[Kütüphane] Oujichi Tama

Sadece Tanrılara konuşan birinin, sözlerine güvenebilirsiniz; eğer Tanrıysanız.Prenslerin Son Sözleri
Babalarının en yakın arkadaş olduğu iki çocuk tanıştığında, onları tanıştıran babaları olurdu. Ben ve Shinji için durum hiç böyle olmamıştı zira babalarımız bingo kitaplarından bile silinmişti. Shinji'yle ikimiz de babalarımızın nasıl insanlar olduğunu merak ediyor ama araştırmak için kendimize cesaret bulamıyorduk belli ki.
Ah, önceden bahsettiğim şeyi düzeltiyorum; sanırım bizi de babalarımız tanıştırdı. Biraz geç ve dolaylı yoldan belki. Ben kim olduğunu bilmeden beyaz saçlı çocuğu izlerken onun bir shinobi çıkıp beni fark edeceğini, kütüphanede benden laf almaya çalışırken babalarımızdan gelen isimlerimizden birbirimizi tanıyacağımızı bilemezdim elbette. İkimizin de babalarımıza karşı burkuk duyguları olsa da birbirimizi çabucak sahiplenmiş ve arkadaş olmuştuk. Oujichi Baka'nın kızı ve Rinjuu Saigo'nun oğlu babaları gibi güneşin çok az uğradığı bir yerde tanışmıştı. Ardından da yaptıkları ilk şey yemek yemek olmuştu elbette.
O, Babamın Benden Aldığı Şey
Babamdan aldığım bir çok huy var, tembellik maskesi altında saklanan asosyalliğim gibi. Sadece aç kaldığım ve paraya ihtiyacım olduğu zaman göreve çıkıyorum Chuunin olduğumdan beri. Savaş zamanı olmadığından devriyeler dışında zorunlu görevler yok zira ve benim de yükselmek gibi bir niyetim de aynı yoklukta. Babamdan aldığım diğer öne çıkan şeyse elbette çakra yoğurma yeteneğim, babamın benden aldıklarıysa...
Yine açlıkla bezenmiş bir kaç günün ardından kendimi bir göreve kaydettirmiş ve öğleye doğru bir dükkandan haraç almak için gelecek olan üç kişiyi yakalamak için evden çıkmıştım. Şansım yaver gitmiş ve görev arkadaşım bir kaç hafta önce tanıştığım Shinji olmuştu. Koruyacağımız falcı dükkanına bir saat kadar önce varmış ve Shinji ve esnaf hanımın onayıyla adamları tuzağa düşürmek için planımı yarım saat önce uygulamaya koymuştum. Yere yapışkan bir sıvıyla tuzak kuracak ve adamlar geldiğinde Shinji'nin de desteğiyle kelimenin tam anlamıyla onları yere yapıştırıp etkisiz hale getirecektik. Kolay olmalıydı.
Ama planımda büyük bir eksik vardı, bu da insanlardı. Tuzağıma haraç kesecek olan adamlardan önce bir yığın insan düşmüş ve adamlarla beraber dükkanın önünde on kişilik bir yer dokuması oluşturuvermişlerdi. Shinji'nin ona saldırmakta olan son adamı düşürmesiyle ben de tuzak ve adamın arasında kapana kısılmış; çareyi üstümdekileri çıkarıp sıyrılmakta bulmuştum. İnsanlarsa bunu pek normal karşılamamışlardı, herkesin ağzından farklı bir şeyler dökülürken, kendimi içinde bulduğum yabancı bir duygu beni olduğum yere mıhlamış ve Shinji'nin sözlerine kadar hiç bir şey yapamamama sebep olmuştu.
Rinjuu Shinji kendime gelmemi sağlamış, insanları tek bir öfkeli cümleyle susturmuş ve zamanında çok sevdiğinden bahsettiği ceketini bana emanet edivermişti. Babamın bunca yıl bana verdiği ve müteşekkir olduğum her şeye karşın benden aldığı en önemli şey buydu işte; bir arkadaş.
Shinji, raporu yazıp teslim ettikten sonra bana o günün Takım Konketsu'nun ilk buluşma günü olduğunu söylemişti. Babalarımızın tanıştığı günde, biz iki çocuk da onlar gibiydik sanırım. Görevden sonra tıka basa yemek yemeyi ihmal etmedik elbette.
Babalarının en yakın arkadaş olduğu iki çocuk tanıştığında, onları tanıştıran babaları olurdu. Ben ve Shinji için durum hiç böyle olmamıştı zira babalarımız bingo kitaplarından bile silinmişti. Shinji'yle ikimiz de babalarımızın nasıl insanlar olduğunu merak ediyor ama araştırmak için kendimize cesaret bulamıyorduk belli ki.
Ah, önceden bahsettiğim şeyi düzeltiyorum; sanırım bizi de babalarımız tanıştırdı. Biraz geç ve dolaylı yoldan belki. Ben kim olduğunu bilmeden beyaz saçlı çocuğu izlerken onun bir shinobi çıkıp beni fark edeceğini, kütüphanede benden laf almaya çalışırken babalarımızdan gelen isimlerimizden birbirimizi tanıyacağımızı bilemezdim elbette. İkimizin de babalarımıza karşı burkuk duyguları olsa da birbirimizi çabucak sahiplenmiş ve arkadaş olmuştuk. Oujichi Baka'nın kızı ve Rinjuu Saigo'nun oğlu babaları gibi güneşin çok az uğradığı bir yerde tanışmıştı. Ardından da yaptıkları ilk şey yemek yemek olmuştu elbette.
O, Babamın Benden Aldığı Şey
Babamdan aldığım bir çok huy var, tembellik maskesi altında saklanan asosyalliğim gibi. Sadece aç kaldığım ve paraya ihtiyacım olduğu zaman göreve çıkıyorum Chuunin olduğumdan beri. Savaş zamanı olmadığından devriyeler dışında zorunlu görevler yok zira ve benim de yükselmek gibi bir niyetim de aynı yoklukta. Babamdan aldığım diğer öne çıkan şeyse elbette çakra yoğurma yeteneğim, babamın benden aldıklarıysa...
Yine açlıkla bezenmiş bir kaç günün ardından kendimi bir göreve kaydettirmiş ve öğleye doğru bir dükkandan haraç almak için gelecek olan üç kişiyi yakalamak için evden çıkmıştım. Şansım yaver gitmiş ve görev arkadaşım bir kaç hafta önce tanıştığım Shinji olmuştu. Koruyacağımız falcı dükkanına bir saat kadar önce varmış ve Shinji ve esnaf hanımın onayıyla adamları tuzağa düşürmek için planımı yarım saat önce uygulamaya koymuştum. Yere yapışkan bir sıvıyla tuzak kuracak ve adamlar geldiğinde Shinji'nin de desteğiyle kelimenin tam anlamıyla onları yere yapıştırıp etkisiz hale getirecektik. Kolay olmalıydı.
Ama planımda büyük bir eksik vardı, bu da insanlardı. Tuzağıma haraç kesecek olan adamlardan önce bir yığın insan düşmüş ve adamlarla beraber dükkanın önünde on kişilik bir yer dokuması oluşturuvermişlerdi. Shinji'nin ona saldırmakta olan son adamı düşürmesiyle ben de tuzak ve adamın arasında kapana kısılmış; çareyi üstümdekileri çıkarıp sıyrılmakta bulmuştum. İnsanlarsa bunu pek normal karşılamamışlardı, herkesin ağzından farklı bir şeyler dökülürken, kendimi içinde bulduğum yabancı bir duygu beni olduğum yere mıhlamış ve Shinji'nin sözlerine kadar hiç bir şey yapamamama sebep olmuştu.
Rinjuu Shinji kendime gelmemi sağlamış, insanları tek bir öfkeli cümleyle susturmuş ve zamanında çok sevdiğinden bahsettiği ceketini bana emanet edivermişti. Babamın bunca yıl bana verdiği ve müteşekkir olduğum her şeye karşın benden aldığı en önemli şey buydu işte; bir arkadaş.
Shinji, raporu yazıp teslim ettikten sonra bana o günün Takım Konketsu'nun ilk buluşma günü olduğunu söylemişti. Babalarımızın tanıştığı günde, biz iki çocuk da onlar gibiydik sanırım. Görevden sonra tıka basa yemek yemeyi ihmal etmedik elbette.