[Bachuru&Ishio&Kageri | Aktif Operasyon] Casus ve Sadakat

Gizli Kütüphane'nin tozlu raflarındaki unutulmuş hikayeler.

Moderatör: Game Master

Re: [Bachuru&Ishio&Kageri | Aktif Operasyon] Casus ve Sadaka

Mesajgönderen Yumasaki Bachuru tarih 21 Ağu 2016, 11:14

out: -4 shuriken, -1 sis bombası; imzayı combat sonu editleyeceğim.
OVER MAH DED BADİ
İzleyin youtube.com
in:
Gencin, birbirini izleyen saldırıları öncesinde düşündüğü gibi kızın açığını bulmasına yardım etmişti; Shunshinin ardından kızın açığını yakaladığını sanması, bir hataydı. Risa direk önünden gelen shurikenlere odaklanmışken arkasına geçmişti geçmesine ama kızın tepki hızı bu sürprizini boşa çıkarmıştı Bachuru'nun. Genç boşlukla karşılaşan ayağı sayesinde hala kendi etrafında dönerken, düşmanını biraz da olsa küçümsediğinden saldırı fırsatı bulamamıştı. Kız şimdi elindeki kunaileri bana atarsa ne kadar komik olur. diye düşünürken, havada kendi etrafında dönen kızdan çıkan iki kunainin vücuduna verdiği ağır acıyı hissetmeye başlamıştı birden. Vücudunun sol yanı bir anda acıyla sarsılırken, dönüşünü tamamlamış ve rakibinin sonraki saldırısını beklemek zorunda kalmıştı.

Yaraları, bir süre tam etkilerini göstermeyecekti. Yine de genç adam düşmanının yüzündeki korku ifadesini görmesine izin verdi, Risa'nın karşısında canı yandığında korkan bir korkak olmak istiyordu; normalde ifadesiz yüzünde büyüyen göz bebeklerini ve hafif acı dolu bir inlemeyi eksik etmedi... Çoktan, ne yapacağını planlamıştı... Acıdan açık vermeden önce adrenalin, onu belli bir yere kadar götürebilirdi. Kız yere indiğinde, çoktan bulundukları holü göz ucuyla taramıştı. Zira şu an savaştığı ortam, ikisinin de evi değildi; gözleriyle kurduğu ağ, Risa'yı örümceğin kurbanı konumuna düşürecekti. Şimdiye kadar, bütün hareketleri kızın beklemediği hamleler olmuştu ve bu sefer yapacağıyla işi bitirmek zorunda hissediyordu kendisini.

Kageri ölmüştü ve kız hala ikinci kez zafer edasıyla konuşmadığına göre Ishio henüz sadece ölmek üzereydi. Kendisinin de, kendinden yetenekli olduğu belli bir shinobiye karşı; sol kolu ve tahminen sol bacağından yaralıyken çok uzun süre dayanamayacağı belliydi. Kageri... kız yere inip, gözleri kendisinde kilitliyken arkadaşını düşündü anlık. Yumasaki adından ümidini kestiğinde gelivermişti ikilinin arasına; Bachuru'nun artık inanmadan öylesine söylediği gizemli örümcekler ilgisini çekmişti. Bu kadar gerçek bir dünyada, gerçek acıların arasında gerçek olmadığı varsayılan şeylerin peşinde koşmak... Gülünçtü. Peki gerçek olma ihtimali? demişti Kageri, Bachuru örümceklerin sadece klanın sembolü için birer uydurma olduğundan bahsettiğinde. Daha önce herkes, Yumasaki'yi aramamasını tembihlemişti Bachuru'ya. Üzüleceğinden bahsetmişlerdi. Kageri Arayalım. demişti büyük bir hevesle. Umarım aşağıdaki alevler, sana en azından çok düşlediğin Anka kuşunu göstermiştir dostum. diye iç geçirdi, nemlenen gözlerini tekrar o duygusuz ifadeye getirirken.

“Katon; Hibashiri!”

Kendisine yönelen alevlerin ısısı, bu tanıdık kelimelerin getirdiği rahatlamayla beraber gözlerindeki nemi buharlaştırmıştı. Kageri, ölümünde bile Ishio'yu kurtarması için yardım ediyordu arkadaşına. Arkadaşı, Altın Jenerasyon'un en iyisi olmayı umuyordu; Bachuru şu an Umigawa Valisi olarak düşünüyordu. Sonrasında Daimyo'luğa kadar tırmanırdı Kagami'yi bile sakinleştiren cazibesiyle. Tek bir saldırı. dedi kendi kendine Savunma yok, tek ve zekice bir saldırı silsilesi ve en kötü ihtimalle Risa'yı da kendimle beraber götüreceğim. diye bitirdi kendisine doğru gelen ateşli çizgiye karşı doğrulurken.

Hibashiri'nin onu sarmasını engellemeliydi, Kageri'den anladığı kadarıyla saramadığı sürece takip etmek zorunda kalacaktı. Kendine saplanmış kunaileri henüz çıkaramazdı, yeterli zamanı yoktu. Bu da atlamaları zıplamaları hareketleri henüz yapamayacağını gösteriyordu. Ayak tabanlarının yer zeminine temas ettiğini hissetti ve dizlerini hafifçe bükerken ayak tabanının ön tarafını gerdi. Sağ eli vücudunun hareketlenmesine sessiz kalmayarak ekipman çantasının ceplerinden, iki sis bombasının durduğu kısma gitti. O sırada onu sarmak üzere olan alevlerin, boş kısmına doğru var gücüyle adımlayacaktı önden gelen güçlü bir atılmanın ardından.

Risa onu takip edecekti ve Bachuru da bunu engellemeliydi. Sis bombası, gencin odada öncesinde tespit ettiği yerlere göre konumunu anlayacak kısa bir bakışının ardından yukarı doğru savrulacak ve patlayacaktı. Genç shinobinin, kızı sise sokma gibi bir niyeti yoktu; Bachuru'yu görmemesi onun için yeterliydi. Sisin gencin görüşünü sikmesinin ardından Bachuru'nun zamanı kısalacaktı, köyün dandik sis bombaları bir yere kadar işe yarar kalabiliyordu zira. bunu daha önceden hafızasına kazımaya uğraştığı ortam haritası ve Hibashiri'nin ısısından yararlanarak düzeltmeyi umuyordu. Hibashiri'den kaçarken, koluna saplanan kunaiyi boş kalan sağ eliyle çıkarıp daha önce gözlediği pencerelerden uygun olanına savuracaktı var gücüyle. Kırılan pencere, üç şey yapacaktı; Risa'nın dikkatini kaçan Bachuru'ya döndürecek, gürültüyle gencin ayak seslerini kesecek ve nihayetinde Bachuru'nun etkisiz olmasını beklediği yapay dumanı içeri giren hava akıntısıyla zıt yöne itecekti.

Yani genç adam, istese de istemese de pencere dikkat odağı olurken dağılan sisin onu biraz daha saklamasına ve kızın odağının zıttı yöne geçmesine yardım etmesine sebep olacaktı. Pencereye atılan kunainin ardından zaman kaybetmeden bacağını da kunaiden özgür bir bölge haline getiren Bachuru, vücudundan çıkan kesici aletlerin sebep olacağı kan kaybının farkında bir şekilde; Hibashiri'nin ısısından kaçan adımlamalarla pencerenin zıttı yöne geçecek ve orada sisten çıkacaktı. Odağı Bachuru'nun zıttı yönde olduğunu düşündüğü kızı gafil avlamaktı amacı. Elindeki kunaiyi; çıkar çıkmaz kızın baldırlarına atacaktı.

Bunu bir sonraki hamlesinden kaçmasını engellemek için yaptığı gibi, herhangi bir kan yoluyla bulaşan hastalığı varsa bunu kıza bulaştırmak için yaptığı fikri de eğlenceli gelmişti o anda. Hastalıktan ölecek kadar yaşayacağından değil tabi. Kızı gerçekten gafil avlayacak bu hamlenin ardından, Bachuru kızın arkasına yapacağı Shunshin'in kunainin saplandığı anda bitecek şekilde zamanlamasını yapacak ve hemen onun ardından sol ayağının yerden aldığı yükselme gücünü kullanıp; bütün vücudunu çevirirken sağ bacağıyla kızın omzuna doğru düşen bir dönen tekme atacaktı. Hamle başarılı olursa, bunu sağ ayağının yere değmesiyle görevi devralan sol ayak karın bölgesine doğru bir taban hamlesiyle destekleyecek; ardından bütün bu zincirleme saldırı sağ elin çıkarıp kızı bütün bu biriken akışın son dalgası olarak keseceği kunai ile bitecekti.

Kız eğer, bütün bu saldırının herhangi bir yerinde karşılık verirse. Bachuru saldırıyı kesip bir sonraki saldırı için hayatta kalmaya oynayacaktı. Hayatta kaldığı ve düşmanına zarar verdiği sürece, Ishio'nun hayalini gerçekleştirmesine yardımcı olurdu. Ama kör olursa, sadece kızın kardeşine zaferle daha erken dönmesine sebep olurdu ve bu Ishio için hiç iyi olmazdı.

out: Pencere yoksa, olayın Obito misali bir kapıya atılan alınbandı kunai kombosu olduğunu varsayabilirsek sevinirim. Olmadı tur iptal deyin ben tekrar yazayım :(
İsim: Yumasaki Bachuru
Yaş: 17
Cinsiyet: Erkek
Element: Raiton
Seviye: C
Rütbe: Chuunin
Ryo: 25.000
Prestij: Moumoku/3
Resim
Güç:6
Çeviklik:7
Kondisyon:6
Potansiyel:6
Varlık:2
Zeka:3

Resim
Motivasyon
Değişim. Açıkçası ana motivasyonu böyle bir şey yapmak istedim, on yedi yaşında bir "katil" olsa da bir çocuktur sonuçta Bachuru. Değişime, ileriye, kendinin veya yeteri kadar ilginçse başkalarının hayallerine bir bağlılık hisseder ve bu bağlılık bu hayallerinin gerçekleşmesine çalışmasına sebep olur. Kötü biri değildir, ancak yeteri kadar ilginçse sonuçlar bunun için kötü şeyler yapmaktan çekinmez. Zaten bir shinobi olma sebebi de köyün insanlarının Altın Çağ hayalleridir.

Yumasaki Klanı.Bachuru, klanıyla ilgili hikayelerle büyümüş ve bu hikayelerin gerçekliğine dair hiç bir kanıt görmese de hayal kurmayı ve bu hayalleri takip etmeyi bırakmamıştır. Büyük annesinin onu engellemeye çalışmasına, eski evlerinin yerini bir chuunin olmasına rağmen söylememesi onu büyük ölçüde engellemiş; şevkini kırmış olsa da Yumasaki'yi köye ve daha önemlisi büyük annesi dışında hiç bir şeye sahip olmayan kendisine geri kazandırmak hayattaki en büyük amaçlarından biri olmuştur.

Komplikasyon
Çakra noktalarının zarar görmesinden kaynaklanan çakra kontrolü sorunu.

Ninjutsu
Raiton; Kizetsu no Jutsu, C Rank
Kullanıcı kısa bir el mührü dizisinin ardından elinde chakra biriktirmeye başlar ve aşırı yakın bir mesafeden bunu kullanıcısına fırlatır. Elektrik akımı hızlıca kullanıcıdan hedefe atlar ve çarptığı uzvu anında kilitler ve kasar. Bu, hedefe hasar vermese de hareket kabiliyetini kısıtlar. Teknik maksimum 2 metre uzaklıkta efektiftir.
Raiton; Yusubi no Jutsu, D Rank
Kullanıcı Tora mührünü yapar ve kendi vücuduna elektrik verir. Bu teknik, kullanıcının uyuşan zihnini tekrar çalıştırmasına ve dikkatini toplamasına yardımcı olur, ancak kullanıcıya hasar verir. Teknik bazı düşük seviye Genjutsu tekniklerini kırabilir.
Ayatsuito, D Rank
Kullanıcı elinde bulunan misinaya chakra yükleyerek, onu istediği gibi hareket ettirme yetisi kazanır. Aniden onunla rakipleri yakalayabilir ve bağlayabilir veya daha kompleks hamleler uygulayabilir. Misina sadece 10 saniyeliğine kontrol edilebilir ve kullanıcıdan 10 metre uzaklaşabilir.
Shunshin, D Rank
Kullanıcı bir elinin işaret ve orta parmağını dışarı açar ve vücudundaki chakraya odaklanır. Ardından, kullanıcı aşırı hızla hareket etme kabiliyetini kazanır. Genelde kullanıcıya bakan kişiler onun birden yokolduğunu görür, ancak teknik sadece aşırı hızdan oluşmaktadır. Kullanıcı çevresel etmenleri kullanarak hareketini gizler ve birden yerinde varolduğu izlenimini verir. Kullanıcı teknik ile chakrası yettiği sürece istediği mesafeyi katetebilir, ancak teknik süresince başka teknikleri kullanamaz ve saldırı yapamaz, bütün odağı tekniği açık tutmak üzerine olmalıdır. Teknik havada hareket etmek için kullanılamaz. Teknik kullanılarak rakibe hızlıca yaklaşılabilir ve uzaklaşılabilir, ancak avantajlı bir pozisyona geçmek aşırı derecede zordur, zira bir çok kişi Shunshin ile yapılan hareketi görebilir ve farkedebilir.

Taijutsu
Shinshouki, C Rank
Bunshoku, C Rank
Beceri Listesi
-
Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Sansetsukon (Kötü Kalite)
3 Kunai
5 Shuriken
5mt. Sentetik Misina
1 Patlayıcı Parşömen
2 Sis bombası
Kullanıcı avatarı
Yumasaki Bachuru
 
Mesajlar: 85
Kayıt: 12 Haz 2016, 10:23

Re: [Bachuru&Ishio&Kageri | Aktif Operasyon] Casus ve Sadaka

Mesajgönderen Kai Ishio tarih 22 Ağu 2016, 02:33

Aniden verilen kararların işe yaradığını hiç görmemişti Ishio. Ani parlamaların, sinirlenmelerin de gereksiz hasarlara yol açtığını çokça tecrübe etmişti. Kendi karakterini özenle bunlardan uzak tutmaya çalışması ona ayrı bir bilinç sağlıyordu. Bu bilinci sürdürdüğü müddet en azından ayakları yere sağlam basacaktı. Zaten dersini almıştı Ishio. Az önce, Kagami'ye birebir benzediği anda, yaptığı ani hamlenin bedelini kapıdan uçarak ödemişti. Orada ölebilirdi. Suratına davranan bir el değil de kunai olabilirdi.

Shiro'yu aynı duruma sokmaya çalışıyordu. Ishio dostu gibi, bir örümcek gibi hareket etti. Muhtemelen yere düştükten sonra gözardı edilen patlayıcı kunai. Hala bağını koparmadığı kağıdı alevlendirirken günün en mutlu anını yaşıyordu. O kırmızı gözlerin sinir bozucu, insanı istemsizce dellendiren halden şaşkınlığa evrilişini görmüştü Ishio. Kagami'nin en sinirli halini bile bastırdığında bu kadar rahatlamadığından emindi. Bundan böyle denklik duygusunu yaşayabilirdi. Genjutsusundan kolayca kurtulabilen Shiro'yu şaşırtabileceğini biliyordu artık. Onu yönlendirebileceğini de kanıtlamıştı. En önemlisi ise, Ishio en başından beri eksik olan şeyi tamamlamış ve klişeyi delmişti. Kendine artık güveniyordu.

Tokasından kaçan saçlar hafif rüzgarla uçuşurken Shiro'nun tamamen bitmediğini kavrayabiliyordu. Farketmez. Patlama iki shinobi arasına set çekerken az önceki rüzgar Ishio'nun dengesini dağıtacak seviyeye ulaşmıştı. Saf bir savunma değildi bu, aynı zamanda Ishio'nun saldırısını da ona karşı kullanmaya çalışmıştı. Dengesini önemsemeden iki eliyle vücudunu korumaya çalıştı. Patlama ona doğru yöneldiğinde yara aldıysa bile henüz acısını hissetmiyor, yanmıyordu. Muhtemelen Shiro'nun hareketlerini yönlendirmeden önce kendisi de uzaklaşmasa patlamanın tüm etkilerini, fazla fazla yaşayacaktı.

Ayağa kalkarken hızlıca vücudunu kontrol etti. Ufak çizikler dışında etkilenmemişti Ishio. Duman dışında bir sorun yoktu. Dumanın ne kadar sorun olacağı ise tamamen onun kararlarına kalmıştı. Burada fazla duramazdı, ciğerlerine bu eziyeti yapmayacaktı. Diğer yandan iki ucu pis bir değnekti bu. Gizlendiği yer bilinse bile hareketleri öngörülemezdi. Aynı şekilde, Shiro'nun hareketlerini göremeyecek ve kendini buna hazırlayamayacaktı.

Kendisini tehlikeye atan en yakın iki ihtimali düşündü. Shiro, Ishio'ya hamle fırsatı vermeden dumanın gizlediği bölgeye saldıracak kadar zeki olabilirdi. İkinci ihtimal ise, Shiro saldırısını hazırlayıp Ishio'nun bu alandan çıkmasını bekleyecek bir dahi de olabilirdi. En azından Ishio ikincisini tercih eder, hazır bir şekilde bekleyerek rakibin gördüğü anda saldırısını yapardı. Tüm ihtimalleri gerçekleşecekmiş gibi varsaydı. Dumanın içinde kalmaya özen göstererek sağ arka çaprazına doğru kısa bir sıçrama yaptı. En son görüldüğü noktadan ayrılmak istiyordu. Bu sıçramadan hemen önce ise mühürlerine başlayarak bir bunshin çıkaracaktı. Dumanların bunshini ve onun oluşurken çıkaracağı dumanları gizleyebileceğini düşünüyordu. Bunshin ortaya çıktığı anda sol çapraza, ileriye doğru atılarak duman kütlesinin içinden çıkacak ve Shiro'ya doğru hücum edecekti. Bu, Ishio'nun ikinci ihtimale karşı aldığı bir önlemdi. Shiro bir saldırı için onu bekliyorsa önce bunshini ile karşılaşacaktı. İronik bir şekilde Ishio bu hamlenin başarısıyla pek ilgilenmiyordu. Bunshin saldırıyı üstüne çeksin yahut çekmesin, Shiro'nun bakışlarını birkaç saniyeliğine devralsa bile yeterliydi.

Bunshini oluşturduğu mühürler bittiğinde beklemeden yeni tekniğinin mühürlerine başlayacaktı Ishio, hala sağ kalırsa. Bu mühürler devam ederken bunshinden 1-2 saniye sonra, onun tam tersi yönüne, sağ çapraz ileriye atılarak kendisi de duman kütlesinden çıkacaktı. İkinci el mühür dizisi Kasumi Juusha içindi. Bu tekniği uygulaması için rakibini görmesi gerekmiyordu ve Shiro, bu kadar kısa bir sürede tekniğin menzilinden çıkmış olamazdı.

Genjutsudan rahatça kurtulan birine tekrar genjutsu ile saldırmanın mantıksız olduğunu biliyordu Ishio. Ancak en kötü ihtimalde bile, Shiro'nun bu teknikten kurtulmak için harcayacağı saniyelerde çok büyük bir avantaj elde edebilirdi. Zaten dövüşün başından beri amacı buydu. Shiro'yu baskı altına alarak teknikleri sıralamasını önlemek ve bu şekilde ona yaklaşmak. Planı o ana kadar başarıyla ilerlerse Shiro genjutsudan kurtulmak için zaman harcayacak, tanrı ona güler ve beklemediği bir şekilde genjutsudan kurtulacak seriliği gösteremezse... Ishio tüm ipleri eline alacaktı.

Ana amacı ise değişmemişti. Shiro'ya yaklaşmak. Duman kütlesinden çıktığı andan itibaren, Shiro'yu gördüğü noktaya düzensiz sıçramalar yaparak yaklaşacaktı. Bir sağ, iki sol, belki üçüncüye tekrar sola sıçrardı. Rakibinin mermilerine kurban gitmediği sürece belli bir dizi sürdürmeyecekti.
Künye
İsim: Kai Ishio.
Yaş: 19
Cinsiyet: Erkek.
Element: Raiton.
Seviye: C- Rank.
Rütbe: Chuunin
Ryo: 85.000
Prestij: Tanjou/1
GP: 1

Motivasyon
Altın Çocuk: Altın jenerasyonun Altın Çocuğu ! Biraz iddialı geliyor kulağa fakat kişiliğini oluşturan noktaları düşününce ister istemez bu sonuca varılıyor. Babasının ihanetle bıraktığı lekeyi temizlemek, annesine olan borcunu ödemek, çekirdek ailesini reddeden sülalesine yaptığı hatayı kanıtlamak, Nikkougakure'ye duyduğu bağlılık.. Tüm bunlar Ishio'yu her zaman en iyi olmak konusunda iteleyen şeyler.

Baba: Ishio'nun babası Kyogi Riku şüphesiz ki hoş karşılanan biri değil. Savaşta Daimyo'nun tarafını seçmesiyle başlayabiliriz. Savaştan sağ çıkıp seneler sonra Ishio'nun annesi Kai Tsumu'ya tecavüz etmesi, Tsumu'nun kocasını ve bebeğini öldürmesi onu bir suçlu konumuna getiriyor. Ishio'nun önceliği bu konu olmasa bile biyolojik babasını adalete teslim etmek yahut adaleti ona götürme konusunda istekli. Ishio, Riku'nun işlediği cinayetler sonrasında hayatını bir kaçak olarak sürdürdüğünü biliyor. Süregelen eğitimleri ve köy çalışmaları nedeniyle henüz bu konuda araştırma yapabilmiş değil.

Komplikasyon
Tek Göz: Ishio babasından geldiğini düşündüğü yeşil renkte olan gözünü bir göz bandıyla kapamakta. Ve bu konudaki takıntısı, bu bandı vücuduna dikişletecek seviyede. Sağ gözü tamamen kullanım dışı diyebiliriz. Şayet dikişleri duruma göre sökme gibi bir seçeneği bulunmamakta. Ancak eli yatkın biri tarafından, uygun ve steril bir ortamda çıkarılabilir göz bandı. Ishio bunu yapmaktansa ölmeyi tercih edeceği için pekte olası bir durum değil. Göz bandı yaklaşık 4 senedir dikişli ve hiç çıkarılmamış durumda.

Kadınlar: Tüm hayatı annesi, onunla konuşmayan ablası ve bir sınıf dolusu kadın arasında geçmiş Ishio'nun karşı cinsine duyduğu bir hassasiyet bulunmakta. Biyolojik babasının annesine yaptıklarını öğrenmesi bu konudaki en büyük dayanak denebilir. Ishio kadınlara karşı fazlasıyla yumuşaktır. Gündelik hayatında kadınları absürd durumlar dışında kıramaz, sinirini yansıtamaz, nazikliğini bırakamaz vesaire. En kanlı savaş anlarında ise Ishio dişi rakiplerine karşı daha yumuşak olacaktır. Fazla yumuşak.

Özellikler
-

Profil
Güç: 2
Çeviklik: 6
Kondisyon: 5
Potansiyel: 4
Varlık: 6
Zeka: 7

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 1
[Çeviklik] Akrobasi: 1
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 1
[Potansiyel] Ninshuu: 1
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 1
[Varlık] Sosyalleşme: 2 ****
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 1 ****
[Zeka] İzcilik: 1


Karakter Gelişim Başlığı
Ninjutsu
Otonaku Ashi Jutsu, D Rank
Kullanıcı kısa bir el mührü dizisinin ardından, ayaklarının çıkardığı tüm sesi keser. Böylece, kullanıcının ayak sesleri yokolmuş olur. Bu, gizlice bir yerlere sızmada kullanıcıya yardım eder ve rakiplerine farkedilmeden yaklaşabilmelerini sağlar. Teknik açık kaldığı sürece chakra yer.

Girigiri, D Rank
Kullanıcı aniden parmaklarının ucundan ufak elektrik patlamaları oluşturabilir. Bu patlamalar aşırı derecede parlaktır, yakın mesafeden kişilerin aklını karıştırabilir ve gözlerini korumaya zorlayabilir. Teknik aşırı hızlıdır ve el mühürlerine gereksinim duymaz. Bu patlamalar rakiplerle temasa geçerse hafifçe çarpar ancak hasar vermez.


Taijutsu
Shinshouki Stili, D Rank
Akrobatik ve hareketli bir stil olan Shinhouki'nin asıl amacı en az eforla en çok hasarı vermektir. Stilin hamleleri diğerlerine göre sadece uzvu savurmakla bitmez, ardından gelen momentumu da kullanmayı amaçlar. Yani, diğer stiller nasıl yumruk atılacağını öğretirken Shinshouki bu atılan yumruk ile kullanılan momentumu daha iyi nasıl kanalize edilebilineceği üzerine odaklanır. Bu yüzden, hamleler genelde çemberseldir ve her biri bir diğer hamlenin önünü açar. Zıplamalar, takla atmalar ve çelme taklamalar stile destek olur. Kullanıcının gövdesini merkez olarak belirleyip çembersel bir şekil izleyen hamlelerde kullanıcı harcanan momentumun büyük bir kısmını bir sonraki darbesine aktarır ve böylece uzun dövüşlerde yorulma riskini minimuma indirir. Stilde ilerleyen kullanıcılar akrobatik ve hareketli hamlelerin avantajını ortaya çıkarır. Stilde gittikçe ustalaşan kullanıcıların hamleleri öngörülemeyen bir düzeye ulaşır.


Genjutsu
Ryuhoubo Disiplini, D Rank
Kuroshiki, D Rank
Kullanıcı kısa bir el mührü dizisinin ardından tekniği aktif eder ve bir hedef seçer. Eğer bu hedef, kullanıcıya 15 metre veya daha yakındaysa, tekniğin etkisi altına girer. Tekniğin etkisi altında kalan hedeflerin herhangi bir duyusunu kullanıcı isteği doğrultusunda bozabilir. Gözler bulanık görmeye başlar, eller uyuşur, tad alınamaz, duyma mesafesi kısalır veya koku alamaz hale gelir. Duyurlar tamamen kapatılmaz, sadece bozulur. Yani hedef tamamen kör edilemez/sağır yapılamaz. Bu etkilerden aynı anda sadece 1 tanesi aktif edilebilir, ancak teknik bozulmadan bu etkiler arasında geçiş yapmak mümkündür. Maksimum 1 hedef bu tekniğin altında olabilir. Teknik açık kaldığı sürece chakra yer.

Kanryousou, C Rank
Kullanıcı kısa bir el mührü dizisinin ardından tekniği aktif eder. Kullanıcının yumruklarına veya silah darbelerine maruz kalan kişiler tekniğin etkisi altına girerler. Tekniğin altında kalan kişiler, aldıkları her bir başarılı saldırının vücutlarında çatlaklar oluşturduğunu görür. Bu çatlaklar hedefe, vücudunun sanki çok kırılgan bir katı maddeden oluşmuş gibi bir his verir. Her bir saldırının ardından hedefin vücudunun bazı yerleri parçalanıp dökülmeye meyilli hale gelir. Hedef kırılıp dökülen uzuvlarını kullanamaz hale gelir. Eğer hedefin başı veya vücudunun tamamı parçalanırsa bayılma tehlikesi geçirir. İradesi yüzünden zihnini korumayı başarabilenler için teknik o an bozulur. Teknik açık kaldığı sürece chakra yer.

Raigen, C Rank
Kullanıcı kısa bir el mührü dizisinin ardından iki elini önünde birbirine çarptırır. Bu el çarpma sırasında, kullanıcının vücudunun herhangi bir yerini görenler, tekniğin etkisi altında kalır. Tekniğin etkisi altında kalanlar, kullanıcının vücudunun aşırı güçlü bir ışık kaynağına dönüştüğünü görür. Bu ışık ile beraber hedefler geçici bir yarı körlük altında kalır. Bir süre boyunca görme yetileri hatırı sayılır bir şekilde bozulur. Teknik uygulanırken, eğer bir kişi aşırı yakındaysa, o kişi geçici bir süreliğine tamamen kör olabilir. Tekniğin efektif süresi 2 ilâ 10 dakika arasında, kullanıcının disiplin ve seviyesine göre değişir.

Kasumi Juusha, C Rank
Kullanıcı, normal bir el mührü dizisi uygular. Ardından, o anda kullanıcının 25 metre yakınında olan herkes tekniğin etkisine kapılır, kullanıcının görülür olmasına gerek yoktur. Tekniğin etkisi altında kalan kişiler, yerden katrandan oluşan, simsiyah, kabaca kullanıcının silüetine benzeyen varlıklar çıktığını görür. Bu illüzyonlar tekniğin etkisi altında kalan her bir kişi için 3 tanedir ve her bir 3 tanesi 1 kişiye saldırır. Bu varlıklar, saldırıları basit kunaiye benzer objeler ile yaparlar. İllüzyonların verdiği hasarlar minimal ve zihinseldir, rakiplerin aklını karıştırmak için kullanılır. İllüzyonlar hasar aldıklarında katrana dönüşüp yere yığılırlar ancak tekrar bir tanesi başka bir yerden yükselip hedefe saldırmaya devam eder, böylece sonsuz bir güruhmuş hissi yaratılır. Tekniğin efektif süresi 5 ilâ 10 dakika arasında, kullanıcının seviyesi ve disiplinlerine göre değişir.

Rishuu, C Rank
Kullanıcı kısa bir el mührü dizisinin ardından, onu o anda görebilen herkesi tekniğin etkisi altına alır. Tekniğin etkisi altında olan kişiler, kullanıcının havada 5 tane 1 metre boyunda metalden kazıklar oluşturduğunu görür. Kullanıcı bu kazıkları tekniğin etkisi altında olan herhangi birisine yollayabilir. Mükemmel bir isabet oranına sahip olan bu kazıklar, hedeflerini ıskalasa bile yeni bir tanesi oluşup tekrar hedefine saldırır. Kullanıcı kazıkları el hareketleri ile havada kontrol eder, eğer bu hareketleri yapmaz ise teknik bozulur. Hedeflere isabet eden kazıklar şiddetli bir zihinsel acı yaratır. Hedefe saplandıktan 5 saniye sonra açtıkları yara ile beraber yokolurlar. Her bir kazık, bir öncekinin oluşturduğu zihinsel acıyı daha ileriye taşır ve hedefi aşırı derece yorar. Yeterince yorulan hedef bayılma tehlikesi geçirir. Teknik açık kaldığı sürece chakra yer.

Teishi no Jutsu, C Rank
Kullanıcı Hebi mührünü yapar ve tekniği aktifleştirir. Tekniğin aktivasyonunun ardından, kullanıcı ile sosyal etkileşime giren herkes tekniğin etkisine kapılır. Teknik, etkisi altındaki kişilerin zihnine gizlice saldırır ve yüzey düşünceleri etkiler. Hedeflerin o an için kullanıcı hakkındaki düşüncelerini olumlu yöne çeker ve kötü düşünceleri engeller. Kullanıcının söyledikleri, çevresindekiler için inandırıcı hale gelir. Kullanıcı, hedeflere karşı bariz bir negatif tutum sergilemediği sürece hedefler kullanıcının sözlerini daha çok önemsemeye başlar. Teknik bozulmadığı sürece aktif kalır ve chakra yer.


Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Kötü Kalite Katana
Kagami'nin Alınbandı
Kullanıcı avatarı
Kai Ishio
 
Mesajlar: 91
Kayıt: 10 Haz 2016, 12:48

Re: [Bachuru&Ishio&Kageri | Aktif Operasyon] Casus ve Sadaka

Mesajgönderen Kamiwaza Kageri tarih 22 Ağu 2016, 08:02

Bir savaş yarası... Hani kızlar seviyor diye, kendi suratınızı kesiyordunuz ya! Hah. İşte tam olarak onlardan bir tanesi. Tabii bu gerçek ve hiçbir kızın, bacaktaki derin bir kesikten etkileneceğini sanmıyorum. Yine de, sırf sizin hatırınız için, denerim. Ama bana sorarsanız, düşündüğüm kadar kahramansı ve maskülen değil. Havalı ise hiç... Beni kandırmış olmalılar. Peh. Kimse çirkin bir yara izinden dolayı, sizi kahraman belleyecek değil. Yeterince çatlak değilse, daha aşağısını kabul etmek bendeniz Kageri'ye de yakışmaz, herhangi bir kadın bu izden de etkilenmez. Ama... Durun bir dakika! Harika bir fikrim var. Devasa bir ayı balığı ile savaşırken, yok yok... Antik bir ejderha ile savaşırken, tam bitirici darbeyi vurmadan önceee...

Bebek adımları... Sakin ve temkinli. Hasar ne kadar kötüydü? Hmm... Her bir adımda, acı giderek kendini saklıyordu. Hayır, yok olmuyordu, sadece saklanıyordu. Kötü haber. Bu demek oluyordu ki, vücudumun sınırlarını zorlarsam, acı ve onun kardeşi geri gelecekti. Ölüm... Bachuru ve Ishio'yu ararken, öldürmem gerekebilecek onca Umigawa shinobisi varken, dertlerime bir de yenisi eklenmişti. Ölüm. Ölümden bahsetmişken... Sadece birkaç metre önümde, büyük miktarda patlayıcı patlamış birisinin, ufak bir sıyrıktan dert yakınması bir hayli gülünçtü. Ölmedim, öyle değil mi? Bir sıyrığın üstesinden gelebilirdim. Üstesinden gelemeyecek olsam bile... Bu beni ne zaman durdurdu ki?

Derince bir nefes ve işte... Gidiyoruz.

Tamamen paramparça olmuş taş parçalarının üstünden, yukarıya doğru bir tırmanışa geçmiştim. Sadece bu kaya parçalarına bakarak bile, ölümün tatlı kollarına ne kadar yaklaştığımı daha iyi kavrıyordum. Beni beğenmiş miydi, ölüm? Genelde tatlı ve ukala bir hanımefendi olarak temsil edilirdi. Bu, tam olarak benim tipim değildi de neydi sizce? Ha! Bu taş parçalarının arasında, benim uzuvlarım da olsaydı... Ben ise, ölüm isimli tatlı hanımefendi ile, sonsuz bir tatile çıkmış olsaydım? Fena olmaz mıydı? Belki. Ama şimdi değil. Acele etmeme gerek yok. O her zaman orada ve bizi görüyor, izliyor ve gerekirse de kolluyor. Şimdi değil. Bir gün ama...

Kendimi, Bachuru'nun kutsal örümcekleri gibi hissetmekten alıkoyamıyordum. Açılan doğal geçitten yukarı doğru yollanırken, ellerimden de güç alıyor ve kendimi, sevgili dostumu anarken buluyordum. Bachuru... Benden sadece bir kat yukarı da değil miydi? Şimdiye kadar patlamayı duyup, gelmiş olması gerekiyordu. Bir şeyler tersti. Sıcak hava dalgası, hainlerin eş zamanlı olarak harekete geçmesi... Peki ya Umigawa shinobileri? Onlar bu patlamayı duymamışlar mıydı? Umigawa shinobileri demişken...

İti an, çomağı hazırla.

Son bir adım. Pek çok şeyle karşılaşabilirdim. Yanlışlıkla, bir kerhanenin bodrumuna çıkmış olabilirdim. Yada fıçı fıçı içkinin saklanmış olduğu bir mahzene... Yüzlerce altının üst üste yığılı olduğu bir bankaya, silahlarla dolu bir odaya ve hatta; kendimi tam olarak antik bir bulmacanın ortasında bulabilirdim. Ödül ise, hayatta tattığım her şeyden daha leziz ve tatlı olabilirdi. Di, evet, olabilirdi. Pek tabii, sizin bile tahmin edebileceğiniz üzere, olmadı. Eğer öyle olsaydı, gerçekten hayal kırıklığına uğrardım zaten. Bir noktadan sonra, eğer başınızı defalarca ve asla durmadan belaya sokuyorsanız, buna alışıyorsunuz. Hatta... Bunu özlüyorsunuz!

Umigawa shinobileri. Hainler... On tanesi önümde, diğer yirmi tanesi ise karargah kapısının önündeydi. İçeride değiller, dışarıdalar. Neden? Burada ne yapıyorlar? Ve hepsinden daha da önemlisi... Ben şimdi ne yapacağım? Otuz tane, yetkin shinobiyi, tek başıma haklayabilir miydim? Gerçekten, ama gerçekten bunu denemek isterim. Gerekirse denerken ölürüm ve bundan size dert yanmam. Size dert yanacak bir ben de olmaz ya, neyse... Peki ama ölürsem, Bachuru ve Ishio'nun arkasını kim toparlayacaktı? Peki... Savaşmadan, kendimi bu beladan nasıl kurtarabilirdim?

Dediğim gibi, son bir adım...

Sadece bir adım ve beni bekleyen şey, aşağıdaki manzaradan farksızdı. Otuz shinobi, öylece, yarıktan yukarı fırlayan adama bakıyordu. Sadece bir saniyede, zihnimin içinde yüzden farklı soru türemişti. Sadece bir saniye... Yüz soru... Tek bir akıl ve saniyeler. Hiçbirinin yanıtı vermekle uğraşmadım. Ne kendime, ne de size! Otuz shinobiyi gördüm. Düşünmedim. Sadece harekete geçtim. Zaman benden, çok ama çok uzun zaman önce, koparılmış bir değerdi. Onun bile yokluğuna alışmıştım. Durup bir şeyler düşünecek ve bunu uygulayacak vaktim yoktu. Onun yerine, farklı bir yaklaşım denemeye karar verdim.

Doğaçla!

"Her şey Kurata kardeşlerin dediği gibi oldu, öyle değil mi!"

Güzel söz. Fakat bana sadece birkaç saniye kazandırabilirdi. Kazanmayı beklediğim değerli vakitte ise, göz ucuyla, içinde bulunduğum tüm alanı analiz edecektim. Bana yardımcı olabilecek tüm veriyi zihnime işleyecektim. Shinobiler, saklanacak yerler, kullanılacak eşyalar ve diğerleri... Ne olursa olsun. Burada, hayatımı neyin kurtaracağını bilemezdim.

"Bana niye öyle bakıyorsunuz?! Planın ters tepme ihtimaline karşı, Nikkougakure'den gelen ekibin içinde ben de vardım. Yoksa... Kurata kardeşlerin planını mı sorguluyorsunuz? Hemde... Sadece tek başlarına, koca bir ülkeyle oynamışken!"

Tane tane konuşacaktım. Kendimden emin. Güçlü ama bir o kadar da acımasız... Aslında bakarsanız. Kendi kişiliğimden başka bir şeyi oynamıyordum. Her zaman olduğum benliğimi, bir avuç aptala kusuyordum, hepsi bu... Peki ya şimdi ne olacaktı? Bana inanacaklar mıydı? Öyle olmasını umuyordum. Konuştuğum her saniye boyunca, adamların tepkisini inceleyecek ve bana inanıp inanmadıklarını kavramaya çalışacaktım. Aşağıdaki aptallar, Kurata denilen tiplerin büyüsüne çoktan kapılmıştı. Ne olursa olsun, Kurata'ların planının bozulamayacağına gönülden inanıyorlardı! Neden, bende bu planın parçalarından biri olmayaydım ki?.. Tek yapmam gereken şey, öfkeli adamın bana söylediği şeyleri tekrar etmekti. Benim de onlar gibi bir beyinsiz olduğuma, hatta belki de, onlardan daha üst rütbeli bir hain olduğuma inandırmaya çalışacaktım. Tüm mimiklerim, sinir bozucu ama korkusuz ses tonum ve konuşmanın sonunda ki kıkırdamam... Hepsi, adamları kandırmak için, emrime amade olacaklardı.

Peki ya işler ters giderse?

Umigawa'yı araştırmak için gelen ve bir patlamanın bile onu öldüremediği, üstü pasaklı bir shinobi... Ona kim inanır? Heh... Böyle bir ihtimal daha vardı. Sözlerime inanmayabilirler ve ben daha bir şey söyleyemeden, saldırıya hazırlanabilirlerdi. Mümkün olduğunca buna hazırlıklı olacak, aniden ortaya çıkan adam olmanın verdiği avantajı, sonuna kadar kullanacaktım. Eğer olur da, önümdeki shinobiler beni tehdit olarak algılayıp harekete geçerlerse... Bende geçecektim! Bırakacaktım. Bir avuç adamın hayatı için, bizzat o adamların hayatı için, kendilerine yalvarmayayım. Bırakacaktım. Ben değil, ateş bu adamlarla konuşsun. Kimin daha haklı olduğuna, ateş karar versin. Göğsümü yakan ve buna yapmaya asla son vermeyen enerjiyi, bir kere daha, harekete geçirecektim.

Ryuuka no Jutsu

Olası bir savaş durumunda, hemen karşımdaki on adama karşı, daha iyi pozisyon alabilmek - aradaki mesafeyi koruyabilmek için gerileyecek ve bunu yaparken, yakıcı bir saldırı ile karşılık verecektim! Göğsümdeki enerjiyi, el mühürleri ile uyandıracak ve tüm hırsım ile beraber, yere kusacaktım! Ryuuka no Jutsu'nun alevlerini, tüm zemin hattı boyunca, karşımdaki on adama ve karargahın kapısındaki yirmi adama ulaşacak şekilde göndermeye çalışacaktım. Ne olacağı umurumda olmayacaktı. Kaçamamaları için, tekniği mümkün olduğunca tazyikli gönderecek ve durmayacaktım! Adım atmaları için bir 'zemin' bırakmayacaktım. Alevlerin bir nehir olup, tüm adamları yutması için, gerekirse vücudumdaki tüm sinirleri ve kasları zorlayacaktım.

"Kurata Risa... İçeride değil mi?" Eğer her şey, barışçıl bir şekilde hallolursa, karargahın kapısındaki adamlara 'retorik' bir şekilde seslenecektim. Sanki o adamların üstüymüşüm gibi... Burada neler döndüğünü, kusursuz bir şekilde anlamam mümkün değildi. Kurata kardeşler ve bu shinobiler arasındaki bağlantı, bir çeşit karşılıklı çıkar ilişkisi olmalıydı. Ama onlara duyulan saygıdan ve belki de hayranlıktan dolayı, kardeşlerin sıradan olmaktan öte olduklarını kestiriyordum. Bu da doğal olarak bana, bu adamların üzerinde bir otorite olduğum fikrini uyandırıyordu. Bende tam olarak bunu yapmaya çalışıyordum! Düşünmelerine izin vermeden, boyun eğmeleri fikrini aşılamaya çalışıyordum.

Barışçıl yöntemlerin işe yaraması, adamların canını almamak için, onlara yalvarabilirdim. Ama olmazsa... Herkesin, ateş tarafından yutulduğundan emin olana kadar durmayacaktım. En son birisinin canını almamam için onlara yalvardığımda, beni, daracık bir zindanda patlatmaya çalışmıştı. Bunların alayı manyak orospu çocuğu ve gerekirse, canlarını almaktan kaçınmam.
Resim
Künye
İsim: Kamiwaza Kageri
Yaş: 19
Cinsiyet: Erkek
Element: Katon
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Ryo: 85.000
Fraksiyon: Taiyou
Prestij: Moumoku/3



Motivasyon
Doğaüstü: Fantastik canavarlar, doğaüstü varlıklar, imkansız olaylar, tuhaf söylentiler, masalsı güçler... Ve daha niceleri! Kageri, her türlü fantastik-mitolojik olaya/ögeye saplantı boyutunda bir tutku duymaktadır. Bu, Kageri'nin içinde -muhtemelen- asla sönmeyecek bir alev gibidir. Kendisi tek bir fantastik olayı görmeyi, elde etmeyi yeterli bulmaz. O, nefes aldığı süre boyunca bulunabilecek yeni bir doğaüstü olayın olduğunu ve olabileceğine inanır. Uzun lafın kısası... Doğaüstü olaylar, Kageri'yi yataktan kaldıran ve güne hazırlayan yegane motivasyonudur. Uzun ve yorucu yolculuğuna, çıkış nedeni ve hedefidir.

Komplikasyon
Takıntı: Mucizeler, efsanevi güçler, olmaması gereken yaratıklar, kutsal varlıklar, mitolojik kahramanlar... Kageri'yi harekete geçiren tüm bu ögeler, aynı zamanda, onun en büyük lanetidir de! Doğaüstü olaylara, hikayelere duyduğu aşk; bir noktadan sonra, onun için bir saplantıdır. Gerçek hayatın üzerindeki herhangi bir olgu, Kageri'nin takıntısını beslemek için yeterlidir. O an ne yapıyor olursa olsun, saplantısının peşinden koşacak ve duyduğu şeylerin kaynağını araştıracaktır.



Profil
Güç: 2
Çeviklik: 4
Kondisyon: 8
Potansiyel: 10
Varlık: 6
Zeka: 5



Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 1
[Çeviklik] Akrobasi: 1
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 1
[Potansiyel] Ninshuu: 1
[Varlık] Aldatma: 2 [Favori]
[Varlık] Empati: 1
[Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 1
[Zeka] İzcilik: 1



Ninjutsu
Shunshin
Hibashiri
Kaon no jutsu
Ryuuka no Jutsu
Housenka no Jutsu
Sanzengarasu: Hite no Tori
Kullanıcı avatarı
Kamiwaza Kageri
 
Mesajlar: 48
Kayıt: 09 Mar 2016, 18:00

Re: [Bachuru&Ishio&Kageri | Aktif Operasyon] Casus ve Sadaka

Mesajgönderen GM - Naruto tarih 23 Ağu 2016, 08:49

Bachuru; Hibashiri’nin son açık kalan kısmından kaçmak için hamleni yapıyorsun ve var gücünle bu noktaya koşuyorsun. Alevlerin seni sarmasına ramak kala kendini alevlerden kurtarsan da, sol kolunun dirsek altı kısmı ve sağ bacağın diz altı kısmı alevlere maruz kalıyor! Kıyafetlerinin bu noktaları hızla yanıp kül olurken, etinin de ufak bir miktar haşlandığını hissediyorsun. Bu yanık şimdilik hareket kabiliyetini etkileyecek nitelikte değil. Ancak vücudun soğuduğunda sana acı vermesi muhtemel.

Alevlerden kaçış anında attığın 2 sis bombası hem senin hem de Risa’nın görüşünü tamamen yok ederken, koluna saplanan kunailerden birini çıkarıyor ve cama fırlatıyorsun. Büyük bir gürültü eşliğinde kırılan cam senin için yeterli dikkat dağınıklığı yaratırken, sisin içinden mümkün mertebe çıkmaya çalışıyorsun. Ancak odadaki sis ve duman karışımı senin görüşünü de kısıtlarken, dumanların arasında fark ettiğin beyaz saçlıya kunailerini fırlatıyorsun. Ancak bu anda, Risa’nın görüntüsü seni esas şaşırtan şey oluyor, zira kunainden basitçe sağa yaptığı hareketle kurtulan ve karşında el mührü yapan kişinin bir erkek olduğunu sise rağmen net şekilde görüyorsun.

Ishio; İçinde kaldığın sis, bunshin oluşturmanı ve bunun fark edilmemesini sağlayacak nitelikte oluyor. Dolayısıyla bunshinin harekete geçiyor ve sisin içinden fırlarken, Shiro’nun da dikkatini çekmeyi başarıyor. Dikkat dağınıklığı yarattığın 1-2 saniyenin ardından ise Kasumi Juusha için gerekli el mühürlerini oluşturuyorsun. İllüzyon gölgelerin bir bir peydah olmaya başlarken, Shiro ilk olarak elin aldığı bir kunaiyi bunshinine fırlatarak bunu saf dışı bırakıyor. Gölgelerin tam anlamıyla oluşurken sen de kendini sisten dışarı atıyorsun. Shiro’nun kaplan mührü ile sabit durduğunu fark ettiğin anda, Shiro’nun genjutsudan kurtulmaya çalıştığını anlıyorsun. Ancak bir anda, olayın basit bir genjutsudan kurtulma faaliyeti olmadığını anlıyorsun… Zira illüzyon gölgelerin tamamen yok olmuşken, 5 metre kadar önünde gördüğün kişi artık Shiro olmuyor… Her ne kadar yüzü benziyor olsa da, bu kişinin bir kadın oluşu kafandaki düşünceleri ve saldırı planını alt üst ediyor!

Bachuru; Her ne kadar karşındaki kişinin Risa’ya benzediği aşikar olsa da, bir erkek olması elbette seni durdurmuyor. Her ne kadar üzerindeki şaşkınlığı atmak için planında birkaç saniye gecikme yaşansa da, hamleni düzgün bir şekilde yapmayı başarıyorsun. Shunshin ile adamın arkasına geçmen mümkün olmasa da, sol tarafına geçebiliyor ve sağ bacağınla düşündüğün gibi bir tekmeyi adamın omzuna atıyorsun! Hemen ardından ise adam sağ tarafına doğru omzu düşük bir pozisyona gelirken, sol ayağınla karın bölgesine tekmeni indiriyorsun! Adamın iki büklüm halini fırsat bilerek çantandan bir kunai çıkarıp kesme hamleni yaparken, adamın da kan kırmızı gözlerini sonuna kadar açarak sana baktığını fark ediyorsun. Adamın karın kısmının sağ tarafına kunain girerken, adamın “Fuuton; Houri no Jutsu!” diyerek sağ elini yumruk yaparak senin göğsünün sağ tarafına indiriyor! Birden adamın yumruğu ile kendini geriye doğru savrulmuş bir şekilde bulurken, nefesinin kesilmeye başladığını fark ediyorsun! Nefes alıp verirken ağzına bir kan tadı gelmeye başladığı anda da, işlerin senin için iyi gitmediğini fark ediyorsun. Sırtını vurduğun duvar senin geriye savrulmanı durdururken, ağzından bir miktar kan gelmesine de neden oluyor. Karşındaki adam, kunaiyi yavaşça saplandığı yerden çıkarırken, onun da ağzından bir parça kan geldiğini görebiliyorsun.

Sana son bir bakış atmasının ardından alevlerin arasından dışarıya çıkmak için hareketlendiğinde, yerinden kalkmak senin için bir hayli zor olacak gibi görünüyor. Öte yandan adamın Fuuton kullandığı göz önüne alınırsa, Risa’nın alevleri hala karargahı küle çevirmek için yanarken, adamın bir sonraki hamlesinin ne olacağını anlayabiliyorsun.

Ishio; Karşındaki kan kırmızı gözleri ile sana bakan kadın donuk ifadesini sürdürürken, senin de saldırın kesiliyor! Kadın “Shiro sana bahsetmiş olmalı… Ben Kurata Risa.” diyor ve hemen ardından “Dostun Kageri zindandaki patlamada, Bachuru ise karargahta çıkan yangının içinde öldü. Üzgünüm.” diyor donuk bir şekilde. Olan biten ve duydukların karşısında kendini toplamak için birkaç saniye buluyorsun. Bu süre içerisinde Risa’nın saldırmak gibi bir amaç gütmediğini fark edebiliyorsun. Ancak senin saldırman halinde karşılık vereceğinin de bilincindesin. Bu esnada Risa “Lütfen savaşmayı kes ve en azından dostlarının yasını tut. Sana zarar gelmeyeceği konusunda emin olabilirsin.” diyor.

Kapalı konu
Komplikasyonun gereği saldırmayı seçsen dahi, saldırının etkisi her zamankinden daha düşük olacaktır.


Kageri; Sana odaklanan gözlerin arasında kendini kurtarmak için cümlelerini sıralarken, burada toplanan kişilerin de şaşkın şaşkın bakınmaya başladıklarını görüyorsun. Planın bu noktada insanları şüpheye düşürmüş gibi görünse de, on kişilik ekipten biri “Böyle bir durumu Kurata kardeşler bizimle paylaşırdı!” diyor. Adamın bu tepkisinin ardından homurtular yükselmeye başlarken, sen de kendini bir saldırı için hazırlıyorsun. Ancak bu esnada karargahtan kırılan bir cam ve dışarıya çıkan dumanlar dikkat çekiyor. Karargahın içinden gelen ve giderek artan ısıyı da düşündüğünde, bunun sebebinin Bachuru olmadığını anlayabiliyorsun. Dolayısıyla içerideki durumun ne aşamada olduğunu bilmesen de, Bachuru’nun alevler tarafından yutulabileceği noktasında şüphelerin artmaya başlıyor. Etraftaki kişilerin bakışları tekrar sana dönerken, az önce kalabalığı şüpheye düşüren adam, elini kunai çantasına atmış bir şekilde “İçerideki kim ve Kurata kardeşlerin isimleri ne?” diye soruyor sana.

Şu aşamada herhangi bir saldırı yapmıyorsun, zira onca kişiyi tek bir saldırı ile etkisiz hale getirme konusunda tereddütlerin bulunuyor. Aynı zamanda her ne kadar kalabalık şüpheye düşmüş olsa da, bu onların sana doğrudan saldıracakları anlamına gelmiyor. Dolayısıyla, bir anda yapacağın saldırı, üzerindeki şüphelerin kesinleşmesine ve seni onlarca insanın içinde tek bırakmaya itmesi anlamına geliyor. Etrafında kaçabilecek bir yerin bulunmayışını da hesaba kattığında, doğaçlamayı bu sefer daha iyi yapman gerektiğini bir gerçek.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
Kullanıcı avatarı
GM - Naruto
Game Master
Game Master
 
Mesajlar: 2208
Kayıt: 09 Tem 2014, 22:21

[Bachuru&Ishio&Kageri | Aktif Operasyon] Casus ve Sadakat

Mesajgönderen Yumasaki Bachuru tarih 23 Ağu 2016, 18:47

İzleyin youtube.com

Umurunda değildi, düşmanının eski düşmanı olmayışı. Dumanın içinde Risa olduğunu düşündüğü kişinin daha karesel bir çenesi vardı, vücudu daha kaba duruyordu ancak saçları ve kızıl gözleri... aynıydı! Bu karşısındakinin, kızın daha önce bahsettiği ikizi olduğunu anlaması çok uzun sürmemişti. Kızın yapmış olduğu Henge, işini görmüştü; saniyelerin konuştuğu bir savaş durumunda, rakibini anlık bile olsa şaşırtmak işe yarardı. Öyle de olmuştu, en azından Bachuru'nun her nefes alışında gelen hırıltı ve boğazının çıkışında hissettiği kan kabarcıkları gence böyle söylüyordu.

Düşmanı, örümceği gazete rulosuyla duvara mıhlamıştı tek bir yumrukla. Bachuru, yumruğun sıradan bir yumruk olmadığının farkındaydı elbette; yine de tek bir hamleyle bu kadar kötü bir duruma düşmek onun için küçümseyici olmuştu. Ama, zihninde karşısındaki kızdan rakip olarak bahsetmiyordu; bu yüzden bu küçük düşme hissi onun için etkisini uzun süre göstermeyecekti. Karşısındaki düşmandı, ve düşmanla karşı karşıya isen öldürür veya ölürdün. Tabi, bir şansı daha vardı; var gücüyle pencereye doğru koşabilirdi. Bir gün daha yaşamak için uğraşabilirdi, Ishio ve Kageri'nin intikamını almak için bir gün daha hayatta kalmaya...

Ama Ishio'nun ölmesine izin verirse, hayatının geri kalanında bununla yaşamak zorunda kalacaktı; her ne kadar kısa olursa olsun. Hırıltılı nefesini verirken, ağzının kenarından akan kanı sildi duvardan aşağı süzüldüğü yerde dururken. Canı yanıyordu ve biraz daha durursa başına ne geleceğinin farkındaydı; az önce yanan yerleri, kunainin açtığı yara ve akciğerinin sağ kanadının içten saplamak için şu an bilediği keskin bıçağın acısı... Hepsi sırayla canını yakacak ve genci bayıltmazlarsa bile hareket kabiliyetini tamamen elinden alacaktı. Bayılmak daha iyi olur gibi gelmişti Bachuru'ya bir anlığına, yanarak öleceğini bilme korkusu vücudunu kaplarken rakibinin kan kırmızı gözlerine dikti kendisinin sarı ve çizgi gibi gözbebekleri olan gözlerini...

Yusubi no Jutsu.

Canı biraz daha yanacaktı. Ama bu korkudan ve aldığı darbeden yavaşlayan zihnini son bir kıvılcımla açmak için tek şansıydı. Kullandığı teknik bütün vücudunu şok ederken ayaklanmayı planlıyordu. İki gözündeki ifade, boştu; heyhat, örümceğin sekiz tane vardı, hepsi boştu. Çektiği acı dışında yüzündeki kasları fazla kasmadı, içten içe kabullenmişti ölümü. Ne kadar uzun ve kısa yaşarsa yaşasın, arkadaşını yüz üstü bıraktığı takdirde biraz önce korktuğu ateş onun için pişmanlığının yanında yeteri kadar canını yakamayacaktı. Pek tabi, Yusubi tekniğini kullandıktan sonra da ölebilirdi; düşmanının karnındaki kesikten çıkardığı kunai de Bachuru'nun sonu olabilirdi... Ama Ishio'nun sonu olmayacaktı.

Ishio'nun ona attığı ilk yumruğu hatırlayacaktı istemsizce, yüzüne gülümseme getiremeyecek kadar acı içinde olsa da; birinin kalbini kelimeleriyle yaktığı için onu cezalandıran insanı kurtarmaya çalışıyor olmanın verdiği bir rahatlık kaplayacaktı vücudunu. Ölümü kabullenmenin getirdiği rahatlık olduğunu reddedecekti belki bunun Bachuru, çünkü kendi hayatını vermek değildi amacı; arkadaşınınkini kurtarmaktı.

Ayaklanırken bel çantasından çıkardığı son kunaiyi, ayağa kalktığında sol eline verirken düşmanına ne yaptığını belli etmemek için hareket etmeye başlayacaktı çok vakit kaybetmeden. Sağ eline savaşın başında tıkıştırdığı misinanın ucunu alacaktı, tahmini en fazla yirmi santim kaybetmişti zaten. Risa'ya dümdüz koşarak hiç bir şey yapamayacağının farkındaydı, zaten yorulmadan koşmak için doğru düzgün nefes alması gerekliydi ve kızın üstüne direk koştuğunda bir önceki yakın temaslarında karşılaştığı sürprizle bir daha karşılaşabilirdi.

Gözlerinde hayatının geri kalanı canlanıyor gibiydi, bahar festivallerine giderken büyük annesi onu hep yüzünü boyamaya zorlardı. Kageri... Kageri'nin tanıştıktan sonraki ilk bahar festivalinde Bachuru'nun büyük annesini kendisine de boya yapması için zorlayışını hatırlayacaktı genç adam. Yüzünde dairesel hareketler yapan fırçanın ne kadar güzel hissettirdiğini anımsadı ardından. Shinshouki'ydi Tura'nın torununa öğrettiği dövüş stilinin adı, bütün hamleler o fırçanın hamleleri gibiydi; yüzeye direnmiyordu, fırçayı zorlamıyordu.

Koşamazdı, nefes alış verişini zorlayan hırıltıları da buna kanıt gibiydi. Ama orada olması lazımdı, Risa'yı tutması ve dışarı çıkıp kardeşine yardım etmesini engellemesi gerekiyordu. Sağ ayağının tabanını arkasındaki duvara dayamış ve ondan aldığı güçle hareketinin geri kalanını yer çekimine vermişti. Kendi etrafında dönmeye başlarken, sol ayağının üzerinde duran vücudunun ağırlığını yavaşça sağ ayağınınkine bırakacaktı. Sadece yere düşmesinin sağladığı momentumu, sağ ayağı yere değdiği anda sol bacağına aktarıp bunu tekrarlamaktı amacı. Bu sayede vücudu sadece küçük bir dirençle enerji harcarken, bütün hızlanma işini düşüşün emeğine bırakacaktı. Bachuru'nun sarhoş düşüşüne benzeyecek ilk bir kaç kendi etrafında dönüşü, yaralı birinin karşısındakine saldırmak için ulaşmaya çalışan zavallı bir uğraşı olmaktan pek de farklı görünmeyecekti. Bu yavaş hareketinin ortasında, misinanın birbirine dolanmış ucundan kurtulabileceğini umuyordu rakibine belli etmeden. Bunu yaptıktan sonra sol elindeki kunainin yuvarlak arka kısmına sokacaktı baş parmağını, bu sayede elindeki kunaiyi tutmasa da kaybetmeyecekti ve saldırısının devamında ihtiyacı olduğunda kullanabilecekti.

Vücudunun geneli, gittikçe yere paralelleşirken, ilk bir kaç dönüşten sonra hızlanacağını umuyordu genç adam. Kızla arasındaki mesafeyi bir hayli azaltacak hızlı taklaları gittikçe daha hızlanırken gencin bu dönme hareketiyle biriktireceği momentum da bir hayli artacaktı ve bu sayede eğer şanslıysa daha yükseğe atlamalar gerçekleştirebilecekti. Aralarındaki mesafeyi üç metre civarına kapattığında, vücudunun ön tarafı kıza dönükken misinayı ileri salıp Ayatsuito kullanmayı ve kızın yarasını kapatan kolunu ve eğer şanslıysa boştaki kolunu da vücudunun torsosuna mıhlamayı düşünüyordu misinayla.

Ardından, hala dönerek ilerleyen momentumunu koruduğu ve büyük ihtimalle havada olduğu için sol eliyle misinayı destekleyecek ve yere inerken dönüş hareketinin devam edişiyle kız karşılık vermeye fırsat bulamadan onu kendisine çekecekti. Bununla yeterli forsu uyguladığını hissettiğinde misinayı bırakıp, kendisine gelen ve ona gittiği Risa'ya bütün yol boyunca biriktirdiği momentumun boşaldığı bir tekme geçirmeyi ve kızı yere mıhlamayı düşünüyordu. Ardından zaman kaybetmeden boyun kısmına saldıracaktı sol elindeki kunaisiyle. Kendisi buradan çıkamayacaktı, kızın da çıkmadığına emin olacaktı.


out:
Goodnight sweet prince.
İsim: Yumasaki Bachuru
Yaş: 17
Cinsiyet: Erkek
Element: Raiton
Seviye: C
Rütbe: Chuunin
Ryo: 25.000
Prestij: Moumoku/3
Resim
Güç:6
Çeviklik:7
Kondisyon:6
Potansiyel:6
Varlık:2
Zeka:3

Resim
Motivasyon
Değişim. Açıkçası ana motivasyonu böyle bir şey yapmak istedim, on yedi yaşında bir "katil" olsa da bir çocuktur sonuçta Bachuru. Değişime, ileriye, kendinin veya yeteri kadar ilginçse başkalarının hayallerine bir bağlılık hisseder ve bu bağlılık bu hayallerinin gerçekleşmesine çalışmasına sebep olur. Kötü biri değildir, ancak yeteri kadar ilginçse sonuçlar bunun için kötü şeyler yapmaktan çekinmez. Zaten bir shinobi olma sebebi de köyün insanlarının Altın Çağ hayalleridir.

Yumasaki Klanı.Bachuru, klanıyla ilgili hikayelerle büyümüş ve bu hikayelerin gerçekliğine dair hiç bir kanıt görmese de hayal kurmayı ve bu hayalleri takip etmeyi bırakmamıştır. Büyük annesinin onu engellemeye çalışmasına, eski evlerinin yerini bir chuunin olmasına rağmen söylememesi onu büyük ölçüde engellemiş; şevkini kırmış olsa da Yumasaki'yi köye ve daha önemlisi büyük annesi dışında hiç bir şeye sahip olmayan kendisine geri kazandırmak hayattaki en büyük amaçlarından biri olmuştur.

Komplikasyon
Çakra noktalarının zarar görmesinden kaynaklanan çakra kontrolü sorunu.

Ninjutsu
Raiton; Kizetsu no Jutsu, C Rank
Kullanıcı kısa bir el mührü dizisinin ardından elinde chakra biriktirmeye başlar ve aşırı yakın bir mesafeden bunu kullanıcısına fırlatır. Elektrik akımı hızlıca kullanıcıdan hedefe atlar ve çarptığı uzvu anında kilitler ve kasar. Bu, hedefe hasar vermese de hareket kabiliyetini kısıtlar. Teknik maksimum 2 metre uzaklıkta efektiftir.
Raiton; Yusubi no Jutsu, D Rank
Kullanıcı Tora mührünü yapar ve kendi vücuduna elektrik verir. Bu teknik, kullanıcının uyuşan zihnini tekrar çalıştırmasına ve dikkatini toplamasına yardımcı olur, ancak kullanıcıya hasar verir. Teknik bazı düşük seviye Genjutsu tekniklerini kırabilir.
Ayatsuito, D Rank
Kullanıcı elinde bulunan misinaya chakra yükleyerek, onu istediği gibi hareket ettirme yetisi kazanır. Aniden onunla rakipleri yakalayabilir ve bağlayabilir veya daha kompleks hamleler uygulayabilir. Misina sadece 10 saniyeliğine kontrol edilebilir ve kullanıcıdan 10 metre uzaklaşabilir.
Shunshin, D Rank
Kullanıcı bir elinin işaret ve orta parmağını dışarı açar ve vücudundaki chakraya odaklanır. Ardından, kullanıcı aşırı hızla hareket etme kabiliyetini kazanır. Genelde kullanıcıya bakan kişiler onun birden yokolduğunu görür, ancak teknik sadece aşırı hızdan oluşmaktadır. Kullanıcı çevresel etmenleri kullanarak hareketini gizler ve birden yerinde varolduğu izlenimini verir. Kullanıcı teknik ile chakrası yettiği sürece istediği mesafeyi katetebilir, ancak teknik süresince başka teknikleri kullanamaz ve saldırı yapamaz, bütün odağı tekniği açık tutmak üzerine olmalıdır. Teknik havada hareket etmek için kullanılamaz. Teknik kullanılarak rakibe hızlıca yaklaşılabilir ve uzaklaşılabilir, ancak avantajlı bir pozisyona geçmek aşırı derecede zordur, zira bir çok kişi Shunshin ile yapılan hareketi görebilir ve farkedebilir.

Taijutsu
Shinshouki, C Rank
Bunshoku, C Rank
Beceri Listesi
-
Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Sansetsukon (Kötü Kalite)
3 Kunai
5 Shuriken
5mt. Sentetik Misina
1 Patlayıcı Parşömen
2 Sis bombası
Kullanıcı avatarı
Yumasaki Bachuru
 
Mesajlar: 85
Kayıt: 12 Haz 2016, 10:23

Re: [Bachuru&Ishio&Kageri | Aktif Operasyon] Casus ve Sadaka

Mesajgönderen Kai Ishio tarih 25 Ağu 2016, 04:22

Önce basit kopyası ardındansa kendi vücudu. Kara dumanların arasından çıktığında aldığı temiz hava hareketlerine biraz daha serilik kattı. Gördüğü manzara ise gerçekten tanrının ona gülümsediğini gösteriyordu. Oluşan klonlarıyla uğraşan Shiro... Genjutsudan kurtulmak için çoktan odaklanmasına rağmen Ishio, ihtiyacı olan tüm zamanı kazanmıştı. Kafasına birkaç şey fırlatarak kurtulmasını engelleyebilirdi bile. Bununla uğraşmadan sonunda yaklaşabilcek olmanın verdiği sinsi mutlulukta atıldı Shiro'ya. Yakın dövüşte ona mühür yapmasına izin vermeyecek serilikte olduğunu biliyordu. Kontrolü tamamen eline alması demekti bu.

Adımları sırasında şahit oldukları ise, hatadan ziyade tahmin edilebilir şeylerin de ötesindeydi. Shiro'nun bir nevi yok olduğunu gördü. Vücudu kendini katı bir şekilde kilitlerken ne yaptığına dair en ufak bir fikri yoktu. Önce adımları yavaşladı, mesafeyi kapatmadan durdu. Sonrasında ise, dışarıdan görse sapıklıkla suçlayacağı bakışları yeni rakibinin üzerinde gezdirdi. Beyaz saçlar, kızıl gözler.. Aynı sinir bozucu havayı alıyordu Ishio. Kendi karakterine rağmen, o bakışlara maruz kaldıkça içinde doğan boğazlama dürtüsünü engelleyemiyordu. Görünüş değildi bunun tek sebebi. Onlar tarafından tuzağa çekilmeyi 'henüz' sindirebilmişken şimdi yaşadığı olay miğdesine oturmuştu. Shiro'ya çok yaklaşmıştı. Yakasına yapışma aşamasına geldiğinde onu haklayabileceğine dair şüphesi de kalmamıştı üstelik. Şimdiyse, az önce gülen tanrının sinsi sırıtmasına şahitlik ediyordu. Karşısında bir kadın vardı.

Ishio bu yönünü pek fazla insana açmamıştı. Ve bunu kasti olarak yapıyordu. Bir kadına saldıramazdı Ishio. Bunu gönüllü olarak yapamazdı. Karşısındaki kadın boğazına bir kunai savursa bile... Ancak üçüncü kez düşündükten sonra yapabilirdi savunmasını. Yumuşaklık yahut kadınları küçümseme gibi birşey değildi bu. Ishio, yan odada annesinin hıçkırarak ağladığını dinleyerek büyümüştü. Annesinin nefes almadan çalışması sayesinde hayatta kalmış, onun yaşadığı her haltı uzaktan seyretmek, yeri geldiğinde dinlemek zorunda kalmıştı. Bir kadının ne kadar hassas olabileceğini biliyordu. Bir kadının, gerektiğinde kendisinin de dahil olduğu erkeklerden kat be kat güçlü olabileceğini biliyordu. Saygı, zayıflık. Ne denirse artık. Nefes aldığı her an bu yönünün geliştiğini, dönülemeyecek noktalara ilerlediğinin farkındaydı. Hatta o sınırı çoktan geçtiğini söyleyebilirdi. Şaşkınlıktan durmamıştı, karşısında bir kadın olduğu için kilitlenmişti. Daha net bir kanıt olamazdı.

Kadınlara saldıramayan, tek gözü kör Ishio. Muhtemelen altın jenerasyonun en özürlü shinobisiydi.

Zaten yıkılmış olan duvarları kızın donuk ses tonuyla un ufak oldu. Bachuru ve Kageri'nin ölüm ilanı. Sağ elinin seğiren kaslarıyla birlikte avucu açılıp kapandı. Tek gözüne olabilecek en sinirli bakışı hükmetti. Ne kadar güvenebilirdi bu kadına ? Tüm bu komplonun başında bu ikizin olduğunu tahmin edebiliyordu. Güvenmek için bir sebebi yoktu. Shiro'nun tehditlerine göz yumduğu gibi, Risa'nın sözlerini de es geçebilirdi. Geçecekti de. Dostlarının ölümünü kabullenmeyecekti. Gerekirse ölü bedenlerini gördüğünde bile reddedecekti bunu.

Ancak dürtülerine engel olamadı Ishio. Söylenenlerin gerçek olma ihtimalini en azından birkaç saniyeliğine düşündü. Kageri'yi kendi elleriyle tıkmıştı zindana. Kasıt yoktu fakat öldüyse bunda Ishio'nun da payı vardı. Keza Bachuru için de aynı durum... Shiro doğruyu söylediyse, onların saldırıya uğramasından Ishio sorumluydu. Kumar oynadığının farkındaydı. Birkaç dakika öncesine dönse bu kumarı tekrar oynayacağını da biliyordu. Sadece bu kadar kötü haberler beklemiyordu. Ele geçirilebilirlerdi, koz olarak kullanılabilirlerdi ancak ölmeleri saçmaydı. Kurata kardeşlerin onları öldürmesine rağmen Ishio'yu sağ bırakma çabaları saçmaydı. Kendini zorlarsa, iyimser bir tavşan olabilirse o birkaç saniyelik düşünceyi de gömebilirdi.

Doğru olsa bile kabullenmeyecekti. Özürlü olmasına rağmen, savaş esnasında dikkatini dağıtan şeyleri gözardı edebilecek kadar tecrübeliydi.

" Neden ? " Dik duruşu ve sinirli bakışlarına sert bir ses tonu eklemeye çalıştı. " Az önce kaçan kardeşin de.. Sen de.. Aynı teklifi yapıyorsunuz. Yas tutarsam, Kagami'yi teslim edersem bana zarar gelmeyeceğini söylüyorsunuz. Dostlarımı öldürebiliyorsanız, beni sağ bırakma sebebiniz ne ? Peşinize düşmeyeceğimi düşündüren ne ? " Shiro'nun kaçıp kaçmadığını bilmiyordu. Böyle düşünmek hoşuna gitmişti sadece. Ve kendisini açığa çıkarmak istemiyordu. Kurata kardeşlerin zayıflığını bildiğine ihtimal vermiyordu. Belli etmeyecekti. " Amacınız ne ? " Belki de en başta sorması gereken soru buydu. En başından beri konuşmaktan vazgeçmemeliydi Ishio. Şayet dövüşerek eline birşey geçmemişti.

Gözlerini restorana doğru dikti. Risa'nın saldırı modunda olmadığını biliyordu. Muhtemelen Ishio aksi bir hareket yapmadıkça bu durum bozulmayacaktı. Kagami'yi aradı. Bu mesafeden ne görebilirse, Kagami'nin içerideki savaşını kısa bakışlarla gözleyecekti. İkizlerin söyledikleri doğru yada yanlış, Kagami şu an için Ishio'nun tek şansıydı. Ve o canavarın içerideki silah tutan boş insanlara boyun eğmeyeceğini umuyordu.
Künye
İsim: Kai Ishio.
Yaş: 19
Cinsiyet: Erkek.
Element: Raiton.
Seviye: C- Rank.
Rütbe: Chuunin
Ryo: 85.000
Prestij: Tanjou/1
GP: 1

Motivasyon
Altın Çocuk: Altın jenerasyonun Altın Çocuğu ! Biraz iddialı geliyor kulağa fakat kişiliğini oluşturan noktaları düşününce ister istemez bu sonuca varılıyor. Babasının ihanetle bıraktığı lekeyi temizlemek, annesine olan borcunu ödemek, çekirdek ailesini reddeden sülalesine yaptığı hatayı kanıtlamak, Nikkougakure'ye duyduğu bağlılık.. Tüm bunlar Ishio'yu her zaman en iyi olmak konusunda iteleyen şeyler.

Baba: Ishio'nun babası Kyogi Riku şüphesiz ki hoş karşılanan biri değil. Savaşta Daimyo'nun tarafını seçmesiyle başlayabiliriz. Savaştan sağ çıkıp seneler sonra Ishio'nun annesi Kai Tsumu'ya tecavüz etmesi, Tsumu'nun kocasını ve bebeğini öldürmesi onu bir suçlu konumuna getiriyor. Ishio'nun önceliği bu konu olmasa bile biyolojik babasını adalete teslim etmek yahut adaleti ona götürme konusunda istekli. Ishio, Riku'nun işlediği cinayetler sonrasında hayatını bir kaçak olarak sürdürdüğünü biliyor. Süregelen eğitimleri ve köy çalışmaları nedeniyle henüz bu konuda araştırma yapabilmiş değil.

Komplikasyon
Tek Göz: Ishio babasından geldiğini düşündüğü yeşil renkte olan gözünü bir göz bandıyla kapamakta. Ve bu konudaki takıntısı, bu bandı vücuduna dikişletecek seviyede. Sağ gözü tamamen kullanım dışı diyebiliriz. Şayet dikişleri duruma göre sökme gibi bir seçeneği bulunmamakta. Ancak eli yatkın biri tarafından, uygun ve steril bir ortamda çıkarılabilir göz bandı. Ishio bunu yapmaktansa ölmeyi tercih edeceği için pekte olası bir durum değil. Göz bandı yaklaşık 4 senedir dikişli ve hiç çıkarılmamış durumda.

Kadınlar: Tüm hayatı annesi, onunla konuşmayan ablası ve bir sınıf dolusu kadın arasında geçmiş Ishio'nun karşı cinsine duyduğu bir hassasiyet bulunmakta. Biyolojik babasının annesine yaptıklarını öğrenmesi bu konudaki en büyük dayanak denebilir. Ishio kadınlara karşı fazlasıyla yumuşaktır. Gündelik hayatında kadınları absürd durumlar dışında kıramaz, sinirini yansıtamaz, nazikliğini bırakamaz vesaire. En kanlı savaş anlarında ise Ishio dişi rakiplerine karşı daha yumuşak olacaktır. Fazla yumuşak.

Özellikler
-

Profil
Güç: 2
Çeviklik: 6
Kondisyon: 5
Potansiyel: 4
Varlık: 6
Zeka: 7

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 1
[Çeviklik] Akrobasi: 1
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 1
[Potansiyel] Ninshuu: 1
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 1
[Varlık] Sosyalleşme: 2 ****
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 1 ****
[Zeka] İzcilik: 1


Karakter Gelişim Başlığı
Ninjutsu
Otonaku Ashi Jutsu, D Rank
Kullanıcı kısa bir el mührü dizisinin ardından, ayaklarının çıkardığı tüm sesi keser. Böylece, kullanıcının ayak sesleri yokolmuş olur. Bu, gizlice bir yerlere sızmada kullanıcıya yardım eder ve rakiplerine farkedilmeden yaklaşabilmelerini sağlar. Teknik açık kaldığı sürece chakra yer.

Girigiri, D Rank
Kullanıcı aniden parmaklarının ucundan ufak elektrik patlamaları oluşturabilir. Bu patlamalar aşırı derecede parlaktır, yakın mesafeden kişilerin aklını karıştırabilir ve gözlerini korumaya zorlayabilir. Teknik aşırı hızlıdır ve el mühürlerine gereksinim duymaz. Bu patlamalar rakiplerle temasa geçerse hafifçe çarpar ancak hasar vermez.


Taijutsu
Shinshouki Stili, D Rank
Akrobatik ve hareketli bir stil olan Shinhouki'nin asıl amacı en az eforla en çok hasarı vermektir. Stilin hamleleri diğerlerine göre sadece uzvu savurmakla bitmez, ardından gelen momentumu da kullanmayı amaçlar. Yani, diğer stiller nasıl yumruk atılacağını öğretirken Shinshouki bu atılan yumruk ile kullanılan momentumu daha iyi nasıl kanalize edilebilineceği üzerine odaklanır. Bu yüzden, hamleler genelde çemberseldir ve her biri bir diğer hamlenin önünü açar. Zıplamalar, takla atmalar ve çelme taklamalar stile destek olur. Kullanıcının gövdesini merkez olarak belirleyip çembersel bir şekil izleyen hamlelerde kullanıcı harcanan momentumun büyük bir kısmını bir sonraki darbesine aktarır ve böylece uzun dövüşlerde yorulma riskini minimuma indirir. Stilde ilerleyen kullanıcılar akrobatik ve hareketli hamlelerin avantajını ortaya çıkarır. Stilde gittikçe ustalaşan kullanıcıların hamleleri öngörülemeyen bir düzeye ulaşır.


Genjutsu
Ryuhoubo Disiplini, D Rank
Kuroshiki, D Rank
Kullanıcı kısa bir el mührü dizisinin ardından tekniği aktif eder ve bir hedef seçer. Eğer bu hedef, kullanıcıya 15 metre veya daha yakındaysa, tekniğin etkisi altına girer. Tekniğin etkisi altında kalan hedeflerin herhangi bir duyusunu kullanıcı isteği doğrultusunda bozabilir. Gözler bulanık görmeye başlar, eller uyuşur, tad alınamaz, duyma mesafesi kısalır veya koku alamaz hale gelir. Duyurlar tamamen kapatılmaz, sadece bozulur. Yani hedef tamamen kör edilemez/sağır yapılamaz. Bu etkilerden aynı anda sadece 1 tanesi aktif edilebilir, ancak teknik bozulmadan bu etkiler arasında geçiş yapmak mümkündür. Maksimum 1 hedef bu tekniğin altında olabilir. Teknik açık kaldığı sürece chakra yer.

Kanryousou, C Rank
Kullanıcı kısa bir el mührü dizisinin ardından tekniği aktif eder. Kullanıcının yumruklarına veya silah darbelerine maruz kalan kişiler tekniğin etkisi altına girerler. Tekniğin altında kalan kişiler, aldıkları her bir başarılı saldırının vücutlarında çatlaklar oluşturduğunu görür. Bu çatlaklar hedefe, vücudunun sanki çok kırılgan bir katı maddeden oluşmuş gibi bir his verir. Her bir saldırının ardından hedefin vücudunun bazı yerleri parçalanıp dökülmeye meyilli hale gelir. Hedef kırılıp dökülen uzuvlarını kullanamaz hale gelir. Eğer hedefin başı veya vücudunun tamamı parçalanırsa bayılma tehlikesi geçirir. İradesi yüzünden zihnini korumayı başarabilenler için teknik o an bozulur. Teknik açık kaldığı sürece chakra yer.

Raigen, C Rank
Kullanıcı kısa bir el mührü dizisinin ardından iki elini önünde birbirine çarptırır. Bu el çarpma sırasında, kullanıcının vücudunun herhangi bir yerini görenler, tekniğin etkisi altında kalır. Tekniğin etkisi altında kalanlar, kullanıcının vücudunun aşırı güçlü bir ışık kaynağına dönüştüğünü görür. Bu ışık ile beraber hedefler geçici bir yarı körlük altında kalır. Bir süre boyunca görme yetileri hatırı sayılır bir şekilde bozulur. Teknik uygulanırken, eğer bir kişi aşırı yakındaysa, o kişi geçici bir süreliğine tamamen kör olabilir. Tekniğin efektif süresi 2 ilâ 10 dakika arasında, kullanıcının disiplin ve seviyesine göre değişir.

Kasumi Juusha, C Rank
Kullanıcı, normal bir el mührü dizisi uygular. Ardından, o anda kullanıcının 25 metre yakınında olan herkes tekniğin etkisine kapılır, kullanıcının görülür olmasına gerek yoktur. Tekniğin etkisi altında kalan kişiler, yerden katrandan oluşan, simsiyah, kabaca kullanıcının silüetine benzeyen varlıklar çıktığını görür. Bu illüzyonlar tekniğin etkisi altında kalan her bir kişi için 3 tanedir ve her bir 3 tanesi 1 kişiye saldırır. Bu varlıklar, saldırıları basit kunaiye benzer objeler ile yaparlar. İllüzyonların verdiği hasarlar minimal ve zihinseldir, rakiplerin aklını karıştırmak için kullanılır. İllüzyonlar hasar aldıklarında katrana dönüşüp yere yığılırlar ancak tekrar bir tanesi başka bir yerden yükselip hedefe saldırmaya devam eder, böylece sonsuz bir güruhmuş hissi yaratılır. Tekniğin efektif süresi 5 ilâ 10 dakika arasında, kullanıcının seviyesi ve disiplinlerine göre değişir.

Rishuu, C Rank
Kullanıcı kısa bir el mührü dizisinin ardından, onu o anda görebilen herkesi tekniğin etkisi altına alır. Tekniğin etkisi altında olan kişiler, kullanıcının havada 5 tane 1 metre boyunda metalden kazıklar oluşturduğunu görür. Kullanıcı bu kazıkları tekniğin etkisi altında olan herhangi birisine yollayabilir. Mükemmel bir isabet oranına sahip olan bu kazıklar, hedeflerini ıskalasa bile yeni bir tanesi oluşup tekrar hedefine saldırır. Kullanıcı kazıkları el hareketleri ile havada kontrol eder, eğer bu hareketleri yapmaz ise teknik bozulur. Hedeflere isabet eden kazıklar şiddetli bir zihinsel acı yaratır. Hedefe saplandıktan 5 saniye sonra açtıkları yara ile beraber yokolurlar. Her bir kazık, bir öncekinin oluşturduğu zihinsel acıyı daha ileriye taşır ve hedefi aşırı derece yorar. Yeterince yorulan hedef bayılma tehlikesi geçirir. Teknik açık kaldığı sürece chakra yer.

Teishi no Jutsu, C Rank
Kullanıcı Hebi mührünü yapar ve tekniği aktifleştirir. Tekniğin aktivasyonunun ardından, kullanıcı ile sosyal etkileşime giren herkes tekniğin etkisine kapılır. Teknik, etkisi altındaki kişilerin zihnine gizlice saldırır ve yüzey düşünceleri etkiler. Hedeflerin o an için kullanıcı hakkındaki düşüncelerini olumlu yöne çeker ve kötü düşünceleri engeller. Kullanıcının söyledikleri, çevresindekiler için inandırıcı hale gelir. Kullanıcı, hedeflere karşı bariz bir negatif tutum sergilemediği sürece hedefler kullanıcının sözlerini daha çok önemsemeye başlar. Teknik bozulmadığı sürece aktif kalır ve chakra yer.


Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Kötü Kalite Katana
Kagami'nin Alınbandı
Kullanıcı avatarı
Kai Ishio
 
Mesajlar: 91
Kayıt: 10 Haz 2016, 12:48

Re: [Bachuru&Ishio&Kageri | Aktif Operasyon] Casus ve Sadaka

Mesajgönderen Kamiwaza Kageri tarih 25 Ağu 2016, 05:16

Ne öldüm. Ne de öldürdüm... İyiye işaret. Yaşıyorum. Bu, kalbimin çarpıyor olmasından da; tenimin güneş kadar sıcak olmasından da daha büyük bir kanıt. Hala bir şansım olabilir. Talih, cilveli bir kadından başka neydi ki sanki? Gönlünü, bir kere daha, kandıramaz mıydım? Son bir kere daha... Ardından, son bir kere daha!.. Ta ki, hatunum beni sonsuza kadar terk edene kadar. Hayat bu. Hangimiz, yeterince cilveli bir hatunu, sonsuza kadar elimizde tutabiliyoruz ki? Bu konuda rahatım, hiçbir konuda olmadığım ve belki de olamayacağım kadar. Ölümle dostum, en eskisinden... Bu otuz kişinin arasında, son savunmamı yapacak olsam bile benim için problem olmazdı. Hala yaşıyorum. Ki, bu iyi bir işaret. Fakat... Sadece ufak bir an için.

Ve diğer anda ise, yavaşça ölüyordum. Karargahın içindeki enerjiyi hissetmek için, ne dumanı gören gözlere; ne de sıcaklığı hisseden bir cilde ihtiyacım vardı. Hayır! Bachuru'nun başının belada olduğunu hissetmek için, hiçbir şeye ihtiyacım yoktu. Sadece biliyordum. Oralarda bir yerlerde, kendi hayatını riske atıyordu. Bizim için. Köyü için. Kim bilir... Belki de kendisi için. Ya başına bir şey gelseydi? Tek söyleyebileceğim şey... Sınırlar. Evet, sınırlar. Genelde hepsini aşmayı, en önemli vazife bilmiştim. Yegane şey... Her türlü toplum kuralı, görgü ve ahlak, namus ve şeref... Değersiz ve aşağı. Öyle görmüştüm. Belki bir gün, uğuruna hayatımı sayısız tehlikeye soktuğum köy, bana yabancılaşacaktı. Köy için elimi kana buladığım günler, yerini, köyün elime bulaşan kanını çıkarmak için debelendiğim günlere bırakacaktı. Fakat... Asla ama asla, zor bir zamanda, arkadaşımı terk edecek kadar düşmeyecektim. Düşemezdim. Bu... Tamamen aşılmaması gereken bir sınırdı. Ve eğer bir gün bunu aşacaksam bile, bir gün asla geri dönemeyeceğim kadar ilerleyeceksem bile... O gün, bugün olmamalıydı.

Bachuru'yu kurtarmaya çalışırken öldüm diyelim, o da olumlu.

Bir düzine göz. Beni kesiyor ve açığımı arıyorlardı. Ufacık, mini mini bir açık... Beni ezmelerine yeterdi. Tamam, benimde taşaklarım var. Belki içinden bir destesini de kendimle birlikte, karanlıklar lordunun evine götürebilirim. Peki peki... Mütevaziliği bırakalım. Yarısını, evet yarısını, pekala benimle birlikte götürürüm! Ama ya geri kalan? Ya Bachuru? Ya Ishio? Hatta Kagami... Pekala, sonuncusu benim yardımıma muhtaç değil. Ama desteğe ihtiyaçları var. Şuanda olmasa da, ileride... Orada olmalıyım. Ama, nasıl?.. Otuz farklı göz. Otuz farklı zihin. Hepsi, tek bir amaç için yoğunlaştı: beni, çıktığım deliğe geri sokmak.

Bilmeceler. Asla tam olarak geçmeyen bir kaşıntı gibi, değil mi? Pekala. Madem bilmeceleri çok seviyorsunuz, size bir tane buldum! İçerideki kim ve Kurata kardeşlerin isimleri ne? Hmm... Sırada bilmecelere benzemiyor, değil mi? Pazardan aldım bir tane, eve geldim bin tane... Yok yok, hiç benzemiyor. Sonuçta, bunu bilemezsek, ölmeyeceğiz. Sadece aptal aptal sırıtıp, haa demekle yetineceğiz. Ama ilkini bilemezsen, bilemezsem... Eh. En azından Kurata Risa'yı biliyorum. Peki ya diğer Kurata... Kimin umurunda ki! Bilmiyorum. Ve eğer Kurataların en güvendiği adam bensem, bir avuç salağa kendimi açıklayacak değilim.

Evet, karakterine bürün Kageri. Buna ihtiyacın olacak!

Tüm grubu sakince süzdükten sonra, bakışlarımı, beni sorgulama cüreti gösteren adam üzerine kilitledim. Yeterince vaktim olmuştu. Olmadıysa bile, başka bir şansım daha olmayacaktı. Elimden gelen tek şey bu. Dahası değil ve ne kadar beklersem bekleyeyim, olmayacaktı. Derin bir nefes alacak ve harekete geçecektim. Tüm grubu etkisi altına alan, tok ve otoriter bir havada tabii...

"Hayır. Eğer ikizler aranızda bir 'hain' olduğundan şüphelenseydi... Hiçbirinize haber vermezdi!" Alaycı olduğum kadar, suçlayıcı bir beyefendiydim de... Bir avuç vatan hainini, birbirine düşürmek, ancak bu kadar mantıklı olabilirdi. Halihazırda binbir suça bulaşmış bir ekip, ne şekilde olursa olsun, birbirine tamamen güvenebilir miydi? Ishio, Bachuru ve bendeniz gibi olabilirler miydi? Bunun üzerine odaklanacaktım. Fakat... Kagami gibi olmamaya özen gösteriyordum. Kagami, tüm bu adamlara, üstünlük taslamıştı. Gücü altında, tüm bu adamların kafasını ezmeye çalışmıştı ve en sonunda, köleler efendi olmaya karar vermişti. Kurata ikizlerinin yaptığı bu olmalıydı... Bir avuç önemsiz adama, önemliymiş gibi davranmışlardı. Tüm planlarını onlarla paylaşmış ve onları ikna etmişti. Onları, önemli hissettirmişti. Bende öyle hissettirmeyi planlıyordum.

"Ben, sigortayım. Eğer işler ters gitmeseydi, ortaya çıkmam gerekmeyecekti. Fakat Nikkougakure'den gelen ekip ile Kagami, tam olarak birbirine düşmedi! Ne kadar çabalarsam çabalayayım..."

Doğru! Tam olarak da böyle yapmıştım. Kagami'ye, bulabildiğim her şey ile saldırmıştım! Tüm shinobilerin gözü önünde... Kagami'de karşılık vermiş, hatta beni zindana kapattırmıştı. Dışarıdan gören bir göz, bu hakikatı, sahtesinden ayırabilir miydi? Ayıramayacağına bahsimi oynamıştım. Canıma karşılık, özgürlüğüm... Eh. İnsan canı, daha değerli bir şey sanırız hep... Değil mi?

"Burada birbirimize düşebilir ve hepimiz, ötekisini suçlayabiliriz! Bunu mu istiyorsunuz?" Hafifçe duraladım. Gerçekten de, şu noktada, hiçbir zavallıdan korkum yoktu. Pek çok masumun hayatı elimdeyken... Otuz kişiyi yenemezdim, ama deneyebilirdim ve denerken ölürdüm. Öteki türlü değil. "Yada, bana müsade edersiniz ve her şeyi yoluna sokarım." Adamlara son bir kere daha baktım. Tek tek... Belki, ufak bir an... Planın işe yaramamasını diledim! Savaşmayı ve hepsini, teker teker öldürmeyi istedim. Yeterince yalvardım. Önümdeki her bir adamın hayatı için, yeterince yalvardım. Artık yeter.

"Eğer bana izin verecekseniz, Kurata Risa'yı ve öldürmek üzere olduğu Nikkougakure'li Bachuru'yu görmem gerekiyor. Eğer sorduğun soru buysa..."
Resim
Künye
İsim: Kamiwaza Kageri
Yaş: 19
Cinsiyet: Erkek
Element: Katon
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Ryo: 85.000
Fraksiyon: Taiyou
Prestij: Moumoku/3



Motivasyon
Doğaüstü: Fantastik canavarlar, doğaüstü varlıklar, imkansız olaylar, tuhaf söylentiler, masalsı güçler... Ve daha niceleri! Kageri, her türlü fantastik-mitolojik olaya/ögeye saplantı boyutunda bir tutku duymaktadır. Bu, Kageri'nin içinde -muhtemelen- asla sönmeyecek bir alev gibidir. Kendisi tek bir fantastik olayı görmeyi, elde etmeyi yeterli bulmaz. O, nefes aldığı süre boyunca bulunabilecek yeni bir doğaüstü olayın olduğunu ve olabileceğine inanır. Uzun lafın kısası... Doğaüstü olaylar, Kageri'yi yataktan kaldıran ve güne hazırlayan yegane motivasyonudur. Uzun ve yorucu yolculuğuna, çıkış nedeni ve hedefidir.

Komplikasyon
Takıntı: Mucizeler, efsanevi güçler, olmaması gereken yaratıklar, kutsal varlıklar, mitolojik kahramanlar... Kageri'yi harekete geçiren tüm bu ögeler, aynı zamanda, onun en büyük lanetidir de! Doğaüstü olaylara, hikayelere duyduğu aşk; bir noktadan sonra, onun için bir saplantıdır. Gerçek hayatın üzerindeki herhangi bir olgu, Kageri'nin takıntısını beslemek için yeterlidir. O an ne yapıyor olursa olsun, saplantısının peşinden koşacak ve duyduğu şeylerin kaynağını araştıracaktır.



Profil
Güç: 2
Çeviklik: 4
Kondisyon: 8
Potansiyel: 10
Varlık: 6
Zeka: 5



Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 1
[Çeviklik] Akrobasi: 1
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 1
[Potansiyel] Ninshuu: 1
[Varlık] Aldatma: 2 [Favori]
[Varlık] Empati: 1
[Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 1
[Zeka] İzcilik: 1



Ninjutsu
Shunshin
Hibashiri
Kaon no jutsu
Ryuuka no Jutsu
Housenka no Jutsu
Sanzengarasu: Hite no Tori
Kullanıcı avatarı
Kamiwaza Kageri
 
Mesajlar: 48
Kayıt: 09 Mar 2016, 18:00

Re: [Bachuru&Ishio&Kageri | Aktif Operasyon] Casus ve Sadaka

Mesajgönderen GM - Naruto tarih 25 Ağu 2016, 10:28

Bachuru; Aklından geçen şekilde ayağa kalkıp ilerlemeye başlıyorsun. Son saldırın için gerekli olan tüm hazırlıkları tamamlamanın ardından erkek bedeninde gördüğün Risa’ya yaklaşmaya başlıyorsun. Alevler giderek daha büyürken, alevlerin içinden geçmen mümkün olmadığı için dairesel bir ilerleme yapıyorsun. Yolu hemen hemen yarıladığında ise, alevlerin bir rüzgar dalgasıyla daha da güçlendiğini fark ediyorsun! Risa’nın tekniğini uygulamış olduğunu anlasan da, yapabileceğin çok bir şey kalmıyor. Kaçmak yerine saldırmayı seçmiş olman, bir miktar aleve maruz kalmana neden oluyor. Vücudunun özellikle sağ tarafı, alevlerden gelen harlamaya direnmeye çalışırken, misinanın kondisyonu da senin için önemli bir hale geliyor. Giderek artan alevler kıyafetlerinden tenine geçerken, sen de soluk soluğa kalmış olan erkek bedenindeki Risa’yı görebiliyorsun. Kapıdan çıkmak adına birkaç adım atmakta olan Risa’ya tekmeni indirebilmek adına, mümkün mertebe hızlanmaya çalışıyor, ancak ciğerlerinin oksijensiz kalışı, vücudunu adeta kilitlemeye başlıyor. Saçlarının yanmaya başlaması ile her şeyin noktalandığını düşündüğün anda, misinanın da erimeye başladığını fark ediyorsun. Tüm planın avuçlarının içinde yok olurken, kapıyı yavaşça aralamaya başladığını görüyorsun Risa’nın…

Son gücünü bir kısım alevlerin içinden atlayarak ilerlemek olduğunu fark ettiğin anda, son bir güç ile ileriye atıyorsun kendini. Teninin giderek erimeye başlaması, sanki yüzüne sürdüğü boyların terle akıp gitmesini andırırken, elindeki kunaiyi savuruyorsun. Kunainin bir et parçasına saplanışı ve ardından dengesiz düşüşü yaşayışın son anımsadığında kareler oluyor. Sen kızarmış bir et parçasına dönüşürken, tek temennin Risa’yı da yanında götürmüş olabilmek oluyor.

Ishio; Risa’nın cümleleri sonrasında, sen de saldırmayı bir kenara koyuyor ve iletişim üzerinden mücadeleni sürdürmeye koyuluyorsun. Bakışların kadar sert ses tonunla savurduğun cümleler, Risa’nın soğuk, duvar gibi suratına çarpıp buza dönerken, Risa küçük bir nefes veriyor ve ardından “Dostlarını öldürmek bizim tercihimiz değildi. Sana bir teklif sunduk ve sen de bu teklifi reddettin. Yani tercihi yapan daha ilk başından beri sendin.” diyor. Risa’nın cümlelerindeki donukluk, kendinden taviz vermeden devam ederken “Amacımız en başından beri Umigawa’yı kontrol altına almak. Bunun için önümüzdeki ilk engel Kagami’ydi. Daha sonra da sizler ortaya çıktınız.” diyor. Aslında bildiğin şeyleri sana farklı cümlelerle anlatan Risa, senin kızgınlıktan başka ifadenin olmadığı suratına baktığında, daha fazla şey söylemesi gerektiğini anlamış olacak ki “İkizim ve ben Kirigakureli shinobileriz. Köyümüz, ana karayla hiçbir bağı olmayan bir noktada. Dolayısıyla ana karadaki gelişmelere seyirci kalmak yerine, müdahil olmak istiyoruz. Bu noktada, köyümüze benzer en makul yerleşke Umigawa… Ancak sizden bunu rica ederek almamız mümkün değil. Dolayısıyla Kagami engeli ortadan kalkarsa, en büyük direnciniz kırılmış olacak. Seni bırakmamızın sebebi de, tek amacımızın Umigawa olduğu… Burada yaşayan hiç kimse ve ülkeniz zarar görmeyecek. Aksine arkanızda Kirigakure gibi bir stratejik ortak bulunacak.” diyerek esas durumu açıklıyor. Ancak hala yerine oturmayan taşlar sebebiyle Risa açıklamalarına devam ediyor. Risa konuşmasını sürdürürken kafanı arka tarafına çevirip Kagami’yi görmek umuduyla baktığında ise, içeriden az da olsa bağırışların geldiğini duyuyorsun. Ne var ki Kagami’ye dair pek bir şey göremesen de, içeride mücadelenin devam ettiğini anlayabiliyorsun. Donuk sesiyle “Kagami’nin sana anlattığı olaylar gerçekti. Baştaki amacımız, Takigakure ve Yıldırım Ülkesi arasında bir işbirliği ile Umigawa’nın tehlikede olduğu düşüncesini size empoze etmekti. Bu noktada Kirigakureli shinobiler olarak kurtarıcınız olacak ve Umigawa’yı bize vermenizi sağlayacaktık. Ancak Kagami bu olayın kilit noktasını fark ederek önümüze taş koydu. Sahte planın bu kadar kısa sürede Nikkougakure’ye ulaşmaması gerekiyordu. Biz de habercileri öldürdük… Fakat yine de haberin ulaşmasına engel olamadık. Bu yüzden de ikinci plana geçmek durumunda kaldık… Bu noktada da Kagami’yi aradan çıkarmak tek çözüm yoluydu.” diyerek cümlelerini noktalıyor.

Uzunca bir anlatımın ardından gerçek olayların nasıl geliştiğini bilen biri olarak, üstündeki sorumluluğun arttığını hissediyorsun Risa “Sen Kirigakure ile Nikkougakure arasındaki uzlaşmacı olacaksın. Bu yüzden de sana zarar vermek niyetinde değilim.” diyerek seni bir kez daha dövüşmemeye teşvik ederken, arkandan tanıdık, cılız bir sesin geldiğini duyuyorsun. Risa’nın da bakışları senin arkana odaklanarak büyürken, kafanı hafifçe çevirip o cılız sesin ne demeye çalıştığını anlamaya çalışıyorsun. Tanıdık ses “Yapma!” derken sana, Kagami’nin sırtında birkaç katana, bacaklarında birkaç kunai saplanmış ve her tarafı kırmızıya bulanmış halde görüyorsun. Zar zor ayakta duran Kagami, senin kendisini görmenle birlikte yere düşerken, ellerinden güç alarak ayağa kalkmaya çalışıyor. Risa ise, Kagami’nin bu hali karşısında “Onun için çok geç Ishio… Üzgünüm.” demekle yetiniyor. İçeriden Kagami dışında başkaca biri çıkmazken, Kagami’nin sapsarı saçlarının bile kırmızıya dönmüş olması, içeride nasıl bir vahşet yaşandığını anlatıyor sana. Kagami ise hem bu vahşetin kahramanı hem de mağduru olarak arkanda duruyor.

Kageri; Onca cümlene rağmen, kalabalıktaki insanların hiçbir sana inanmış gibi durmuyor. Hatta o kadar ki; içlerinden bazıları saldırı pozisyonuna bile geçiyor. Grup içerisindeki kişiler senin söylediklerini kendi kafalarında tartarken, sen de son cümleni savuruyorsun. Cümleni bitirdiğin anda ise, seninle konuşan adam “İkisinin de adını sormuştum!” diyerek yerinden fırlıyor! Adam sana tüm gücüyle saldırıya geçmişken, içeriden fışkıran alevler, adamın duraksamasına neden oluyor. Bu duraksama aynı şekilde sana da sirayet ederken, birden karargahın kapısı açılıyor ve yere beyaz saçlı bir adam ile Bachuru olduğunu düşündüğün biri düşüyor! Bachuru’nun tüm saçları ve kıyafetleri yanmış bir haldeyken, vücudunun da bu yanıklardan fazlasıyla nasibini aldığını görüyorsun. Karargahın karşısındaki adamlar doğruca beyaz saçlı adama koşarken, ilk önce üzerinden Bachuru’yu alıyorlar. Bu noktada beyaz saçlı adamın yaşadığını anlasan da, sırtından ve karnından yaralanmış olduğunu fark ediyorsun. Bu yaraların ciddiyeti ise adamın zar zor hareket etmesinden anlaşılıyor.

Birkaç adam yerdeki beyaz saçlıyı kaldırmaya çalışırken, içerideki kişinin bir kadın olduğunun sana söylendiğini anımsıyorsun. Bu detay aklına ek bir bilgi olarak yer edinirken, Bachuru’nun zar zor nefes alabildiğini ve henüz ölmediğini görebiliyorsun. Beyaz saçlı adam ile tam bu esnada göz göze geldiğinde, adamın kan kırmızısı gözlerinin öfke ile sana kilitlendiğini anlıyorsun. Adam “Gebertin şunu!” diyerek diğerlerine talimat verirken, 15 kadar adam beyaz saçlıyı götürmek için yola koyuluyor. Karşındaki 10 kişi saldırı için pozisyonunu alırken, 5 kişi de bu ekibe dahil olmak için arkalarından geliyor. Bu 10 kişi ile arandaki mesafe aşağı yukarı 15 metre kadar. Diğer kişiler ile is arandaki mesafe 25 metre civarında. Arkanda az önce çıktığın çukur bulunurken, sağın ve solun açık konumda. Etrafta ise Kawarimi yapabileceğin herhangi bir cisim bulunmuyor. Beyaz saçlının talimatını duymanla birlikte, toplamda 20 kişilik gruptan daha tetikte olduğun için, ilk saldırıyı yapma şansın birkaç saniye için de olsa daha fazla.
Kapalı konu
Bachuru etrafındaki konuşmaları çok az da olsa duyabilir, yaşananları limitli bir şekilde görebilir. Ancak hiçbir şekilde bulunduğu noktadan hareket edemez. Dolayısıyla Bachuru'nun RP yazma zorunluluğu bulunmamakta. Ishio ve Kageri'nin yazması halinde GM mesajı yazacağım.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
Kullanıcı avatarı
GM - Naruto
Game Master
Game Master
 
Mesajlar: 2208
Kayıt: 09 Tem 2014, 22:21

Re: [Bachuru&Ishio&Kageri | Aktif Operasyon] Casus ve Sadaka

Mesajgönderen Kamiwaza Kageri tarih 27 Ağu 2016, 00:57

Hayat ilginç bir yerdi. Bir an vardı ve bir anda yoktu. Önümdeki shinobilere savurduğum her cümleyle birlikte, hayatın benden alınacağı fikri, daha da güçleniyordu. Hazırlıklıydım buna. Artık bir insan en fazla nasıl hazırlıklı olabilirse buna, bende o kadar işte... Fakat, son bir kere daha denemekten ne çıkar? Denedim. Bir avuç cümle daha saçtım. İnanacaklar mıydı? Hayır. Benimle konuşan adamın, alfanın, aniden saldırı pozisyonunu almasına bakarsak... Hayır. Hiç işe yaramadı. Eh... Üzülmüş veya korkmuş değildim. Tabii ki buradan sağ çıkma şansım, bir gün şeytanlarla güreşme şansımdan çok ama çok daha azdı. Hatta tanrıçalarla ve ölüm denilen hanımefendi ile flörtleşmem bile, bundan çok daha basit bir düştü. Biliyorum. Dedim ya size, hazırlıklıyım diye. Kabulleniyorum.

Hadi, başlayalım.

Başlayamadık ama. Gerilen kaslarım, hızlanan chakram... Zihnen ve bedenen, savaş moduma girdiysem de... Ansızın fışkıran alevler, her şeye bir sünger çekti. Kimse saldırmadı, kısa bir süre için. Barış ilan ettik. Daha birbirlerimizin vücuduna açmadığımız yaralar için, onları yalama süresi tanıdık. Neler oluyordu? Cevap ise, sevgili dostum Bachuru'da saklıydı. Başka ne olacaktı ki? Rakibinin götünü, her zamankinden biraz daha hızlı tekmelemişti, hepsi bu... Hatta kontrolünü alamamış ve binalara sığamayıp, taşmıştı. Bir an... Ufak bir an için bile, onun zarar gördüğünü düşünmedim. Bizim çocuk Bachuru... Öyle bir şey olabilir miydi sanki?

Hadi hadi, artık başlayalım.

Bachuru'nun kıçını tekmelediği, beyaz saçlı ve kırmızı gözlü pezevenk, ölüm emrimi vermişti. Sinirlendim. Adama değil, hayır... Zaten pekala, bir yaşayan ölüydü. O saçları ve gözleri, değerlendirmiyorum bile... Bachuru'ya sinirlendim. Böyle bir herifin, hala konuşuyor olabilmesine sinirlendim. Ne vardı ki yani, dilini söküp atsaydın? Ne vardı ki yani, gözlerine mil çekseydin ve bana bakamasalardı. Peh... Her işi ben mi yapacağım, Bachuru? Ah, Bachuru ah... Ama, her şeye rağmen, seni seviyorum.

On kişi. Arkalarında beş tane daha... Açık arazi. Arkada bir çukur ve fena halde hırpalanmış, ama tabii ki hiçbir zarar görmeyecek olan Bachuru ve bendeniz, Kageri. Pekala. Artık başlayabiliriz.

Tek bir el mührü... Chakramı uyandıracak, harekete geçirecek ve onu, içimdeki nefret ile büyütecek olan tek hamle! On shinobinin aynı anda aynı yerde bulunmalarını ve onlardan daha hazırlıklı olmamın ekmeğinden yararlanacaktım. Hiçbir şey düşünmeyecek, sadece dizginlenmiş öfkemi, tek ve güçlü bir teknik ile birleştirecektim. Hibashiri no Jutsu

Eğer planım başarılı olursa, Hibashiri'nin alevlerini, dosdoğru on adamı kapsayacak şekilde yönlendirecektim. İlk hedefim, zaten yanyana olan ve biraz daha hazırlıksız olan ekibi, diğerlerinden ayırmak ve zapt etmek üzerineydi. On kişiyi, diğer 5 kişiden ayırmaya çalışacaktım. Olası bir saldırı durumunda ise, geniş arazinin faydalarından yararlanacak ve yuvarlanma-kaçınma hareketleri ile, ekip ile olan mesafemi büyük ölçüde korumaya çalışacaktım. Fakat bir noktada, hepsi, varsayımdan ibaretti. İlk hamlemi yapacak ve rakiplerimi tartacaktım. Neciler, ne yaparlar, ne yerler... Tamam, sonuncusu olmadı. Ama, ana fikri anladınız. Rakiplerimi yakmak için, önce onu tanımalıyım. Bende böyle bir manyağım, ne yaparsın..
Resim
Künye
İsim: Kamiwaza Kageri
Yaş: 19
Cinsiyet: Erkek
Element: Katon
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Ryo: 85.000
Fraksiyon: Taiyou
Prestij: Moumoku/3



Motivasyon
Doğaüstü: Fantastik canavarlar, doğaüstü varlıklar, imkansız olaylar, tuhaf söylentiler, masalsı güçler... Ve daha niceleri! Kageri, her türlü fantastik-mitolojik olaya/ögeye saplantı boyutunda bir tutku duymaktadır. Bu, Kageri'nin içinde -muhtemelen- asla sönmeyecek bir alev gibidir. Kendisi tek bir fantastik olayı görmeyi, elde etmeyi yeterli bulmaz. O, nefes aldığı süre boyunca bulunabilecek yeni bir doğaüstü olayın olduğunu ve olabileceğine inanır. Uzun lafın kısası... Doğaüstü olaylar, Kageri'yi yataktan kaldıran ve güne hazırlayan yegane motivasyonudur. Uzun ve yorucu yolculuğuna, çıkış nedeni ve hedefidir.

Komplikasyon
Takıntı: Mucizeler, efsanevi güçler, olmaması gereken yaratıklar, kutsal varlıklar, mitolojik kahramanlar... Kageri'yi harekete geçiren tüm bu ögeler, aynı zamanda, onun en büyük lanetidir de! Doğaüstü olaylara, hikayelere duyduğu aşk; bir noktadan sonra, onun için bir saplantıdır. Gerçek hayatın üzerindeki herhangi bir olgu, Kageri'nin takıntısını beslemek için yeterlidir. O an ne yapıyor olursa olsun, saplantısının peşinden koşacak ve duyduğu şeylerin kaynağını araştıracaktır.



Profil
Güç: 2
Çeviklik: 4
Kondisyon: 8
Potansiyel: 10
Varlık: 6
Zeka: 5



Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 1
[Çeviklik] Akrobasi: 1
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 1
[Potansiyel] Ninshuu: 1
[Varlık] Aldatma: 2 [Favori]
[Varlık] Empati: 1
[Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 1
[Zeka] İzcilik: 1



Ninjutsu
Shunshin
Hibashiri
Kaon no jutsu
Ryuuka no Jutsu
Housenka no Jutsu
Sanzengarasu: Hite no Tori
Kullanıcı avatarı
Kamiwaza Kageri
 
Mesajlar: 48
Kayıt: 09 Mar 2016, 18:00

Re: [Bachuru&Ishio&Kageri | Aktif Operasyon] Casus ve Sadaka

Mesajgönderen Kai Ishio tarih 27 Ağu 2016, 02:28

Karşısındaki kadın Kagami gibi değildi. Hatta Shiro gibi bile değildi. Mimiksiz, donuk suratı Ishio'nun tüm sözlerinin geri yansımasına sebep oluyordu. Sinirlendiremiyordu, tereddüte düşüremiyordu. Ancak Ishio'nun işine gelen bir nokta vardı, kadın kararlıydı. Sinirli suratını takındığı müddet ona bilgi verme gerekliliğini hissediyordu. Şu an için daha büyük bir kazanım düşünemiyordu Ishio. Arkadaşlarının öldüğünü kabullenmemişti fakat bu ihtimali düşündüğü anlarda bir sebep arıyordu. Kurulan komplonun, sürülen tehditlerin sebebi basit olamazdı. Kızıl gözlerin planladığı hiçbir şey basit olamazdı.Ve Ishio bunu ilk kez, ne hissediyorsa onu suratına geçirerek öğreniyordu. Kurata Risa, bugün içinde karşılaştığı tüm belalardan farklı yöntemler gerektirmişti.

Politik olaylar. Kirigakure'nin olaylara dahil olma isteği. Kagami'nin olaylardaki rolünü duyduğunda, en azından vicdanının bir kısmını rahatlatmıştı. Şüphesini içten içte yaşattığı anlarda bile ona güvenmişti Ishio. Belki o şüpheyi en başında yok edebilseydi üstlerine gelen şeyi hazır bir şekilde karşılayabilirlerdi. Birçok kararı için bu geçerliydi. Kagami'ye ' Yemeğe gidelim. ' dediğinde bile bu olayların hazırlanmasına önayak olmuştu Ishio. Kageri'yi zindana tıktığında ekmeklerine yağ sürmüş, Bachuru'ya orada kalma ihtiyacı hissettirerek balı da güzelce yaymıştı. Bizzat üstlendiği suçlamalar için kendine kızdı. Ardından ironik bir şekilde kendine kızdığı için sinirlendi. Suçlu oydu. Duygularını bir kenara bıraktığında bu olayların altından kalkmaları her şekilde imkansızlıklar içeriyordu, ancak bu sonucu değiştirmiyordu. Kirigakurelilerin parmaklarını tetiğe götürüp çekmek için teşvik eden Ishio'nun ta kendisiydi.

Sinirli bakışı silinirken suratında iğrendiğini belli eden bir ifade yerleşti. Hilenin içine başka hileler gömmüşlerdi. Kurtarıcı Kirigakure shinobileri. Bu sayede kurulacak bir ortaklık. Aldatmaya dayalı bir ortaklık. Olaylar böyle gerçekleşse köyünün ne duruma düşeceğini düşündüğünde iğrenme hissi arttı. Engel olamadığı dürtülerde kendisini zorluyordu. Risa donuk ifadesine rağmen habercileri öldürdüğünü söylediğinde saf bir gevşeklik görüyordu Ishio. Kagami'yi aradan çıkarmalıydık dediğinde, bu denli basit bir şekilde söylemesini yediremiyordu. Kaslarını tutan şey mantığıydı. Yenilmişlerdi. Ve önünde öldüğünü reddettiği arkadaşlarını kurtarmak için bir şansı vardı. Kendisini de aşağılamaktan çekinmedi Ishio. Kaçmak için, bunların bedelini ' ödeyebileceği ' duruma gelmek için fırsat sunuluyordu.

Kagami'nin güçten yoksun sesini duyduğunda tereddüt etmeden arkasına döndü. Risa saldırmayacaktı. Saldıracak olsa bile beynine saplanan ağrı bunu yapmasını gerektiriyordu. Gereğinden fazla açılan gözü ince bir yaş tabakasıyla kaplandı. Arkadaşlarının durumundan farklı olarak, bunu reddedemezdi Ishio. Gözünün önünde duran şeyi kabullenmeme şansı yoktu. Risa'nın söylediklerini de yalanlayamazdı. Kagami'nin vahşi bir hayvana dönüşebileceğini biliyordu fakat aldığı yaraların ciddiyetini de kavrayabiliyordu. Muhtemelen son birkaç dakikası, Ishio basit bilgilerini kullanırsa belki biraz daha. Ancak onun için yolun sonuydu. Uğruna öldüğü şeyi ise Ishio bizzat elleriyle yok etmek zorundaydı.

Beklemediği bir soğukkanlılık taşıyordu Ishio. Tek gözünün tarayabildiği kadarıyla geleceğe ufak bakışlar atabildiğini hissediyordu. Verdiği tonla hatalı karara rağmen hala kararlarını düşünme, tartma cürretini gösteriyordu. Kirigakurelilerin teklifi reddederse ölecekti, dostları hala yaşıyorsa öleceklerdi. Kagami'nin uğrunda savaştığı gaye ise asla gerçekleşmeyecekti. Kabul ederse, bunu başarma şansı vardı. Mesele çoktan boyunu aşmıştı. " Biliyorum. " Yan dönerek tek gözünü Risa'ya kilitledi. Kabullenişini okumasına izin veriyordu. Şayet artık duvar örecek enerjisi yoktu. " Bana itelediğin rolü de kabul ediyorum. " Kagami'nin o anki tepkisini görmek istemiyordu. " Ancak şu da var ki, karargahta sen de tanıklık ettin, elinde söylediğin şeyi yapabilecek başka bir kişi yok. Ne Bachuru ne Kageri ne de hala varsa başka bir Nikkougakure shinobisi. " Risa'nın bu durumu anlaması için birkaç saniye bekledi. Ishio haklı olduğundan emindi. Eğer ortada bir uzlaşma amacı varsa Ishio çoktan kendini kanıtlamıştı. Şu anda tek ihtiyacı olan gerekli olduğu hissini Risa'da yaratmaktı. " Diğer yandan... Burada barınabilmek için ortaklığı kurmaya mecbursunuz. Dolayısıyla benim bunu yapmama mecbursunuz. Ve bu konuda geri adım atmayacağım Kurata Risa, söylediklerinle sen kanıtladın. Anakara ile tek bağlantınız burada olacak. Uzlaşma sağlanmazsa sislerin ardına saklanamayacak, güvende olmayacaksınız. " Nikkougakure'nin henüz güç sahibi olmadığını biliyordu Ishio. Fakat söylediklerinde haklılık payı vardı. Uzlaşma sağlanmazsa, Kirigakurelilerin buraya ele geçirmesinin götürüleri getirilerinden çok daha fazla olacaktı.

Bu kozun işe yarayıp yaramayacağından emin değildi Ishio. Yaramazsa da artık ölmekten çekinmeyecekti. Birkaç saniye daha bekledi. Risa'nın konuşmasına izin vermeyecek, kendi kararlarını sorgulatmayacaktı. Bu yüzden sert bir tonla konuştu, cümlelerinin mantığı kadar bunun da büyük bir önem arz ettiğini biliyordu. " Bizi yalnız bırak. Adamlarını bir süreliğine karargahtan çek, dostlarımın öldüğüne inanmıyorum. Kendim doğrulayacağım. " Geriye doğru birkaç adım atarak Kagami'ye yaklaşacaktı. " Öldülerse de, bu büyük bir sorun Kurata Risa. Köyümüz için düşündüğünüzden daha değerli bir topluluğun parçalarıydı. Uzlaşmayı zorlaştıracak bir değer. Hala nefes alıyorlarsa, kendi iyiliğiniz için bu şekilde kalmalarını sağlayın. 3-4 saat içinde kenti size bırakacağım. " Birkaç adım daha. Risa, Ishio'nun bu tavırlarına sert tepki göstermezse Ishio sağ kalacaktı. Arkadaşları hala sağ ise onlara da bir fırsat yaratmış olacaktı. Söylediklerinin tek bir kırılma noktası vardı, kendisinin gerekli olduğuna inandırması.

Ve eğer Risa söylediklerinden birini yaparsa, onları yalnız bırakırsa Ishio asıl savaşını verecekti. Kagami'nin yanına çökerek tüm ağırlığını omuzlarına alacak, suratına tükürmesine izin verecekti. Kagami'nin son sözlerinde olacağını tahmin ettiği siniri ve öfkeyi ise... Bastırmayacaktı Ishio. Tanıştıklarından beri ilk kez onun sinirlenmesine, saldırmasına göz yumacaktı.
Künye
İsim: Kai Ishio.
Yaş: 19
Cinsiyet: Erkek.
Element: Raiton.
Seviye: C- Rank.
Rütbe: Chuunin
Ryo: 85.000
Prestij: Tanjou/1
GP: 1

Motivasyon
Altın Çocuk: Altın jenerasyonun Altın Çocuğu ! Biraz iddialı geliyor kulağa fakat kişiliğini oluşturan noktaları düşününce ister istemez bu sonuca varılıyor. Babasının ihanetle bıraktığı lekeyi temizlemek, annesine olan borcunu ödemek, çekirdek ailesini reddeden sülalesine yaptığı hatayı kanıtlamak, Nikkougakure'ye duyduğu bağlılık.. Tüm bunlar Ishio'yu her zaman en iyi olmak konusunda iteleyen şeyler.

Baba: Ishio'nun babası Kyogi Riku şüphesiz ki hoş karşılanan biri değil. Savaşta Daimyo'nun tarafını seçmesiyle başlayabiliriz. Savaştan sağ çıkıp seneler sonra Ishio'nun annesi Kai Tsumu'ya tecavüz etmesi, Tsumu'nun kocasını ve bebeğini öldürmesi onu bir suçlu konumuna getiriyor. Ishio'nun önceliği bu konu olmasa bile biyolojik babasını adalete teslim etmek yahut adaleti ona götürme konusunda istekli. Ishio, Riku'nun işlediği cinayetler sonrasında hayatını bir kaçak olarak sürdürdüğünü biliyor. Süregelen eğitimleri ve köy çalışmaları nedeniyle henüz bu konuda araştırma yapabilmiş değil.

Komplikasyon
Tek Göz: Ishio babasından geldiğini düşündüğü yeşil renkte olan gözünü bir göz bandıyla kapamakta. Ve bu konudaki takıntısı, bu bandı vücuduna dikişletecek seviyede. Sağ gözü tamamen kullanım dışı diyebiliriz. Şayet dikişleri duruma göre sökme gibi bir seçeneği bulunmamakta. Ancak eli yatkın biri tarafından, uygun ve steril bir ortamda çıkarılabilir göz bandı. Ishio bunu yapmaktansa ölmeyi tercih edeceği için pekte olası bir durum değil. Göz bandı yaklaşık 4 senedir dikişli ve hiç çıkarılmamış durumda.

Kadınlar: Tüm hayatı annesi, onunla konuşmayan ablası ve bir sınıf dolusu kadın arasında geçmiş Ishio'nun karşı cinsine duyduğu bir hassasiyet bulunmakta. Biyolojik babasının annesine yaptıklarını öğrenmesi bu konudaki en büyük dayanak denebilir. Ishio kadınlara karşı fazlasıyla yumuşaktır. Gündelik hayatında kadınları absürd durumlar dışında kıramaz, sinirini yansıtamaz, nazikliğini bırakamaz vesaire. En kanlı savaş anlarında ise Ishio dişi rakiplerine karşı daha yumuşak olacaktır. Fazla yumuşak.

Özellikler
-

Profil
Güç: 2
Çeviklik: 6
Kondisyon: 5
Potansiyel: 4
Varlık: 6
Zeka: 7

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 1
[Çeviklik] Akrobasi: 1
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 1
[Potansiyel] Ninshuu: 1
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 1
[Varlık] Sosyalleşme: 2 ****
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 1 ****
[Zeka] İzcilik: 1


Karakter Gelişim Başlığı
Ninjutsu
Otonaku Ashi Jutsu, D Rank
Kullanıcı kısa bir el mührü dizisinin ardından, ayaklarının çıkardığı tüm sesi keser. Böylece, kullanıcının ayak sesleri yokolmuş olur. Bu, gizlice bir yerlere sızmada kullanıcıya yardım eder ve rakiplerine farkedilmeden yaklaşabilmelerini sağlar. Teknik açık kaldığı sürece chakra yer.

Girigiri, D Rank
Kullanıcı aniden parmaklarının ucundan ufak elektrik patlamaları oluşturabilir. Bu patlamalar aşırı derecede parlaktır, yakın mesafeden kişilerin aklını karıştırabilir ve gözlerini korumaya zorlayabilir. Teknik aşırı hızlıdır ve el mühürlerine gereksinim duymaz. Bu patlamalar rakiplerle temasa geçerse hafifçe çarpar ancak hasar vermez.


Taijutsu
Shinshouki Stili, D Rank
Akrobatik ve hareketli bir stil olan Shinhouki'nin asıl amacı en az eforla en çok hasarı vermektir. Stilin hamleleri diğerlerine göre sadece uzvu savurmakla bitmez, ardından gelen momentumu da kullanmayı amaçlar. Yani, diğer stiller nasıl yumruk atılacağını öğretirken Shinshouki bu atılan yumruk ile kullanılan momentumu daha iyi nasıl kanalize edilebilineceği üzerine odaklanır. Bu yüzden, hamleler genelde çemberseldir ve her biri bir diğer hamlenin önünü açar. Zıplamalar, takla atmalar ve çelme taklamalar stile destek olur. Kullanıcının gövdesini merkez olarak belirleyip çembersel bir şekil izleyen hamlelerde kullanıcı harcanan momentumun büyük bir kısmını bir sonraki darbesine aktarır ve böylece uzun dövüşlerde yorulma riskini minimuma indirir. Stilde ilerleyen kullanıcılar akrobatik ve hareketli hamlelerin avantajını ortaya çıkarır. Stilde gittikçe ustalaşan kullanıcıların hamleleri öngörülemeyen bir düzeye ulaşır.


Genjutsu
Ryuhoubo Disiplini, D Rank
Kuroshiki, D Rank
Kullanıcı kısa bir el mührü dizisinin ardından tekniği aktif eder ve bir hedef seçer. Eğer bu hedef, kullanıcıya 15 metre veya daha yakındaysa, tekniğin etkisi altına girer. Tekniğin etkisi altında kalan hedeflerin herhangi bir duyusunu kullanıcı isteği doğrultusunda bozabilir. Gözler bulanık görmeye başlar, eller uyuşur, tad alınamaz, duyma mesafesi kısalır veya koku alamaz hale gelir. Duyurlar tamamen kapatılmaz, sadece bozulur. Yani hedef tamamen kör edilemez/sağır yapılamaz. Bu etkilerden aynı anda sadece 1 tanesi aktif edilebilir, ancak teknik bozulmadan bu etkiler arasında geçiş yapmak mümkündür. Maksimum 1 hedef bu tekniğin altında olabilir. Teknik açık kaldığı sürece chakra yer.

Kanryousou, C Rank
Kullanıcı kısa bir el mührü dizisinin ardından tekniği aktif eder. Kullanıcının yumruklarına veya silah darbelerine maruz kalan kişiler tekniğin etkisi altına girerler. Tekniğin altında kalan kişiler, aldıkları her bir başarılı saldırının vücutlarında çatlaklar oluşturduğunu görür. Bu çatlaklar hedefe, vücudunun sanki çok kırılgan bir katı maddeden oluşmuş gibi bir his verir. Her bir saldırının ardından hedefin vücudunun bazı yerleri parçalanıp dökülmeye meyilli hale gelir. Hedef kırılıp dökülen uzuvlarını kullanamaz hale gelir. Eğer hedefin başı veya vücudunun tamamı parçalanırsa bayılma tehlikesi geçirir. İradesi yüzünden zihnini korumayı başarabilenler için teknik o an bozulur. Teknik açık kaldığı sürece chakra yer.

Raigen, C Rank
Kullanıcı kısa bir el mührü dizisinin ardından iki elini önünde birbirine çarptırır. Bu el çarpma sırasında, kullanıcının vücudunun herhangi bir yerini görenler, tekniğin etkisi altında kalır. Tekniğin etkisi altında kalanlar, kullanıcının vücudunun aşırı güçlü bir ışık kaynağına dönüştüğünü görür. Bu ışık ile beraber hedefler geçici bir yarı körlük altında kalır. Bir süre boyunca görme yetileri hatırı sayılır bir şekilde bozulur. Teknik uygulanırken, eğer bir kişi aşırı yakındaysa, o kişi geçici bir süreliğine tamamen kör olabilir. Tekniğin efektif süresi 2 ilâ 10 dakika arasında, kullanıcının disiplin ve seviyesine göre değişir.

Kasumi Juusha, C Rank
Kullanıcı, normal bir el mührü dizisi uygular. Ardından, o anda kullanıcının 25 metre yakınında olan herkes tekniğin etkisine kapılır, kullanıcının görülür olmasına gerek yoktur. Tekniğin etkisi altında kalan kişiler, yerden katrandan oluşan, simsiyah, kabaca kullanıcının silüetine benzeyen varlıklar çıktığını görür. Bu illüzyonlar tekniğin etkisi altında kalan her bir kişi için 3 tanedir ve her bir 3 tanesi 1 kişiye saldırır. Bu varlıklar, saldırıları basit kunaiye benzer objeler ile yaparlar. İllüzyonların verdiği hasarlar minimal ve zihinseldir, rakiplerin aklını karıştırmak için kullanılır. İllüzyonlar hasar aldıklarında katrana dönüşüp yere yığılırlar ancak tekrar bir tanesi başka bir yerden yükselip hedefe saldırmaya devam eder, böylece sonsuz bir güruhmuş hissi yaratılır. Tekniğin efektif süresi 5 ilâ 10 dakika arasında, kullanıcının seviyesi ve disiplinlerine göre değişir.

Rishuu, C Rank
Kullanıcı kısa bir el mührü dizisinin ardından, onu o anda görebilen herkesi tekniğin etkisi altına alır. Tekniğin etkisi altında olan kişiler, kullanıcının havada 5 tane 1 metre boyunda metalden kazıklar oluşturduğunu görür. Kullanıcı bu kazıkları tekniğin etkisi altında olan herhangi birisine yollayabilir. Mükemmel bir isabet oranına sahip olan bu kazıklar, hedeflerini ıskalasa bile yeni bir tanesi oluşup tekrar hedefine saldırır. Kullanıcı kazıkları el hareketleri ile havada kontrol eder, eğer bu hareketleri yapmaz ise teknik bozulur. Hedeflere isabet eden kazıklar şiddetli bir zihinsel acı yaratır. Hedefe saplandıktan 5 saniye sonra açtıkları yara ile beraber yokolurlar. Her bir kazık, bir öncekinin oluşturduğu zihinsel acıyı daha ileriye taşır ve hedefi aşırı derece yorar. Yeterince yorulan hedef bayılma tehlikesi geçirir. Teknik açık kaldığı sürece chakra yer.

Teishi no Jutsu, C Rank
Kullanıcı Hebi mührünü yapar ve tekniği aktifleştirir. Tekniğin aktivasyonunun ardından, kullanıcı ile sosyal etkileşime giren herkes tekniğin etkisine kapılır. Teknik, etkisi altındaki kişilerin zihnine gizlice saldırır ve yüzey düşünceleri etkiler. Hedeflerin o an için kullanıcı hakkındaki düşüncelerini olumlu yöne çeker ve kötü düşünceleri engeller. Kullanıcının söyledikleri, çevresindekiler için inandırıcı hale gelir. Kullanıcı, hedeflere karşı bariz bir negatif tutum sergilemediği sürece hedefler kullanıcının sözlerini daha çok önemsemeye başlar. Teknik bozulmadığı sürece aktif kalır ve chakra yer.


Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Kötü Kalite Katana
Kagami'nin Alınbandı
Kullanıcı avatarı
Kai Ishio
 
Mesajlar: 91
Kayıt: 10 Haz 2016, 12:48

ÖncekiSonraki

Dön Role Play Arşivleri

Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 2 misafir

cron