[Karşılaşma] Ayanokouji Kunitake vs. Anrui Shiin

[Ayanokouji Kunitake]

Kargaları rakibime gönderdikten sonra ikinci tekniğime başlamıştım ama rakibim de bu sırada boş durmayıp kendi tekniğini tamamlamış ve bana doğru 3 tane kazık yollamıştı. Kazıklardan kurtulmak için önceden de planladığım gibi zıplamıştım ama her nasıl olduysa kazıklar bana isabet etmişti. Rakibimin kargalara ve zıplamış olmama rağmen beni vurabilmesi canımı sıkmıştı. Bu tekniğin kendisinden mi kaynaklanıyordu yoksa rakibimin hedefleme ve isabet konusunda insan üstü bir becerisi mi vardı?

Shiin aramızdaki mesafeyi kapatmak istiyordu. Bu her ne olursa olsun tolere edemeyeceğim bir şeydi. Bunshinler de olmadığından yakınıma gelirse ağzıma sıçardı. Geçen sefer uyguladığı tekniği kaç kere yapabileceğini de bilmiyordum. Şuanda iyi olsam da o tekniği 3-5 kere yersem kötü olurdu.

Rakibim bana doğru koşuyordu ve görüşü bir miktar, kargalar tarafından engelleniyordu. Ne yapacağımı anlamasına fırsat vermeden geçen sefer yaptığım gibi shunshin tekniğini yaparak aramızdaki mesafeyi açacaktım. Hedefim onun arkasın da ona olan en uzak noktaydı. Elbette savaş alanının dışına çıkmamaya da dikkat edecektim. Shiin benim şuan ki konumuma doğru koştuğundan onun arkasında hedeflediğim noktayla onun arasındaki mesafe o koştukça açılacaktı.

Shiin'in arkasına geçtiğim de Karasu Bunshin no Jutsu'nun el mühürlerine başlayacaktım. Yapacağım üç klona da birer tane kunai verecektim. Klonlardan ikisini Shiin'in peşine gönderecektim. Yanımda duran klona ise shurikenleri verecek ve Shiin'e atmasını söyleyecektim. Ben de senbonları her sefer her iki elimde de birer tane olacak şekilde atacaktım. Atarken uzuvlarımı çakra ile güçlendirecektim.

[Anrui Shiin]

Kulağına tecavüz eden gaklamalar, vücuduna inen gagalar.. Bu kargalar üzerine indiği anda rakibi onu öldüremediyse, gördüğü en gereksiz tekniklerden biri olabilirdi. Buna rağmen gördüğü en rahatsız edici tekniklerden biri de buydu. Rakibinin yüz yüze dövüşmeyeceğinin ikinci kanıtıydı bu. Mesafeyi elbet eritecekti Shiin. Kendisinden yavaş birini, sınırları belli bir alanda yakalayamaması gibi birşey söz konusu değildi. Ancak önceliği kafasına üşüşen kuş sürüsünden kurtulmak olmalıydı. Yaratıkları avantajına kullanabileceği bir senaryo göremiyordu.

Rakibinin gerçekliğini kırdığını belirten acı inleyiş, Shiin için başlangıç düdüğü oldu. Kargalar beklediğinden daha hızlıydı. Gerek üzerine geliş, gerek onu takip ediş hızları.. Kendisi kadar hızlı olmadıklarını umdu. Şayet aklındaki şeyin temeli, kargalardan daha hızlı olduğu düşüncesiydi. Kunitake'yi gördüğü anda üzerine son bir kazık yolladı ve sıçrama yönünü değiştirdi, zik zaklar yerine direk olarak rakibine doğru ilerleyecekti. Bu kargalarla arasındaki mesafeyi açması için şarttı. Kazığı yolladıktan sonra odağını rakibinden çekecek, çantasından çıkardığı patlayıcı parşomeni, hiçbirşeye bağlamadan elini kaldırarak havada süzülmeye bırakacaktı. Sonrası ise arkasına attığı kısa bir bakış, parşomen kuş sürüsünü ortaladığı anda patlatacaktı. Kuşlar onu en son saldırdıkları noktadan itibaren takip edecekti, bu yüzden fazla havalanmayacaklarını düşünüyordu.

Büyük bir patlama beklemiyordu. Kuş sürüsünün hepsini yok etmeyi de beklemiyordu. Ancak istediği gibi, ortalarında patlatabilirse büyük bir kısmının yok olacağını tahmin ediyordu. Kalanları ise tekniğin sinir bozucu yanlarından kurtulmasını sağlayabilirdi. Parşomenin patlamasından sonra yapacağı tek şey defansif bir davranış sergilemekti. Rakibine yaklaşana dek, üzerine yolladığı herşeyden kaçınmayı deneyecekti.