Adama attığım yıldızları bir şekilde geri çevirmeyi başarmıştı ancak bunu yaparken üstüme gelip baskı oluşturmak gibi mantıklı bir hareket varken muhtemelen kabiliyetinin yetersizliğinden dolayı olduğu yerde karşılamıştı. Bu yüzden bir miktar daha gevşemiştim ancak bu yaptıklarını yanına bırakacağım anlamına gelmiyordu. Tekrar harekete geçtiğinde sol kolum önde arka bacağımı biraz kırıp boyumu az da olsa kısaltmıştım. Temel duruş bu zaten ancak benim için temeller önem arz ediyor, bunun sebebi de ortada değil mi? Güçlüyüm ancak çokta büyük bir hedefim.
Adam üstüme geldiğinde basit bir şekilde yere paralel sallamıştı kılıcını, sadece gücü ile savurduğu kılıcın bir felsefesi yok gibi görünüyordu ve kurtulması da bir o kadar kolaydı. Bir adım geriye atıp karnımı da içim çekmem yeterli olmuştu. Sonrasında geriye attığım adımı yay gibi kullanıp kendimi ileriye ittiğimde fena sayılmayacak bir yumruk atmıştım suratının ortasına. Muhtemelen bir süre baygın kalacaktı, katanası bile elinden fırlamıştı nihayetinde.
Sormam gereken sorular olduğu gerçeği yüzünden bu kadar sert vurmak işime gelmemişti ancak bu şekilde umarım hatalarını az da olsa kavrayabilir. Sonrasında kafesleri açmak için baktığımda kafeslerin zincirlerle kapalı olduğunu görmüştüm ancak bir kaç saniye içerisinde gelen bağırma sesleri adeta yere yığılan adam için yardım çığlığına dönüşmüştü. Duymak dışarıdan zor olsa da biraz önce beni aramak için giden uykulu adamı buraya çekebilirdi. Bu nedenle kafeslere dönüp "Sessiz olun devamı gelebilir." diyecektim yerdeki adamı işaret edip. İşe yaramasını bekliyordum ancak bu heyecanın üstesinden gelememe ihtimalleri de oldukça yüksekti. Adamın fırlamış katanasının kökü ile kolayca kırabilirdim paslı zincirleri bu sırada kafeslerden en yakın olanına gidip onu açarken bir yandan da "Arkelog getirilmiş buraya; burada mı, sizi neden burada tutuyorlar?" diye sorularımı hemen soracaktım. Zamanımız kısıtlı nihayetinde.