Out: Daimyou ve Daichou tam olarak ne oluyor tam? Orayı kaçırmışım sanki ben rehberlerde vs.
Ayağa kalkıp bebenin cevap vermesini bekliyordum. Ulan aslında gelmek istemese bile tokatlayarak ikna ederdim ama arkadaşlarıma böyle bir şey yapmam. En azından bana yamuk yapana kadar. Diğer elemana çok kıl oldum ya aga. Onun ağzının burnunun yerini değiştiririm bile. Aklımdan bu adamı nasıl dövsem diye planlar yaparken bıcırık benimle gelmeyi kabul etmişti. Aslanım be. Bu çocuk diğerinden daha delikanlı. Bu kardeşime yamuk yapan ecelini benim elimden görür. Bir iki kelâm etmeyi de ihmal etmemişti. Söyledikleri benim de aklımdan geçmişti. Daha basit olanı bulmak daha kolay olabilirdi ama hayatın karşımıza ne çıkaracağı belli olmaz. Bir bakarsın köyün başganıyla pişpirik atarız.
Kapıdan çıkana kadar bir laf etmedim. Yoksa bir şekilde diğer bebeye sövecektim. Sakin ol koçum, enerjini başkalarına sakla. Adımımı handan dışarı attıktan sonra etrafına bakındım. Bu sırada elimi taşşaklarıma götürüp bir güzel kaşımayı da ihmal etmedim tabii. Parmakları götürdüm burnuma, misss. Bunları yaparken gördüklerim ise özendirecek nitelikteydi. Herkes gülüyor, herkes goygoy. Adamlar mutlu mesut yaşıyor arkadaş. Bizde böyle mi? Ekmek var mı, yarın ne olacak, bu köy bir bok başarabilecek mi akılda hep bu sorular var. Burada herkesin kafa rahat taşşaklar yayılmış. Yoldan geçen Allah’ın çomarı bile kahkaha atıyor aga. Ben buraya mı yerleşsem ya bizim köyü siktir edip? Burada çoluk çocuğa karışır, bir tane kahvehane açar mutlu mesut yaşarım. Bu fikir çok alımı çelse de yanımdaki bebeye bakınca başka işlerimiz olduğu tekrar aklıma geldi. Bu çocuğu mutlu etmem lazımdı. Bunun için de görevi başarmamız lazımdı. Gerçi pamuk şeker alsam da mutlu olur ya neyse…
Bizim bu adamların arasına karışmamız için yüzümüze birer tane gülümseme takmamız lazım. Bizi gören dilenci falan sanır yoksa vallahi. Kafamı sola çevirdiğimde başganın mekanı görüyordum. Etrafta evler vardı. Belki birkaçında şu an hunharca sikiş dönüyordu. Belki aradığımız elemanlar bu evlerden birindeydi. Etrafta takılmalık, bir şeyler almalık mekanlar da vardı. Bunları tek tek gezmek hem bize zaman kaybettirirdi, hem de insanların dikkatini çekmemize neden olurdu. Yapabileceğimiz tek şey yürümek ve aradığımız iki kişiden herhangi birinin karşımıza çıkması için dua etmek olacaktı. Onlar da bizim gibi normal insanlar ve Ninja oldukları için başgan binasına yakın yerlerde bulunmaları daha olası. Bu yüzden benim tercihim o tarafa doğru yürümekti. Karşımıza bir meydan falan çıkarsa orada insanlardan bilgi alabilirdik belki. Yola çıkalım da neler olacağını görürürüz.
Yüzümü bizim bebeye bakmak için yere doğru çevirdikten sonra sırıtarak “Kanki. Bence şu başgan binasına doğru gitsek daha mantıklı olabilir. Karşımıza birkaç köylü çıkarsa bir şekilde bilgi alabiliriz belki. Bu arada gül lan azıcık millete bak amınagoyim, herkesin ağzı kulaklarında.” dedim. O da bana katılırsa o tarafa doğru giderdik. Hadi bakalım, heyecan başlasın.