İsim: Yakkai Umaru
Yaş: 16
Cinsiyet: Kadın
Boy: 1.60
Kilo: 42
Köy: Nikkoukagure
Fraksiyon: Hikari
Element: Suiton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Portre
Görünüm:

Uzun sarı açlara, kahverengi gözlere ve pürüzsüz bir cilde sahibim. İnsanlar bana bebek suratlı der. Sanırım oldukça çocuksu bir yüze sahibim. Abimle beraber gezeceğimiz zaman üzerime beyaz bir gömlek giyer ve kırmızı bir papyon takarım. Altıma da uzun kırmızı bir etek giyerim. Böylece ultra süper yakışıklı abimin yanında kötü gözüküp de abimi küçük düşürmem! (Sağ)
Göreve gittiğimiz sırada başıma, üzerinde 'UMR' yazan kırmızı bir şapka takarım.Üzerime ince kırmızı bir mont giyer ve ince montumun içine siyah renkli kısa kollu bir kıyafet giyerim. Altıma, kolay hareket etmek için kısa bir kot pantolon ve uzun çoraplar giyerim. Uzun sarı saçlarımı topuz yapmayı da ihmal etmem.(Sol)
Abimle evde yalnız kaldığımda ise beyaz renkli kısa kollu kıyafetimin üzerine Mr Orange'i takar ve rahatıma bakarım!(Orta)
Kişilik: Hmm. Kişilik dediğimiz şey nedir ki? Of, böyle kavramları hiç de aklım almıyor! Sanırım sevdiğim şeyleri söylemem gerekiyor. Benim en sevdiğim şey abimdir! Benim Abim mükemmel bir insandır! Zeki, güçlü,yakışıklı, ahlaklı,maceraperest, iyiliksever, düşünceli, nazik... bunlar abimi ifade eden kelimelerdir. Abimi gerçekten çok ama çok seviyorum. Tanrının varlığına inanmıyorum; fakat ara sıra ''Oniizm'' adında bir din kurmayı düşündüğüm oluyor. Gerçi bu düşüncemden çok çabuk vazgeçiyorum. Diğer insanların abime tapma düşüncesi beni çıldırtıyor çünkü. Abime yalnızca ben tapabilirim! Eminim ki abim de beni seviyor. Bazen arkadaşlarımın: ''Umaru-chan, abin sana neden bu kadar soğuk davranıyor?'' dediği oluyor; fakat onlar göremiyorlar. Abim bana karşı soğuk değil. Sadece sevgisini gösteremiyor! Evet, aynen öyle!
Abimden sonraki en sevdiğim şey ise tembellemektir. Üzerime Mr Orange'i geçirip uyumak, bana göre bu hayatta benim abimden sonraki en hoş şey! Tembellik yapmak gibisi yok. Keşke ninjalık işleri olmasa da bütün gün abur cubur yiyerek evde otursam!
Zaten bu ninjalık şeyleri neden var ki? Bana göre dövüşmek ve birilerini yaralamak çok saçma. Bazen insanların bana: ''Oh, Umaru-chan. Ne kadar da yeteneklisin böyle!'' dedikleri oluyor; fakat bunlar benim umrumda değil. Sırf abim bana böyle yapmamı söylediği için iyi bir ninja olmaya çalışıyorum; fakat bu çalışmalarımdan zevk aldığımı söyleyemem. Abimle yaptığımız çalışmalar hariç tabii ki!
Abimle ilgili şeyler ve evde tembelik yapıp abur cubur yemek haricinde sevdiğim çok fazla şey olduğunu söyleyemem. Sevmediğim şeyler ise canımın acıması, köpekler ve ölüm. Ölümden korkuyorum;fakat korktuğum şey kendi ölümüm değil. Er geç öleceğimin farkındayım. Kalbim duracak ve çürüyeceğim ana kadar toprağın altında uyuyacağım. Sonsuza kadar sürecek bir tembellik! Bu fikri sevdiğim bile söylenebilir. Yine de sevdiğim insanları kaybetme düşüncesi tüylerimi ürpertiyor. Daha fazla acı çekmek istemiyorum.
Her neyse! Köpeklerden korkmamın sebebi ise küçükken köpekler tarafından kovalanmam. Gördüğüm her köpeğin beni ısıracağını düşünüyorum ve geriliyorum.Keşke tüm köpekler bir anda kaybolsa ve meydan kedilere kalsa. O zaman dünya çok daha güzel bir yer olurdu. Kedilerin, abimden sonraki en sevimli tür olduğuna inanıyorum. Evet, tür! Benim abim farklı bir türe giriyor. Abim göklerden inmiş bir melek gibi çünkü. Abim için ''Sıradan bir insan'' tanımını yapmam abime hakarettir! Her neyse! Canımın acımasını sevmememin sebebi ise , canım acıdığında gözlerimin dolması ve abime güçsüz gözükmem.
Bunların dışında kalan hiçbir şey umurumda değil. Örneğin insanlarla iletişim kurmaktan utanmam ; fakat birinin beni sevip sevmemesi pek de umurumda değil.Bu yüzden insanlarla fazla iletişim kurmaya çalışmam. Banane yani? Onlarla ne konuşacağım ki? Önemli bir şey olduğunda iletişime geçmek yeter de artar bile. Yine de abim hakkında konuşacaksak karşımdaki kişiye abimin ne kadar mükemmel biri olduğunu saatlerce anlatabilirim!
Biraz da uyuşuğum ben. Bazen boş boş yattığım sırada köyüm düşman saldırısına uğrasa bile kalkıp savaşamayacağımı düşündüğüm oluyor.Üşenirim çünküm; fakat abim savaşmamı söylerse biraz mırın kırının ardından kalkıp en ön cephede savaşırım! Sanırım bu özelliğim yüzünden evde kalacağım. Yine de bu halimi seviyorum. Hayatta kafana taktığın taktirde asla ilerleyemeyeceğin türde acılar var. Belki de böylesi daha iyidir. Son olarak, bazı şeylere pek kafamın basmadığını, biraz dengesiz ve mızmız olduğumu söyleyerek bu kişilik mevzusunu kapatıyorum. Yeter! Üşendim....
Özgeçmiş Annem, beni ve ikiz kardeşimi doğururken ölmüş. Bu yüzden annemi sadece fotoğraflarda görebildim. Babam da biz küçücükken bir görev sırasında ölmüş. Bu yüzden kendisini hayal meyal hatırlıyorum. Yine de kendisinin oldukça güçlü bir ninja olduğunu söyleyebilirim. Abime dövüşmeyi babam öğretmiş .Abimse oldukça güçlü bir shinobi. Bu yüzden babam da oldukça güçlü olmalı. Değil mi? Her neyse, ben henüz beş yaşıma basmamışken babam da öldü. Babamın da ölmesinin ardından ben ve ikiz kardeşim Amaru ile ilgilenen kişi abimdi. Abim bizden sadece birkaç yaş büyüktü; fakat daha o yaşta tüm yükümüzü sırtlanmış ve ikimizi de büyütmüştü. Bu yüzden abimi çok ama çok seviyorum. İyi ki var. O olmasa kim bilir ne halde olurdum? Muhtemelen Nikkoukagure sokaklarında ıslak mendil satarak geçinmeye çalışır ve akademiden çıkan öğrencilerin çöplerini toplayarak karnımı doyururdum.
Her neyse! ikiz kardeşim Amaru, ben altı yaşımdayken öldü. Bir gün kardeşim ve ben, abimden habersiz oldukça yüksek bir tepeye tırmanmıştık. Ne derler bilirsiniz, çıkması kolay ama inmesi zordur! Çıktığımız yerden inememiş ve orada mahsur kalmıştık.Bir süre sonra abim bizi bulmuştu ve yanımıza doğru tırmanmaya başlamıştı. Daha sonra... Her neyse, bundan daha fazla bahsetmek istemiyorum. O anı hatırladıkça kalbimin hüzün sızdıran çatlakları genişliyor. İçimdeki bodrumuma hapsettiğim o hislerin tekrardan gün yüzüne çıkmasını istemiyorum. Bu yüzden buraları atlıyorum! Yine de bilmelisiniz ki abim o andan sonra değişti. Asla eskisi kadar samimi olamadık.
Daha sonra çalıştık.Oldukça sıkı çalıştık. Güçlenmemiz gerekiyordu. Kurbanlarına işkence etmeyi seven bir katili andıran bu hayatta sadece ikimiz kalmıştık. İki küçük çocuk... Sadece birbirimize sahiptik ve bu sahip olduğumuz şeye, bir koalanın ağaca sarıldığı kadar sıkıca sarılmalıydık. Nitekim böyle de yaptık. Zaman geçtikçe güçlendik ve belli bir seviyenin üstüne çıkabildik. Abim her zaman birkaç adım önümdeydi. Bense bu durumu sorun etmezdim. Abimin karanlığı dağıtan bir fener misali önümü aydınlatması hoşuma giderdi. Birkaç sene önce abim Chuunin olduğunda sıradaki hedefim de belirlenmişti. Ben de Chuunin olacaktım! Nitekim, bu sene gerekli sınavı geçtim ve Chuunin oldum! Eminim abiciğim benimle gurur duyuyordur!
Motivasyon:
Abim: İşin ucunda abimden övgü almak varsa her şeyi yapabilirim. Nihihihihi!
Tembellik:''Görevimi çabucak bitirip eve gitmeli ve evde tembellik yapmalıyım.'' Bazen bunu düşünür ve kendimi motive ederim!
Komplikasyon
Abim: Eğer abim yanımda olmazsa ya da abim dövüş sırasında yaralanmışsa kendimi dövüşe veremem. Onu kaybetme korkusu her şeyin önüne geçer.
Uyku: Uykusuzluğa karşı pek dayanıklı olduğum söylenemez. Eğer bir gün az uyursam ertesi gün erkenden sızarım. Uyumadan sabahlayacak olursam yandık zaten!
Profil
Güç: 3
Çeviklik: 9
Kondisyon: 4
Potansiyel: 6
Varlık: 2
Zeka: 6