1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

[Lejant]Shiki Nishiyama

MesajGönderilme zamanı: 09 Eyl 2014, 23:10
gönderen Shiki Nishiyama
Shiki Ailesi için buraya bakıyoruz.
Resim
Shiomiya Kiyo
Bela x9 / O GÖTE BÜLBÜL ÖTE / Ishigakure'li Chuunin
Sizi Kiyo ile tanıştırayım. Genin zamanlarımda saçma salak bir görev almıştım. Takımımdan bağımsız olarak, başka bir genin ile birlikte bu görev için köy dışına çıkmamız gerekiyordu ve orada da Kusagakure'li bir genin ile buluşacaktık. Sonra bir kaç belge takası falan saçma sapan bir şeydi. İşte Ishigakure'den benimle gelen bücür Kiyo'ydu. O zamanlar bile boyum şuankine yakındı sanırım ve bu bebe şuanki halinden bile kısaydı. Aramızda 4 yaş var olduğunu düşünürseniz o zamanlar benim ergenlik zamanlarım olduğunu düşünebiliriz. Kiyo ise bebenin tekiydi.

Köyden çıktığımızda çoktan Kiyo'nun beni öldürüp bir kenara atma olasılığı yüzünden planlar yapmaya başlamıştım. İlk başta sadece o konuştu. Bu kadar çok konuşması bile beni rahatsız eden bir yandı. Dikkatimi dağıtıp ağzıma sıçma olasılığını sürekli bir kenarda tutuyordum. Bu yüzden dediklerine kulak vermemeye, dikkatimi toplamaya çalıştım. Bir süre sonra verdiği tepkileri anlamak için saçma sapan şeyler söylemeye ve onu şaşırtmaya çalıştım. Ne yazık ki çocuk dediğim saçma şeylere şaşırmak yerine onları normal karşılayıp beni bu saçmalıklarımla kabul etme eğilimi gösterince şaşıran taraf ben oldum.

Bir süre sonra bu ufaklığa o kadar alıştım ki kendim bile şaşırdım. Hareketleri gerçekten tam bir baş belasının yapacağı türdendi ama kendini bana kabul ettirebilmişti. Üstelik onu o kadar çok inceleyip test etmiştim ki söylediklerinin altında bir götlük saklamadığını anlamıştım. Yanıldığım ihtimalini elbette ki kenara koymuş ve bunun için bir plan yapmıştım. Gene de Kiyo'yu dost kabul edebilmiştim. O zamandan beri bu kararımın dışında hiç bir hareketi olmadı. Tabi ki eşek şakası yapıyor ama onlara da hazırlıklı olmaya çalışıyorum. Bu görevden sonra Ishigakure'ye geldiğimizde sanırım benimle takılmayı düşündü. Gece yolun kenarında oturmuş içki içerken yanıma geldi hiç bir şey demeden. Öyle neden yanımdasın diyen tiplerden değilim. Hatta insanları pek dışlamam, o yüzden bu kadar diken üstündeyim sanırım. Elimdeki içkiden çocuğa ikram ederken tabi ki bunun yasal olup olmadığını sorgulamadım değil. Elimden alıp hepsini içmesi için ikram etmemiştim ama bebe görmemiş sanırım.

O zamandan beri peşimde. Aslında peşimde denemez. Ben de gördüm mü yanına giderim. Tek saçmalık aramızdaki yaş farkı olabilir. 20 yaşındayım ama 16 yaşında bir bebeyle takılıyorum. Ergen bıyıklarına ve lanet olası kıçına bakıyorum. Öhöm. Bunu yazmadığımı farz edip okumaya devam edin. Bebenin ailesi hakkında pek soru sormadım ama arada çok siniri bozulunca patlayıp bir şeyler anlatmıyor değil. Geç saatlere kadar sokakta sürtmeleri falan. Şahsen ben 16 yaşımdayken pek millete sataşmazdım. Üstelik eminim ki kendimi görsem asla yakınlık kurmazdım. Tipim gerçekten, çocukları kaçırıp tecavüz edecek gibi. Belki de Kiyo bunu istiyordur? Sormadım sayın. İşte öyle. Bu minik bela, herhalde şuanda en yakın olduğum kişidir.


ilk Güncelleme!

Tövbeler olsun! Beyler bayanlar burada yolunda gitmeyen bir şeyler var. Ne gibi mi? Hemen anlatıyorum! Size demiştim hani Kiyo demiştim, kardeşim gibi görürüm demiştim. Dünya ahiret bacımdır(!) demiştim! Kendime yalan diyormuşum resmen. Bu bir kere ziyarete geldi şimdi tamam mı? Evimin ağzına sıçtı. Yanımda böyle mal mal sakarlıklar yaparken benim kızmam gerekiyor tabi ama amına soktuğumun hormonlarını harekete geçiriyor ister istemez. Diyorum kalkma! KALKMA DİYORUM! Kalkıyor arkadaş!

Nasıl yani abi o da erkek sen de erkeksin diyorsunuz dimi? Ben de öyle dedim. ERKEK ADAM ERKEK ADAMA HALLENİR Mİ SHIKI DEDİM! Tabi ben size burada bahsetmedim. Sanırım manyakça bir sapkınlığa sahibim. Manyakça dememin nedeni kontrol edememem. Yani tamam, bu yaşıma kadar hiç bir kadına bakıp "O GÖTE BÜLBÜL ÖTE!" demedim ben. Demedim çünkü gerek görmedim. Götleri dikkatimi çekmedi. KOCA GÖTLÜ KARILARIN GÖTÜNE BAKMIYORKEN KIYO'NUN FINDIK KADAR GÖTÜNE BAKIYORUM! Anlayacağınız ciddi ciddi gayim lan ben. Hatta gay değil, içten içe ibnenin önde gideniyim. Tabi şuan böyle bir cümle kursam bile asla kabul etmeyi planlamıyorum. Bir de arkadaş sadece Kiyo'ya hallensem tamam, böyle bir kaç erkek daha ayaklarımı yerden kesti. Yani cidden utanıyorum bunu söylerken ama öyle fanteziler kurdum ki... Ne siz sorun ne ben söyleyeyim.

işte Kiyo diyorduk. Bu arkadaş evimde beni iyice azdırdı. Ben de dedim çocuk elimden kaza çıkacak. Tabi niye olduğunu söylemedim. Gerek yoktu yani arkadaşlığımızı bozmaya. Kovdum evden. O zamandan sonra pek görüşmedik ama bir ara ben dinleneyim diye kaplıcaya gittim. Bu herif de nereden bulduysa kalkmış gelmiş. Takip mi etti naptı bilmiyorum. İŞTE BURADA ZURNA ZIRT DİYOR! Sakin sakin oturuyorum yanında, diyorum düşünmemeye çalış Shiki. Atraksiyona gerek yok aşağılarda falan. Bu velet kalktı yanıma geldi, tuttu çenemden... Kendine, dudaklarına doğru yaklaştırdı beni. Öküz değilseniz anlamışsınızdır. Öpecekti yani. ÖPTÜ ÖPECEKTİ! O sırada mal gibi hıçkırıp kendine geldi. Biraz alkollüydü sanırım. Sonra ben bir atara geldim. Şimdi düşünüyorum da, nasıl yapmışım bunu? Kalkıp çocuğu tuttum kolundan yapıştım dudaklarına. Hunharca öpüyorum tamam mı? Baya da uzun sürdü sanırım. Bıraktığımda yanaklarım yanıyormuş gibi sıcaktı. Bir de ne biçim hoşuma gitti bir bilseniz? Ortam, öptüğüm kişinin Kiyo olması, halka açık bir alanda olmanın heyecanı falan derken yani. Cidden bir daha olsa bir daha öperim. Öptüm de! Onu ileride anlatıcam durun.

Ben bunu öptükten sonra naptım lan ben diyerek oturdum kalktığım yere. Bilmiyorum söyledim mi ama ben pek duygularını belli edemeyen bir insanım. Çok komik bir şey olsa bile sadece hafiften sırıtırım. Delice üzüldüğümde de mal mal karşıya bakarım. Bu kafa karışıklığı ve utanmayı da hiç bir şekilde hareketlerime yansıtamadan, oturdum anlayacağınız. Robot gibi karşıya bakmaya ve düşünmeye başladım. Kiyo da yanıma geldi. Bu öpüşmenin önemli olduğunu falan söyledi. "Şimdi biz neyiz ShikiShiki?" dedi. Ulan o kadar isterim ki, gel lan erkek arkadaşım ol her gece tokmaklayam seni demeyi. Tabi öyle bir şey demedim. Hatta herhalde şuana kadar en çok kalbimi acıtan hareketi yaptım. Dönüp çocuğa bunun sıradan bir öpücük olduğunu ve bi sik olmadığımızı söyledim. Sonra da terk ettim ortamı. Aynen öyle, orospu çocuğunun tekiyim.

Peşimden geldi bu. İyice bokunu çıkarmayı planlıyordu sanırım. Geçti önüme, kollarımı tuttu. Başladı tüm hafta bana karşı bir şeyler hissettiği için kendini alkole vurduğunu anlatmaya. Ulan şuan düşünüyorum da cidden seviyorum lan bu çocuğu ben sanırım. O da beni seviyor anlıyorum ama yok yani. İlişki çok yanlış bir ilişki ve ben kendimi tanıyorum, mutlu edeceğime depresyona sokarım bu herifi ben. Dedim unutur acısını yakında, tekrar öptüm son bir kez. Duvara yaslayıp, vücudunu okşayarak falan öptüm. Baya taciz edercesine öptüm. Çok güzeldi de yani. Hala aklıma geldikçe içim bir hoş oluyor. Sonra da çektim siktiri kaçtım yanından. Aşk acısını 3 gün sonra unutursun derler. Umarım Kiyo da unutur.


İkinci Güncelleme!

En son kaplıcaları mı anlatmışım size? Sonra neler oldu bir bilseniz! İlk olarak ben baya bir içmeye başladım Kiyo'yu unutayım, hayatıma devam edeyim diye. Uzun zamandır hiç bu kadar sarhoş dolaşmamıştım çevrede. Tanıştığım kişiler de bana ayyaşmışım gibi davrandılar falan derken Ishi'nin hayırseverlerinden biri havuz partisi vermeye karar verdi. Tüm chuuninleri de davet etti. Beni bilirsiniz, gitmem böyle yerlere. Tabi yavşak görev arkadaşım Kokuryu geldi kapımın önüne. Allem etti kallem etti kabul ettirdi bana. Diyor söz verdin geleceksin. Ne ara verdim diyorum, sarhoşken vermişim. Bence bir sarhoşun sözleri kabul edilmemeli.

Kalktık gittik biz havuz partisine. Gayet de ayıktım ilk başta. Dedim bir kenarda otururuz, belki birileri gelir konuşuruz falan. Gele gele Kiyo geldi. Herhalde o da beni beklemiyordu. Sürekli bakıp durdum çocuğa. Tüm psikolojimi, tüm moralimi yerle bir ede ede geziniyordu etrafta. Tuvalete gideyim dedim, orda karşıma çıktı. Havuza giremiyorum Kiyo var. Gezemiyorum, her yer Kiyo olmuş! Orada sanırım bir yanlış anlaşılma da olunca benim moralim sıfır sıfır sıfır oldu. Verdim kendimi alkole. İçtim içtim. Bir de ben mantıklı bir şekilde oturup içmem. Ortamın amına koymak için içerim. Ki koydum da! Ben sarhoş olunca, Kokuryu'nun kuzenine gay olduğumu falan her şeyi açıkladım amına koyayım. Sonra bu karı beni gaza getirdi. Git konuş dedi Kiyo ile. He valla dedim, gidip konuşayım amına kodumun bücürü ile. Zaten en son görüşmemizde konuşmamıştım. Şuan tam kıvamındayım. Gidip bu işi bitireyim. Eyvallah bacım deyip gittim Kiyo'nun yanına. O da malikanenin içine girmiş, yalnız yalnız bira içiyor. İçimden diyorum aha bu iş burada bitecek. Ulan gidip çocuğa tecavüz etmişim. Elimin ayarı yok resmen. Tabi tam olarak hatırlamıyorum bu bölümleri. Baya kafam gitmiş. Çocuğu kendimden uzaklaştıracam ayağına gidip sikmiş, üstelik bir de ağlayarak seni seviyorum demişim. ULAN! Kafama sıçayım.

Uyandığımda da tanımadığım bir yerdeydim. Dedim ne bok yiyorum burada. Mayomu da bir kenara fırlatmışım. Neyse ki, malikanede kalmamış amına koyayım. Geçirdim götüme. Çıkmadan önce de "tanımadığım" bu kişinin evindeki tabak çanağı çaldım kaçtım. Eve gittikten 1-2 saat sonra kapı çaldı. Diyor tabaklarımı ver. Baktım kimmiş dün seviştiğim kişi derken Kiyo'yu gördüm. Aha dedim, AHA KAMİ-SAMA SANA GELİYORUM! Ben öyle dini bütün biri değilim bilirsiniz ama kaderin yaptığı bu şerroluğu görünce imana geldim. Bir de hayvan gibi çıplak gezindiğim için dün gece Ishi'de. Götüm donmuş, artı bir de hasta olmuşum. Kiyo da bir yandan "Canısı" diyor, "Güzelim" diyor falan. Ağlamaklı bakıyorum. Sonra ne bok oldu hatırlamıyorum ama ben gittim yattım. Hastayım dedim. Kiyo da bana baktı lan. Nasıl böyle bir saçmalığa gelmişiz bilmiyorum ama gene kader diyelim. İşte ben bir de hastayken çok feci bir bebiş oluyorum. Yani baktım bu bebe bana bakıyor, yanında mutluyum. Dedim hadi tamam deneyelim bizi. Tipe... Lan ben ki, bir hafta önce bu olay kesin olmaz diyen herifim.

İşte ondan sonra bir sürü olay gelişti. Kiyo'yu evden atmışlar, bu da gidip kendine ev tuttu. Kız kardeşi gelip onun evinde uyuşturucu yüzünden öldü. Tabi çocuk baya kötü durumdaydı. Hem de sevgilisiyim falan. Dedim bende kal. Bir hafta kadar falan kaldı. Herhalde çok rahatsız ettim bebeyi, kaçtı gitti not bırakarak. Ne bekliyordu anlamıyorum. Yanında mı yatacaktım? Şahsen gidip salonda yattım yani. İşte bu kaçtıktan sonra gidip bi kiralık oda bulmuş. Oradan da kovulmuş gerzeğin teki olduğu için. Bu koşuşması en son benim karşı dairemde bitti. O dairede kimse uzun süre kalamıyor zaten. Yeni boşalmıştı. Kiyo da görür görmez tutmuş. Benim evden kaçınca üzülmüştüm. Demiştim istemiyor galiba, kendimden tiksindirdim bebeyi ama yok yani karşı daireme geldiğine göre hala bir şeyler var. Anlayacağınız artık hem sevgiliyiz, hem de karşı komşuyuz. İşler beklediğim kadar sikko gitmiyor. Belki de içimde bilmediğim bir ideal sevgili vardır ha? Tehehe, siktir.


Resim
Uehara Megumi
Dilsiz / Çok Şüpheli / Kusagakure'li Chuunin
O yıllar önce çıktığımız görevde buluştuğumuz Kusagakure'li Chuunin kız. Elindeki kağıda hızlı hızlı dilsiz olduğunu yazana kadar Kiyo'nun sanki kız sağırmış gibi bağırarak konuşmasını sağlamıştı. Kız cevap vermedikçe "KUSAGAKURE'Lİ GENİN SEN MİSİN?" cümlesini git gide bağırarak söyleyip kulaklarımın amına koymuştu. Dilsiz olması hakkında sadece çok iyi bir ANBU olacağı düşüncesi geliyor aklıma. Her şeyi bilip söyleyememesi. Bana sorarsanız ben kollarını da keserdim ki yazamasın ya da anlatamasın. Bazı şifreleri falan hep aklında tuttururdum. Çok mu sapıkça bu düşünceler?

Dilsiz olması beni delice rahatsız etmişti o görevde. Kiyo onu çok tatlı ve saf bulmuş olabilir. Bana göre birazdan vahşice öldüreleceğimiz için bunu anlatamayacak bu kızı göndermişti Kusagakure. Dilsizliği o kadar şüpheliydi ki o sevimli sevimli Kiyo'ya yazarak cevap verirken pis pis bakmakla yetinmiştim. Kiyo'dan bir yaş büyüktü. Yani benden 3 yaş küçük falan olmalı. Onu sevmeme nedenim şüphelenmem mi yoksa Kiyo'nun ona olan ilgisini kıskanmam mıydı bilmiyorum ama gerçekten görev boyunca bu pembe saçlarına bulaşacak kanlarımızı gözümde canlandırdım. Ya da bizi bıçaklarken mavi gözlerinin içinde minicik olacak göz bebeklerini. Bana sorarsanız... Bu tatlı hali yerine, beni öldürürkenki halinden tahrik olabilirdim. Böyle de bir manyağım işte. Zaten sonra oyun bozan gibi, konuşmayı bırakmalarını ve gitmemiz gerektiğini söyleyip konuşmalarını böldüm. Aklımda ise sadece yüzü ve yazarak söylediği adı soyadı kaldı. Herhalde şuan ANBU yolunda ilerliyordur.


Resim
Yukishiro Sasaki
Çocukluk Arkadaşım / Sadece Mektupla Haber Alabiliyorum /Kusagakureli Chuunin
Geçmişimde bahsedilecek bir şeyim yok ama şuanki psikolojik durumumun nedenini anlamanız için bir kaç anımı anlatabilirim. Tabi ki doğrudan alakalı mıdır bilemem gene de...
Küçük olduğum için Sasaki ile nasıl tanıştığımızı hatırlamıyorum. Sadece komşumuz olduğunu ve sürekli birlikte sokakta yaramazlık yaptığımızı hatırlıyorum. Hani bilirsiniz, düzenli Ishigakure sokaklarını... İşte iki velet olarak milletin hayatını zindana çevirebilen tiplerdik. Çocukken tabi ki şuanki gibi piersinglerim, kazınmış saçlarım falan yoktu. Sıradan siyah saçlı bir Ishigakure çocuğuydum. Sasaki'nin başlarda ilgimi çekmesinin sebebi toz pembe saçları olabilir. Saçları sayesinde insanların dikkatini çeker ve kişilerin onu unutmamasını sağlardı. Bazen düşünüyorum da, o zamanlarda bile bir yerlere gizlice girip kafamıza esen şeyleri yapmışız. Belki de o yüzden bende bu gizli gizli milletin evine girme takıntısı vardır? Baya uzun süre boyunca yanımda olduğunu biliyorum Sasaki'nin. O sıralar çocuk kafamızla bir çok operasyon, bir çok görev yapardık kendi kendimizle. Her zaman Sasaki ile birbirimizin arkasını kollardık. Birimiz yakalandığında diğeri onu asla bırakmazdı. Ya birlikte kaçardık ya da ikimiz de yakalanırdık. Sasaki yakalandığında saklandığım yerden çıkıp yakalayan kişinin kolunu ısırdığımı bile hatırlıyorum. Şuan? Şuan asla böyle bir şey yapmam.

Tam olarak zamanını bilmiyorum ama sanırım 10-11 yaşlarındaydım. Akademiye başlamamıştım ama. Sasaki'nin ailesi ticaret ile uğraşan tiplerdi ve bu yüzden köyden köye gidip gelmeleri bir çok kere gerekmişti. Topluca gittiklerini ve gelmeleri gereken zamanlarda köy kapısının tepesine çıkıp yollarını gözlerdim. Birine bu kadar bağlanabilmiş olmamı şuan bile garipsiyorum. Sasaki her döndüğünde saldıran kaçaklarla nasıl dövüştüğünü övüne övüne anlatırdı. Delice de inanırdım nasıl dövüştüğüne. Sonra bir gün gene gittiler. Gelecekleri günde kapıya çıktım her zaman yaptığım gibi. Kapıdaki Chuuninler bile alışmıştı benim bu durumuma. Ama Sasaki, bu sefer gelmedi. 2-3 gün hiç aksatmadan kapıya gittiğimi hatırlıyorum. Neden gelmediği sorguladığımı. Çevredeki Chuuninler başka yere taşındıkları konusunda kandırdılar beni. Bana söylemeden köyden taşınmasını kendime yediremesem de kabul ettim. Büyük bir boşluk oluştu o zamandan sonra hayatımdan. En güvendiğim insanın beni bırakabileceğini düşündüm. Daha sonra da kimseye bu kadar güvenmemem konusunda kendime öğüt vermeye başladım. Akademiye başladıktan sonra da asla Sasaki gibi sonuna kadar güveneceğim birilerini bulamadım zaten. İlk başlarda salaklık yapıp bir kaç kişiye güvendiğimi hatırlıyorum. Onlar da beni inadına yarı yolda bırakınca şuanki kişiliğim ortaya çıkmış oldu. Sasaki'ye gelince... Artık başka yere taşınmadığını anlayacak kadar büyüdüm. Öldüğünü biliyorum. Belki diğer tarafta beni korumaya çalışıyordur ha? Hiç sanmıyorum.


İlk Güncelleme!

Bir kaç hafta önce eve mektup geldi. Normalde bana mektup atan biri olmaz. Dedim kesin virüslü falandır ama değildi. Üstelik Sasaki'den gelmişti! Öldüğünü sanıyordum ama baksana yaşıyormuş. Mektupta yazdığına göre Kusagakure'ye yerleşmiş ve üvey bir ailenin yanındaymış. Orada mutsuz olduğunu yazıyor sürekli. Ben ise herkesten nefret ettiğim gibi ondan da nefret ediyorum. Anılarının hafızasından silindiğinden bahsetti. Travma geçirmiş olmalı ama benim tanıdığım Sasaki kayıp hatıralarının peşinden giderdi. Aslında bu mektup bir nevi gittiğini kanıtlar ama neden bu kadar geç?

İlk mektubum çocuğun kalbini kırmak içindi ama pek başarılı olamadım. Kusagakure'de çok mutsuz olduğunu düşünüyorum. O kadar mutsuz ki, ona uyuz olduğumu söylediğim bu mektupta bile mutlu olacak bir şeyler buldu. Demek ki etrafındaki kişilerden hiç mutlu değil. Her attığı mektupta ikimizin de hayatının karanlık olduğunu görebiliyorum. Sasaki'nin karanlık bir yola gitmesine kesinlikle izin vermeyeceğimi söylemeliyim. Mektuplarında onu sürekli içindeki nefreti mantıklı kullanması için zorlayacağım. Çünkü hatırladığım o çocuğun gülümsemesinin, nefret eden bir ifadeye dönmesine izin veremem.


Resim
Kokuryu Taoreta
Kırmızı / Keş / Dikkat Dağıtma Ustası / Ishigakure'li Chuunin
Bu herifle görevde tanıştık. İlk başta hiç hoşlanmamamla birlikte takımın diğer kişisine daha çok dikkat etmiştim. Nedeni erkek orospu olduğum için diğer herife sulanmamdı. Zaten Kokuryu da feci kıza benziyor, o yönden hiç çekmemişti beni. Sonra dağılarak yapmaya karar vermiştik görevi ama bu herif çat diye yerimizi bulunca şüphelendim. Dedim bu kesin karşıya çalışıyor. Hatta daha sonra da buldu izimi, ki o daha şüphe uyandırıcı, ama bir şey olmadı yani. Bulduk görevin sonunda aradığımız suçluları ve Kokuryu karşıya çalışmıyormuş.

Sonra ben düşündüm ki o kadar içimden buna saydırdım. Özür dilemeliyim. En azından laf arasında pardon derim düşündüklerimi söyleyip, bu yüzden aldım bunu yemeğe götürdüm. Evet böyle de bir alışkanlığım var. Her başarılı görev sonrası gidip yemek yerim. Yanıma da görevdeki arkadaşlarımdan birini alırım, olay hakkında konuşalım falan diye. Çoğunlukla Kiyo'yla giderdim de, onunla aynı göreve çıkamayacak kadar aptal bir ilişkimiz olduğundan... İşte ben Kokuryu'yu aldım götürdüm yemeğe, üstü kapalı bir şekilde konuşalım diye. Mutsuzluğumu alıp götürdü diyebilirim. Herif her ne kadar dikkatimi dağıtarak beni kötü etkilese de bazı zamanlarda bu olumlu da olabiliyor. Dikkatimi başka konulara çekip acılarımı unutturabiliyor, ya da başka acılar yaratarak diğerlerini geriye attırıyor ne bileyim. Yemeği sonra anlatırım. Yemekten sonra evime geldi bu benim onu anlatayım.

Kiyo'nun gelip ağzına sıçtığı evi yeni toplamışım, bu sefer de Kokuryu belası geldi. İsmimi görevde Eşiki Şikiçi olarak tanıttım. Çünkü güvenemedim heriflere bu yüzden eşek sikici gibi bir isim uydurdum. Mallar da yedi! İşte yemek yerken söyledim buna ismim Shiki Nishiyama diye. Herhalde gitti buldu bir yerlerden adresimi. Kapı çaldı, delikten bir baktım bu gelmiş. İçeri almadım ilk. Ne istiyorsun dedim. Yavşak yavşak, konuşup ikna etti içeri almam için beni. Nasıl da savsak. Diyorum lan evde sigara içme, git balkonda iç! Çok dertliyim diyor liseli bir sevgili buldum yakında şutlayacam bi içeyim abi bana özel izin ver falan. Hayır dedim gene de içti. Bir şeyler konuşuyor anlamıyorum. Kafamdaki tek şey, herifin aniden kalkıp beni öldürme tehlikesi. Ağlayamadığım için çok mutluyum yani. Yoksa o gün stresten ağlayabilirdim herifin önünde. O kadar yakın davranıyor ki amına koyayım. Ben yeni tanıştığım kişilerle içli dışlı olamam herif elini belime falan atıyor. Adam gitmeden önce göğe bakıp Kami-sama canımı al da kurtulayım dediğimi hatırlıyorum o kadar yani. Zaten koltuğa kül döküp yakmış. Helal olsun.

Bir gün sonra sabah gene kapı çaldı. Bu gelmiş gene. NE İSTİYORSUN LAN YETER diye bağırdım. O gün havuz partisine gideceğimizi söylemiş bi de ben o stres içinde evet demişim. Stres benim için bir tür uyuşturucu sanırım. Ne havuz partisi ben sevmem öyle şey falan dedim ama dinlemedi. Şeytan tüyü var herifte gene ikna etti beni. Bir de giymiş siyah siyah güzel bir mayo. Benim cırtlak kırmızı donumla dalga falan geçti. Aldı götürdü havuz partisine şerefsiz. Orada da bir şeyler oldu da, onu şu yemeği anlattığımda anlatırım. Hadi kolay gele.

Re: [Lejant]Shiki Nishiyama

MesajGönderilme zamanı: 04 Eki 2014, 21:48
gönderen GM - Naruto
Ka-ching! RPGTurk yönetimi insiyatifiyle, karakterinize özen gösterdiğinizden mütevellit ödül 20GP kazandınız! Güle güle harcayın.