Yer parçalanıyor ve kendini sokakta buluyorsun birden, üstün başın yosunlu bir şekilde. Git gide büyüyen köklerin bütün Nikkougakure'yi sarıyor ve toprak senle bir oluyor. Bir meyve veriyorsun dalından, yere düşüp parçalanan elmanın içerisinden çıkıyor ve koşmaya başlıyorsun ormanın içerisinde, kendi içinde. Dallar uzuyor ve gemi direğine dolanıyor, senin direğine. Yelkenlerin sallanıyor ve bölmelerin kırılıyor, içine tuzlu su doluyor. Tahtaların acıyor ve çivilerin gıcırdıyor. Deniz ikiye ayrılıyor ve yutuluyorsun. Çapan dibe vuruyor, ardından sen de yumuşak bir yatağa doğru hafifçe düşüyorsun.
Düşüyorsun.
Düşüyorsun.
Düşüyorsun.
Düşüyorsun.
Kendine bir hastane odasında geliyorsun. Boş, standart bir hastene odası, içerisinde yalnızsın. Dün gece kaybedişinden sonra olan olayları kafanda toparlayamıyorsun ve her hatırlamaya çalıştığında başın ağrıyor. Sabahın ışıkları camdan içeri giriyor ve tam seni hedef alıyor; gözlerin kamaşıyor. Yatağın üzerinde, beyaz çarşaf beline gelecek şekilde uzanmaktasın. Kolun ve karnın bandajlarla sarılı ve ince bir acıyla sızlıyorlar.
Kapı açılıyor ve içeri brifingi sana veren Jounin giriyor. Kısa, siyah saçlara sahip ve küt bir çehresi var, üzerinde ise standart Jounin üniforması. Odanın ortasına doğru yürürken duraksıyor, bandajlı yaralarını süzüyor. "Shise. Yaraların için üzgünüm. Durumun bu kadar ciddi olacağını bilseydim seni yalnız göndermezdim. Eğer kendini iyi hissediyorsan, raporunu alabilirim. Şu mahjong meselesini de ayrıca merak ediyorum."
Yatağının başındaki bir sandalyeye geçiyor ve ellerini kendi önünde birleştiriyor, seni dinlemek için.
- Kapalı konu
- Adama raporunu sözlü bir şekilde sunduktan sonra görevi bitireceğiz. Geçmiş olsun.