1. sayfa (Toplam 5 sayfa)

[Akihito] Kum Taneleri

MesajGönderilme zamanı: 20 Mar 2015, 20:51
gönderen GM - Naruto
Chibu Kasabası'nda çıkalı kaç gün oldu? Beş? On? Otuz? Geçen zaman sadece günler miydi yoksa yıllar da mı geçti? Kaç yıl geçti peki? Beş? On? Otuz? Bunlar bile yetmiyor... Zaman yeni bir kavram kazanmalı, çünkü hiç geçmeyen zaman için yapılabilecek bir tanım ve verilecek bir isim bulunmuyor.

Varsayalım ki bir zaman birimi bulundu senin için, peki bu zaman birimi içerisinde neler gördün? Şu an hayatındaki tek net cevap bu olabilir. Sağın, solun, önün ve de arkan... Dört bir tarafın çölün ince kum taneleri tarafından işgale uğramış durumda. Hatta ayakkabının ve kıyafetlerinin içi bile kum taneleri ile dolu. Zaten Güneş artık ısıtma işlevinden çok tecavüz işlevini ortaya koyarken, teninin hemen üstünde biriken kum taneleri daha da yavaşlatıyor seni. Bu yola girip girdiğine bin pişman olsan da, ne geri dönüş yolun belli ne de gideceğin yer... Dört bir tarafında, sadece ama sadece çöl!

İlerlemen sırasında, yüzünü tamamen kıyafetinin bir parçası ile kapatmış olmayı akıl etmiş olmana sevindiğin anların içindesin. Göz kısımlarına ufak birer delik açman sayesinde önünü net bir şekilde görebiliyorsun. Tabi bu netlik, kum tanelerinin galeyana gelip havada deliler gibi uçmadığı zamanlarda oluyor. Bunun dışında, kafa kısmında hiçbir delik bulunmuyor ve böylece gözüne, burnuna, ağzına ve kulaklarına kum tanelerinin girmesini engelleyebiliyorsun.

Kaçınca gecenin sabahına uyandığın konusunda hiçbir fikrin yok. Ancak buz gibi gece vaktinde, titreye titreye uyuyamadığın anlar gözünün önünde geçiyor. Elinde hiçbir harita olmaması seni tamamen kılavuzsuz bırakıyor ki bu şu an için ölümünle aynı anlamı taşıyor. Gecenin soğuğu neredeyse sadece birkaç dakika içinde yakıcı bir kavuruculuğa dönüşürken de tekrar yollara düşüyorsun. Büyük büyük kum tepelerine doğru hareket ediyor ve bir kez daha kum taneleri dışında hiçbir şey görmeden ilerliyorsun.

Kapalı konu
Pasiflik süresi 48 saatten ibarettir.

Re: [Akihito] Kum Taneleri

MesajGönderilme zamanı: 20 Mar 2015, 22:02
gönderen Hayabusa Akihito
"Ne? Ne zaman? Nerdeyim ben la?"

Kafasındaki deli sorulardı belkide Akihito'yu hayatta tutan. Zira soruları kendisine sormasa beyin fonksiyonlarının çalıştığına bile emin olamayabilirdi. Kavurucu güneş ışıkları, beynindeki suyu tamamen buharlaştırmadan önce bir şeyler yapması gerektiğini biliyordu. Ama ne yapabileceğini bilmiyordu. Belki de Chibu kasabasında kalıp planını işlemeye devam etmeliydi. Kakuremichi'yi bulup, onlara katılabilirdi. Belkide şimdi geriye dönebilirdi? Gerçi ne tarafı geri oluyordu onu bile tam çözemiyordu. Dört bir tarafı kumlarla kaplıydı. Çölden bir çıkış yolu arıyordu fakat hiçbir çıkış yolu göremiyordu. Bir vaha, bir kasaba, bir kervansaray, hatta küçük bir kulübe bile görünmüyordu etrafında.

Kum tepelerinin üstlerine tek tek çıkıp etrafına bakıyordu. Sonra kendine gidecek bir yön belirleyip ilerlemeye devam ediyordu. Sonrasında işler tekrar başa sarıyordu. Belkide ölmüştü? Ishi-Chou denen şerefsiz adam onu öldürmüştü? Chibu kasabası onun diğer tarafa yolculuğundaki sınavıydı. Burasıda Akihito'nun arafı oluyordu belki. Araf, varlık ve hiçlik arasında sıkışıp kalmış bir yer. Akihito, şu an kendisini bu durumdan çokta farklı bir pozisyonda göremiyordu. Şimdilik tek sorunu, vücudunun dehidrasyon yapmasını elinden geldiğince önlemek, akreplerden mümkün mertebe sakınmak, ve yırtıcı hayvanlarla karşılaşmamayı umut etmekti. Zira savaşabileceği gücü şu an için kendisinde göremiyordu.

Planı belliydi. Plansızlık! Bir yere ulaşana, veyahut ölene kadar çölde yürümek. Yapabileceği başka hiçbir şey yoktu. Yüzünü sürekli kapatması gerekiyordu, zira kum fırtınaları bile Akihito için ölümcül sonuçlar doğurabilirdi. İlk defa çöle ayak basmamış olsada, ilk defa haritası olmadan, daha önceden çok fazla hazırlık yapmadan ve en önemlisi yalnız olarak gelmişti çöle. Abisinin ölümü hala kalbinde derin bir acıya sebep oluyorken, bu acıyla birlikte çölde ilerlemek, Akihito için bile fazla ağır bir cezaydı. Bu savaşı abisi başlatmıştı. Abisi cezasını ilk elden alıp öbür tarafa giden otobüsten ilk bileti almıştı. Bunun ceza mı yoksa ödül mü olduğundan pek eminde değildi açıkçası. Sonuçta annesi orada ikizlerini bekliyordu ve ilk giden Akihiro olmuştu. Peki neden sadece biri gitmişti? Nerede kaldı ikizlerin disiplini? Her şey aynı olacaktı. Aralarında bir dakika farkla doğmuşlardı? Peki niye bir dakika farkla ölmemişlerdi? Şimdiye kadar Akihito, ikizinden ne kadar fazla yaşamıştı? Zaman, ne kadar olduğunu kestiremiyordu ama çok olduğundan emindi. En azından bir dakikadan fazlaydı.

Peki şimdi ne olacaktı? Hiç durmadan ilerlemek mi, bu muydu Akihito'ya verilen ceza? Kabul, peki ne zaman bitecek bu ceza? İşte bunun bir cevabını veremedi kendisine.

Savaş, bulunduğu ortamın tanrısına karşı bir savaş. Kazanmak? İşte o çok uzak.

Re: [Akihito] Kum Taneleri

MesajGönderilme zamanı: 21 Mar 2015, 09:27
gönderen GM - Naruto
Kum tepelerinin ardından oluşan ufak gölgelik alanlar dışında, içinde bulunduğun ortamda senin hayatta kalmanı isteyen hiçbir şey yok gibi duruyor. Adımların bile adım atmaktan tiksinmişken, hala son bir gayret, son bir çaba ile onlarca adım atıyorsun. Vücudun çöle dayanıklı olmasa da iraden dayanmanı sağlayacak diye düşünüyorsun. Fakat bir anda, iradenin Akihiro ile ölüp gitmiş olduğunu düşününce, kendini bırakıveriyorsun. Devam etmenin ne anlamı var ki zaten?

Güneş doğruca beynine hücum ediyor. Gözlerin kapalı olsa da, ışıkların yakıcılığını retinana kadar hissediyorsun. Kum taneleri durmadan vücudunun çeşitli yerlerini sıkıyor. Yer ise, seni gömmek için durmadan hareket ediyor. Bir anda Güneş göz kapaklarını kaldırıp seni daha da acı dolu bir yok edişe sürüklemeye çalışıyor ve kumlar daha çok sıkmaya başlıyor. Beklediğinden acılı bir ölüm ile yüzleştiğin sırada, bir bağırtı ile gözlerin görmeye başlıyor!

Hemen önünde, elinde ufak bir fener tutan adam, epey korkmuş bir şekilde sana bakıyor. Yaşlıca olan adamın yanlarında, 5 yaşlarında biri kız, diğeri erkek iki çocuk bulunuyor ve bu çocuklar da durmadan senin bir yerlerini sıkıyor. Kendine geldiğin anda ise, hareket eden bir cismin içinde olduğunu fark ediyorsun. Birden irkildiğin anda, karşındaki yaşlı adam omzuna elini koyarak senin yattığın yerden doğrulmanı engelliyor. Elindeki fenerin ışığını söndürürken "Rahatla genç adam. Şanslısın ki çölden geçerken bize denk gelebildin. Yoksa orada neler olacağını ancak Tanrı bilir." diyor. Hemen ardından yanındaki küçük kız çocuğuna dönerek "Hadi, abine su getir." diyor. Kız çocuğu içinde bulunduğunuz, tamamen tahta cismin köşesine uzanıyor ve bir matarayı yaşlı adama uzatıyor. Yaşlı adam ise matarayı sana uzatırken gülümseyerek "Susuzluğunu biliyorum, ancak birden hepsini içme." diyor. Bu esnada erkek çocuk ile kız çocuk hareketsiz ve meraklı bir şekilde seni izlemeye başlıyor.

Re: [Akihito] Kum Taneleri

MesajGönderilme zamanı: 21 Mar 2015, 13:01
gönderen Hayabusa Akihito
"Bende geldim Anne. Cennet hareket ediyormuş demek ki, ilginç."

Gözlerini açtığında karşısında duran adama baktı. Adam, Akhito'nun kaçak bir shinobi olduğunda habersizdi. Gerçi Ishigakure shinobilerinden başka çok fazla kişinin bileceğini sanmıyordu. Bir ara bingo kitabını biraz karıştırmayı aklına not etti. Her ne kadar son durumlar eklenmemiş olsa da, çoğunun hala kaçak olabileceğinden emindi. Lakin şu an bingo kitabından daha önemli durumlar vardı. Küçük kızın getirdiği matarayı aldı, adamın uyarısı üzerine bir an duraksadı. Bu uyarı suyun az olduğundan mı gelmişti? Yoksa başka bir nedeni var mıydı? Çölde uzun süre susuz kalmakla ilgili bir şeyler hatırlıyordu ama pek emin olamadı. Başta adamı süzdü. Gözüne çokta tekinsiz bir tip gibi görünmedi, bu yüzden adamın dediğine uyarak sudan üç dört yudum aldıktan sonra, matarayı adama geri uzattı.

Tam adama neler olduğunu soracakken hareket halinde olduklarını fark etti. Bu yüzden sorusunu değiştirdi. Bütün sorularını tek tek soracaktı. Birisinin cevabını almadan diğerine geçmeyecekti. Başta çocuklara baktı, birisi erkek, diğeri kızdı. İkisi aynı yaşta gözüküyorlardı. Belki de ikizlerdi? Önce çocuklara gülümsedi. Çocukların, Akihito'dan korktukları belliydi. İyi bir izlenim yaratmak istiyordu çocukların üzerinde. Bu yüzden sevecen bir tavır takınıp erkek çocuğa ilk soruyu yöneltti.

"İkiz misiniz siz? Kaç yaşındasınız?"

Gülümsedi. Erkek çocuğun cevabını aldıktan sonra yaşlı adama dönecek. Tavrını biraz ciddileştirerek sorularını tek tek yöneltecekti. "Öncelikle beni yanınıza aldığınız için teşekkür ederim. Çok minnettarım. Siz olmasanız bana neler olacağını az çok tahmin edebiliyorum. Bu yüzden borcumu nasıl ödeyebileceğimi bilmek isterim." Bunu gülümseyerek söylemişti. Başta bunun cevabını alacak, sonrasında diğer sorularını tek tek soracaktı. Sorular her kurtarılan insanın soracağı gibi klasik sorular olacaktı. Siz kimsiniz? Nereye gidiyorsunuz? Ne zamandır baygınım? Neler oldu? Sonrasında ise olanların akışına bırakacaktı. İlk defa plansız bir adım atacaktı. Bundan sonra tek başınaydı. Bu, böyle devam edecekti. En azından Akihito öyle umuyordu.

Kaçıncı kez ölümün kıyısından dönmüştü?

Re: [Akihito] Kum Taneleri

MesajGönderilme zamanı: 23 Mar 2015, 21:33
gönderen GM - Naruto
Çocuklar çekingen tavrını sürdürmeye devam ederken, sen matarayı yaşlı adama uzatıyorsun. Ancak adam matarayı almak yerine, elini sana doğru ittirerek, mataranın içindeki tüm suyu tüketebileceğini gösteriyor. Bunun ardından sen çocuklara sorunu soruyorsun ve erkek olan, her ne kadar çekingenliği devam etse de "Hayır, biz kuzeniz." diyor. Kız sadece ufak bir tebessüm ile cevaba eşlik ediyor ve sen de yaşlı adama dönerek esas konuya giriyorsun.

Yaşlı adam senin borcunu ödemen konusunda "Dert etme, zorunlu değil ama elbet ödersin." diyor gülümseyerek. Bu şekilde adamın sırf insaniyet adına sana yardım etmiş olduğunu anlayabiliyorsun. Bu alışık olmadığın duygu karşısında ne hissedeceğini pek bilemesen de, diğer sorularına geçiş yapıyorsun hızla. Sorduğun sorulara cevaben yaşlı adam kendisinin Sunagakure'de yaşayan bir tüccar olduğunu, yılın belirli dönemlerinde diğer ülke ve köylere giderek satışlar yaptığını, bu süreçte de Sunagakure'deki dükkanına oğullarının göz kulak olduğunu söylüyor. Ardından Sunagakure'ye döndüklerini, ancak önünüzde daha uzun bir yol olduğunu, birkaç noktada duracaklarını ve gecelemek için geçireceklerini de ekliyor. Son olarak ise, seni bulduklarında zaten baygın olduğunu ama bayıldığından beri çok uzun zaman geçmiş olamayacağını, muhtemelen sıcak-soğuk arasında yaşanan dengesizliklerden dolayı bayılmış olabileceğini söylüyor. Son derece samimi cevaplarından sonra ise sıra, yaşlı adama geçiyor.

Yaşlı adam matarasından bir yudum su aldıktan sonra "Esas sen kimsin? Çölü bu şekilde geçmeyi düşünebilecek az sayıda insan vardır. Laf aramızda, bunu düşünenlerin çoğu delirmiş insanlardır." diyor gülerek.

Re: [Akihito] Kum Taneleri

MesajGönderilme zamanı: 24 Mar 2015, 00:08
gönderen Hayabusa Akihito
O soru geldiği zaman tam olarak kimdi Akihito? Sunagakure'den gelen bir mimarlık öğrencisi mi? Yoksa köyünden kaçmış, kurallara karşı gelen, kötü bir kadersiz mi? Hiçbiri değildi. Ölmüş ikizinin intikamını almaya yemin etmiş bir shinobiydi, ve bunun bedeli ne olursa olsun öldüreceği bir kişi vardı. Hedefi sadece bir kişiydi. Başka kimseyi öldürmesi gerekmiyordu. Peki ya öldürdüğü o iki shinobi? Onlar yolundaki engellerdi. Engelleri aşması gerekmişti. Sadece buydu. Peki, soruya geri dönecekti. Kimdi o? Tek hedefi intikam olan bir insan, başka bir şey değil. Peki ya bu cevabı, bu adama verebilir miydi? Şimdilik böyle bir cevabı bu adama verebileceğini zannetmiyordu. O yüzden ilk sorulduğunda ki gibi kendisine yeni bir cevap bulması gerekecekti. Hayatını yalanlar üstüne kurmalıydı bundan sonra. En azından belirli bir süre.

"Öğrenciyim. Mimarlık öğrencisi. Haritamı kaybettim, sonra da çölde kayboldum sanırsam. Pek emin değilim. Ehe!"

Eliyle saçının arka kısmını dağıtarak söylemişti bunları. Hem biraz samimi, hemde daha dost canlısı bir izlenim verebilmek için. Peki bundan sonra ne yapacaktı? Tahminleri doğruysa bir at arabasının içinde olmalıydı. Ya da o tip bir şeyin. Peki, yaşlı adam ve çocuklar buradaysa arabayı kim kullanıyordu? Bu sorunun cevabını öğrenmek isteyeceğini pek düşünmüyordu, ama bunu bile bile sordu.

"Tahminlerimde yanılmıyorsam bir at arabasının içinde seyahat ediyoruz. Peki, bu aracı kim kullanıyor? Dahası, bu yollarda hiç haydut yok mu? Güvenliğinizi nasıl sağlıyorsunuz?"

Güvelik dediği gibi aklına katanası gelmişti. İlk olarak yalanında büyük bir açıklık olduğunu fark etti. Hangi öğrenci yanında bir katanayla gezerdi ki? Adam, sırf buradan hareketle bile Akihito'nun yalan söylediğini anlayabilirdi. Peki ne yapacaktı? Daha da önemlisi katanası neredeydi?

"Bayım, beni bulduğunuz zaman belimde bir katana olması lazımdı. O katana nerede acaba? Kendisi abimin yadigarıdır da. Kaybetmek isteyeceğim son şey."

Bu şekilde yalanına da bir çözüm bulmuş olacaktı. Peki, şimdi asıl sorunun gündeme çıkma vaktiydi. Buradan sonra ne yapacaktı? Belki de bu adamla birlikte gidebilirdi. Belki ileride adamın güvenini kazanarak Kakuremichi hakkında bilgi bile alabilirdi. Sonuçta adam bir tüccardı ve değişik yerlere giderek farklı farklı insanlarla karşılaşıyordu. Chibu kasabasında yaşadığı felaket olaylardan sonra Kakuremichi hakkında edinebileceği biraz bilgi hiç fena olmazdı. Ama adama bunları sorabilmesi için öncelikle adamla biraz daha vakit geçirmesi, güven aşılaması gerekiyordu. Mesela ilk duraklarında, bir kaç içki karşılığında bu bilgileri alabilirdi. Ya da içkiler adamdan gelirdi. Bunu zaman gösterecekti. Sonrasında ne yapacağına ise, ilk duraklarından sonra karar verecekti.

"Kimim ben?"

Re: [Akihito] Kum Taneleri

MesajGönderilme zamanı: 27 Mar 2015, 19:59
gönderen GM - Naruto
Kim olduğuna ilişkin verdiğin cevap ve büründüğün tavır, gördüğün kadarıyla adamı ikna etmeye yetiyor. Bunun için şimdilik ekstra bir bedel ödememiş olmak da içten içe, hancıya karşı nefretini gün yüzüne çıkarmıyor değil. Ancak içinde bulunduğun bu bilinmezlikte, hancı aklındaki en ufak detaylardan biri olduğu için, kısa sürede kendini toparlayarak tekrar konuşmaya dönüyorsun.

At arabası ile ilgili sorduğun sorulardan sonra, yaşlı adam gülümseyerek sana bakıyor ve o seni dehşete düşürecek sözleri, sanki çok normalmiş gibi söylüyor. Sana biraz sokulan yaşlı adam "Endişe etme, şoförümüz işini en iyi yapanlardandır. Güvenliğimizi ise, Ishigakure'nin en iyi iki shinobisi sağlıyor." diyor. Kafanda adamın son cümlesi çınlarken, sanki biraz da konuyu dağıtmak için katananı soruyorsun. Yaşlı adam ise hemen elinin uzandığı mesafeden katananı alıp yanına koyuyor. Bunun dışında katana ile ilgili en ufak bir kelime etmiyor.

Re: [Akihito] Kum Taneleri

MesajGönderilme zamanı: 27 Mar 2015, 20:21
gönderen Hayabusa Akihito
"Ishigakure shinobileri mi? Sevindim, korkmamıza gerek yok anlaşılan."

Akihito, içindeki büyük korkuya bir şey yapamıyordu lakin, adamın korkmadığı belliydi. Kendisinin korktuğunu ise adama belli etmeyi aklının ucundan geçirmek bile istemiyordu. Peki asıl soru, eğer bu adam Akihito'yu bulduysa, shinobilerde o anda yanındaydı demektir. Yani Akihito'nun yüzünü gördüler. Herhangi bir şey yapmadıklarına göre bu, Akihito'yu tanımadıkları veya Akihito'nun daha kitaplara basılmadığı anlamına gelir. Bu ise şimdilik Akihito için iyi bir haberdi.

"Aklıma bir şey takıldı, shinobilerin rütbeleri neymiş? Biliyor musunuz? Bizi koruyanların ne derece yetenekli olduklarını bilmek isterim."

Eğer shinobiler, chuunin veya geninse Akihito için çok bir sıkıntı yaratmazdı lakin, böyle bir göreve genin göndereceklerini zannetmiyordu. En azından chuunin rütbesinde olmalılardı ki buda, Akihito'nun kimliğinin açığa çıkması halinde iki rakibinin de en az kendisi kadar yetenekli olduğunu bilmek, Akihito için ufak bir ön bilgilendirme gibi olmuştu. Lakin shinobilerden önce, kendisini üzerindeki bu yorgunluk öldürebilirdi. En azından akşam olana kadar, veya önlerindeki ilk durağa varana kadar dinlenmeyi düşünüyordu.

"Eğer bana söyleyeceğiniz veya benden isteyeceğiniz başka bir şey yoksa, benim biraz dinlenmeye ihtiyacım var."

Sözlerinden sonra adamı dinleyecek, eğer yapması gereken bir şey yoksa yatıp uyuyacaktı. Eğer yapması gereken bir şey çıkarsa da, bunu o zaman düşünecekti. Şimdilik gözlerini açık tutmaya odaklandı.

Bekle beni uyku, ben geliyorum!

Re: [Akihito] Kum Taneleri

MesajGönderilme zamanı: 28 Mar 2015, 10:22
gönderen GM - Naruto
Ishigakure shinobilerinin rütbeleri konusunda yaşlı adama sorduğun soru üzerine,yaşlı adam "Açıkçası bu konularda en ufak bir fikrim yok. Biz sadece iyi korumalar isteriz ve isteğimizin karşılığı olan bedeli öderiz. Shinobiler ne kadar yetenekli ve tecrübeli ise köye ödediğimiz bedel artar." diye prosedürü açıkladıktan sonra "Ben de epey bir para bayıldım açıkçası, ama buna değdi." diyor gülümseyerek.

Yaşlı adama dinlenmek istediğini söylediğinde ise, adam bu konuda bir şey söylemiyor, fakat yanınızdaki çocuklara "Yeni dostumuzu rahatsız etmeyin, anlaştık mı çocuklar?" diyor. Çocuklar ise başlarını sallayarak seni rahat bırakacaklarını gösteriyorlar ve sen de rahat bir uykuya dalıyorsun. Peki burada uyumak ne kadar doğru?

Re: [Akihito] Kum Taneleri

MesajGönderilme zamanı: 28 Mar 2015, 15:25
gönderen Hayabusa Akihito
"Teşekkür ederim."

Akihito, rahat uykusuna dalmıştı. Neler olacağını, veya olabileceğini düşünmeden. Belki shinobiler Akihito'yu tanurdı ve yakalarlardı. Eğer böyle bir şey olacaksa ilk kurtulduğu zaman niye fark etmemişlerdi? Akihito bunun cevabını kendisine vermiyordu. Bildiği tek şey eğer shinobiler Akihito'nun aslında kim olduğunu fark ederlerse hayatının tehlikeye gireceğiydi. Bunu nasıl çözebilirdi bilmiyordu. Bildiği tek şey güzel bir uyku çekmesi gerektiğiydi. Ve bunu yapacaktı. Sonrasında ise ilk duraklarına geldikleri zaman ne yapacağına karar verecekti.

Peki bu shinobiler neyin nesiydi? Adamın dediklerine göre shinobiler yetenekli olmalıydı. Ya da sadeve adamı kazıklamışlardı. Ishi-Chou'dan her şeyi beklerdi. Bu adam kazıklandıysa bile Ishigakure shinobilerinin güçsüz olmadığını biliyordu. Her halükarda, bu shinobilerle bir dövüşe tutuşursa kaybetme ihtimali vardı. Hatta bayağı bir fazlaydı. İhtimallerin yüzde elliye elli olmadığını biliyordu. Ama bu elinden gelen herşeyi yapmayacağı anlamına gelmiyordu. Dövüşten kaçmazdı, kaçamazdı, dövüşten kaçıp kardeşini hayal kırıklığına uğratamazdı. Ishi-Chou'yu öldürmeden ölemezdi. Ishi-Chou ile beraber ölmeliydi. Başka bir ölüm şekli düşünemiyordu. Kardeşinin intikamını alıp onu onurlandırmalıydı. Bunu yapmalıydı.

Not: Bu gün bilgisayara geçemeyeceğim için telefondan yazdım... İmla hataları, rpnin kötülüğü, kısalığı gibi durumlar için özür dilerim...