1. sayfa (Toplam 5 sayfa)

[Takım Haze] Konoha Yolculuğu

MesajGönderilme zamanı: 03 Mar 2015, 20:44
gönderen GM - Naruto
Takımın ile beraber uzun bir yolculuğun ardından, kendini Ateş Ülkesi sınırlarında bulunan ilk handa buluyorsun. Sabaha karşı uyanmanla birlikte kendini toparlamaya çalışıyorsun. Esnemeler, gerinmeler derken tamamen ayılıyor ve yatağından kalkıyorsun. Odadaki diğer yatak ise, bunca yolu sessiz bir şekilde geçirmiş olan Nagasa Kiyomori'yi görüyorsun.
Nagasa Kiyomori
Resim

O da yavaşça uyanıp yerinden doğrulurken, yüzündeki asıklığın hala devam ettiğini görüyorsun. Kiyomori'nin en dikkat çeken yeri olan gözlerine baktığında, kendini adeta büyük bir karanlığın içinde kaybetmiş gibi hissediyorsun. Göz bebekleri parlak sarı ve göz akı denilen kısım tamamen siyah olan Kiyomori, gözlerini birkaç kez kırpıyor ve o sırada alnından neredeyse ağzının kenarlarına kadar inen mühürleri görüyorsun. O sırada aldığın notlar aklına geliyor ve Senzo'nun sesi ile anımsıyorsun bu notları...

"Haze-san... Kiyomori Konoha'ya özgü bir doujutsu'ya sahip. Onu yakalamış olsak da ne kendisi ne de Konoha sahip olduğu doujutsu ile ilgili bilgi vermiyor. Takdir edersiniz ki biz de bu tür sorularda ısrarcı olmak istemiyoruz. Onun en büyük gücü sahip olduğu bu doujutsu'dan geliyor. Ancak endişe etmeyin, Jouninlerimiz birkaç mührü aynı anda uygulayarak doujutsu'yu kullanılmaz hale getirdi. Bu mühürleme olayında Konoha shinobileri de bize gerekli bilgileri temin ettiler. Yani anlayacağınız, bunlar basitçe bozulabilecek mühürler değil."

Kiyomori yatağından kalkarken, çıplak vücudunu görüyorsun. Birkaç yara izi kendini belli ederken, sen daha çok onun avucunun içinden başlayan, kollarından göğsüne kadar giden ve burada birleşen mühürleri görüyorsun. Göğsünden karın bölgesine doğru gelen mühür, orada büyürken, buradan da bacaklarına gidiyor. Senzo'nun mühürlerin sağlamlığı konusundaki garantisi bir kez daha kulaklarında çınlarken gözlerinin rengi kadar parlak sarı saçlarıyla sana bakan Kiyomori ile göz göze geliyorsun. Asık suratı kendisine dikilen bakışlarla daha da asıklaşan Kiyomori "Yolculuğa ne zaman devam edeceğiz?" diye soruyor. Bu soru yolculuğunuz boyunca Kiyomori'nin sana söylediği ilk cümle olurken, sen yolculuk esnasında olanları anımsıyorsun...

Kusagakure kapısında takımınla buluştuğunda onlara görevle ilgili bilgi verdiğinde, özellikle Kentaro'nun yüzündeki moral bozukluğunu fark ediyorsun. Sen daha tüm cümlelerini söyleyemeden araya giren Kentaro'nun "Senin köyünde bizim işimiz ne? Esas niyetini söyle!" diye çıkışıyor. Bu cümle senin tüm konsantrasyonunu alt üst ederken, Kentaro "Neyse, sonuçta senin gerçek yüzünü daha yakından göremezdik!" diyerek seni cevap verme derdinden kurtarıyor. Hana hala çekimser duruşunu korurken onlara Kiyomori hakkında bilgileri veriyorsun. Kendisinin Konoha tarafından uzun süredir arandığını, ancak yaptığı son dövüşte bir hayli hırpalanmış olduğunu, tesadüf odur ki dövüş sonunda Kusagakure yakınlarına geldiğini ve burada Kusagakure shinobileri tarafından yakalandığını onlara anlatıyorsun. Kentaro "Bu kadar güçlüyse nasıl başarmışız?" diye sorunca, ona Senzo'nun verdiği cevabı veriyorsun. Kiyomori'nin vücudunun bir hayli güçsüz durumda olması ve her ne kadar utanç verici olsa da Kiyomori'yi yakalamak için en az Chuunin seviyesinde yaklaşık 50 shinobi gönderildiğini söylüyorsun. Tüm bu cevapların sonunda Kentaro senin de Senzo'ya sorduğun soruyu sana yöneltiyor. "Kiminle dövüşmüş de bu hale gelmiş ki?" diye soran Kentaro'ya yine tıpkı Senzo'nun sözleri ile cevap veriyorsun. Kiyomori'nin tek kelime etmediğini hatta direnmediğini ve bu yüzden de neler olup bittiğini bilmediğini anlatıyorsun. Son olarak Kentaro, Kiyomori'nin iadesinin sebebini sorduğunda ona cevap olarak Konoha'nın bu iade karşısında Kusagakure'ye kaçaklar konusunda yardım sözü verdiğini, ayrıca Kusagakure tarafından aranan her shinobinin yakalanırsa Kusagakure'ye iade edileceğini söylüyorsun. Sorular bittiği sırada da iki görevlinin yanında gelen Kiyomori geliyor...

Yolculuğunuz ilk olarak Kawakami Kasabası'na, oradan da Abeno Ovası'na varıyor. Ovayı aşıp Ateş Ülkesi'ne girdiğinizde, orman sizi karşılıyor. Bu ormanı biraz geçtikten sonra ilk handa duruyor ve akşam yemeğinizi yedikten sonra dinlenmeye çekiliyorsunuz. Yolculuğunuz epey sessiz bir şekilde geçiyor ve sıkıntı konuşmalarınızı yolculuğun bundan sonraki kısımlarına kendini taşıyacak gibi görünüyor. Bunun ilk kanıtı ise, ilk kez sana bir şey sorarak konuşmuş olan Kiyomori oluyor. Kentaro ve Hana kendi odalarında oldukları için onların uyanıp uyanmadığını tam olarak bilmiyorsun. Kiyomori ise senden bir cevap bekler gibi sana bakıyor dik dik. Ancak bu bakışların düşmancıl olduğunu söylemek de imkansız. Yani bakışlar tamamen Kiyomori'nin mizacı. Son olarak, elindeki haritaya göre, birkaç günlük yolunuz bulunuyor. Tabi bu tamamen sizin ilerleme hızınıza göre değişebilecek bir durum.

Kapalı konu
Pasiflik süresi 48 saattir.

Re: [Takım Haze] Konoha Yolculuğu

MesajGönderilme zamanı: 03 Mar 2015, 21:41
gönderen Kyogi Haze
"Konuşabiliyormuş." Şişmiş suratıyla ne amaçla olduğu bilinmez bir gülümseme oluşturdu.Alaycı en yakın tanımdı aslında.Kısık gözler,dişlerinin ancak yarısını gösteren bir dudak şekli.Bu güvenin kaynağını bilmiyordu Haze..Rahat bir tavır takınmak için duvara yapıştı.Kısa duraklamalarla Kiyomori'yi inceledi.Kaçak shinobiyle aynı odada uyuduğunu düşününce irkiliyordu istemsizce.Gecenin karanlığında,o gözlerin üzerinde dolaştığını hayal etti.Hakkında gram bilgiye sahip olmadığı doujutsu.Gözlerine odaklandı.Haze üzerinde belirgin bir etki sağlamıyordu aslında.Yinede birkaç saniyeden fazla baksa dipsiz bir uçuruma düşecekmiş gibi hissediyordu.Gerilimi arttırmadan göz temasını kesti ve muhtemelen bu odada ki tek güvencesine,mühürlere kaydı odağı.Kiyomori'nin insan dışı görünümünü destekleyecek şekiller neredeyse tüm vücudunu sarıyordu.Göğsü,karın bölgesi,bacakları.Kendisini sapık gibi hissetti bir an.Fakat ne farkederdi ki ? Kusa shinobileri onun gücünü başarıyla bastırmış olmalıydı.İpler şimdilik Takım Haze'nin elindeydi.

Tereddütleri mühürlere rağmen varlığını koruyordu aslında.Kaçak shinobiler hakkında tutulan kayıtların çoğunlukla duyumlardan ibaret olduğunu tecrübe edinmişti Haze.Bu noktada Kiyomori hakkında herşey birer varsayımdı.Güç seviyesi de buna dahil.Üstüne kaçak shinobinin direnmeden ele geçirilişi eklenince Haze'nin paranoya motoru kendini çalıştırıyordu.Mühürlerin onu bir şekilde bastırdığı açıktı fakat yeterliliklerini tamamen bir muamma olarak görüyordu.Senzo'nun bu konuda verdiği garantilere güvenemezdi.Acı olan şey ise Kiyomori işleri aksatırsa,Haze'nin elinde skoru eşitleyecek tek bir silah dahi yoktu.Adamı yakalamak için yollanan shinobi sayısını duyunca ağzı açık kalmıştı zaten.Kendini sakinleştirmeye çalıştı.Şüpheye gerek yok,köy zaten bunu düşünürdü.

Askıya astığı üniformasına uzanarak cebindeki Konoha haritasını çıkardı.Köyden başlayıp Kawakami kasabasına,ardından Abeno ovasına uzanan belirgin bir çizgi çekmişti.Son olarak Ateş ülkesine,tam olarak bulundukları hana.Sınırı geçtiklerinden beri birşeyler hissetmekten korkuyordu Haze. Geçen saatler sonrasındaysa birşey hissetmiyor oluşu canını sıktı.Ne tanıdık geliyordu buralar,ne de bir yabancı gibi atıyordu adımlarını.Konoha'ya yaklaştıkça bu rahatsızlığının artacağını biliyordu.Yabancı olmak istiyordu Haze.Bir yer gördüğünde garip bakışlar atmayı hatta.İçinde bulunduğu durumun bunu desteklediği söylenemezdi.Şayet Alev ülkesinin ikliminde,Kusa'dan birşeyler bulmak mümkündü.Yeşilliğe alışıktı.Diğer yandan Kentaro..Kapıda söylediği sözler,ilk buluşmalarında olduğu gibi belirli anlarda çınlıyordu kulağında.Senin köyün. Sessizlik kararını bozmamış olmasına rağmen içinde köpüren siniri her yanında hissetmişti Haze.Takımı ona fiziksel yorgunluktan ziyade kucak kucak zihinsel çöküntü sunuyordu.Kendi sorunlarıda eklenince,Haze kendisini toplamaktan vazgeçmişti.Yalpalayarakta olsa ilerleyecekti nasılsa.Yapabildiği tek şey Kentaro'nun ileride söyleyeceği kelimeleri tahmin edip sabrını sağlamlaştırmaktı.

Kiyomori'nin bakışlarını yakaladı.Anlamsızdı,çıkarım yapabileceği birşey değildi daha doğrusu.Haritayı kısaca inceledikten sonra tekrar cebine koydu. "Hazırlan.Birşeyler atıştırıp yola çıkacağız." Üniformasını özenle giydikten sonra alınbandını bağladı.Yüzünde Konoha'ya ait genetik bir saçmalık olup olmadığını merak etti.Öyleyse,onu buradaki insanlardan ayıracak tek şey sıkı sıkı düğümlediği alınbandı olacaktı.

Kiyomori aşağı inmeye hazır olduğunda onunla beraber çıkacaktı.Çocukların kapısına sertçe vurduktan sonra alt kata yönelebilirdi.Kaçak shinobiyi insanlardan,özellikle öğrencilerinden uzak tutmaya özen göstermişti Haze.Yine hanın en uzak köşesine yönelerek Kiyomori'yi tek başına oturtacaktı.

Re: [Takım Haze] Konoha Yolculuğu

MesajGönderilme zamanı: 06 Mar 2015, 22:01
gönderen GM - Naruto
Çocukların kaldığı odaların kapısına sert darbeler vurarak onları uyandırıyor, içeriden gelen sesler sayesinde uyandıklarına emin oluyor ve aşağıya iniyorsun. Hemen peşinde Kiyomori seni takip ediyor. Ona her ne kadar hazırlanmasını söylesen de, onu teslim aldığınızdaki gibi, altında yer yer yırtılmış bir pantolon ve çıplak üst kısmı ile aşağıya iniyor. Bu durum seni de pek rahatsız etmiyor aslında. Sonuçta onun bir suçlu olduğunu bildiğin için, ona karşı içinde hiçbir acıma duygusu oluşmuyor.

Kendinize bir masa seçmenizin ardından Kiyomori ile karşılıklı bir şekilde oturuyorsunuz. Ona duyduğun güvensizlik nedeniyle, ekipmanların saniyeler içinde ulaşacağın bir noktada bulunuyor. Kiyomori'nin en ufak ters bir hareketinde onu etkisiz hale getirebilmek için bunu yapıyorsun ve bunu da Kiyomori'nin gözüne soka soka yapmaktan çekinmiyorsun. Kiyomori ise bu durum karşısında buz gibi duruşunu hiç bozmuyor. Ne rahatsız olmuş bir tavır ne de sinirli bir hal gösteriyor. Şu ana kadar tamamen başka bir dünyada ve tek başına yaşıyor gibi bir görüntü çizmenin ötesine gitmiyor.

Merdivenlerden inen öğrencilerini gördüğünde, ilk dikkatini çeken iki öğrencinin yeni uyanmış olmasına rağmen yüzlerindeki gülümseme oluyor. Güne enerji dolu başlamış olmaları seni sevindiren bir nokta olsa da, Kentaro'nun seninle göz göze geldiği anda suratını asması özgüvenine inen bir darbe oluyor. Hana ise gülümsemesini tebessüm seviyesine indirgemiş olsa da Kentaro gibi katı bir tepki vermemesi seni rahatlatıyor. Onlara elinle oturmaları gerektiği masayı işaret etmenin ardından, Kentaro sana sırtı dönük bir şekilde oturuyor. Hana da onun tam karşısına oturuyor. Oturduğunuz masa ile çocukların masası arasındaki mesafe Kiyomori'nin herhangi bir hamle yapmasına olanak verecek nitelikte bulunmuyor. Zaten böyle bir harekete kalkışsa bile, sadece saniyeler içerisinde onu engelleyebilme ihtimalinin olduğunu da biliyorsun. Öte yandan Kiyomori sadece önüne bakarak oturuyor ve çocuklar hiç de ilgisini çekmiş gibi durmuyor.

Karnınızı doyurma faslı senin için dikkatli olma ve sıkıntıya girme arasında geçip gidiyor. Doğduğun topraklara yaklaştıkça zaten Kiyomori'nin kurmuş olduğu baskının giderek arttığını hissediyorsun. Buna bir de Kentaro'nun sert tavırları eklenince, zaman zaman düşüncelerinle boğulduğunu hissediyorsun. Yine de ideallerin ve emellerin nefes almanı sağlıyor ve yaşamaya devam edebiliyorsun. Karınlarınız doyduktan sonra da tekrar ilerlemeye başlıyorsunuz ormanlık alanda. Güneş henüz daha içinizi ısıtmaya başlamamışken, ormanın yarattığı doğa ile Güneş size daha uzak bir hal alıyor. Soğuk teninizi ürpertmeye yetse de, birkaç dakika sonunda ısınacağınızı düşünüyorsun. Orman epey sıkı olduğu için de, ilerlemeyi dar ve tehlikesiz görünen bir patikadan yapıyorsunuz. Şu aşamada istediğin formasyonda ve hızda ilerleyebilirsiniz.

Re: [Takım Haze] Konoha Yolculuğu

MesajGönderilme zamanı: 08 Mar 2015, 22:08
gönderen GM - Naruto
Kapalı konu
İlk pasiflik uyarısı geliyor...

Geldi.

Re: [Takım Haze] Konoha Yolculuğu

MesajGönderilme zamanı: 09 Mar 2015, 12:20
gönderen Kyogi Haze
Ortalama bir migren ağrısından farksız.Gerçi o lanet ağrının ortalaması ne olur fikri yoktu.Üvey annesi krizlerinde,sevmediği Haze’den bile yardım umacak duruma düşerdi.Kendisine baktı.Kentaro’nun onu görünce yitip giden gülüşü gözlerinde tekrarlanırken bakışları Kiyomori’ye kayıyordu.Bu bok çuvalı kendisini,beyninde kapattığı ufak dünyadan sıyırıp Haze’ye birkaç tavsiye verse dinlerdi,bundan şüphe duymuyordu.Şunu yap,bunları söyle,orada geri adım at.Haze’ninde beynine ağrılar saplanıyordu lakin buna acı diyemezdi.Kentaro’nun sevgisini kazanmak istiyordu,sevgisinden önce güvenini hatta.Sadece ‘nasıl’ kısmının tamamen bir boşluktan ibaret oluşu onu deli gibi titretiyordu.Zamana bırakınca başaracağına inandırmıştı kendini.Lakin bu çaresizliğe vurulabilirdi.Fazla optimist davranmıştı bu konuda.Zamanla ne Kentaro yumuşamıştı nede evren bunu ister gibi duruyordu.Konoha’ya gitmeleri önüne yıkılamayacak şüpheler koymuştu.Bu görev onun ayağına geldiğinde reddedemezdi.Görevleri keyfine göre tercih etmemişti bugüne dek,nerede ihtiyaç duyulursa oradaydı Haze.Bunu öğrencilerine anlatmak için uygun cümleler yoktu dünya üzerinde.Köyü için çabalarken kabahatli konuma düşmüştü yani.

İki masa basit yemeklerle süslendiğinde Haze’nin kaçak shinobiden farkı kalmamıştı.Boş bakışlar,sabit bir duruş.Ölümüne bir dövüşün içinde gibi gerilmişti.Sağ eli tüm hana duyururcasına bacağına dayalı,ekipman çantasına bir uzanımlık mesafedeydi.Sol eliyle beceriksizce yemek yesede tereddütle hareket ediyordu.Kiyomori’nin öğrencilerine atıldığı senaryoları çoktan kurmuştu çünkü Haze.Zihni o bulanık ve çökük haline rağmen paranoyaklık noktasında yine aynı başarıyı gösteriyordu.Ağzına birkaç lokma attı,açlığını gidermekten çok sabahları dilinde oluşan iğrenç tadı gidermek içindi bu.Sonrası ise iki masa arasında dolaşan bakışlardan ibaretti.Kiyomori’yi çözmeye çalışmaktan vazgeçmişti bu noktada.Gereksiz bir yük oluşturuyordu gözünde.Mühürlerle kaplı çıplak vücuduna,altına geçirdikleri paçavra pantolona baktı.Onu ne kadar rezil bir şekilde tanımlarsa o denli rahatlayacağını biliyordu.Kendisinin özenli giyimine rağmen kaçak shinobiden çok daha çökük bir durumda oluşuna hiç değinmedi.İşine gelecek şeyleri düşünüyordu açıkça.

Son tabak sesi kulağına ulaştığında Kiyomori’ye eliyle kapıyı gösterdi ve hemen arkasından dışarı çıktı.Saat oldukça erkendi,sabahın soğukluğunu iliklerine kadar hissetti.Geriye doğru kaçamak bir bakış atarken en azından fiziksel olarak kendisini toplamaya çalıştı Haze.Botlarını ve eldivenlerini kontrol ettikten sonra eliyle sırtındaki sopanın metalik soğukluğunu hissetti.Ekipman çantasından çıkardığı kunaiyi alttan alttan kol yenine sokmaya çalıştı.Bunu özellikle öğrencilerinden gizleyerek yapmıştı,kendi sorunlarının onları da tereddüte düşürmesini,korkutmasını istemiyordu.Onlar tarafından takılmadığını bilsede düşünceli davranmak zorundaydı.Ciğerlerini koca bir nefesle doldurdu.Ateş ülkesinin,belkide Konoha’nın havasını.İlerledikçe isim koyamadığı ağırlık onu daha acı bir şekilde ezecekti.İlerledikçe Kentaro daha sert bir duvar olacaktı.Kiyomori birşeyler planlıyorsa,ki Haze planladığından emindi,bunları hayata geçirmek için son şansı olabilirdi.Açık bir şekilde kalan mesafe,Haze’yi cehennemin en doğru noktasına sürükleyecekti.

Kiyomori’den birkaç adım uzaklaşarak öğrencilerinin yanına gitti.Hana’nın yumuşaklığının onu rahatlatamayacağını biliyordu artık.Yeterli olamazdı. “Nagasa Kiyomori sağımdan ilerleyecek.Arkamızdan,birkaç metre sol tarafımdan beni takip etmeniz yeterli.Kentaro tüm dikkatini çevremize vermeni istiyorum,Hana bana odaklanacak.Olurda bir komut verirsem,buna anında tepki vermenizi sağlayacak.Uzak bir ihtimal gibi duruyor ama beklenmedik birşeyle karşılaşırsak tepkinizin pasif olmasını istiyorum.Agresif davranmayacağız.” Yollarının üzerinde bir tehlike varsa öğrencilerini bundan olabildiğince uzak tutmayı amaçlıyordu.Ancak onları tamamen oyun dışı bırakamazdı.Kentaro’nun Haze ile birlikte çevreyi gözlemesi,Hana’nın iki erkek arasında bir köprü görevi görmesi şimdilik düşünebildiği takımca ulaşılabilecek en iyi uyumdu.

"Gidelim." Kiyomori ile aynı hizada çıkışını yaptı.Birkaç dakika hafif tempoda geçerken Haze sonradan hızını arttırarak diğerlerinide buna ortak etti.Konoha'yı tahmini varış süresinde yakalamak istiyordu.Önlerindeki birkaç günlük mesafeyi düşünmekten kaçındı Haze,Kiyomori'ye özenircesine zihnini kapatmaya kendisini düşüncelerden arındırmaya çalıştı.Gözleri önlerindeki alanı tararken ara ara Kiyomori'ye attığı bakışlarla kontrolü elinde tutmaya çalışıyordu.Ağaçları kullanarak ilerlemekten kaçınmıştı.Takımda iki taijutsu odaklı shinobi olduğu düşünülürse,en azından kendisi için doğru tercihin bu olduğunu biliyordu.

Re: [Takım Haze] Konoha Yolculuğu

MesajGönderilme zamanı: 09 Mar 2015, 20:59
gönderen GM - Naruto
Kiyomori'ye kapıyı işaret etmenle birlikte, yerinden yavaşça kalkıyor adam. Tam bir uysallık emsali gibi yavaş adımlarla ilerlese de bu tavrı ona garip bir mistiklik de katmıyor değil. Zaten sırf bu yüzden bir türlü temkinli davranamayışın esas sorunun oluyor. Bunun üzerine bir de Kentaro'nun tavrı eklenince, gerçekten de migren senin için kaçınılmaz oluyor.

Dışarıya çıkıp formasyonu ayarlıyorsun. Kunaiyi kolunun iç kısmına, ne zaman istersen sadece göz açıp kapayıncaya kadar çıkarabileceğin bir konuma getiriyorsun. Sen her ne kadar öğrencilerinin bunu fark etmesini istemesen de Kiyomori'nin bakışları çoktan senin kol kısmında oluyor ve bu hareketini ondan gizleyemediğini görüyorsun. Aslına bakarsan, bu yakalanma senin için iyi bile oluyor. Zira Kiyomori'nin seni rahat biri olarak görmüyor oluşu, muhakkak ki eğer aklında bir plan varsa bile bunu iki kere düşünmesine sebep olacaktır.

Konoha'ya doğru ilerlemeniz temponuzu arttırarak sürüyor. Sen her ne kadar formasyon için konuşmuş olsan da öğrencilerin bu direktiflerine uymak dışında seni onaylayan bir cümle kurmuyorlar. Kentaro etrafını sürekli gözlemeye devam ederken yüzünde huzursuz bir ifade hasıl oluyor. Hana ise çekingen bir şekilde sana ve adımlarına odaklanmış görünüyor. Bu sıralarda ise kulağına gelen bir fısıltı ile irkiliyorsun. Fısıltının ne dediğini anlamasan da yüzünü Kiyomori'ye çevirdiğinde, adamın sıradışı gözleri ile sana baktığını görüyorsun. Bu bakışlar pek bir canlılık göstermiyor olsa da yine de içini titretmeye yetiyor. "Konohalısın değil mi diye sordum." diyor fısıltı halinde Kiyomori, ilk fısıltısını açıklarken. Bu fısıltı öğrencilerinin duyabileceğinden daha kısık oluşu, Kiyomori'ye sesini duyurma şansı vermiş oluyor. Bu şansını kullanmaya devam eden Kiyomori "Gözlerim mühürlü olsa da hala görebiliyorum. Gördüğüm şey ise var olduğu yere dönen ve bunun ürkekliği ile yanan bir shinobi. Haksız mıyım?" diye soruyor. Başını tekrar öne çevirirken, Kiyomori'nin puslu sesi adeta bir sis gibi çöküyor üzerine.

Re: [Takım Haze] Konoha Yolculuğu

MesajGönderilme zamanı: 09 Mar 2015, 21:45
gönderen Kyogi Haze
Mitsuko,yaşamı boyunca savaştığı uykusuzluğu.Fuka,kitaplar arasında kendine yeni bir evren yaratması.Gözlerini Kiyomori'ye kilitlerken kendi kanından,bu dünyada kendisine en yakın olan iki ismi düşündü.Ruh hallerini,tavırlarını,engelleri aşma yöntemlerini.Kendi hayatlarına gömüldükleri anları.Onlara örnek biri olmak için kendine giydirdiği kişiliği,baştan savma otoriter karakteri.Kardeşlerini ne kadar düşündüyse,onlarla olan yapay yakınlığınıda o denli kurcaladı.Haze derin bir insan olduğunu söyleyemezdi.Basmakalıp ilkelerle yoğrulmuş,hayatını belli birşeye adamış bir shinobi.Geri kalan herşey için belirgin bir at gözlüğü takmıştı.Son günlerini hızlıca andı,birkaç hafta öncesine dek hatta.Shikibanzo ile ormandaki diyaloglarını..Onun isim takıntısını en azından kendisi için yendiğinden beri Haze insan farklılıklarını anlıyordu.Dostunun üzerine sorumluluğu altındaki iki genin eklenince Haze ilk kez bu kadar soyut şeyler üzerine eğilmek zorunda kalmıştı.Yaşça büyüktü ancak zihnen olgunlaşmadığını farkediyordu.İnsanların kendileri için ördüğü duvarları görüyordu.Bir tür savunma mekanizmasıydı belkide bu.Haze'nin kesinlikle sahip olmadığı birşey.Herşeyi 'ama ben çabaladım' cümlesi ile savuşturabileceğini düşünen biri için çok çok uzak hissiyatlar.Ve bu çabalama esnasında,iliğine kadar tüm noktalarını ortaya döküyordu Haze.Geride tuttuğu tek özelliği,Konohaydı.Sadece geride tuttuğu.Gurur duymamıştı kökeninden,aynı şekilde utanacak birşeyde bulamamıştı.

Kendi duvarlarını örmesi gerektiğini düşünüyordu.Geçte olsa,son günleri tekrar yaşamamak için buna ihtiyacı vardı.Konohalı olduğunu sadece hareketlerinden anlayabilen Kiyomori..Özel bir yöntem kullandığını,üzerinde fazla düşündüğünü sanmıyordu sözlerini sarfederken.Dışarıya fazla açıktı,han sahibinin onu aynı şekilde okumuş olması şaşırtıcı olmazdı hatta.Haze gerçektende var olduğu yere dönüyordu ve deli gibi yanıyordu.İlk kez içinde büyüyen şeyden korkacak derecede yanıyordu.Tek başına olsaydı bununla başa çıkabilirdi.Göz ucuyla Kentaro'ya,Hana'ya baktı.Konoha sınırını geçtikleri anda Kentaro'nun ona atacağı bakışları kurguladı,her hareketini adım adım izleyeceğini biliyordu.Ve lafını esirgemediğini şu ana dek çok iyi anlamıştı Haze.Tek hatasıyla ufak geninler ile arasına aşılamayacak engeller koymaktan korkuyordu.Haze'yi shinobi olarak öne çıkaran bir özelliği varsa,bunun aldığı eğitimlerden geldiğine emindi.Hiç yoktan kişiliğini oturtan şeyler öğrenmişti.Endişesinin en uç noktasıda buydu zaten,Hana ve Kentaro için bu şartları sağlayamamak.Bu önemli evrelerini tamamen boş bir eğitmenle geçirmeleri..

Kiyomori ile diyalog kurmayı sorgulamadı Haze.Doğru yahut yanlış,üzerinde düşünecek takati yoktu.Sadece sesini öğrencilerinden sakınmaya çalıştı. "Büyüdüğüm,yaşadığım köyden doğduğum yere gidiyoruz." Kaçak shinobinin şüphesini doğrulamanın getirilerini merak ediyordu.Gömüldüğü sessizlikten kurtulmasını istiyordu Haze.Görevi sadece onu teslim etmek olsada,tüm dertlerinin yanında meraklı olmak gibi bir zımbırtısıda vardı.. "Sen ürkmüyor musun ? Tamamen bastırılmış bir şekilde oraya dönmekten ? " Konuşma bahanesiyle kafasını dağıtmayı amaçladı.Cümleleri shinobiye giderken ifadesiz bir suratla arkasına baktı.Takımının verdiği sözlü olarak emirleri onaylamasada birebir uygulaması onu rahatlatıyordu.Kentaro’nun huzursuzluğu ve Hana’nın sönük haline rağmen…Her şekilde Haze kol yenine soktuğu kunai ile Kiyomori’ye durumu açıkladığını düşünüyordu.Tek bir kunainin Kiyomori gibi birini korkutmayacağını biliyordu elbette.Sadece tedbirli olduğu görüldüğü için durumdan memnundu.Onu eksi tarafa düşürecek tek şey dalgınlığıydı ki Konoha mevzusundaki cevabını net bir şekilde vererek bu konuda konuşmaya değer birşey bırakmamıştı Haze.Tek yapması gereken kafasını başka bir noktaya odaklayarak çevresine sunduğu dikkati arttırmaktı.

Re: [Takım Haze] Konoha Yolculuğu

MesajGönderilme zamanı: 10 Mar 2015, 20:05
gönderen GM - Naruto
Cümlelerin Kiyomori'nin yüzünde belli belirsiz bir tebessüm yaratıyor. Göz açıp kapayıncaya kadar kaybolan bu gülümsemenin gerçekten oluşup oluşmadığını bile sorgulayabiliyorsun. Göreve başladığınızdan beri asık ve donuk bir suratla duran Kiyomori'nin bu anlık tebessümü elbette garip geliyor. Fakat Kiyomori tekrar eski yüz haline büründüğünde, sorgulaman gereken bir şeyin olup olmadığını bile bilemiyorsun neredeyse. Sakin ses tonunu koruyan Kiyomori "Bu kadar kasılmana gerek yok. Ne sana ne de çocuklara zorluk çıkarma derdindeyim. Tek isteğim bir an önce Konoha'ya varıp, muhtemelen çürüyene kadar zindanda kalmak." diyor. Yine öğrencilerinin bile duyamayacağı bir sesle bunları söyleyen Kiyomori birkaç nefes alıp veriyor. Her aldığı nefesi sanki ilk nefesiymiş gibi ve her verdiği nefesi de son nefesiymiş gibi veren Kiyomori birkaç adımın sonunda "Oraya geri dönme konusunda bir çekincem yok. Oradan nasıl ayrıldığımı ve nasıl geri döndüğümü düşündüğümde, olacakları tahmin etmek çok da zor değil. Bu yüzden ürkmemi gerektiren bir şey de yok." diyor. Ancak bir anda adeta bir kartalın keskin gözleri gibi sana çevirdiği gözleri, senin elinde tuttuğun kunaiyi bir anda Kiyomori'ye saplama hissi doğuruyor. Kiyomori ise gözlerindeki bu çılgınlığa engel olmadan ve senin harekete geçmene fırsat vermeden "Ama sana bir şey söyleyeyim. Bu bastığımız toprakta ölen onlarca çocuğu düşündükçe, ürpermemek elde değil!" diyor. Bu cümlelerin bitmesi ile bakışları eski haline dönerken kafasını da öne eğiyor ve sanki gerçekten de ölü çocukların cesetlerine basmak istemezmiş gibi parmak uçlarında yürüyerek ilerliyor.

Kiyomori'nin bu usul adımları Kentaro'nun dikkatini çekiveriyor hemen. Bulunduğu noktadan "Hey Konoha pisliği! Düzgün yürü!" diye çıkışıveriyor. Ancak cümlesini öyle akıllıca vurguluyor ki, ister istemez Kentaro'nun bu cümlelerini üstüne alınıyorsun. Kafanı hafifçe ona doğru çevirdiğinde ise, onunla göz göze geliyor ve bu cümlenin gerçekten sana söylenmiş olduğunu düşünmeye başlıyorsun. Kentaro ise birkaç saniyelik göz teması ile yetinerek tekrar etrafına bakınmaya başlıyor.

Yaşanan bu ufak olayın ardından Kiyomori adımlarını normal haline getiriyor ve göz ucuyla seni keserken "Zor değil mi? Kendini insanlar kanıtlamak, onların sana güvenmesini sağlamak... Biliyorum, çok zor." diyor kısık sesiyle. Ardından ufak bir esinti ile cümleleri de az önceki konuşma arzusu da dağılıyor Kiyomori'nin. Tekrar o sessiz, donuk ve korkutucu havasını kazanırken, tüm yaşananlar ve söylenenler zihninde dolanmaya başlıyor.

Re: [Takım Haze] Konoha Yolculuğu

MesajGönderilme zamanı: 13 Mar 2015, 03:24
gönderen Kyogi Haze
Haze,Kiyomori’nin dinginliğine boğazına dek battı.Attığı adımlar robot gibi istemsizce birbirini kovalarken zihninin buna uyum sağladığını hissedebiliyordu.Düşünceleri,fikirleri hala varlıklarını hissettirselerde bir an için bunları geri plana attı Haze.Yapabildiği tek hamle Kiyomori’yi ifadesiz bir şekilde süzerek yoluna devam etmekti.Mühürlerle kaplı suratta oluşan gülümseme..O kadar ani sonlanmıştı ki Haze yapması gereken çıkarımı kavrayamıyordu.Ne şüphesini harladı bu gülüş ne de onu bulandığı donukluktan kurtarabildi.Handaki durumu düşündü.Kaçak shinobinin berbat görünümü onu fazlasıyla memnun etmişti,rahatlıkla hatırlayabiliyordu bunu.Ancak şimdi o memnuniyetten arınmış bir şekilde kendini Kiyomori’nin akışına bırakmıştı.Şahit olduğundan dahi emin olmadığı gülümsemenin ardından sessizliğini koruyarak kulağına ulaşan kelimelere odaklandı.Sözcüklerden istediği anlamı çıkarmaktan çok uzaktı Haze.Kiyomori’nin her anını özel olarak yaşadığını görebiliyordu sadece.İçine çektiği nefes Haze’nin yahut öğrencilerininki ile karşılaştırılamayacak kadar farklıydı.Ölen bir insanın son nefesi yahut yeni doğmuş bebeğin ilki.İki seçenek arasında sallandı.

Düz düşünürdü Haze.Kurallar,emirler sebeplerden yoksun şekillerde zihninde yer ediniyordu.İsimleri nitelendiren kelimelerde yolundan şaşmadan belirli hisleri uyandırırdı.Üst rütbeli insanlar istisnasız saygıyı,daha alt tabakalar tam anlamında olmasada sevgiyi ve hoşgörüyü..Sorguladığı anlar oldu.Kentaro ile laf dalaşına girdiğinde sinirinin,hissetmesi gereken sevgiyi örttüğünü biliyordu mesela.Eve kapandığı dönem bu ikilemle uğraşma zorunda kalmıştı.Shikibanzo’ya köyden kopmayı düşündüğünü söylediği an muhtemelen bu sorgulamaların en üst noktası olmuştu.Benzer bir anı yaşıyordu.Kaçak bir shinobi olsa bile Kiyomori’nin ruh halini anlamak istedi.Durumunu kabullenmiş gibi duruyordu,pes etmişti.Elde ettiği sonuca tamamen sarılmadı Haze.Çarpık zihni bu şekilde çalışmıyordu ve bu yaşına dek kaçak shinobi tanımlaması tamamen negatif düşüncelere itmişti onu.Kiyomori’nin içinde ona sempati duymasını sağlayacak bir şey yoktu.Haze’nin kalın kafasına girebilecek hikayeler sunmuyordu.Fakat Haze her bir hikayesini delicesine merak ediyordu.Onu bu noktaya iten tüm olayları,neler yaşadığını..Kabullenmek istemesede onunla ortak bir noktada buluşabileceğini hissediyordu.

Ruhunu ıslak bir battaniye gibi sarmış soğukluk Kiyomori’nin hamlesiyle uçup gitti.Siyaha bulanmış gözleri zaten fazlasıyla rahatsız ediciyken bakışlarına kattığı keskinlik Haze’nin parmaklarını kunaisine itmişti.Toprak,ölü çocuklar..Kastedilen şeyden fazlasıyla uzak olsada sözcükleri görüntüye dökmek için bunu anlamaya ihtiyacı yoktu.Hazırlıksızdı Haze.Kiyomori ile konuşmaya,onu çözmeye fazlasıyla dalmıştı.O an adımlarını durdurabilse yapardı.Ancak beyninde yankılanan tek emir,bileğindeki kunainin karşısındaki shinobiye saplandığı senaryoyu hayata geçirebilirdi.Dışarıdan fikirlerinin ne kadar belli olduğunu bilmiyordu.Emin olduğu tek şey Kiyomori’nin kontrolü ele geçirdiğiydi.Bakışları Haze’yi nasıl saldırmaya ittiyse,sözleri aynı şekilde onu durdurmuştu.Yüzündeki kasları tekrar hareketlendirdi.O an hissettiği şeylerin birleşiminden nasıl bir surat oluştuğunu merak ediyordu.Parmaklarını metalden ayırırken en azından tekrar kendi hakimiyetini kazanmaya çalıştı.

Gıcırdayan dişler,hızla atan kalbi,siniri.Kentaro’ya bakışı tamamen boş olsada tam olarak bunları yaşıyordu.Henüz Kiyomori’ye tepki vermemişken öğrencisinin sözleri onu çok farklı bir yere götürmüştü.Sesindeki vurgu…Konoha pisliği.Kendisine söylendiğini varsaymak için alıngan biri olmaya gerek yoktu.Kararından dönmedi Haze.Kentaro ile Konoha konusunda konuşmayacaktı.Sınırları zorlasada,Haze’yi sinirden deli etsede susacaktı.Yeni bir karmaşa öğrencisi ile ilişkisini geri dönüşü olmayan bir noktaya götürecekti.

Sadece Haze ile Kiyomori'ye ait boşluk muhtemelen son cümleleri taşımıştı kulağına.Kiyomori’nin işlediği suçları düşündü.Yaptığı canilikleri,döktüğü kan miktarını.Ondan iğrenmesi için onlarca sebep olduğuna emindi.Buna rağmen kendisini anlaması ona büyük bir haz veriyordu.Zordu.Çekip gitme,boşverme seçenekleri tamamen silinmişken,birinin güvenini kazanmak eziyetten farksızdı.Eksi puanlardan başladığını da hesaba katınca yolun sonunu göremiyordu Haze.Başını hafifçe çevirerek öğrencilerine baktı.Bu sefer gerçekten boştu bakışları.Birşey hissetmiyordu,sadece sahip olmak istediği şeyleri hatırlatıyordu. “Hızlanalım.” Sesini öğrencilerine duyurduğundan emin olduktan sonra önüne döndü.Gözleri yine ara ara Kiyomori’ye kayıyordu.Eski haline dönmüştü.En azından şimdilik onunla konuşmanın mümkün olmadığını biliyordu.Silkelendi Haze,zihnini bu sefer kendine ait bir durgunlukla doldururken görevine odaklanmaya çalıştı.Koşarken tüm dikkatini çevresine vermek istiyordu,bu sırada tüm cümleleri sindirme fırsatı olacaktı.

Re: [Takım Haze] Konoha Yolculuğu

MesajGönderilme zamanı: 13 Mar 2015, 19:48
gönderen GM - Naruto
Tek kelimelik cümlen sadece öğrencilerini değil Kiyomori'yi de etkiliyor. Onun da adımları hızlanmaya başlarken etrafındaki en ufak bir hareketin bile dikkatini çekeceğine emin oluyorsun. Kafanda biriken ve söylendikleri anlamlar dışında başkaca da anlamlar barındıran cümleleri çözmek yerine, tüm düşünceni gelebilecek en ufak bir saldırı tehdidine odaklıyorsun. Bu odaklanma ile kafandaki düşünceler parça parça birbirinden ayrılıyor ve zihninin derinliklerine doğru ilerliyor. Her ne kadar bu parçalar uzunca bir süre yok olmayacak olsa da şimdilik sana engel teşkil de etmiyor. Şükür ki merak duygun henüz daha kontrol edilebilir bir seviyede oluyor ve bu yüzden de ilerlemeniz sorunsuz bir şekilde gerçekleşiyor.

Hızlı adımlarınız durmadan devam ediyor. Ne kadar yol gittiğinizi ancak Güneş'in hareketinden anlayabiliyorsunuz. Yaklaşık yarım gündür ilerliyorsunuz ve bu ilerlemenizde tek konuşma, bundan saatler önce yapılanlar oluyor. O andan bu ana değişen tek şey de suskunluk oluyor zaten. Geçtiğiniz topraklar hiçbir şekilde farklılık göstermiyor. Aslında bu tablo sana bu dünyadaki en büyük illüzyonu anlatıyor. Doğanın insanlara gösterdiği aynı kareler... Her bir ağacın yaprağı birbirine benzer şekilde ve kesinlikle gerçek. Ahmak bir shinobi olsaydın eğer, bunu gerçekten bir genjutsu sanman olası olurdu. Fakat mevcut durumun doğadaki bu değişmez yeşilliğin gerçek olduğunu anlamanı sağlıyor. Öte yandan takımındaki çocuklar da bu zekilikten nasibini almış duruyor. Her ikisi de elinden geldiğince -Hana her ne kadar pek öyle durmasa da- temkinli bir görüntü çiziyor. Bu da rahatlamanı sağlasa da yine de tedbiri elden bırakmıyorsun.

Kiyomori hızlı adımlarını giderek yavaşlatırken yine senin duyabileceğin bir şekilde "Yoruldum, dinlenmek istiyorum." diyor. Suratına şöyle bir baktığında, bir at kadar sağlıklı olduğunu gördüğün Kiyomori'nin bu isteğine anlam veremiyorsun. Bir bahane olarak değerlendirebileceğin bu isteğine karşı yüzünde sert ve şüpheci bir ifade oluşuyor istemsizce. Kiyomori ise bu ifadeyi tam anlamıyla çözmüş olacak ki "Mühürler... Beni içten tüketiyor. Yoksa daha önce söylediğim gibi... Ne kaçma ne de size zarar verme derdindeyim." diyor. Bir takım kaptanı olarak karar verme görevin bu aşamada kendini gösteriyor. Kiyomori'nin isteğine uyup durabilir veya onu ilerlemeye zorlayabilirsin. Öğrencilerin ve sen son derece zinde duruyorsunuz, yani sizin için şu an dinlenmenin hiçbir anlam ve mantığı bulunmuyor.