gönderen Uehara Megumi tarih 09 Eki 2014, 11:02
Merkezden Funahashi' ye gelmesi, festivalin tam ortasında gerçekleşmişti Megumi' nin. Her sene annesiyle gelirdi buraya eskiden, son iki senedir rutinleri değişene kadar. Annesiyle el ele tutuşur, annesi, ona festivalde henüz o yokken ne kadar farklı ve değişik şeylerle karşılaştığını anlatır, Funahashi' nin değişik, eski mitlerinden söz ederdi. Öyle çılgın şeyler değillerdi, bir keresinde ona köyün kenarında bir ayda bitivermiş Kusa' nın en büyük çiceğinden bahsetmişti misal. O kadar büyükmüş ki, içine bir kaç çocuk sığabilir, hatta çok iri olmayan bir yetişkin içinde uyuyabilirmiş. Bir gece aniden yokoluvermiş, neyse ki içinde kimse yokken. Onun bulunduğu günde burada festival günlerinden biriymiş. Megumi hala hatırlardı, annesinin derin, alımlı sesini nasıl el ele tutuşurken kalabalık festival alanında seçebildiğini.
Son iki senedir gelememeşlerdi evet, bu sene de gelemeyeceklerdi tabii ki, annesi odasından çıkmayı reddettiği düşünülürse. O da başka bir şey denemeye karar vermişti. Büyükçe bir çantanın içine kimonosunu tıkıştırmış, ne olur ne olmaz diye yanına birkaç atıştırmalık almış, ekstra minik bir defter ve iki kalemini toplar toplamaz kendini festivalin yollarına atmıştı. Akşamüstü vardığında önce kalmasına izin verilen yerleşkeye yerleşmişti, kendine ait futonunun kenarına eşyalarını bırakır bırakmaz, ilk defa tek başına kendini festivalin sıcacık kollarına atmıştı. Pek arkadaşı yoktu belki fakat yine de tanıdığı bir yüz seçmişti festival sokaklarında, henüz yeni sayılabilecek arkadaşı Miharu' nun yeşil gözleriyle karşılaşmıştı. Yerleşkeye birlikte dönmüştü ikili.
Ardından yeni bir gün başlamıştı.
Futonunu geride bırakalı bir kaç saat olmuştu. Güzel fakat abartmadan tıkınmıştı, ardından kaldığı yerleşkedeki işlere yardım etmeye gitmişti. Festival doğal olarak buraya da vurmuştu, güzel bir temizlik yapılması gerekiyordu, yoksa ebediyen çürümeye yüz tutan o buruk çiçek kokuları arasında kalacaktı. Gönüllü işti yaptığı tabi, festival çiçeklerinin buraya kadar nasıl sıçradığı hakkında bir fikri bile yoktu halbuki, burası o bildi bileli sakin bir profil teşkil etmişti. Elinde defteri, üstünde klasik siyah, pembe, beyaz kombinasyonu ile yardıma koşturmaya başlayacaktı. Ki, çağırıldığını duydu. Devriye görevi yapan bir grup yerleşkeye girmişti ve acil söylemeleri gereken bir şeyler vardı, dediklerine göre.
Bir dakika sonra yerleşkeye giren devriyenin dehşet dolu yüzlerinin önünde bir grup toplaşmıştı. Çok fazla değillerdi, fakat dinlemeye hazırlardı. Orada olması gereken herkesin orada olduğundan emin olan, devriyenin başını çeken shinobi, soğukkanlılığını korumaya çalışarak neden çağırıldıklarını anlatmaya başladı. Grup, hararetle evde buldukları cesedi anlatmaya başlamıştı. Çok bir ayrıntı yoktu şu an bilinen, cesedi bulur bulmaz son hızla buraya koşturduklarını, Kusa' ya çoktan bir Jounin' in işe bakması için haber yolladıklarını söylediler. Bulunan kişinin ismini duyduğunda, pembe saçlı kız hafifçe yüzünü buruşturdu. Koga Jun'ichi, Kusa' da bilindik bir isimdi, hakkında çok bir şey bilmemesine rağmen o Kusa' lı bir shinobiydi ve Kusa' lı iseniz, bu ismi illa ki duymuşsunuzdur. Hele daha önce yaşadığınız yer tam bir dedikodu barınağı ise, kesin duymuşsunuzdur. Kız, ölü adam hakkında ne bildiğine dair bir süre beynini yormaya çalışsa da, aklına pek bir şey gelmemişti. Herkesin bildiğini şeyleri biliyordu sadece o an, ünlü bir politikacı olduğu ve ülkenin tamamı için düşündüğü seyahat düzenlemesi ile ilglendiğini. Beynini çok yormadan, yapmaları gereken işe vermeye karar verdi kendini. Jounin gelene kadar, olay yerine gidip bir rapor hazırlamaları gerekiyordu.
Çok geçmeden ihtiyaçları olan bir kaç şeyi de yanlarına alıp yola koyulmaya karar vermişlerdi.
Kendisini, devriye ile konuştuktan bir kaç dakika sonra yerleşkenin önünde buldu. Çok uzun olmayan bir yol bekliyordu onları. Yanında Miharu, ve tanımadığı bir chuunin daha vardı. İster istemez gerildiğini hissetti. Miharu arkadaşı olabilirdi fakat onunla günlük eğlenceler dışında daha önce hiç bir şey yapmamıştı. İş, yapmamıştı. Diğer çocuğu ise tanımadığından adım gibi emindi. Ya da Kusa' lı olmadığından. Ne kadar etik olarak Miharu' ya karşı bunları hissetmemesi gerektiğini düşünüyor olsa bile, kendi köyünden olmayan iki shinobiyle iş yapması gerektiği... Onu biraz geriyordu. Bir elinde defteri ve kalemi vardı sıkı sıkı tuttuğu, diğer eli ise wakizashisindeydi. Bu sefer yapması gereken sadece basit bir devriye görevi de değildi, yine Kusa' lı olmayan iki kişi ile ciddi bir olay yeri incelemesi yapması gerekiyordu.
Ne zamandır Kusa' ya bu kadar çok yabancı gelmişti?
Gerildiğini yanındakilere hissettirmemek için elinden geleni yapıyor olsa bile, çok kolay bir iş değildi bu. Neyse ki konuşarak saçma şeyler diyemiyordu.
Yola koyulan grup, hala rengarenk denebilecek sokakların arasında sessiz bir yürüyüşe çıkmıştı. Şimdiye kadar çoktan açılmış olması gereken dükkanların bazıları daha yeni yeni açılıyordu, bazıları çoktan açılmış olmasına rağmen memnuniyetsiz nidalar yükseliyordu içlerinden. Herkesin yüzünde bıkkın bir görüntü vardı, hareketli festivalin hemen ardından tekrar çalışmak zorunda kalmak, çokta eğlenceli bir şey olmasa gerekti.
Megumi' nin daha önce Funahashi' nin sakin hayatına göz atma fırsatı pek olmamıştı. Festival biter bitmez dönerlerdi, festival sonrasına kalmazlardı. Gereğinden fazla çiçekler ve o sevimli gürültü yoktu artık, yine de bu Funahashi' yi kesinlikle daha kötü bir yer kılmıyordu. Kılamıyordu. Bir önceki günden kalan çiçek parçaları sokaklara serpiştirilmişti resmen, zaten inanılmaz düzgün ve bakımlı olan yapıların arasında yürüyorlardı, esen hafif meltem, arada sertleşiyor, ani ılık rüzgar, sokağa serpiştirilimiş çiçekleri uçuruyor ve tekrar konduruyordu. İnanılmaz bir görüntüydü. Sakin, ama alımlı bir görüntüydü. Daha yola yeni düşmüş olmalarına rağmen şimdiden bir kaç devriye farketmişti, biri kendi sokaklarında, başka bir tanesini yan sokaklarından hararetli bir konuşmayla geçerken. İster istemez dudağını büktü genç kız. Belki politikacılar en temiz insanlar değillerdi, fakat birinin hayatına burada son verebilmek...
Biri kendine göre güzel bir iş çıkarmış olmalıydı.

Lough - Smiling Cookies