[Karşılaşma] Ayanokouji Kunitake vs. Anrui Shiin

[GM - Naruto]

Gecenin bir yarısı, maskeli ve cübbeli kişiler kapınızı çalıyor. Karşılaşmanın vaktinin geldiğini anlıyorsunuz ve ses etmeden, maskeli kişiyi takip ediyorsunuz.

Köyün epey dışında, bir koruluğun yanına inşa edilmiş, sahipleri tarafından ise yıllar önce terkedilmiş boş bir köy evinin önüne getiriliyorsunuz. Köy evi harabeye dönmüş bir halde. İçerisi çökmüş, sadece duvarları kalmış. Yan tarafında bulunan bahçemsi yerdeki ağaçlar ve otlar bakımsızlıktan sadece bahçenin çitlerini görünür kılıyor. 20 metre çapında, dairesel bir alan evin önü. Bu sınırın ötesi ise ağaçlarla kaplı, ilersi ise açıklık ve ova. Ağaçların sıklığı, ilerisini görmenizi engelliyor. Saat gece 12 civarı. Ay ışığı yeterince etrafı aydınlatıyor.

Ortama vardığınızda, yıkıntı evin çatısında ve etrafındaki ağaçlık alanda 6-7 tane maskeli figür görüyorsunuz. Hareketsiz bir biçimde duruyorlar ve herhangi bir ses etmiyorlar. Siz ise, zıt yönlerden ortama giriş yaptınız ve gelirken birbirinizi görmediniz. Aranızda 5-6 metre civarı bir boşluk var ve birbirinize bakar durumdasınız.

Shiin, Kunitake: Önündeki eleman, sana doğru dönüyor. Açıklığın sınırlarını eliyle göstererek "Sınır." diyor, boğuk bir ses tonuyla. Ardından elini dikkatini çekmek için omzuna koyuyor; "Öldürmek yasak."

Kapalı konu

İlk tur buraya gelişinize dair bir RP alalım, 2. tur başlayacağız. Pasiflik süresi şimdilik 24 saat, bir kaç tur sonra 12'ye düşecek.

[Anrui Shiin]

Maskelilerin adımlarını takip ederken yaptığı şeyin çok da profesyonelce olmadığını biliyordu. Genel olarak kayıt dışı olacak herşeye karşıydı Shiin. Yeraltı dövüş kulübü muhtemelen yoketmek için uğraş vereceği birşey olurdu bir gündüz vakti düşünse. Ancak yumuşak karnı gıdıklanmıştı ve bundan fazlasıyla hoşnuttu. Maskesine kafayı takmış bir özürlü. Kumaş parçasının suratından ayrılması onurunu lekeleyecekti. Ortada dönen para da buna değmezdi açıkçası. Shiin bir mesaj vermek istiyordu. Mevzu bahis amacın bile gayet sert bir cevabı getireceğinin bilinmesini istiyordu.

Yıkıntı halindeki eve ulaştıklarında birkaç saniyesini üstünü başını düzeltmeye ayırdı. Ekipman çantasının bağlantı noktalarını kontrol etti. Başlarda ekipmanlarını kullanmama kararını alsa da dövüşün sonucunda kaybederse, katlanacağı şey ölüm kadar ciddiydi. Ağzını göstermeyecek, buradaki herkesi susturmak için hedef bellemeyecekti.

Dövüş alanı evden ziyade, evin önünü kapsıyordu. 20 metre çapında bir daire. Yetileri düşünülürse gayet uygundu kendisi için. Uzun mesafelerle uğraşmayacak, düz zeminde hünerlerini sergileyecekti. Bu alanın dışındaki yerler görüşe pek uygun değildi. Ağaçlıkların ilerisi özellikle. Orasıyla işi de yoktu zaten. Maskeli elemanları kısaca saydı ve pozisyonlarını zihnine kaydetti. Bu dövüş olayının oturmuş bir olay olduğundan haberdardı, maskeliler karışmayacaktı. Ancak Shiin'di bu. Yerde duran çalıları bile zihnine atmaya çalışacaktı.

Net olarak iki kuralı söyleyen maskelileri onaylayarak sol tarafından dökülen saçları kulağının arkasına yapıştırdı. Bakışları rakibine kitliydi, dövüşün başlaması için gerekli şartların sağlanmasını bekledi. Maskeliler ortadayken dövüşmeyeceklerdi elbette.

[Ayanokouji Kunitake]

Bir kaç gün önce çeşitli yolları kullanarak Anrui Shiin adlı shinobiye meydan okumuştum. Yapacağımız dövüş adını ve sanını bilmediğim bir örgüt tarafından düzenleniyordu. Böyle bir şeyin olduğunu daha önce bir kaç kişiden duymuştum ama şu güne kadar var olduklarını kesin olarak bilmiyordum.

Gecenin bir yarısı kapım maskeli kişiler tarafından çalınmıştı. Her ne kadar başta şüphe duysam da ses çıkarmadan onları takip etmiştim. Kendi özel elbiselerime zarar verme riskini göze alamayacağımdan üstümde standart shinobi ekipmanları vardı. Yolculuğumuz yıkık dökük bir evin önünde sonlanmıştı. Evin önünde 30 adım genişliğinde boş bir alan vardı. Görünüşe göre kozlarımızı burada paylaşacaktık. Dövüşmeye karar verdiğimde dövüşlerin bir arena veya yer altında özel bir oda olacağını tahmin ediyordum. Bir köy evinin önünde dövüşme fikri acemice gelmişti.

Sorumlulardan biri kuralları açıklamıştı. Kurallar gayet basitti. Kimse öldürülmeyecekti ve dövüş köy evinin önündeki alanda gerçekleşecekti. Bu sırada rakibimi de görmüştüm. Karşılaşma başlamadan önce onu sinirlendirmek için sol elimi ağzımın sağ yanına götürüp sanki elimle bir şeyi kavrıyormuş gibi yapıp hızlıca sola doğru çekecektim. Anrui Shiinle kişisel bir husumetim yoktu ama yüzünde sürekli bir maskeyle dolaşması ve bunu takıntı haline getirmesi acayip geliyordu. Bildiğim kadarıyla onun dışında biri daha yüzünü böyle saklıyordu. Bu karşılaşmadan sonra onunda maskesini çıkarmak için meydan okuyacaktım.

[GM - Naruto]

Shiin, Kunitake: Önündeki eleman, karşıya, rakibine doğru dönüyor. İki maskeli figür de birbirine bakıyor ve hafifçe kafalarını öne eğerek, herşeyin yolunda olduğuna dair bir sinyal veriyorlar birbirlerine, tahminince. Ardından, ayaklarına gönderdikleri chakra ile beraber havaya sıçrıyorlar, çevrede, sınırın dışında kalan bir yere tüneyip cübbelerinin içerisine gömülüyorlar. Pür dikkat seni ve rakibini izlemekteler.

Genel: Aranızda 5 metre var ve karşı karşıyasınız. İkiniz de birbirinizi rahatça görüyorsunuz. İkiniz de hareketsizsiniz ve kendinizi zinde, dinlenmiş hissediyorsunuz. Savaşmamak için herhangi bir fiziksel engeliniz veya bahaneniz bulunmamakta. İlk gelen turu kapıyor.

Kapalı konu

Bahis gelmedi hiç ama canlar sağolsun. Ayrıca pasiflik 24 saat, lâkin benim şu dönemde bu aralığı ıskalama ihtimalim var. Siz yine de bana güvenmeyin, 24 saat içinde yazın. 36. saatte pasifliği basıp turu yazabilirim yani, baştan uyarayım.

[Ayanokouji Kunitake]

Rakibimi provoke etmeyi bitirdiğimde hakemlerde bir birlerine bakıp her şeyin yolunda olduğunu karşılıklı doğruladıktan sonra zıplayarak aramızdan çekilmişlerdi. Rakibimle aramda çok kısa bir mesafe vardı. Bu benim için dezavantajlı olsa da bir shunshinle aramızdaki mesafeyi açabilirdim. Shiin aşağı yukarı benle aynı boydaydı ama çok daha iriydi.

Bir yandan Shiin'i incelerken bir yandan da kafamda yapacaklarımı tartmaya başlamıştım. Her ne olursa olsun aramızdaki mesafeyi korumam hatta açmam gerekirdi. Bildiğim bir savunma tekniği yoktu ama uzun mesafe saldırmama olanak sağlayacak üç tekniğim vardı. Çakra rezervlerim de ortalama bir chuunine göre genişti. Yani aramızdaki mesafeyi koruduğum sürece sıkıntı yaşamayacağımı düşünüyordum. Elbette rakibimin de uzun menzilli jutsulara sahip olma ihtimali vardı ama olası bir ninjutsu-ninjutsu karşılaşmasını da kaybetmeyeceğimi bilecek kadar kendime güveniyordum.

Hızlıca elimi uygun pozisyona getirip Shunshin tekniğini uygulayacak ve aramızdaki mesafeyi açacaktım. Hedefim onun arkasındaki arenanın sınırlarıydı. Aramızda aşağı yukarı 5m olduğunu ve dövüş alanının çapının 20m olduğunu dikkate aldığımızda bu yaptığım hamle ile hem onun arkasına geçecek hemde aramıza 15m mesafe koyacaktım.

Hedeflediğim noktaya ulaştığımda fırsatım olursa Sanzengarasu tekniğini uygulayıp kargaları mümkün olduğunca onun yüzüne gönderecektim. Bu dövüşteki asıl amacım onun maskesini indirmekti. Şansım varsa kargalar onun maskesini parçalayarak amacımı dövüş uzamadan yerine getirirlerdi.

[Anrui Shiin]

Adamların dövüş alanından ayrılmasından sonra başbaşa kalmışlardı. Shiin boş bir bakışla kendini inceleyen rakibini izledi. Öldürmek yasaktı ki bir Nikkougakure shinobisini öldürecek kadar da uçamazdı Shiin. İçinde bulunduğu organizasyonu masumlaştırdı bu yüzden. Rakibinin onursuz amacına rağmen bunu bir deneme dövüşü olarak görecek, tecrübe olarak sayacaktı. Karşısındakini ismen tanıyordu, hafızasını eşelediğinde ek bir bilgiye ulaşamadı. Dövüş stili, yönelimleri hatta düşünce tarzına dair bir bilgi kırıntısı dahi yoktu. Ve tüm bunlar, Shiin'in genel hamle yönelimini de belirliyordu aslında. İlk birkaç dakikada kendisini sağlama alarak sinmiş bir görüntü çizecekti, hamlelerini fazla abartmayacaktı. Rakibi ise buna karşılık, kuşkusuz, açıldıkça açılacaktı. Beklenmeyen olmayı seçecekti yani Shiin.

Kendi yetilerini ise fazlasıyla iyi biliyordu. Hızlıydı. Ve bu hızını bedeniyle destekleyerek dövüşüyordu. Yetmediği noktalarda ise.. Bazı çarpıtmalara başvuruyordu. Çarpıtma olarak nitelendirdiği şeyleri şimdilik arka cebinde tutacaktı. Test etmek istediği ilk şey, rakibinin hızıydı. Eğer tahmini olarak rakibinin hızını öğrenebilirse, kolayca kendisininki ile karşılaştırıp buna uygun bir hamle örgüsü belirleyebilirdi.

Bekledi. Elleri gerilmiş bir şekilde rakibinin ilk hareketi yapmasını istiyordu. Çok da uzun sürmedi. Rakibi ellerini hareketlendirdiği anda Shiin çantasına uzandı. Yapacağı tek şey, hızlıca bir kunaiyi kavrayıp rakibinin bel ve genital bölgesi arasında bir yere fırlatmak olacaktı. Fazla güçlü bir atış olmayacaktı bu. Kunaiyi aldığı kolunu aşağıdan yukarıya doğru savurarak yapabileceği en hızlı fırlatma hamlesini yapmak istiyordu. Sonrası ise her ihtimale karşı, sol çapraza doğru, ileri atılmak. Rakibi ile arasındaki mesafeyi kısaltırken, aynı zamanda artık her ne yapıyorsa onun hedefinden çıkacaktı.

[GM - Naruto]

Kapalı konu

GM'likleri kısa ve öz tutmaya çalışacağım, fazla gereksiz cümle kurmadan. Siz yine de RP'lerinizi, GM'likler kadar sade tutmayın. Bu yazdığınız uzunluk iyi. Kıps.

Kunitake Shunshin için elini hazırladığı anda, çantasından bir kunaiyi çoktan çıkarmış oluyor Shiin. Kunitake, Shiin'in arkasına geçmek için Shunshin'i başlattığında da kunai Shiin'in elinden çıkmış oluyor. Kunitake hareket halindeyken karnının sağ kısmını hafifçe sıyırarak geçiyor bu kunai. Derin değil, çok da ciddi olduğu da söylenemez. Yine de, bir hasar sonuçta. Kunai 5-6 metre ileride bir yerlere düşüveriyor.

Shiin, farkındalık becerisi sayesinde Kunitake'nin arkasında bir yerlere pozisyon aldığını farkedebiliyor, fakat yerini tam olarak kestiremiyor. Sol çapraza doğru fırlıyor. Kunitake ile aralarında olan mesafe ise 16-17 küsür metreye çıkıyor. Shiin atlayışının ardından hemen arkasını dönüyor ve uzaktaki Kunitake'nin el mühürlerini bitirdiğini ve tekniğini başlattığını görüyor.

Shiin hamlesine kargalar tam kargalar Kunitake'nin yanında oluşurken başlayacak. Kunitake ise kargalar yollandıktan sonra hareket edebilir. Bu süre kısa, hemen hemen 1 saniye kadar.

[Ayanokouji Kunitake]

Arkasına geçmek için hamlemi yaptığım sırada rakibimde elini çantasına götürüp bir kunai çıkarıp atmıştı. El mühürlerini kunai bana ulaşmadan bitirebilmiş olsamda kunai, yolda iken karnımı sıyırıp geçmişti. Ciddi bir hasar değildi ama bunun gibi ciddi olmayan bir kaç hasar daha alırsam, aldığım bu hasarlar birleşip ciddi bir soruna dönüşebilirdi. Bu yüzden bundan sonra hasar almamaya dikkat etmeliydim.

Hedeflediğim yere ulaştığımda ikinci tekniğime başlamıştım. Ben ikinci tekniğime başlarken Shinde deli gibi bir yerlere sıçramıştı. Neden sıçradığına çok anlam verememiştim. Büyük ihtimalle olası bir saldırımdan kaçınmak için böyle yapmıştı. Rakibim fazla dikkatliydi. Aslında bunu kendi avantajıma kullanabilirdim.

Kargaların oluşmasını beklerken bacaklarıma yüksek miktarda çakra gönderip olası bir saldırıya karşı zıplamak için hazırda bekleyecektim. Kargalarla işim bittikten sonra Shiin'e dikkatli bakarken vakit kaybetmeden Karasu Bunshin'in mühürlerini yapmaya başlayacaktım. Bir yandan el mühürlerini yaparken bir yandanda " Fuuton, Daitoppa " diye bağaracaktım. Bir tekniği uygulamadan önce adını bağırmak nedense modaydı. Normalde bu tekniği bilmiyordum. Hatta ilgili elementi bile kullanamıyordum ama Shiin beni tanımıyordu. Onu bu yolla kandırabileceğimi düşünüyordum. Adını söylediğim tekniği geçenlerde taiyolu bir piç bana karşı kullanmıştı. Yaptığım bu hamle ile hem uyguladığım teknik konusunda onu kandırıp kendime vakit kazanacak hemde elementim konusunda onu yanlış yönelendirecektim. Shiin ninjutsu konusunda bilgili ise bu tekniği onu sınırdan dışarı çıkartıp diskalifeye etmek için kullandığımı falan düşünecekti. En azından ben olsam öyle düşünürdüm. Aslında bakalırsa bu hiçte fena fikir değildi. İleride fuuton elementini alırsam bu tekniği öğrenip geliştirirdim. Saf bir kaç shinobiye para karşılığı meydan okur ve daha maçın başında bu teknikle onları yenerdim.

El mühürleri bittikten sonra beni koruması için üç tane klon oluşturacak ve kunailerimi onlara verecektim.

[Anrui Shiin]

Rakibine göre hızlı olduğu açıktı. İsabetini ise, kaybolan rakibinin ardından kunainin saplandığı noktadan çıkarabiliyordu. Rakibi ölmediğine göre bir işe yaramamıştı ama aradığı bilgiyi elde etmişti sonuçta. Dövüş süresince gerektiği yerde hız kozunu kullanıp herşeyi değiştirebilirdi.

Ayakları yere değdiği anda arkasına, rakibinin ulaştığını tahmin ettiği noktaya döndü. Rakibinin etrafında oluşmaya başlayan kargalar rahatsız ediciydi. Hayvan fobisi yoktu elbette ancak son hamleler tamamlandığında, rakibinin kendi tekniğini çoktan bitirmiş olmasını beklemiyordu. Zemine iyice yerleşirken kendi el mühürlerine başladı Shiin. Rakibinin de yeni bir teknik için hazırlandığını görebiliyordu, hızına güvenmesi gereken bir andı. Aralarındaki mesafeyi de düşününce... Kargalar ona gelene dek Rishuu'yu uygulayacak vakti yaratabilirdi.

Rakibinin uygulayacağı tekniği ise bilmiyordu. Burada güvendiği şey ise yine hızı ve aralarındaki mesafe olacaktı. Yere sabitlediği ayakları, üzerine gelecek teknikten kaçmak için yeterli gücü depolayacaktı. Shiin'in en azından birkaç saniyeliğine yapması gereken tek şey oluşturacağı kazıkları seri olarak rakibinin üzerine yollamak olacaktı. Üç tane. Elindeki maksimum sürenin bu olduğunu düşünüyordu.

İki senaryo vardı. Rakibinin tekniği üzerine hücum edecek birşeyse geriye, alanın sınırlarına doğru ilerleyecekti. Eğer üzerine gelen birşey değilse, odağını diğer tekniğe, yani ironik bir şekilde yine üzerine gelen kargalara yöneltecekti. Onlar üzerine gelene kadar bekleyecek.. Ve ayaklarında topladığı chakrayı kullanarak aralarından fırlayıp geçmeyi deneyecekti. Çapraz, hedeflenmiş sıçramalar. Bu senaryoda tam olarak istediği gibi aradaki mesafeyi azaltabilirdi, aynı zamanda kargaları gerisinde bırakarak rakibiyle yüz yüze gelebilirdi.

[GM - Naruto]

Kargalar Shiin'e doğru giderken, Shiin mühürleri bitiriyor ve ilk karga Shiin'e dadandığı anda da tekniği aktif ediyor. Kunitake, karga sürüsü Shiin'i yutarken karga sürüsünün içerisinden 3 tane kazığın fırladığını görüyor.

Muhteşem bir hızla ona doğru ilerliyorlar. Bu anda Kunitake, gelen saldırıdan kaçmak adına havaya zıplıyor ve yan tarafa doğru sıçrayarak kazıklardan kurtulmaya çalışıyor ancak kazıklar havada ani bir manevra ile Kunitake'nin peşine tekrar düşüyorlar! Kunitake yere inerken çoktan havada onu 3 tane kazık da vurmuş oluyor. Sağlam bir acı ile inliyor Kunitake yere inerken. Kazıkların bir tanesi karnına, bir tanesi ğöğsüne, bir tanesi de bacağına saplanmış durumda... Fakat onun hareket kabiliyetini engelleyen bir durum söz konusu değil. Acısı gerçeklikten şüphe vermeyecek şekilde, lâkin. Zihni ise hala sağlam.

Kunitake'nin herhangi bir şekilde bir şeyler söyleyecek vakti olmadığından, Shiin bir kaç saniye odaklanmaya çalışıyor karga sürüsünün içerisinde, fakat elleriyle kazıkları hareket ettirmesi de gerektiğinden yapabildiği tek şey Rishuu'yu aktif tutmak oluyor. Bir kaç saniye sonra ise Kunitake'nin acı ile inleyişini duyduğunda, bir tekniğin gelmeyeceğini anlıyor, fakat kargalar epey bir ufak tefek gagalama yarası açmış oluyor çeşitli yerine Shiin'in, özellikle suradına. Peçesi ise milimlik bir yırtık dışında sağlam.

Shiin ileriye doğru koşturarak ve zig-zag çizerek kargaların arasından çıkıyor ve Kunitake'yi görüyor. Kargalar da onu takip ediyor ve peşini kolay bırakmayacak gibi. Shiin, elleri kazıkları tekrar kontrol etmeye hazır bir biçimde yanında hafifçe açık bir biçimde, Kunitake'ye doğru koşturmaya başlıyor. Aranızda 12 metre var ya da yok. Shiin karga sürüsünün içinden aniden fırladığından ve gagalandığından mütevellit az da olsa disoriente olmuş durumda.

Kunitake'nin turu, Shiin'in kargaların arasından fırlamasından sonra başlayacak. Shiin kargaların arasından fırladıktan sonra bir anlığına etrafına bakıp Kunitake'yi gördükten sonra turunu oynayacak. Yani Kunitake ufak bir anlığına insiyatif avantajına sahip.