1. sayfa (Toplam 1 sayfa)
Yeşil Yaprak

Gönderilme zamanı:
07 Şub 2015, 15:01
gönderen Kyogi Haze
Out: Şikibanzo ile bana aittir.
Kentaro'nun gidişini izledi.Haze'nin karşısında beton gibi olan çocuk,arkasını döndüğü gibi gülümsemeye başlamıştı.Sinirle çatıdan atladı Haze.Elleri cebinde,batmakta olan güneşle birlikte dükkanlarını kapatan insanların arasına süzüldü.Bağrışmalar,koşarak sağa sola giren insanlar.Hepsinin arasında ufak adımlarla yürüyordu.Bitkinliği yüzünden okunurdu herhalde.Fiziksel olarak sağlamdı ancak zihni çalışma yetisini tamamen kaybetmişti.Boş görünen birkaç sokağa daldı.Kusa'nın rahatlatan karmaşası bugün onu yormaktan başka birşeye yaramıyordu.
Başını olabildiğince eğdi.Birkaç saat önce bu sokaklarda dik,güven dolu bir şekilde yürüyordu.Şimdiyse birinin çıkıp ona 'Konoha' demesinden korkuyordu.Deli gibi hemde.Tutamazdı kendini Haze.Biri daha onu Konohalı olmasıyla yargılarsa,Kentaro'nun iğnelemelerinde olduğu gibi,bu topraklara birinin cesedini gömerdi.Bugün nelerin değiştiğini anlamaya çalıştı.İnsanların önyargılarına alışıktı.Tüm bu shinobi sisteminde,her türlüsünü gördüğünü düşünürdü.Eğitim gördüğü takımda başlarda dışlandığı günleri net olarak hatırlıyordu.Undei'nin Konoha mevzusu geçtiğinde ona bastığı küfürleri..O koca adamın duvarlarını yıkmış,köye yabancı biri olarak güvenini kazanmıştı.Daha zor ne olabilirdi ki ? Chuunin olduğunda insanların anlayışına sahip olacağını ummuştu. 'Bu çocuk birşeyleri başarmış,köy için emek harcamış.' Güldü,tısladı.Tahmin ettiği gibi düşünen insanlarla karşılaşmıştı elbet.Ufak bir kesim,çok ufak.Kasumikage örneğin.Gerçi onunla Konoha hakkında adam akıllı konuşmamıştı hiç.Kimseyle konuşmuyordu açıkçası.Geçmişten bugüne tüm hareketlerine ufak anlamlar yüklemeye başladı.Köy görevleri yüzünden arkadaşlarından uzaklaştığı,tam olarak bir asosyale dönüştüğü günler..Bundan mı kaçıyordun Haze ? Yargılanmaktan mı çekindin ? Koşuşturduğu sürece insanlarla muhattap olmak zorunda kalmıyordu.Görevler sırasında konuşmayı sevmezdi zaten.Sessizliğiyle bilinirdi,nöbet sırasında pür dikkat gözlemesi garipsenirdi.Konoha mevzusu açılır diye mi konuşmuyordu ? Gerçeklerden kaçsada,kendisini yabancı olması konusunda savunabileceğine ikna etmişti yıllardır.Yaptıklarını öne sürdüğünde aşılmaz bir savunma elde edecekti sözde. Bir buçuk metrelik,13 yaşındaki çocuk yıkıp geçmişti onu.Sadece yerinde durarak hemde.
Sokakları aştı,birkaç çatının üzerinden akarak nerede olduğunu anlamaya çalıştı.Kasumikage'nin ufak evi görünürdeydi.Kendini belli ediyordu daha doğrusu.Aile sıcaklığı.Pencerelerden çıkıp giden ışık,bu sıcaklık Haze'nin zihnine işliyordu.Saçını düzgün bir şekilde toplayarak yitik adımlarını kapıya yöneltti.İçeriden gelen konuşma sesleri..Durdu,dinledi.Aile konusunda canlanan düşünceleri farkedince beklemeden kapıyı çaldı.Daha fazla trajediye gerek yoktu.Sessizlik sonrasında açılan kapı.Kasumikage'nin neredeyse ikizi olan babası dikiliyordu.Birkaç ufak fark dışında,cidden ayırt etmek zordu.Kasumikage'nin yıllar sonraki hali.Haze saygısızlık olarak gördüğü duruşunu düzeltti.Çökmüş omuzları dikleşti,gözleri karşısındaki babaya odaklandı. "Kyogi Haze,Kasumikage'nin arkadaşıyım.Evde mi ? " Pozisyonunu düzeltsede sesi ve konuşma şekli halini belli ediyordu.Kasumikage'nin takım buluşması için çıktığı,evde olmadığı..Gülümsemeyle karşıladı bu cevabı. "Hiezu ormanına gidiyorum.Eğer zamanı olursa,onu beklediğimi söyler misiniz ? " Kasumikage'nin babasından gelen onay cevabı gayet sıcaktı.Başıyla selamlayarak oradan ayrıldı.Ormanın serin havası onu depresif havasından kurtaracaktı,emindi.
Yavaş adımlarından eser kalmamıştı.Hızla aştığı çatılar,korkuluklar sinirini biraz alıyordu.Ardından ağaçlar..Kasumikage ile yaptığı hararetli dövüş ormanın ufak bir kısmında izler bırakmıştı.Tatlıya bağlanmış,daha güçlü bağlar oluşturmuş bir karmaşa.Orada sahip olduğu kontrole bugün erişebilseydi iki geninle arası daha iyi olurdu kuşkusuz.Dövüşün gerçekleştiği alana iniş yaparak,gövdesi sağlam olan bir ağaca dayandı.Ormana hakim olan karanlık,düşünceleri üstünden çekip aldı.Zaman geçtikçe ağırlığını attığını hissedebiliyordu.Dostu gelmese bile,ormanın ona sunduğu yalnızlık genin konusunda çözümü ayaklarına getirecekti.
Re: Yeşil Yaprak

Gönderilme zamanı:
09 Şub 2015, 00:21
gönderen Kasumikage Shikibanzo
Aşırı yorgun bir şekilde yavaş yavaş yürüyordu Kusagakure sokaklarında. Hemen evine varmak ve kendini yatağına bırakmak istiyordu. Uzanmak ve rüya alemine dalarak tüm yorgunluğundan kurtulmak. Shunji ve Mitsunari beklediğinden daha çok yormuştu Kasumikage'yi. Takımı ile tanışacağını öğrendiğinde aklında böyle bir senaryo yoktu. Rahat ve hızlı bir tanışmadan sonra evine dönecek ve ileride yapacakları antrenmanları planlayacaktı. Ancak öyle olmadı. Kafası kanadı, öğrencileri ile dövüştü, dangosunun tadına varamadı, bir kaç kez ''Shikibanzo'' ismi telafuz edildi...
Ayaklarını toprak yolda sürte sürte yavaşça ilerlemeye devam ediyordu. Evinin bulunduğu sokağa girdiğinde ise birden düzeltmişti duruşunu. Derin bir nefes alıp eve girmeden önce son bir temiz hava doldurmuştu ciğerlerine. Malum babası Yamamoto tüm evi duman altı yaptığı için hep buna ihtiyaç duyardı. Ara ara kendi evine çıkması gerektiğini düşünüyordu Kasumikage. Hem daha rahat bir yaşam için. Hem de kendi ayakları üstünde durabilmek için. Ancak henüz bu konuyu açmasını gerektiren bir durum yoktu. Bunu isteyip istemediğinden bile emin değildi...
Yavaşça açmıştı evin kapısını. Saat hafiften geç denilecek duruma geldiği için çok ses çıkartmak istememişti. Yavaşça ayakkabılarını çıkarırken içeriden tanıdık bir ses geldi;
''Haze adında birisi seni sordu Shikibanzo. Hiezu ormanında olacağını söyledi...''
Ses babası Yamamoto'nundu. Haze neden gelmişti acaba? Normalde pek evine uğrayan birisi değildi. O an aklına geldi. O da bugün takımı ile tanışmıştı. Onunla buluşmak iyi gelebilirdi. Fiziksel olarak olmayacak olsa bile mental olarak dinlenmesini sağlayacağı kesindi. Henüz yeni çıkardığı sol ayakkabısını tekrar ayağına geçirdi. ''Kaçtım o zaman ben.'' Yorgunluğu sesinden belli oluyordu resmen. Yamamoto'da büyük ihtimalle anlamıştı bunu ancak konuşmak istememişti. Oğlunun kendinden sorumlu yetişkin bir birey olduğunun farkındaydı...
Hızlandırmıştı adımlarını. Evlerinin bulunduğu sokaktan çıktığı gibi ilk gördüğü binanın tepesine atlamıştı. Hiezu ormanının olduğu tarafa doğru döndüğünde derin bir nefes daha çekmiş ve hızla ormana yönelmişti. Birisi ile konuşmaya ihtiyacı vardı. Normalde babası ile bu tür muhabbetleri daha çok yapardı ancak, Haze'nin yeri ayrı idi onda. Köyde ona saygı duyan nadir arkadaşlardan biriydi. Bu yüzden onu bekletmemeliydi. Hem aklında komik bir soru vardı...
''Acaba onunda takımında sorunlar mı çıktı?''
Oturaklı birisiydi Haze. Disiplini ile genç geninlere gayet iyi örnek olabilirdi. Acaba ne olmuştu? Ormanın sınırlarına geldiğinde ne tarafa gitmesi gerektiğini biliyordu Kasumikage. Hızla yol aldı eski savaş alanına. Haze ile aralarında geçen o kavga belirdi aklında. Sonrasında ise mutlu son. Arkadaşlıklarının sağlamlaşması. Dövüşün gerçekleştiği alana geldiği gibi dostunu görmüştü. Bir ağaca yaslanmış orada bekliyordu Kasumikage. Biraz yaklaştı. Belliydi sıkıntılı bir gün geçirdiği...
''Lanet geninler ha?''
Geldiğini belli etmek ve muhabbete girmek için basit bir cümle olsa da günün anlamına uyuyordu Kasumikage'ye göre...
Re: Yeşil Yaprak

Gönderilme zamanı:
10 Şub 2015, 14:04
gönderen Kyogi Haze
"Lanet geninler." Dostunun cümlesini tekrarlarken acı dolu gülümsemesi kahkahaya dönüştü. "Koca Haze'yi ağaca gömen, 1.50lik ufacık lanet geninler.Evet." Kasumikage'ye baktı.Yüzünden yorgunluğu okunuyordu,hemen ardındaysa üzerinden uzun süre önce atmış olduğu sinirin kokusu geliyordu.Yinede..Rahat gibiydi Kasumikage.Bazı şeyleri sağlıklı olarak atlatmıştı.İki chuuninden biri işleri yoluna sokmuştu anlaşılan.Ağaçtan destek alarak doğruldu ve sırtındaki metal sopayı yere sapladı.Shinobi üniformasını omuz bölgesinden çıkartarak üst kısmını tamamen soydu.Ağaçların arasından üzerine hücum eden esinti rahatlatıcıydı ve bunu olabildiğince teninde saklamak istiyordu. "Yorgunsun.Bu şekilde çağırdığım için üzgünüm." Toprağa gömülü sopayı yumuşak bir hamleyle çıkararak iki eli arasında basitçe dolandırdı.Kasumikage'den geri geri attığı adımlarla uzaklaşıyordu.Onun aksine,Haze'nin vücudunda yorgunluk belirtileri yoktu.Sadece zihni..Dönüp duran düşünceler Haze'yi saatler öncesinde malup etmiş,yerine kilitlemişti.Bu dinginliği atmak istiyordu.Metal sopası ve sağlam duran bir ağaç.Bu ikili hem sinirini atmasına yardımcı olacak hemde onu saçma hislerden uzaklaştıracaktı.
Durdu.Kasumikage'den ziyade ormanı tarıyordu gözleri.Hala birinin çıkıp onu 'Konohalı' diye fişlemesinden çekiniyordu.Yalnızsınız.Orman size ait. Dostunun bu konudaki düşüncelerini tahmin etmeye çalıştı.Konoha aralarında hiç gündem konusu olmamıştı.Olabilecek kadar çok muhabbet etmemişlerdi daha doğrusu.Sadece bildiğinden emindi.Akademi zamanında birkaç kez açığa çıkmıştı çünkü Haze.Yinede..O zamanlar ne farkederdi ki ? Dağınık oturulan sıralar,chuuninlerin anlattığı ve ufak zihinlerin benimsemekte zorluk çektiği dersler.Çocukken sahip olunan haylazlık insanlara karşı önyargıları engelleyen saf bir özellikti.Ormandaki iki chuuninse büyümüştü.Yaş,beyin,olgunluk..Her anlamda gelişmişlikleri gözden kaçamazdı.Bunu önemsiyordu Haze.Ve Kasumikage'nin bu halinden çıkacak düşünce onun için gerçek olandı.
Sesine çocuksu bir ton kattı,yüzü güldü.Kentaro'yu taklit ediyordu. "Sizinle şu an konuşuyor olmamızın tek nedeni senseimiz olmanız." Sopasını elinde pervane gibi birkaç tur döndürdü.Aynı ses tonu devam etti. "Sizin bir Konohalı olduğunuzu biliyoruz Haze-sensei ve bu da her ne kadar senseimiz olsanız dahi size güvenmememiz için yeterli bir sebep." Sırıtması silinirken en yakınındaki ağaca sopasını savurdu.Omuz kasları için yaptığı,belli bir açıyı temel olan basit bir hareketti.Geri çekilirken eski pozisyonunu aldı.Kendi ses tonuna dönsede bu tona katılan siniri,öfkeyi engelleyemedi. "Bundan sonrası,büyük köyler ile Kusa arasındaki savaşı temel alan bir konuşmaydı.Sanırım dökülen kanın suçunu benim omuzlarıma attı.Tam anlayamadım orasını." Gözleri zemine kilitlendi,belirsiz bir noktaya dalgın bakışlar atıyordu. "Onlarla arama duvar ördüm.Sinirlenip işleri batırmış olabilirim." Ağaç dövmenin o kadar etkili olmadığını farkediyordu.Dostuna yöneldi.. "Duvarı nasıl yıkacağımı tek başıma bulacağım.Sadece..Konohalı olmam konusunda ne düşündüğünü merak ettim.Hiç önyargın oldu mu ? Tiksinerek baktın mı ? Her ne halt olduysa işte.Bu konudaki dürüstlüğün benim için gereğinden fazla önemli." Nasıl bir darbe yiyeceğini merak ediyordu Haze.Karşısındaki Kasumikage bile olsa,bu konuda yumuşak düşüncelerin varlığına inanmıyordu artık.Yere bağdaş kurarak oturdu ve bekledi.Onun takımıyla işlerin nasıl gittiğini soramamıştı.Bencil bir tutumdu bu,nezaket Haze'nin koca merakı altında ezilmişti.
Re: Yeşil Yaprak

Gönderilme zamanı:
12 Şub 2015, 02:54
gönderen Kasumikage Shikibanzo
"Koca Haze'yi ağaca gömen, 1.50lik ufacık lanet geninler.Evet."
Sahidende Haze'nin sorunu geninler idi. Kasumikage'de öğrencileri ile tam istediği gibi bir tanışma yaşayamamıştı ancak işleri yoluna koyup üstesinden gelmeyi başarmıştı. Haze ise farklı bir durumda gibi duruyordu. Mental olarak yıpranmış ve çökmüştü. Kasumikage'nin karşısında duran kişi dostu Haze değildi sanki. Bir şey onu içten içe yiyip bitirmişti. Kasumikage ise Haze'nin aksine mental olarak değil, bedensel olarak yorgun haldeydi. Alnındaki yara halen kapanmamış olduğu için hafif bi kanamaya sahipti. Arada eli ile kanı siliyor olması ise kızıl bir leke bırakmıştı suratında. Dıştan Kasumikage daha zarar görmüş gibi dursa da, olay öyle değildi. Haze'ye yardım ve destek olması gerekiyordu...
Haze sahip olduğu demir sopayı eline almış ve aniden ses değiştirerek konuşmaya başlamıştı. İlk başta şaşkınlık ile ne olduğunu anlayamayan Kasumikage, Haze cümlesini bitirdiği gibi yerine çivilenerek durumu kavramıştı. Haze ile neden bu denli iyi anlaştıklarını hatırladı. Başarılı shinobiler olabilirlerdi. Aynı şeylerden hoşlanıyor ve muhabbet etme şansı bulduklarında sıkılmadan konuşabiliyor olabilirlerdi. Hatta olası bir savaşta omuz omuza vererek büyük bir düşman grubunu yok edebilecek bile olabilirlerdi. Ancak onların asıl iyi anlaşma sebebi içinde bulundukları dünyada dışlanıyor olmalarıydı. Kasumikage ismi yüzünden kısa aralıklar ile yargılanıyordu. Bu büyük bir mental zarar vermiyor olabilirdi ona ama, uzun vadede sinirlerini bozup, kişilik bozukluğuna yol açabilmişti. Haze ise uzun aralıklar ile yargılanıyordu. Konoha'lı olduğu her gün yüzüne vurulmuyor olsa bile bir kez konusu geçtiğinde, ve eğer bu konu onu suçlayan, dışlayan ya da kötüleyen bir konu ise kötü sonuçlara yol açabiliyordu. Uzun aralıklar ile ani zarar... Kısa aralıklar ile çok zarar. Bu durum onları birbirine bağlıyordu...
Öğrencilerini taklit etmesi bittiği gibi sopasını yanındaki ağaca geçirmişti Haze. Sinirini ağaçtan çıkarıyor olması her şeyi içine attığını düşündürtmüştü Kasumikage'ye. Mutlu oldu o an. Hayır, arkadaşının üzüntüsü yüzünden değil. Dostu tarafından önemli görüldüğü için mutlu oldu. Öğrencilerini taklit etmeyi kesmişti Haze. Konuşmaya kendi ses tonu ile devam ediyor bu yaşadığı olay üzerinden kendi yorumunu yapıyordu. Elinden gelen tek şeyi yaptı o sırada Kasumikage. Dinledi dostunu. Konuşma sırasını kendine bırakana kadar dinledi...
"Onlarla arama duvar ördüm.Sinirlenip işleri batırmış olabilirim. Duvarı nasıl yıkacağımı tek başıma bulacağım.Sadece..Konohalı olmam konusunda ne düşündüğünü merak ettim.Hiç ön yargın oldu mu ? Tiksinerek baktın mı ? Her ne halt olduysa işte.Bu konudaki dürüstlüğün benim için gereğinden fazla önemli."
O an sanki birisi, hatta kalabalık bir grup kendisine Shikibanzo diye sesleniyormuş gibi hissetti Kasumikage. Üzüldü ve aynı anda hafif bir sinir duygusu kapladı içini. Ancak bunlar Haze bir Konoha'lı olduğu için değildi. Kasumikage'den şüphe duyduğu içindi. Hiç bir zaman ismi ile dalga geçmemiş bir dostuna karşı nasıl öyle düşünebilirdi ki Kasumikage? Öyle bir ihaneti kişiliği asla kaldıramazdı. Alnındaki kaşınan yaraya gitti o anda eli. Bir anda kurumakla olan kan kabuğunu söktü. Tekrar kanamaya başladı alnı. Yaklaştı yavaşça karşısında bağdaş kurmuş oturan Haze'ye. Yeteri kadar yaklaştığında ise sinirli bir ifade ile dostuna bakmaya başladı. Suratında kandan bir şerit ile ''Tch...'' tepkisini verebilmişti sadece. Tekrar arkasını dönüp yürümeye başladığında ise konuşmaya başlamıştı...
''Beni ciddi bir konu için çağırdığını düşünmüştüm Haze. Çoğunlukla başkalarının düşüncelerini kafaya takan ben, beni durduran ise sen olurdun. Ne bu şimdi? İki küçük çocuk seni sahiden bu duruma sokabiliyor mu?''
Durdu aniden. Tekrar Haze'ye doğru döndüğünde konuşmaya devam etti;
''Sen benim gözümde ne Konoha'lısın ne de Kusa'lı. Ben kişileri kişiliklerine göre yargılarım. Sen ise tanışabildiğim en bilge ve olgun kişiliklerdensin.''
Aralarındaki mesafenin aynı geçen seferki gibi olmasını istiyordu. Evet geçen sefer... Ormandaki o enteresan gün gibi. Haze'yi taklit etmeyi deneyebilirdi. Kendisi çöküş yaşarken Haze onu yola sokmuştu. Şimdi eline fırsat geçmişti.
''Ağaca vuracağına belki bir rakibe vurmak istersin. Bu sefer daha nazik olabilirim hem...''
Biraz iğneleme yapmanın iyi olacağını düşünmüştü. Durumu eşitlemek ve dostuna borcunu kapamak istiyordu. Aynı Haze gibi çıkardı üstünü hızlıca. Ormanın serin rüzgarı vücudunda eserken kızıl wakizashisini kınından çıkarmadan yatay bir şekilde uzattı dostuna...
''Bozulmuş kişiliklere sahip iki shinobiyiz biz. Ancak aynı şekilde birbirimizin bozuk kişiliklerini rayına oturtacak kadar bilgeyiz de. Bana söylediğini hatırla.''
Tüm cümleyi hatırlayabilmek için sustu iki saniye kadar Kasumikage. Sonrasında ise zamanında Haze'nin söylemiş olduğu sözleri bir bir iletti ona sanki başkası söylemiş gibi;
"Seni dostum olarak görüyorum. Dostumsan sırtımı sana dayarım. Ama tek kelimeyle deliye dönen,çevresine saldıran biri isen arkamı emanet etmem. Güvenmem. Kimse güvenmeyecektir. Hala akademideki çocuksan,kendini tutabilecek olgunlukta değilsen benim için bir anlamın yok Haze. Bu kavga hatırlanacak son ortak şeyimiz olur. Bu tavırlarını...Yenebilirsin. Yanında olurum. Eğer çabalayacaksan,gelişeceksen herşeye karşı yanında olurum,sırtımı sana dayarım. Sadece çabalayacağının sözünü ver bana.''
Re: Yeşil Yaprak

Gönderilme zamanı:
15 Şub 2015, 23:01
gönderen Kyogi Haze
"Sadece çabalayacağının sözünü ver bana..." "
Gözleri yavaşça açılırken sönük dudakları buna eşlik etti.Dağınık zihnine rağmen anılarını havuzdan çekip alması zor olmamıştı.Kanlar içerisindeki iki chuunin..Muhtemelen hayatında,ailesini hesaba katmazsa,yaşadığı en dokunaklı anlardan biriydi.Hisleri birbirine girsede uzun kahkahasını tutamadı.Üzerindeki sinikliği kesik gülüşleriyle atıyordu adeta. "Zekice.Gerçekten zekice Shikibanzo !" Günler önce dostunun suratına çarptığı cümleler..Kasumikage'den ne umduğunu bilmiyordu ancak kendi sözleriyle vurulmak beklediği son şeydi muhtemelen.Etkisi ? Ortama tam olarak uyduğunu reddedemezdi.Sadece zihnini doyuramıyordu.Haze çabalamıştı zaten.Bunu yaşıt olduğu çoğu shinobiden daha istekle yaptığını düşünüyordu hatta. Kusa'da nefes aldığım her an,attığım her adımımda çabaladım ben ! Yetmedi,üstüne yordu.
Gülüşü tekrar dinginliğiyle söndü.Esen meltem düşüncelerini bedeninde hakim kılıyordu.Bozuk kişilikler,bilgelik..Kasumikage'nin tezat benzetmeleri kulağında çınladı.Mantığının egemen olduğu anlarda,Haze kendisindeki bozuklukları kabul edebilecek kadar olgundu.Eline geçen 2-3 görsel ile köyleri yerle bir edecek komplo planları tasarlayabilir,bunların peşinden koşabilirdi.Konu buraya gelince tamamen iradesizdi belkide.Kendisine ne zaman karşı koyabilmişti ki ? Amelileri didiklerken yaptıklarını hatırladı.Neredeyse camı kırarak ANBU dolu odaya dalacaktı.Gerçi sonradan bunun kapı kırmalı versiyonunu hayata geçirmişti.Merakı ise başka mevzu.Yinede bunun ekmeğini yediğini kabullenmişti bir süre sonra.Haze zamanla gözlemlemenin,bilgi almanın önemini kavramıştı.Sessizlik ve gözler.En sağlam iki bilgi kaynağı.Eh,bu sessizliğe sahip olmamasının pekte önemi yoktu.Haze 'dediğimi yap,yaptığımı yapma' felsefesinde bir shinobi denebilirdi.Doğruyu bilmesine rağmen genellikle aceleci ama sonuca yönelik ilerlerdi.
Bilgeliği ise..Oturduğu yerde biraz daha söndü.Kardeşlerine göre,Kasumikage’ye göre gayet olgun ve bilgeydi.Ne övülmekten nede kendini övmekten hoşlanan biriydi Haze.Buna rağmen olayı tartmak için gerekli temel şeylere sahip olduğunda,mantıklı fikirler/cümleler yaratabildiğini düşünüyordu.Kasumikage’nin ismi konusunda olumlu adımlar atmıştı örneğin.En azından ileriye doğru,başlangıç adımında onunla omuz omuzaydı.Belkide istemeden kendini abartıyordu,bilge değildi.Yinede dostundan gelen bu övgüyü sıkıca sahiplendi.İhtiyacı vardı.
Kasumikage ile tekrar dövüşmek..Sözlere biraz daha zaman ayırmak istiyordu.Sonrasında dostuyla yapacağı dövüş elbette çekici geliyordu.Yemek sonrası sarılan bir tütün gibi..Vücuduna zarar veren bu madde ile alakası olmasada yapanları izledikçe hoşuna giden bir ritüel haline gelmişti. “"Çabaladım,geliştim.Hayatımdaki her insan için. "” Ormanın karanlığından aldı gözlerini,Kasumikage’ninkilere sabitledi. “Sorun her insan için aynı çabayı sarfetmek zorunda olmam.Her insanın lanet Konoha yargılarını kırmak için en baştan başlayacak olmam.Yoruldum Shikibanzo.Bugüne dek farketmemiştim ama o geninler bunu gün yüzüne çıkardı. ” Kilitlendi. Sizinle şu an konuşuyor olmamızın tek nedeni senseimiz olmanız. Kentaro’nun sözleri tekrar kulaklarından geçip gitti.Hafifçe sallanırken metal sopasından destek aldı ve ayaklandı.Dövüşe hazırlanmaktan uzak,çökük bir hareketti bu. “Kusa’ya ait olmadığımı düşündürtecek bir yorgunluk.Kusa’dan ayrılmam gerektiğini düşündürtecek bir yorgunluk…” Son sözlerinin diline nasıl ulaştığını tanımlayamazdı.Tamamen içten gelen,refleksif bir konuşmaydı.Wakizashiye baktı,ardından Kasumikage’ye.Sopasına sıkıca sarılırken diğer kolunu açtı.Dostuna,başlaması için yaptığı bir hareketti.Zihni bir dövüş için ne kadar berraktı bilmiyordu ama ihtiyacı olduğundan emindi.
Re: Yeşil Yaprak

Gönderilme zamanı:
16 Şub 2015, 14:49
gönderen Midori Sora
O gün farklı bir nedenden ötürü Hiezu ormanının içindeydi Midori Sora. Biraz kafasını toplamak, sakince düşünmek istiyordu. Geninleri hakkında biraz düşünmeye ihtiyacı vardı. Tomita Ema ile karşılaştığı yerdi burası, güzel bir kızdı Sora'ya göre. Gördüğü kadarıyla Masaru arada bir farklı bir dünyaya gidiyormuş gibi duruyordu. Kafası o an yoktu ortalarda. Sui ise düzdü, hem de çok düz. Robotlaşmış bir yapıya sahipti. Onu nasıl insanlığa entegre edecekti Sora? Bilmiyordu bu genç adam, kafasında dolanan tilkileri sakinleştirmek için gelmişti bu ormana.
Sora sakin adımlarla ormanın derinliklerine giriyordu. Çocukluğundan beri bu ormanda devriye gezerdi. Yani tanıdık yerlerdi buralar onun deneyimli gözleri için. Sakin adımlarla ilerlerken ormandan gelen sesleri duymuştu. Konuşma seslerine benziyordu duydukları. İki insanın sohbeti gibiydiler.
---
Duyduğum seslerden şüphelenerek ağacın tepesine çıkmıştım. Yeterince kalın dalların birinin üzerinden seslerin geldiği yöne doğru gidiyordum. Geninlerden konuşan iki adam vardı. Sanırım Konoha kökenli olan ve onun arkadaşı oradaydı. Eh Kusa-Chou onu kabul ettiyse neden şüphe duymalıydım ondan? Hatırladığım kadarıyla köy onlara eğitmeleri için geninler vermişti. Köyümüzün parçasıydı artık, tıpkı bizler gibi. Ağaçlardan onların yanına inecektim. Selamlar, isminizi hatırlamıyorum ama sizin de genin takımları aldığınızı duymuştum. Ben Midori Sora. Onlarla tanışmaya çalışacaktım. Ardından gördüğüm dövüş hazırlıklarının bir sonucu olan dövüşlerini izlemek için onlardan izin isteyecektim.
Re: Yeşil Yaprak

Gönderilme zamanı:
18 Şub 2015, 13:59
gönderen Kasumikage Shikibanzo
İtina ile sarf ettiği sözleri sonlandığında dostuna dikmişti gözlerini Kasumikage. Vereceği cevabı bilmiyordu. Hatta vereceği tepki konusunda bile şüpheleri vardı. Ancak onu azcık tanımayı başardı ise çok beklenmedik bir tepki almayacağını biliyordu...
Hiezu ormanının ortasında aynı geçen seferki gibi dikilmişlerdi. İçini döküyordu Haze. Sahiden o bir Kusa shinobisi idi. Bunu o küçük geninler fark edememiş olsa bile köy ve Kasumikage fark etmişti ve benimsemişti. Kusa-chou ona güveniyor, Kasumikage ona güveniyordu. Köyün ona verdiği görevleri başarı ile yerine getiren bir shinobiye sırf başka köyde doğmuş olduğu için bu yapılmamalıydı. Kötü hiseetti kendisini Kasumikage. İnsanlar onun ismi ile dalga geçtikleri için sinirlenirken, başka insanların nelerden muzdarip olduğunu fark etmişti aniden. Tekrar gitti o iğrenç akademi günlerine. Sınıfta alay konusu olduğu, antrenmanlarda milletin onunla dalga geçmekten başka bir şey ile ilgilenmediği günlere. Haze ve birkaç sayılı kişi onunla dalga geçmezdi. Bu bile Haze'nin gözünde değerli olması için bir nedendi. Benzer dertler ile sıkıntı çeken iki çocuk, asla birbirlerine dert olmamışlardı. Şimdi ise dertlerine ortak olmalıydılar...
Haze konuşmasını bitirdiğinde oturduğu yerden kalkmış ve Kasumikage'ye başlamasını işaret eden bir hareket yapmıştı. O an Kasumikage bir şeyi fark etmişti. Haze, konuşmalarının başından beri ona Shikibanzo diye hitap etmişti. Sinirlenmemişti. Neden bilmiyordu ancak, aynı anne ve babasında olduğu gibi Haze'nin onun adını söylüyor olması sinirlendirmemişti onu...
Yavaşça wakizashisini kızıl kınından çıkarırken tanımadığı bir ses ile irkilmişti Kasumikage. Sesin geldiği yöne döndüğünde ise bir Kusa shinobisinin onlarla konuştuğunu fark etmişti. İsmen tanımadığı bir shinobiyi gözü bir yerlerden ısırıyor olsa da bu, onun hakkında bilgisi olduğu gerçeğini değiştirmiyordu. Şüpheci bir şekilde gelen misafire bakarken, gizemli shinobinin kendisini tanıtması ise yatıştırmıştı Kasumikage'yi. Midori Sora... Daha önce tanışmamış olsa da bu, tanışmak istemediği anlamına gelmiyordu. Wakizashisini kınına geri koyarken Sora'ya doğru yürümeye başlamıştı. Yeteri kadar yaklaştığını düşündüğünde konuşmaya başlamış,
''Merhaba Sora-san. Ben Kasumikage. Arkadaki arkadaşım ise Kyogi Haze. Dıştan bakınca iki yarı çıplak shinobinin dövüş hazırlığı garip gözükebilir, ancak emin olun artık bizim için çok rutin.''
Sözleri bittiğinde ise hızlıca Haze'ye doğru dönerek tekrar kınından çıkardığı wakizashisi ile Haze'ye doğru koşmaya başlamıştı. Bu seferki dövüş daha sakin ve daha profesyonel olacaktı. Kendisi kaybetmeyecek ve zarar amaçlı dövüşmeyecekti. Haze'nin sahip olduğu sopa ile nasıl yakın dövüş yapabildiğini merak ediyordu. Bunu deneyimlememişti. Hem biraz havalı olmalılardı. Bu sefer seyircileri bile vardı...