İçeriye girip, kalacak bir yer ayarlamaya karar vermiştik. Shin, sessizliği korumayı ve beni takip etmeyi tercih ediyordu. Bu iyi ama zaten şuan ortada ahım şahım vermemiz gereken bir karar mevcut değil. Yeri geldiğinde onun söylediklerini dinlemek ister miyim? Bence evet, o güçlü ve kendisini kollamayı bilen birisi. Geçtiğimiz görev beni az kalsın öldürerek ölümden kurtaran kişi de oydu ayrıca. Takdir etmeyi bilmek lazım, fikirleri ve yetenekleri değerli olabilir.
Kalacağımız yeri ayarlamak için daldığımız yere hızlıca bir göz atmıştım. Ortam biraz sesliydi, insanların genel olarak uyumak için kullandığı yerin bu denli sesli olması pek hoş değil. Ancak Ame yağmurlu bir yer ve gündüzleri bile insanlar genel olarak kapalı ortamlarda duruyor. Her neyse sesten rahatsız olan birisi değilim. Sağa ve sola giden koridorlar ve açıldıkları büyük holler var. Buraların insanların toplandıkları, sigara ve kahve içerek o tatlı kıçları için ölen shinobilerin haberlerini okudukları yerlerdir diye düşünüyorum. Gurur duyun adi herifler, sizin için çalışıyoruz. Her ne kadar bizim halkımız olmasanız bile!
Resepsiyona gittik ve sarışın bir kadınla karşılaştık. Klasik karşılama cümlesinden sonra gözlerini Shin'e dikmişti. İkimizde hiç konuşmadığımız ve kadının da bizi tanımadığını düşünürsek, Shin gibi tiplerden hoşlandığını söyleyebiliriz. İlginç, bunu kullanabiliriz. Biraz kaba davranıp sonrada onları baş başa bırakırsam eminim kadının Shin'e karşı sempatisi artacaktır. Bu yüzden hiç hoş bir tavır takınmadan, herhangi nezaket belirtisi göstermeden
"İki kişilik oda, acil! ", diyeceğim kısaca.
Bu sert tavır onu bana karşı kışkırtmayacaktır ancak antipatik bir tavır takınmasına neden olacaktır. Ardından ise devam edecek ve;
"Anahtarları al da gidelim Shin, köşede bekliyorum seni.", diyeceğim. Böylece ikisini baş başa bırakabilirim. Bu kadarının yeterli olacağına inanıyorum. Gerisi Shin'e kalmış. Resepsiyonun önünden dönüp, yukarı çıkan merdivenlerin başladığı yere gidecek ve korkuluklarına dayanıp bekleyeceğim. Dönerken ise Shin'e kadının görmeyeceği şekilde göz kırpacağım. Ortağımı beklerken ise onlara bakmayacağım. Daha çok etrafa göz gezdireceğim. İçeri girenleri, çıkanları gözetleyeceğim; hollerden belki kulağıma takılabilecek kelimeleri dinleyeceğim. Güvenilmeyen topraklarda gözlerimiz açık olmalı.