Sıradan Bir Sabah

[Yakkai Umaru]

Abimin yanına gittim ve ona elimi uzattım. Kami-sama'ya şükürler olsun ki abiciğim elimi tuttu. Ben, elimde abimin elinin sıcaklığını hissetmemden dolayı mest olup kendimden geçerken, elimi sıkıca kavrayan abim hızlıca doğruldu ve gözlerimin içine baktı! O an o kadar heyecanlanmıştım ki az daha abime birlikte duş almayı teklif edemeyecektim. Yine de, kekeleyerek de olsa, abime birlikte duş almayı teklif edebildim; fakat, son turumu tamamlamamın ardından gidip yalnız başıma yıkanabileceğimi söyleyen abim bu teklifimi reddetti. Ah! Tam da aramızdaki buzlar eriyor derken... Acaba abim bir anda bu kadar samimi olmamamız gerektiğini düşündüğünden mi teklifimi reddetmişti? Yoksa küçükken beni yıkamaktan utanmayan abim ben büyüdüm diye mi utanıyordu? İyi de, ben hala onun küçük kardeşiyim ki!

Her neyse... teklifimi reddeden abimin, burnundaki kanı karizmatik bir şekilde silip tekrardan koşmaya başladığı sırada birinin beni arkamdan dürttüğünü hissettim. Arkama döndüğümde fazla uzun olmayan mavi saçlara ve ışıl ışıl parlayan mavi gözlere sahip, kısa boyuna rağmen oldukça çekici gözüken bir kadın gördüm. Bu kadın da nereden çıkmıştı böyle? Lanet olsun! Niye sabahın bu saatinde evimizin önünde böyle güzel biri vardı! Ne olursa olsun abimin böyle bir kadınla göz göze gelmesine izin veremezdim. Abim evin çevresindeki turunu bitirmeden bu kadını buradan uzaklaştırmalıydım.

Kadını nasıl uzaklaştırabileceğimi düşündüğüm sırada, kadın başını abime doğru çevirmiş ve abime sapık diyerek abimin beni rahatsız edip etmediğini sormuştu. Seni kısa boylu pis aşüft.... oynak kadın! Hem abimin arka tarafına bakıp abimi keseceksin, hem de abime sapık diyeceksin. Bunu sen istedin. Saçını başını yolayım da gör. Bakalım gözlerini çıkardığımda o ışıl ışıl parlayan gözlerinle abime bakabilecek misin! Ah, hayır! Sakin ol Umaru! Bu kadını eşek sudan gelinceye kadar döversen abinin gözünde kötü bir duruma düşeceksin. Başka bir yol düşün.

Karşımdaki bayana dönüp nazikçe gülümseyecek ve ''Ah, hayır. Sabah sporumuzu yapıyorduk sadece. Her neyse, şimdi abime yetişmem gerekiyor. Size iyi sabahlar dilerim.'' diyecek ve kadının cevabını beklemeden abimin arkasından koşacaktım. Eğer o mavi saçlı yer cücesinde biraz utanma varsa istenmediğini anlayıp giderdi zaten!

[Yamakawa Mineko]

Kızı hain canavardan kurtarmak için hareketlenmiştim ama kız kurtarılmak istemiyordu. Abisi olduğunu söylemişti yani abi kardeş ensest yapıyorlardı. Benim açımdan bu durumun bir sorunu yoktu çünkü bende kendi kardeşime ilgi duyuyordum ama bu kızı bu herife yar etmeyecektim. Kız bana yarı kibar bir tavırla her şeyi yanlış anladığımı belirtmişti. Oğlan ise at gibi koşturmaya devam ediyordu. İşin iyi yanı kızın adını öğrenmiştim. Bu işime yarayacaktı. Buradaki işim bitince şinobilik yetkilerimi kullanıp onun hakkında biraz araştırma yapardım.

Kız bana veda edip ayrılınca aklıma güzel bir plan gelmişti. Önce henge no jutsu yapıp bu kızın abisinin tipine dönüşecektim. Dönüşürken kıyafetlerimin toz toprak içinde olmasınada ekstra özen gösterip dönüşümümü iyice inanılır hale getirmeye çalışacaktım. Dönüşümüm bitince abisine yetişmeden koşar adım kızın yanına gidip '' Umarı sen hala buradamısın? Ben bir tur attım sen yerinde sayıyorsun. Hadi koşuyu boş verde gidip bir kafede bir şeyler içelim. '' diyecektim. Kızla konuşurken mümkün olduğunca içten ve ilgili olmaya dikkat edecektim çünkü bu kız abisinden ilgi bekleyen birine benziyordu. Bunu kendi yararıma kullanırsam kandırmak daha kolay olurdu.

Eğer kızı başarılı bir şekilde kandırırsam onu romantik bir kafeya götürüp bir şeyler ısmarlayacaktım. Kartlarım iyi oynarsam bu kızı akşam yatağa atabilirdim. Henge yüzünden belki belli olmuyordu ama akşam yaşayacağımız zevklerden dolayı kızarmıştım.

[Yakkai Umaru]

Abime yetişmek için koşmaya başladığım sırada, abimin sesini duydum. Dönüp arkama baktığımda abimle karşılaşmıştım! Yok artık. Ben basit bir konuşma gerçekleştirene kadar abim koca evin çevresindeki turunu tamamlamış mıydı? Bu...biraz... bu tam da abim gibi çevik birinden beklenecek şeydi! Benim abim bu kadar da hızlı biriydi işte. Abim benim bile inanamayacağım kadar hızlıydı işte! Daha da inanılmaz olanı ise, abimin bana bir kafede bir şeyler içmeyi teklif etmiş olmasıydı. Oh, anladım! Abime zarar veren taş ile olan dövüşümde kafama aldığım darbeden sonra bayıldım ve şu an rüyalar alemindeyim. Evet, kesinlikle rüyalar alemindeydim. Abim son turumu tamamlamadığım halde koşumu bırakmamı isteyecek biri değildi çünkü.Acaba abimin sevgisini tekrardan kazanmak için verdiğim çabalar abim tarafından fark mı edilmişti? Sonunda! Öyleyse hemen abimin bu teklifini kabul etmeliydim.

Yine de içime sinmeyen bir konu daha vardı. Dışarıya, üzerimdeki pijamalarımla çıkmıştım. Dizlerime kadar uzanan kısa kollu beyaz kıyafetim de altıma giydiğim, bileklerime kadar uzanan ince pembe taytım da az önceki olaydan dolayı sırılsıklam olmuştu. Bu şekilde insanların bol olduğu sokaklara girmem abim için gerçekten de sorun olmaz mıydı? Gerçi sırılsıklam olmama rağmen koşmaya devam etmemi isteyen de abimdi. Islak ıslak dolaşmam bir çeşit eğitim olmalıydı belki de. Amaaan! Ben kim abim gibi her yönüyle mükemmel bir insanın kararlarını sorgulamak kim? Madem abim benle bir şeyler içmek istiyor ben de içeceğim. Bu fırsat kaçar mı hiç? Hemen abimin koluna girecek ve abimle birlikte abimin istediği bir kafeye gidecektim. Sonuçta onla cehenneme kadar bile giderdim!

[Yakkai Tantosha]

Kardeşini arksında bırakmış koşuyordu güya sorumluluk sahibi olan abimiz. Tabi kardeşini götürdüklerinden haberi yoktu. O son turunun peşindeydi. Kardeşini götürdüklerinden haberi yoktu ama onun arkasında olmadığını da biliyordu. Onun yine tembellik yaptığını düşünüyordu. Ya orda öylece oturuyordu yada çoktan eve geçip duşunu almaya başlamıştı. Ne olduğunun bir önemi yoktu. Kendi üstüne düşeni yapacaktı o. Kardeşininde bir sonraki sefer yapmasını sağlayacaktı.

Son turunu attıktan sonra geri dönerken garip bir şey fark etmişti Tantosha. Biraz önce düştüğü ve ıslak olan yerden ayak izleri evin aksa yönüne doğru gidiyordu. Bu ayak izleri Umaru'ya ait olabilir miydi? Biraz düşününce onunla bağı tamda bu noktada kopmuştu.Acaba bir yerlere mi gitmişti küçük kardeşi? Hemde abisi olmadan. Bu çok sevinçli bir haberdi. En sonunda o da kendisi olmadan bir yerlere gitmiş gibiydi. Fakat aynı zamanda da biraz da endişe vericiydi. Umaru tek başına hemde ıslak kıyafetlerle ne yapacaktı ki dışarıda? İçine her kardeşinden ayrılığı zaman olduğu gibi bir kurt düşmüştü. İzleri takip etmeye karar vermişti. Zaten Umaru eğer evde ve duş alıyorsa bir müddet sonra eve gelir onu yalnız bıraktığı için özrünü dilerdi.

İzleri bir müddet takip ettikten sonra görmüştü çok uzaklardan kardeşini. Yanında biri daha vardı. Görünüşe bakılırsa erkek gibiydi. Kız abisi damarı atmaya başlamıştı. Biraz daha yaklaşında daha da garip olmaya başlamıştı olay. Yanındaki kişi her kimse Umaru'yu çok feci kandırıyordu. Hemde kendisi kılığında. İyice sinirlenmişti bu duruma karşı ama biraz da merak oluşmaya başlamıştı. Bu kişi sadece sapık mıydı yoksa başka bir şeyler mi vardı. Umaru'yu ve kendini nerden tanıyordu? Bunları öğrenmek için iyice yanlarına yaklaşacaktı ama kendi görüntüsüyle olmazdı. Hemge uygulayarak küçümen, pembe kısa saçlı, saçlarıyla tek gözünü kapatan bir kıza dönüşüp arkalarından sessizce yaklaşarak Umaru'un koluna girecekti. Dönüşmüş olduğu bu kızı köyde bir yerlerde gördüğünü hatırlıyordu ama nerde ve nasıl olduğunu hatırlamıyordu. Dönüşürken ilk aklına gelen kişi nedense bu kızdı.

[Yamakawa Mineko]

Kız yalanımı yemişti. Birlikte kol kola kafeye gidiyorduk. Kız fazlasıyla mutlu gözüküyordu. Daha önceden tahmin ettiğim gibi abisinden ilgi bekleyen biri olmalıydı ama Bu ilgi arayışının sadece basit bir onaylanma ihtiyacı mı yoksa cinsel bir ilgi mi olduğuna karar veremiyordum. Biraz sonra öğreneceğimde buydu.

Yürürken bir an için fikrimi değiştirmiştim. Bir kafeye gitmek iyi bir fikirdi ama orada ne yapabilirdik ki? Zaten kafenin konseptinden yapacağım şeyi anlayıp benden şüphelenebilirdi veya benim için en kötüsü abisine cinsel bir ilgi duymuyordu. Bu yüzden hızlı davranmam gerekiyordu. Kız koluma girmişti bunun kendi çıkarıma kullanıp onu 180 derece dönderek hem yakınıma çekecek hemde yüzünün bana dönmesini sağlayacaktım. Aramızdaki mesafe bir kaç santime inince '' Umaru ben aslında hep seni sevdim ve sana ilgi duydum. '' diyecek ve gözlerimi kapatıp öpmeye başlayacaktım. Öperken sol elim onun ensesinde olacaktı. Sağ elim ise yavaş yavaş kalçalarına doğru gidecekti.

Biz öpüşürken kızın bir anda benden çekildiğini hissetmiştim. Onun dudaklarına kitlenmiş olan dudağım saçlarına çarpmıştı. Daha dikkatli baktığımda beni bir şok bekliyordu. Kardeşim Mineka kızın koluna girip onu götürüyordu. Benim onu aldattığımı anlamışmıydı yoksa? Yok yok bu olamazdı çünkü hala hengedeydim. O zaman kardeşimin bu kızla ilgisi vardı. Yani beni aldatan oydu. Şaşkın bir şekilde '' Hey sende kimsin? Kardeşimi nereye götürüyorsun? '' diyip peşlerine düşecektim.

[Yakkai Tantosha]

Kardeşi alanen kaçırılıyordu Tantosha'nın ve bu durum karşısında hiç de sakin kalabileceğini sanmıyordu. Umaru'nun öz güveninin zedelenmemesi için farklı bir kılığa girmiş ve onların yanına gitmişti. Amacı kardeşini çekip almaktı sahte abinin elinden fakat vereceği tepkiyi bildiği için bu işin kolay olmayacağını da biliyordu.

Kız kılığında kız kardeşinin kılığına girecek ve yavaş yavaş Sahte olanın yalanını ortaya çıkartacaktı. Plan buydu yani ama her zaman olduğu gibi plana uymayan bazı şeyler vardı. Bu sahte abi işe iyice çığrından çıkarmaya başlamıştı. Kan beynine sıçramıştı bir anda. Hiç tanımadığı birisi kardeşini bir anda öpmeye çalışıyordu. ne yapacağını bilemeyen Tantosha kardeşini kolundan çekip geri doğru fırlatacaktı. Bu hareketi yaptıktan sonra ise bir anda rahatlamış şekilde anlmaya çalışacaktı. Kardeşini isteyen bu adam sadece sapık mıydı yoksa Umaru'ya aşık mıydı? Bunu anlamanın tek yolu da Umaruyu öpmek için hazırlanan dudaklara kız kılığında kendiyapışacaktı.

[Yakkai Umaru]

Abimin koluna girmiş yürürken oldukça mutlu hissediyordum; fakat aynı zamanda huzursuzdum da. Nasıl desem, hani son kullanma tarihi birazcık geçmiş bir cipsi yerken ''Ya bir şey olursa?'' düşüncesinden dolayı cips yemekten zevk alamazsınız ya. Ya da gece yumuşacık yatağınıza biraz geç yattığınızda ''Uf sabah erken kalkacağım lanet olsun!'' düşüncesinden dolayı bir türlü uykuya dalamazsınız. Evet, aynen öyle! Ben de bu mesut anımızın bozulma ihtimalinden dolayı endişeliydim. Ayrıca... bilemiyorum. Nedense yanımdaki kişi abim değilmiş gibi geliyordu. Normalde, abimin koluna girmeye çalıştığımda mızmızlanan biriydi abim. Ayrıca üzerim bu haldeyken asla benimle birlikte kafeye gitmezdi. Evet, şu an bir rüyada gibiydim; fakat her şey çok kolay olmamış mıydı?

Bunları düşündüğüm sırada, bir anda beni döndürüp kendisine doğru çekmişti abim. Şaşkın bir biçimde birkaç santim önümdeki abimin gözlerine baktığım sırada daha da şaşırtıcı bir olay olmuştu. Beni her zaman sevdiğini ve bana hep ilgi duyduğunu söyleyen abim, ben ona cevap veremeden dudaklarıma yapışmıştı! N..N..Ne oluyor be! Abim benden hoşlandığından dolayı mı kendini bugüne kadar benden uzak tutuyordu? Peki neden bugün? Neden bugün bana açılmayı seçti? Madem açılacaktı neden yol ortasında açıldı? Ev ne güne duruyordu? Evde daha romantik bir ortamda açılabilirdi! He..Hem neden sokak ortasında öpüşüyorduk? Ya biri görürse? Elalem ne derdi sonra! Ayrıca neden böyle düşünmeme rağmen kendimi abimin dudaklarından alamıyordum! Anlaşılan, eli kalçama giden abim de duramıyordu. Başlamıştık bir kere. Madem öyle, yapacak bir şey yok. Bundan sonrasında gözlerimi kapatmalı ve işin devamını abime bırakmalıydım. Sanırım bu, birinci ve ikinci çocuklarımız olacak Tontatta ve Emaru'nun nasıl doğduğuna dair bir hikaye olacaktı....

Gözlerimi kapattığım sırada, birinin beni sertçe çektiğini hissettim. Gözlerimi açtığımda karşımda kısa pembe saçlara sahip bir kadın görmüştüm. Bu kadının sabah gördüğüm kadından tek farkı saçlarıydı. Garip...acaba kardeşler miydi? Abim kadına doğru yürüyüp sert bir ses tonuyla kadına ne yaptığını sorarken, pembe saçlı aşüft....oynak kadın abimin üstüne doğru atılıp abimi öpmüştü. Bu sahneyi görmemin ardından kendimi kaybetmiştim. Bunları bana sayıyla mı veriyorlardı? Tam abimle evlenmişken (Evet; öpüştüğümüze göre evlenmiştik. Evlilik bu demek değil miydi?) bu da neydi şimdi? Ayrıca abim neden dudaklarına yapışan kadını kendinden uzaklaştırmamıştı? Evlenmemizin üzerinden bir dakika bile geçmemişken beni aldatıyor muydu? Hani beni seviyordu? Söylediği güzel sözler yalan mıydı? Neden tam tamına 0.9 saniyedir pembe saçlı kızla öpüşüyordu? Yetti artık! İkinizden de nefret ediyorum! Mizurappa ile yollayacağım su kütlesinin içinde ne halt yaparsanız yapın!

Mizurappa ile abim ve pembe saçlı kadına saldıracak, daha sonra da koşarak evime dönecektim. Koşacaktım, çünkü abiciğimin göz yaşlarımı görmesini istemiyordum.

[Yamakawa Mineko]

Umaru denen kızla öpüşürken kız bir anda kollarımdan çekilmiş ve öpüşmemiz yarıda kesilmişti. Çeken kişide kardeşimdi. Ben olayın şokuyla ilk başta bir şey yapamasamda sonradan kendimi toplayıp peşlerinden gidip ne olduğunu soracak iken bu seferde kardeşim beni öpmeye kalkmıştı. Normalde olsa buna direk karşılık verirdim ama şuanda başkasının tipindeydim. O yüzden kardeşimin bir anda beni öpmeye çalışması garip bir durumdu. İşin daha kötü tarafı bunu Umaru denen kızı kenara çekerek yapıyordu. Yani sanki Umarı ile benim öpüşmemizi kıskanıp devam etmemizi istememişti. Bir nevi kıskançlık gibi. Bildiğim kadarıyla kardeşimde benim gibi erkekler yerine kızlardan hoşlanıyordu. O zaman karşımdaki ya kardeşim değildi yada kardeşimin bana söylemediği bazı sırları vardı.

Karşımdaki kişinin Mineka olup olmadığından emin değildim ama karşımdaki her kim olursa olsun sinirlenmiştim. Eğer Mineka ise beni aldattığından, değil ise kardeşimin tipine girdiğinden. Sinirimle yerden bir avuç humuslu-solucanlı toprağı alıp beni öpmeye çalışan kardeşimin ağzına bir güzel sokacaktım. Kısa boylu olmam sayesinde toprağı avuçlama kısmında bir sorun yaşayacağımı düşünmüyordum. Karşımdaki öpme pozisyonunda olduğu için benden kaçamazdıda. Umarım ağzına bir iki solucan girer.

Ben beni öpmeye çalışan kardeşimle uğraşırken Umarıda delirip bizim üstümüze su kütlesi atmıştı. Büyük ihtimalle bizim öpüştüğümüzü sanıp kıskanmıştı. Haksızda sayılmazdı. 0.91 saniye öncesine kadar sevişmek üzereydik. Şimdi ise başkası ile neredeyse öpüşüyordum. Kızın yerinde ben olsam ikimizide kunailerdim. Kardeşime aldırmadan Umarunun peşinden koşup nereye gittiğini öğrenecektim. Eğer ıssız bir yerde onu ağlarken bulursam onun zayıflığını kendi avantajıma kullanıp yatağa atabilirdim.