Boş zamanımı değerlendirmek için görev aldığım bir saçmalıktan ibaret. Saçma sapan parşömenleri oraya buraya götürmeye çalışırken bir yandan da zeka seviyesi benimkinin yarısına bile yaklaşamayan insanlara söz geçirmekle uğraşmak... Gerçekten can sıkıcı bir olay. Her ne kadar amaçlarımı yerine getirememiş olsam da, görev esnasında tanıştığım köyümüzün lideri sayesinde şimdi bu noktada olduğumu söyleyebilirim.
Sevginin Doğuşu
Bingo kitabına göz atarken rastladığım bir kadının peşinde koşma hikayem. Fakat bu hikaye biraz farklı. Onu avlamak için değil, onunla birlikte olabilmek için çıktım bu yola. Eskortluk yaptığım görev sayesinde tanıştığım köyümüzün kendini beğenmiş efendisini yalanıma dahil ettikten sonra köyden ayrılarak kadınımı buldum ve onun safında yer almaya başladım. Tabi bu beni biraz küçük düşürmüş gibi gözükebilir. Umursadığımı söyleyemem. Ama yine de hayal kırıklığına uğramamanız için, benim gibiler sadece istediği şeyleri yaparlar. Bense sadece hayatımın geri kalanını Miura ile geçirmek istiyorum hepsi bu. Birlikte bu dünyaya hükmetmek, dünyanın tepesindeki tahta birlikte oturmak.
[Katsuo, Mifune, Sora, Osui] Kaçınılmaz Son
Kadınıma, tanrıçama, Miura'ma zarar vermeye teşebbüs eden üç isyankarla olan dövüşümüzü konu alıyor. Ayrıca Miura ile sırt sırta ilk dövüşümüz de oluyor. Onu korumak uğruna hayatımı hiçe saydığım, fakat yine de güçsüzlüğüm yüzünden onun gücüne sığındığım için kendimi pişman hissettiğim bir olay. Bu olaydan sonra daha da güçlenip, Miura'yı hayatımdan silmeye çalışan herkesin karşısına geçme kararı aldım. Üçlünün karşımıza çıktığı andan itibaren sanki yaşamamın amacı Miura'yı korumak gibi hissetmiştim ama orası ayrı konu.
