Künye
İsim: Shimizu Kazuma
Yaş: 16
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.79
Kilo: 72
Köy: Nikkougakure
Fraksiyon: Hikari
Element: Suiton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Portre
Görünüm: "Gin - Hotarubi no Mori e"
Kazuma’nın kısa, bembeyaz saçları, yeşil gözleri ve soluk bir teni vardır. Görevlere çıkmadığı zamanlarda bej rengi bir kimono ile dolaşır ve rahat giyinir. Göreve çıktığı zamanlarda ise deri ceket, beyaz tişört ve siyah, dar bir pantolon giyer. Göreve çıktığında kesinlikle yanında yüz maskesini bulundurur.
Kişilik: Kazuma, dünyanın en optimist insanı sayılabilir. Geçmişten gelen acılarının iyi taraflarını bulup onlara gülebilmek, Kazuma’nın en büyük yeteneğidir. İnsanlar üzüldüğünde onları mutlu etmek için elinden geleni yapar ve ‘üzüntü’ denilen duygunun baş düşmanıdır. Flört konusunda da baya yeteneklidir. Kızlar, hem dış hem de iç güzelliğine kolayca hayran olurlar. Kendisi de kızlara biraz düşkündür. Aşık olduğunda, ilk sıraya koyar, her şeyden üstün tutar ve her şeyi göze alabilir. Arkadaşlık konusunda, yoldan geçerken rastgele tanıştığı bir insanın ondan uzaklaşması bile Kazuma’yı üzer. Arkadaş kaybetmenin ne olduğunu çok iyi bilen Kazuma, arkadaşlarına gereken önemi verme sorumluluğunu sonsuza kadar üstlenmeye yemin etmiştir. Aile kavramına çok büyük önem verir ve ailesini her türlü destekler. Kısacası Kazuma, optimizmin sözlük anlamıdır.
Özgeçmiş: Hikayemizin kahramanı, uzaklarda, herkes tarafından bilinmeyen bir köyde doğdu. Hayır, düşündüğünüz köyden bahsetmiyorum. Kazuma, Kusagakure’de doğdu. Küçücük yaşında çimenlerde koşturup mutluluğun ve rahatlığın tadını çıkarabildi. Mükemmel bir aileye sahipti ve bu aile, Kazuma’yı çok iyi yetiştirdi. Kazuma da ailesine karşı çok saygılıydı. Babası ile eğitim yaparken annesinin yaptığı güzel yemeklerin kokusu burnuna kadar geliyordu. Aynı zamanda halasının yaptığı tatlılar onu her gün mutlu etmeyi başarıyordu. İyi arkadaşları da vardı. Akademi öncesinde güzel arkadaşlar edindi ve hepsiyle iyi anlaştı. Yaklaşık 6 yaşına kadar her gün yüzü güldü. Evet, sadece 6 yaşına kadar oldu bu. Hiçbir şey sonsuz değildir.
Günlerden bir gün, Kazuma’nın halası doktorlar tarafından teşhis edilemeyen bir hastalığa yakalandı. Bu hastalık, halasının enerjisini yavaş yavaş yitirdi ve halası iki hafta içinde vefat etti. Bu ölüm, Kazuma’nın ailesini derinden yaraladı ve sonsuz mutluluklarını tamamen yok etti. Evin içindeki depresif havayı düzeltmeye çalışan Kazuma, hiçbir şekilde başarılı olamadı. Bu kayıp, onun optimistliğini engellemedi. Etraftaki depresif havayı hep yok etmeye çalışan Kazuma, ailesinin kavga edişine ilk defa tanık oldu. Bir gece babası, annesini belirli nedenlerle suçladı ve ona tokat attı. Bunu gören Kazuma, babasının önüne geçti ve dayağı babasından yedi. O gün, Kazuma için hiçbir şey değişmedi. Kazuma, kendine olan inancını kaybetmedi. Ertesi gün babası, yüzü gülen Kazuma’yı gördüğünde içindeki tüm kini yok etti ve oğlundan özür diledi. Kazuma özel bir çocuktu. Etrafındaki insanları iyimserliği ve optimistliği ile iyileştirebiliyordu.
Bu özelliğini keşfeden Kazuma, akademinin ilk gününde yeni bir arkadaş edindi. Bu arkadaşı, Kazuma gibi bir çocuktu. Her konuda iyimser olan, acılara gülerek cevap veren bir çocuktu. Kazuma, yeni arkadaşını en iyi arkadaşı olarak belledi ve onunla türlü türlü maceralara yol aldı. Hatta bu yakınlığı gören öğretmenleri, Genin olduklarında onları aynı takıma atadı. İki arkadaşın bir hayali vardı. Dünyayı gezip kızları tavlayacaklardı. Sonunda, aşk denilen duyguyu hissedebildiklerinde mutlu mesut bir hayat yaşayacaklardı. Bu hayallerini gerçekleştirene kadar kendilerine ölmeyi yasakladılar. Gün geçtikçe takımlarına olan bağlılıkları artıyor, birbirlerine olan kardeşlik bağları da güçleniyordu. Geriye kalan tek şey, hayallerini gerçekleştirmekti. Halasının ölümünden sonra ilk defa o mutluluğu tam tamına hissedebiliyordu. Yeni bir dönüm noktası gelene kadar bu mutluluğu devam etti.
Annesi ile babası artık mutlu olmadıklarını rahatlıkla belli edebiliyorlardı. Ayrılacakları belliydi. Kazuma, ikisinin de mutlu olmasını istediğinden kendi mutluluğunu ve acısını önemsemeyip ikisine de kimde kalacağını sordu. Aldığı cevap ise onu derinden yaralayabilirdi. İki taraf da onu almak istemedi. Bu konu hakkında her gün tartışmaya başladılar. Kazuma, mutluluğunu bozmadı ve arkadaşının yanına gitti. Hayalini gerçekleştirmenin vaktinin geldiğini söyledi. Kazuma’nın uzak bir köyde aile tanıdığı vardı. Zamanında ona çok iyi davranan bir insandı ve Kazuma oraya gidebileceğini düşündü. Arkadaşını da aldığı gibi genin takımından çıkıp Nikkougakure’nin yolunu aldılar. Nikkougakure’ye vardıklarından, aile tanıdığı tarafından hoş bir şekilde karşılanan Kazuma, arkadaşı ile tanıdığın evinde kalmaya başladı. Ama yine onu derinden yaralayan bir olaya maruz kaldı. Arkadaşı, verdikleri sözü tutamadı.
Kazuma’nın arkadaşı, birkaç hafta içinde öksürmeye başladı. Çok fazla öksürüyordu ve ateşi çıkıyordu. Aynı belirtileri halasında gören Kazuma, hayatında ilk defa gözyaşlarını tutamadı ve arkadaşının ölümünü başında bekledi. Kazuma, bunu hak ettiğini düşünmüyordu. Başına gelen her şey onun hayatını karartıyordu ve o buna izin veremezdi. Arkadaşının hayalini gerçekleştireceğine yemin etti ve yoluna devam etti. Nikkougakure’de geçirdiği 2 ay süre sonunda Chuunin Sınavı’na katıldı ve Chuunin oldu. Ardından, köyün sistemini öğrendi ve Hikari fraksiyonuna katıldı.
Kazuma’ya göre, herkes mutlu olabilir. Bu nedenle kendisinin de mutlu olması gerekiyor. Kazuma, aşkı tadacağına ve dünyayı gezeceğine yemin ediyor.
Motivasyon: Herkesin mutlu olabileceğine inanmak / Aşk denilen duyguyu hissedebilmek / Dünyayı tamamen gezmek
Komplikasyon: Dostlarını kaybetme korkusu
Profil
Güç:3
Çeviklik:4
Kondisyon:5
Potansiyel:9
Varlık:4
Zeka:5