Hakuja Mikaaru

Moderatör: Game Master

Hakuja Mikaaru

Mesajgönderen Hakuja Mikaaru tarih 04 Şub 2017, 19:12

Künye
İsim: Hakuja Mikaaru
Yaş: 21
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.87
Kilo: 77
Köy: Nikkougakure
Fraksiyon: Taiyou
Element: Raiton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin



Portre
Görünüm: Nanashi | Stranger: Mukou Hadan
Mika, doğumuyla birlikte sadece soy adını (ve onun haklı getirilerini) almamıştı, hayır. Aynı zamanda, her bir Hakuja'nın (pekala gurur duyarak) taşıdığı özellikleri de miras almıştı; kuzguni saçlar ve ona eşlik eden, bir çift kehribar göz. Bu Nikkougakure için bir anlam ifade etmese de, Mika'nın geldiği uzak diyarlarda bir anlamı vardı, önemli bir tane... Uzun kuzgun saçları, keskin bir yüz ifadesine yaraşır gözlerinden ve bir de, kaşının hemen üstünden başlayan *klişe* yara iziyle; zaten istemediği bir ilgiyi hemen toplardı genç adam. Dahasına ne hacet? Belki de bu yüzden, Mika, daima giydiği kimonosu kadar kendine özdeşleşmiş bir ifadeye daha sahipti; umursamazlık. Yüzünün bir parçasıydı. Giydiği kimonusundan bile daha büyük, daha yüce bir savaş ekipmanı! Evvela gülerdi bizim Mika. Psikopat değildi, bu o tür bir hikaye değil! Gülerdi de, eğlenirdi de... Ama bunu yaparken, her şeyin geçeceğinin farkındaydı. Bir gün bitecekti ve bundan bir asır sonra, hiçbir şeyin önemi kalmayacaktı. Yani... En azından Mika'nın aurasını tarif etmek gerekirse, buydu. Ne eksik, ne fazla...
Resim Resim


Kişilik:
Mika hakkında ne söyleyebilirim bilmiyorum. Pek fazla şeydir o. Yeri geldiği zaman, vahşi bir barbar olabilir. Kendisine, ideallerine ters düşen veya onun hayallerinin önünde duran her şeye karşı acımasızdır. Durmaz. Merhamet etmez. Sadece, önünde duran hedefleri en kısa sürede parçalar. Kendisini hiçbir zaman asker, bir piyon olarak göremeyen Mika'yı; kusursuz bir asker yapan da budur zaten. Fakat sorun şu ki... Askerlerin amaçları, devletlerin amacıdır. Mika böyle bir gayeyi, hiçbir zaman Nikkougakure için taşımamıştı. Ama... Gözünüzü korkutmayın. Çoğu zaman için sakin bir velettir Mika. Sinir bozucu seviyede... Doğada hayatta kalabilmek için geliştirdiği bir kamuflajdır bu. Korkusunu da, sevgisini de saklamayı kendi başına öğrenmiştir. Umursamaz ve biraz da sivri diliyle, savuşturmaya çalışır. Beceremedi mi? Tekrar dener. Ve bir daha... İnatçı orospu çocuğu.

Size, Mika'yı saatlerce anlatabilirim. Size saatlerce yalan söylüyor olurum, ama anlatırım. Mika, duygularını ve hırslarını çok dışarıya yansıtan bir tip değil. Size, Mika gümüş kaşıkla doğan, sinsi bir piçtir. Kendi babası bile onu istemediği için, dikkat çekip ilgiyi üzerine toplamada ustalaşmıştır diyebilirim. Hani bu yalan da olmaz. Ama bütün bunlar Mika'yı anlatmaz. Daha iyi birisi olmaya çalışan bir genç adamın hislerine ve duygularına ihanet etmiş oluruz. Daha iyisi var! Size, Mika'nın kim olmaya çalıştığını anlatabilirim. Tüm o taklitlerin, umursamazlıkların ve arsızlıkların altında yatan karakterden söz edebilirim. Mika bir gün öyle olabilir mi? Bilmiyorum. Ama deneyeceğinden, çok ama çok sıkı çalışacağından eminim.

Mika sık sık kendisine sorar, bir kral nasıl olmalıdır diye. Sert mi olmalıdır? Demirden yumruğu ile, ülkesine adil; düşmanlarına ise vahşi mi olmalıdır? Yoksa halktan biri mi olmalı, onlarla oturup kalkmalı; onların sorunlarını bir bir çözmeli midir? Her şeyden önce, bir lider olmalıydı. Sözünü geçirmeli, sadece diğer ülkeleri değil; insanların zihinlerini de fethetmeliydi. Daha sonra, adil olmalıydı. Kime göre nasıl davranacağına, bir durumdan en çok nasıl kârlı çıkacağını öğrenmeliydi. Diplomasi, şu dünyanın hala dönmesini sağlayan yegane yalandı. Eğer gerekirse, Mika öğrenecekti.

Tüm bunlar bir yana, Mika, insanları incelemeyi bir görev bilinci haline getirmişti. İnsanlar nasıl olur ve ileride, o, hangi insan olmayı seçecektir... Bu sorunun yanıtı, şuan bile cevap veremese (veremesem) de, o denemekten yorulmamıştır. Gerek halkı, gerekse üst rütbeli shinobileri izlemek -aslında- onun bir hobisi; bir parçası haline gelmiştir.

Özgeçmiş:
Çocukların zihni, bizim bildiğimizden çok daha farklı şekilde çalışır derler. Altından şelalelerle, en yüce kahramanların pelerinlerinin gölgesiyle, en kuytu köşelerin hazineleriyle doludur derler. Kusursuz derecede anlamsız ve acımasız dünyamıza gelmeden önceki ilk durak, hazırlık safhası... Ama eğer, bu koca karanlık dünyanın içine hemen atılsaydınız? Yani bizim Mika gibi.

Mika basit bir ailenin, daha da basit tek çocuğu olarak doğdu. Ne doğumuyla, ne de kim olarak doğmuş olması; onu asla ve asla özel kılmamış, hatta onu olağandan daha da sıradan yapmıştı. Gün ışığı ülkesinin ferdi olan Hakujalar, fakir bir aileydi. Bir boğazı daha karşılayamayacak bir aileydi, ki onların üçüncü ve en küçük çocukları Mika'ydı; gerisini siz düşünün... Bizim çocuk Mika için, bahsettiğim hazırlık evresi hiç olmadı. O şekerler düşleyecek, büyük ve korkunç hikayeleri dinlerken eğlenecek ve hayatın sonsuz olasılığı arasında bir kuzey ışığı edasıyla parıldayacak bir çocuk olmadı; yo hayır, tam tersi. Onun bir şeyler düşleyecek vakti de olmadı. Bir şeyler yemek, gerekirse çalmak, didinmek ve uğraşmak onun çocukluğunun tamamıydı. Yani... Kısa bir süre için!

Bizim Mika'da, kendi geçmişini yaratmaya karar verdi! Daha kahramansı, daha neşeli ve daha yüce... Sanki sıçanlardan bile daha sefil hayatının bir değeri varmışçasına... Sanki babaları, üç evladını da, bir parça daha ekmeğini bölmemek için evinden kovmamışçasına!.. Mika'nın hayalleri, kendine söylediği yalanlar, bir noktadan sonra gerçek oldu. Hatta, yalan söylediğini bile unuttu. Bir çocuğun zihni böyle çalışır işte, eğer sahip olmadığı bir şeyi arzuluyorsa, onu yoktan var eder. Engin zihninden, bir kahramanlık hikayesi kopartır ve gerçek yapar. Tüm o acı, tüm o sefalet geride kalır artık. Mika, hayalinde düşlediği bir prens çocuğu oluverir!

İşte bizim Mika'nın da hikayesi böyle başlar. O bile bilmez aslında bunları, o yüzden, ona asla hatırlatmayın. Olur mu? Mika için, o, Nikkougakure'lilerin zikredemeyeceği ve hatta umursamayacağı uzak diyarlarda doğmuştu. Önemli bir kara parçası değildi burası, ne bereketli toprakları, ne de kendilerine yaraşır bir özelliği vardı. Fakat Hakuja soy ağacının bir anlam ifade ettiği, dünya üzerindeki en küçük ve tek noktaydı burası. Ve siz de tahmin edersiniz ki, Mika, kendi jenerasyonunun en küçük Hakuja'sı olarak dünyaya gelmişti bu çorak topraklara. Bir prens olarak... Eğer bizim hikayemizin kahramanına geçmişini sorsaydınız, bu cevabı alırdınız; ne eksik ne de fazla. Ardından devam ederdi, hikayemizin kahramanı, sanki söyledikleri yalan değilmiş gibi. Eğer onu rüyasından uyandırsaydınız ne olurdu? Kimse denememişti bunu. Belki de umursamamıştı. Şükür ki...

Mika, ailesi hakkında sorulan soruları yanıtlamakta hep zorlanırdı. Onun hayalini kurduğu Hakujalar bir klan değildi. İçinde bulunduğu ninja dünyası ile bir alakaları yoktu. Bir çeşit kraliyet ailesiydi. Ne zengin, ne ünlü... Ama onlara hizmet eden bir avuç köylü de, hiçbir zaman Mika'nın rahatsız etmeyeceği bir ayrıcalıktı. Bir paçavra olarak dünyaya gelen bir çocuk için, ne yüce, ne büyük bir düş...

Kusursuz bir dünyada, Mika, düşlediği topraklardan asla ayrılmazdı. Basitti, ama onundu. Fakat gerçek hayatta, Mika'nın babasının daha farklı planları vardı. Bir küflü ekmeği dahi oğulları ve kızıyla paylaşamayacak duruma gelen ve bu konuda herhangi bir çabaya da girmeyen babaları, onları hiç bilmedikleri (ve gerçekte de var olmayan) teyzelerinin yanına göndermeye karar vermişti. Ellerine boktan bir harita verip, rastgele bir noktayı seçmiş ve haydi gidin demişti. Gidin ve beni, bizi, rahat bırakın. Oldu mu?

Mikaaru'nun sanrıları da, kendi yaşadıklarını temel almıştı. Kral olan babaları, evlatlarına dünyayı dolaşmalarını buyurmuştu. Gidin demişti, gidin ve görün, öğrenin. Bu çorak toprakları, bir cadının, kendi hayatını feda ederek lanetlediği söylenen bu kurak toprakları iyileştirecek, o gizli formülü bulun diye buyurmuştu. Yalan mıydı? Sanki doğru olmasına ihtimal varmış gibi... Mika'nın düşlediği bu topraklar lanetliydi ve ölmeye mahkumdu, içinde yaşadığından farksız bir şekilde. Yaratılışın ilk anından itibaren, bir anlam ifade etmeyen toprakları, niye yönetesiniz ki? Babası da, iki oğlu ve bir kızından, bu imkansızı istemişti. Aslında bu bir testti. Kim, elinde bir imkansızla çıkar gelirse, kim ilk olursa... Bu krallık onun olacaktı. Bu boş, yalan ve sadece bir sanrı olan krallık. Yada belki babalarının o küflü kulübeleri, onların kalesi olurdu. Küflü, sürekli çatısı akıtan, tahta kuruları basmış bir gecekondu...

Hayhay demişti bizim Mika. Diğer kardeşleri bu duruma bozulsa da (ki onlar pekala normal insanlardı, herhangi bir sanrıya kapılmamıştı) hep beraber yola koyulmuşlardı. Mika'nın kardeşleri, babalarının yalan söylediklerini bal gibi biliyorlardı. En küçük kardeşlerine de bunu anlatmak isteseler de, o çoktan hayallerinin esiri olmuştu. Kendi yolculuğumun başlangıcına çıkıyorum demişti, bir gün ülkemi kurtarmak için! Bu yüzden, doğduğu topraklarda kendini en iyi geliştirebileceğini düşündüğü Nikkougakure'ye yol aldı. Bir shinobi oldu, evvela, iyi bir tane. Sanrıları büyüdü ve gerçek oldu, onun gerçek geçmişinin yerini aldı. Belkide bir gün gerçek bir prens olma yolunda ise, Mika, asla doğru bildiklerinden şaşmadı. Olabilecek mi? Yoksa sert bir kabadayı, ona, aslında nasıl bir paçavra olduğunu hatırlatacak mı? Düşünden onu kaldıracak mı?

Zaman gösterecek.

Motivasyon:
Hakuja'ların Tahtı.
Mika'nın en büyük gayesi, kimsenin umursamadığı bakır bir taht ve bakırdan bile daha değersiz bir taçtan ibaretti. Uzak diyarlardaki topraklarını güçlendirecek, adını zikredilmeye değer kılacak bir lider olmak! Mika bu yüzden bir shinobi olmuştu. Bu yüzden, hiyerarşik olarak kendisinden üsttekileri bu denli örnek almaya çalışmıştı. Bir gün, adil bir lider olmak. Elinde, kendi topraklarını kurtaracak gizemli bir güçle-bilgiyle gelip; hakkı olanı almak...

Efsaneler ve Diğer Saçmalıklar.
Açık konuşalım. Eğer Mika'nın büyüdüğü toprakların en ufak bir değeri olsa, şimdiye kadar çoktan işgal edilmiş olurdu. Bir avuç boktan başka bir şey olmayan topraklardan geliyordu. Dünya üzerindeki hangi nesne, hangi güç, hangi irfan; bir avuç boku alıp, altından krallıklar kurabilirdi? Bir çocuğun zihni ise böyle işlememişti. Mika, kısa pantolonlu bir prens velediyken, kendi ülkesini kurtaracak bir efsaneye; hayır, tüm efsanelere bağlanmıştı. Büyüler, gizemler, efsaneler, mitolojik yaratıklar ve tanrılar... Mika, kimsenin görmediği mistik güçlere inanmıştı. Kendisini hayata her gün bağlayan oydu. Bir gün, gizemli güçleri bulacağını bilmek, inanmak...

Komplikasyon
Rüyayı Yaşamak.
İnsan zihninden pekala iyi anlayan, hatta, düşmanlarının zihnine saldırmasını öğrenen bir shinobi için; Mika, zihnini kendisinden asla koruyamamıştır. Onun için psikolojik sorunları olduğunu söylememiz doğru olmaz. Bilinen herhangi bir zihinsel sorunu yada hastalığı yoktur. Fakat onun problemi, acı geçmişini örtmek için kendi uydurduğu bir gerçekliğe inanmasıdır. Adeta kendi zihnine bir Genjutsu yerleştirmeyi başarmıştır Mika. İnsan zihni böyle şeyler yapar derler. Kaldırmayacağı yükleri siler, yerine daha mutlu şeyler yerleştirir. Mİka'nın zihni de aynen bunu yapmıştır. Fakat sorun şudur ki, Mika ne kadar büyüse de, kendi rüyasından kaçmayı başaramamıştır. O hala, zihninde kurduğu krallığın bir prensidir. Bu evvela büyük bir sorun olmasa da, birileri yada bir şeyler yüzünden, kendi kurduğu ilüzyonu açık verirse; parçalanmaya başlarsa, Mika'nın tüm konsantrasyonu dağıldığı gibi; elinde kalan enerjisiyle, parçalanan yerleri yamamaya çalışacaktır. O an için ilgi odağı, tamamen rüyasına geri yatmaya döner.



Profil
Güç: 1
Çeviklik: 7
Kondisyon: 6
Potansiyel: 1
Varlık: 7
Zeka: 8
En son Hakuja Mikaaru tarafından 07 Şub 2017, 16:55 tarihinde düzenlendi, toplamda 3 kere düzenlendi.
Resim
"So this is what it feels like."
Künye
İsim: Hakuja Mikaaru
Yaş: 21
Cinsiyet: Erkek
Fraksiyon: Taiyou
Element: Raiton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Ryo: 20,000
Prestij: Moumoku/0
Kullanılabilir GP: 0



Motivasyon
Hakuja'ların Tahtı.
Mika'nın en büyük gayesi, kimsenin umursamadığı bakır bir taht ve bakırdan bile daha değersiz bir taçtan ibaretti. Uzak diyarlardaki topraklarını güçlendirecek, adını zikredilmeye değer kılacak bir lider olmak! Mika bu yüzden bir shinobi olmuştu. Bu yüzden, hiyerarşik olarak kendisinden üsttekileri bu denli örnek almaya çalışmıştı. Bir gün, adil bir lider olmak. Elinde, kendi topraklarını kurtaracak gizemli bir güçle-bilgiyle gelip; hakkı olanı almak...


Efsaneler ve Diğer Saçmalıklar.
Açık konuşalım. Eğer Mika'nın büyüdüğü toprakların en ufak bir değeri olsa, şimdiye kadar çoktan işgal edilmiş olurdu. Bir avuç boktan başka bir şey olmayan topraklardan geliyordu. Dünya üzerindeki hangi nesne, hangi güç, hangi irfan; bir avuç boku alıp, altından krallıklar kurabilirdi? Bir çocuğun zihni ise böyle işlememişti. Mika, kısa pantolonlu bir prens velediyken, kendi ülkesini kurtaracak bir efsaneye; hayır, tüm efsanelere bağlanmıştı. Büyüler, gizemler, efsaneler, mitolojik yaratıklar ve tanrılar... Mika, kimsenin görmediği mistik güçlere inanmıştı. Kendisini hayata her gün bağlayan oydu. Bir gün, gizemli güçleri bulacağını bilmek, inanmak...


Komplikasyon
Rüyayı Yaşamak.
İnsan zihninden pekala iyi anlayan, hatta, düşmanlarının zihnine saldırmasını öğrenen bir shinobi için; Mika, zihnini kendisinden asla koruyamamıştır. Onun için psikolojik sorunları olduğunu söylememiz doğru olmaz. Bilinen herhangi bir zihinsel sorunu yada hastalığı yoktur. Fakat onun problemi, acı geçmişini örtmek için kendi uydurduğu bir gerçekliğe inanmasıdır. Adeta kendi zihnine bir Genjutsu yerleştirmeyi başarmıştır Mika. İnsan zihni böyle şeyler yapar derler. Kaldırmayacağı yükleri siler, yerine daha mutlu şeyler yerleştirir. Mİka'nın zihni de aynen bunu yapmıştır. Fakat sorun şudur ki, Mika ne kadar büyüse de, kendi rüyasından kaçmayı başaramamıştır. O hala, zihninde kurduğu krallığın bir prensidir. Bu evvela büyük bir sorun olmasa da, birileri yada bir şeyler yüzünden, kendi kurduğu ilüzyonu açık verirse; parçalanmaya başlarsa, Mika'nın tüm konsantrasyonu dağıldığı gibi; elinde kalan enerjisiyle, parçalanan yerleri yamamaya çalışacaktır. O an için ilgi odağı, tamamen rüyasına geri yatmaya döner.




Profil
Güç: 2
Çeviklik: 7
Kondisyon: 6
Potansiyel: 2
Varlık: 7
Zeka: 8



Taijutsu
Shigure | C-Rank

Genjutsu
Raigen
Rakumei no Jutsu

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 1
[Çeviklik] Akrobasi: 1 [Favori]
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 1
[Potansiyel] Ninshuu: 1
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 1
[Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 1
[Zeka] İzcilik: 1
Kullanıcı avatarı
Hakuja Mikaaru
 
Mesajlar: 19
Kayıt: 04 Şub 2017, 17:22

Re: Hakuja Mikaaru

Mesajgönderen Cynic tarih 07 Şub 2017, 03:21

Ya ben çok düşündüm, yazarken eğlenmişsiniz, benimsemişsiniz belli karakteri, lâkin;

"Burada doğdu ama şurada yaşıyor" durumu söz konusu değildir.


demişiz. Bu kurala da uymam gerek ne yazık ki. Karakterinizi Nikkougakure veya yakın çevresinde bir yerlerde doğmuş, Gün Işığı Ülkesi mensubu biri olarak değiştirmenizi isteyeceğim ne yazık ki.
Kullanıcı avatarı
Cynic
Beholder
Beholder
 
Mesajlar: 759
Kayıt: 19 Tem 2014, 21:54

Re: Hakuja Mikaaru

Mesajgönderen Hakuja Mikaaru tarih 07 Şub 2017, 16:54

Belirttiğiniz duruma uygun olacak şekilde düzenledim.
Resim
"So this is what it feels like."
Künye
İsim: Hakuja Mikaaru
Yaş: 21
Cinsiyet: Erkek
Fraksiyon: Taiyou
Element: Raiton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Ryo: 20,000
Prestij: Moumoku/0
Kullanılabilir GP: 0



Motivasyon
Hakuja'ların Tahtı.
Mika'nın en büyük gayesi, kimsenin umursamadığı bakır bir taht ve bakırdan bile daha değersiz bir taçtan ibaretti. Uzak diyarlardaki topraklarını güçlendirecek, adını zikredilmeye değer kılacak bir lider olmak! Mika bu yüzden bir shinobi olmuştu. Bu yüzden, hiyerarşik olarak kendisinden üsttekileri bu denli örnek almaya çalışmıştı. Bir gün, adil bir lider olmak. Elinde, kendi topraklarını kurtaracak gizemli bir güçle-bilgiyle gelip; hakkı olanı almak...


Efsaneler ve Diğer Saçmalıklar.
Açık konuşalım. Eğer Mika'nın büyüdüğü toprakların en ufak bir değeri olsa, şimdiye kadar çoktan işgal edilmiş olurdu. Bir avuç boktan başka bir şey olmayan topraklardan geliyordu. Dünya üzerindeki hangi nesne, hangi güç, hangi irfan; bir avuç boku alıp, altından krallıklar kurabilirdi? Bir çocuğun zihni ise böyle işlememişti. Mika, kısa pantolonlu bir prens velediyken, kendi ülkesini kurtaracak bir efsaneye; hayır, tüm efsanelere bağlanmıştı. Büyüler, gizemler, efsaneler, mitolojik yaratıklar ve tanrılar... Mika, kimsenin görmediği mistik güçlere inanmıştı. Kendisini hayata her gün bağlayan oydu. Bir gün, gizemli güçleri bulacağını bilmek, inanmak...


Komplikasyon
Rüyayı Yaşamak.
İnsan zihninden pekala iyi anlayan, hatta, düşmanlarının zihnine saldırmasını öğrenen bir shinobi için; Mika, zihnini kendisinden asla koruyamamıştır. Onun için psikolojik sorunları olduğunu söylememiz doğru olmaz. Bilinen herhangi bir zihinsel sorunu yada hastalığı yoktur. Fakat onun problemi, acı geçmişini örtmek için kendi uydurduğu bir gerçekliğe inanmasıdır. Adeta kendi zihnine bir Genjutsu yerleştirmeyi başarmıştır Mika. İnsan zihni böyle şeyler yapar derler. Kaldırmayacağı yükleri siler, yerine daha mutlu şeyler yerleştirir. Mİka'nın zihni de aynen bunu yapmıştır. Fakat sorun şudur ki, Mika ne kadar büyüse de, kendi rüyasından kaçmayı başaramamıştır. O hala, zihninde kurduğu krallığın bir prensidir. Bu evvela büyük bir sorun olmasa da, birileri yada bir şeyler yüzünden, kendi kurduğu ilüzyonu açık verirse; parçalanmaya başlarsa, Mika'nın tüm konsantrasyonu dağıldığı gibi; elinde kalan enerjisiyle, parçalanan yerleri yamamaya çalışacaktır. O an için ilgi odağı, tamamen rüyasına geri yatmaya döner.




Profil
Güç: 2
Çeviklik: 7
Kondisyon: 6
Potansiyel: 2
Varlık: 7
Zeka: 8



Taijutsu
Shigure | C-Rank

Genjutsu
Raigen
Rakumei no Jutsu

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 1
[Çeviklik] Akrobasi: 1 [Favori]
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 1
[Potansiyel] Ninshuu: 1
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 1
[Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 1
[Zeka] İzcilik: 1
Kullanıcı avatarı
Hakuja Mikaaru
 
Mesajlar: 19
Kayıt: 04 Şub 2017, 17:22

Re: Hakuja Mikaaru

Mesajgönderen Cynic tarih 07 Şub 2017, 20:16

Ben de bastım onayı.
Kullanıcı avatarı
Cynic
Beholder
Beholder
 
Mesajlar: 759
Kayıt: 19 Tem 2014, 21:54


Dön Pasif Karakterler

Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir

cron