Mori ise en başından beri üzerine gelmiyor zaten. Hedefi Ru ile birebir dövüşen Nikko oluyor. Kız çok öncesinden mühürlere başladığı için tekniğini hayata geçirmesi daha hızlı oluyor. Sen ise çevreni sarmayı başaran kargalarla baş başa kalıyorsun.
Nikko; Kouki'nin sana zar zor ulaşan, mırıltı tadındaki küfürlerini işitiyorsun. Ancak Ru kendisini kaptırmış durumda. Üzerine sen bu bağrışmaları hayal meyal dinlerken Ru sanki zincirlerini koparıyor. Saldırılarını az önceki savunma stilinden çıkarak sert hamlelerle karşılıyor. Yumruğunu elinin dışıyla itiyor, diğer bir tekmeni dizi ile karşılıyor. Hafif bir acı hissetsen de güçlü adamsın, fazla koymuyor. Kunai fırlatman ise Ru'nun hırçın suratıyla sekteye uğruyor. Sen kolunu gerip fırlatmak için hazırlanırken Ru kendi avuç içini senin dirsek bölümüne denk getiriyor. Savurma hamlen yarıda kesiliyor böylece. Fırlatmaya çalıştığın kunai sönük bir şekilde yere düşerken karnına, kunai yarasının olduğu yere sert bir diz darbesi geliyor. Birkaç adım geriye gidiyorsun acıyla. Patlayıcı parşomendir kawarimidir kafandaki düşünce baloncuğuyla beraber yok olup gidiyor. Sonrası ise.. Ru bir adım sola çekilirken nazik bir kadının gülümsemesi.
"Shurikenshin!"
Ru'nun sırıtan suratı, Mori'nin parmağına dizdiği shurikenleri üzerine adeta ışık hızıyla sallaması... Hepsini ağır çekim olarak görüyorsun. Bir elin karnında, yediğin diz darbesiyle iyice ağırlaşan kunai yaranı kapatırken üzerine birbirini takip eden beş shuriken geliyor vücuduna. Sol kolun, yaranı kapatan sol elin, sağ dizin, göğsünün sağ tarafı ve sol ayağın. İlk kez shuriken yemiyorsun belki vücuduna ama bunların hepsi adeta kemiklerine kadar iniyor. Ve karanlık. Zaten az çok bulanık olan görüşün yavaşça siyah bir perde aracılığıyla kapanıyor. Kendini yere bırakıyorsun. Ölümle baygınlık arasında kendi mücadeleni vermek için bu dünyadan kopuyorsun.
Kouki; Üzerine hücum eden kargalara karşı gözlerini koruyorsun. Sağına soluna inen gagalar fazla acı vermiyor ama suratını açmakta kararsız kalıyorsun. Bir süre sonra ise kargalar çekiliyor, gökyüzüne çıkarak yok oluyor. Ne olduğunu anlamak için diğerlerine bakıyorsun. Mori tek kolu havada, dikilmiş senin bulunduğun tarafa bakıyor. Ru'yu bulman da zor olmuyor. Parlak çocuk. Parlaklığı yavaşça sönüyor. Göğüs hizasında tuttuğu tek mühürü görüyorsun. O da birşey yapmadan aynı tarafa bakıyor. Ve Nikko. Yerde yatıyor. Üzerindeki shurikenleri rahatlıkla sayabiliyorsun. Baygın yahut ölü. Hiçbir fikrin yok. Yaşıyorsa bile durumu fazlasıyla vahim. Kilitleniyorsun. Birşeyler olmasını bekliyorsun. Ancak herkes sabit. Bakışlarını Ru ve Mori'nin baktığı yere, hemen sol üstüne çeviriyorsun. Uzun, sarı saçlı sırıtan bir adam. Sol eliyle düşmanlarının bulunduğu tarafa dur işareti yapmış.
"Onu hayatta tutmamı ister misin ?" Elini indiriyor. Tünediği ağaç dalından sana bakıyor sinir eden bir ifadeyle. "Geldiğim gibi sırtından seni deşmek çok güzel olurdu. Ama bizim gibiler fırsatları değerlendirmeli. Anlıyor musun ?" Ses tonu bir yılanı andırıyor. "Bir anlaşma yapmamız gerekli. Senin aşkın bu sayede hayatta kalacak. Biz de... İşimize bakacağız. Teslim olup dinlemek ister misin ? Yoksa bunları üzerine salacağım bak." Merakla gözleri büyüyor adamın, senden bir cevap yada tepki bekliyor.
- Kapalı konu
- Nikko'nun tekrar belirtilene kadar rp yazmasına gerek yok, gidişata göre bildirim yollayacağım.