[Bachuru&Ishio&Kageri | Aktif Operasyon] Casus ve Sadakat

Gizli Kütüphane'nin tozlu raflarındaki unutulmuş hikayeler.

Moderatör: Game Master

Re: [Bachuru&Ishio&Kageri | Aktif Operasyon] Casus ve Sadaka

Mesajgönderen Kamiwaza Kageri tarih 09 Ağu 2016, 20:04

Tüm mitolojiler, dinler, masallar ve söylentiler... Tüm bunlar, birbirlerinden uzak kültürlerde ortaya çıkmış olması veya birbirleri arasında yüzyıllarca fark barındırmasına rağmen, kendi içinde aynı öykünün sonsuz ekosundan başka bir şey değildir. İlginç ve hatta akıl almaz, bir çeşit deli saçması, ha? Değil aslında. Eğer bir deliyi, bu deliyi, uzun süre dinlerseniz; size, tüm mitlerde ve masallarda, bir şeytan figürünün olduğunu söyleyecektir. Fiziksel olarak bin bir farklı şekilde tasvir edilmiş olsa da, hepsinin ana fikri aynıdır. Onun nasıl birisi olduğunu biliriz, öyle değil mi? -dinler, mitler ve geriye kalan tüm yazılı ve sözlü edebiyatımız sağ olsun!- Kötü olduğunu biliyoruz. Hatta sıradan bir insanoğlunun, idrak seviyesinin çok üstünde bir kötülükten bahsediyoruz. Uzak durmalı ve asla ona yanaşmamalıyız. Onun gibi olmamalı ve onun fısıltılarına inanmamalıyız. İnanmamalıyız... İşte tam burada bir sorun var, tam bu noktada! Bu noktaya gelene kadar, kulağımıza yüzlerce şey fısıldanmış olsa dahi, gerçekten onu ayırt edebilir miydik? Tüm hayatımı, en uçarı efsaneleri keşfetmek ve büyülenmekle geçiren ben... Ben ayırt edebilir miydim? Yalanlarını, gerçeklerden ayırabilir miydim? Gerçi ben iyi bir örnek değilim, bu durumda... Ben eğer şeytanı görecek olsam, kendisiyle iki çift laf etmeye dalardım. Devlerle güreşir, tanrıların kendi biyografilerini yazmalarına yardımcı olurdum. Ama, şeytanların yalanlarını ayırt etmeye çalışsaydım... Bunca şeye rağmen, yapabilir miydim?

Kahramanların her zaman tek bir şansı olur. Nereye giderseniz, hangi öykünün içinde yer alırsanız alın... Bu böyledir! Tabii ki burada risk alacaktım. Risk alacak ve gerekirse Kagami'nin beni asması için, ona yeterince sebep verecektim. Ana karakterler, sen, ben, o... Biz bunu yapmazsak, bunu bizden başka kim yapardı ki? Bende, yapayım dedim. Yaptım. Peki ne kazandım? Aynı hikayelerdeki kahramanlar, ana karakterler, başrol oyuncuları gibi... Tüm kaderi, tüm görevin kader akışını değiştirebilecek miydim? Önümde, sonbahar rüzgarında titreyen yapraklar misali sallanan shinobilerin söyledikleri... Tüm bunları sağlayacak mıydı? Gerçekten de, tüm hayatımı adadığım hikayeler, bir şeyleri temsil ediyor muydu? Yoksa, aynı ayırt edemediğim yalanlar gibi, kendi kendimi mi kandırıyordum? Hepsini zaman gösterecekti. Sonucunda ise pişman olmayacaktım, ondan eminim. Hayat, sıradanlık için fazla kısa ve acımasız. Eğer her inandığım gerçeğin yalan olduğunu öğrenebilecek şansım olsaydı bile, bunu değerlendirmezdim sanırım. Gerçi onun yeri de, tam şuan, şu zindanda; Kagami'nin baskın yapmasını beklemek değil ya... Odaklanmalıyım.

Odaklanmalı, evet! Önümdeki iki zavallı ruhun, söylediklerine odaklanmalıydım. Doğruları mı şakıyorlardı, yalanları mı? Yoksa, sadece inandırıldıkları şeyi tekrarlayan bir piyon olmuşlardı da; ben mi gözden kaçırıyordum? Düşünelim. Tüm liman şehrinin, istisnasız bir şekilde alkol ile vaftiz edilmiş olması... Yada, Kagami'nin tüm devriye ekiplerini bizzat ayarlıyor olması... Tutarlı mıydı? Sonuna kadar! Fakat... Tüm bunlar, duymak istediklerim değil miydi zaten? Kagami'ye karşı objektif düşünmediğim için, kolaylıkla manipule edilebilirdim, şşt... Kimseye, asla bunu söylediğimi söylemeyin, olur mu? Evet, nerede kalmıştık? Bu iki zavallı, beni manipule etmeye çalışıyor olabilirlerdi. Yada çoktan zihinleri yalanla doldurulmuş olup, bana inandırıldıkları saçmalıkları şakıyor olabilirlerdi. Fakat bir noktada doğruyu söylediklerinden emindim.

Bir şey yada birileri, Kagami'nin planını altüst etti.

"Teşekkürler baylar. Size inanıyorum." Zincirlerin arkasındaki adamlara, sessiz sessiz fısıldayacak ve ardından geriye çekilip, duvara yaslanacak ve Kagami'nin teşrif etmesini bekleyecektim. Peki ya ne yapacaktım? Kagami'nin dövüş kapasitesinin çok ufak bir kısmını görsem de, benim yeteneklerimin üstünde olduğundan emindim. Üstüne üstlük, dar bir zindanda hapsolmuştum. Hayır, hayır, hayır... Böyle şeyleri aklımdan geçirmeme bile ihtiyacım yok ki! Bu iki zavallı adam, zaten bana istediğimi vermişti. 'Kagami gelmeden önce ölen shinobi dostumuz anlatmaya başlamıştı, ancak yarım kaldı.' Ben bunu itiraf olarak sayarım, baylar... Ve umarım... Ve umarım siz de ne bok yediğimi anlarsınız. Pek sanmıyorum ama, hadi neyse!

Duvara yaslanacak, yüzüme taktığım o alaycı maskeyi geriye getirecektim. Dünya umurunda değil, sakin ve ukala... Evet. Son derece rahat bir pozisyonda, Kagami'nin içeri hışımla girmesini bekleyecektim. Daha önce ki tecrübelerime göre, beni görür görmez saldırabilirdi (ki bu onun için akılsızca olsa da, karakterine tamamen uyardı) veya konuşmama bile izin vermeden, beni tutuklamaya çalışabilirdi. Eğer saldırırsa, sadece savuşturma hamleleriyle kurtulmayı planlıyordum. Onun dışında, herhangi bir saldırgan tutum göstermeyecek ve herkesi kapıda gördüğüm gibi, son derece neşeli bir tonla şakıyacaktım;

"Eveet... Artık bir sonraki hamlemizin ne olması gerektiğini biliyorum, Bachuru, Ishio... Beni dolduruşa getirmek için pek çok şey zırvaladılar ama, aralarından bir tanesinin doğru olduğuna eminim. Şu öldürülen arkadaşları... Esas casusumuz, en azından bir tanesi, oymuş."
Resim
Künye
İsim: Kamiwaza Kageri
Yaş: 19
Cinsiyet: Erkek
Element: Katon
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Ryo: 85.000
Fraksiyon: Taiyou
Prestij: Moumoku/3



Motivasyon
Doğaüstü: Fantastik canavarlar, doğaüstü varlıklar, imkansız olaylar, tuhaf söylentiler, masalsı güçler... Ve daha niceleri! Kageri, her türlü fantastik-mitolojik olaya/ögeye saplantı boyutunda bir tutku duymaktadır. Bu, Kageri'nin içinde -muhtemelen- asla sönmeyecek bir alev gibidir. Kendisi tek bir fantastik olayı görmeyi, elde etmeyi yeterli bulmaz. O, nefes aldığı süre boyunca bulunabilecek yeni bir doğaüstü olayın olduğunu ve olabileceğine inanır. Uzun lafın kısası... Doğaüstü olaylar, Kageri'yi yataktan kaldıran ve güne hazırlayan yegane motivasyonudur. Uzun ve yorucu yolculuğuna, çıkış nedeni ve hedefidir.

Komplikasyon
Takıntı: Mucizeler, efsanevi güçler, olmaması gereken yaratıklar, kutsal varlıklar, mitolojik kahramanlar... Kageri'yi harekete geçiren tüm bu ögeler, aynı zamanda, onun en büyük lanetidir de! Doğaüstü olaylara, hikayelere duyduğu aşk; bir noktadan sonra, onun için bir saplantıdır. Gerçek hayatın üzerindeki herhangi bir olgu, Kageri'nin takıntısını beslemek için yeterlidir. O an ne yapıyor olursa olsun, saplantısının peşinden koşacak ve duyduğu şeylerin kaynağını araştıracaktır.



Profil
Güç: 2
Çeviklik: 4
Kondisyon: 8
Potansiyel: 10
Varlık: 6
Zeka: 5



Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 1
[Çeviklik] Akrobasi: 1
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 1
[Potansiyel] Ninshuu: 1
[Varlık] Aldatma: 2 [Favori]
[Varlık] Empati: 1
[Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 1
[Zeka] İzcilik: 1



Ninjutsu
Shunshin
Hibashiri
Kaon no jutsu
Ryuuka no Jutsu
Housenka no Jutsu
Sanzengarasu: Hite no Tori
Kullanıcı avatarı
Kamiwaza Kageri
 
Mesajlar: 48
Kayıt: 09 Mar 2016, 18:00

Re: [Bachuru&Ishio&Kageri | Aktif Operasyon] Casus ve Sadaka

Mesajgönderen GM - Naruto tarih 10 Ağu 2016, 08:42

Kagami’nin hareketlenmesini Bachuru’nun konuşması kesiyor bir anda. Hala da giderek vahşileşen bir yanı olsa da Kagami’nin, Ishio’nun bu ana kadar ektiği tohumlar filiz vermişe benziyor. Kagami’yi vahşi bir hayvandan, dinlemesini bilen vahşi bir hayvana çevirmiş olmanın haklı gururu Ishio’nun omuzlarında yükselirken, Bachuru’nun yanlış kelimeleri kullanıyor olması Ishio’nun da dikkatinden kaçmıyor: “Şiddet kullanırsan”, “ihanetin kanıtı”, “köy bilir”, “onlara güveniyormuş gibi yaptı”, “senin öfken karşısında söylemeye götlerinin yemeyeceği yalanlar”, “oraya insan gibi inelim”… Bu gibi ifadelerin tek başlarına kullanılması bile Kagami’yi o vahşi hayvan pozisyonuna geri döndürecek nitelikte olduğu bilen Ishio, verdiği karar doğrultusunda ne Bachuru’ya ne de Kagami’ye müdahalede bulunuyor. Kaldı ki Kagami’nin yüzündeki o kan arzusu Bachuru’nun cümleleri sonunda iyiden iyiye kendini belli ediyor. Hatta birkaç saniye için de olsa, Kagami’nin Bachuru’yu onlarca parçaya ayırabileceği düşüncesi geçiyor Bachuru ve Ishio’nun aklından. Bu sebeple özellikle Bachuru kendisini gelecek bir saldırıya karşı hazırlarken, Kagami adım atmaya başlıyor. Her bir adımı sanki karargahı titretirken, Ishio da her ihtimali düşünerek Kagami’nin hemen ardından geliyor. Bachuru ile aradaki mesafe giderek kapanırken, gerginliği seviyesi de artıyor ve Bachuru ile Kagami yan yana geldiği anda, sonunda beklenen oluyor! En azından bir kısmı…

Kendini mekanizmadan veya genjutsu ile gelebilecek bir saldırıya hazırlamış olan Bachuru’yu hızlı bir hamle ile boğazından kavrayan Kagami, onu tek eliyle havaya kaldırırken, Bachuru bu beklemediği hamle neticesinde tepkisiz kalıyor. Ishio ise, olaya doğrudan müdahale etmek yerine, hala daha beklemeyi tercih ediyor, zira Kagami’nin Bachuru’yu öldürmeyi istemesi halinde, bu şekilde gerçekleştirmeyeceğinin farkında. Kagami, öfkeli bakışlarını Bachuru’ya dikerken, sadece kısıtlı bir nefes alma imkanı tanıyor Bachuru’ya ve birkaç saniye sonra “Bir daha benimle bu şekilde konuşursan, o sikik suratını dağıtmak için cümlenin bitmesini beklemem!” diyor. Bu cümlesinin ardından Bachuru’yu sertçe yere bırakan Kagami, bakışlarındaki sertliği bozmadan Ishio’ya dönüyor ve “Bachuru’nun sana bir hayat borçlu olduğunu, ona her gün hatırlat!” diyor.

Bu hadisenin ardından Kagami, kendi görevlendirdiği shinobiye dönüyor ve “Ne olursa olsun, ne duyarsan duy aşağıya inmiyorsun, karargahtan çıkmıyorsun, kimseyi içeriye almıyorsun, konuşmuyorsun, konuşturmuyorsun! Ishio-san veya ben aksini söyleyene kadar sana verilen emirler bunlar!” diyor. Ardından da merdivenlerden aşağıya inmeye başlıyor. Nefes alışverişi düzgünleşen Bachuru ve Ishio da Kagami’nin ardından aşağıya iniyor.

Merdivenlerden gelmeye başlayan sesler Kageri için pek de iç açıcı olmuyor. Özellikle az önce duyduğu gürültüyü de sayarsak, yukarıda ufak çaplı bir şeylerin dönmüş olmasını da hesaba katana Kageri, olabileceklere karşı kendini hazırlıyor. İlk beliren Kagami’nin ardından gelen Ishio ve Bachuru, Kageri’yi bir nebze rahatlatırken, hemen lafa giriyor ve söyleyeceklerini sıralıyor. Ancak cümleleri Kagami’nin hiç de ilgisini çekmiş gibi durmuyor. En azından şimdilik herhangi bir saldırı yapacak gibi de durmayan Kagami’nin yüzündeki ifade, Kageri’ye temkinli olmasını ve her an Ölüm Melekleri ile tanışabileceği düşüncesini uyandırıyor. Kagami ise sanki Kageri hiç konuşmamış gibi öne doğru birkaç adım attıktan sonra “Ishio-san, yukarıda konuştuklarımız daha çok taze, her bir cümlemi hatırladığına eminim. Sen Nikkougakure’nin adaleti olarak buradasın. Kageri’yle aramızdaki bu mesafe de Nikkougakure’nin adaleti… Daha en başında, Kageri’nin gereksiz gösteri merakının irite edici olduğunu, görevi önemsemekten uzak olduğunu ve kendi egosunu ispat etme gayretinde olduğunu söylemiştim. Bu kadar kısa bir süre içinde haklı çıkmak içimi sızlatmıyor değil. Hele bir de, ukala ukala benim bildiğim ve sizlere anlattığım şeyleri yeni keşfetmiş gibi takılması… Ne şekilde olursa olsun, kendi kendine veya Bachuru ile birlikte, senden habersiz bir şekilde, uyguladığını düşündüğün plan, hainlere güven temasını taşıyor! Nasıl ki Kageri ve Bachuru benim hain olabileceğim noktasında benden şüpheleniyorlarsa, ben de Kageri'den şüphe duyduğumu belirtiyorum. Yukarıda da dediğim üzere; ben şüphe duyulan kişi olduğum için, Ishio-san'ın dediklerini uyguluyorum ve uygulayacağım.” diyor ve Ishio’ya öfkeli bakıştan bir nebze teslim ettikten sonra “Kageri'nin de bir hain olabileceği ihtimaline binaen aramızdaki Nikkougakure adaletini tecelli ettirmeni bekliyorum Ishio-san… Beni kendi adaletimi uygulayarak daha şüpheli konuma getirmeyeceğini düşünüyorum!” diyerek, tüm yükü Ishio’ya yüklüyor.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
Kullanıcı avatarı
GM - Naruto
Game Master
Game Master
 
Mesajlar: 2208
Kayıt: 09 Tem 2014, 22:21

SADAKA VE CASUS

Mesajgönderen Yumasaki Bachuru tarih 10 Ağu 2016, 12:03

Kagami'nin damarlarına basmıştı, buna gerek olmadığının farkındaydı ancak Kageri'ye olan öfkesini Bachuru'ya paylaştırmasının doğru olacağının farkındaydı. Biraz önce dediği gibi ortadaydı, Kageri gibi kadının nefretini baştan kazanmış olmasa dahi öfkesini kırbaçlamıştı her seferinde. Başta kadını sakinleştirme görevini kendine vermiş olsa dahi, kadının mentalitesini eleştirmişti bulduğu bütün fırsatlarda; kadın boğazından yakaladığında da bunu düşünüyordu. Her ne kadar yakalanmış da olsa genç örümcek, kendi gözünde avantajlı konumda olan kendisiydi.

Direnmeyecekti, yüzündeki ifadeyi de bozmamakta kararlıydı; onun öfkesine yüzündeki geniş gülümseme ve kapalı görünen gözleriyle karşılık vermişti. Kadının boğazına uyguladığı anlık baskının etkisi geçtiğinde, ayakları yere değmiyordu; çırpınmayan elli beş kiloluk birini kaldırmak onların eğitiminde pek de zor olan bir şey değildi. Kadın güç gösterisi yapmıyor, öfkesine yenildiğini belli ediyordu; Bachuru'nun boştaki eli bel çantasına aşırı yakınken, ayakları kapının iç kısmından güç alabilecek kadar yakın ve serbestti. Hafif olmasına rağmen uzun uzuvları, kadına ölümcül saldırılar yapabilecek mesafedeydi ve genç adam bunları yapmaktan çekinmeyecekti. Ancak Kagami bir tehditten ve bir kaç saniye daha sürecek boğaz ağrısından ileri gitmemişti, blöf her ne kadar kadını sinirlendirse de işe yaramışa benziyordu ve Bachuru buna oynayacaktı.

Kadının onu yere bırakışının ardından, ne kadar sert bırakırsa bıraksın dizlerini yay olarak kullanıp yüzünde veya duruşunda küçük bir iniş çıkışla kurtulmaya çalışacak ve bu sırada sanki fiyuv gibisinden esprili bir atlatma ifadesi kullanıp alacağı ilk derin nefese zemin ayarlayacaktı. Bir kaç saniyelik nefessizlik her ne kadar bütün vücudunu morartmadıysa da akciğerlerini yakında oluşabilecek bir kapışmaya hazırlamamak aptallık olurdu. Kadın merdivenden inmeye başladığında Ishio'nun gözlerine kendi sarı gözlerini açarak biraz baktı. Bunun içinde arkadaşına duyduğu sinirlenme hissi yer alsa da Ishio'nun fırtına bulutlarının toplandığı fikrini alması yeterli gibiydi. Kadının davranışlarından ziyade, genç adamın sabahtan beri ne yapacağını bilememesi onu öfkelendiriyor ve sınırına sürüklüyordu.

Ishio, Kageri ve Kagami üçlüsünün davranışlarından bir şeyler anlamaya çalışmaktan yorulmuştu. Kadın adamları dövmeye başladığında izlemeyip kadını etkisiz hale getirmeleri ve bütün otoriteyi kadından almaları gerekiyordu. Köy onlara görevi verirken çok büyük bir hayırdan bahsetmişti ve zaten gençler geldikleri anda Kagami'nin sözleriyle bu konuda başarısız olmuşlardı. O konuda kaybedecekleri hiç bir şey yokken, bütün yetki ellerindeyken olayı ellerine almaları gerekiyordu ancak Ishio sessiz kalmayı tercih etmişti. Bachuru da buna uymuştu. Ishio sessiz kalmaya devam edecekti ve Bachuru da buna uyacaktı, yukarı çıkarken duyduğu kahkahadan sonra alınan haber Ishio'yu da pek memnun etmiş değildi. Yine de Kageri'yi kollaması gerekiyordu, aşağıdaki adamları sakinleştirmişken yukarı onu göndermek Kagami'nin de bu konuda yumuşamasını sağlayacaktı; ancak Kageri'nin on saniyelik planı Bachuru'nun arkadaşı için elin kevaşesinin laflarını yutmasıyla sonuçlanmıştı.

Aşağı doğru dönerken, Ishio'yla kadının arkalarında kalmışlardı. Merdivenler öfkeli ve aceleci adımlarla bir melodi oluştururken; "Kageri benim kadar sabırlı değil. Benim de sözüm geçmiyor artık, aşağıda da sessiz kalma." dedi yanındaki arkadaşına sessiz bir tonda.

Merdivenlerin sonunda şiddet bekleyen Bachuru, kadının durup konuşmaya başlamasıyla yerini rahatlığa bırakmıştı anlık da olsa. Kadınla aralarındaki mesafe, artık daha önce düşündüğü gibi taijutsu hamlelerine karşı da işine yarayacak ve zindanın dar alanı Bachuru'nun tam potansiyelini ortaya çıkarmasına yardımcı olacaktı. Bachuru başından beri doğru olduğunu düşündüğü şeyi yapmıştı, Ishio ve Kageri birbirlerinden bağımsız bir şekilde olayı çözmeye çalışırken kadına hatalarını söylemekten ve onu sinirlendirmekten çekinmemiş ve arkadaşlarının kıçını korumak için kendisini öne sürmekten kaçınmamıştı. Kadının fiziksel alevini kendi üzerine çekmiş ve bu dar alanda işler karışmadan öne Ishio'ya gerekli fırsatı verirken Kageri'nin de bir bakıma hayatını kurtarmıştı. En azından Bachuru böyle düşünüyordu. Sonuçta kadın onu boğazladığı anda Bu benden güçlü. diye pes edip sinmek hiç bir shinobi için doğru olmazdı, genel sakinliği Ishio'nun sessizliğinin verdiği durum bilgisiyle tatlı bir teslimiyet vermişti Kagami'ye sadece.

Konuşmaları dinlerken Kagami'yi kafasına yerleştirdi. Öfkeyle çalışıyordu, yakın dövüş olarak gösterdiği şey yetenek değil karşılık bulmayan yakalama hareketlerinden ibaretti. Kullandığı genjutsu her ne ölçüde güçlü gibi görünse de yavaş işliyordu ve ilk seferinde gençler hazırlıksız yakalanmış ve kadının yüzüne bakmaktan kendilerini kaçırmamışlardı. Mekanizma asıl ölümcül silahıydı ve kadın onu kullanmayı biliyordu; her ne kadar kesici bıçağı kaçırması süratli oluşundan dolayı bir hayli kolay gibi görünse de misinayla yakaladığı herifin suratının hali bunu dikkate değer bir husus yapıyordu. Bunun dışında bütün bu öfkeli kadın motivleri, Kagami'yi biraz çekici yapmıyor da değildi.
İsim: Yumasaki Bachuru
Yaş: 17
Cinsiyet: Erkek
Element: Raiton
Seviye: C
Rütbe: Chuunin
Ryo: 25.000
Prestij: Moumoku/3
Resim
Güç:6
Çeviklik:7
Kondisyon:6
Potansiyel:6
Varlık:2
Zeka:3

Resim
Motivasyon
Değişim. Açıkçası ana motivasyonu böyle bir şey yapmak istedim, on yedi yaşında bir "katil" olsa da bir çocuktur sonuçta Bachuru. Değişime, ileriye, kendinin veya yeteri kadar ilginçse başkalarının hayallerine bir bağlılık hisseder ve bu bağlılık bu hayallerinin gerçekleşmesine çalışmasına sebep olur. Kötü biri değildir, ancak yeteri kadar ilginçse sonuçlar bunun için kötü şeyler yapmaktan çekinmez. Zaten bir shinobi olma sebebi de köyün insanlarının Altın Çağ hayalleridir.

Yumasaki Klanı.Bachuru, klanıyla ilgili hikayelerle büyümüş ve bu hikayelerin gerçekliğine dair hiç bir kanıt görmese de hayal kurmayı ve bu hayalleri takip etmeyi bırakmamıştır. Büyük annesinin onu engellemeye çalışmasına, eski evlerinin yerini bir chuunin olmasına rağmen söylememesi onu büyük ölçüde engellemiş; şevkini kırmış olsa da Yumasaki'yi köye ve daha önemlisi büyük annesi dışında hiç bir şeye sahip olmayan kendisine geri kazandırmak hayattaki en büyük amaçlarından biri olmuştur.

Komplikasyon
Çakra noktalarının zarar görmesinden kaynaklanan çakra kontrolü sorunu.

Ninjutsu
Raiton; Kizetsu no Jutsu, C Rank
Kullanıcı kısa bir el mührü dizisinin ardından elinde chakra biriktirmeye başlar ve aşırı yakın bir mesafeden bunu kullanıcısına fırlatır. Elektrik akımı hızlıca kullanıcıdan hedefe atlar ve çarptığı uzvu anında kilitler ve kasar. Bu, hedefe hasar vermese de hareket kabiliyetini kısıtlar. Teknik maksimum 2 metre uzaklıkta efektiftir.
Raiton; Yusubi no Jutsu, D Rank
Kullanıcı Tora mührünü yapar ve kendi vücuduna elektrik verir. Bu teknik, kullanıcının uyuşan zihnini tekrar çalıştırmasına ve dikkatini toplamasına yardımcı olur, ancak kullanıcıya hasar verir. Teknik bazı düşük seviye Genjutsu tekniklerini kırabilir.
Ayatsuito, D Rank
Kullanıcı elinde bulunan misinaya chakra yükleyerek, onu istediği gibi hareket ettirme yetisi kazanır. Aniden onunla rakipleri yakalayabilir ve bağlayabilir veya daha kompleks hamleler uygulayabilir. Misina sadece 10 saniyeliğine kontrol edilebilir ve kullanıcıdan 10 metre uzaklaşabilir.
Shunshin, D Rank
Kullanıcı bir elinin işaret ve orta parmağını dışarı açar ve vücudundaki chakraya odaklanır. Ardından, kullanıcı aşırı hızla hareket etme kabiliyetini kazanır. Genelde kullanıcıya bakan kişiler onun birden yokolduğunu görür, ancak teknik sadece aşırı hızdan oluşmaktadır. Kullanıcı çevresel etmenleri kullanarak hareketini gizler ve birden yerinde varolduğu izlenimini verir. Kullanıcı teknik ile chakrası yettiği sürece istediği mesafeyi katetebilir, ancak teknik süresince başka teknikleri kullanamaz ve saldırı yapamaz, bütün odağı tekniği açık tutmak üzerine olmalıdır. Teknik havada hareket etmek için kullanılamaz. Teknik kullanılarak rakibe hızlıca yaklaşılabilir ve uzaklaşılabilir, ancak avantajlı bir pozisyona geçmek aşırı derecede zordur, zira bir çok kişi Shunshin ile yapılan hareketi görebilir ve farkedebilir.

Taijutsu
Shinshouki, C Rank
Bunshoku, C Rank
Beceri Listesi
-
Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Sansetsukon (Kötü Kalite)
3 Kunai
5 Shuriken
5mt. Sentetik Misina
1 Patlayıcı Parşömen
2 Sis bombası
Kullanıcı avatarı
Yumasaki Bachuru
 
Mesajlar: 85
Kayıt: 12 Haz 2016, 10:23

Re: [Bachuru&Ishio&Kageri | Aktif Operasyon] Casus ve Sadaka

Mesajgönderen Kamiwaza Kageri tarih 11 Ağu 2016, 02:03

≈Maskeli Balo ve İki Yüzlüler Tema Müziği≈
İzleyin youtube.com


Asla planlarımız işe yaramaz, öyle değil mi? Hepimizin başına en az bir defa gelmiştir. Evet, hepimizin, hatta senin bile! Konu ne olursa olsun, amacımız ne kadar büyük; motivasyonumuz ne kadar derinden gelse de... Kurguladığımız planlar, bir yolunu bulup, bir yerinden patlak vermezler mi? Ne kadar düşünmüş olursan ol. En zayıf ve en beklemediğin anda, o her zaman hazırdır! Asla uyumaz ve yorulmaz, sadece izler seni. Ta ki, doğru anı yakalayana kadar. Ta ki, seni iki büklüm ve topal bırakacağından emin olduğu ana kadar! Benim durumumda ise... Ne saçları diğerlerine benzeyen, ne de doğduğu toprak parçası tutan; diğerlerinden alabildiğine farklı ve yabancı bir çocuğun, aslında avladığı şeyin kendi gölgesinden başka bir şey olduğunu fark etmediği an... İşte o an. Beni topal bırakacak o darbenin ineceği ana gelmiştik ve planlarım, 'işte bu sokakta ineceksin orospu çocuğu' diyordu. Senin durağına geldik Kageri.

Pekala pekala... Biliyorum! Belaya bulaşmak konusunda doğuştan yetenekli olmak ve planların sonuçlarını düşünmemek, acı bir kokteyl... Bu yüzden, hiçbirinize ve hiç kimseye, planlar hakkında nutuk çekecek kadar iki yüzlü olmamalıyım! Asla tam olarak sonuçları düşünmeyen, rasyonel davranmaktan uzak ve bir o kadar da risk seven birisiyim. Biliyorum ve hayır efendim, kendimi övdüğümü düşünmeyin sakın. Zaten işler böyle gitmeye devam ederse, ortada bir 'ben'in kalacağından da bir o kadar şüpheliyim. Sadece size şunu anlatmaya çalışıyorum... Casusları ve iki yüzlüleri, bond çanta taşıyan son derece karizmatik beyefendileri; vatana ihanet gerekçesi ile iki eli kızıl kanda yakalanmayı bekleyenleri sapık hayallerimde canlandırırken... Geldiğim noktada, iki şüphelinin hemen yanında, elleri kızıl kanda yakalanmıştım. Eh... Ucuz filmlere olan bağımlılığıma ve hatta gerçek olamayacak kadar uçarı söylentiler ile alakalı en derin, en sapık, hayalleri olan bendeniz bile... Kendimi böylesi bir ironinin içine sokamazdım. Hayat ilginç bir yer, gerçekten. Bana hiç inanmadıysanız bile, bu söylediğime kulak asın.

Etki ve tepki. Bağırışmalar. Gürültü. Ve hepsinin ardından gelen bir sessizlik. Bunun ne olduğunu biliyordum ve eminim, zindana kısılı kalmış adamlara bakmasam dahi, onların da ne olduğunu bildiğinden emindim. Fırtına yaklaşıyor, çanlar bizim için çalıyordu. Kelimenin tam anlamıyla! Şu iki zavallı adamı bilmiyorum ama, beni endişendiren şey Kagami değil, hemde hiç... Kagami yapbozun sadece bir parçasıydı. Elbette aramızdaki bariz bir güç farkı vardı, rütbe farkı ve tabii ki emrinin altında ki onlarca adamını da unutmamamız lazım! Tüm bunları göze aldığım zaman bile, endişelenmiyordum. Dövüşmem gerekseydi, yada gerekirse, yenilirdim. Bu karargahtan tek parça halinde çıkamazdım. Ama gerekirse, kendim ile beraber içindeki herkesi yakmadan önce bir saniye bile düşünmezdim. Zaten daha önceden anladığınız üzere, asla sonuçlarını iki kere düşünen bir ukala olmadım. Ben daha çok, kendimi tamamen savunmasız bırakıp, ardından hayatta kalan hayalperest bir piçin tekiydim. Zor durumlardan kurtulan bir kahraman... Kulağa ne kadar seksi geldiğinin farkında mısın?

Beni endişelendiren şey, oyunun bitecek olmasıydı. Hem de bu kadar erken!.. Eğer ölseydim veya ölecek olsaydım, işte bu güzel bir final olurdu. Neredeyse destansı... Ama ölmeyecektim de. Mimlenecek ve hain olarak değerlendirecektim. Ağzımı açacaktım ama hiçbir ses çıkmayacaktı. Ölecektim ama yaşamaya da devam edecektim. Kimse ama kimse beni hatırlamayacak ve beni göremeyecekti. Ben bile kendi simamı unutacaktım bir gün, delireceğim gün. Asla kapana kısılmaktan hoşlanmazdım zaten. Benim cehennemimin ölmek olmadığını, bundan uzun zaman önce anlamıştım. Benim cehennemim yaşamak ve bir şeyler yapmamak, düşünememek ve anın tadını çıkartamamak olacaktı. Ve birazdan... Birazdan Kagami parmağıyla beni işaret edip, hain olduğumu söyleyeceği andan itibaren, bu seneryodan kaçışım olmayacaktı. Evet, plan buydu.

Fakat dedim ya, planlar her zaman işe yaramaz diye!

İnandığım onca fantastik metaya rağmen, asla kadere inanmadım. İnanmadığım ve inanmak istemediğim tek şey buydu. Gerçekten! Koca hayatta, inanmaktan korktuğum tek şey kaderdi. Tüm hayatımızın bir tablete yazılı olması, ne yapacağımızın bilinmesi ve öngörülmesi. Öngörülmekten nefret ediyorum. Belkide tüm bu hareketlerim, uçarı davranışlarım ve fikir değişikliklerim... Bunu engellemek için suratıma geçirdiğim bir maskeydi? Ne fark eder... Kaderin yenilebileceğini, değiştirilebileceğini ve manipüle edilebileceğinden emindim. Hala da eminim. Neden olmasın ki? Oyun bitmiş olamazdı. Olabilirdi ama... Lütfen. Burada benim hikayemden bahsediyoruz! Östrojen dolu bir orospunun, parmağını bana doğru savurmasını yutacak ve çaresizce boğulmayı beklemeyecektim. Bekleyemezdim. Beklemedim de. Planlar her zaman bozulurdu. Kader benim için bir oyuncaktan ibaret olmalıydı. Evet, benim planım da buydu. Kim kazanacak? Hadi ama... Burada, Kageri Kageri diye çığırtmanız gerekiyordu!

Haklıydım. Tanrım, tanrılarım... Gerçekten de haklı olmaktan nefret ediyordum. İdealist bir orospudan başka hiçbir farklı veya orijinal bir tarafı olmayan Kagami, söylediklerime kulak asmamış ve Ishio'yu bana karşı dolduruşa getirmekten geri durmamıştı. Ishio inanır mıydı bunlara? Peki ya Bachuru? Ne onlarla aynı toprak parçasında doğmuştum, ne de onlarla aynı birliğin içerisindendim. Ben, mor saçlı, uçarı kaçarı fikirleri olan; Taiyou üyesi bir yabancıdan başka bir şey değildim... Onların gözünde böyle olmalıydı. Kagami'nin çok zeki bir şekilde suçu bana yükleme fikri için alkışa hiç gerek yok. Sadece noktaları birleştirmek istiyorsanız, 90 yaşındaki büyük dedem de aynı işi her gün yapıyor. Sorun şu ki, aynı şeyi ben Kagami'ye karşı yapamazdım. Elimde yeterince bilgi yoktu, yeterince güçlü değildim. Peki bu beni hiç durdurmuş muydu?

Kagami'nin hakaretleri ve zehirli sözcükleri, bir yılan gibi ortama yayılırken... Sadece derin bir nefes almakla yetindim. Ne dövüş pozisyonunu aldım, ne de bir sonraki hamlemi düşündüm. Sadece bekledim. Bekledim ki, Ishio öne çıksın ve onunla göz göze geleyim. Hiçbir şey söylemeden, hiçbir şey yapmadan, sadece onun gözlerinin içine bakayım. Ne her zamanki gibi bir ukalalık yapacak, ne de uçarı bir harekette bulunacaktım. Bir noktada... Kaderime boyun eğecektim. Fakat dediğim gibi... Sadece bir noktada.

"Ishio. Bachuru. Eğer bir gün, herhangi bir gün... Benim bir hain olduğuma ve Nikkougakure için bir tehdit olduğuma karar verirseniz; size karşı direnmeyeceğim. Bana en adil cezayı vereceğiniz konusunda size güvenecek ve hak vereceğim." Temkinliydim. Kagami'yi kışkırtmamaya özen gösteriyordum. Onunla konuşmuyordum gerçi. Onunla konuşmayacaktım gerçi. O ne der, ne düşünür diye sorgulamayacaktım. Sadece onu kışkırtmamaya, sinirlendirmemeye ve daha fazla ateşlenmesini sağlamayacaktım; ona bu kozu vermeyecektim ki, ben de cümlelerime devam edebileyim. Eğer o daha fazla kızarsa ve ben arkadaşlarımla, belki de son bir kez daha konuşma şansını yitirecek olursam. Bu sefer bende sinirlenebilirdim. Bugün, ilk defa olurdu bu. Belki Kagami'yi şaşırtacak bir iki numaran dahi olabilirdi. Fakat eli kanlı bir Kunoichi umurumda değildi. Benim derdim bizim ikiliydi... Benim ikilim. Hala öyleler miydi? Bunu anlamak için gözlerinin içine baktım, Bachuru ve Ishio'nun... Özellikle de Ishio'nun. Onun ihanet konusunda hassas olduğunu biliyordum. Belki de koca zindanda, bir hainin gözlerini en iyi tanıyan oydu. Peki ya yanı başındaki kadın, birer hain göz taksaydı... Görebilir miydi onları? Peki ya benim gözlerimde ne görüyordu? Bir hain mi görecekti? Dostlarımın gözünde o aşağılamayı görmek istemiyordum. Yüzlerce ihanet hikayesindeki, gereksiz yere kötülük işleyen karakterlerden biri olmayı kaldıramazdım. Kendimi bir kahraman olarak görürken, dostlarımın gözünde hayal kırıklığını görmek... Beni endişendiren buydu. Varsın, ölümüm de, bir hain Kunoichi'nin elinden olsun. O andan itibaren, neye yarar?

"Biliyorsunuz. Nikkougakure'nin içinde doğmadım. Bir yabancı olarak geldim ve bugün bir Nikkougakure Chuunin'i olarak önünüzdeyim. Eğer şimdiye kadar sadakatimi kanıtlayamadıysam, bir daha asla bunu başaramazdım. Benden şüphe mi ediyorsun, sevgili dostum? Pekala. Sözüme sadık kalacağım ve direnmeyeceğim. Beni buraya kapatmak ve sorgulamak mı istiyorsun? Seve seve. Sabaha çıkamam belki, ama siz bile benden şüphelendiyseniz, doğrusu bu olurdu." Yavaş yavaş, tane tane... Sakindim. Kararlıydım da! Sözlerimi ne Kagami'nin, ne de diğerlerinin bozmasına izin vermeyecektim. Eğer konuşmayı bitirdiğimde, Kagami canımı alacak olsaydı bile... Keyfini çıkartacaktım! Bir insan, kaç kere son sözlerini söylerdi ki? Bana yakışası bir son olmaz mıydı?

"Ama eğer hainleri ortaya çıkarma şansımız olsaydı... Herkesin masumiyetini kanıtlayabilirdik." dedim, son bir kez daha. Son bir cümle, hepsi bu. Bitecekti ve konuşmayacaktım. Kimseyi, özellikle de kendi dostlarımı manipule edecek veya kendimi savunacak değildim. Her şey yeterince açıktı. En azından benim sayfamdan. Dostlarım bile, kendimi savunmamı isteseydi benden, çoktan bir hain olmuşum demektir.

"Bunu yapabilirim. Bir planım var."

Kagami... Tamamen sarhoş edilmiş bir kent... Ölen bir shinobi... Ve iki de mahkum! Evet, elbette! Bir planım var. Bir noktada... Bu tanrıların ironisi değil de nedir? Eğer işin içinde tanrılar varsa... Gerçekten varlarsa... Hangimizin planının daha üstün geleceği konusunda, sözü sizlere bırakıyorum. Tek söyleyeceğim şey bu. Belki de...

Sonsuza kadar.
Resim
Künye
İsim: Kamiwaza Kageri
Yaş: 19
Cinsiyet: Erkek
Element: Katon
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Ryo: 85.000
Fraksiyon: Taiyou
Prestij: Moumoku/3



Motivasyon
Doğaüstü: Fantastik canavarlar, doğaüstü varlıklar, imkansız olaylar, tuhaf söylentiler, masalsı güçler... Ve daha niceleri! Kageri, her türlü fantastik-mitolojik olaya/ögeye saplantı boyutunda bir tutku duymaktadır. Bu, Kageri'nin içinde -muhtemelen- asla sönmeyecek bir alev gibidir. Kendisi tek bir fantastik olayı görmeyi, elde etmeyi yeterli bulmaz. O, nefes aldığı süre boyunca bulunabilecek yeni bir doğaüstü olayın olduğunu ve olabileceğine inanır. Uzun lafın kısası... Doğaüstü olaylar, Kageri'yi yataktan kaldıran ve güne hazırlayan yegane motivasyonudur. Uzun ve yorucu yolculuğuna, çıkış nedeni ve hedefidir.

Komplikasyon
Takıntı: Mucizeler, efsanevi güçler, olmaması gereken yaratıklar, kutsal varlıklar, mitolojik kahramanlar... Kageri'yi harekete geçiren tüm bu ögeler, aynı zamanda, onun en büyük lanetidir de! Doğaüstü olaylara, hikayelere duyduğu aşk; bir noktadan sonra, onun için bir saplantıdır. Gerçek hayatın üzerindeki herhangi bir olgu, Kageri'nin takıntısını beslemek için yeterlidir. O an ne yapıyor olursa olsun, saplantısının peşinden koşacak ve duyduğu şeylerin kaynağını araştıracaktır.



Profil
Güç: 2
Çeviklik: 4
Kondisyon: 8
Potansiyel: 10
Varlık: 6
Zeka: 5



Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 1
[Çeviklik] Akrobasi: 1
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 1
[Potansiyel] Ninshuu: 1
[Varlık] Aldatma: 2 [Favori]
[Varlık] Empati: 1
[Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 1
[Zeka] İzcilik: 1



Ninjutsu
Shunshin
Hibashiri
Kaon no jutsu
Ryuuka no Jutsu
Housenka no Jutsu
Sanzengarasu: Hite no Tori
Kullanıcı avatarı
Kamiwaza Kageri
 
Mesajlar: 48
Kayıt: 09 Mar 2016, 18:00

Re: [Bachuru&Ishio&Kageri | Aktif Operasyon] Casus ve Sadaka

Mesajgönderen Kai Ishio tarih 11 Ağu 2016, 15:01

Kagami'nin ensesinden bir kunai sokabilirdi. Tamamen hazırlıksız yakalarsa... Ve bir sebebi olursa... Hazır sırtını dönmüşken bu fırsata sahip olduğunu biliyordu. Karargahın diğer shinobisi ise, Bachuru ve Ishio'nun birlikte olduğu bir odada, fasulyeden farksız olacaktı. Eğer kendi dostları sütten çıkmış ak kaşık olsa, Kagami'nin agresifliklerine sebep olmasalar, haklı nedenlere sahip olurdu Ishio. Kagami'ye saldırmayı tekrar düşünmezdi bile.

Sinirle titreyen göz kapakları artık yılmıştı. Bachuru'nun ağzından dökülen her kelime, dostunun ağzına bir tane geçirme isteğini doğuruyordu. Ağlarım olmadan beni örümcek diye çağırmak saçma olurdu zaten. Ağları ören kişi Bachuru değildi. Ishio, bizzat, buraya geldiğinden beri bunun için çalışıyordu. Kagami'nin güvenini kazanmak, yenemeyecekleri bir rakibin falsolarını bu yakınlıkla ortaya çıkarmak.. Varsa elbette. Koca bir karakolun, lideriyle birlikte yozlaştığına inanmayacaktı Ishio. Kagami, bunun şart olduğunu söylese bile inanmayacaktı. Ve bu inadı, gerçekleşen olayların sonucunda, arkadaşlarına bilenmesine neden oluyordu. Rahat duramıyorlardı, ağızlarından çıkan cümleleri götleriyle düşünüyorlardı. Ördüklerini iddaa ettikleri ağ kendi ayaklarına doladıkları bir ipten farksızdı. Bu kez sağlam tökezlemişlerdi. Ishio'nun baygın bakışları havaya kalkan Bachuru'nun gözlerine kilitlendi. Öyle yada böyle, bu tepkiyi hakettin. Empati kurmak denemezdi buna. Ishio kendi doğasında fazla sakin biriydi. Bazen enayilik derecesinde bir sakinlik. Fakat burada aynı tepkileri görse, uysal davranmasına rağmen aynı lafları işitse, daha sert bir tepki gösterebileceğini biliyordu. Sessizliğini bozmadı. Kagami, Bachuru'yu öldürmeyecekti. Ishio'da buna izin verecek kadar dolmamıştı zaten arkadaşlarına. Üçlü olarak ayrı bir cepheyi temsil ettiklerinin farkındaydı.

Sessiz kalmasının sebebi sinir değildi. Hala mantıklı düşünebiliyordu. Hala temizlemesi gereken bir pislik olduğunu biliyordu, Kageri. Dostu olarak gördüğü, arkasını kollaması gerektiği Kageri... Eğer Bachuru'nun bu ufak durumuna sesini çıkarırsa, aşağıda yaşanacak gerginliği durduramayacağını da biliyordu. Pire için tüm odayı yakmayacaktı.

Kagami'nin sert ve hiddetli adımlarına birebir uyan bir ritim yakaladı Ishio. Kadının birkaç basamak ardındaydı ancak kendini ortaya atma konusunda çekincesi yoktu. Dostunun söylediklerine karşılık bile vermedi. Kageri görüş açısındaydı. Ukala ve alaycı duruşu Ishio'nun dahi sinirini bozuyordu. En risksiz konumda olmasına rağmen... Ishio yukarıda kahkaha atan Kagami'nin karşısında dahi bu kadar rahat dikilmemişti. Yediği halta rağmen Kageri... Donuk bakışları tekrar sinirli bir hal aldı. Tavrının dostu tarafından anlaşılmasını istiyordu.

Ishio sinirinin yanında içinde rahatlığı hissetti. Kagami fiziksel bir saldırı yapmamıştı. İşe yarıyordu. Ishio, Kagami'nin mantıklı yönünü biraz daha ön plana çıkarabiliyordu. Ancak bunu kullanmayacaktı. Yapması, belirtmesi gerekeni ilk kez tam anlamıyla, açık ve sert bir şekilde ortaya dökecekti. Kageri'nin son çırpınışları esnasında bileğindeki tokayla saçlarını topladı. Kulağı ondaydı ancak dikkatini kasıtlı olarak dağıtıyordu. Gözbandını açığa çıkardı Ishio. Kageri'nin bunun ne anlama geldiğini anlamasını umuyordu.

" Eğer hainleri ortaya çıkarma şansımız olsaydı... Herkesin masumiyetini kanıtlayabilirdik. Evet. " Kagami'nin birkaç adım önüne geçti, bu sefer sırtını ona dönen Ishio olmuştu. Sağ elini Kageri'ye uzatarak anahtarları vermesini işaret etti. " Hain olduğunu düşünmüyorum Kageri. Bunu yapamayacak ve gizleyemeyecek kadar burnu havada birisin. " Dostunun anahtarlar konusunda zorluk çıkarmayacağını biliyordu, buna rağmen ona bir adım yaklaştı. " Ancak izlediğiniz yol doğru değil. Karargahın yetkilisinden... Güveninizi kazanmasını bekliyorsanız, arkasından iş çevirdiğiniz algısını yaratacak şeyler yapmanız doğru değil. Benden habersiz bir şekilde.. " Kendinden emin bir ses tonuyla konuşmaya gayret ediyordu. " İlk kez bu tarz bir görevin içinde yer aldığımızı biliyorum. Ancak sen bile Kageri, ortak bir güven duygusu oluşmadan casusları yakalayamayacağımızı akıl edebilirsin. "

Yan dönerek Kagami'ye baktı. Ciddiyetini ona da kanıtlamak istiyordu. " İstediğiniz gibi tüm yetkiyi ve sorumluluğu devralıyorum. Kageri geceyi zindanda geçirecek. Yarın sabah güveninizi tekrar kazanması için onu birlikte sorgulayacağız. Diğer şüphelileri de. Gerekli görürsem istediğiniz gibi sizi de." Bachuru ve Kageri. Bakışları kısa bir tur attı. " Sizler de yetkimi kabulleniyorsanız benden birşey gizlemeyeceksiniz. Bilgi alma yönteminizin mantıksız olduğunu söylemiyorum. Ancak bunu bizden gizli yapmanızın sonuçlarını görün. Birbirinizin boğazına yapışıyorsunuz, geceyi zindanda geçiriyorsunuz. İzlediğiniz yolda diğer ülkelerin shinobilerinin birşey yapmasına gerek kalmayacak. " Anahtarları aldıktan sonra boş bir zindanı işaret edecekti Kageri'ye. Anlamasını umuyordu. Ishio şu anda tam olarak tarafsız bir duruma çekebilmişti kendini. Ortak bir güven paydası oluşturmak için.. Arkadaşlarını sorgulayabiliyorsa, Kagami'yi de sorgulama hakkını elde ediyordu. Arkadaşlarını ezebiliyorsa, Kagami'yi ezme hakkını da kazanıyordu. İşler yolunda giderse, Ishio arkadaşlarının hatasını tekrar bir fırsata çevirmiş olacaktı.

" Yemek yiyelim Kagami-san. Eminim konuşacak şeylerimiz de vardır. "
Künye
İsim: Kai Ishio.
Yaş: 19
Cinsiyet: Erkek.
Element: Raiton.
Seviye: C- Rank.
Rütbe: Chuunin
Ryo: 85.000
Prestij: Tanjou/1
GP: 1

Motivasyon
Altın Çocuk: Altın jenerasyonun Altın Çocuğu ! Biraz iddialı geliyor kulağa fakat kişiliğini oluşturan noktaları düşününce ister istemez bu sonuca varılıyor. Babasının ihanetle bıraktığı lekeyi temizlemek, annesine olan borcunu ödemek, çekirdek ailesini reddeden sülalesine yaptığı hatayı kanıtlamak, Nikkougakure'ye duyduğu bağlılık.. Tüm bunlar Ishio'yu her zaman en iyi olmak konusunda iteleyen şeyler.

Baba: Ishio'nun babası Kyogi Riku şüphesiz ki hoş karşılanan biri değil. Savaşta Daimyo'nun tarafını seçmesiyle başlayabiliriz. Savaştan sağ çıkıp seneler sonra Ishio'nun annesi Kai Tsumu'ya tecavüz etmesi, Tsumu'nun kocasını ve bebeğini öldürmesi onu bir suçlu konumuna getiriyor. Ishio'nun önceliği bu konu olmasa bile biyolojik babasını adalete teslim etmek yahut adaleti ona götürme konusunda istekli. Ishio, Riku'nun işlediği cinayetler sonrasında hayatını bir kaçak olarak sürdürdüğünü biliyor. Süregelen eğitimleri ve köy çalışmaları nedeniyle henüz bu konuda araştırma yapabilmiş değil.

Komplikasyon
Tek Göz: Ishio babasından geldiğini düşündüğü yeşil renkte olan gözünü bir göz bandıyla kapamakta. Ve bu konudaki takıntısı, bu bandı vücuduna dikişletecek seviyede. Sağ gözü tamamen kullanım dışı diyebiliriz. Şayet dikişleri duruma göre sökme gibi bir seçeneği bulunmamakta. Ancak eli yatkın biri tarafından, uygun ve steril bir ortamda çıkarılabilir göz bandı. Ishio bunu yapmaktansa ölmeyi tercih edeceği için pekte olası bir durum değil. Göz bandı yaklaşık 4 senedir dikişli ve hiç çıkarılmamış durumda.

Kadınlar: Tüm hayatı annesi, onunla konuşmayan ablası ve bir sınıf dolusu kadın arasında geçmiş Ishio'nun karşı cinsine duyduğu bir hassasiyet bulunmakta. Biyolojik babasının annesine yaptıklarını öğrenmesi bu konudaki en büyük dayanak denebilir. Ishio kadınlara karşı fazlasıyla yumuşaktır. Gündelik hayatında kadınları absürd durumlar dışında kıramaz, sinirini yansıtamaz, nazikliğini bırakamaz vesaire. En kanlı savaş anlarında ise Ishio dişi rakiplerine karşı daha yumuşak olacaktır. Fazla yumuşak.

Özellikler
-

Profil
Güç: 2
Çeviklik: 6
Kondisyon: 5
Potansiyel: 4
Varlık: 6
Zeka: 7

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 1
[Çeviklik] Akrobasi: 1
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 1
[Potansiyel] Ninshuu: 1
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 1
[Varlık] Sosyalleşme: 2 ****
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 1 ****
[Zeka] İzcilik: 1


Karakter Gelişim Başlığı
Ninjutsu
Otonaku Ashi Jutsu, D Rank
Kullanıcı kısa bir el mührü dizisinin ardından, ayaklarının çıkardığı tüm sesi keser. Böylece, kullanıcının ayak sesleri yokolmuş olur. Bu, gizlice bir yerlere sızmada kullanıcıya yardım eder ve rakiplerine farkedilmeden yaklaşabilmelerini sağlar. Teknik açık kaldığı sürece chakra yer.

Girigiri, D Rank
Kullanıcı aniden parmaklarının ucundan ufak elektrik patlamaları oluşturabilir. Bu patlamalar aşırı derecede parlaktır, yakın mesafeden kişilerin aklını karıştırabilir ve gözlerini korumaya zorlayabilir. Teknik aşırı hızlıdır ve el mühürlerine gereksinim duymaz. Bu patlamalar rakiplerle temasa geçerse hafifçe çarpar ancak hasar vermez.


Taijutsu
Shinshouki Stili, D Rank
Akrobatik ve hareketli bir stil olan Shinhouki'nin asıl amacı en az eforla en çok hasarı vermektir. Stilin hamleleri diğerlerine göre sadece uzvu savurmakla bitmez, ardından gelen momentumu da kullanmayı amaçlar. Yani, diğer stiller nasıl yumruk atılacağını öğretirken Shinshouki bu atılan yumruk ile kullanılan momentumu daha iyi nasıl kanalize edilebilineceği üzerine odaklanır. Bu yüzden, hamleler genelde çemberseldir ve her biri bir diğer hamlenin önünü açar. Zıplamalar, takla atmalar ve çelme taklamalar stile destek olur. Kullanıcının gövdesini merkez olarak belirleyip çembersel bir şekil izleyen hamlelerde kullanıcı harcanan momentumun büyük bir kısmını bir sonraki darbesine aktarır ve böylece uzun dövüşlerde yorulma riskini minimuma indirir. Stilde ilerleyen kullanıcılar akrobatik ve hareketli hamlelerin avantajını ortaya çıkarır. Stilde gittikçe ustalaşan kullanıcıların hamleleri öngörülemeyen bir düzeye ulaşır.


Genjutsu
Ryuhoubo Disiplini, D Rank
Kuroshiki, D Rank
Kullanıcı kısa bir el mührü dizisinin ardından tekniği aktif eder ve bir hedef seçer. Eğer bu hedef, kullanıcıya 15 metre veya daha yakındaysa, tekniğin etkisi altına girer. Tekniğin etkisi altında kalan hedeflerin herhangi bir duyusunu kullanıcı isteği doğrultusunda bozabilir. Gözler bulanık görmeye başlar, eller uyuşur, tad alınamaz, duyma mesafesi kısalır veya koku alamaz hale gelir. Duyurlar tamamen kapatılmaz, sadece bozulur. Yani hedef tamamen kör edilemez/sağır yapılamaz. Bu etkilerden aynı anda sadece 1 tanesi aktif edilebilir, ancak teknik bozulmadan bu etkiler arasında geçiş yapmak mümkündür. Maksimum 1 hedef bu tekniğin altında olabilir. Teknik açık kaldığı sürece chakra yer.

Kanryousou, C Rank
Kullanıcı kısa bir el mührü dizisinin ardından tekniği aktif eder. Kullanıcının yumruklarına veya silah darbelerine maruz kalan kişiler tekniğin etkisi altına girerler. Tekniğin altında kalan kişiler, aldıkları her bir başarılı saldırının vücutlarında çatlaklar oluşturduğunu görür. Bu çatlaklar hedefe, vücudunun sanki çok kırılgan bir katı maddeden oluşmuş gibi bir his verir. Her bir saldırının ardından hedefin vücudunun bazı yerleri parçalanıp dökülmeye meyilli hale gelir. Hedef kırılıp dökülen uzuvlarını kullanamaz hale gelir. Eğer hedefin başı veya vücudunun tamamı parçalanırsa bayılma tehlikesi geçirir. İradesi yüzünden zihnini korumayı başarabilenler için teknik o an bozulur. Teknik açık kaldığı sürece chakra yer.

Raigen, C Rank
Kullanıcı kısa bir el mührü dizisinin ardından iki elini önünde birbirine çarptırır. Bu el çarpma sırasında, kullanıcının vücudunun herhangi bir yerini görenler, tekniğin etkisi altında kalır. Tekniğin etkisi altında kalanlar, kullanıcının vücudunun aşırı güçlü bir ışık kaynağına dönüştüğünü görür. Bu ışık ile beraber hedefler geçici bir yarı körlük altında kalır. Bir süre boyunca görme yetileri hatırı sayılır bir şekilde bozulur. Teknik uygulanırken, eğer bir kişi aşırı yakındaysa, o kişi geçici bir süreliğine tamamen kör olabilir. Tekniğin efektif süresi 2 ilâ 10 dakika arasında, kullanıcının disiplin ve seviyesine göre değişir.

Kasumi Juusha, C Rank
Kullanıcı, normal bir el mührü dizisi uygular. Ardından, o anda kullanıcının 25 metre yakınında olan herkes tekniğin etkisine kapılır, kullanıcının görülür olmasına gerek yoktur. Tekniğin etkisi altında kalan kişiler, yerden katrandan oluşan, simsiyah, kabaca kullanıcının silüetine benzeyen varlıklar çıktığını görür. Bu illüzyonlar tekniğin etkisi altında kalan her bir kişi için 3 tanedir ve her bir 3 tanesi 1 kişiye saldırır. Bu varlıklar, saldırıları basit kunaiye benzer objeler ile yaparlar. İllüzyonların verdiği hasarlar minimal ve zihinseldir, rakiplerin aklını karıştırmak için kullanılır. İllüzyonlar hasar aldıklarında katrana dönüşüp yere yığılırlar ancak tekrar bir tanesi başka bir yerden yükselip hedefe saldırmaya devam eder, böylece sonsuz bir güruhmuş hissi yaratılır. Tekniğin efektif süresi 5 ilâ 10 dakika arasında, kullanıcının seviyesi ve disiplinlerine göre değişir.

Rishuu, C Rank
Kullanıcı kısa bir el mührü dizisinin ardından, onu o anda görebilen herkesi tekniğin etkisi altına alır. Tekniğin etkisi altında olan kişiler, kullanıcının havada 5 tane 1 metre boyunda metalden kazıklar oluşturduğunu görür. Kullanıcı bu kazıkları tekniğin etkisi altında olan herhangi birisine yollayabilir. Mükemmel bir isabet oranına sahip olan bu kazıklar, hedeflerini ıskalasa bile yeni bir tanesi oluşup tekrar hedefine saldırır. Kullanıcı kazıkları el hareketleri ile havada kontrol eder, eğer bu hareketleri yapmaz ise teknik bozulur. Hedeflere isabet eden kazıklar şiddetli bir zihinsel acı yaratır. Hedefe saplandıktan 5 saniye sonra açtıkları yara ile beraber yokolurlar. Her bir kazık, bir öncekinin oluşturduğu zihinsel acıyı daha ileriye taşır ve hedefi aşırı derece yorar. Yeterince yorulan hedef bayılma tehlikesi geçirir. Teknik açık kaldığı sürece chakra yer.

Teishi no Jutsu, C Rank
Kullanıcı Hebi mührünü yapar ve tekniği aktifleştirir. Tekniğin aktivasyonunun ardından, kullanıcı ile sosyal etkileşime giren herkes tekniğin etkisine kapılır. Teknik, etkisi altındaki kişilerin zihnine gizlice saldırır ve yüzey düşünceleri etkiler. Hedeflerin o an için kullanıcı hakkındaki düşüncelerini olumlu yöne çeker ve kötü düşünceleri engeller. Kullanıcının söyledikleri, çevresindekiler için inandırıcı hale gelir. Kullanıcı, hedeflere karşı bariz bir negatif tutum sergilemediği sürece hedefler kullanıcının sözlerini daha çok önemsemeye başlar. Teknik bozulmadığı sürece aktif kalır ve chakra yer.


Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Kötü Kalite Katana
Kagami'nin Alınbandı
Kullanıcı avatarı
Kai Ishio
 
Mesajlar: 91
Kayıt: 10 Haz 2016, 12:48

Re: [Bachuru&Ishio&Kageri | Aktif Operasyon] Casus ve Sadaka

Mesajgönderen GM - Naruto tarih 11 Ağu 2016, 20:01

Ishio'nun ellerine kaderini bırakmış olan Kageri, Ishio'nun verdiği kararın ardından sadece o bilindik gülümsemesini takınıyor. Ishio'nun kararının ardından, Kagami'nin öfkesi dinmemiş olsa da, en azından Kageri'ye fiziksel bir müdahalede bulunacak gibi durmuyor. Bachuru ise, arada kalmanın verdiği hissiyat ile, öylece kalakalıyor. Kageri, kendi elleri ile zindana koyduğu iki shinobinin hemen yanındaki zindana girdikten sonra, Ishio kapıyı kapatıp kilidi takıyor. Zindandaki iki shinobi de olayların etkisi ile pısmış bir halde bulunurken, Ishio Kagami'ye yemek teklifinde bulunuyor. Kagami ise Kageri'ye pis bir bakış attıktan sonra, başı ile onaylamakla yetiniyor bu teklifi.

Kagami önde, Ishio ve Bachuru yukarıya doğru hareketlenirken zindandaki iki shinobi Kageri'ye dönüyor ve içlerinden bir tanesi “Demek haini buldun, hain! Sence bu parmaklıklar bizi durdurabilir mi sanıyorsun? Ölen arkadaşımızı hain ilan eden birinin sabaha çıkma şansı var mı peki?” diyor. İki shinobi de az önceki o tırsmış halinden sıyrılırken, diğer shinobi “Bekle bir dakika!” diyerek diğerini uyarıyor. Bu shinobi “Eğer bu herifi harcarsak, bizim hain olduğumuz fikri iyice ağır basacaktır. Bu yüzden bu herifin kılına dokunmamamız lazım.” diyor. Bu fikir diğerinin hiç hoşuna gitmese de, ikili bir fikir ayrılığına düşüyor. Bu fikir ayrılığı da, Kageri'nin bir şeyler yapabilmesi için fırsat yaratıyor.

Kagami'nin önderliğinde yukarı çıktığınız anda, Ishio ve Bachuru göz ucuyla birbirlerini kesiyorlar. Karargahın içindeki shinobi Kagami'ye aşağıda olanları sorar şekilde bakarken, Kagami durumu anlayarak “Kageri'nin de hain olma ihtimali var ve bu yüzden geceyi zindanda geçirecek. Biz kasabaya iniyoruz, sen de kimseyi aşağıya sokmuyorsun. Anlaşıldı mı?” diyor. Shinobi başı ile Kagami'nin emirlerini anladığını ifade ederken, Kagami “Eğer kaçmaya çalışırlarsa, öldürebilirsin!” diyerek son emrini veriyor. Ardından da Ishio'ya dönerek “Senin için de bir sakıncası yoksa tabi...” diyor. Ishio bu noktada emri teyit etme veya değiştirme hakkına sahip olsa da, Kagami'nin emrini onaylamakla yetiniyor.

Ishio'nun verdiği emirler karşısında şaşkına dönmüş olan Bachuru, Kagami ve Ishio arasında olan biteni ve Ishio'nun planlarını çözmeye çalışıyor, bu yüzden de Ishio ile gitme taraftarı olsa da, Kagami'nin emri neticesinde Kageri'nin can güvenliği olmadığını düşününce, karargahta kalması gerektiğini düşünüyor. Bu ikilem arasınad bir karar vermesi gereken Bachuru, Kagami ve Ishio kapıdan çıkmadan önce kararını veriyor.

[*] Bachuru, Kagami ve Ishio ile gitmeye karar vermesi halinde, aşağıdaki paragrafın parantez içleri GM mesajına dahildir. Aksi durumda bu yazılar geçersizdir.

Kagami, Ishio'ya (ve Bachuru'ya) yemek yiyebilecekleri güzel bir yer olduğunu söyledikten sonra, limanın yakınlarında, okyanusun nefis kokusunu da içinde barındıran bir restorana giriyorsunuz. Burası, şimdiye kadar Umigawa'da gördüğünüz diğer yerlerden daha farklı bir görüntü sergiliyor. Bu restoranın elit bir mekan olduğu her halinden belli olurken, içeride hiçbir sarhoşun bulunmuyor olması da dikkatinizden kaçmıyor. Kagami 10 kadar masa olan restorantın en sonundaki masayı seçtikten sonra, Ishio'yu tam karşısına alıyor ve (Bachuru'yu ise Ishio'nun yanına oturttuktan sonra) kendisi de yerine gerleşiyor. Masaya hemen bir garson gelirken, Kagami “Her zamankinden.” demekle yetiniyor. Siparişleri beklemeye koyulduğunuz sırada Ishio (ve Bachuru) restorandaki masaları incelemeye koyuluyor. Kagami kendinden emin bir görüntü çizse de, Ishio (ve Bachuru) ortamdaki herkesi incelemeye koyuluyor. Shinobi hisleri Ishio'ya (ve Bachuru'ya) temkinli olması gerektiği söylese de, etraftaki insanlara bakınca, hiçbirinin shinobi gibi görünmediği anlaşılıyor. Masaya gelen sake ile Kagami bardakları doldururken ilk bardağı Ishio'ya uzatıyor. (Bachuru'nun bardağını olması gerekenden biraz daha fazla dolduran) Kagami, kendi bardağını da doldurduktan sonra, “Afiyet olsun!” diyerek sakesini dikiyor. Hemen ardından da bakışlarını Ishio'ya diken Kagami (sanki Bachuru hiç orada yokmuş gibi) “Eee, ne konuşmak istersin Ishio-san?” diyor tüm vahşiliğini bir kenara bırakıp, keskin bir şekilde bakarken.

[*] Bachuru karargahta kalmayı tercih ederse, aşağıdaki paragraf GM mesajı olarak geçerlidir. Aksi takdirde yazılanlar geçersizdir.

Bachuru ile karargahta kalan shinobi, kısa süreliğine birbirlerini kestikten sonra, shinobi kendine bir sandalye çekiyor ve ardından “Gergin zamanlar, ha?” diyor sanki bu yaşananlardan hiç sorumlu değilmiş gibi. Sandalyeye yavaşça otururken “Ben Ike Akihito ve sana söylemeliyim ki, bugün burada olanların hiçbiri hoşuma gitmiyor. Arkadaşının durumundan beni sorumlu tutmanı istemem, sonuçta ben de bir emir kuluyum. Belki sizler kadar parlak bir shinobi değilim, ancak emirlere itaat etmem gerekiyor, anlıyor musun?” diyor. Adamın cümlelerinin içten olduğu konusunda pek tereddüdün olmasa da, Kageri'nin aşağıda olmasının sebeplerinin başında bu herifin tez canlılığı ve yalakalığı olduğunu düşünmekten geri alamıyorsun kendini. Son olarak, Kageri'nin yanına inmenin, özellikle de Kagami'nin piyonu burada bulunuyorken riskli olduğunun farkındasın.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
Kullanıcı avatarı
GM - Naruto
Game Master
Game Master
 
Mesajlar: 2208
Kayıt: 09 Tem 2014, 22:21

Casus ve Sadakat

Mesajgönderen Yumasaki Bachuru tarih 12 Ağu 2016, 02:16

Kagami'nin güvenini kazanmayı beklemiyoruz, onu ehlileştirmeni bekliyorduk. O da buradaki herkes gibi şüpheli ve biz geldiğimiz anda şüpheli olduğunu kabul etmişken ona şüpheli değilmiş gibi hissettirmeye oynayarak ona zaten ziyadesiyle fazla zaman verdik. Öfkesi arkadaşının kelime seçimindeydi, Ishio'nun bundaki niyetinin gerçekten de kadını ehlileştirmek olduğunu bilse de. Kadına yetkinin kendilerinde olduğunu hissettirmekte aşırı gecikmişlerdi, üstünde köy için gönderilmiş olmalarından başka bir forsları yoktu ve bu sayede kendilerini kadın öfkeyle Kageri'ye saldırmadığı için şanslı hissetmişlerdi. Kadının ilk cümlesindeki sorgulama kelimesi gençleri o kadar etkilemişti ki neredeyse bütün zaman boyunca kendini buna şartlamış kadına bunun tersini kanıtlamak için imtiyazlar vermişlerdi. Köye bağlı, gerçekten sorgulandığını düşünen bir shinobi kendi başına iş yapmaz ve kendini sualsiz teslim ederdi; Kagami başından beri gençlerle oynamış ve bunu başarmıştı.

Kagami her ne olursa olsun, bu saatten sonra somut bir sonuca varana kadar ona muhtaçlardı.

İşlerin gidişatı Bachuru'yu huzursuz etmiyor değildi, ancak Ishio'nun anahtarlar için kalkan eli örümceğin parmaklarını tutan tendonların kasılmasına sebep olmuştu; rahat duruşundan vermeyi göze alabildiği tek taviz buydu. Ishio gerçekten de Kageri'yi parmaklıkların ardına sokmayı planlıyordu. Öfkenin anlıklığı dağılırken Ishio ve Kageri'nin gözlerinde gördüğü bakışlarla beraber duruma bakış açısı hızla değişmişti. Kendi gözlerinde görülmeyen bakışlar, Ishio'nun gözlerinin Bütün gece seninler, sorgula. dediğine emindi neredeyse. Her ne kadar bütün haliyle absürt görünse de bu durum- bir dostun diğerini zindana tıkması- Kagami'yi memnun ederken ateşle barutu birbirinden ayırıp, ateşin yine de ortamı aydınlatmasına yol açacaktı.

Merdivenleri çıkmaya başlarken genç adamı kaplayan, her şeyin iyi gideceğine olan o küçük inanç Kageri'nin zindan arkadaşlarından birinin sözleriyle kül olmaktan kurtulamayacaktı. Arkadaşının masumiyetini bilen zihni, Kageri'nin iki taraftan da alacağı öfkeyi karşılayabileceğini düşünüyordu ancak hayatını tehdit etmek belli bir sınırı aşmış gibiydi ki o hatayı Kagami bile yapmamıştı.


Yağmur yağacağı zaman kara bulutlar bir araya gelirken acele etmez, havanın karardığının farkına bile varamazsın.
Sakince yumuşak bir dönüş yaptı önce, acelesi yoktu. Kagami'ye eleştiri ve zıtlıkla gittiği kadar, zindandaki adamlara alçakgönüllülük ve sakinlikle yaklaşmıştı çünkü. Arkadaşını sakinleştirmeye çalışan adamı arkasına aldı ve gölgesinin, Kageri'yi tehdit eden adamın üstüne düşmesini izledi.
Gökyüzünde güneşi aradığında, bulutların arasından fışkıran altın ışığını görürsün sadece. Düşündüğün şey güneşin güzelliği değildir, hiç bir zaman güneşin güzelliğini düşünecek kadar rahat hissetmezsin çünkü.
Gözlerini açtı ve bir iki saniyeliğine, yılan gözlerini andıran küçük gözbebekli gözlerini adamınkilere dikti. Yüzündeki gülümseme, artık zoraki bir gülümseme olduğunu belli edecek kadar kasıntıydı.
Ve ilk gök gürültüsü gelir, aniden. Bebeklerin tatlı uykuları bölünür ve sen kıyafetlerinin içine sığınırsın.
BAM! Bachuru'nun elleri sağlamlığını test edercesine parmaklıklara çarptı ardından. Gülümsemesi yok olmuş ve uzun boynu başının bir yılan gibi bedeninden uzaktaymışçasına adama sarktığı izlenimini yaratmıştı.
Ve sen o an, şimdiye kadar sana yıldırım çarpmadığı için Tanrı'ya şükrederken bulursun kendini.
Mesajı açık ve net verdiğini düşünüyordu Tehdit böyle edilir. diye iç geçirirken. O süre boyunca Kagami'nin onu izleyip izlemediğine emin değildi ancak kadının Bachuru'da kendisinden bir şey bulduğuna sevineceğini düşünerek yüzüne gülümsemesini yerleştirebildi ancak. Kageri'ye bir şey söylemeden diğer ikisinin peşinden gidecekti; Mesajı aldın, sabun düşürürsen götü kollamana gerek yok. Yukarıda Kagami'nin sözleri Bachuru'yu yaralamamıştı, kadının hiç bir sözü bu konuda başarılı olamamıştı ve bu noktada kadının onu yaralamak isterse yakın temas kurması gerektiğini bildiği belliydi. Bachuru'nun diğer ikisinin aksine zihinsel tek zayıflığı biraz yavaş olmasıydı sonuçta. Ishio'nun da öldürme konusunda kadının fedaisine resmi bir sebep vermesini engelleyecek diplomatik bir şeyler söyleyeceğine emin bir rahatlıkla kapıya doğru olan yolculukta erken inmeyi tercih etti.

Arkadaşı ayrılmadan; "Ishio, bize de yemelik ekmek arası bir şeyler gönderseniz iyi olur bak." diye söze girdi. Karşısındaki adamı açmak için içki söylemeyi aklından geçirdi ama, bunu dile getirmesi niyetini ortaya çıkaracaktı. Şansı yaver giderse, Kagami bir şeyler göndertirdi... O zaman kullanmadığını beyan etme şansı doğardı. "Kageri ve diğer ikisi için de bir şeylere ihtiyacımız olabilir. Tutsakları besleme zorunluluğumuz var ve aralarından biri bizim gibi yolun başından beri aç." Kagami'nin önünde arkadaşına karşı iyi kelimeler kullanmamaya gayret etse de, Kageri'yi aç bırakamazdı.

Yemekleri beklerken, sakinlikten faydalanıp yerdeki kan lekelerinde gezdirdi gözlerini. Üzerinden uzun zaman geçmiş gibi görünse de taş çatlasa bir kaç saat önce olmuş olayları tekrar yaşamak istedi zihninde. İçki kokusunun yoğunluğunun yedi yaşında ilk içtiği sakenin verdiği kafayı vermiş olması, karargahtakilerin şaşkınlığı, Kagami'nin ortama saldırgan girişi... Kadının şüphe çekmesinin sebebi, köyden aldıkları emir değildi, hayır; Bachuru zihninden o ihtimali silmiş ve Kagami onu geri yerleştirmişti. Sakince ayağa kalkıp, sakince her şeyi açıklamaya başlar gibi yapıp arkalarındaki shinobiyi soğukkanlılıkla öldürmesi. Neden o? Neden şu an zindandaki ikisinden biri değil de o? Diğer ikisini onun kanına boğuşu ve dünya dışı bakışı ve gençleri nefessiz bırakan ve odayı kaplayan boğuk kan buharı.

Kagami'nin öldürdüğü adam, kadın dışında birine talimat verirken gördüğü tek shinobiydi burada; belki bu yüzden onu öldürmeyi seçmişti. Liderleri olduğunu düşündüğünden. Belki de gençlerin arkasından bir saldırı planlıyordu ve Kagami üçlünün hayatını kurtarmıştı, bunu zindandaki ikili de görürdü ve bunu görmelerine rağmen Kagami'nin hain olduğunu düşünmezlerdi. Belki de kadın onu bir şeyler söylememesi için öldürmüştü... Evet. Sonra diğer ikisine dönüp dikkati cesedin üzerinden çekti ve üçümüz de kadına bakakaldık. Bu soğukkanlı öldürüşün ardından bir anda öfkelendi ve diğer adamları dövmeye biraz önce öldürdüğü adamın cesedinin yanında devam etme kararı aldı. Sanki adamın cesedinde görmemizi istemediği bir şey varmış gibi. Ama gözümüz onun üzerindeyken olmazdı, bize döndü ve yüzündeki kan buharını odaya saldı. Güçlü bir genjutsu. Düşününce; genç adam sakin kafada şehrin alkollü havasıyla, odaya dağılan kanlı havanın yaşattığı hissin benzerliğini değerlendirdi zihninde. Kagami gereken zamanı kazandı. Ve saklayacağı ne varsa başarıyla sakladı.

Düşüncelerini sandalyenin zeminle yaptığı gıcırtı sesi dağıttı, adamın rahat konuşması Bachuru'nun dikkatini odadaki diğer kişiye çevirdi ve istemsizce sinirlendirdi onu zihninden uzaklaştıran adama. Genç örümceğin bulması zor olan bir özelliğiydi sonuçta zihni. Adamın kişiliğinin bir anda değişmesi onu yavşak birine dönüştürürken genç örümceğe kendi sorgu tekniğini hatırlattı. Adamın konuşmasını bitirmesini bekledi ve yüzü adama dönük bir şekilde bir hah çıkardı, sakin. Bu bıkkın ve yarım gülüş yorgunluğunun belirtisi kılığına girmiş bir dalga geçişti, biriken öfkesini havaya dönüştürüp vücudundan atmak için bir yol. Sonra gözlerini yerdeki kan lekesine dikti; "Şimdi bana ciddi ciddi karargah kumandanının yargısının hoşuna gitmediğini mi söylüyorsun Akihito-san, yoksa benim ağzımdan laf mı almaya çalışıyorsun?" dedikten sonra kendisi de bir sandalye çekip oturdu. Adam dürüstse, dökülecekti. Eğer gerçekten laf almaya çalışıyorsa, beceriksizdi ve Bachuru gecenin devamında adamın bu beceriksizliğine şahit olmaktansa sessizliği yeğlerdi. Biraz önce şaka yapan birinin takınacağı gülümsemeyi takındı, "Anlıyorum tabi ki, ayrıca parlak bir shinobi olmadığını düşündüren şey ne sana? Ben buraya beraber ailelerimize göz dikecek, düşman gözüyle bakan insanlara karşı sizinle omuz omuza savaşmaya geldim." diye ekledi yalan söylememiş olmanın verdiği huzurla.



out: Yaptığım bir hamlenin(parmaklıklara vurma) GM mesajındaki ilerleyişe göre biraz ortada olduğunun farkındayım, eğer merdivenden çıkışta sohbetler dışında o kısma büyük etki yaratacaksa yapmadım sayılmasını tercih ederim. Ayrıca ben nereye yerleştireceğimi bilemedim ancak, adamların ekipmanlarını almadıysak bu turda Kageri'ninkilerle birlikte aldığımızı var sayarsak güzel olur; gerçi bu konuda Ishio zaten bir şeyler yazacak ve varsayım ortadan kalkacak ancak bir hatırlatma olarak durması güzel oldu yine de. Gözlerim acıyo, yanlış bişeyler yazdıysam forçyus gelmeden uyarın.
İsim: Yumasaki Bachuru
Yaş: 17
Cinsiyet: Erkek
Element: Raiton
Seviye: C
Rütbe: Chuunin
Ryo: 25.000
Prestij: Moumoku/3
Resim
Güç:6
Çeviklik:7
Kondisyon:6
Potansiyel:6
Varlık:2
Zeka:3

Resim
Motivasyon
Değişim. Açıkçası ana motivasyonu böyle bir şey yapmak istedim, on yedi yaşında bir "katil" olsa da bir çocuktur sonuçta Bachuru. Değişime, ileriye, kendinin veya yeteri kadar ilginçse başkalarının hayallerine bir bağlılık hisseder ve bu bağlılık bu hayallerinin gerçekleşmesine çalışmasına sebep olur. Kötü biri değildir, ancak yeteri kadar ilginçse sonuçlar bunun için kötü şeyler yapmaktan çekinmez. Zaten bir shinobi olma sebebi de köyün insanlarının Altın Çağ hayalleridir.

Yumasaki Klanı.Bachuru, klanıyla ilgili hikayelerle büyümüş ve bu hikayelerin gerçekliğine dair hiç bir kanıt görmese de hayal kurmayı ve bu hayalleri takip etmeyi bırakmamıştır. Büyük annesinin onu engellemeye çalışmasına, eski evlerinin yerini bir chuunin olmasına rağmen söylememesi onu büyük ölçüde engellemiş; şevkini kırmış olsa da Yumasaki'yi köye ve daha önemlisi büyük annesi dışında hiç bir şeye sahip olmayan kendisine geri kazandırmak hayattaki en büyük amaçlarından biri olmuştur.

Komplikasyon
Çakra noktalarının zarar görmesinden kaynaklanan çakra kontrolü sorunu.

Ninjutsu
Raiton; Kizetsu no Jutsu, C Rank
Kullanıcı kısa bir el mührü dizisinin ardından elinde chakra biriktirmeye başlar ve aşırı yakın bir mesafeden bunu kullanıcısına fırlatır. Elektrik akımı hızlıca kullanıcıdan hedefe atlar ve çarptığı uzvu anında kilitler ve kasar. Bu, hedefe hasar vermese de hareket kabiliyetini kısıtlar. Teknik maksimum 2 metre uzaklıkta efektiftir.
Raiton; Yusubi no Jutsu, D Rank
Kullanıcı Tora mührünü yapar ve kendi vücuduna elektrik verir. Bu teknik, kullanıcının uyuşan zihnini tekrar çalıştırmasına ve dikkatini toplamasına yardımcı olur, ancak kullanıcıya hasar verir. Teknik bazı düşük seviye Genjutsu tekniklerini kırabilir.
Ayatsuito, D Rank
Kullanıcı elinde bulunan misinaya chakra yükleyerek, onu istediği gibi hareket ettirme yetisi kazanır. Aniden onunla rakipleri yakalayabilir ve bağlayabilir veya daha kompleks hamleler uygulayabilir. Misina sadece 10 saniyeliğine kontrol edilebilir ve kullanıcıdan 10 metre uzaklaşabilir.
Shunshin, D Rank
Kullanıcı bir elinin işaret ve orta parmağını dışarı açar ve vücudundaki chakraya odaklanır. Ardından, kullanıcı aşırı hızla hareket etme kabiliyetini kazanır. Genelde kullanıcıya bakan kişiler onun birden yokolduğunu görür, ancak teknik sadece aşırı hızdan oluşmaktadır. Kullanıcı çevresel etmenleri kullanarak hareketini gizler ve birden yerinde varolduğu izlenimini verir. Kullanıcı teknik ile chakrası yettiği sürece istediği mesafeyi katetebilir, ancak teknik süresince başka teknikleri kullanamaz ve saldırı yapamaz, bütün odağı tekniği açık tutmak üzerine olmalıdır. Teknik havada hareket etmek için kullanılamaz. Teknik kullanılarak rakibe hızlıca yaklaşılabilir ve uzaklaşılabilir, ancak avantajlı bir pozisyona geçmek aşırı derecede zordur, zira bir çok kişi Shunshin ile yapılan hareketi görebilir ve farkedebilir.

Taijutsu
Shinshouki, C Rank
Bunshoku, C Rank
Beceri Listesi
-
Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Sansetsukon (Kötü Kalite)
3 Kunai
5 Shuriken
5mt. Sentetik Misina
1 Patlayıcı Parşömen
2 Sis bombası
Kullanıcı avatarı
Yumasaki Bachuru
 
Mesajlar: 85
Kayıt: 12 Haz 2016, 10:23

Re: [Bachuru&Ishio&Kageri | Aktif Operasyon] Casus ve Sadaka

Mesajgönderen Kamiwaza Kageri tarih 13 Ağu 2016, 06:55

≈Tehlikeli Oyunlar Oynamak İstiyor İnsan≈
İzleyin youtube.com


Ne yapmam gerektiğini bilmiyorum. Öfkelenmeli miyim? Belki de. Yapılması gereken şey bu olmalıydı, doğru yada yanlış... Beni boğan hislerden, içten içe yakan zehirli buluttan nasıl kurtulurdum yoksa? Bende denemeye karar verdim. Kendi zihnime koyduğum barajı, kendi ellerimle yok etmeye karar verdim. Bırak dedim kendi kendime... Kontrolü sadece ateşe bırak, o yolunu bulur. Belki her şeyi ve herkesi yakardı, sindirirdi. Beni bile! Ama bir şeyler çözüme ulaşmış olurdu. Evvela diğerleri değil, ben huzurlu olurdum. Hayatımın en büyük bilmecesini çözmüş olurdum, gözlerimi kapadığım zaman ne olduğuyla alakalı... Doğduğum günden gözlerimi kapattığımda, yani gerçekten kapattığımda, yeni ve muazzam bir hayata uyanacağıma inanmıştım. Kendimi, sayısını bile bilmediğim kadar çok, bununla motive etsem de... Bir şeyler eksik kalmıştı hep. Bir kuruntu. Tüm inanç sistemimi sistematik bir şekilde kemiren bir şey, bir tohum. Sonunda içimde yanan aleve izin verseydim, bir bilmeceden daha kurtulmuş olmaz mıydım? Bugün, burada, tam olarak şu an. Başka bir şey düşünmedim. Yapılması gereken şey belliydi neticede. Bırak dedim, ateş gerisini halleder.

Daha önce hiç, zorlu bir bilmece çözmeyi denediniz mi? Evet evet, sana soruyorum! Tanıdığın ve bildiğin kimsenin ama gerçekten de kimsenin çözemeyeceği bir bilmeceyi, çözmeye çok yaklaştın mı, hiç? O his. Tam olarak o histen bahsediyorum, evet! Bilmecenin cevabı dilinin ucundadır. Oradadır, söylemek üzeresin ama sesin çıkmıyor; vücudun senin emirlerine itaat etmiyor. Söyleyemiyorsun. Evet. Ben o his için, o hissi bir kez daha yaşayabilmek için...

O hissi bir kere daha yaşamak istedim. Ve bir kere daha, ve bir kere... Öfkelenmedim, öfkelenemedim. Bir şeylere saldırmak da istemedim, yanılıyorsunuz. Bir gün kontrolümü kaybedecektim. Yüzüme yapıştırdığım maske yere düşecek, bir ömür boyunca maskenin altında yatan şey, ortaya çıkacaktı. Kimse sevmeyecekti onu, kimse! En yakınlarım ve dostlarım da... Beni tanıyanlar ve hatta yabancılar da. Kimisi korkacak, kimisi nefret edecekti. Çoğunlu korkacaktı gerçi... Nasıl bir insanın böyle olabildiğinden korkacaktı. Gurur duymuyorum veya sizin gözünüzü korkutmaya çalışmıyorum. Hatta inanmayacaksınız ama... En derin korkularımdan birisini, bizzat sizinle paylaşıyorum, evet! Sadece birisi tabii... Diğerleri, bir başka gecenin konusu, eğer bir başka gece olacaksa şayet.

Sadece birkaç dakika önce... Hainlerin efendisi bendim, elimde bir avuç anahtar şıngırtısıyla. Onlara istediğimi yapabilirdim. Ve sadece birkaç dakika sonra... Elinde anahtar şıngırtısı olan, benim biricik dostum Ishio idi. Ben mi? Ben ise, efendi değil, bir hizmetkar olmuştum; kelimenin tam anlamıyla. Fakat... Beni sakın yanlış anlamayın! Burada neler döndüğünü anlayabiliyorum, inanmayacaksınız ama... Ishio'nun en doğrusunu yaptığının farkındayım (öyle miyim?) Bundan daha iyi bir karar veremezdi (veremez miydi?) Ishio bana, el ile tutulamasa da, göz ile görülemese de; en büyük ve en gizemli güçlerden birisini bahşetmişti. Zaman. Bütün bir gece ve bütün sabahlar... Ta ki birisi şu kapıdan girip, bizi sorgulayana kadar! Amaçlarımıza giden yolda verilmesi gereken kurban olmuştum. Zaten sevmiyor muydum riski?

Fakat benim de sevmeye hakkım yok mu albayım? Yok. Peki albayım. Bende susarım o zaman.

Ne Ishio'nun anahtarları elimden alışı, ne Kagami'nin fırlatıp attığı bakış... Suratımdaki ifade bozulmadı, sanki öyle bir şey mümkünmüş gibi! Bana söylenileni yapmaktan ve gülümsemekten başka bir şey yapmadım, tek bir kasımı bile kaldırmadım. Hatta... Hatta ve hatta, sadece birkaç dakika önce benim botlarımı yalamak üzere olan adamların tehditlerine bile boş ve manasız gözlerle bakmaktan başka bir tepki göstermedim. Zaten... Sevgili dostum Bachuru, benim yerime bunu gerçekleştirmişti, kendine özgü stiliyle... Fazla sinirlenmezdi bizim Bachuru. Benim gibi acele kararlar vermez ve bunlarla yüzleşmek zorunda kalmazdı. Fakat, sinirli görmek istemeyeceğiniz adamlardan biriydi. Eğer onu tanısaydınız... Bu öfkesinde sadece, iki köpeğin havlamasından daha fazlasını olduğundan emin olurdunuz. Ishio'ya da mı... Kagami'ye de mi... Yoksa bana da mı kızgınsın, sevgili dostum? Ama arkamı koruyorsun, öyle değil mi? Teşekkürler ve minnettarım, tüm o balıklar için...

Gardiyanlarımı, gözden kaybolana kadar izledim. Teker teker ama kararlı bir şekilde... Birbiri ardına yok olana kadar, kapıyı arkalarından kapatana kadar izledim onları. Görevin bana düşen kısmı yaklaşıyordu. Hala bu görevi üstlenmem gerektiğinden emin değildim. Bu iki zavallı yada bir avuç parmaklık... Beni durdurabilir miydi sanki? Hayır. Beni durduran şey bunlar değildi, Kagami ise hiç... Arkadaşlarım beni durduruyordu, ağızlarından bir kelime bile çıkmasa da. Bana güveniyorlardı. Yani... İnanmak istediğim bir milyonuncu şey buydu. Sadece bir tanesi... Neden olmasın ki? Hem zaten, onlar benim arkadaşlarım, öyle değil mi? Onlara bir kıyak geçebilirim! Hem... Kimlere geçmedim ki?

"Sever miydiniz onu..."

Ne kadar süre geçtiğinden emin değildim, ağzımı açıp bir cümle kurmadan önce. Zindanımın kendime özel köşesinde, sessiz bir şekilde sırıtmaktan ve tonla düşünmekten başka bir şey yapmadan; değerli zamanımın geçmesine izin vermiştim çünkü. Belki dakikalar, belki saatler... Bu iki kuş, yaralı mı yaralı, henüz şakımaya hazır değillerdi. Bende onları kendi halinde bırakmaya ve yaralarını yalamaya bırakmıştım. Pardon bir dakika! O zaman bu iki ahmak, kuş olamaz ki? Neyse... Ana fikri anlamış olmalısınız. Sakinleşmelerine ve düşünmelerine izin verecek, fakat benden çok da uzaklaşmalarına izin vermeyecektim. Ne dostane, ne de düşmancıl... Sakin hatta gereğinden fazla sakin, kadife bir tonla ilk ben şakıyacak ve devamını getirecektim.

"Ölen dostunuzu?"
Resim
Künye
İsim: Kamiwaza Kageri
Yaş: 19
Cinsiyet: Erkek
Element: Katon
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Ryo: 85.000
Fraksiyon: Taiyou
Prestij: Moumoku/3



Motivasyon
Doğaüstü: Fantastik canavarlar, doğaüstü varlıklar, imkansız olaylar, tuhaf söylentiler, masalsı güçler... Ve daha niceleri! Kageri, her türlü fantastik-mitolojik olaya/ögeye saplantı boyutunda bir tutku duymaktadır. Bu, Kageri'nin içinde -muhtemelen- asla sönmeyecek bir alev gibidir. Kendisi tek bir fantastik olayı görmeyi, elde etmeyi yeterli bulmaz. O, nefes aldığı süre boyunca bulunabilecek yeni bir doğaüstü olayın olduğunu ve olabileceğine inanır. Uzun lafın kısası... Doğaüstü olaylar, Kageri'yi yataktan kaldıran ve güne hazırlayan yegane motivasyonudur. Uzun ve yorucu yolculuğuna, çıkış nedeni ve hedefidir.

Komplikasyon
Takıntı: Mucizeler, efsanevi güçler, olmaması gereken yaratıklar, kutsal varlıklar, mitolojik kahramanlar... Kageri'yi harekete geçiren tüm bu ögeler, aynı zamanda, onun en büyük lanetidir de! Doğaüstü olaylara, hikayelere duyduğu aşk; bir noktadan sonra, onun için bir saplantıdır. Gerçek hayatın üzerindeki herhangi bir olgu, Kageri'nin takıntısını beslemek için yeterlidir. O an ne yapıyor olursa olsun, saplantısının peşinden koşacak ve duyduğu şeylerin kaynağını araştıracaktır.



Profil
Güç: 2
Çeviklik: 4
Kondisyon: 8
Potansiyel: 10
Varlık: 6
Zeka: 5



Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 1
[Çeviklik] Akrobasi: 1
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 1
[Potansiyel] Ninshuu: 1
[Varlık] Aldatma: 2 [Favori]
[Varlık] Empati: 1
[Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 1
[Zeka] İzcilik: 1



Ninjutsu
Shunshin
Hibashiri
Kaon no jutsu
Ryuuka no Jutsu
Housenka no Jutsu
Sanzengarasu: Hite no Tori
Kullanıcı avatarı
Kamiwaza Kageri
 
Mesajlar: 48
Kayıt: 09 Mar 2016, 18:00

Re: [Bachuru&Ishio&Kageri | Aktif Operasyon] Casus ve Sadaka

Mesajgönderen Kai Ishio tarih 13 Ağu 2016, 12:23

Kageri'nin hakettiği yer burası değildi. İpe asılıp zevkine dövülebilirdi ancak şüpheli iki kişinin önünde, dostu tarafından zindana tıkılarak aşağılanmak fazlaydı. Üstüne surat ifadesi... Kageri'nin alaycı gülümsemesini sevmiyordu Ishio. Özellikle böyle bir anda atıldığında ne düşüneceğinden emin olamıyordu. Sabaha beni öldürecek misin ? Yoksa yaptığımı... Anlayabiliyor musun ? Kuşu kafese tıktıktan sonra tereddüt etmeden kilide soktu anahtarı. Diğer iki shinobiyle kısa bir bakışma dışında etkileşime geçmedi. Onlara karşı şimdilik cephe almak yahut sularına gitmek istemiyordu. Zaten işine yarayacak bir izlenim yaratabilmişti. Arkadaşları dışında herkese anlatabilmişti bunu. Dostumu zindana tıkabiliyorsam, sorgulayabiliyorsam, kendi halinize yanın. Durumu daha fazla garipleştirmeden zindanın kilitlendiğinden emin oldu ve arkasını dönüp yürümeye başladı.

İki şüpheli shinobinin tavırlarıysa ilgi çekmekten ileriye gitmemişti. Az önce kendilerini sorgulayan shinobinin içeri tıkılması harlanmalarına neden oluyordu. Kageri'nin onları bastırabileceğinden, konuşturabileceğinden şüphe duymuyordu Ishio. Bachuru adamlara doğru hareketlenirken anlık ve soğuk bir şekilde bu konudaki tek yorumunu yaptı. " Üçünün de üstlerini arayın Bachuru. Sabaha hepsi sağ çıksın. " Üçünün de. Yaptığı genelleme o kadar içten gelmişti ki Ishio bir an yaratmaya çalıştığı karakterin esiri olduğunu düşündü. Daha iyiydi. Sertleşiyordu Ishio. Sertliğini kullanabileceği harika bir senaryo yaratabilmişti. İleri gidebileceğini göstermişti, Kagami'nin mantıklı yönüne ulaşabiliyordu ve en sonunda onunla yalnız kalacaktı. Kimsenin ters sözlerini ona açıklamadan, onun gazını alma çabasına girmeden konuşabilecekti. Karargaha girerken yaptıkları hata dışında saatlerce onları çıkmaza sürükleyen şeylerle uğraşmayacaktı artık.

Merdivenlerden hızlanarak çıkmıştı Ishio. Sabırsızlık ve aşağıdaki boğuk havadan kaçma isteği. Kagami'nin diğer shinobilere söyledikleriyse karargahtan da kaçmak istemesine sebep ölmüştü. Kaçmaya çalışırlarsa öldürebilirsin. Buna ne şekilde itiraz edebilirdi ki Ishio ? Yapılması gereken buydu. Ve Ishio, Kagami'nun bunu denemek için söylediğini hissediyordu. Sakıncası yoksa... Yoktu. Esirler kaçmaya çalışırsa öldürülmeliydi. " Yetki ikinizde. Aralıklarla iletişim kurmadan kontrol edin, ölüme gerek kalmaz. " Ne karşı çıkmıştı ne de tamamen kabullenmişti. Doğru olan buydu. Ayrıca istediğini de yaptırabilecekti. Kageri'nin o zindanda tamamen savunmasız kalmasına göz yumamazdı. Bachuru''nun kontrol etmek için bahanesi vardı artık. Ishio öyle söyledi.

Alkol kokusunun kısa süreli hakimiyeti Ishio'nun miğdesini tekrar bulandırmaya yetti. Karargah daha nefes alınabilir bir havaya sahipti. Kan kokusunu alkole tercih ederdi en azından. Şükür ki, gittikleri yere yaklaştıkça koku tekrar etkisini kaybediyor, daha saf birşeye dönüşüyordu. Okyanusun için açan serinliği vardı artık. Ve medeniyet vardı. Şişe dilleyen insanlardan ziyade daha elit bir kesimin içine girmişti Ishio. İçmesini, yemesini bilen insanlar. Asık suratı bu nedenle biraz daha gevşemişti. Hatta ufak bir sırıtma oluştu. Açıkçası karargahın bir odasında açacakları hazır bir ramen paketiydi Ishio'nun yemekten kastı. Böyle birşey istememişti. Etkilenmemeye çalıştı.

Kagami'nin tam karşısına oturdu. Masadaki tek eksik şeyi düşündü, ikisinin arasına konacak ufak bir mum. Lakin mum gelse bile ortama uygun bir rahatlık sergileyemeyecekti. Tek gözü hala insanların üzerindeydi. Arkasını dönüp bakamıyordu, fazla şüpheli olurdu. Herkes normaldi. Shinobi gibi görünmüyorlardı. ' Tehdit ' gibi görünmüyorlardı. Tüm mesele de buydu zaten. Fazla normaldi burası. Az önce geçip gittikleri bok çukurunun içinde böyle bir yerin varlığı fazla olağandışıydı.

Diğer ihtimalse, Ishio bir paranoyaktı.

Kendisine uzatılan bardağa baktı, ardından şişeye. Ishio alkole, tütüne karşıydı. Vücuduna zararlı gelebilecek herşeye karşıydı. İlk kez içki içtiği zamanı net bir şekilde hatırlıyordu. O iğrenç tada rağmen içmeyi sürdürmüş, Bachuru'ya babası hakkında üzerinde düşünmeye fırsat bırakmayacağı açıklıkta bazı şeyler anlatmıştı. Dayanıksızdı yani. Bu yüzden içkiyi reddetmek ve içmek arasında kalmıştı Ishio. Reddetmek kabalık olacaktı, içmek ise iğrençlik. Tek yudumda sarhoş olmayacağını biliyordu. Belki gevşerdi. Belki de ölürdü, zehirliydi. Ortamda ilk anlarda sezdiği gariplik yakasını bırakmıyordu. Derin bir nefes alarak bu histen kurtulmaya çalıştı. Bardağı yavaşça kaldırarak tek bir yudum aldı. Ekşiyen surat ifadesi, zorlanarak yutması.. Kagami bunları gördükten sonra Ishio'nun alkol kullanmamasını garipsemezdi. " Alkolle pek aram yok. " Bir şüphe nedeniyle alkol içmediği konusunda Kagami'nin kafasında şüphe oluşturmamalıydı. Bu yüzden bardağı kenara itmekle yetindi. " İstiyorsanız benimkini de içebilirsiniz. "

Zihinsel olarak hala rahat hissetmemesine rağmen en azından görünümünde bunu belli etmemeye çalıştı. Kollarını masaya dayayarak Kagami'ye doğru eğildi. Bundan daha rahat ve içten gözüken bir duruş varsa.. Ishio bunu bilmiyordu. " Aynı şeylerin üstünden geçmekten bıktınız biliyorum. Ama bunu istiyorum. Daha sakin bir kafayla, daha gevşek bir ortamda.. Bachuru ve Kageri olmadan. " Kur yapma olarak anlaşılmayacak bir gülümseme yerleştirdi. " İğneleme olarak algılamayın, hissettiğimi söyleyeceğim. Bence karargahta söylemekten çekindiğiniz birşeyler var. Bachuru ve Kageri'nin agresiflikleri, belki de yaydıkları güvensizlikten öte atladığınız birşeyler. " Bu bilgilerin varlığına gerçekten inanıyordu Ishio. Kagami karargahta tamamen açık davranmış olamazdı. Şu anda bunu yapması için bir sebebi yoktu. Öte yandan böyle birşey olmasa dahi, Kagami bunu kanıtlamak zorunda hissedebilirdi. Bu durumda bile Ishio birçok şey elde etmiş olacaktı. " Eğer yanlış bir dürtüyse geçebiliriz tabii ki. Şu shinobileri merak ediyorum. Zindana tıktığımız ikisi ve - " Öldürdüğünüz shinobi demeyecekti. Ölen shinobi demeyecekti. Ortamı daha da yumuşatma amacı taşıyan birinin söylememesi gereken sözlerdi bunlar. " Ve şu bahtsız shinobi. "

Mekanı kısaca tekrar süzdü. Hem Kagami'ye biraz süre verdi hem de kendisini rahatlattı. " Nasıl insanlardı, nereden geldiler vesaire. Casus olduklarını nasıl gizleyebildiklerini ve amaçlarını nasıl gerçekleştirdiklerini anlamaya çalışıyorum. " Son cümlesinde ses tonunu olabildiğince sakin tutmuştu. Laf sokma olarak algılanabilirdi. Aslında öyleydi. Ses tonuyla bunu dengelemeyi, Kagami'yi Ishio'nun amacı konusunda ikileme düşmesini istiyordu. Aralarındaki yakınlığın gerçekliğini ve güvenilirliğini bu şekilde anlayabilirdi.
Künye
İsim: Kai Ishio.
Yaş: 19
Cinsiyet: Erkek.
Element: Raiton.
Seviye: C- Rank.
Rütbe: Chuunin
Ryo: 85.000
Prestij: Tanjou/1
GP: 1

Motivasyon
Altın Çocuk: Altın jenerasyonun Altın Çocuğu ! Biraz iddialı geliyor kulağa fakat kişiliğini oluşturan noktaları düşününce ister istemez bu sonuca varılıyor. Babasının ihanetle bıraktığı lekeyi temizlemek, annesine olan borcunu ödemek, çekirdek ailesini reddeden sülalesine yaptığı hatayı kanıtlamak, Nikkougakure'ye duyduğu bağlılık.. Tüm bunlar Ishio'yu her zaman en iyi olmak konusunda iteleyen şeyler.

Baba: Ishio'nun babası Kyogi Riku şüphesiz ki hoş karşılanan biri değil. Savaşta Daimyo'nun tarafını seçmesiyle başlayabiliriz. Savaştan sağ çıkıp seneler sonra Ishio'nun annesi Kai Tsumu'ya tecavüz etmesi, Tsumu'nun kocasını ve bebeğini öldürmesi onu bir suçlu konumuna getiriyor. Ishio'nun önceliği bu konu olmasa bile biyolojik babasını adalete teslim etmek yahut adaleti ona götürme konusunda istekli. Ishio, Riku'nun işlediği cinayetler sonrasında hayatını bir kaçak olarak sürdürdüğünü biliyor. Süregelen eğitimleri ve köy çalışmaları nedeniyle henüz bu konuda araştırma yapabilmiş değil.

Komplikasyon
Tek Göz: Ishio babasından geldiğini düşündüğü yeşil renkte olan gözünü bir göz bandıyla kapamakta. Ve bu konudaki takıntısı, bu bandı vücuduna dikişletecek seviyede. Sağ gözü tamamen kullanım dışı diyebiliriz. Şayet dikişleri duruma göre sökme gibi bir seçeneği bulunmamakta. Ancak eli yatkın biri tarafından, uygun ve steril bir ortamda çıkarılabilir göz bandı. Ishio bunu yapmaktansa ölmeyi tercih edeceği için pekte olası bir durum değil. Göz bandı yaklaşık 4 senedir dikişli ve hiç çıkarılmamış durumda.

Kadınlar: Tüm hayatı annesi, onunla konuşmayan ablası ve bir sınıf dolusu kadın arasında geçmiş Ishio'nun karşı cinsine duyduğu bir hassasiyet bulunmakta. Biyolojik babasının annesine yaptıklarını öğrenmesi bu konudaki en büyük dayanak denebilir. Ishio kadınlara karşı fazlasıyla yumuşaktır. Gündelik hayatında kadınları absürd durumlar dışında kıramaz, sinirini yansıtamaz, nazikliğini bırakamaz vesaire. En kanlı savaş anlarında ise Ishio dişi rakiplerine karşı daha yumuşak olacaktır. Fazla yumuşak.

Özellikler
-

Profil
Güç: 2
Çeviklik: 6
Kondisyon: 5
Potansiyel: 4
Varlık: 6
Zeka: 7

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 1
[Çeviklik] Akrobasi: 1
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 1
[Potansiyel] Ninshuu: 1
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 1
[Varlık] Sosyalleşme: 2 ****
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 1 ****
[Zeka] İzcilik: 1


Karakter Gelişim Başlığı
Ninjutsu
Otonaku Ashi Jutsu, D Rank
Kullanıcı kısa bir el mührü dizisinin ardından, ayaklarının çıkardığı tüm sesi keser. Böylece, kullanıcının ayak sesleri yokolmuş olur. Bu, gizlice bir yerlere sızmada kullanıcıya yardım eder ve rakiplerine farkedilmeden yaklaşabilmelerini sağlar. Teknik açık kaldığı sürece chakra yer.

Girigiri, D Rank
Kullanıcı aniden parmaklarının ucundan ufak elektrik patlamaları oluşturabilir. Bu patlamalar aşırı derecede parlaktır, yakın mesafeden kişilerin aklını karıştırabilir ve gözlerini korumaya zorlayabilir. Teknik aşırı hızlıdır ve el mühürlerine gereksinim duymaz. Bu patlamalar rakiplerle temasa geçerse hafifçe çarpar ancak hasar vermez.


Taijutsu
Shinshouki Stili, D Rank
Akrobatik ve hareketli bir stil olan Shinhouki'nin asıl amacı en az eforla en çok hasarı vermektir. Stilin hamleleri diğerlerine göre sadece uzvu savurmakla bitmez, ardından gelen momentumu da kullanmayı amaçlar. Yani, diğer stiller nasıl yumruk atılacağını öğretirken Shinshouki bu atılan yumruk ile kullanılan momentumu daha iyi nasıl kanalize edilebilineceği üzerine odaklanır. Bu yüzden, hamleler genelde çemberseldir ve her biri bir diğer hamlenin önünü açar. Zıplamalar, takla atmalar ve çelme taklamalar stile destek olur. Kullanıcının gövdesini merkez olarak belirleyip çembersel bir şekil izleyen hamlelerde kullanıcı harcanan momentumun büyük bir kısmını bir sonraki darbesine aktarır ve böylece uzun dövüşlerde yorulma riskini minimuma indirir. Stilde ilerleyen kullanıcılar akrobatik ve hareketli hamlelerin avantajını ortaya çıkarır. Stilde gittikçe ustalaşan kullanıcıların hamleleri öngörülemeyen bir düzeye ulaşır.


Genjutsu
Ryuhoubo Disiplini, D Rank
Kuroshiki, D Rank
Kullanıcı kısa bir el mührü dizisinin ardından tekniği aktif eder ve bir hedef seçer. Eğer bu hedef, kullanıcıya 15 metre veya daha yakındaysa, tekniğin etkisi altına girer. Tekniğin etkisi altında kalan hedeflerin herhangi bir duyusunu kullanıcı isteği doğrultusunda bozabilir. Gözler bulanık görmeye başlar, eller uyuşur, tad alınamaz, duyma mesafesi kısalır veya koku alamaz hale gelir. Duyurlar tamamen kapatılmaz, sadece bozulur. Yani hedef tamamen kör edilemez/sağır yapılamaz. Bu etkilerden aynı anda sadece 1 tanesi aktif edilebilir, ancak teknik bozulmadan bu etkiler arasında geçiş yapmak mümkündür. Maksimum 1 hedef bu tekniğin altında olabilir. Teknik açık kaldığı sürece chakra yer.

Kanryousou, C Rank
Kullanıcı kısa bir el mührü dizisinin ardından tekniği aktif eder. Kullanıcının yumruklarına veya silah darbelerine maruz kalan kişiler tekniğin etkisi altına girerler. Tekniğin altında kalan kişiler, aldıkları her bir başarılı saldırının vücutlarında çatlaklar oluşturduğunu görür. Bu çatlaklar hedefe, vücudunun sanki çok kırılgan bir katı maddeden oluşmuş gibi bir his verir. Her bir saldırının ardından hedefin vücudunun bazı yerleri parçalanıp dökülmeye meyilli hale gelir. Hedef kırılıp dökülen uzuvlarını kullanamaz hale gelir. Eğer hedefin başı veya vücudunun tamamı parçalanırsa bayılma tehlikesi geçirir. İradesi yüzünden zihnini korumayı başarabilenler için teknik o an bozulur. Teknik açık kaldığı sürece chakra yer.

Raigen, C Rank
Kullanıcı kısa bir el mührü dizisinin ardından iki elini önünde birbirine çarptırır. Bu el çarpma sırasında, kullanıcının vücudunun herhangi bir yerini görenler, tekniğin etkisi altında kalır. Tekniğin etkisi altında kalanlar, kullanıcının vücudunun aşırı güçlü bir ışık kaynağına dönüştüğünü görür. Bu ışık ile beraber hedefler geçici bir yarı körlük altında kalır. Bir süre boyunca görme yetileri hatırı sayılır bir şekilde bozulur. Teknik uygulanırken, eğer bir kişi aşırı yakındaysa, o kişi geçici bir süreliğine tamamen kör olabilir. Tekniğin efektif süresi 2 ilâ 10 dakika arasında, kullanıcının disiplin ve seviyesine göre değişir.

Kasumi Juusha, C Rank
Kullanıcı, normal bir el mührü dizisi uygular. Ardından, o anda kullanıcının 25 metre yakınında olan herkes tekniğin etkisine kapılır, kullanıcının görülür olmasına gerek yoktur. Tekniğin etkisi altında kalan kişiler, yerden katrandan oluşan, simsiyah, kabaca kullanıcının silüetine benzeyen varlıklar çıktığını görür. Bu illüzyonlar tekniğin etkisi altında kalan her bir kişi için 3 tanedir ve her bir 3 tanesi 1 kişiye saldırır. Bu varlıklar, saldırıları basit kunaiye benzer objeler ile yaparlar. İllüzyonların verdiği hasarlar minimal ve zihinseldir, rakiplerin aklını karıştırmak için kullanılır. İllüzyonlar hasar aldıklarında katrana dönüşüp yere yığılırlar ancak tekrar bir tanesi başka bir yerden yükselip hedefe saldırmaya devam eder, böylece sonsuz bir güruhmuş hissi yaratılır. Tekniğin efektif süresi 5 ilâ 10 dakika arasında, kullanıcının seviyesi ve disiplinlerine göre değişir.

Rishuu, C Rank
Kullanıcı kısa bir el mührü dizisinin ardından, onu o anda görebilen herkesi tekniğin etkisi altına alır. Tekniğin etkisi altında olan kişiler, kullanıcının havada 5 tane 1 metre boyunda metalden kazıklar oluşturduğunu görür. Kullanıcı bu kazıkları tekniğin etkisi altında olan herhangi birisine yollayabilir. Mükemmel bir isabet oranına sahip olan bu kazıklar, hedeflerini ıskalasa bile yeni bir tanesi oluşup tekrar hedefine saldırır. Kullanıcı kazıkları el hareketleri ile havada kontrol eder, eğer bu hareketleri yapmaz ise teknik bozulur. Hedeflere isabet eden kazıklar şiddetli bir zihinsel acı yaratır. Hedefe saplandıktan 5 saniye sonra açtıkları yara ile beraber yokolurlar. Her bir kazık, bir öncekinin oluşturduğu zihinsel acıyı daha ileriye taşır ve hedefi aşırı derece yorar. Yeterince yorulan hedef bayılma tehlikesi geçirir. Teknik açık kaldığı sürece chakra yer.

Teishi no Jutsu, C Rank
Kullanıcı Hebi mührünü yapar ve tekniği aktifleştirir. Tekniğin aktivasyonunun ardından, kullanıcı ile sosyal etkileşime giren herkes tekniğin etkisine kapılır. Teknik, etkisi altındaki kişilerin zihnine gizlice saldırır ve yüzey düşünceleri etkiler. Hedeflerin o an için kullanıcı hakkındaki düşüncelerini olumlu yöne çeker ve kötü düşünceleri engeller. Kullanıcının söyledikleri, çevresindekiler için inandırıcı hale gelir. Kullanıcı, hedeflere karşı bariz bir negatif tutum sergilemediği sürece hedefler kullanıcının sözlerini daha çok önemsemeye başlar. Teknik bozulmadığı sürece aktif kalır ve chakra yer.


Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Kötü Kalite Katana
Kagami'nin Alınbandı
Kullanıcı avatarı
Kai Ishio
 
Mesajlar: 91
Kayıt: 10 Haz 2016, 12:48

Re: [Bachuru&Ishio&Kageri | Aktif Operasyon] Casus ve Sadaka

Mesajgönderen GM - Naruto tarih 13 Ağu 2016, 16:13

Kageri; Adamların kendi içindeki fikir ayrılığı sürecini kullanarak konuşmaya başlıyorsun. Toplamda 5 kelimeden oluşan cümleni yaklaşık yarım dakika kadar bir sürede söylemenin ardından, seninle ilk konuşan shinobi kızgın bir şekilde sana bakmaya başlıyor. Aslında bu bile tek başına bir cevapken, konuşmak için ağzını açıyor. Ne var ki, herif daha lafa giremeden yanındaki diğer adam söze giriyor ve “Evet, onu severdik. O bize kol kanat geren biriydi. Kagami gibi bir hain tarafından öldürülmüş olması çok acı.” diyor. Adamın içtenliğinden hiçbir şüphe duymasan da, yanındaki adamın öfkeli tavrının devam ediyor oluşu dikkatinden kaçmıyor. Zaten öfkeli adam içindekileri dökmek için fırsat kolluyor gibi dururken, birden sesini yükselterek “Ehh, yeter!” diyor. Bu sesin yukarıdan duyulmayacağı noktasında emin olsan da, adamn sadece bu hareketi ile bir şeylerin itirafına şahit olacağını anlıyorsun. Bu yüzden dikkatin giderek artarken adam öfkesinden hiçbir taviz vermeden “Zaten buradan sağ çıkamayacaksınız! Burada elin kolun bağlıyken, başınıza neler geleceğini söylemenin tam zamanı! Hele ki arkadaşların bir bir geberip giderken, senin buradan kıpırdayamayacak olduğunu düşünürsek!” diyor zevkle. Diğer adam, arkadaşını dizginlemeye çalışsa da, artık her şey için geç olduğunu o da anlamış gibi duruyor ve bir süre sonra senden gelebilecek herhangi bir saldırı için tetikte beklemeye koyuluyor.

Öfkeli shinobi zevkle harmanladığı bu öfkesini kusarken “Her şey Kurata kardeşlerin dediği gibi oldu! 2 kardeş, koca ülkeyle oyuncak gibi oynadı!” diyor gülmemek için kendini tutarken. Yerinde sabırsız biri olsa, çoktan olanları öğrenmek için hamle yapmaya başlamış olacakken, senin dingin tavrın, bu adamı daha da gaza getiriyor. Zevkten yerinde duramayan adam “Kagami orospusu bu kasabayı elinde tutan kişiydi. Eğer onu gebertirsek, bunun bedelini bize ödetirlerdi. Ama onun hain olduğu düşüncesiyle Nikkougakure'den buraya shinobiler gelse ve onlar da hain olması nedeniyle Kagami'yi infaz etse, işte o zaman hiçbir sorun kalmazdı! Kurata kardeşler, istihbaratın gitmesi engellenirse, buraya geleceğiniz tahmin etmişlerdi. Kagami'yi de bildikleri için, sizin gelmeniz onu rahatsız edecekti. Umigawa'daki tüm shinobilerin önünde birbirine güvenmeyen iki taraf olacaktınız! Ardından Kagami'nin vahşiliği ona hata yaptıracaktı ve bir şekilde eline kan bulaşacaktı! Tabi bu kandan siz de nasibinizi alacaktınız! Kısacası, birbirinizi öldürüp gidecektiniz işte!” diyor. Ancak adamın anlatacaklarının bundan ibaret olmadığı belli oluyor. Senden bir tepki bekleyen adam, istediği karşılığı almayınca “Tabi bu olmasını beklediğimiz plandı. Aksi bir durumda, hem sizi hem de Kagami'yi bizler harcayacaktık... Bizler... Burada gördüğün tüm shinobiler!” diyor ve kahkahasını artık tutamıyor. Yanındaki adam hala temkinli bir şekilde dururken, adam “Birazdan burada olurlar... Ne de olsa, Kurata Risa şu an karargah kalan tek kişi!” diyor. O anda şimşekler beyninde çakıyor... Kurata Risa isimli kişi ile Bachuru'nun yukarıda tek başına olduğu düşüncesi beynine yankılanıyor. Zindandaki olayların mimarı olarak saydığınız, Kagami yalakası olan Kurata Risa...

Bachuru; Akihito'ya sorduğun sorunun ardından, adam hemen kendini savunmaya çekiyor ve konuşmak için senin cümlelerinin bitmesini bekliyor. Senin konuşmanın ardından ise “Seni temin ederim ki, ağzından laf alma gibi bir niyetim yok. Zaten bu konularda pek iyi de değilimdir.” diyor hafifçe gülümserken ve ardından “Ben sadece fikrimi söyledim, birilerinin ölmesi, aynı yolda yürüdüğümüzü düşündüğümüz kişilerin hain çıkması ve diğer şeyler... Bunlar gerçekten hoş değil ve Kagami-sama'nın tahammül edemeyeceği şeyler. Giderek kontrolden çıkacak ve sonunda, kendi dahil hepimizi bitirecek!” diyor yüzü endişeli bir hal alırken. Kısa bir nefes aralığından sonra yerinden doğrulan adam, merdivenlere doğru ilerlerken “Umarım en kısa sürede bu işi çözersiniz.” diyor. Hemen sonrasında ise “Ben aşağıdaki ateşle barutu kontrol edeyim, Ishio-san sık sık kontrol edilmesini emretmişti.” diyor hafifçe gülümserken.

Ishio; Bir yudum alıp Kagami'nin önüne ittiğin bardağa tebessümle bakan Kagami, hiçbir tereddüt belirtisi göstermeden bardağı alıyor ve içindeki tüm sakeyi tek seferde içiyor. Bardağı yavaşça masanın üstüne koyduktan sonra ise “Tadı aç bir köpeğin midesini dolduran asit gibi... Ama nedense böyle stresli zamanlarda da içilmesi gerekiyor... Nedense?” diyor hafif gülümseyerek. Bardağı bir kez daha doldururken seni dinleyen Kagami, bir kez daha sakesini tek seferde yutarken “Ishio-san, sana konuyla ilgili anlatacak daha fazla bir şeyim yok. Fazlasını bilsem, bunları da o an zaten anlatırdım. Shinobiler konusuna gelince... Üçü de Nikkougakure'den gelmiş shinobiler. Kendi halinde insanlardı. eğer yaşananları bir tesadüf olarak görseydim, kesinlikle onların kendi halinde insanlar olduğunu söylerdim. Fakat habercilerin ölmesi falan... Onlar masum değildi Ishio-san... Gözümün içine baka baka bana ihanet ettiler! Oysa burada herkese adaletli olmaya çalıştım! Mizacım serttir, çünkü otorite ancak sertlikten gelir. Bana bunlar öğretildi ve ben bunları uyguladım! Bu ayyaş köyü adam ettim! Onlar ise...” diyor ve bu sefer kafasına diktiği bardağı sert bir şekilde masaya koyuyor.

Aranızdaki konuşma esnasında, Kagami'nin gözleri ile kesişmediğin zaman diliminde, restoranın içini kontrol etmeyi sürdürüyorsun. İçerideki insan sayısı giderek artarken, kendini rahatsız etmeye başlıyorsun. Sanki Kagami ile olan mahreminize girilmiş gibi gergin bir hal alan vücudun, giderek Kagami'nin söylediklerinden uzaklaşıyor. Huysuz bir çocuğun, ortalıkta hiçbir şey yokken mızmızlanmaya başlaması gibi, harekete geçiyor beynin. Kagami'nin söyledikleri bulurlaşırken, restoran içinde yaklaşık 30 kadar kişi sayabiliyorsun. Bu sayıya garsonları da eklediğinde, 40 kişinin şu an en özel anınıza şahitlik ettiğini düşünmeye başlıyorsun. Hadsiz bir garson, masaya peçete benzeri beze sarılmış bir şişe sake bırakırken, garson “Şuradaki beyefendi gönderdi.” diyerek uzaklaşıyor masadan. Kafanı kaldırıp garsonun gösterdiği yere öfke ile baktığında, bembeyaz saçlı, kan kırmızısı gözleri olan, hemen hemen senin yaşlarında olan adamı görüyorsun. Saçları kadar beyaz suratında hafif bir gülümseme varken, elindeki sake bardağını sana doğru kaldırdıktan sonra, kafasına dikiyor. Kagami ise yüzünde alaycı bir ifade ile sake şişesinin sarılı olduğu bezi açıp önüne atıyor. Gözlerin hala Kagami'ye asılmış olan beyaz saçlı adamdayken, kısa bir süreliğine beze bakıyorsun ve orada şu yazıyı görüyorsun: “Kurata Shiro'dan sevgilerle...”
Kurata Shiro'nun Görünümü
Resim
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
Kullanıcı avatarı
GM - Naruto
Game Master
Game Master
 
Mesajlar: 2208
Kayıt: 09 Tem 2014, 22:21

ÖncekiSonraki

Dön Role Play Arşivleri

Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir

cron