İsim: Kai Ishio.
Yaş: 19
Cinsiyet: Erkek.
Boy: 1.85
Kilo: 80
Köy: Nikkougakure.
Fraksiyon: Hikari.
Element: Raiton.
Seviye: C-Rank.
Rütbe: Chuunin.
Portre
Görünüm: Özenilse birçok kişinin bakışlarını üzerine çekecek bir fiziğe ve yüz hatlarına sahiptir Ishio. Kısaltmayı hiç düşünmediği, bakımsız ancak her zaman temiz olan sarı saçlarını birçok şey gibi annesinden almıştır. Shinobiliğe eğildiği vakitlerde geliştirdiği fit ve atletik vücuduyla birlikte pek bir falsosu yoktur aslında. Doğuştan gelen bir aksaklık yahut hediye olarak çift göz rengine sahiptir Ishio. Sağ gözü yeşil, sol gözü ise mavi renkte. Görünümünde bahsetmeye değecek nokta ise, sağ gözünü sürekli kendi yapımı olan göz bandıyla kapamış olmasıdır. Bu göz bandının herhangi bir özelliği olmamakla birlikte basit bir tak-çıkar sistemine sahip değildir. Biraz acıtsada, bandın gözü kapatan kısmı Ishio'nun isteği ile medikal anlamda tecrübeli bir isim tarafından göz çevresine dikişle sabitlenmiştir. Bu şekilde göz bandı aşırı zorlanmadıkça çıkmayacak bir şekilde takılmaktadır. Göz renginin herhangi bir olayı yok. Doğduğu sırada bizzat doktorların onayıyla, zararsız bir aksaklık olarak nitelendirilmiştir.
Giyim konusunda zevk sahibi olduğu söylenemez. Günlük hayat yahut shinobi kimliğine büründüğü anlar farketmeksizin sürekli siyah tonlarında, olabildiğince ince ve rahat şeyler giymektedir.
Kişilik: Keskin sınırlara sahip bir insan diyemeyiz. Her görüşe, düşünceye ve insana açık bir kimliği var. Uçuk olduğu herhangi bir nokta bulunmamakta. Dengeli biri diyebiliriz yani. Ne asma kesme peşinde ne de aşırı bir dinginlik hakim zihninde.
Gerçekten bağlılık duyduğu şeylerden bahsedersek önceliği Nikkougakure'ye verebiliriz. Babasının köye olan ihaneti başlarda Ishio'yu itekleyen bir sebepti. Bu kara lekeyi silme, annesinin ve kendisinin adını temize çıkarma niyeti köyü için birşeyler yapma isteğini tetikliyordu. Ancak zamanla aldığı eğitim ve tanıdığı insanlarla bulunduğu köyün sadece bir toprak parçası ve onun üzerindeki insanlar olmadığının farkına vardı. Kurduğu bağlar, tanıdığı iyi insanların gerçekten aynı amaç için çabaladığı, yeri geldiğinde canlarını verdiği gerçekleriyle tanışınca bir Nikkougakure idealine sahip oldu. Bu konuda henüz sınanmadı. Köyü adına verdiği zor kararlardan, fedakarlıklardan bahsedemeyiz yani. Henüz gelişmekte olan bir bağlılık.
Bir arkadaş olarak gördüğü annesi ve 19 yıllık kardeşliğine rağmen ilişkisi birkaç kelimeden ileri gitmeyen ablası ise onun için hayatındaki en kıymetli varlıklar. Annesinin kendisini kabullenmesi, birçok şeyden vazgeçerek onu büyütmesi Ishio için ödenmesi gereken bir borç. Bu sebepledir ki Ishio pekte başarısızlığı kabullenen birisi değil.
Oyunculuk, el sanatları ve birçok konu hakkında okuduğu kitaplar sonucunda ortalamanın üstünde bir kültür seviyesine sahip. Cümlelere hakim, konuşmaktan çekinmeyen ve insanlarla rahatlıkla iletişim kurabilen biri. Utanma, çekinme durumları pek yok yani. Efendi, işinde gücünde bir shinobi.
Paranın diğer yüzüne bakarsak biyolojik babası çevresinde örülen bir ağ mevcut. Babası olan Riku'ya sadece annesine yaptıkları nedeniyle büyük bir hınç beslemekteydi. Şimdi ise bu durum biraz daha genelleşmiş durumda. Nikkougakure idealleri nedeniyle, köye ihanet etmiş / edecek her bir birey muhtemelen Ishio tarafından aynı hınçla karşılanacak. Babasından kendisine kaldığını düşündüğü sağ gözü bu nedenle kapalı durumda. Tüm yaptıklarının babasının onlara bıraktığı lekeyi temizlemek için olduğu düşünülürse, ondan aldığı göz rengini reddetmesi, gözünü bantla kapatması pekte garipsenecek bir hareket olmuyor.
Özetlemek gerekirse başarılı, örnek, takıntıları olmayan bir shinobi. Henüz olgunlaşmayan düşünceleri nedeniyle farklı taraflara çekilebilecek biri. Ancak sahip olduğu bilgi birikimi ve olgunluk nedeniyle bunu yapmak pekte kolay olmayacaktır.
Özgeçmiş: Kai Tsumu. Altın rengi saçları, bembeyaz teni ve muhtemelen çoğu insanın öfkesini içinden söküp alabilecek mavi gözleriyle birçok erkeğin hayallerinde elbet bir kez bulunmuş bir kadın. Çok varlıklı yahut zeki biri olduğu söylenemezdi bu kadının. Ailesinin Tsuji Kiyonaga'ya yakın olan insanlara olan yakınlığı hayatını biraz daha rahat sürdürmesini sağlamış, gündelik işlere harcayacağı vakitlerini köy içinde shinobi olmak dışında hayaller kuran insanların eğitimleriyle ilgilenerek geçirmiş. Genellikle genç kızlar olmuş eğittiği kitle. Oyunculuk, el sanatları, edebiyat gibi genel ancak gerekli donanıma sahip olmak için uzun süreçler gereken alanlar. Tsumu'nun zamandan başka birşeyide yoktu zaten.
Diğer yanda ise Kyogi Riku ismiyle ün yapmış shinobi. Siyah uzun saçları, insanı rahatsız eden yeşil gözleriyle sadece görünüşüyle bile güven veren bir adam. 30 sene önceki savaş el altından hazırlanırken bir yerlere geleceğine kesin gözüyle bakılan potansiyelli biri. Riku bu potansiyelini kullanırken aynı zamanda Tsumu adlı genç kadınında kalbini çalmayı başarmıştı o yıllarda. Ateşli kaçamaklar, kaçak bakışmalar zamanla ailelerinde onayıyla bir evlilikle taçlandırıldı.
Bu evliliği bozan karı-koca kavgaları değil Nikkou-chou ile Daimyo arasında çekişme oldu. Riku zamanla oluşan iki tarafı sabırla izledi ve yavaşça Daimyo'nun çekimine kapıldı. Öncelikle başkent Hofuna'da kurulan akademide bir eğitmen olarak görev aldı. Sonrasında ise Daimyo'nun yanında savaşan askerler arasında önemli bir noktaya kadar yükseldi. Yeteneğinden ziyade, Daimyo'nun hareketine katılan ilk shinobiler arasında olması ona fazlasıyla kolaylık sağlıyordu.
Taraflar gittikçe hareketlendi, savaşın kıvılcımları gözle görülür hale geldi. Riku bağnazlık derecesinde bağlıydı Daimyo'ya, ancak Tsumu'yu da bir o kadar çok seviyordu. Hissettiği sevgi, tarafını değiştirmek için gerekli kararlılığı sağlamadı ona. Hofuna önündeki savaşta çarpıştı, birçok can aldı. Ancak sonlara doğru birbirine giren, ne olduğu anlaşılmayan savaştan kaçmanın mantıklı olacağını düşündü. "Kaçıp, Tsumu'ya geri dönebilirim." Bu fikre tutunarak savaşın artçıl etkileri geçene kadar kendini gizledi Riku. Bu geçen sürede Nikkougakure tekrar eski durumuna dönmek için çabalarken Tsumu, Riku'nun Daimyo seçimini bir ihanet olarak gördü ve kalbini başkasına emanet etti. Bu yeni aşkın meyveleriyse annelerine tıpatıp benzeyen iki kız çocuktu.
Riku'nun bunları öğrendiğinde hissettikleri Tsumu'dan farklı değildi. İhanet. Seneler sonra saklandığı yerden çıkan shinobi Nikkougakure'nin henüz oturmayan düzeninden faydalanarak huzur dolu eve sızdı. Günün aydınlık bir saatinde, Tsumu'nun sevdiği adamı öldürürken evde bulunan bir bebeğide soğukkanlılıkla boğdu. Tsumu'yu öldürmek ona verilecek bir ödül gibi gelmişti ona. Kirletmeyi seçti, Tsumu'yu hareketlerini kısıtlayacak bir şekilde bağladıktan sonra hıncını alana dek tecavüz etti. Dövdü, kesti ve ömür boyu zihninden çıkmayacak anılar bıraktı. Bu tecavüz, Tsumu'nun ailesi tarafından asla var olmaması gereken bir çocuk getirdi dünyaya. Kai Ishio. Zaten istenmeyen bir çocukken, gözlerindeki bozuklukla Riku'yu hatırlatması onu hayatı boyunca geriye itecek bir durum haline geldi.
Tsumu bir çocuğunu daha kaybetmeyi göze alamadı. Ishio ona o kara günü hatırlatsa bile tüm sevgisini verdi. Yeri geldiğinde karın doyuran bir sevgiydi bu. Tsumu ailesi tarafından tüm varlığından mahrum bırakılmış, iki çocuğa tek başına bakmak zorunda kalmıştı. Yıllar öncesinde yaptığı eğitmenliğe geri dönerek ufak bir okul açtı Tsumu. İyi olduğu bir işi, çocuklarıyla ilgilenmek fırsatınıda yakalayarak sürdürdü. Kai Ishio beş yaşında bu okulda öğrenci olarak yer aldı. Birkaç sene sonrasında girdiği shinobi akademisiyle birlikte sürdürdüğü eğitimi, shinobi sıfatını aldığı gün eş zamanlı olarak bitti. Ishio shinobi, nadiren diyalog kurduğu ablası ise bir aktör olarak hayatına devam etti.
Ishio'nun babası hakkındaki gerçeği öğrenmesi güç olmamıştı. Zaten sülalesinin annesi üzerinde kurduğu baskıyı görebiliyordu, ablasının soğuk tavırlarıda eklenince gerçeği tüm ayrıntılarıyla travmatik bir şekilde öğrenmişti. Bu durum içindeki nefreti büyüttü ancak karakterinde herhangi bir bozulma yaşanmasına izin vermedi Ishio. Şayet annesine ödemesi gereken bir vefa borcu olduğunu düşünüyordu. Ve bu borcu elindeki fırsatlara bakılırsa sadece shinobi olarak başarılı olması durumunda ödeyebilecekti. Reddedilmesi mantıksız olan, iyi yerlere gelebilecek bir insan olduğunu kanıtlayarak.
Akademideki eğitiminin pek parlak geçtiği söylenemez. Aynı zamanda annesinin okulunda eğitim gördüğü için zaman zaman başarısızlıklar yaşamış ancak asla 'uçarı' yahut şikayet edilen bir öğrenci olmamıştır. Bu konudaki tek istisnası akademinin ilk yıllarında bir kızı redderedek ağlatan, Bachuru adındaki bir veledi dövmesi olmuştur. Sadece bir kızı ağlatması nedeniyle kendinden ufak birini dövmesi Ishio'nun başına bir dizi dert açsada öğretmenlerinde yarattığı iyi izlenim nedeniyle pekte sekteye uğramamıştır eğitimi. Zaten olayların sonrasında bu Bachuru velediyle uzun yıllar sürecek bir arkadaşlığa girişmiştir. İnsan ilişkilerindeki başarısı, durumunu bilen ve bunu sorun eden insanları bile aşmasına yardımcı olmuş ve bu sayede genin-chuunin arasındaki dönemde dostu Bachuru ile bir nevi patlama yaşamıştır. Çıktığı başarılı görevler, üstlerine olan saygısı ve öğrenme aşkıyla yaşıtlarına yetişmiş ve Altın Jenerasyon olarak anılan nesle değer bir birey olarak katılmıştır.
Motivasyon
Altın Çocuk: Altın jenerasyonun Altın Çocuğu ! Biraz iddialı geliyor kulağa fakat kişiliğini oluşturan noktaları düşününce ister istemez bu sonuca varılıyor. Babasının ihanetle bıraktığı lekeyi temizlemek, annesine olan borcunu ödemek, çekirdek ailesini reddeden sülalesine yaptığı hatayı kanıtlamak, Nikkougakure'ye duyduğu bağlılık.. Tüm bunlar Ishio'yu her zaman en iyi olmak konusunda iteleyen şeyler.
Baba: Ishio'nun babası Kyogi Riku şüphesiz ki hoş karşılanan biri değil. Savaşta Daimyo'nun tarafını seçmesiyle başlayabiliriz. Savaştan sağ çıkıp seneler sonra Ishio'nun annesi Kai Tsumu'ya tecavüz etmesi, Tsumu'nun kocasını ve bebeğini öldürmesi onu bir suçlu konumuna getiriyor. Ishio'nun önceliği bu konu olmasa bile biyolojik babasını adalete teslim etmek yahut adaleti ona götürme konusunda istekli. Ishio, Riku'nun işlediği cinayetler sonrasında hayatını bir kaçak olarak sürdürdüğünü biliyor. Süregelen eğitimleri ve köy çalışmaları nedeniyle henüz bu konuda araştırma yapabilmiş değil.
Komplikasyon
Tek Göz: Ishio babasından geldiğini düşündüğü yeşil renkte olan gözünü bir göz bandıyla kapamakta. Ve bu konudaki takıntısı, bu bandı vücuduna dikişletecek seviyede. Sağ gözü tamamen kullanım dışı diyebiliriz. Şayet dikişleri duruma göre sökme gibi bir seçeneği bulunmamakta. Ancak eli yatkın biri tarafından, uygun ve steril bir ortamda çıkarılabilir göz bandı. Ishio bunu yapmaktansa ölmeyi tercih edeceği için pekte olası bir durum değil. Göz bandı yaklaşık 4 senedir dikişli ve hiç çıkarılmamış durumda.
Kadınlar: Tüm hayatı annesi, onunla konuşmayan ablası ve bir sınıf dolusu kadın arasında geçmiş Ishio'nun karşı cinsine duyduğu bir hassasiyet bulunmakta. Biyolojik babasının annesine yaptıklarını öğrenmesi bu konudaki en büyük dayanak denebilir. Ishio kadınlara karşı fazlasıyla yumuşaktır. Gündelik hayatında kadınları absürd durumlar dışında kıramaz, sinirini yansıtamaz, nazikliğini bırakamaz vesaire. En kanlı savaş anlarında ise Ishio dişi rakiplerine karşı daha yumuşak olacaktır. Fazla yumuşak.
Profil
Güç: 2
Çeviklik: 6
Kondisyon: 5
Potansiyel: 4
Varlık: 6
Zeka: 7