1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

Varlığı Kanıtlamak. Zekanın Mucidi: Shiranui Shigekazu!

MesajGönderilme zamanı: 28 Mar 2015, 12:04
gönderen Shiranui Kanaye
Mezarlık, Keji için belki de Kushina Vadi Ormanı'nın alternatifi olabilecek kadar huzurlu bir diğer yer. Annesinin ve sevdiği, tıpkı annesi gibi onu terk etmiş olan shinobilerin bulunduğu mezarlık, onlarla manevi bağlarını, onları kaybettikten sonra da güçlendirdiği yer.

Saat sabah dokuz, Keji yine uyumamış ve göz altı torbaları uykusuzluktan bir yıllık alışverişini yapmış bir teyzenin elindeki poşetler kadar olmuş, geri çekilmiş ve iyice morarmış. Gören birisinin uyuşturucu bağımlısı muamelesi yapması muhtemel, fakat temele indiğimizde Keji'nin gördüğü kabuslardan kaynaklanıyor bu.

Kabuslar, Keji'nin peşini bırakmamış küçük imgeler ve birtakım olaylar. Birtakım da denmez aslında, tek bir olay. Annesinin ölümü ve katilinin sürekli farklı biri olarak görünmesi, genel itibariyle her seferinde Keji. Şayet Keji, yetersiz bir shinobi olmasaydı o gün annesini rahatlıkla kurtarabilecek ve belki de bu berbat hayatı hiç yaşamayacaktı. Neyse, rüyaya dönecek olursak bu seferki epey bir şahşahlı. Akiya Takashi, tam Keji'yi öldürecekken annesi önüne atladı ve gözleri karardı.

Bu kadar güçsüz olmak, günahtı. Varlığını kanıtlaması için bir şeyler yapması gerekiyordu. Ne kabuslarında, ne de hayatında kendisini bir daha ezik duruma düşürmemekti, asıl emeli.

Ve ölümler, ölümler artık ona tersti. Küçük yaşta kaybetmiş olduğu annesi, uzun zamandır görmediği babası ve bitmiş olan sigarası. Herkes, ya da her şey mi demeliyiz? Her var olan şey ona veda ediyordu. Peki ya varlıkları asla kaybolmasaydı? Hep var olan şeyler de veda eder miydi ya da birisi hep var olacağını biliyorsa, kendini bir şey için feda etmekten çekinir miydi?

Cevap aramaktan vazgeç Keji, senin bir hayatın ve amacın yok. Senin nefes almanı gerektiren hiçbir sebep yok. Sen ki köy adına başarısız olmaktan başka hiçbir işe yaramamış değersiz Chuunin parçası, kafandaki alınbandı için bugüne kadar ne yaptın? Cevabı vermene gerek yok çünkü hepimiz biliyoruz, hiçbir şey.

Sen ki başarısızlıklarını görmezden gelip görevini sürdürmeye çalıştıkça daha da çok bocalayan adam değil misin? Tamam, iyi olup olmadığını sormadı kimse belki. Üzülmüştür diye sormadı kimse belki. Acıkmıştır yani adam belki karnı toktur. Duyduğun tek soru, başarı, var mı yok mu!

Bağlan hayallerine sağlamca Keji, insanların zaten bir çoğu aptalca hareket eder ve de seni kısıtlamakla meşguldürler. Sen ki kulaklarını kapatıp yürümeyi bileceksin, boş insan kalabalığını görmezden gelmeyi öğreneceksin ve hayatta kalmayı sürdüreceksin.

Annesinin mezarının başına kadar gitmişti Keji, gömmeli mezarların içerisinde acaba rahat mıydı Toyo? İstediği bir şey olursa, Keji'ye her daim seslenebileceğini biliyordu çünkü o. Keji, hareketlenmek için yola çıkacaktı ki ''Görüşürüz.'' dedi içinden. Malum, vedalardan nefret ederdi ve hep görüşürüz derdi insanlara, bir daha görüşmeyecek olsalar bile. Bu öylesine söylenen bir söz değildi çünkü, bir temenniydi.

Mezarlığın olduğu bölgeden biraz uzaklaşmış ve babasını aramak üzere yola çıkmıştı. Babasıyla ilişkisi daha çok abi-kardeş gibiydi, ya da iki arkadaş. Dolayısıyla onunla istediğini paylaşabilirdi, evet, son yaşadığı konuyu paylaşacaktı.

Babası, köyde tanınan epey zeki bir Jounindi, yani en azından o öyle biliyordu. Dolayısıyla köyde onun zekasından yararlanılabilecek mevkileri düşünedurdu. Babasının nerede olduğuna dair bir fikir edinince, yola çıkacaktı ve onu bulacaktı. ''Eh, umarım mesai saati değildir ya da görevden kaytarıp bir yerde kendini alkole vurmuyordur. Gerçi başka ihtimal de kalmadı amına koyayım. Şimdi, nerede olabilir?'' dedi içinden.

Şöyle köyün neredeyse tamamını gören, yüksek bir tepeye çıkacak ve analizine başlayacaktı. Sahiden, köyde zeki insanların barındığı mevkiler hangileriydi?