"Ne kadar da güneşli, ve ne kadar da sakin bir gün gibi gözüküyor, değil mi Kokuo-san?" diyor yanındaki aşırı şirin, narin kız. Cinayet mahallinin balkonundan manzarayı seyrediyorsunuz. Güneş doğalı birkaç saat olmuş. Hafif, sıcak bir rüzgar esmekte evin içine. Kızın isminin Hikari olduğunu hatırlayabiliyorsun ama, soyadını hatırlamıyorsun. Sesi çok tatlı geliyor kulaklarına, incecik bir sesi ve vücudu var. Pembe, beline kadar gelen saçları ve ninja kıyafetleri ile, Kusagakure'nin en iyi olay yeri inceleme ekibi üyesi. "Bu güzel günde bile birini öldürmek için oldukça psikopat olmak lazım. Ne istiyorsunuz birbirinizden? Gerçekten anlamıyorum. İnsanlar bu güzel manzaraya bakmamaları için birini öldürüyorlar. Ne kadar saçma, ve iğrenç!"
"Ölen adamın ismiii... Tangou Sousuke. Ne kadar da güzel bir isim. Sousuke-san dün akşam saatlerinde evinde tahminen kalın bir iple boğularak öldürülmüş. Vücudunun geri kalan yerlerinde kavga ettiğine dair izler var. Ama hem yüzündeki morarmayı, hem de kollarındaki morarmaları göz önüne alırsak, bu morarmalar adam öldükten sonra değil, ölümden birkaç saat önce olmuş olmalı; diye düşünüyorum. Katil camdan, camı kırarak girmiş ve aynı rotadan da çıkmış diye düşünüyoruz. Zira içeride cam kırıkları var. Zavallı adam, eve zaten sekiz gibi gelmiş. Tahminen onu gören son kişi, mahallenin güvenliğinden sorumlu Genin'dir. Dikkatli biri değil belli ki, zira dikkatli olsaydı gece saatlerinde kırılan bir camı duymak çok da zor değil. "
Ev eski japon evlerine benziyor. Hasırdan birkaç kilim, duvarda iki tane kılıç, bir yer masası. Masanın üstü hariç her yer oldukça toplu. Yeni moda sayılabilecek bir şey yok. Mutfak biraz pis ama, sorun oluşturacak kadar değil. Bulaşıklar üst üste dizilmiş, dışarıda bir kutu süt unutulmuş, falan, filan.
"Evet, Kokuo-san. Konuşulacak kişileri aklında belirle. Sorun varsa sor, etrafa bakmak istiyorsan da biraz bakın. Ben manzara seyrediyor olacağım." dedikten sonra şirin kız evin balkonuna çıkıyor ve oradaki sandalyelerden birine oturuyor. Ardından bağırıyor dışardan: "Bir şeyin yerini değiştireyim deme sakın! Hiçbir şeyi bozma!"