Ko olduğu yerde, hayvan gibi oturmayı seçiyor ve bu da Miharu için bir işaret oluyor. İçinde barındırdığı nefreti cümlelerine dökerken, az önce bağrışan halk derin bir sessizliğe gömülüyor. Ko da başını Miharu’ya çeviriyor ve onun söylediklerinin her birini şaşkınlıkla dinliyor. Miharu’nun konuşmasından onun ne kadar güvenilmez bir insan olduğunu anlayabiliyor, fakat onun dışında söylediklerini anlamak fazlasıyla güç. Hele ki Matsuoko-sama’nın önünde etmiş olduğu cümleler, bırakın bir shinobiyi, bir Kusagakureli’ye bile yakışmayacak türden. Bu yüzden metalin arkasındaki suratında derin bir şaşkınlık ve sevgisizlik hakim olmaya başlıyor Ko’nun. Ayrıca o da biliyor ki, söyledikleri hedefiniz olan adamı daha da kışkırtmaktan başka hiçbir işe yaramayacak.
Ko durumu toparlaması gerektiğinin farkında. Akeno’dan ve Miharu’dan kendisine hayır gelmeyeceğini anlamış durumda. Hem Akeno’nun hem de Miharu’nun güvensizliği sebebi ile başı epey ağrıyor şu dakikalarda. Hiçbir şeyi yapmamak onun için en büyük yanlıştan biri olsa gerek. Ko biraz daha dikkatli baktığında ise kadının boynundan sızan kanın arttığını görmekte. Basit bir bakışla bile adamın son deminde olduğunu söylemek mümkün. Tek bir hareket, tek bir söz kadının hayatının sonlanması demek! Ayrıca Jouninlerden de henüz bir ses seda yok.
Akeno bu tur hareketlerini tekrar kazanabilmiş halde. Miharu’nun konuşmasını yarım yamalak duyuyor sadece. Ne var ki ne Akeno ne de Ko, Miharu’nun söylediklerine hak vermeyecek veya onunla empati kurmayacak, ne de olsa o bir yabancı.