İsim: Mizushima Miuna
Yaş: 19
Cinsiyet: Dişi
Boy: 168
Kilo: 55
Köy: Nikkougakure
Fraksiyon: Taiyou
Element: Raiton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Portre
Görünüm:
Kalçasından aşağı dökülen uzun mor ve pembe karışımı perçemli saçları vardır. Gözleri bebek mavisidir. Gotik lolita denen tarzda siyah renklerin ağırlıkta olduğu ve kurdele detaylarının bol kullanıldığı elbiseler giymekten hoşlanır. Mutlaka göğüs ve bacak dekoltesi verir ve vücudunun en seksi yerlerini ortaya çıkartır.
Kişilik:
Zinde, enerjik, hayat dolu davranışlarının yanı sıra oldukça kabalaşabilen saygısız bir dile ve acımasız, gaddarca hislere sahiptir. Ruh hali gündelik yaşantısında karşılaştığı en ufak olaya göre değişebildiğinden oldukça dengesizdir. Son derece kindardır ve ona yapılan haksızlıkları unutmamak için not ettiği bile görülebilir. Affetmek, alttan almak, hoşgörü göstermek onun literatüründe bulunmayan kavramlardır. Kavgacı bir yapısı vardır ve insanları üzmekten tuhaf sayılabilecek bir zevk alır. Biraz şımarık ve hovarda olan yapısıyla beraber güzelliğini de kullanarak erkekleri parmağında oynatmaktan hoşlanır. Daha önce hiç aşık olmamıştır bu yüzden nasıl bir his olduğunu bilmemektedir. Arkadaşları ise onun için birer oyuncak farklı değildir. Canı sıkıldığında onu eğlendirebildikleri sürece birkaç tane olması yeterlidir.
Özgeçmiş:
Miuna, Mizushima ailesinin tek kızı olarak dünyaya geldi. Bir sahil kenarında doğduğu düşünüldüğü için “güzel deniz” anlamına gelen Miuna ismi ona annesi tarafından verildi. Miuna’nın anneannesinin söylediğine göre annesi doğumdan kısa bir süre sonra ölmüştü ve ölmeden önce de dudaklarından çıkan son kelime bu olmuştu. Miuna annesini hiç tanıma fırsatı bulamadı. Anne kavramının anlamını ve amacını asla bilemedi. Yıllar boyunca babasıyla birlikte bakımsız küçük bir evde yaşam sürdü. Babası yaşından oldukça genç görünen, yakışıklı, dikkat çekici, sakin ve yüzünden gülümsemesi eksik olmayan bir insandı. Tabi bu sadece dışarıdan görünen haliydi. Miuna’nın babası evin içine adımını attığı anda korkunç tehditler, küfürler, hakaretler ağzından eksik olmaz, bıkkın ve öfkeli bir ifadeyle dolaşır ve sık sık Miuna’ya şiddet uygulardı. Miuna’nın bütün hayatı babasına duyduğu korkuyla geçti. O eve geldiği anda bir köşeye pusar ve babası sinirlenmesin diye akla karayı seçerdi.
Babasının şiddetlerinden çok sıkıldığı için gizlice akademiye kaydolmuş ve bir shinobi olmaya karar vermişti. Sürekli baskılanma sonucu duyduğu “güç elde etme” arzusu onu kasıp kavuruyordu. Babası bu olaydan haberdar olduktan sonra Miuna’yı neredeyse bir hafta evden dışarı adım atamayacak hale getirmesinin ardından küçük kız çareyi evden kaçmakta buldu. Şimdi dahi o günden kalan birkaç çiziğin izini sırtında taşımaktadır. Miuna evden kaçtıktan sonra yalvar yakar anneannesinde kalmaya başladı. Anneannesi oldukça sert mizaçlı, otoriter, eski kafalı, geçimsiz bir kadındı. Sürekli bilgi sahibi olmadığı konular hakkında yorumlar yapar, önyargılarda bulunurdu. Miuna ondan nefret etse de babasından hallice olduğunu düşünerek akademiyi bitirene dek onunla birlikte yaşadı. Anneannesi kızının ölümünden Miuna’yı bir şekilde sorumlu tuttuğu için küçük kızın yaşadığı her gün kendisine işkence haline getiriliyordu.
Miuna hemen pes etmedi umuttan. Elinin tersiyle geri çevirmedi ışığı. Evinde bulamadığı huzuru dışarıda aradı. Arkadaş edinmeyi denedi. Akademinin oldukça havalı sürtüklerden oluşan kız grubu ile yakınlaştı. Bu gösterişli kızlar ona yakın davrandıkça Miuna da mutlu oluyordu ve “gerçek” arkadaşlar elde ettiğini düşünerek sevincinden geceleri uykuya dalamıyordu. Kızlar ise onu sadece ayak işlerinde kullanıyor, zorlandıkları konularda ondan yardım istiyorlar veya tüm zor işlerin yükünü ona atıyorlardı. Miuna bir gün kendisi hakkında kızların gizlice konuştuğu şeyleri duydu ve ona verdikleri gerçek değeri fark etti. Yaşadığı düş kırıklığı onu derinden sarsmıştı. Hiçbir yerde istenmiyordu bu hayatta. Onlara baş kaldırdığı ilk gün kızlar grubu tarafından da şiddete uğradı ve akademiden mezun oluncaya kadar her gün onların zorbalığına katlandı.
Her şeyini kaybeden Miuna’nın içinde bir tek karanlık kalmıştı. Boş bir kabuk gibi hissediyordu, uğulduyordu. Sıkı çalışmaya yemin etti ve akademiden mezun oluncaya kadar inanılmaz güçlendi. Başarıyla Geninliğe yükseldikten kısa bir süre sonra tehlikeli görevlerde elde ettiği başarılarla adı duyuldu ve Chuuninliğe yükseltildi. Bu süreçte tamamen değişmişti. İçindeki tüm değer yargılarını bir kenara fırlattı. Yalnız yaşıyordu. Hayatında arkadaş diyebileceği kimsesi yoktu. Herkesle biraz oynuyor, onları eğlence malzemesi yapıyor ve sıkılınca da bir kenara fırlatıyordu. Bütün hayatı ikiye ayrılmıştı. Eğlenceli olan ve olmayan şeyler. Oldukça açık giyiniyor, erkekleri baştan çıkarıp hepsini dünya aleme rezil ettikten ya da yoldan çıkarıp müthiş utançlarla isimlerinin duyulmasına sebep olduktan sonra hayatlarından çıkıyordu. İnsanların üzüntüleriyle beslenen duygusuz bir yaratık olup çıkmıştı. Bu ahlaksız davranışları ile ağızlara düşmüştü. Onun hakkında fısır fısır yaptığı kötülükler arkasından konuşuldukça keyifleniyordu. Hayatı boyunca ona kötü davranan kişileri de asla unutmadı. Miuna bu şekilde, onlardan intikam alacağı günün hayaliyle her gününü eğlence içinde geçiriyordu.
Peki bu böyle nereye kadar devam edecek? Göreceğiz.
Motivasyon: Her gün yeni bir heyecan! Miuna için hayat bir oyun ortamından ibarettir ve ölmeden önce elinden geldiğince çok eğlenmesi ve her türlü zevki tatması gerektiğine inanır. Her yeni gün onun için yeni bir serüvendir.
Komplikasyon: Aşırı Özgüven! Miuna kendine gereğinden fazla güvenmektedir. Karşısındaki kim veya ne olursa olsun kolay lokma olarak görür ve hiçbir zorluğu umursamaz.
Profil
Güç: 2
Çeviklik: 4
Kondisyon: 5
Potansiyel: 4
Varlık: 7
Zeka: 8
