gönderen GM - Naruto tarih 08 Tem 2016, 09:48
Seçtiğin yolda dikkatli bir şekilde ilerlemeye başlıyorsun. Her ne kadar ışıklar seyrekleşmeye başlasa da, gözlerin giderek ortamdaki loşluğa alışıyor ve ilerlemek senin için giderek kolaylaşıyor. Ancak etrafta görsel olarak hiçbir değişiklik olmaması, içini daraltmaya da başlıyor. İnsan sesleri belki de en büyük kılavuzun olduğu için, kulaklarını daha çok kabartıyorsun. Algıladığın ilk mantıklı cümle “Biraz daha su verin!” oluyor. Sesin tınısındaki acındırma hissini, ses sahibini görmeden bile anlayabiliyorsun ve dolayısıyla da, buraya girerken kafandan geçenleri doğru olabileceğine yönelik inancın artmaya başlıyor. Sesler giderek yoğunlaşırken, seslere karışan iniltileri de fark ediyorsun. Acının ve çaresizliğin iniltileri denilebilecek bu sesler seni daha dikkatli kılıyor.
Alnında biriken ter damlaları suratının iki yanından akmaya başladığı anlarda, ilk kez bir insan görüyorsun. Sırtını duvara yaslamış ve yerde oturmakta olan adamın uyuduğunu anlayabiliyorsun. Kıyafetleri adamın pespaye bir halde olduğunu söylüyor, ancak hemen yanındaki kirli katana, adamın masum biri olmadığını sana işaret ediyor. Hemen sağ tarafında, seni saklayabilecek büyükçe bir taş olduğunu fark ettiğin anda da, uyuyan adamı uyandırmak için birini geldiğini görebiliyorsun. Kendini hızla bu taşa doğru atarken, gırtlaktan gelen ve sanki 100 yıldır sigara içmiş birine ait olabilecek ses “Uyan lan! Görmüyor musun ışıklar yanıyor, birileri içeriye girmiş!” diyor. Uyuyan adam ağzında biriken suyu gayet sesli bir şekilde yutarken, cılız bir ses tonuyla “Buraya kim gelir ki? Esas eğlence yan tarafta!” diyor. Diğer adam ise “Sana denileni yap!” diyor.
Adımlar giderek sana yaklaşırken, sen de her an fark edilebilecek olmanın verdiği stresle, kendini saldırıya karşı hazırlıyorsun. Ancak elindeki katanasıyla yanından geçip giden adam seni hiç fark etmiyor bile! Zaten esneyerek yaptığı yürüyüşü ile, tam karşısında dursan bile seni umursamadan geçip gidecek gibi duruyor. Adam görüş açından kaybolduktan sonra ise, sen de etrafındaki sessizlikten faydalanarak saklandığın yerden çıkıyorsun ve ilerlemeye devam ediyorsun. Ancak artık sesler daha anlaşılır bir hal alıyor. Acıyla inleyen, bir parça ekmek dilenen ve merhamet isteyen insan sesleri etrafını sararken, bunlara cevap veren tek ses, az önce konuşan adama ait olan “Kesin sesinizi köpekler!” demesi oluyor. Adımların biraz hızlanmaya başlarken, artık karşındaki manzara daha net bir şekilde ortaya çıkıyor.
Sağ ve sol tarafta olmak üzere, oyuğun her iki tarafında da bulunan kafeslerin içine doldurulmuş yaklaşık 50 tane insan görüyorsun. Neredeyse birbirlerinin üstünde duran insanlar seni fark ettikleri anda sessizliğe gömülüyorlar. Ancak aynı zamanda, kirli sesi olan adam da seni fark ediyor ve elini belindeki katanasına atarken “Sen de kimsin hergele, daha önce senin gibi bir yarma görmedim!” diyor. Niyetinin tamamen saldırmaya yönelik olduğunu anlamak senin için zor değil. Senin neredeyse yarın kadar olan, hafif toplu, kirli sakallı kel adam, tüm düşlerinin sarılığını ortaya koymak istercesine ağzı açık bir şekilde sana doğru ilerlerken, adamın kokuşmuş nefesini çok rahat hissedebiliyorsun. Adam ile arandaki mesafe 10 metre kadar ve adamın sana doğru olan ilerlemesi giderek hızlanmakta.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.