1. sayfa (Toplam 4 sayfa)

[Umaru & Tantosha | Aktif Operasyon] Ormanın Derinlikleri

MesajGönderilme zamanı: 01 Tem 2016, 03:43
gönderen GM - Naruto
Sabah günün ilk ışıkları ile gelen çağrı üzerine kendinizi Daimyo Binası'nda buluyorsunuz. Daimyo Binası'nın 2. katına çıkıyor ve burada brifinglerin verildiği bir odaya giriyorsunuz. Odada sizi, daha önce köyde birkaç gördüğün Jouninlerden biri karşılıyor. Size karşı oldukça saygılı bir tavır takınarak seni selamladıktan sonra, hemen konuya giriyor. Jounin size Seinaru Ormanı'nda Konohagakure shinobilerinin varlığının tespit edildiği yönünde bir istihbari bilgi aldıklarını ve bu bilginin teyidi için bu görevi size verdiklerini belirtiyor. Ancak size özellikle fark edilmemeniz gerektiği konusunda üzerine basa basa vurgular yaparak görevin ciddiyetini anlatıyor.

Aldığınız bu görevin ardından, eğer kafanızda bir sorun yoksa, Daimyo Binası'ndan çıkarak yolculuk hazırlıklarına başlıyorsunuz. Bu işleri de hallettikten sonra, artık yola çıkmak için hiçbir engeliniz kalmıyor.

Pasiflik sınırı şimdilik 48 saattir, konu ilerledikçe ve uygunluk durumu da söz konusu olursa, pasiflik sınırı 24 saate çekilecektir.

Re: [Umaru & Tantosha] Aktif Operasyon

MesajGönderilme zamanı: 01 Tem 2016, 14:34
gönderen Yakkai Umaru
Bundan yüzbinlerce yıl önce, dünyanın büyü ile yönetildiği zamanlar, ülkeler sürekli savaş halinde olduğundan dünya büyük bir kaosun içindeymiş. O zamanlar halklar üçe ayrılıyormuş tabii. Soylular, büyücüler ve köleler! Büyücüler ve köleler kendi ülkelerinin iyiliği için sabahın köründe kalkıp savaşıyorken, tembel soylular akşama kadar yatıyorlarmış. Evet, akşama kadar kuş tüyünden yapılmış yataklarında yatıyorlarmış! Bir gün, Falanca ülkesinin köleleri bu duruma isyan etmiş ve diğer ülkelerle savaşmayı bırakıp baştaki soyluları indirmeye karar vermişler. Büyücülerin de yardımı ile baştaki soyluları indiren köleler, Falanca ülkesini herkesin eşit olduğu bir ülke haline getirmişler.Falanca ülkesinin eski köle ve büyücüleri bununla da kalmayıp diğer ülkelerdeki kölelerin de ayaklanmasını sağlamışlar. Diğer kölelerin de ayaklanmasıyla beraber ''Yedi Deniz İttifakı'' kurulmuş ve Yedi Deniz İttifakı diğer ülkeleri yenerek dünyaya barışı getirmiş. Tüm soyluların tahttan indirilmesinden ve dünyaya barışının gelmesinden sonra tüm ülkeler ortak bir karar almışlar. Alınan karara göre insanlar günün ilk ışıkları ile beraber kalkacak ve çalışmaya başlayacaklarmış.Böylece hem savaştan alınan yaralar hızlıca sarılırken hem de o pis soylular gibi akşama kadar yatılmayacakmış.

Böylece erken kalkma olayı bir gelenek haline gelmiş ve insanlar yüzbinlerce yıl boyunca sabahın köründe uyanmaya devam etmişler. Evet, kabul ediyorum. Bu hikaye gerçek değil. Bu hikayeyi az önce, Daimyo Binası'na giderken uydurdum; fakat insanların sabahın köründe uyanmasının sebebinin bu tarz bir şey olduğunu umuyorum. Umarım böyledir. İnsanoğlu saçma bir sebepten dolayı sabahın köründe uyanmaya başlamışsa darılırım çünkü. Yani... Neden sabahın köründe kalkıyoruz ki? Öğlene kadar uyusak olmaz mı? İşler bir yere kaçmıyor sonuçta. Değil mi?

Sürekli mızmızlanmamdan da anlayacağınız üzere bugün erkenden kaldırıldım. Her yönüyle mükemmel abimin, duyulduğunda insanın içini bir hoş eden sesiyle uyandırılmak çok güzeldi; fakat beni kaldıran kişi abim bile olsa sabahın köründe uyanmaktan nefret ediyordum. Neymiş Daimyo Binası'na çağırılıyormuşuz. Banane! Öğlene doğru çağırsalar ne olacak sanki? Şimdi bir görev alsak bile hazırlıklarımızı tamamlayıp gitmemiz öğleni bulacak zaten! Yine de bu duruma itiraz etme şansım yoktu. Abim bu tür şeyleri çok ciddiye alıyordu. Abimin gözüne girmek istiyorsam sesimi bile çıkarmadan hazırlanmaya başlamam gerekiyordu. Nitekim de öyle yaptım. Hemen üzerimdeki pijamaları ve Mr Orange'i çıkartıp üzerime siyah renkli bir kısa kollu geçirdim. Altıma da kısa kotumu giydim. Daha sonra saçlarımı topladım ve üzerinde ''UMR'' yazan şapkamı kafama taktım. Son olarak da ince kırmızı montumu üzerime geçirip abimle beraber evden çıktım!

Daimyo Binası'na girip görevimizin kısaca açıklanacağı ikinci kattaki odaya ulaştığımızda, daha önce birkaç kez gördüğüm bir Jounin bizi nazik bir şekilde selamladı. Hemen ardından da görevimizi açıklamaya başladı. Jounin abinin söylediklerine göre, Seinaru Ormanı'nda Konohagakure shinobilerinin görüldüğüne dair bir bilgi alınmış. Bizden bu bilgiyi teyit etmemiz isteniyormuş; fakat ne olursa olsun fark edilmememiz gerekiyormuş.

Kısaca; Ateş Ülkesi'nin gözünün üzerinde olduğu, içinde binlerce yıllık ağaçlar ve vahşi hayvanlar barındıran çok büyük bir ormana girmemiz isteniyordu. Dikkatsiz olursak ormanda kaybolabilir ya da vahşi hayvanlara yem olabilirdik. Ayrıca her ne kadar sessizce kontrol edip gelecek olsak da Konohakagure shinobileri ile savaşma ihtimalimiz de vardı. Böyle bir durumda da daha büyük bir savaşın çıkmasına neden olabilirdik. Off! Bu tarz görevlerde geriliyorum. Keşke daha kolay bir görev verilseydi. Yine de yapacak bir şey yok. Yanımda, gelmiş geçmiş en güçlü ninja olan abim varken bu görevi bile zorlanmadan halledebilirdik.

Sorulacak bir şey yoktu. Gidecek, görecek ve gelecektik. Eğer abimin de soracak bir şeyi yoksa, binadan çıktığımız gibi abimin koluna girecek ve göreve gitmeden önce kahvaltı etmemiz için yalvaracaktım. Kahvaltıdan sonra da köy yönetiminin verdiği ekipmanlarımı arayacaktım. Odamın bir köşesinde olduklarından emindim. Abim bana kızmadan onları bulacağıma inancım tamdı.

Re: [Umaru & Tantosha] Aktif Operasyon

MesajGönderilme zamanı: 01 Tem 2016, 17:04
gönderen Yakkai Tantosha
Tantosha, sen nasıl bir abisin la Tantosha. Hiç mi acımıyon la kardeşine onu sabahın köründe uyandırırken? Yazık değilmi lan küçücük kızcağıza. Senin abilikten, analıktan, babalıktan anladığın bu mu? Hem manyak mısın lan sen? Hani kardeşini koruyacaktın? Hani onu kendinden uzaklaştıracaktın? Beraber göreve çıkmak da ne oluyor la onla? Sen böyle mi onu kendinden uzaklaştırıp koruyorsun? Neyse evet biliyorum ki sen ona sorumluluğu öğretmek için böyle yapıyorsun. Çünkü bu senin sorumluluğun öyle dğil mi? Ve tabii ki biliyorsun ki kardeşin de sen olmazsan başında bütün gün uyuyabilir. Hadi nasır kardeşini biliyorsan öyle devam et uyandır kardeşini.

Daimyo Binası'na vardınız mı? Güzel. Şimdi sen de sizi karşılayan jounine aynı incelikte selam ver bakayım. Heh şöyle. Demek göreviniz gelen raporları doğrulamak. Kolaya benziyor. Tabi o şinobilere bulaşmadığınız sürece. bulaşmayın zaten la. Oğlum boş yere savaş çıkartmanın alemi yok eğer o şinobiler burdaysa. Zaten sen çıkartmazsın biliyorum sen aldığın görevleri eksiksiz yerine getirirsin de kardeşine mukayet ol.

Baksana daha Daimyo Binası'ndan çıkar çıkmaz sorun çıkartmaya başladı. Biraz önce sana ettiğim lafları geri alıyorum lan. Müstehak senin kardeşine bu. Neymiş efendim Kahvaltı yapacakmış. Yedi yedi doymadı. Senin iliğini kurutur bu benden söylemesi. Olum manyak mısın lan ne kabul ediyon? Hatta şuna bak lan kafasını felan okşuyor. Tamam lan anladık naziksin, iyisin, özellikle karşı hoşgörülüsün ama böyle yapma yüz bulur bu. Bak hiç dinliyor mu. Evinize gitmeyin la. Alooo kime diyoruuum.

Re: [Umaru & Tantosha] Aktif Operasyon

MesajGönderilme zamanı: 06 Tem 2016, 04:42
gönderen GM - Naruto
Umaru'nun zorla yaptırdığı kahvaltının ardından, kaybettiğiniz vakti telafi etmek üzere yola çıkıyorsunuz hemen. Üzerinizde ekipmanlarınız, sırtınızda bir kaç günlük yiyeceğiniz, önce Hofuna, ardından Tsuruhashi, ardından da Seinaru ormanına olan yolculuğunuza başlıyorsunuz. Yolunuz, gittiğiniz yerlerde uyumak dışında oyalanmadığınızdan ve hızlı olmaya çalıştığınızdan mütevellit 1.5 gün falan sürüyor. Sağda solda koruluklar olarak başlayan Seinaru bölgesi, kendini bir süre sonra asıl ormana bırakıyor ve görevinizin başladığını anlıyorsunuz. Bir ağacın dalının üzerinde duruyorsunuz ve etrafınızı süzüyorsunuz; Geniş orman önünüzde akıp gidiyor. Geniş gövdeli ağaçlar önünüzde karışık bir sırayla ilerliyor, fakat üstlerde toplanan dallar önünüzü görmenizi engelliyor. Zemin çimenler, devrilmiş ağaç kovukları ve yer yer kayalardan oluşuyor. Saat öğlen civarı 3-4. Çevrede duyduğunuz sesler, bir kuşun ötüşü ve bir geyiğin zıplayışından başka bir şey değil. Etrafta sizin dışınızda insan varlığına dair bir şeyler yok, en azından şimdilik.

Re: [Umaru & Tantosha] Aktif Operasyon

MesajGönderilme zamanı: 07 Tem 2016, 22:30
gönderen Yakkai Umaru
Bundan binlerce yıl önce ninjalardan oluşan çok tehlikeli bir suç örgütü varmış. Bu örgüt dört kişiden oluşmaktaymış. Sadece dört kişi barındırmasına rağmen, tüm ulusların korkulu rüyasıymış bu örgüt. Örgütteki her bir ninjanın 10.000 kişiye bedel olduğu söyleniyormuş. Bu dört kişiden en zayıf olanı, sabah kalktığı gibi antreman yapmaya başlarmış ve akşama kadar çalışırmış. Yemek falan yemezmiş. Bu dört kişiden en güçlü olan üçüncü kişi ise tıpkı en zayıf olan ninja gibi sabahları erken kalkarmış; fakat zorlu antremanlar yapmayı akşamüstüne bırakırmış. Bu ninja da yemek yemezmiş. Örgütteki en güçlü ikinci ninja ise sabahları erken kalkar ve sağlıklı besinlerle sağlam bir kahvaltı yaparak karnını doyururmuş. Hemen ardından da antreman yapmaya başlarmış. Örgütün lideri ise asla antreman yapmazmış. Buna rağmen bu dört kişinin arasındaki en güçlü ninja olan lider, zamanının en güçlü adamlarından biriymiş. Bir gün falanca bir kişi merakına yenik düşüp bu ninjaya, antreman yapmadığı halde nasıl bu kadar güçlü olduğunu sormuş. Ninja ne dese beğenirsiniz? ''Ben kahvaltıda abur cubur yerim. Bu yüzden bu kadar güçlüyüm.'' Evet! Evet! Evet!

Ben de bu hikayeden çok etkilendiğimden dolayı kahvaltıda abur cubur yerim! Benim zeytinim cipsimdir. Peynirim ise ekmeğime yağladığım çikolatam... salata yerine kraker, yeşillik yerine naneli şeker tercih ederim. Bu, Umaru'nun muhteşem kahvaltı biçimidir! Abim, bu hikayeyi uydurduğumu ve daha sağlıklı beslenmem gerektiğini söyler; fakat: ''Ninjayız biz. Fazla kalorilerimizi kolayca yakarız.'' argümanıma karşı koyamaz. Bugün de aynen bu şekilde oldu ve kahvaltıda abur cuburları mideme gömdüm; fakat abim yanımıza sağlıklı yiyecekler alacağımızı söyledi. Bu da birkaç gün boyunca abur cubur yiyemeyeceğim anlamına geliyordu. Normalde bu karara itiraz etmeyi denerdim. Bugünse ne yazık ki itiraz edecek vaktim yoktu. Benim kahvaltı ısrarım yüzünden fazla vakit kaybetmiştik. Ayrıca odamın çeşitli yerlerine saçtığım ekipmanlarımı bulmam gerekiyordu. Bu yüzden itiraz etme fikrimden vazgeçtim ve abim sofrayı toplayıp yanımıza alacağımız yiyecekleri hazırlarken ben de odama gidip ekipmanlarımı aradım. Neyse ki şanslıydım. Abim işini bitirene kadar ekipmanlarımı bulabildim. Daha sonraysa evden çıktık ve yolculuğumuza başladık.

Yolculuğumuz bir buçuk gün sürdü. Bir buçuk! Otuz altı saat! Oldukça yükseğe zıplayabilen, oldukça hızlı koşabilen ninjalar olsak bile bir yerden bir yere gitmemiz bu kadar uzun sürebiliyordu. Bu böyle olmaz. Hayat kısa. İnsanlar, tembellemeleri gereken vakitleri koşarak harcamamalılar. İlerde bu konu ile ilgili bir teknik geliştirmeliyim.Tamamdır kararımı verdim! Nasıl masal kahramanları uçan bir halıya binip uçuyorsa ben de aynısını yapacağım! Çakra ile çalışan bir halıya bineceğim ve yattığım yerden kalkmadan uzun mesafelere uçacağım! Ya da yürüyebilen yataklarla ilgili bir teknik geliştirmeliyim. Böylece ben uyurken yatağım beni istediğim yere götürür! Bir ara bu fikirleri ''İnsanlığın rahatlığa ermesi için geliştirilmesi gereken fikirler'' listeme eklemeliyim.

Her neyse! Bir buçuk günün ardından, öğlen vakti ormana vardık. Şöyle bir durup etrafımızı süzdük. Tehlikeli bir şeyin varlığını hissedememiştim. Abim de bir tehdit algılamamış gibi gözüküyordu. Yine de üstlerde toplanan dallardan dolayı önümüzü görmemiz zorlaşıyordu. Aşağı mı inmeliydik? Aşağı inersek görevin gizliliği tehlikeye atılmaz mıydı? Ne yapacaktık? Abime dönecek ve abimin vereceği kararı bekleyecektim. Eğer olur da abim fikrimi sorarsa, ona aşağıdan gitmemizin görevin gizliliğini tehlikeye sokabileceğimi düşündüğümü; fakat yukarıdan gidersek de görüşümüzün kapanmaya devam edeceğini, bu yüzden de kararsız kaldığımı söyleyecektim.

Re: [Umaru & Tantosha] Aktif Operasyon

MesajGönderilme zamanı: 10 Tem 2016, 03:08
gönderen Yakkai Tantosha
Kardeşine dayanamayan abi kardaşiyle birlikte evin yolunu tutmuştu. Kahvaltı dediğime bakmayın. Biraz fakirdi bizimkiler. Abisi kardeşinin abur cubur ihtiyacını karşılamak için aç kalıyordu. olan parayı da köye bağışlıyordu ki kardeşinin içinde yaşadığı köy kalkınsın, zenginleşsin, güzel olsun. kendisi de açlığını bastırmak için bahçeden ot yiyordu. Kardeşine abur cubur yerine daha düzgün kahvaltı etmesini söylemesi de bu yüzdendi. bu sayede belkide iki, üç şey fazla alıp kendi de karnını doyurabilirdi ama kardeşi bunu kabul etmiyordu. Kardeşi kabul etmediğindeyse ne yapıp edip onun istediğini yapıyordu koca yürekli abi. Sadece bu kez bir istisna vardı. Şuan için daha fazla abur cubur alacak paraları yoktu. Ne sebeple olursa olsun hatta kardeşi için bile olsa çalamazdı da. Bir hırsızlık diğerini getirirdi. Ve diğerini. Ve diğerini. Hırsızlarla dolu bir köyde yaşamamalıydı Umaru. Bu sebeple yola çıkarken yanlarına bahçeden topladığı otları alacaktı "sağlıklı yemek" adı altında. Kardeşi eşyalarını ararken o da ot toplamıştı. Kendi eşyaları zaten yanındaydı her daim. Onlar ona köyün emanetiydi üstelik tekrar almak için de para gerekiyordu.

Yolda da bulduğu otları topluyordu Tantosha. Tabi sadece yenilebileceğine emin olduklarını. Nihayet ormana vardıklarında ise bir buçuk gün geçmişti. Ormana adımını atar atmaz tüm ciddiyetini takınmıştı abicik. Yorgunluğu onun görevini yapmasına engel değildi. Hemen ilk gördüğü ağaca çıkmış ve dinlemeye başlamıştı etrafı. Duyulan seslere göre herşey normal gibiydi fakat burası ninja dünyasıydı. Burada bırak kulaklara güvenmeyi gözlere bile tam olarak güvenilmezdi. Bir yolunu bulup aşağıyı iyice gözlemlemek gerekiyordu. Kardeşi de aynı şekilde düşünüyor gibiydi. Görevleri sadece rapor vermekti. Dikkat çekmemeleri gerekiyordu. Fakat eğer konoha şinobileri varsa idiler onlar da aynı durumdaydı. Yani eşitlerdi. Yinede bu durum durmun gerçekten ümitsiz olduğu gerçeğini değiştirmiyordu. Birşeyler yapılması gerekliydi. Birazcık daha aşşağı dallara inmeye çalışmak denenebilir gibiydi. Evet kendisi böyle yapacak kardeşine de bunu söyleyecekti.

Re: [Umaru & Tantosha] Aktif Operasyon

MesajGönderilme zamanı: 11 Tem 2016, 18:40
gönderen GM - Naruto
Aşağı dallara iniyorsunuz ve yerin çok da üstünde olmayan, sizi taşıyabileceğine emin olduğunuz dallarda ilerlemeye başlıyorsunuz. Bunun size avantajı, görüş mesafeniz artıyor; lâkin sizin de daha ileriden görülebilmenize olanak sağlıyor. Bu konuyu çok kafanıza takmayıp ormanın içerisinde, bir hedefiniz olmadan ilerliyorsunuz. Bir daldan bir dala zıplarken, loş ışıklı ortamda gözlerinizi açıp etrafınızı izliyor, kulaklarınızı açıp sıradan olmayan bir ses dinlemeye çalışıyorsunuz.

Fakat hislerinize özel olarak garip gelen bir şey ile karşılaşmıyorsunuz. 15 dakikalık rastgele ilerleyişin ardından bir dalda durup nefesleniyorsunuz. Bu sırada, ikiniz de, muhtemelen sağ tarafınızdan gelen su sesini duyuyorsunuz. Bir akarsu sesi... Şırıl şırıl akmakta.

Onun dışında başka bir ekstra bir şey ile karşılaşmış değilsiniz.

Re: [Umaru & Tantosha] Aktif Operasyon

MesajGönderilme zamanı: 12 Tem 2016, 16:34
gönderen Yakkai Umaru
''Her etkiye karşılık eşit ve zıt bir tepki vardır.''
''Bir şeyi elde etmek istiyorsan ona eş değerde bir şey sunmalısın.''
Ya da eskilerin deyimiyle, ''Her şerde bir hayır ve her hayırda bir de şer yatılıdır.''
Bu tarz kulağa çocukça gelen;fakat doğru olan sözler, yılların birikimi ile oluşturulmuş sözlerdir! Tatlıya gömülen;fakat tansiyonu çıkan yaşlı insanlar, otuzlu yaşlarında bir anda zenginleşen; fakat paranın getirdiği huzursuzluktan dolayı kendisini uyuşturucuya vuran amcalar, ya da bizim gibi görüşünü genişletmek için ağacın alt dallarına inen; fakat bu hamleleri sonucunda uzaktan görülmelerine davetiye çıkaran ninjalar... hepimiz bu sözün doğruluğunu kanıtlıyoruz. Dinleyin! Bu dünyada abim dışında tamamen iyi olan bir şey yoktur. Eğer abim dışında tamamen iyi olan bir şey görürseniz, bilin ki o şeyde bir terslik vardır! İşte bu, Umaru'nun eşit takas prensibidir!

Alt dallara inerek görüşümüzü genişletmesine genişletmiştik; fakat on beş dakika boyunca ara vermeden ilerlememize rağmen garip bir şeyle karşılaşmamıştık. Gerçi devasa bir ormanda, burada bulunup bulunmadıkları kesin olmayan birkaç konoha şinobisi aramaktan daha ilginç olabilecek bir şeyle karşılaşacağımızı düşünmüyordum. Of! Neden böyle bir göreve çıkmıştık ki? Şu an, öğlenden sonra abur cuburlarımı yiyip odamın zemininde uyukluyor olmam lazımdı benim! Yemek demişken, gerçek bir yemek yemeyi çok özledim! Günlerdir ot yiyoruz. Evet, ot! Otlar abimin güzel elleri tarafından toplandığından abime sesimi çıkaramıyorum; fakat, ot nedir yahu? İnsanız biz insan! Et yemeliyiz. Et yoksa da abur cubur yemeliyiz; fakat ne olursa olsun ot yememeliyiz! Eğer birkaç öğün daha ot yersem bu ormandaki ağaçlardan birine dönüşeceğimden korkmaya başladım artık! Biliyorum, şu an et yiyemiyor olmamızın sebebi abimin tüm parasını köye bağışlaması ve benim de paramı abur cubur ile saçma kitaplara harcamamdı. Yine de, et istiyorum! Yeter artık! Ot yemek istemiyorum! Kami-sama, lütfen bize yardım et!

Verdiğimiz kısa molada aniden bastıran et krizimle boğuştuğum sırada, sağ tarafımızdan gelen bir su sesi duydum. Şırıl şırıl akan bir su sesi! Belli ki akarsu türevi bir su kaynağının yakınındaydık. Ormanın içinden akan bir akarsu olması çok da anormal bir şey değildi. Ormanın içinde vahşi hayvanların yaşadığı söyleniyordu. Bu akarsu da ormandaki vahşi hayvanların su ihtiyaçlarını sağlıyor olmalıydı. Bir dakika... Kami-sama, sana şükürler olsun! Eğer akarsuyun yakınında bir vahşi hayvan bulabilirsek onu öldürebilir ve kızartıp yiyebilirdik. Nihihihihi! Sonunda Umaru'nun et yiyeceği vakit geldi! Yine de, abim et yemek istediğimden dolayı akarsuyun yakınına gitmeyi düşündüğümü anlamamalı.

Bu yüzden; abime aradığımız kişilerin akarsuyun kenarında olabileceklerini ve akarsu ile çevresini şöyle bir kontrol etmemiz gerektiğini söyleyeceğim. Aradığımız kişiler orada olmasa bile akarsu sayesinde su kaynaklarımızı doldurabileceğimizi söyleyerek ikinci darbeyi vuracağım. Her ihtimale karşılık üst dallara çıkıp gizli bir şekilde ses kaynağına doğru gitmemizi söyleyerek de son darbemi vuracak ve görev bilinci ile dolu olduğuma inandırdığım abimi akarsuya doğru gitmeyi ikna edeceğim! İşte bu, Umaru'nun öğlen yemeğinde et yeme planıdır!

Re: [Umaru & Tantosha] Aktif Operasyon

MesajGönderilme zamanı: 14 Tem 2016, 03:04
gönderen Yakkai Tantosha
Görülme riskini göze alarak daha aşağı dallara inmişti abimiz. Görüş alanını artırmaktı amaç. Aldığı risk de pek risk değildi. Görünürde hiç bir Konohagakure shinobisi yoktu. Bir süre daha arayıp eve dönebilirlerdi. Orman tamen güvenli görünüyordu. Zaten onlara verilen görev de buydu. Shinobiler var mı tok mu onu araştırmak. Olmayan shinobiyi yaratıp rapor edecek halleri yoktu ya.

Tamda bu fikrini kardeşine de söylemek üzereyken garip birşey olmuştu. Kulaklarına sağ taraftan su sesi gelmeye başlamıştı. Bu ormanda akarsu var mıydı emin değildi. Emin olmadığı bir şeyi var yada yok sayabilirdi fakat bu ses onun içinde sanki çok garip bir ses gbi geldiği için gidip kontrol etmeliydiler.

Kardeşi de gitmek istiyordu. Onun ilk defa böyle bir şevk ile çalışmak istemesi hoşuns gitmişti. bu yüzden dediğini kabul edecekti. Ağaç dallarının üstünde kalmak şartıyla.

Re: [Umaru & Tantosha] Aktif Operasyon

MesajGönderilme zamanı: 20 Tem 2016, 00:36
gönderen GM - Naruto
Ağaç dallarından inmeden, duyduğunuz akarsu sesine doğru ilerliyorsunuz zıplayarak. Hala aşağıdasınız, görüşünüz açık fakat az biraz da açık hedefsiniz denilebilir. Hiç gizli değilsiniz ve gözetleyeceğiniz şahıslar muhtemelen siz onları farkettiğiniz anda sizi farkedecekler. Bunu da aklınızın bir kenarına koyuyorsunuz.

Akarsuyun kenarına varıyorsunuz. Ağaçlar akan suyun etrafında toplanmış ve rahatça oturulabilecek bir yer sağlamıyor, bir çoğu da suya doğru eğrilmiş bir şekilde duruyor. Bu yüzden akarsuyun her tarafını göremiyorsunuz.

Akarsu olarak tanımladığınız şey ise, 2-3 metre genişliğinde, soldan sağa akan, muhtemelen derinliği 1 metreyi aşmayan, bayağı da yavaş akan bir şey. Muhtelemelen yer altından çıkıyor ve ileride bir yerde de yer altına geri giriyor; ziya çevrede bildiğiniz bir göl veya gölet yok. Suyun etrafında beklerken ve çevreyi gözetlemeye çalışırken, suyun üzerindeki bir şey dikkatinizi çekiyor. Koyu lacivert bir kumaş. Suyun üzerinde akarak, görüşünüze soldan girip, eğer hemen suya doğru hamle yapıp almazsanız sağınızdan çıkacak gibi.