dön Role Play Arşivleri

Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 0 misafir

cron