gönderen GM - Naruto tarih 24 Ağu 2016, 19:51
Yoshiro; Sorusuna cevap alamayan shinobi beklediğinin aksine sana sinirlenmek yerine hafif bir gülümseme ile karşılık vermekle yetiniyor. Adamlar seni doğruca Daichou Binası'na götürürlerken, bu binanın altında bir zindan olduğunu anlamak için dahi olmana gerek kalmıyor. Daichou Binası'na yaklaştığınız anlarda, binanın konumu itibariyle daha heybetli ve egzotik bir görünümü olduğunu fark ediyorsun. Binanın içerisine girmeden önce, seni getiren shinobiler birkaçına karşılık başları ile selam vermekle yetiniyorlar. Sen bu süreç zarfında pek de direnç göstermiyorsun. Chakra kullanımın da geçici bir süreliğine yok edilmiş olduğu için, şu an için patates çuvalından pek de bir farkın bulunmuyor.
Binanın içine girmenizin ardından, adamlar bir bez parçası ile senin gözlerini bağlarken, sen de nereye gittiğiniz konusunda emin olamıyorsun. Ancak mekan itibariyle nerede olduğunuzu bildiğin için bu durum sana pek de koymuyor. Kısa bir süre sonra merdivenlerden inmeye başlıyorsunuz ve ardından kilitlerin ve zincirlerin şakırtısını duyuyorsun. Birkaç dakika sonra ise, bir el üstünü aramaya başlıyor ve ardından ekipman çantanı ve üzerinde taşıdığın diğer ekipmanları alıyorlar. Gözlerini açmanla beraber seni bir zindana atıyorlar. Chakranı geçici süre kullanım dışı bırakan adam, bir parşömeni zindan ile zindan kapısına yapıştırıyor. Gözlerinin içine bakan shinobi “Bize ne kadr yardımcı olursan, biz de sana o kadar yardımcı oluruz.” dedikten sonra “Tekrar soruyorum shinobi.. Kimsin ve hangi köydensin?” diye soruyor.
Etrafına şöyle bir bakındığında, üç tarafı duvarla çevrili, ön tarafı da metal bir cisim ile kapalı bir zindanın içinde bulunuyorsun. Zindanın kapısı ise çok kısa aralıklarla dizilmi parmaklıklar ile kapatılmış durumda. Bu açıklıklardan dışarıya baktığında, karanlık yüzünden pek de bir şey göremiyorsun. Ancak çevrenin de içinde bulunduğun zindanlardan oluştuğunu anlayabiliyorsun.
Eijiro ve Shusa; İkiniz de Fuki'ye dil dökseniz de, kız her bir cümleniz ile size daha da sinirleniyor. Omuzlarını silkerek çattığı kaşları ile “Defolun gidin, yoksa köyümüzün kuralları gereği sizin söylediklerinizi ciddiye alarak casus olduğunuzu düşünecek ve infazınız için sizleri yakalamak durumunda kalacağım!” diyor. Tehdidinin pek de boş olmadığı bir ifade ile sizlere bakan Fuki “Size 10 saniye veriyorum, ya önümden çekilirsiniz ya da dediklerimde ciddi olup olmadığımı görürsünüz!” diyor.
Fuki'nin bu net cümleleri içinizdeki ümit tohumlarını çürütürken, kızın hiçbir mimik vermemesi sizi esas düşündüren konu oluyor. Düşüncelerinizin en kötüsü akıllarınızdan geçerken, Fuki'nin verdiği sürenin tükenmek üzere olduğunu fark ediyorsunuz. Ne var ki, tam bu esnada Fuki'nin bakışları sizin üstünüzden geçip arka tarafınıza dönüyor. Sizin de bakışlarınız istemsiz bir şekilde arkanıza dönerken, bu kez de aradığınız ikinci kişiyi, yani Jin'i görüyorsunuz. 1.80 boylarındaki Jin sizin yanınızdan gülerek geçip giderken, Fuki'nin hemen önünde duruyor ve size doğru dönerken “Demek Nikkougakure'den gelen dostlarımız bunlar.” diyor gevşek bir şekilde. Fuki'nin yüzü giderek beyazlarken, ters giden bir şeyler olduğunu anlıyorsunuz. Fuki bir şeyler söylemek için ağzını açsa da, kekelemekten başka bir şey yapamazken Jin Fuki'yi boynundan yakalıyor ve karnına sert bir yumruk indirirken “Bildiklerini onlara anlatmadın değil mi?” diyor. Siz bu olan bitenle şaşkın bir şekilde dururken, Fuki nefes alamasa da tüm gücünü toplayarak “O bir hain!” diyebiliyor. Jin Fuki'yi bir paçavra gibi ileriye fırlatırken, sizin de geriye tek bir seçeneğiniz kalıyor: Jin ile dövüşmek!
Jin gelebilecek herhangi bir saldırıya karşı kendini hazırlamış bir biçimde tam karşınızda duruyor. Geriye doğru uzun bir adım atarak aradaki mesafeyi korumaya çalışan Jin, aranızdaki mesafeyi 10-13 metreye kadar çıkarıyor. Fuki ise, iki büklüm bir şekilde sağ tarafta bulunuyor. Etrafınızda Kawarimi için uygun herhangi bir cisim bulunmuyor. Jin, ilk saldırı şansını da size vermiş gibi duruyor.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.