[Shinrin & Oishi] Damlalar ve Yapraklar

[GM - Naruto]

Taki'nin sinirlenmesinin üzerine Yamato, kapının arkasına biraz daha fazla siniyor, elemanın kapıyı tutan bir elini ve suradını görüyorsunuz sadece. Dokunsanız ağlayacak gibi bir ifadesi var. Kaşlarına kadar düşen saçlarının ardındaki ifadesi gerçekten ezikçe.

"Bilmiyorum ki neden soymak istesin... Herhalde paraya ihtiyacı falan vardı. Yoksa niye soysun ki? Detaylar bulanık... Kafama darbeyi nasıl aldım hatırlamıyorum bile, sadece sendelediğim aklımda."

Shinrin'e dönüyor sonra; "Olaydan sonra ufak bir iz vardı enseme doğru ama şimdi geçti. Herhangi bir iz yok..." Diyor. Bu sırada, Taki usta konuşuyor size dönüp, kısa boyu ve kel kafası sinirine ayrı bir şirinlik katıyor; "Kardeşim, Fuuki bir Shinobi. Ailemiz burada yaşıyor diye buraya atanmıştı ama aramız son 3 senedir miras kavgası yüzünden bozuk. Kesin yavşak herif bana sinirinden yaptı bunu..." Sinirli sinirli dişlerini gıcırdatıyor Taki. Yamato ise, parçalandı parçalanacak sizin sorgunuzun getirdiği stres altında.

[Yushiro Oishi]

Yamato isimli şu gencin, herhangi bir cinayet işlemiş olma, hatta çalıştığı dükkanı soyma gibi bir ihtimali bile yok. Zira bizi gördüğündeki korkusu, ustasına karşı olan saygı ile karşılık korkusu bunu gözler önüne seriyor. Hele ki kalkıp bir shinobiye saldırmak... Heh! İhtimalleri git gide azaltıyoruz sonuçta. İpuçlarını takip etmek çok sinir bozucu. Artık birilerinin kafasını kırmak istiyorum. Ama nihai hedef çok uzakta değil. İşte miras kavgası meselesini ve Taki'nin kardeşinin olayını öğrendik. Tam tahmin ettiğim gibi adam bir shinobiydi. Zira bu kadar doğru hamleler yapmak ve bir shinobiyi öldürmek her yiğidin harcı değildir.

Ama cinayeti neden işlemiş olacağını düşününce, bu anlatılanlardan hiç mantıklı fikirler çıkmıyordu. Bu yüzden teorilerden yürümek zorundayım sanırım. Belki meşhur katilimizin, bu Ame'li shinobi ile birebir bir ilişkisi vardı ve işler yolunda gitmedi. Belki Ame bize saldıracaktı ve paravan olarak Taki'nin kardeşini kullanıyordu. Fakat işten vazgeçtiler, belki Ame'li shinobi yakalanmaya çok yakındı ve katilimizi satacaktı. Bu yüzden bir cinayet işlenmiş olabilir. Ama cesedi saklamaya tenezzül bile etmemesi bu teorileri direk olarak çürütüyor ve aklıma her şeyin bilinmesini istemiş izlenimi veriyor. Bu da demek oluyor ki mirastan ötürü Bay Taki'ye bir cinayet yüklemeye karar vermiş. Bu ihtimal üzerinde durarak yoluma devam edeceğim ve;

"Bay Taki, bir shinobinin neden herhangi bir mirasa konma isteği olsun ki? Bizler hayatımızı ülkemize adayan askerlerden başka bir şey değiliz. Hepimizin böyle düşünmediğini biliyorum ancak genel olarak durum bu. Ne kadar büyük bir mirastan bahsediyoruz? Bir adamın hayatını rahat bir şekilde geçireceği bir miktar mı? Yoksa kardeşiniz çok mu açgözlü birisi. Bu da bir ihtimaldir. Sonuçta kardeşiniz bir suç işledi biliyorsunuz ki. Bu hayatının bitmesi demektir. Sinirlenmekte, korkmakta haklısınız. Suçlunun ikinizden birisi olmadığına eminim, bunu gözlerinizde görebiliyorum. Ancak yinede prosedürler gereği mirasın ne kadar olduğunu ve ikiniz arasındaki bu kavganın gerçek olduğuna dair bir kaç şahide ihtiyacım var. Bu konudan haberdar olan başka Umigawa sakinleri var mı?" diye soracağım.

Bu adamın kanunların önünde suçlu gözükmesi hiç hoş olmaz. Bunun yanında şu çalınan bıçağın, Bay Taki'nin evinde çıkması ihtimali çok yüksek. Sorularımın cevaplarını aldıktan sonra bu teori konusunda daha da emin olacağıma inanıyorum. O zamansa değişik bir planı uygulama zamanı gelecektir. Şimdilik soruların cevaplarını bekleyip, planımı kendime saklayacağım. Verilecek cevaplar her şeyi değiştirebilir.

[Hashigo Shinrin]

Sen de ne üzüldün be süt oğlan! Sanane sanki moruğun dükkanını kardeşi soymuşsa. Asıl olay o değil ama. Bu herif shinobiymiş. Bu cinayeti işleyebilecek kapasitede biri mi onu göreceğiz. Ama sonuç olarak elimize bir zanlı geçmiş oldu. Bu da bir başlangıçtır. Hala neden kasaptan bıçak çalıp cinayeti bu bıçakla işlediğini açıklamıyor. Suçu kasaba yıkmak istemesi bir seçenek ama mantıklı değil, bıçakları çalarken yakalanmışın bir kere. Hala oturmadı hikaye bende, haz etmiyorum... Hikayeyi bir de şu Fuuki'den dinleyelim bakalım, bir şeyler çıkar herhalde. Garip bir şekilde her şey konuşarak bir yerlere ulaşıyor. Ben yine de şüphelenmeye devam edeceğim. Oishi bu ikisine güveniyor olabilir ama benim gözümde hala şüpheliler. İyi oyuncu olma ihtimalleri her zaman aklımda.

Oishi sorulması gereken bazı soruları sordu. Kanımca biraz fazla bile sordu... Kanıt arıyor sanırım ama kanıta ihtiyacımız olduğunu sanmıyorum. Zaten daha herifle bile konuşmadık, aracı falan da çıkabilir adam. Yine de şu durumda fazladan bilginin zararı dokunmaz herhalde. Farkındayım, nefret etme konusundaki tutkumu biraz kaybettim ama güneş doğmadan bu işi halledip gitmek istiyorum. Lanet olası güneş... O yüzden en direk yoldan sonuca ulaşmaya çalışacağım. Ha bir de şu kasap ve çırağı sinirimi bozdu, en kısa zamanda etraflarından ayrılmak istiyorum. O yüzden direk konuya gireceğim. "Kardeşini nerede bulabiliriz Taki?" Ne bu samimiyet diyebilirsiniz ama bu aslında samimiyet değil, saygısızlık. Bu herife saygı duyup kibar mı konuşacağım bir de! Hah, umurumda olmaz!

[GM - Naruto]

Taki sinirle dönüyor Oishi'ye, fakat Oishi sinirinin ona olmadığını anlıyor. "Yav Nikkougakure'de bizim babanın bi' arsası gibi bir şeyi var evladım. Ben oraya 2. dükkanı açarız, yarı yarıya gelirleri paylaşırız diyordum. Annemde babamda göçünce sonuçta Umigawa'da bir şeyimiz kalmayacaktı. Kavga çıktı işte aramızda, yok efendim benim zaten dükkanım varmış, o arsayı sadece kendisine istiyormuş... Zaten herkes Nikkougakure'ye taşınmak istiyor, malum, iş de var orada para da var. Bu bahsettiğim olay bir kaç sene önce oluyor yani, buralar daha sessizken. Şahit olarak da Yamato var, bir de eşim var. Başka da bilen birisi yok ne yazık ki evladım." Yamato ise yere bakmayı sürdürüyor, kafasını onaylarca salladıktan sonra. Taki usta derin bir nefes alıyor ve Shinrin'in sorusunu yanıtlamak için ona dönüyor; "Adresini tarif edeyim size. Bu sokaktan aşağı yardırıp ufak bir meydana çıkıyorsunuz, orada köşede bir ramenci var, onun sokağından devam ediyorsunuz. Terzi var az ilerde, onun yanındaki müstakil ev onun. Yürüyerek 15 dakika mesafede."

Yamato ise, lafa giriyor bu sırada, "Eğer daha fazla sorunuz yoksa..." Sesi stresinin altında kaybolacak seviyede.

[Yushiro Oishi]

Benim sorularım üzerine sinirlenmiş olacak ki, birden bana doğru hırsla döndü Bay Taki. Ben neden sinirlendiğini anlamamıştım, bu yüzden tek kaşımı kaldırıp tip tip ona baktım önce fakat ilk söylediklerinden, sinirinin bana değil, kardeşine olduğunu anladım. Bu yüzden sakince susup söyleyeceklerini dinledim. Sabahtan beri sinirlerim bir oturup bir kalkıyor. Yanlış kişiye patlamayalım bari.

Şahitler olarak hep Bay Taki'nin yakınları vardı. Eşi sayılmaz ancak Yamato geçerli bir şahit. Acaba kardeşinin savunması nasıl olacak? Onu da yakında öğreniriz. Ama profesyonel bir katil ki bu konuda, öldürme şeklinden dolayı eminiz; bir çıkarı olmasaydı kasaptan bıçak çalıp birde o bıçakla birini öldürmezdi. Bunun planlı olduğu ortada. En mantıklı düşüncem ise şu bahsedilen arsa için Taki'ye suç atmak, bu yolu onun için izlemiş olma ihtimali yüksek. Belkide şu kardeş ile konuşmalıyız ancak o da, bize karşı kendince haklı şeyler söyleyecektir. Bu işi daha hızlı sonuçlandırmalıyım ama nasıl? Bu kısım beni deli ediyor ya. Belkide gerçekten gidip şu kasabın kardeşiyle görüşmeliyim. Belki şöyle havalı, kolay sinirlenen bir tiptir de ağzını yüzünü kırar rahatlarım.

En sonda genç adam soracak başka sorumuz olup olmadığını sormuştu. Ben ise;

"Şimdilik yok. Ancak bir süre göz önünde durmanı öneririm, başka soracağımız şeyler olabilir. Ve unutma, kapını pencereni iyi kapat. Buralarda olacağız ancak tedbirli olmak iyidir. " diyecek ve ardından binadan çıkmak için hareketleneceğim. Mümkünse kendimi en öne atacağım ve diğerlerinden önce kapıya varmaya çalışacağım. Kapıya vardığımda ise direk sokağa çıkmayıp sağa sola, yukarı bir göz atacağım. Sadece bir önsezidir diye düşünüyorum ancak birisi benim peşimde olsaydı ve görgü tanıklarını sorguluyor olsaydı arkalarından ayrılmaz, onları göz önünde bulundururdum. Merak ediyorum acaba bizi izleyen birisi var mı? Belki sadece sinirsel bir paranoyadır kim bilir? Eğer bir sıkıntı çıkmazsa Bay Taki'yi evine gönderip, kardeşinin evine doğru yollanacağım. Bakalım yeni ipucunu da bir takip edelim.

[Hashigo Shinrin]

Sakin ol tombiş! Kriz falan geçirip gitme şimdi, hala temiz değilsin. Ya da öl lan, banane. Yav ben hala anlamıyorum, neden Amegakureli shinobi? Bence kardeşi de değil katil. Ama katille bir ilişkisi var. Neyse, çok düşünmeye gerek yok yapabileceğimiz tek şey gidip Fuuki'yle konuşmak. Arkadaş kendisi de bir shinobi olduğu için onu büyük ihtimalle bu kadar kolay konuşturamayacağız. Tabi belli olmaz, görev üstündeyiz biz de sonuçta, zorluk çıkarması kendi için pek iyi olmayabilir. Gidince göreceğiz artık. Bir de bu arsa işi nasıl sonuçlandı acaba. Belki de sonuçlanmamıştır. Bana saçma geldi Taki'nin fikri. Adam belki farklı bir şey düşünüyor arsa için, senin gibi bulduğu her boş yere "Aa arsa, kasap kurak" demeyen bir tip olma ihtimali yüksek. Daha ileri görüşlü biridir belki. Umarım öyledir...

Bu çırak da bir cins ha. Çocuğa baskı falan da yapmadık, birkaç soru sorduk diye niye bu kadar gerildi bu velet. Bir şeyler mi saklıyor? Bak şimdi... Ustası aynı zamanda bunun homo partneri falan değilse bu kadar gerilmesini gerektirecek bir şey yok. Acaba Taki... Homolardan nefret ederim ama kendi tercihleri... Neyse, ben gitmeden son bir uyarımı çekeyim de. "Başka söylemek istediğin bir şey var mı? Atladığın bir detay, söylemeyi unuttuğun bir şey belki de bizden sakladığın bir şey? Bizden bir şeyler saklamıyorsun değil mi? Saklıyorsan şu an söylemen senin için en iyisi. Öteki türlü sen de suça ve cezaya ortak oluyorsun." diyeceğim gözlerinin içine bakarak. Biraz daha ezilip büzülsün bakalım, belki suyu çıkar... Belki de... Biraz süre verdikten sonra da daha canlı bir tonda "Tabii seni zan altında bırakmaya çalışmıyorum ya da senden şüphelendiğimi ima etmeye çalışmıyorum. Sadece son bir uyarı çekiyorum..." diyeceğim. Yine de bir şeyler demezse de Taki'nin verdiği adrese doğru yola çıkacağım.

[GM - Naruto]

Oishi'nin lafları üzerine, Yamato'nun yüzü biraz umutla kaplanıyor. Bu akşam kendini güvende hissedeceği belli, sizler Umigawa'dayken. En azından o izlenimi kapıyorsunuz. Shinrin'e dönüyor ardından, bir 5 saniye kadar ona doğru bakıyor, gözlerini yere kaydırıyor düşünceli bir biçimde, fakat "Yok..." diye sayıklayarak kafasını sallıyor olumsuz bir şekilde. Bunlar gerçekleşirken, Oishi kendini sokağa fırlatıyor birden, onu izleyen birileri varsa aniden yakalamak için.

Oishi merdivenleri hızlıca iniyor ve sokağa dalıveriyor; lâkin görünürde herhangi bir şey yok. Soğuk bir rüzgâr esiyor ve fenerler sallanıyor, tahtaya sürten fener kağıdının sesinden başka pek bir şey yok etrafta. Onu Shinrin ve Taki izliyor arkasından. Yamato ise kapısını kapatıp, kitleyip, ışıklarını söndürüyor. Bir cam kapatma sesi de duyuyorsunuz 2. kattan.

Taki usta ikinize doğru dönüyor. "Gençler, benim ev de 3 sokak ilerde. Şurdan şöyle girin, (tam bu sırada elleriyle de yön gösteriyor) sonra sola dönün, biraz genişçe bir sokak var. Sokağa girince sağda kalan 5. ev. Zaten kapının önündeki tabelada Masamiya yazıyor, oradan çıkartırsınız. Yengeniz bekler, haydiyin, dikkat edin gençler."

Taki'yi evine gönderiyorsunuz, ardından siz de Fuuki'nin evine doğru yollanıyorsunuz. Sessiz, karanlık ve dar sokaklardaki ilerlemeniz, ilk Taki-Niku'ya gidişinizden farksız. Alçak boylu, tahta evler ve dar sokaklar; loş ışıkla aydınlatılmış caddeler, turuncu fenerler. Bir kedinin sesini duyar gibi oluyorsunuz fakat o da çabucak kesiliyor. Ramencinin sokağından girip ufak bir terzi dükkânı ile karşılaşıyorsunuz. Yanında, ışıkları yanan ahşap bir ev var. Ev standartların da altında bir boyuta sahip, yanındaki "ufak" olarak tanımlanan evler bile ondan azıcık da olsa büyük kalıyor. Evin kalın, kalitesiz ve buğulu camlarının arasından sızan ışığın önünden bir silüet geçiyor, bu da size evde en azından uyanık birilerinin olduğunu işaret etmekte.

[Yushiro Oishi]

Yamato ve Bay Taki'nin sorguları şimdilik bitmişti. Uyarılarımızı yaptıktan sonra yeni ipucumuzun peşine düşmüştük. Bu sefer sorgulanacak kişi Bay Taki'nin kardeşiydi. Sokağa aniden fırlayıp etrafa bakınmıştım ancak bunun sadece geçici bir paranoya olduğunun kısa sürede farkına varmıştım. Bizi herhangi takip eden birisi yoktu. Belkide daha buraya geldiğimizden haberleri yoktur, belkide korkaklık edip uzak duruyorlardır. Bunun şu durumda tahmin edebilmek çok zor.

Bay Taki, bize kendi evini de tarif etmişti ve akşam vakti evine doğru yola koyulmuştu. Eğer bu adam bir katil olsaydı bize evini söylemezdi. Şimdi evine gitmesi ailesi ve kendisi açısından oldukça güvenli bir şey olur. Yamato da kapısını camını sıkıca kilitledi zaten. Bu gecelik ikisinin de güvende olacağını düşünüyorum ancak tedbiri elden bırakmamak lazım. Dilerim bu iş, bu gece çözülür. Katilin ağzını yüzünü kırmak için oldukça heyecanlıyım.

Yeniden yola koyulmuştuk ve Taki'nin kardeşinin evini sessiz sokaklar arasında gezinerek bulmuştuk. Evin önüne doğru yaklaşırken Shinrin'e "Şimdi kadar iyi polis kötü polisi oynadık, sıradan insanlarda işe yarıyor. Ancak bu sefer ki bir bizim gibi bir shinobi. Kötü polis ve daha da kötü polisi oynamamız gerekebilir. Ne dersin fena da bir takım çıkarmadık ha? " diyeceğim hafifçe gülümseyerek. Ardından gidip Fuuki'nin evinin kapısını çalacağım ve elemanın çıkmasını bekleyeceğim. Bakalım nasıl bir tip? Oldukça basit ve sıradan bir evde yaşıyor. Eh... Shinobi maaşlarından bugünlerde kimse memnun değil zaten. Ama bir arsa içinde ağlanıp adam öldürülmez ki be kardeşim! Umarım uyuz bir tipsindir Fuuki.

[Hashigo Shinrin]

Yamato, Oishi'nin sözleriyle biraz kendine geldi biraz. Ama ben böyle bir şeye izin verecek biri değilim. Çocuktan hafiften şüphelendiğimi sözlerimle belli ettim. Çocuğun modu hemen düştü. Biraz bana bakındı, biraz yere bakındı sonra da bir şey saklamadığını söyledi. Hehehe... İşte böyle, biraz üzül, huzursuz hisset. Lanet velet her şeyin bittiğini düşünüyordu herhalde. NAH! Tekrar geleceğim sana, hala şüphelerim var.

Oishi nedense kendini acele bir şekilde sokağa attı. Anlamadım neden böyle bir şey yaptı ama ben de takıldım peşine. Umigawa hala aynı. Sokaklar karanlık, dar ve sinir bozucu... Gerçi ben bu tarz sokakları tercih ederim ama yine de bir şeyler bulmam lazım... Fazla incelememe izin vermeden Taki söze daldı. Kendi evini de tarif edip evine yollandı. Arkasından şöyle bir göz gezdirip Fuuki'nin evine doğru yola koyuldum. Dediğim gibi, sokaklar hala aynı. Sessizliği bozan tek şey arada bir miyavlayan, nerede olduğunu bilmediğimiz kediydi. O da çok uzatmadan sustu. Lanet tüylü, bencil pislikler... Kedilerden nefret ederim...

Eve yaklaşınca Oishi ne yapmamız gerektiğine dair fikrini sundu. Eh, bence de yapacak pek farklı bir şey yok. Sivillerle uğraşmak bizim gibi shinobiler için kolay olsa da karşımızdaki de shinobi olunca her şey daha karmaşık bir hal alabiliyor. Ben kötü olmaya devam ederim, sıkıntı yok. Oishi beter olabilirse benim için sıkıntı yok. Agresif davranmak pek bana göre değil... "Evet, fena değildik... Kanımca akışına bırakabiliriz. Bence de dediğin gibi yaklaşmamız gerekecek ama yine de bir bakalım ne anlatacak Fuuki." diye ben de kendi bakışımı dile getirdim.

Ayrıca dikkat ettim de ev oldukça kötü durumda. Küçük dediğim evlerden bile küçük. Bence Fuuki haklı... Taki hem kasabı almış hem de araziye göz dikmiş. Bir de Fuuki'ye bakıyorsun, işi hayatını tehlikeye atmak ve böyle sikindirik bir yerde kalıyor. Ben olsam Taki'yi çoktan şişlemiştim, iyi dayanmış Fuuki. Ayrıca camın arkasında bir hareketlilik gördüm. Tam ne olduğunu çözemedim ama evde birileri var ve uyanık. Uyanık olmasa da çok bir şey fark etmeyecekti zaten de... Neyse, fazla uzatmadan gidip dayanalım şu kapıya. Bakalım kimmiş şu Fuuki...

[GM - Naruto]

Shinrin tahta kapıya yaklaşıyor ve sertçe çalıyor. 5 saniye boyunca, sessizlik sürüyor. Ardından yaklaşan bir çift ayağın sesini duyuyorsunuz, tataminin üzerinden gelen. Ardından, tekrar bir sessizlik. Bir kilidin açılmasının sesi, ardından dönen kapının mandalı. Tahta kapı, gıcırdayarak aralanıyor ve dışarıya, suradınıza doğru loş bir ışık püskürüyor. Hafiften gözlerinizi kısıyorsunuz. Kapının ardında, kendini gizlercesine bir kadın durmakta. Kısa, kahverengi saçları ve keskin gözleri, gözlerinin altında da üzüntüden artık kalıplaşmış kırışıklıklar. Kahverengi gözleri de hafiften kanlanmış gibi. İyi görünmüyor. "Ne istiyorsunuz?" Tehditkâr bir şekilde, resmen tıslarcasına konuşuyor. Shinobi üniformanıza az biraz güvenmişe benziyor, lâkin her an kapıyı suradınıza kapatacak bir pozisyonda.