Yaş: 17
Cinsiyet: Dişi
Boy: 1.71
Kilo: 58
Köy: Nikkougakure
Fraksiyon: Taioyu
Element: Doton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Portre
Görünüm
Kişilik
Korkak, içine kapalı, lanetli, korkmuş, yalnız... Daha kaç farklı kelime kullanılabilir Yume'yi tanımlayabilmek için. Güven duygusu nedir öğrenmemiş, her günü zihnindeki farklı bir insanın bürüntüsünde yaşayan ama hepsinin de bir şekilde ortak paydada birleşmesi dışarıya yansıttığı tutarsızlıklarını kendisine tutarlı gösteren. Yüzüne yapışmış kalmış donuk gözler ve soluk renginden dolayı zar zor seçilebilen dudakları konuşmaya yatkın bir insan görüntüsü çizmez. Görüntüsüne ters düşen bir insan da değildir zaten. En azından bunu yapmak zorunda hisseder kendini. Konuşmak, paylaşmak, haykırmak istediği çok şey vardır yoksa. Ama Yume'de bu cesaret yoktur maalesef.
Sessizliğin arkasına saklanmasının sebebinin ergen tripleri, kendin üstün görme gibi algılanmıştır. Ufaklıktan kalan bir yanlış anlaşılmanın ömrünün sonuna kadar devam etmesi belki de üstünde ki gerçek lanettir.
Ama fiziksel olarak zayıf biri olsa da mental olarak direnmeyi öğrenmiştir sorunlarla. Yediği her darbede biraz daha pekiştirerek. Çözümü mezarlıkta bulmuştur. Sessizlik, ona karışamayacak toprak altındaki bedenler ve bedensiz kemikler. Onları canlandırmak için gereken tek şey üstlerini örten toprağı viski ile ıslatıp onları geri döndürecek hayal gücünü üstlerine serpmek. Yume, kendisi ve kafasının içindeki apartmanda yaşayan insanlar sayesinde cansız gözüken nesneleri konuşturmak ve onlarla iletişim kurmakta 5 yaşındaki bir çocuktan katlarca daha iyi olduğunu emindir. Beş yaşında ki bir çocuktan katlarca daha iyi olduğu şeylerden biri de hayal etmektir belkide. Ütopik düşünceleri vardır düşündükçe kendisine biraz daha umut aşılayan ama sonunda kendisini üzen.
Özgeçmiş
Savaşın bitmesinin üzerinden yıllar geçmiş olsa da hala kendini savaşta sanan insanlar tarafından alınmıştır ailesi bu diyarlardan. Daha bir yaşını yeni bitirmiş bir bebek iken ticaretle uğraşan ailesinden gelen son haber, dünyadan bir haber Yume açlıktan ağlarken Dedesinin titreyen ellerine bırakılan ölüm mektubuydu. Tabi o bu durumu yaşı büyüdükçe önce onlar uzakta, sonra yükseklerden seni izliyorlar falan filan...
Daha çok kendisinin varlığına vardığında ise yaprak dökümü gibi çevresinde ki her kesin tek tek yol olduğunu görmüştür. Önce dedesi ve ninesi sonra amcası... Kimin yanına yerleşse ölüm haberleri ona ulaşmış ve lanetli bir çocuk olarak dedebeyler tarafından mimlenmiştir. Ta ki yapa yalnız kalana kadar. 7-8 yaşlarında ailesinden kalan her şeyin mirası ile yaşamaya başlamıştır. Başlarda çevresindeki insanların acımasından dolayı gelen yemeklerle başlasa da bunun da bir sonu gelmiştir. Başlarda çiğ çiğ yemeğe çalıştığı yemekler sonradan az pişmiş veya kömürleşmiş lapalara dönüşmüş derken denemeye yanılma yoluyla yaşama gereksinimlerini öğrenmiştir. Bu dönemde de akıl dünyası yerle bir olmuştur. Korktuğu için kimseyle konuşamayan bir zamanlar mimlendiği o lanete gerçekten inanan kendi yarattığı hayali varlıkların en yakın arkadaşları olmuştur.
Camından görüp imrendiği ve merak ettiği shinobilik için 10 yaşları civarında akademiye yazılmıştır. İlk defa kan bağı olmadığı insanlarla etkileşimleri de bu yaşlarda olmuştur. Fakat korktuğu için itilip kakılan kum torbasına dönen ve en sonunda okumayı da yeni yeni sökmesi ile tek fiziksel dostu kitaplar olmuştur. Kağıttan sayfalarda yazan insanları kendi zihninde gerçeğe döküp onlarla konuşmuştur. Fakat konuşmaları zihninden geçen sözcükleri yerine seslerle dışarı vurulunca çevresindekileri korkuttuğu için belki sadece itilip kakılmaktan oluşan sosyal dünyası yok olmuş ve yeryüzünde gezinen bir hayalete bürünmüştür çevresindekiler için. Akademi bitiğinde o merak ettiği üniformanın içine girince tam olarak hayal ettiği şey olmadığını anlamış fakat geri dönülemeyecek kadar da bir mesafe kat etmiştir. Bu pişmanlıkta onu başarısız shinobilik kariyerine yönlendirmiştir.
14-15 yaşlarına geldiğinde ise gününün çoğunu angarya işlerle uğraşan çocukluğundan gelen sıkıntıların altında ezilen bir kızdır. Tek bir kaçış noktası vardır. her şeyden. Orasıda doğduğundan beri üzerinde taşıdığı lanetin onu çağırdığı her. Mezarlık. Çoğu ilklerini orada yaşamış. Özgürce konuşabilmiş. Kimse tarafından yargılanma korkusu yaşamadan hareket edebilmiştir.
Ve de günümüze gelmeden önce ise yaşadığı son ve gerçekten eksikliğini hissedeceği şeyleri elinden alan başarısızlık. Basit olması gerektiği söylenen ufak bir çeteye yapılan baskın ve iyi veya kötü taraftan hayatta kalmayı başaran fakat baskın yapılan evin havaya uçmasıyla üzerine gelen tahta parçalarından birinin gözüne saplanmasıyla dev bir acıyla bayıldıktan sonra kalan tek gözünü hastahanenin beyaz duvarlarına açan Yume. Sonrası ise yaşanmayı bekleyen geleceği...
Motivasyon
-Mutluluğa Ulaşmak
Hayallerindeki ütopyalardan birinde yaşamak. Ön yargıların yok olduğu, savaşların yaşanmadığı, insanların birbirlerine biraz daha gülümseyerek baktığı bir topluluk ya da her şeyden uzak bir komünite. Yalnız kaldıkça daha da sarılmıştır bu hayallere. Gözlerini kapattığında o hissettiği mutluluğu gözleri açıkken de hissettirebilecek en ufak bir şey bile Yume'nin onun peşinden koşması için yeterli olabilir.
Komplikasyon
-Tek Gözü
Yakın bir zamanda kaybetmiştir sağ gözünü. Beyaz ve kanlı halini görmeye ne kendisi ne de midesi el verir artık. Sararken binbir çile çekerken sargılarını değiştirme periyotlarını olabildiğince uzun aralıklarla gerçekleştirir. Bu yüzden bu görüntü ile ne kendisinin ne de başkasının karşılaşmasını ister.
Profil
Güç: 4
Çeviklik: 6
Kondisyon:3
Potansiyel: 4
Varlık: 6
Zeka:7