[Kusa] Rutin Devriye I

[GM - Naruto]

Haze, Megumi: Haze çembere kadar koşturuyor, ardından ikilinin arasında girmek için zıplıyor. Bundan sonra yazacaklarım, Haze'nin havadan yere inmesi süresince gerçekleşiyor, yani 2 saniye kadar. Eleman, birden üzerine atılan kısa saçlıya doğru fırlıyor, adamın gelen sağ yumruğundan eğilerek kurtuluyor ve akışkan bir heretle, adamın sağına geçiyor, yani yumruğun olduğu elin o tarafa. Kısa saçlı adam tamamen açıkta, uzun saçlı adamın solunda kalıyor. Uzun saçlı, ani bir hareketle, bir ayağını yere indiriyor, kendi etrafında dönüyor ve kısa saçlıya çelme atarak onu yerden kesiyor. Adamın suradı aşağıya bakmakta. Kısa saçlı eleman, yere paralel bir şekilde havada kalınca, uzun saçlı adam, kısa saçlının ensesinden kavrayarak onu yere şiddetli bir şekilde gömüyor. Kırılan burunun sesini duyabiliyorsunuz. Haze yere indiğinde, uzun saçlı elemanın eli, kısa saçlının ensesinde, kısa saçlı ise kafasını çarpmanın şiddetiyle yerde çatlak açmış. Baygın görünüyor. Megumi, olayı farkedip şoku atlattığında, o da Haze'nin yanına fırlıyor, nolur nolmaz diye.

Fuka: Lider olan söylediklerine inanmıyor, orası belli, ancak diğerleri, birbirlerine bakıyor. Sen yaklaşmaya başladıkça, çatıları kesiyorlar göz ucuyla, ancak senden de görüşlerini çekmiyorlar. Sen iyice yaklaşıp Rakumei uyguladığında, diğer ikisi korkup kaçıyor, ancak liderleri olan eleman yerinde duruyor. Korktuğunu hissedebiliyorsun. Bu durumdan istifade eden genç eleman ise hemen yandaki çöp kutularının arkasında geçiyor. Lider ile aranda 4 metre var. Avantaj sende, eleman korkmuş durumda ancak kunaisini hazırda bekletiyor.

[Kyogi Fuka]

İkisi gitti biri kaldı..

Hızlı düşünmek zorundaydı. Elindeki asayı bırakarak el mühürlerine başlarken karşısında ki adamın korku dolu gözlerinin içine bakıyor ve her hareketini takip ediyordu. Diğer ikisine katılmadığın için pişman olacaksın. Ağzından çıkan sözlerin devamında çakrasına odaklanarak tekniğini bitirdi ve şuana kadar öğrendiği en tehlikeli genjutsuyu aktifleştirdi.

Yıllardır ilizyon teknikleri üzerinde çalışıyordu ve gerçekliğin ne derece kırılgan olduğunu henüz yeni öğrenmeye başlamıştı. İnsanların gördükleri ve yaşadıkları tek bir olgu üzerine kurulu değildi. Binlerce değişken vardı ve bunu zekice kullanan birinin yapabildiği, yapabileceği şeyler o kadar ileri düzeydeydi ki bazen kendisini bile korkutuyordu. Genjutsu dallarında ustalaşan kişilerin delirmeye bu kadar yatkın oluşu öğrendiği her şey ile birlikte daha da anlamlı bir hale geliyordu.

Karşısındakinin zihnine nüfus eden tekniği yönlendirerek ölümü ve korkuyu onun üzerine saldı. En acıklı şekilde, tekrar tekrar...

Shibou no Jutsu!

Rakibine gösterdiği şeylerde kan ve nefret vardı. Ama bunlardan yalnızca bir tanesi ona aitti. Fuka, elinde beliren bıçak ile elemanı göğsünden yaralarken haydut yaşadığı acı ve etrafa fışkıran kanlar ile birlikte yere yığılacaktı. Ve tekrar, Fuka'nın elinde beliren bıçak sırtını delip geçerken o hiçbir şey yapamayacaktı.

Karşısındakine güçsüz olmanın ne demek olduğunu anlatmak istiyordu. Adamın bundan bir ders alacağını veya daha sonraki hayatında farklı bir işle uğraşacağını düşünmüyordu... Fuka'nın tek istediği bu pislik herifin bir dahaki soygununda tekrardan bu tecrübeyi yaşamasıydı. Ona öyle bir anı kazandırmak istiyordu ki, yaptığı her soygunun sabahında gördüğü kabus yüzünden sırılsıklam uyanmalıydı.

[Kyogi Haze]

Yere tekrar kilitlendiğinde zaman olgusunun tahmin ettiği gibi işlemediğini farketti.Mesafe yanlış hesaplanmıştı.Belkide Haze'nin beyni durma noktasındaydı,o anda yorum getirebileceği bir konu olduğunu düşünmüyordu.Buraya merakı yüzünden gelmiş,sorunlu tarafı her adımında azmıştı zaten.Şimdiyse bu adamın gizemi vardı.Shinobi olduğu varsayımını hala elinde tutuyordu.Öyle ki olayın ilk evresinde uçan sandalyeden yaptığı kaçışın birkaç seviye daha üstüne çıkmıştı.Yumruktan kaçışı,aldığı pozisyon ve çelme.Aşamalar olduğunca akıcıydı ve taijutsuya hakim olan Haze'ye bile sırıtmamıştı.Basitlikten,amatörlükten uzak. Kavrayamadığı tek bir nokta vardı ki merakını körükleyende buydu.Köye resmi olarak bağlı bir shinobinin bu olayda yer almasına uygun bir cevap yoktu.Eğitimini tamamlamış eski bir shinobi olabilirdi yada basit bir kız meselesinden ibaretti tüm yaşananlar.Kadınların birçok hemcinsini düşünme yetisinden yoksun bıraktığına şahit olmuştu.

Dövüşün bittiği açıktı."İzlenecek birşey kalmadı.Biri baygını hastaneye götürsün,geri kalanlar dağılsın." Olayın kahramanlarına yaklaşmak onu belirgin bir şekilde ciddileştirmiş,bunu da sesine yansıtmıştı.Sert ve yüksek ton.Açıkçası kalabalık üzerinde ne kadar hakimiyete sahip olduğunu merak ediyordu.Uzun saçlıya yöneldi Haze.Sabit bir hızda yaklaşıyor ve her adımını tedbirle atıyordu.Alınbandı açıkta bir shinobiyi tersleyecek yada ona saldıracak kadar aptal olamazdı.Şimdiye kadar yaptıkları çok akıllıcaydı sanki. "Elini çek ve uzaklaş." Kalabalığa seslenirken sesi emir vermekten çok uzak bir noktadaydı ancak şimdi tam anlamıyla bu tonu yakalamıştı.Köyün,kalabalığın ortasında burun kıran bir shinobi bozmasına ?! karşı neden anlayış göstersin ki.Hızlandı. "Sonrasında kendini tanıtman yararına olacaktır." Anlayış göstermiyorsa pekala tehditte edebilirdi.Topluluğu unuttu,Megumi zaten varla yok arasındaydı.Uzun saçlara kilitlendi gözleri.Adam Haze'nin telkinlerine uymazsa zor kullanmakta bir sakınca görmeyecekti.O kol hala ensede kalırsa kaba kuvvetle çekmesini sağlayacaktı.Yinede her hareketi bazı bilinçlerin üzerine kuruluydu,taijutsu konusunda eğitim görmüş birine karşı hareket ediyordu.İki dakika oldu Haze,sadece iki.Şimdiden devlet meselesi haline getirdin.

[Uehara Megumi]

Beyaz saçlı çocuk havaya fırladıktan sonra olay yerine yetişmek için Megumi' de peşinden koşmaya başlamıştı. Daha Haze yere inmemişti. Bir anda, 2 saniyede gerçekleşen o inanılmaz hızlı hareketi irdelemesi bir kaç saniyesini almıştı. Koşmaya başladığında kısa saçlı yumruğu ile uzun saçlıya doğru basit bir hamle yapmıştı. Koşması şoktan yavaşlayıp durduğunda ise, kısa saçlının yüzü yere yapışmıştı. Gözleri ne olduğunu takip etmeye çalışırkense, siyah saçlı adam, yerdeki savunmasız adamın ensesinden tutmuş ve yere gömmüştü. Yerin çıkardığı o çatlama sesi, ardından gelen iç gıcıklıyıcı burun sesi. Kısa saçlı adamın durumu hiç ama hiç iyi görünmüyordu. Sesle uyandı Megumi şokundan. Tekrar fırladı. Her şey, tahmin ettiğinden çok, ama çok daha hızlı gelişmişti. Uzun saçlı adam kesinlikle basit, akademi düzeyi adımlama tekniklerinden daha fazlasını biliyordu. "İzlenecek birşey kalmadı. Biri baygını hastaneye götürsün, geri kalanlar dağılsın." Çemberin içine girme gibi bir niyeti yoktu başka fakat şu an, başta gözü dönmüş kısa saçlı adamın halini gördükçe ona az da olsa yardım eli dokundurmak istiyordu. Gözlerin zor takip ettiği hareketlerden sonra çevredeki insan topluluğun az da olsa korkmuş olması gerekiyordu zira, biri yanaşıp adamı oradan kaldırmaya cesaret ederse, yine iyiydi. Endişeli gözlerle Haze' ye ve siyah saçlı adama baktı. "Elini çek ve uzaklaş." Siyah saçlı adama bakışları, ses tonu, davranışları. "Sonrasında kendini tanıtman yararına olacaktır." Teke tek dövüşmek istiyordu açıkça, bütün vücudunu bunu simgeliyordu resmen. Etraftaki insanlar umrunda değil gibiydi. Böyle bir şeyi engelleyebileceğinden inanılmaz bir şüphe duyuyordu, siyah saçlı adam harekete geçmek isterse hızına yetişebileceğinden emin değildi. Hoş, kendine biraz daha güvenmeliydi aslında.

Ama önce, bu kalabalığın dağılması gerekiyordu. Haze' nin birine zarar vermeyeceğinden... Eh, emin değildi, ne de olsa hala ona bakarken beyninde çanlar çalmaya devam ediyordu. Bunu kafasından şimdilik attı, nasıl olsa o da uzun saçlı adama odaklanmıştı ve onun etrafa zarar vermek isteyip istemeyeceğinden kesinlikle emin değildi. Orada olduğunu belli edip, işin ciddileştiğini, insanların dağılması gerektiğini işaret etmesi gerekiyordu. Etrafına hızlıca bir göz attı, basit iki planı vardı.

Eğer etrafında az bile olsa bir miktar su bulabilirse, suiben kullanacaktı. Sudan kırbaç, orada birden fazla shinobi olduğunu ve insanların dağılması gerektiğini işaret eden, havada şaklattığında ses çıkarabilen, efektif bir araçtı. En azından şimdilik insanları dağıtmak için yeterince ses çıkarabilir ve varsa yaralı ve baygın gibi duran adamı tanıdıklarına emanet edip oradan uzaklaşmasını sağlayabilirdi. İkinci ihtimal etrafa baktığında su bulamaması olurdu, bu da wakizashisini eline alması demek olacaktı. Silahını eline alıp, siyah saçlı adamın daha fazla bir şey yapmasını engellemek istercesine yaralı adama doğru seğirtecek ve onu güvenli bir tarafa çekmeye çalışacaktı. Amacı tamamen yaralı adamı göndermek ve kalabalığı dağıtmaktı.

[GM - Naruto]

Megumi, Haze: Haze, kalabalığa dağıldığını söyledikten sonra, elemana baygın heriften ayrılmasını söylüyor. Uzun saçlı, derin bir nefes alarak sakinleşiyor, ayağa kalkıyor ve iki elini yukarı kaldırıyor, "teslim oluyorum" manasında. "Koga Seiho. Eski Jounin." Bakışlarındaki sertlik, arbedenin adrenalini azaldıkça yumuşuyor ve normal bir hal alıyor. Haze'nin komutlarını beklemeye başlıyor.

Megumi ise, çevreye bakınıyor ancak bir su göremiyor. Wakizashisini çekiyor, temkinlice baygın olan adama doğru yöneliyor. Bu sırada, kalabalığın yavaş yavaş dağılmaya başladığını görüyor. Baygın olan elemana elini attığı sırada, kalabalıktan birileri geliyor, Megumi'ye yardım ediyor ve adamı alıyorlar. "Teşekkürler. Biz onu hastaneye götürürüz." İki kişi baygın elemanı omuzlayıp hastanenin olduğu yere doğru yürümeye başlıyorlar. Elemanın suradını görüyorsunuz bu arada. Burnu feci bir şekilde parçalanmış. İzi kalacak muhtemelen.

Fuka: Sen Shibou için Tatsu mührünü yaptığın anda, eleman birden senin üzerine fırlıyor ve kunaisini savuruyor. Sol koluna bir çizik atıyor, ancak tam bu sırada teknik aktif oluyor. Eleman dehşetle senin gözlerine bakıyor. Kendini toparlamaya çalışırken aniden tekrar geriliyor, bir kaç adım geriye gidiyor. Bir kaç adım daha. Bir kaç adım daha. Sırtını duvara çarpıyor, fal taşı gibi açılmış gözlerle sana bakıyor. Yüzünde derin bir korku var. Sağa sola kunaisini boşa sallıyor, gelen hayali saldırılardan kurtulmak için, ancak yapamıyor. Tamamen senin merhametinde.

[Kyogi Fuka]

Rakibi üzerine atıldığı anda tüm bedeni yaşadığı stresin altında eziliyormuşçasına gerildi. Adam kunaiyi sallayana kadar aralarındaki dört metrenin aslında ne kadar çabuk aşılabileceğini unutmuş olduğunu fark etti. Taijutsu konusunda iyi değildi ve bazen bu tarz hesaplamaları yapmakta zorlanıyordu. Gene de el mühürlerini yaparken konsantrasyonunu bozmamış ve sallanan kunai sol kolunda kandan bir iz bırakırken tekniğini aktifleştirmeyi başarmıştı. İşte bu kadar diye düşündü.. Sol kolu kunai'nin keskin tarafıyla kesilirken o da rakibin zihnine ince bir çizik atmıştı. En azından kendisi böyle düşünüyordu. Çünkü gerçek hayatta insanlar yalnızca bir kez ölebiliyordu. Fuka ise karşısındaki adamı defalarca kez öldürecekti.

Rakip gözlerindeki korku dolu bakışlarla gerilemeye başlarken eğilerek asasını yerden aldı ve çöpün arkasına saklanmış çocuğa doğru bakarak artık ortaya çıkabileceğini söyledi. Korkmana gerek yok, seni bir daha rahatsız edebileceğini sanmıyorum..

Rakibi gerilemeye devam etti. Bir adım diğerini izlerken haydut kendini sırtını duvara dayamış bir şekilde çılgınlar gibi kunaisini savururken buldu. Ancak her defasında tekrardan başarısız oluyordu. İri iri açılmış gözleri Fuka'yı hedef almıştı. Adamın yeteri kadar korktuğunu hissettiğinde ona doğru ilerlemeye başlayarak sağ eliyle kavradığı asayı yukarı kaldırıp haydutun çenesine doğru nişan aldı. Taijutsu konusunda iyi olmayabilirdi ama elindeki demir asa bu tarz hamleler için işini fazlasıyla görüyordu. Sonuç olarak sert ve kaliteli metal parçası değdiği yerde sağlam bir zonklama hissiyatı yaratıyordu. Asanın tadına bakan kişinin çok dayanıklı olmadığı sürece bir daha ayağa kalkabileceğini sanmıyordu. Özellikle de çenesine yediği bir darbe sonrası için...

Asayı geniş bir açıyla savurdu ve haydutun çenesine tüm gücüyle vurmaya çalıştı. Öldürücü bir darbeden çok bayıltmayı hedef alıyordu. Bu tarz pislikler etrafı kana bulamaya değmez diye düşündü. Eğer adam bayılmazsa asayı kaldırarak tekrardan, ense köküne doğru bir darbe daha indirecekti. Haydut yere düşüp bayıldığında yavaşça eğilerek adamın çocuktan çaldığı keseyi almayı düşünüyordu. Elbetteki onu sahibine geri iletecekti.

Ara sokaklar Kusagakure için bile biraz fazla tehlikeli. Bir dahaki sefere en azından çatıları kullanmayı dene

Keseyi çocuğa fırlattıktan sonra yoluna devam etmeyi planlıyordu. Eğer tahmin ettiği gibi Haze ve Uehara-san arkasından geliyorsa haydutun baygın bedeni ile onlar ilgilenirdi. Harcadığı çakra miktarı hiçte azımsanacak kadar değildi. Üstelik haydutu etkisiz hale getirmek için harcayacağı çaba da hesaba katılırsa bedenini biraz yorması gerekecekti. Adamı kaldırıp bir yere götürmek dursun en kısa zamanda devriyeyi bitirip evde dinlenmek istiyordu. Özellikle de taze demlenmiş bir çay eşliğinde...

[Kyogi Haze]

"Jounin." Haze fısıldarken topuklarının üzerinde kalabalığa doğru döndü.Yüzüne acınası bir sırıtma yerleştirirken bunu kimsenin görmemiş olmasını umuyordu.20'li yaşlarda.Jounin. 'Eski' sıfatı biraz daha koyuyordu Haze'ye aslında.20'li yaşlarda eski jounin.Dudakları hafif bir şekilde bükülürken zihninde kendini aşağılıyordu.Kardeşleriyle eş zamanlı eğitim görmek için akademiye geç kaydolmuştu ancak bu pek hafifletici bir etken değildi.Dağılan kalabalığa odaklandı bir süre.Az çokta olsa lafı geçmişti,otoritesini kabullenmişlerdi.Bununla avundu kısa aralıkta.En azından hala shinobiyim.Muhtemelen rütbesi alınmıştır,daha iyiyim işte. Uzun saçlı adama doğru döndü.Eski jouninin sözlerine ne kadar güven olurdu bilmiyordu fakat güvenmemesine neden olacak bir harekette de bulunmamıştı.Kargaşa içindeki hareketleri,kendini sakinleştirmesi.Belirli bir olgunluk ve eğitim gerektiren şeyler.Yinede jounin sıfatını almaya yeteceğini düşünmüyordu.

Parmaklarını adamın ellerine doğrulturken kafası gerek yok manasında sallanıyordu. "İndir." Birkaç adım yaklaşırken ihtimalleri tarttı.Shinobiliği bırakmasının tonla sebebi olabilirdi,bu konuda da merakı kabarmıştı aslında.Fakat ne sebeple olursa olsun shinobiler arasında bir nüfusa sahip olduğu düşünülebilirdi.Adama karşı normal prosedürleri uygulaması tamamen boşa uğraş olacak,üstüne rotalarından sapmalarıda sorgulanma ihtimali taşımaya başlayacaktı.Fazla ileri gitmeyi düşünmüyordu bu nedenle Haze. "Rapor edilecek birşey olduğunu düşünmüyorum.Yinede...Kavganın nedenini öğrenmek beni memnun eder." Kendisinden yüksek rütbeye ulaşmış biriyle konuşuyor olabilirdi ama hemen hemen yaşıt olduklarıda barizdi.Bu yüzden ses tonundan taviz vermedi Haze.Net ve görevi gereğince otoriter. "Ve 'eski' jounin meselesinide." Haze devriyenin sonunda sadece adamın ismini söyleyerek genel bir profile ulaşabilirdi lakin bekleyemeyecek kadar sabırsızdı.

[Uehara Megumi]

Ensesinden aşağı inen bir kaç parça saçını savurarak mavi, kıstığı gözlerini etrafta gezdirdi. Açıkta tek damla su yakalayamadı gözleri, kırbacını elinde hissedemeyeceğini anladığında hafifçe ısırdı pembe, alt dudağının kenarını. Uzun ince parmaklarıyla zaten kavrıyor olduğu wakizashini avucunda sıkıp çekti. Ciddi bir hava takınmaya çalışsa da açık renk gözlerinden endişe akıyordu o an. Haze, oraya dalıp komutlarını havaya fırlattığında, durumun ciddileşeceği konusunda kötümser düşünceler geçiyor olsa da aklından, birazdan daha da berakklaşacaktı kafası.

Elinde wakizashisi ile gözlerini yerdeki ve onu yere vuran adam arasında götürüp getirerek, dikkatlice ilerlemeye başladı. Haze' nin dediklerinden sonra, derin bir iç çekmenin ardından siyah saçlı adam ellerini havaya kaldırdı. Yüzünde garip bir ifade vardı, durumdan memnun olmadığı açıktı. "Koga Seiho. Eski Jounin." Her kelimede yüzü biraz daha yumuşamıştı, Megumi için güzel tarafı, ellerini koruma ihtiyacı duyduğu adamdan çekmiş olmasıydı. Adam geri adım atar atmaz baygın, durumu en azından o taraftan pekte iyi görünmeyen adama doğru seğirtmiş ve adamı kaldırabilmek için boşta olan elini adama doğru atmıştı. İnce permakları adamın omzuna değer değmez, dağılmaya başlamış kalabalıktan bir kaç kişi, arkadaşı olduğunu bir kaç kişi, yanına gelip eğilmişlerdi. "Teşekkürler. Biz onu hastaneye götürürüz." Adamlar, baygını sırtlarken köstek olmamak için biraz kenara çekilmiş, bu sırada daha önce sesin geldiği yüzüne çevirmişti gözlerini adamın.

Kırık, kanlı ya da morarmış demek, baygın adamın burnunu tarif etmek için kesinlikle fazla insani kelimelerdi. Parçalanmış olduğu açıkça belli olan burun kemiği, acınası bir haldeydi. Belki şu anda baygın olması, onun için gerçekten en iyisiydi. Tanıdıkları adamı sırtlandığı gibi hastane tarafına doğru götürürken gözlerini kalabalığın olması gereken yere kaydırdı. İşin ciddileştiğini ya da sıkıcılaştığını düşünen kalabalık dağılmaya başlamıştı iyice. Çömeldiği yerden ayağa kalkıp, boş sol elini beline dayadı. "Rapor edilecek birşey olduğunu düşünmüyorum. Yine de... Kavganın nedenini öğrenmek beni memnun eder." Ses çıkaramadan iç çekti dudaklarının arasından kız. Buradaki işleri olduğundan daha çabuk bir şekilde hallolmuştu işte, şu saatte sadece meraklarını besliyorlardı. "Ve 'eski' jounin meselesinide." Mavi gözlerini beyaz saçlı adama çevirdi ve tek kaşını kaldırdı. *Neden?* Adam zaten teslim olmuştu, en azından öyle görünüyordu, tamam, belki kavga nedenini öğrenmek istemek mantıklı fakat bir miktar meraklı bir soru olabilirdi ama ikincisi birazcık fazlaydı. Birinin neden "eski" jounin olduğundan çok konuşmak istemeyeceğinden neredeyse emindi. Gözlerini dikkatlice cevap beklenen adama çevirdi, Haze' nin bir kaç adım arkasında duruyordu yine. Yanına gelmeyi düşündü fakat meraklı bir profil göstermek istemiyordu. Aksine, bir an önce rotalarına gitmek istiyordu.

[GM - Naruto]

Fuka: Var gücünle adamın çenesine asanı yapıştırıyorsun. Eleman, yere yıkılıyor ancak bayılmıyor. Bir süre daha genjutsu ile savaşıyor ve ardından, asanı vurduğun için değil, zihni yorgun düştüğü için bayılıyor. Keseyi verdiğin eleman ise sana teşekkür ederek, koşarak uzaklaşıyor. Yoluna devam etmek için ilk adımını attığında ise çarpıntı başlıyor hafifçe. Derin bir nefes alıyorsun, kendini stabilize etmeye çalışıyorsun ve yürümeye devam ediyorsun. Biraz yorulduğunun farkındasın, çarpıntın da hafifçe kendini belli ediyor, ancak gününü zehir edecek kadar değil.

Megumi, Haze: Haze'nin komutu ile eleman ellerini yana indiriyor ve kollarını birkaç defa sallıyor biriken laktik asidi dağıtmak için. Ardından ellerini kütletiyor ve saçlarını topluyor cebinden çıkardığı bir bileklik ile.

Göster

Sağındaki yara ile beraber birebir görünüm

Haze olayı soruyor, Tam Haze'ye olanları anlatmak için cevap verecekken, Haze'nin eski Jounin olayını sormasıyla nefesini yutuyor. Bakışları biraz sertleşiyor, ancak olabildiğince medeni bir biçimde anlatmaya başlıyor. "Sevgilimin abisi. Görüşmemizi istemiyor, ancak sürekli ona evde şiddet uyguluyor. Haddini bildirmeye gelmiştim. Sonra da sizler olayı farkettiniz." Duraksıyor biraz. "Eski Jounin olayı da otokontrol sıkıntıları. Daha fazlasını anlatamam, zira özelim. Eğer rapor da tutmayı düşünmüyorsanız, yapmam gereken şeyler var." Gözlerini Megumi ve Haze'de birer defa gezdiriyor.

Son RP'lerinizi yapın gencolar, devriyenin geri kalanı olaysız geçiyor. Ben de ödüllerinizi verip konuyu kapatayım. Haze veya Megumi, yolda baygın birisini görmeyecekler.

[Kyogi Fuka]

Fuka kaldırdığı asayı herifin suratına, tam çene kemiğine indirmişti ve güçsüz kollarına rağmen adamı yere yıkmayı başarmıştı. Haydut henüz bayılmamıştı ancak hala genjutsunun altında çırpınıp duruyor, yediği darbe ile birlikte kafası daha çok karışmış gibi gözüküyordu. Hayali acılara bir yenisi daha eklenmiş olmalıydı. Asasını tam tekrardan vurmak için kaldıracakken cebelleşen adamın artık kıpırdamadığını fark etti. Yorgun zihni onu yarı yolda bırakmış olmalıydı. Şayet iki tekniği üst üstte kullanırken adamın kapasitesini hesaba katmamıştı. Tekrardan düşündüğünde biraz fazla sert davranmış olabileceğini fark etti ama bundan herhangi bir pişmanlık duymuyordu. Eğer adam zihnen yorulup bayılmasa Fuka herifin kafasına bir iki darbe daha indirerek zihninde kalıcı bir hasara yol açabilirdi..

Asasını tekrardan yere indirdi ve kendisine teşekkür edip ayrılan gencin koşturarak uzaklaşmasını izledi. Haydutun adamları hala etrafta olabilir diye düşünüyordu. Genç adam sokaktan güvenli bir şekilde ayrılana kadar gözleri ile onu takip etti. Ve çocuk köşeyi dönerek gözden kaybolduğu esnada kalbinden gelen gümlemeler ile durduğu yerde mıhlanıp kaldı. Yaşadığı kısa, anlık bir şok ile tökezlemiş ancak asasına tutunarak dengesini sağlamayı başarmıştı. Yıllardır aynı şeyi yaşıyor ama her defasında bu his onu tekrardan şaşırtmayı başarabiliyordu. Hiç beklemediği anlarda, mutluyken, ağlarken veya savaşırken. Bu hiç geçmeyecek olan bir lanet, sonu gelmeyecek olan bir hastalık gibiydi.

Yorulmuştu... Daha da önemlisi bu kadar adrenalin ona iyi gelmiyordu. Fuka her zaman daha sakin bir hayatı olsun istemişti ama şartlar hiçbir zaman buna uygun olmamıştı. Kafasını sallayarak aklındaki düşünceleri uzaklaştırdı. Burası hayallere dalmak için uygun bir yer değildi. Asasına dayanarak ilerlemeye devam etti. Devriyeyi tamamlamasına çok az kalmıştı. Bir iki sokak sonra sola dönerek bitiş noktasına ulaşacak ve kafasında vereceği raporun taslağını hazırlarken eve doğru yollanacaktı. Asası her adımla birlikte biraz daha ağırmış gibi geliyordu. Hantal bir hareket ile boştaki elini kaldırdı ve ona bol gelen kimonodan içeri soktu. Kalbinin olduğu bölgeyi yokluyor ve her nefes alışı ile birlikte sakinleşmeye çalışarak kalp atışlarını normale dönmesi için hafifçe masaj yapıyordu.. Her zaman ki gibi, Haze gene en lazım olduğu anda ortada yok. Diğer sokağı dönerken kendisini biraz daha iyi hissediyordu. Elini göğsünden çekerek cebine attı ve kaç parası olduğuna baktı. Belki de istediği o kırmızı çiçeği alırsa morali biraz düzelirdi. Cebindeki miktara tekrardan göz attı, belki de düzelmezdi...

Bitiş noktasına ulaştığında diğerlerini beklemeye başladı. Henüz kimse gözükmüyordu. Kısacası hala geriden, onun izlediği yoldan ilerliyor olmalılardı. Belki de duydukları uğultuların kaynağı yüzünden hala rotaya geri dönememişlerdi. Fuka abisi kadar meraklı değildi ama diğer ikisinin henüz gelmemiş olması ile birlikte biraz tedirginleşmişti. Kalbini tekrardan ovmaya başladı, stres şuan isteyeceği son şeydi. Yeniden geldiği tüm yolu dönerek abisini aramak niyetinde olmasa bile eğer biraz daha gecikirlerse mecburen onlara doğru ilerleyecekti.

Rpout: Buraya geri dönerlerse ufak bir konuşma rp'si için yeni bir konu açarak free döndürmek isterim. Arkadaşlar da uygunsa en azından birbirimize ufak bir rapor veririz.