1. sayfa (Toplam 1 sayfa)
Güzellik Uykusu

Gönderilme zamanı:
19 Kas 2014, 16:33
gönderen Midori Sora
Midori Sora Kusagakurenin yoğunluktan sıkılmıştı. Köyün içindeki hareketlilikten uzaklaşmaya ihtiyacı vardı. Kitabını alıp sessizce okuyabileceği bir yere gitmek istiyordu. Hiç bir insanın gitmeye tenezzül etmeyeceği bir yere. Doğa ana sanırım bu iş için biçilmiş kaftandı. İnsan geliştikçe doğadan kopmuş hatta ona karşı tavır bile almıştı. Eskisi gibi doğayla iç içe değildi insan. Babasının da dikkat çektiği nokta burasıydı: Doğadan Kopuş. Babası kendisini bir doğa düşünürü olarak nitelendirirdi. Doğanın adamıydı o. İnsanların bir gün doğanın kıymetini anlayacağını ya da onun yokluğuyla çökeceğinden bahsederdi. Sora'da doğayla iç içe olabileceği bir mekana gitmeliydi. Kusagakureyi taktiksel olarak koruyan tepelerin altında kalan düzlüklere gitmeye karar vermişti Sora : Otonashi düzlükleri.
Sonuçta oraya kimin yolu düşerdi ki? Sonsuz çimenlerin ülkesi kusagakurenin tepeleri ve ovaları da çimendi. Doğayla barışık bir köydü kusagakure ya da yeterli güce sahip olmadığı için tahrip edemeyen bir köydü. Ne olduğu çok da önemli değildi. Midori Sora bu el değmemiş düzlüklerde doğyaı düşünüyordu, doğanın canlılar için oluşturduğu ortamı. Aslında bu yanlış bir ifadeydi sora'ya göre. Her şey doğaydı ve doğa da herşeydi. İnsan doğadan ayrılamazdı. O böyle düşünedursun tatlı tatlı esen rüzgar onu sonsuz rüyalar alemine uğurlamıştı. Çimenlerin üzerinde sadece hafif bir sarılık belli oluyordu. Umalım da kimse üstüne basmasın.
Re: Güzellik Uykusu

Gönderilme zamanı:
19 Kas 2014, 17:43
gönderen Darai Osui
Annesinin baskılarından gına gelmişti artık Osui'ye Zaten geçenlerde bir kere zorla banyo yaptırmıştı. Şimdi de zorla elini, yüzünü yıkatmıştı annesi. İstemiyordu işte Osui yıkanmak. İstemiyordu. O Kusagakurenin pislik şinobisiydi ve öyle kalmak istiyordu. Temizlenmek yada başkalarının yanına yaklaşamamak gibi dertleri yoktu. Başkalarının hakkında ne düşündüğünü elbetteki umursuyordu fakat bu umursamak diğer insanlardan biraz farklıydı. O sadece başkalarının kendisinden iğrenmesinden tarifsiz bir zevk alıyordu. O buydu.
Ayrıca sadece yüzünde başkasının kusmuğunu yediği için izler vardı. Osui için bu yıkanmayı gerektirecek bir durum değildi. Aslında Osui için hiç bir durum yıkanmayı gerektirmezdi. Ama işte mecburen annesinin laflarından kurtulmak için ve geçen sefer olduğu gibi zorla banyo yapmak istemediğinden ellerini yıkamıştı. Vede daha da ileri gidip annesi ondan banyo yapmasını istemeden önce evden çıkmıştı.
Evden aceleyle çıkmıştı çıkmasına da gideceği hiç bir yer de yoktu. Otonashi Düzlükleri ne gidebilirdi gerçi. Ne zamandır oraya gidip çimenlerin üstünde yuvarlanmamıştı. Kıyafetlerinde ne zamandır çimen izi yoktu. Biraz yeşil İyi giderdi kahve renginin üzerine.
Re: Güzellik Uykusu

Gönderilme zamanı:
19 Kas 2014, 18:13
gönderen Kazuko Mifune
Ahaaaahahaha... Bir bayanla felekten bir gece geçirdikten sonra uyanıyoruz efenim. Şu anda yataktayım ve yanımda Kusagakure'nin çıtır kızlarından biri var. Yine beni safmış gibi düşünüp kandırmaya çalıştığında yatağa attıklarımdan biriydi bu. Her zaman böyle olurdu, benimle dalga geçecekmiş gibi masama otururlar. Sonrada laflarıma kanıp bir anda kendilerini evimde bulurlardı. Ulan hala gülüyorum, hep işe yarıyor bu. Fakat artık aşık olmanın vakti geldi, her gece biriyle olmaz ki. Böyle giderse daichou beni köyden atacak.
Neyse, şimdi bu bayanın ince beli ve narin tenine bir öpücük atıp sessiz bir şekilde orayı terk etmiştim. Oda eve geri döndüğümde gitmiş olacaktı. Haa... Küçük bir not bıraktığımı söylemeyi unutmuşum. Bir de, ''İşim çıktı, görev bekliyor.'' diye bir not bırakmıştım bizim güzel kızıl saçlı bayana. Yemin ediyorum, şu kolum kopmasa daha çok kız tavlardım da yapacak bir şey yok.
Köyü biraz turladıktan sonra Kusagakure'nin yakınlarında bir yere uğramadığımı hatırladım. Evet! Otonoshi Düzlükleri... Hayır hayır, Otonashi Düzlükleriydi. Gidelim bakalım şu Otonoshi'ye... yani Otonashi'ye.
Re: Güzellik Uykusu

Gönderilme zamanı:
20 Kas 2014, 19:33
gönderen Darai Osui
Otonashi Düzlükleri'ne gidiyordu pislik şinobi. Aslında sadece evden annesinden kaçabilmek için ayrılmıştı. Dışarıda boş boş takılmaktansa oraya yöneltmşti rotasını. Annesinin zoruyla da olsa yeni temizlediği ellerini yeniden kirletmek için doğa ile iç içe olan o bölgeyi seçmişti. Orda istediği gibi kirlenebilecekti. Akşam eve gidince de bir yolunu bulup annesinden kurtulabileceğini düşünüyordu. Temizlenmeden uyumaktı tek derdi. Tıpkı alıştığı gibi. Ama annesi özellikle bu Bakuhatsu olayından sonra temizliğe daha da düşmüştü. Ne yapacağını hiç bilmiyordu. Babasının yanına gitmek belki bir seçenek olabilirdi ama o burayı seviyordu. Annesinden ayrılmak istemiyordu. Hiç akadaşı olmasa bile -ki aslında bir tane vardı fakat o da kendisini öldürmeye çalışmış ve o zamandan beri onu hiç görmemişti- o Kusagakureyi ve onun şinobilerini seviyordu. Tüm Kusagakure kendisinden iğrense bile o inatçı bir şekilde seviyordu onları. Hatta onlar, Osui'den iğrendikçe Osui onları daha çok seviyordu.
Otonashi Düzlükleri'ne vardığında ise kendini o pis, kokuşmuş, üzerinde sümükten tut da çamura hatta kusmuğa kadar olan her türlü pislik lekesi olan ve orjinal rengi çoktan unutulmuş olan kıyafetiyle birlikte yeşilliklerin üzerine atmıştı. Çimenlerin üzerinde yuvarlanıyor, hatta bazen onarı elleriyle yoluyordu. Her ne kadar pislik içinde olan bir şinobi bile olsa doğa ile bütünleşmek ve yeşillikler içinde oynamayı o da seviyordu.out: aslında devam ederdim de böleyim dedim çok hızlı gitmeyelim
