Daha çok erken.

Moderatör: Game Master

Daha çok erken.

Mesajgönderen Shiomiya Kiyo tarih 09 Kas 2014, 12:31

Saat altı olmalı. Bok gibi bir cumartesi gecesi sonrası, koşmaya halimin olmadığı bir pazar sabahındayım işte. Arada oluyor böyle sebepsiz depresifliklerim, son zamanlarda olan olaylarla alakası yok. Anamgiilin evinde yaşarken de böyle durduk yere oturduğum yerde depresifleşir, geçmesini beklerdim. Geçmezse de, abimle paylaştığım odamda bana ayrılan köşenin duvarlarına saçma sapan şeyler çizerdim. Ah, abim abarttığım için babama şikayet etmeseydi, piç kardeşim Naka'nın bana zorla ayağını yalatması ile alakalı yazdığım öfkeli şiiri bitirebilirdim. Annem çamaşır suyuyla sildirdi onu bana.

Halbuki pazar günleri koşmayı da pek bir severim. Haliyle sokaklar daha boş oluyor. Hoş, zaten sabah beş veya altıda koşmaya çıktığım için hafta içi degenellikle boş oluyor ama pazar sabahlarının ayrı bir huzuru var. Yataklarından erken kalkmak zorunda olmayan insanların huzuru sokaklara yansıyor resmen, diğer günler seçemediğim yolları seçebiliyorum koşmak için. Ama gelin görün ki bu pazar koşamıyorum işte, taşınma derdi falan derken bozduğum koşma düzenimi tam yerine geri oturtmuşken gereksiz depresyona ve hayvan gibi akşamdan kalma halime kurban gitti güzelim pazar koşması. Gene de yürümeye çıkmıştım ama, hem ben yokken evdeki iğrenç alkol kokusu gitsin, hem şişeleri ortadan kaldırayım, hem de bir kendime geleyim diye. Bir koşmak olmasa da, yürümek de iyidir canım.

Yav neyse ne, koşmak, sebepsiz depresiflik falan, asi ergen triplerim işte. Konu bu değil, asıl konu pazar sabahının bu saatinde Riko'yu, yol kenarına terk edilmiş yavru köpek masumluğu ve hüznü ile, boş akademi binasının önündeki dandik banklardan birinde otururken görmem ve başımı gene onunla belaya sokmam. Bela denemez aslında normal bir insan için, ama kişiler burada ben ve Riko şimdi, normal olmadığımız da belli. Bir tarafta bütün ilişkilerini istisnasız baltalayan ben, diğer tarafta arsızca şımarık Riko. Isındım denilebilir aslında ama onunla olan ilişkimi ne zaman mahvedeceğim, kız benden ne zaman, ne sebeple kaçar merak etmiyor değilim. Ah... Şu ana kadar iki kişi ile ilişkimi bozmadım; Megumi ve... Nishi. Megumi çok uzaklarda... Yakınımda olsaydı, onu da kaçırır mıydım acaba? En baştaki, birbirimiz hakkında hiç bir şey bilmiyor halimizle olsaydık evet kolaylıkla kaçırırdım sanırım bir piçlik yapıp. Riko hakkında da bir şey bilmiyorum işte, bu yüzden her an, kendimi tutamayıp arkadaşlığımızı yok edeceğim bir hareket yapacakmışım gibi hissediyorum. Garip olan ise bu hissin artık alışılmış gelmesi bana.

Gittim yanına oturdum hemen, ağzımdan çıkan en neşeli sesimle selam cırlayarak kendisine doğru. İki büklüm sayılabilecek bir pozisyonda oturuyordu nedense, cırlamama da sakince başını sallamakla yetinmişti zaten. Nesi olduğunu incelemek için elimi omzuma atmamla kız ayağımdaki botlara kusmasın mı? "Biliyordum yeşil botların kırmızı olanlar kadar göze hoş görünmediğini zaten canım..." Demekle yetindim kızın can çekişmesinin bitmesini beklerken. "Tavuk mu o?" Sinirli ve biraz da üzgün sayılabilecek bir inlemeyle kafasını bana çevirdi kusması bittikten sonra, ben hala eskisinden de kötü olan yeşil botlarımın haline baktığım için, gözlerimi gözlerine çevirmem ondan bir kaç saniye daha geç oldu. Yüzünün haline bakıyorum da... Rengi benden de solgun, gözlerinin altları mosmor... Zaten sevimsiz bir şeydi iyice korkunç olmuş hanım ablam. "KRICHHANĞ BEÖHN GHALIDFNA HAMIELRLEYİM!!" Diye bir böğürtü sonrası kafası ileri geri oynamaya başladı tekrar zavallı kızın. "Yok artık ben bu tişörtü yeni aldım tamam mı?" diyerek çevikliğim sayesinde, nahoş sahne öncesi kafasını mekanik bir hareketle başka yöne çevirmeyi başardım. İyice iki büklüm olup kusan kızı izledim bir süre, gamsızlığa bakar mısınız? Kusması bittikten sonra sigara da yakarım tam olur. Derin derin nefes alarak yavaşça sırtını dikleştirirken "Ne diyon, de bakayım hele?" diye suratımı suratına yanaştırdım iyice. Sapıklık gibi bir niyetim yok, gay olmasam bile şu an ki sevimsizliğine yavşamam. Aslında fazla da yaklaşmasam iyi olur suratıma kusar falan.

"Kicchan ben galiba hamileyim." Dedi
"Riko-chin ben baba olmaya hazır değilim." Dedim.

Evet, bana uyuz uyuz, ağzını gevrete gevrete "Kicchan." Dediği için karşılık olarak "Riko-chin." Diye sesleniyorum bu kıza, yok öyle resmiyet artık bende. Gözlerini devirerek, yeni kusmuş birinden beklemediğim bir çeviklikle iki eliyle yanaklarıma tokat attı, ancak ellerini bırakmadı. Yanaklarımı sıkıştırmaya devam etti. "Biliyom yanaklarım tatlı da, böyle sıkarsan ben de hamile kalırım Riko-chiiiin~~" Dedim gevrek gevrek ellerinin arasından. Yumuşamak yerine iyice hırıldadı kız bana, durumun ciddi olduğunu belirterek.

Tamam Riko hakkında hiçbir şey bilmiyorum demiştim evet, ama bu kadarı da fazla be. Resmen kendimi, hakkında hiç bir şey bilmediğim bir ünlünün seks hayatını tesadüfen bir dergide okuyormuşum gibi hissettim şu an. Riko bana olanları, arsızca anlatırken ağzım önce "O" şeklini almış, şokum iyice arttıkça da burun deliklerim de genişlediği için bildiğin bir "Ö" oluşmuştu suratımda. İğrenç miyim neyim? O kadar anlattığı şeyden sonra ağzımdan sadece "Kaltak." kelimesi çıktı, tabi "Koltok." sesinde oldu bu kelime, ağzımın şeklinden dolayı. Lafımdan sonra, aynı iğrenç "Ö" şeklini Riko'nun da suratı aldı, "Sen kime kaltak diyorsun be!!" diye cırlayarak bir yandan. "Maho'ya." dedim umursamaz bir şekilde, ağzım normale dönerken. Kendisine hakaret etmediğimi gören kızın da suratı "Haaaa..." nidasıyla normale döndü ve aynı anda ciddi, düşünceli bir ifadeye büründük uzaklara, çok uzaklara bakarak.
"Pekala, büyük bir problem bu... Belki şu an küçüktür de, büyüyodur yani.. Büyür heralde?"
"Hıhım..."
"Keşke paraşütleri açsaymışsınız Riko-chiiiin~..."
"Hm?"
"Şapka taksaymışsınız diyorum..."
"Huh?"
"Dış cephe kaplaması işte..."
"..."
"Baraj kurmak?"
Yok, anlamıyor kız, zaten iş işten de geçmiş. Kulağının dibine sokuldum iyice, sessizce de "Kondom diyom kondom, theheh!!" diye fısıldadım sapık gibi. Fısıldamamla suratı hüzünlü bir hal aldı kızın... Sanırım, Riko ile ilişkimi mahvetmeden önce ona bir yararım dokunabilir. Hayır karnına tekme atmayacağım.

"Tamam tamam! Seni Ishigakure'nin en iyi, en genç, en yakışıklı, en harika kadın doğum doktoruna götürüyorum o zaman! Shiomiya evinin en büyük oğluna, ailenin gurur kaynağına, abime götürüyorum!!!! SHIOMIYA KICHIROU'YA GİDİYORUZ RIKO-CHIIIIIIN! SIKI TUTUN KOLUMA!!"

Harekete geçmeden önce, ayağa kalkmış ve az önce ciddiyetle bakmış olduğum uzaklara göğsümü kabartarak, gururla bakmıştım. Hafiften de bir rüzgar esmiş, anın karizmasına karizma katmıştı resmen. Sonra da kızı sürükleye sürükleye, hastane yolunu tutmuştum kusmuklu yeşil botlarımla...
Resim
Lejant
Kütüphane
Künye
İsim Shiomiya Kiyo
Yaş 16
Cinsiyet Erkek
Element Suiton
Seviye C-Rank
Rütbe Chuunin
Alım Gücü 2 -FAKİİİİİİİİEEERRRR!!/2
Kullanılabilir GP 32

Eksiklikler/Özürler Yok

Ekipman
Matara, "Gama" (蜍)
İçerisinde 3 suiton tekniğine yetecek su barındıran, sağlam sızdımaz matara. Ağırmış az.
Geyikotu Özü, 50gr.
Ufak çiziklere ve yanıklara iyi gelir.
Koku Bombası (屁), İkili paket
Bazı genjutsu tekniklerinden kurtulmak için özel olarak üretilen bu bombalar, haliyle ileri seviye teknikleri kıramazlar.

Beceri Chakra Kontrolü 2

Profil
Güç: 8
Çeviklik: 7
Kondisyon: 5
Potansiyel: 4
Varlık: 3
Zeka:3


Ninjutsu

Suiton
Jousui
Ninja gerekli el mühürlerini yaptıktan sonra ellerini kirli bir su birikintisine değdirir. Elini kaldırdığı anda, su birikintisinden arıtılmış ve tamamen içilebilir bir su kütlesi, iki el ile tutulabilecek bir küre şeklinde kullanıcının elinde oluşur. Daha sonra teknik bozulmadan bu su bir matara veya kaba aktarılır. Bilinen tüm hastalık ve zehirler sudan bu yöntem ile ayrılabilir.
Suiben
Ninja oldukça kısa olan el mühürleri serisini Ushi mühründe bitirir. Mühürleri tamamlamasının ardından kullanıcı elini bir su kütlesinin içine sokar ve ardından suyun içinde avucunu yumruk haline getirecek şekilde sıkarak çeker. Bu sayede kullanıcı suyun içinden uzunluğu, kalınlığı, sağlamlığı chakrası ile oranlı olan bir kırbaç çıkarır. Bu kırbaç her ne kadar sudan oluşmuş olsa da hemen hemen katı bir cisim özelliği gösterir. Bu sayede hedefe fiziksel zarar verebileceği gibi onları bağlama gibi işlerde de bu kırbacı kullanabilir.
Kizame no Jutsu
Ninja el mühürlerini tamamladıktan sonra bir su kütlesine odaklanır. Odaklandığı su kütlesinden kabaca bir köpekbalığının başına benzer bir şey çıkar ve rakibi yakalamaya çalışır. Bir şekilde rakibi herhangi bir yerinden yakalarsa bırakmaz ve o su kütlesinin olduğu yerde tutar. Teknikten kurtulmak için aktif olarak köpekbalığı kütlesine zarar verip somutluğunu bozmak gerekir.Tekniğin ardından kullanılan su kütlesi kaybolur. Köpekbalığının ısırdığı yerler hasar alır.
Niji no Jutsu
Ninja el mühürlerini tamamladıktan sonra yere büyük miktarlarda su kusmaya başlar. Bu su, toprak tarafından zor emilir ve ninja tarafından diğer suiton teknikleri için kullanılmaya uygundur. Kullanıcı istediği kadar su kusabilir, ancak ne kadar çok su çıkarmaya çalışırsa o kadar çok süre geçer. Ortalama bir shinobi, 5 saniyede, bir kaç suiton tekniği için gerekli suyu ortama boşaltmış olur. Tekniğin bir diğer formu olarak da, kullanıcı ağzından hemen hemen bir gülle boyutunda bir su kütlesi fırlatır. Bu su kütlesi çarptığı duvar benzeri dikey yüzeylerde kalır ve kullanıcının diğer teknikleri için zemin oluşturur. Rakibe fırlatılırsa herhangi bir etki yaratmaz.
Suijinheki
Ninja kısa olan el mühürleri serisini Tora mühründe sonlandırır ve derin bir nefes alır. Bu aldığı nefesi hızla dışarıya veren kullanıcı yüksekliğini ve genişliğini harcadığı chakra ile oranlı olacak şekilde su kütlesi püskürtür. Bu su kütlesi özellikle defansif anlamda kullanıcı birçok ataktan koruyabilecek bir yapıya sahiptir. Kullanıcı etrafında su kütlesi olması halinde, bu su kütlesini kullanarak da adeta bir bariyer oluşturabilir. Bariyerin şekli tamamen kullanıcının kullanacağı chakra miktarı ve suyun yapısının el verdiği ölçüde her halde olabilecek niteliktedir.
Takonagi no Jutsu
Ninja ortalama bir el mührü dizisinin ardından ortamdaki suyu vücuduna çekmeye başlar. Su, kullanıcının sırtında 4 tane ahtapot kolu oluşturacak şekilde birikir. Bu kollar sert ve hızlıdır, kullanıcıya yakın dövüşte yardımcı olurlar. Çeşitli silahları tutabilir ve fırlatabilirler. Kullanıcı etrafında bir kalkan görevi görebilirler ve gelen saldırılara karşı tepki verebilirler. Eğer bir kol ağır hasar alırsa suya geri dönüşür, kolu tekrar yaratmak için ekstra chakra harcamak gerekir. Açık kaldığı sürece chakra yer. Tekniğin ardından kullanılan su kütlesi kaybolur.
Bousen no Jutsu
Kullanıcı kısa sayılabilecek bir el mühürü dizisinin ardından ağzından çok ince bir su kütlesi püskürtür. Bu kütle, aşırı derecede delici ve kesicidir. Kullanıcı tekniği istediği kadar açık tutabilir. Teknik 15 metreye kadar delici ve kesici özelliğini korur, daha uzak mesafelerde ise etkisini yavaş yavaş kaybeder. Teknik açık kaldığı sürece chakra yer.
Ninpou
Kuchiyose no Jutsu - Henüz hazır değil.
Jinteki Mayu no Jutsu
Kullanıcı kısa bir el mührü dizisinin ardından yatar pozisyona geçer ve tekniği aktifleştirir. Teknik, kişiyi siyah bir ipeksi doku ile sarar. Tamamen sarılan kullanıcı, içeriden dışarıyı görebilir, ancak dışarıdan içerisi görünmez. Kullanıcı dinlenmek veya uyumak için bu tekniği kullanabilir. Doku, yağmur suyunu geçirmez. Kullanıcı istediği zaman Kai mührü ile tekniği bozabilir, bu dokunun yokolmasına ve kullanıcının içinden çıkmasını sağlar.
Doubutsuhen no Jutsu
Kullanıcı ortalama bir el mührü dizisinin ardından yakındaki bir hayvan ile göz teması sağlar, ardından o hayvan ile konuşabilir hale gelir. Her bir hayvanın kendi kişiliği vardır ve kullanıcıya itaat etmek veya sordukları sorulara cevap vermek zorunda değildirler. Teknik 5 dakika kadar aktif kalır, ardından kullanıcıya uyguladığı stres yüzünden 15 dakika kadar tekrar kullanılamaz. Göz teması kurulan dışındaki başka bir hayvan ile konuşulamaz.


Taijutsu

Shinshouki Stili, C-Rank
Bu seviyede kullanıcı temel akrobasi bilgilerini öğrenir ve akrobatik hamleler yapabilmeye başlar. Bu hamleleri momentum kontrolü ile birleştirdiğinde çok büyük efor gerektiren akrobatik hamleleri çok az bir kayıpla uygular. Kullanıcının zıplayarak veya çevresel yükseklik farkını kullanarak yaptığı hamleler daha etkili ve daha az yorucu olur.
Shinshouki Tekniği, Kage Buyou, C-Rank
Kullanıcı, rakibi havaya fırlatmak için akrobatik bir tekme hamlesi kullanır. Bu özel hamle ile rakip 3 veya 4 metreye kadar havaya gönderilebilir. Ardından rakip kendi akrobatik yeteneğini kullanarak havaya zıplar ve havada rakibin hemen altında konuşlanır. Teknik burada son bulur, ancak kullanıcı bu noktadan sonra diğer Shinshouki Taijutsu tekniklerini kullanabilir veya havadaki korumasız rakibine beklemediği bir yerden saldırı yapabilir.
Kullanıcı avatarı
Shiomiya Kiyo
 
Mesajlar: 224
Kayıt: 09 Eyl 2014, 00:00

Re: Daha çok erken.

Mesajgönderen Ueno Riko tarih 09 Kas 2014, 13:49

Uyumak istiyorum. Evet her şeyden çok istiyorum bunu. Uyku benim için en öncelikli şeydir. En büyük hobimdir. Uyumaktan daha tatlı ne var ki şu dünyada? Ama şu işe bakın ki güzelim uykumdan da mahrum bırakıldım. Sabahın beşi veya altısı gibiydi sanırım. Gözlerim açıldı öncelikle. Daha sonra beynim midemdeki şiddetli bulantıyı fark edip hızla bedenimi yataktan kalkmaya zorladı ve kendimi tuvalete attım. Öğürdüm öğürdüm işin garibi kusamıyorum da. Öylece iğrenç bir bulantıyla kaldı bedenim tuvaletin önünde. Sabah bulantıları... Gece de rüyamda siyah saçlı, kavruk tenli bir erkek çocuğunun bana "Anne!" diye sarıldığını görmüştüm. Benim gibi kırmızı gözleri vardı. Parlak parlak bakıyordu etrafa. Sonra içeri elinde poşetlerle Mao-chan girdi. Poşetleri yere bırakınca o oğlan çocuğu "Baba!" diye atıldı Mao-chan'ın üstüne. Ben de bulaşıkları yıkıyordum. Sonra ellerimi kurulayıp gittim Mao-chan'ın yanına. "Yoğurt aldın mı?" dedim. Mao-chan da unuttuğunu söyledi. Ben de biraz kızdım ona. Çünkü hep unutuyor muymuş öyle bir şeymiş. O da bana sarıldı öptü beni. Benim de kızgınlığım hemen geçti. Rüyanın bu kısımdan sonrası biraz erotikleşiyor, büyük ihtimalle o yüzden uyandım sabahın bir körü zaten. İşin garibi Mao-chan ile evlenmişiz, çocuğumuz olmuş ama hala aynı yaşta görünüyoruz. Aynı yaşta...

Aklıma gelen düşünceyle her zamanki gibi elimi karnıma götürdüm. Eveeeet hadi yiyorsa uyu bakalım Riko! Yok bana uyku haram bugün anladım yani. En güzeli dışarı çıkıp azıcık temiz hava alayım. Beynime oksijen gitsin biraz. Yoksa ben delireceğim evin içinde. Bebek vardır da düşer belki diye korkumdan göreve bile çıkamıyorum. Hani istemiyorum bebek olmasını ama varsa da düşmesin yani. Yazık. Rüyamda gördüğüm çocuk çok tatlıydı hem. O rüya yoksa bana Kami-sama'nın bir işareti mi? Orta kattaki kiracım erkek mi yoksa? Hemen de orta kattaki kiracım dedim. Daha kiracı olup olmadığı belli bile değil. İyice kaptırdım ben kendimi şu hamilelik fikrine. Hem korkuyorum hamile kaldım diye hem de canım hamile kalmak mı istiyor nedir? Saçmalıyorum yine. Yok öyle bir dünya. Neyse ben gittim odama, çıkardım pijamalarımı. Üstüme adam gibi bir şey giyip çıktım dışarıya. Boş boş gezinirken bir de baktım ki akademinin önüne gelmişim. Ayaklarım beni kendi kendine buraya getirmiş. Arada sırada Sensei de giriyor düşüncelerime, onun bir etkisi olsa gerek. Madem buraya gelmişim oturayım bankların birine de melankolik düşüncelerimi açık havada devam ettireyim. Çünkü anladım ki evle bir ilgisi yok. Dışarı çıktım, oksijen aldım ama hala midem bulanıyor hala hamile olduğumu düşünüyorum.

Mide bulantım son raddesine gelmeye başlamıştı. İki büklüm kalmıştım oturduğum yerde. Tam kusmak için başımı da yere eğmiştim ki ayak sesleri duydum. Bu saatte kim var burada ya! Adabımla kusacağım rahat bırakır mısınız? Ayak seslerinin sahibinin tanıdık sesini duyduğumda anladım zaten. Kicchan'mış gelen. Tam zamanını buldun yani Kicchan. Bir de geldi yanıma oturdu. Benim kusmak üzere başımı eğdiğim manzara Kicchan'ın botlarıyla yer değiştirdi. Uyaracaktım aslında ama ağzımı açtığım anda midemde atağa geçmiş yiyecekler bir bir dökülmeye başladı. Battı balık yan gider. Ben de tutmayıp her şeyi boşalttım Kicchan'ın botlarına. Aslında Kicchan'a dün yediklerimden midemin bozulduğunu söyleyebilirdim. O yüzden kustuğumu filan. Ama artık içimden beni bunaltan, ruhumu sıkan hislerden kurtulmak için birileriyle paylaşmam gerektiğine karar verdim. Hamile olma ihtimalimi söyleyeceğim Kicchan'a! Evet yapacağım bunu. Tabi ilk söyleme çalışmalarım başarısız oldu çünkü tekrar kusasım geldi. Bu sefer Kicchan üzerine kusmayayım diye başımı çevirdi diğer yöne. Ondan sonra rahatlamıştım zaten. Kicchan da suratını bana yaklaştırdı. Kusmuk kokuyorum oğlum hiç mi tiksinmiyorsun? Yemin ederim çocuk midesiz. Neyse ben kendimi hazırladım söyledim her şeyi. Galiba hamileyim dedim. Mal herif. Dalga geçiyor bir de benimle. Riko-chin dedi bir de bana. Sanırım artık aradaki buzları da eritiyoruz. Gerçi daha eritmeden önce de Kicchan diyordum ben ona. Neyse ben aldım bunun yanaklarına önce bir tokat attım. Sonra mıncırmaya başladım. Canı acıdı mı acımadı mı hiç bilmiyorum. Hala dalga geçiyor ya! Güvendim anlattım destek çıkacaksın sen bana. Bir arkadaş olarak senin görevin bu.

"Nasıl oldu biliyor musun? Ben işte bir gün biraz halsizleşmiştim. Bir gün dediğim Mao-chan ile tanıştığım gündü. Bayılmışım galiba sonra ben. Ya da uyuya kalmışım. Mao-chan da almış beni bir hana götürmüş. Sonra sabah oldu. Uyandım Mao-chan yerde oturuyordu. Ben aniden ayağa kalkınca paldır küldür düştüm oğlanın üstüne. Sonra ben üstüne düşünce şeyine oturdum bunun. Sonra işte ben bir sertlik hissettim anladım ne olduğunu. Kalktım hemen böyle utançla kahvaltı almaya gittim. Kahvaltıyı getirdim ama bir baktım Mao-chan örtünün altına girmiş. Neyse dedim. Yedik bir kahvaltımızı. Örtü kırıntı dolmuştu. Ben de alıp örtüyü silkelemek istedim sevmem öyle şeyleri çünkü. Vermedi Mao-chan örtüyü. Çekiştirdi. Sonra üstüme atladı. Örtü aramızda kaldı. Ben de intikam alıyor zannettim. Kurtulmaya çalıştım ama beni örtüye sardı. Hiçbir şey göremedim, nefes alamadım. Bir örtünün altından çıkamadım anlayacağın. Sonra kendimi yatağın diğer yanına doğru attım. Yere düştüm örtü açıldı. Yatağın altında bir don gördüm ilk olarak. Aldım donu. Ben de bizden öncekiler burada bir şey yapmışlar sanmıştım. Başımı yatağın üstüne doğru bir çıkardım ki Mao-chan'ın donu yok. Hemen giymesini istedim. Utandım tekrar yatağın altına doğru attım kendimi. Sonra Mao-chan tam donunu niye çıkardığıyla ilgili açıklama yapıyordu ki beni öpmeye başladı. Sonra yatağa yatırdı. Sonra üstümü çıkardı. Sonra..." Kendimi öyle kaptırmışım ki anlatıyorum her şeyi Kicchan'a. Sanki yıllardır içimde tutuyormuşum gibi. Ben anlattıkça Kicchan'ın yüzü şekilden şekile giriyor tabi. Konuşmam bitince kaltak dedi bana. Daha doğrusu ben öyle zannettim. Mao-chan'a demiş kaltak diye. Bana demiyormuş ama ona da demesin yani. Ben seviyorum Mao-chan'ı. Neyse şu an atar yapacak halim yok.

Dalıp gittik ikimiz de uzaklara doğru. Kicchan dış cephe diyor, paraşüt diyor, şapka filan diyor ama hiçbir şey anlamıyorum. Boş boş bakıyorum yüzüne. Şapkayla mı sevişseydik? Paraşüt ne? Şapkayla sevişince hamile kalınmıyor mu? Sonra yanaştı bana iyice Kicchan. Kondom diyormuş ya! Tabiii! Kondom diye bir şey vardı dimi? Onu şaapınca hamile kalınmıyordu. Ben bunu niye daha önce düşünemedim? Ben değişik şeyler görüyordum ama o anda. Onları Kicchan'a anlatmadım deli sanmasın beni şimdi. Deli değilim sonuçta ben. Ben o kadar dalmış gitmişken kondom gelmedi aklıma. Ne yapalım olan oldu artık. Ben sıkıntıyla iç çekerken Kicchan kükredi. Abisine gidecekmişiz. Abisi doğum doktoruymuş. Yaşasın! Aferin sana be Kicchan! Bir işime yaradın sonunda. Nihayet geceleri kabuslarıma giren olguya bir son vereceğim. Öğreneceğim hamile miyim yoksa değil miyim. Kicchan girdi koluma. Çekiştirerek götürmeye başladı beni. Benden biraz daha hızlı adımlıyor çocuk tabi. Ben geride kaldıkça sürüklüyor peşine. Biraz ciyakladım ama pek bir faydasını göremedim. Alıştım artık onun bu davranışlarına.

Hastaneye geldiğimizde o iğrenç kokuyla karşılaştım. Hastane kokusunu bilirsiniz. Depresif, gizemli, bir duyduğunuzda bir daha duymak istemediğiniz bir koku. Hele de hastanelerle daha önce kötü tecrübeleriniz olduysa bu koku sizde travma etkisi oluşturabilir. Şahsen öyle bir travmam yok ama yine de nefret ediyorum hastanelere gitmekten. Bir de kalabalık olur buralar genelde. Her yerde ağlayan, sızlayan, halsizlik bitap düşmüş, gözleri kaymış tipler olur. Çocuk katı hele velet zırıltılarından geçilmez. Ancak bugün epey bir ıssızdı hastane. Pazar günü olduğu için herhalde. Gerçi hastalığın pek günü olmaz ama ben ona bağladım bu işi. Sessizliğin sesi vardı her yerde. Ben hastaneyi bilmiyorum tabi. Kendimi Kicchan'ın liderliğine bıraktım. O ne derse, nereye giderse o. Koluna da girmişim peşi sıra ilerliyordum. Arada başımı çevirip baktım Kicchan'a. Geçen gelişinde omuz hizası benden bir iki santim aşağıdaydı. Şimdi sanki aynı gibiyiz. Hatta birkaç santim geçmiş bile olabilir beni. "Kicchan senin boyun mu uzadı?" Kicchan ile birkaç kat yukarı çıktık. Giriş katından bile sessizleşmişti artık bu katta her şey. Bekleme koltuklarına oturmuş, uzun sakalları olan, pis bakışlı, aksıran, sümküren, ağzında yarım yamalak dişleri olan, kavruk tenli dedeler vardı etrafta. Hepsi de sanki ölmüşler de doktor onayı bekliyorlarmış gibi sessizdi. İstemeden iğrendim ve grip türevi hastalıklar kapmamak için nefesimi tuttum hafifçe. "Bence burada değildir." Çünkü biliyorum ki kadın doğum doktorlarının olduğu katta bekleme koltuklarında sıra sıra hamileler olur. Sanki hastane hamile baskınına uğramış gibi, karnı burnunda anne adayları beklerlerdi. Bazı gelişlerimde görmüştüm bu katı. Bir süre bakınca insan stres oluyor. Ha doğurdu ha doğuracak diyorsun. Kicchan bana "Sen çok biliyon." der gibi baktı ve beni başka yöne sürüklemeye başladı. Ama biraz gidiyor sonra fikrini değiştirip diğer tarafa gidiyordu. Sonra yine fikrini değiştirip öteki tarafa. Yav bir karar ver! Yukarı çıktık kimse yok. Bir alt kata indik yine kimse yok. Yok da yok. Dolanıyoruz sırasıyla koridorları. Hadi bakalım hayırlısı.
Kütüphane
Lejant
Resim
The real hell is inside the person...


Resim
Künye
İsim: Ueno Riko
Yaş: 16
Cinsiyet: Dişi
Element: Fuuton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Alım Gücü: 4 - Orta Düşük Gelirli /4 Puan

Profil
Güç: 2
Çeviklik: 4
Kondisyon: 4
Potansiyel: 5
Varlık: 7
Zeka: 8

Eksiklikler/Özürler

Şizofreni
Zaten hayal dünyası fazla geniş olan Riko, öğretmeninin ölümünden sonra akli dengesini kaybetti. Gerçekte olmayan kişilerle konuşup, gerçekte olmayan kurgular oluşturup, gerçekte olmayan operasyonlar yaparak öğretmeninin yerini tespit etmeye çalışıyor. Ve hayatının dört bir yanını kaplayan bu kişilerin gerçek olmadığını kesinlikle reddediyor. Onlar Riko’nun güvenebileceği kişiler. Zararsızlar, değil mi?


Ninjutsu

Fuuchi no Jutsu
Kullanıcı Uma mührünü yapar ve bir eliyle ağzını ve burnunu kapatır. Kullanıcı bu şekilde soluduğu havayı filtrelemiş olur. Havada bulunan potansiyel zehirler, hastalıklar ve toz parçaları bu tekniğe yakalanır. Kullanıcı bu teknik ile su altında nefes alamaz veya solunum sistemine girmesi gerekmeyen zehirlerden kurtulamaz. Teknik açık kaldığı sürece, her nefese chakra yer. Kullanıcı ayrıca, diğer elini başkasının ağzına götürerek tekniği onlara da uygulayabilir. Bu süre boyunca o el de bırakılmamalıdır.


Zanshuu no Jutsu
Kullanıcı ortalama bir el mührü dizisinin ardından ellerini önünde birleştirir ve ortamdaki havaya odaklanır. Ortamdaki hava birden yukarıdan aşağıya doğru sertçe inmeye başlar. Bu, çevredeki herkesi, kullanıcı ve belirlediği bir kişi hariç olmak üzere, yere çökmeye zorlar. Akım aşırı derecede güçlüdür ve karşı koymak gerçekten kabiliyet gerektirir. Kullanıcı teknik süresi boyunca hareket edemez. Teknik açık kaldığı sürece chakra yer.


Genjutsu

Ryuhoubo C Rank
Houkibo C Rank
Taroubo C Rank


Shibou no Jutsu
Kullanıcı Tatsu el mührünü yapar ve o anda baktığı kişiyi tekniğin etkisi altına alır. Tekniğin altına girmek için hedefin kullanıcıya bakmasına gerek yoktur. Tekniğin etkisi altında olan kişi her 5 saniyede bir, kullanıcı tarafından hunharca öldürüldüğünü görür. Bu görüntüler 2 saniye sürer ve aşırı derecede gerçekçidir. Kullanıcı eğer isterse görüntüleri istediği gibi ayarlayabilir. Hedef git gide konsantrasyonunu kaybeder ve kullanıcıdan korkmaya başlar. Kötü ve rahatsız edici hisleri kullanıcı ile bağdaştırır. Savaş alanında kişilere göz dağı vermek, konsantrasyonlarını bozmak ve gerçeklik ile illüzyon arasındaki bağı koparmak için kullanılır. Diğer şartlar altında, işkence yapmak için kullanıldığı bilinmektedir. Teknik 2-3 dakika kadar açık kalır, ardından tekrar uygulamak gerekir.


Mugen Onsa
Kullanıcı elleri ile kendi kafasını kavrar ve aşırı kısa bir süreyi tekniğe odaklanmak için harcar. Ardından, aşırı keskin ve korku verici bir çığlık atar. Çığlık bir kaç saniye sürer. Bu çığlığı duyan herkes şiddetli bir zihinsel acı ile karşılaşır, çığlık dindiğinde bile yarattığı zihinsel yorgunluk devam eder. Kullanıcı, her 5 saniye aralıklarla çığlık atabilir, her bir çığlık chakra yer. Her bir çığlık hedeflerin başını ağrıtmaya devam eder ve zihinlerine direk olarak saldırır. Bir kaç çığlığın ardından hedeflerde kafa karışıklığı ve odaklanma sorunu başlar. Kullanıcı her bir çığlık arasında odaklanmaya devam etmeli ve ellerini başından çekmemelidir. Kullanıcı eğer isterse bu tekniği üflemeli bir çalgı ile yapabilir, bu varyasyonda kullanıcı çalgılan aşırı tiz bir nota çıkarır. Bu varyasyonun avantajı her bir tiz sesin daha uzun süreli ve etkili olmasıdır. Teknik anlık olduğundan karşı koymak zordur ancak tekrar tekrar tekniğe mağruz kalmak bazı hedefleri tekniğin etkilerine etkisiz hale getirebilir. Kullanıcı bu tekniğin etkilemeyeceği kişileri seçemez, yani çevredeki herkes bundan etkilenir.


Rakumei no Jutsu
Kullanıcı yüzüne sert bir ifade takınarak tekniği aktif eder. Eğer 3-4 metre yakında, kullanıcının yüzüne bakan hedefler tekniğin etki alanına girer. Uzaktaki kişiler teknikten etkilenmez. Tekniğin etkisi altındaki kişiler, hedefin ölümcül ve tehditkâr bir aura ile kaplandığını hayal eder. Bu, tekniğin etkisi altındaki kişilerin kullanıcıdan şiddetli bir şekilde korkmalarını sağlar. Bu korkuya yenik düşen hedefler kullanıcıdan kaçmaya çalışabilir veya eğer kullanıcı gözdağı vermek istiyor ise bu blöfü yiyebilirler. Korkuya yenik düşmeyenler ise kısa süreliğine de olsa konsantrasyonlarını ve dikkatlerini kaybederler. Teknik 5-10 saniye gibi kısa bir süre çalışır ve rakibi korkuttuktan sonra kendiliğinden kapanır.


Kokuangyou no Jutsu
Kullanıcı uzun bir el mührü dizisini bitirir ve tekniğin etkisi altında almak istediği kişilere doğru bakar. O anda, eğer o kişiler de kullanıcıya bakıyor ise, tekniğin etkisi altına girerler. Tenkik, hedeflerin görme ve duyma yetilerini bozar. 3 metre ilerisini göremez ve duyamaz hale gelirler. Hedefler herhangi bir yönden gelecek saldırıya açık hale gelir. Tekniğin efektif süresi 5 dakika ilâ 30 dakika arasında, kullanıcının disiplinleri ve seviyesine göre değişir.



Beceri Listesi


Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Chakra Hapı

Resim Resim

Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
Ueno Riko
 
Mesajlar: 94
Kayıt: 27 Eyl 2014, 17:49

Re: Daha çok erken.

Mesajgönderen Shiomiya Kiyo tarih 09 Kas 2014, 20:47

Başka zaman olsa "Ehe, ne biçim alkol kokuyoooee~" diye sevimlileşirdim hastaneye girmemle. Garip biliyorum ama hastane kokusunu seviyorum ben, eczane kokusunu da aynı şekilde. Aksi gibi, pazar günü olduğu için acil girişinden girmek zorunda kaldık hastaneye, eh, kötü anılar falan. Kalmadı sevimlilik o yüzden bende, hem gayet iyi bir şekilde ağrıyan başım daha da ağrımaya başladı koku yüzünden diyebilirim. Yüzümü buruşturmuş bir şekilde kızı sürüklemeye devam ettim peşimden, yarı koluma girmiş bir haldeydi hanım kız. Merdivenlere yaklaştığımızda boyumla alakalı bir soru sordu; uzayıp uzamadığımı. Laf soktuğunu düşündüm ilk başta, zaten buruşuk olan yüzümde kaşlarım iyice çatıldı bir anlık, kıza bakmadan önce. Kızın suratında dalga geçtiğini belirten bir ifade yoktu halbuki. Yavaşlattım adımlarımı ve merdivenlerin hemen önünde durdurdum kızı. Tam önüne geçip dik bir şekilde durdum, elimle kendi başımdan başlayıp Ueno'nun başına doğru uzayan bir çizgi çektim boy karşılaştırması yapmak için. Kızla ilk tanıştığımda hafiften yukarı bakmak zorunda kaldığımı hatırlıyorum halbuki ama şu an çizgi bir parmak yukarısından geçiyor kızın. "Vay be!" manasında dudaklarımı kıvırdıktan sonra, kurumuş kusmuklu botlarıma baktım. Normalde yüksek tabana sahip punk botlar giymeyi sevsem de, bu seferki basit, düz tabanlı yeşil bir bottu yağmur botundan hallice. Tabandan da değil yani bu uzama. "Dedim sana protein önemli diye, bak boy atıyorum işte! Pantolonlar da kısa geliyor zaten. Hatırlat, işimiz bitince çocuk poliklinklerinden birinde boyumu ölçeyim!" diyerek merdivenlere yönlendirdim tekrar koluma giren kızı.

Neden bilmiyorum ama merdivenin ucu bombok bir yere çıktı. Ölmeyi unutmuş bilimum dede var etrafta. Bir de bir sessiz, bir sessiz ki anlatamam, o kadar sessizliğe rağmen arka plandan da rüzgar ve uğultusu geliyor aksi gibi. İyice korkunç, biz aralarında yürüdükçe de iyice loşlaşıyor koridor. Adamlarla aramızdaki yaş farkı trilyon kadardır eminim, genç ruhlara sahip olduğumuz için hepsi üstümüze çullanacakmış da ruhlarımızı çalacaklarmış gibi hissedip tırsmaya da başlamadım değil. İster istemez koluma girmiş haldeki kıza daha da sokuldum, "Korkma sen ben buradayım." diyecektim ki çok akıllı hanım efendi abimin ve onun muhteşem doğum servisinin kendince burada olmadığını söyledi. Geri uzaklaşıp, kafamı yana yatırarak şöyle bir "Hadi ya?" bakışı attım kıza. Koridorun sonundaki banklardan birinde oturan göbekli bir dedeyi elimle gösterip "Bence şu her an doğurabilir gibi duruyor..." Dedim alaycı bir sesle ve adımlarımı hızlandırdım. Hızlandırmak ne kelime, sekmeye başladım bile diyebilirim, moruklar koğuşundan bizi ayıracak merdivene sıçrarken de "Dedelerim geçmişler olsun geçirenler sağolsun, yihaaa!!!" diye anırmayı ihmal etmedim. Umarım birileri ani gürültüme kalp krizi ile karşılık vermez.

Az aşağı indik, oradan biraz yukarı çıktık, zaten hastane toplamda iki katlı ama enine geniş, o yüzden bayağı da bir sağ sol ile uğraştık. Her seferinde, bir öncekilerden daha korkunç olan koridorlara çıktık. Suratını duvara yaslamış, deli gibi "BİİİİİR, BİİİİİR, BİİİİİR!!" diye bağıran kel adamlı bir koridorda artık bildiğin çığlık atmıştım geri giderken. Nedense "İKİİİİİİİ!!!" diye karşılık vermişti adam çığlığıma. "Derdini sikeyim, o nasıl bir şeydi lan?" dedim soluk soluğa, en sonunda yaşam izi var diyebileceğimiz bir koridora varmayı başardığımızda. Işıklar daha sıcak, sesler daha tanıdıktı burada. İleri de yüksek bir banko, bankonun gerisinde siyah uzun saçlı birine ait bir kafa, bankonun önünde de tembel tembel, elinde serumla yürüyen iki üç insan var. Bankoya biraz daha yaklaşıp, yüzü bana dönük olan hastaları inceleyince, göğüslerindeki bandajlardan anladım ki gerçekten de tanıdık olan bir servisteyiz; kalp hastalıkları. Bizim belalı ikizlerden Miharu yüzünden burada vakit geçirdik zamanında epey, neyse ki hastalığı son bir kaç yıldır stabil de, tekrar bu serviste sürünmek zorunda kalmadı çocukluğundaki gibi. Bankoya varıp, geride oturan hemşireye seslenircesine öksürdüğümde kafa hızlıca bana döndü. Döner dönmez de suratında kocaman bir gülümseme belirdi, sanki eski bir tanıdığını görmüş gibi. "Shiomiya-kun!!" diye seslendi yumuşak ve mutlu bir sesle, fark ettim ki kadın cidden beni tanıyor ama ben kestiremiyorum kadını. "Küçük kardeşin nasıl bakayım?"

"İ-İ-İyiii?..." Benden çok kardeşimi tanıyor sanırım. Öyle çok da belirgin özelliklerimiz de yok halbuki abi kardeş olarak, yüzümüz bu denli aklında kalsın kadının. O değil, Miharu medikale eğilimli olduğu için zaten hastanede oldukça takılıyor, belki de bu servise uğramayı tercih etmemiştir kötü anılarından dolayı. "Kan sulandırıcılarını düzgün kullanıyor değil mi? Görünce selam söyle benden ona, olur mu?" Dedi ben hala anlamamış bir ifade ile suratına bakarken. Kadını tanıyamadığımı, damdan düşer gibi de böyle bir duruma girmenin beni şaşırttığını anlamış olacak ki yakasındaki kimliğini gösterdi; Hem. Miyamoto Kaede. "İletirim, Kaede-San!" Dedim kafamı anladığımı belirtir bir şekilde yukarı aşağı sallayarak. Belki de selamdan çok, bu servise de bir uğrayıp kadını ziyaret etmesini söylemeliyim, hı? Yine de işine karışmak gibi olabilir bu, duruma göre bakarım artık. "Biz... Şey... Aslında... Kaybolduk. Abim burada çalışıyor da, belki onu daha iyi tanırsınız; Shiomiya Kichirou." Kadın düşünmek için beklemeden, kafasını neşeyle yukarı aşağı salladı, hafızası da epey kuvvetli olmalı veya abim diğer servislerde de ünlü. "Ah, Kadın doğum doktoru olan değil mi? Pek de genç! Abini ziyarete geldin demek... Bak şimdi, önce sağa, sonra gene sağa, sonra dümdüz ileri! Anladın mı? Karşında bir bekleme salonu çıkacak, yere dikkat et sidik olabilir, üroloji servisi orası. Oraya varınca bir kat aşağı in, önce sağ sonra sol, bebek sesleri duyarsan yakınlarda, oralarda bulursun hemen!" Diye hızlı hızlı anlattı gitmemiz gereken yolu. "Tamam, önce sol, sonra sağ, hmmm... Teşekkürler Kaede-san! Şey, bir kaç koridor geride duvarla yiyişen bir deli var bu arada. Tekrar teşekkürler!" Dedim yarı acele eder bir şekilde tekrar ilerlemeye başlamışken. Arkamda bıraktığım sesler güvenlik görevlilerini çağırıp bahsettiğim koridora gitmeleri gerektiğini söylüyordu.

"Duydun di'mi Riko-chiiin~, önce ileri, sonra geri, sonra tekrar ileri yapacağız, iki kat aşağı indikten sonra kadın doğum servisindeyiz! Bir an önce öğrenelim karnında bebek var mı, yok mu? Sonra abim elbette yardımcı olur ne yapman gerektiği ile ilgili. Ben evde yaşıyorken anlatıyordu epey, bayağı bayağı gelen bir sürü genç kız varmış senin gibi. Bazıları doğurmamayı tercih ediyormuş, bazıları da başkalarına vermeyi. Düşündüm de iyi ki dişi değilim, çok sorumsuz bir anne olurdum sanırım. Aslında, bir gün baba olursam çok sorumsuz bir baba da olurum. Hmmm... Benden ebeveyn olmaz, çocuk işi bana ters sanırım, hahah!" Diye lafa tuttum kızı ilerlemeye devam ederken. Abimi de epeydir görmüyorum aslında, dediğim gibi kıza epey yardımcı olur ama, bana karşı tavrı nasıl olur bilemem. Gerçi, evin diğer üyeleri kadar ters bir insan olmadı hiç bir zaman abim, ama yine tersi de tersti hani. Zaten benim gibi bir kardeşiniz varsa sevgi dolu yaklaşamıyorsunuz, ona da hak vermek lazım şimdi. Kitaplarına az mı penis çizmedim? Az mı tekme atarak uyandırmadım, horluyor diye? Zorlayınca kulağa sevimli abi-kardeş sataşmaları gibi gelseler de, uzun zamandan sonra bana tavrı ne olacak bilemiyorum. Hele onu son görüşüm, gene bu hastanede, ama acil serviste, Kyou'nun ölüm haberini verirken olmuşken. Acaba... Babam gibi o da beni suçlamış mıydı o gün?
Resim
Lejant
Kütüphane
Künye
İsim Shiomiya Kiyo
Yaş 16
Cinsiyet Erkek
Element Suiton
Seviye C-Rank
Rütbe Chuunin
Alım Gücü 2 -FAKİİİİİİİİEEERRRR!!/2
Kullanılabilir GP 32

Eksiklikler/Özürler Yok

Ekipman
Matara, "Gama" (蜍)
İçerisinde 3 suiton tekniğine yetecek su barındıran, sağlam sızdımaz matara. Ağırmış az.
Geyikotu Özü, 50gr.
Ufak çiziklere ve yanıklara iyi gelir.
Koku Bombası (屁), İkili paket
Bazı genjutsu tekniklerinden kurtulmak için özel olarak üretilen bu bombalar, haliyle ileri seviye teknikleri kıramazlar.

Beceri Chakra Kontrolü 2

Profil
Güç: 8
Çeviklik: 7
Kondisyon: 5
Potansiyel: 4
Varlık: 3
Zeka:3


Ninjutsu

Suiton
Jousui
Ninja gerekli el mühürlerini yaptıktan sonra ellerini kirli bir su birikintisine değdirir. Elini kaldırdığı anda, su birikintisinden arıtılmış ve tamamen içilebilir bir su kütlesi, iki el ile tutulabilecek bir küre şeklinde kullanıcının elinde oluşur. Daha sonra teknik bozulmadan bu su bir matara veya kaba aktarılır. Bilinen tüm hastalık ve zehirler sudan bu yöntem ile ayrılabilir.
Suiben
Ninja oldukça kısa olan el mühürleri serisini Ushi mühründe bitirir. Mühürleri tamamlamasının ardından kullanıcı elini bir su kütlesinin içine sokar ve ardından suyun içinde avucunu yumruk haline getirecek şekilde sıkarak çeker. Bu sayede kullanıcı suyun içinden uzunluğu, kalınlığı, sağlamlığı chakrası ile oranlı olan bir kırbaç çıkarır. Bu kırbaç her ne kadar sudan oluşmuş olsa da hemen hemen katı bir cisim özelliği gösterir. Bu sayede hedefe fiziksel zarar verebileceği gibi onları bağlama gibi işlerde de bu kırbacı kullanabilir.
Kizame no Jutsu
Ninja el mühürlerini tamamladıktan sonra bir su kütlesine odaklanır. Odaklandığı su kütlesinden kabaca bir köpekbalığının başına benzer bir şey çıkar ve rakibi yakalamaya çalışır. Bir şekilde rakibi herhangi bir yerinden yakalarsa bırakmaz ve o su kütlesinin olduğu yerde tutar. Teknikten kurtulmak için aktif olarak köpekbalığı kütlesine zarar verip somutluğunu bozmak gerekir.Tekniğin ardından kullanılan su kütlesi kaybolur. Köpekbalığının ısırdığı yerler hasar alır.
Niji no Jutsu
Ninja el mühürlerini tamamladıktan sonra yere büyük miktarlarda su kusmaya başlar. Bu su, toprak tarafından zor emilir ve ninja tarafından diğer suiton teknikleri için kullanılmaya uygundur. Kullanıcı istediği kadar su kusabilir, ancak ne kadar çok su çıkarmaya çalışırsa o kadar çok süre geçer. Ortalama bir shinobi, 5 saniyede, bir kaç suiton tekniği için gerekli suyu ortama boşaltmış olur. Tekniğin bir diğer formu olarak da, kullanıcı ağzından hemen hemen bir gülle boyutunda bir su kütlesi fırlatır. Bu su kütlesi çarptığı duvar benzeri dikey yüzeylerde kalır ve kullanıcının diğer teknikleri için zemin oluşturur. Rakibe fırlatılırsa herhangi bir etki yaratmaz.
Suijinheki
Ninja kısa olan el mühürleri serisini Tora mühründe sonlandırır ve derin bir nefes alır. Bu aldığı nefesi hızla dışarıya veren kullanıcı yüksekliğini ve genişliğini harcadığı chakra ile oranlı olacak şekilde su kütlesi püskürtür. Bu su kütlesi özellikle defansif anlamda kullanıcı birçok ataktan koruyabilecek bir yapıya sahiptir. Kullanıcı etrafında su kütlesi olması halinde, bu su kütlesini kullanarak da adeta bir bariyer oluşturabilir. Bariyerin şekli tamamen kullanıcının kullanacağı chakra miktarı ve suyun yapısının el verdiği ölçüde her halde olabilecek niteliktedir.
Takonagi no Jutsu
Ninja ortalama bir el mührü dizisinin ardından ortamdaki suyu vücuduna çekmeye başlar. Su, kullanıcının sırtında 4 tane ahtapot kolu oluşturacak şekilde birikir. Bu kollar sert ve hızlıdır, kullanıcıya yakın dövüşte yardımcı olurlar. Çeşitli silahları tutabilir ve fırlatabilirler. Kullanıcı etrafında bir kalkan görevi görebilirler ve gelen saldırılara karşı tepki verebilirler. Eğer bir kol ağır hasar alırsa suya geri dönüşür, kolu tekrar yaratmak için ekstra chakra harcamak gerekir. Açık kaldığı sürece chakra yer. Tekniğin ardından kullanılan su kütlesi kaybolur.
Bousen no Jutsu
Kullanıcı kısa sayılabilecek bir el mühürü dizisinin ardından ağzından çok ince bir su kütlesi püskürtür. Bu kütle, aşırı derecede delici ve kesicidir. Kullanıcı tekniği istediği kadar açık tutabilir. Teknik 15 metreye kadar delici ve kesici özelliğini korur, daha uzak mesafelerde ise etkisini yavaş yavaş kaybeder. Teknik açık kaldığı sürece chakra yer.
Ninpou
Kuchiyose no Jutsu - Henüz hazır değil.
Jinteki Mayu no Jutsu
Kullanıcı kısa bir el mührü dizisinin ardından yatar pozisyona geçer ve tekniği aktifleştirir. Teknik, kişiyi siyah bir ipeksi doku ile sarar. Tamamen sarılan kullanıcı, içeriden dışarıyı görebilir, ancak dışarıdan içerisi görünmez. Kullanıcı dinlenmek veya uyumak için bu tekniği kullanabilir. Doku, yağmur suyunu geçirmez. Kullanıcı istediği zaman Kai mührü ile tekniği bozabilir, bu dokunun yokolmasına ve kullanıcının içinden çıkmasını sağlar.
Doubutsuhen no Jutsu
Kullanıcı ortalama bir el mührü dizisinin ardından yakındaki bir hayvan ile göz teması sağlar, ardından o hayvan ile konuşabilir hale gelir. Her bir hayvanın kendi kişiliği vardır ve kullanıcıya itaat etmek veya sordukları sorulara cevap vermek zorunda değildirler. Teknik 5 dakika kadar aktif kalır, ardından kullanıcıya uyguladığı stres yüzünden 15 dakika kadar tekrar kullanılamaz. Göz teması kurulan dışındaki başka bir hayvan ile konuşulamaz.


Taijutsu

Shinshouki Stili, C-Rank
Bu seviyede kullanıcı temel akrobasi bilgilerini öğrenir ve akrobatik hamleler yapabilmeye başlar. Bu hamleleri momentum kontrolü ile birleştirdiğinde çok büyük efor gerektiren akrobatik hamleleri çok az bir kayıpla uygular. Kullanıcının zıplayarak veya çevresel yükseklik farkını kullanarak yaptığı hamleler daha etkili ve daha az yorucu olur.
Shinshouki Tekniği, Kage Buyou, C-Rank
Kullanıcı, rakibi havaya fırlatmak için akrobatik bir tekme hamlesi kullanır. Bu özel hamle ile rakip 3 veya 4 metreye kadar havaya gönderilebilir. Ardından rakip kendi akrobatik yeteneğini kullanarak havaya zıplar ve havada rakibin hemen altında konuşlanır. Teknik burada son bulur, ancak kullanıcı bu noktadan sonra diğer Shinshouki Taijutsu tekniklerini kullanabilir veya havadaki korumasız rakibine beklemediği bir yerden saldırı yapabilir.
Kullanıcı avatarı
Shiomiya Kiyo
 
Mesajlar: 224
Kayıt: 09 Eyl 2014, 00:00

Re: Daha çok erken.

Mesajgönderen Ueno Riko tarih 10 Kas 2014, 22:22

Dedelerin yanından geçerken bağırıyor velet. Ben özellikle ruhlarına olan saygıdan sessiz olmamız gerektiğini düşünüyordum halbuki. Zombiler daha çok sese yönelirler mesela. Bu dedeler hortlayıp gelseler ilk ölecek kişi Kicchan olur. Neyse işte biz hastanede hop hop çekirgeler gibi dolaşaduruyoruz böyle. Bir tane deliye rastladık. Burası nasıl bir hastane ben hala çözemedim. Kicchan tekrar cırladı. Ya bir de kızlara derler her şeye çığlık atıyor bunlar diye. Kicchan aniden bağırınca delinin de yüreği ağzına gelmiş olacak ki unuttuğu rakamı hatırladı aniden. Kicchan koşturmaya başladı, haliyle ben de peşinden koştum. Koşturmasana beni Kicchan! "Küfür etme Kicchan çok ayıp." dedim aynı bir anne edasıyla. Anne edasıyla... Anne... Bu konuyu geçmek istiyorum.

Neyse işte biz değişik bir yere geldik. Az önceki gibi ölü dedeler ve tuhaf deli adamlar yoktu burada. Normal normal hastalar vardı her yerde. Öyle grip gibi değil tabi ki. Ameliyatlı, ağır olduğunu düşündüğüm türden hastalar. İleride de bir hemşire vardı. Kicchan'ı tanıyordu herhalde çünkü görür görmez neşeyle sohbete başladı çocukla. Soyismiyle seslendi bir de. Yani çok samimi değiller, tanışıyorlar. Yani sevgilisi filan değil. Sevgilisi olacak yaşta görünmüyor zaten ama belki Kicchan büyüklerden hoşlanıyordur. Olamaz mı? Hemşire Kicchan'a kardeşiyle ilgili bir şeyler sordu. Demek kardeşi hastaydı. Hem de ciddi bir hastalıktı. Bana hiç anlatmamıştı halbuki. Sanki ben de Kicchan'ı ne kadar tanıyorum ki anlatsın bana ailesini. Bence bu konularda sohbet edersek aramız daha da bir ısınır. Çok hoş olur. Ailelere girince tanışma derinleşiyor zaten.

Kicchan hemşireye abisinden bahsedince hemen tanıdı kadın. Efsanevi bir yol tarifi yaptıktan sonra bizi de uğurladı. Önce sağ sonra sol sol, yok hayır, önce sol sonra sağ sağ ya da önce sol sonra sağ sonra... AMAN! Ne hastaneymiş yahu! Doktoru bulayım derken doğuracağım şimdi. Tövbe tövbe. Sonra Kicchan kötü kötü şeylerden bahsetti. Biraz öğrenecekmişiz karnımda bebek var mı yok mu? Aslında bir an düşündüm de sanki öğrenmek istemiyor gibiyim. Korktuğumdan değil. Garip bir his işte... Neyse geçer. Kicchan kız olsa ondan düzgün anne olamayacağını hatta şu anki haliyle de düzgün baba olamayacağını söyledi. Ben de yapıştırdım. "Gay ol o zaman. Rahat edersin." Sonra Kicchan'ın tipine bakmadan gözümü diktim gittiğimiz yollara. O sırada Kicchan bir şeyler söylüyor ama dinliyor ile dinlemiyor arası bir yerlerde arafta kalmışım. "Ishigakure'de de et fiyatları tavan yaptı. Yemin ediyorum şu devlete para yedirmekten, vergi vermekten imanım gevredi. Kami-sama affetsin ama bence bu Ishi-Chou var ya karıya kıza yediriyordur parayı. Zaten şehir yapılaşmasına baksana. Hiç de sevmiyorum. Benim önceki ev güneş de almıyordu zaten bu malın planlaması yüzünden. O yüzden sana gelmiştim hatırlarsan. Hatta sen benim yalan söylediğimi düşünmüştün. Evden kovulan bir hayta olduğumu düşünmüştün. Hatırladın mı Riko-chiiin?" Bir anda gözlerimi kocaman açıp tövbe bismillah der gibi döndüm Kicchan'a. Ben bir defa o düşüncelerimi sesli dile getirmemiştim. Yoksa Kicchan zihin okuyabiliyor mu? Ama Kicchan sadece önüne bakarak yürümeye devam ediyordu. Muhabbet etmiş gibi değildi. Sanırım zihnimden uydurdum bu konuşmayı ben. Omuz silkip çok kurcalamamaya karar verdim.

"IKINMA! IKINMA!" Çığıran kibar bir sesle önümüzden doktor önlüklü birinin sandalyeyle geçmesi bir oldu. Onu gördüğüm o birkaç milisaniyelik sürede zaman yavaşlamış, etraf çiçekli pembeli bir auraya bürünmüştü. Alnında damlayan birkaç pırıltılı ter ve yüzündeki ciddi ifade onu daha da seksi gösteriyordu. O an kalakaldım zaten. Az önce bir heykel, bir şaheser, bir taş görmüştüm. Taş ülkesine ismini veren kişiyle karşılaşmıştım! Dünyanın en seksi doktoru, hamile bir kadını sandalyeyle telaşla bir odaya sokmuştu. Başımı kaldırıp baktığımda odanın doğumhane olduğunu gördüm. "K-K-K-Kicchan! O abin miydi? Abin miydi o he? Böyle bir abin olduğunu neden daha önce söylemiyorsun? Neden tanıştırmadın bizi şu zamana kadar? Sevgilisi var mı? Kaç yaşında? Burcu ne? En sevdiği renk? En sevdiği yiyecek? Peki peki nasıl kızlardan hoşlanır?" Bir anda olduğum yerde sıçrayarak, gözlerimden öldürücü fangirl ışınları saçarak Kicchan'ın yakasını çekiştirmeye başladım. Mao-chan'a olan aşkım fangirl duygularımın beni esir etmesi yüzünden çıkmıştı aklımdan. Şimdi canım nedense hamile kalmak istiyordu. Bu doktorla daha çok zaman geçireceksem hamile olayım. Noooluuur? Doğurt beni prensim.

Gözüm ne Kicchan'ı ne de başka bir şeyi görür olmuştu. Kicchan'ın ne dediğini önemsemeden, kollarıma gelmiş fangirl gücümle bir hamlede çekiştirerek doğum odasına soktum ikimizi de. Önce kendiminkine benzeyen bir şey gördüm. Vajina yani. Açmışlar. Kadının yüzünde acı çeker gibi bir tip var. Ikınıyor filan böyle. Ama o şeyi gördükten sonra ne yalan söyleyeyim bütün doğurma hevesim kaçtı. Hatta hayatım boyunca çocuklarım olmayabilir sırf şu sahne yüzünden. İyi ki önünde doktor vardı da o sahneyi fazla ayrıntılı inceleme fırsatı bulamadım elimde olmadan. Doktorlar ha bire kadına ıkın diye bağırıyorlar. Kadın çığlık atıyor. Doğum yapmak bu kadar zor muymuş ya? E tabi yani o küçücük şeyden kocaman bebek çıkıyor. Iyyy. Midem kalktı. Ay bir fena oldum ben. Hemen gözlerimi kadından çevirdim ve az önceki havalı, seksi, yakışıklılık abidesi olan taş varlığı aramaya giriştim. Kadınla ilgileniyordu ve epey meşgul görünüyordu. Bir süre daha da meşgul olacak gibiydi. Biz aniden içeri girince adamcağız şok oldu aniden tabi. Şaşkın, endişeli ve öfkeli bakışlarla döndü bize. Bir güzel yedik azarını. "Kiyo ne yapıyorsun burada sen? Çıkın dışarı çabuk!" Sonra elinde kanlı eldivenlerle psikopat bakışları olan bir hemşire yavaştan yaklaşmaya başladı bize. Tehlike alarmı çalınca Kicchan ile birbirimize kenetlenip koştuk hemen dışarı.

Dışarı çıktığımızda bir soluklandık önce. İkimiz için de atlatması kolay olmayan bir travma yaşamıştık az önce. Kicchan ile aramızda kısa bir sessizlik oldu. Birkaç dakika boyunca bakıştık birbirimizle. Gözlerimizde de aynı ifadeler olduğuna yüzde yüz eminim şu an. Bu birkaç dakikalık süre boyunca beynimde az önceki görüntüler döndü, döndü, döndü ve son raddesine ulaştı. Karnımdaki minik pek uslu değil anlaşılan. AMAN YA! Biri beni içimdeki çelişkiden kurtarsın. İçimdeki çelişkiden. Kaptınız mı inceyi? Birkaç dakikalık bakışma süresi bittiği anda Kicchan ile tekrar kol kola girerek hiçbir yorum yapmadan hızla atıldık üzerinde bayan işareti olan WC'ye. Sonrasını tahmin etmişsinizdir zaten. Midemizde de bir şey yoktu halbuki.
Kütüphane
Lejant
Resim
The real hell is inside the person...


Resim
Künye
İsim: Ueno Riko
Yaş: 16
Cinsiyet: Dişi
Element: Fuuton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Alım Gücü: 4 - Orta Düşük Gelirli /4 Puan

Profil
Güç: 2
Çeviklik: 4
Kondisyon: 4
Potansiyel: 5
Varlık: 7
Zeka: 8

Eksiklikler/Özürler

Şizofreni
Zaten hayal dünyası fazla geniş olan Riko, öğretmeninin ölümünden sonra akli dengesini kaybetti. Gerçekte olmayan kişilerle konuşup, gerçekte olmayan kurgular oluşturup, gerçekte olmayan operasyonlar yaparak öğretmeninin yerini tespit etmeye çalışıyor. Ve hayatının dört bir yanını kaplayan bu kişilerin gerçek olmadığını kesinlikle reddediyor. Onlar Riko’nun güvenebileceği kişiler. Zararsızlar, değil mi?


Ninjutsu

Fuuchi no Jutsu
Kullanıcı Uma mührünü yapar ve bir eliyle ağzını ve burnunu kapatır. Kullanıcı bu şekilde soluduğu havayı filtrelemiş olur. Havada bulunan potansiyel zehirler, hastalıklar ve toz parçaları bu tekniğe yakalanır. Kullanıcı bu teknik ile su altında nefes alamaz veya solunum sistemine girmesi gerekmeyen zehirlerden kurtulamaz. Teknik açık kaldığı sürece, her nefese chakra yer. Kullanıcı ayrıca, diğer elini başkasının ağzına götürerek tekniği onlara da uygulayabilir. Bu süre boyunca o el de bırakılmamalıdır.


Zanshuu no Jutsu
Kullanıcı ortalama bir el mührü dizisinin ardından ellerini önünde birleştirir ve ortamdaki havaya odaklanır. Ortamdaki hava birden yukarıdan aşağıya doğru sertçe inmeye başlar. Bu, çevredeki herkesi, kullanıcı ve belirlediği bir kişi hariç olmak üzere, yere çökmeye zorlar. Akım aşırı derecede güçlüdür ve karşı koymak gerçekten kabiliyet gerektirir. Kullanıcı teknik süresi boyunca hareket edemez. Teknik açık kaldığı sürece chakra yer.


Genjutsu

Ryuhoubo C Rank
Houkibo C Rank
Taroubo C Rank


Shibou no Jutsu
Kullanıcı Tatsu el mührünü yapar ve o anda baktığı kişiyi tekniğin etkisi altına alır. Tekniğin altına girmek için hedefin kullanıcıya bakmasına gerek yoktur. Tekniğin etkisi altında olan kişi her 5 saniyede bir, kullanıcı tarafından hunharca öldürüldüğünü görür. Bu görüntüler 2 saniye sürer ve aşırı derecede gerçekçidir. Kullanıcı eğer isterse görüntüleri istediği gibi ayarlayabilir. Hedef git gide konsantrasyonunu kaybeder ve kullanıcıdan korkmaya başlar. Kötü ve rahatsız edici hisleri kullanıcı ile bağdaştırır. Savaş alanında kişilere göz dağı vermek, konsantrasyonlarını bozmak ve gerçeklik ile illüzyon arasındaki bağı koparmak için kullanılır. Diğer şartlar altında, işkence yapmak için kullanıldığı bilinmektedir. Teknik 2-3 dakika kadar açık kalır, ardından tekrar uygulamak gerekir.


Mugen Onsa
Kullanıcı elleri ile kendi kafasını kavrar ve aşırı kısa bir süreyi tekniğe odaklanmak için harcar. Ardından, aşırı keskin ve korku verici bir çığlık atar. Çığlık bir kaç saniye sürer. Bu çığlığı duyan herkes şiddetli bir zihinsel acı ile karşılaşır, çığlık dindiğinde bile yarattığı zihinsel yorgunluk devam eder. Kullanıcı, her 5 saniye aralıklarla çığlık atabilir, her bir çığlık chakra yer. Her bir çığlık hedeflerin başını ağrıtmaya devam eder ve zihinlerine direk olarak saldırır. Bir kaç çığlığın ardından hedeflerde kafa karışıklığı ve odaklanma sorunu başlar. Kullanıcı her bir çığlık arasında odaklanmaya devam etmeli ve ellerini başından çekmemelidir. Kullanıcı eğer isterse bu tekniği üflemeli bir çalgı ile yapabilir, bu varyasyonda kullanıcı çalgılan aşırı tiz bir nota çıkarır. Bu varyasyonun avantajı her bir tiz sesin daha uzun süreli ve etkili olmasıdır. Teknik anlık olduğundan karşı koymak zordur ancak tekrar tekrar tekniğe mağruz kalmak bazı hedefleri tekniğin etkilerine etkisiz hale getirebilir. Kullanıcı bu tekniğin etkilemeyeceği kişileri seçemez, yani çevredeki herkes bundan etkilenir.


Rakumei no Jutsu
Kullanıcı yüzüne sert bir ifade takınarak tekniği aktif eder. Eğer 3-4 metre yakında, kullanıcının yüzüne bakan hedefler tekniğin etki alanına girer. Uzaktaki kişiler teknikten etkilenmez. Tekniğin etkisi altındaki kişiler, hedefin ölümcül ve tehditkâr bir aura ile kaplandığını hayal eder. Bu, tekniğin etkisi altındaki kişilerin kullanıcıdan şiddetli bir şekilde korkmalarını sağlar. Bu korkuya yenik düşen hedefler kullanıcıdan kaçmaya çalışabilir veya eğer kullanıcı gözdağı vermek istiyor ise bu blöfü yiyebilirler. Korkuya yenik düşmeyenler ise kısa süreliğine de olsa konsantrasyonlarını ve dikkatlerini kaybederler. Teknik 5-10 saniye gibi kısa bir süre çalışır ve rakibi korkuttuktan sonra kendiliğinden kapanır.


Kokuangyou no Jutsu
Kullanıcı uzun bir el mührü dizisini bitirir ve tekniğin etkisi altında almak istediği kişilere doğru bakar. O anda, eğer o kişiler de kullanıcıya bakıyor ise, tekniğin etkisi altına girerler. Tenkik, hedeflerin görme ve duyma yetilerini bozar. 3 metre ilerisini göremez ve duyamaz hale gelirler. Hedefler herhangi bir yönden gelecek saldırıya açık hale gelir. Tekniğin efektif süresi 5 dakika ilâ 30 dakika arasında, kullanıcının disiplinleri ve seviyesine göre değişir.



Beceri Listesi


Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Chakra Hapı

Resim Resim

Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
Ueno Riko
 
Mesajlar: 94
Kayıt: 27 Eyl 2014, 17:49

Re: Daha çok erken.

Mesajgönderen Shiomiya Kiyo tarih 11 Kas 2014, 00:17

Durduk yere neden gay olmamı önerdi şimdi bu kız? İyi bir ebeveyn olamayacağımı söyledim diye önerilecek şey mi bu? Gerçi, söylemeseydi fark etmeyecektim sanırım ha; ben cidden ebeveyn olamayacağım, an itibariyle zaten bir gay ilişkinin içerisinde olduğum için. Sikimde mi? Sanırım değil, yaşımdan dolayı umursamadığım bir şey mi, ilerleyen zamanda bunu bir sorun eder miyim, hiç bir fikrim de yok. Tek bildiğim şey, zamanı gelince bir çocuk isteyecek, hatta bir şekilde ona sahip olacak olsam bile, cidden kötü bir ebeveyn olacağım ben. Neyse ne, Nishi beni sevmeye devam etsin, yeter o bana. Bundan da eminim işte...

Kafamdaki düşünceler abimden uzaklaşmış, gaylik ve hayatın anlamına yönelmişken Riko aniden bana döndü, "Hassiktir?" der gibi bakarak. Sen genjutsucusun Riko, müneccimliğe gerek yok. Zihnimi mi okudu şimdi bu kız, ne oldu gay olduğumu mu anladı? Neden öyle şok olurcasına baktı tam ben ilişkim hakkında düşünürken? Bir de omuz silkti üstüne, ne omuz silkmesi bu? "Olsun, gay olsan da arkadaşımsın." silkelemesi mi? "O hassiktir bakışı başka bir şeyeydi, sorun yok bilmiyorum gay olduğunu." silkelemesi mi? NE OMUZ SİLKİYORSUN KADIN, NE O BAKIŞLAR?

Kendi kendime kaosa sürüklendim gene, aslında ben yönlendiriyordum kızı ama, artık kız benim yüzümden daha da fazla kaybolmamıza dayanamadı mı, içine düştüğüm deli çelişkileri de mi fark etti, pek emin değilim, o beni yönlendirmeye başlamıştı. Mucizevi bir şekilde de bulmuştu az önceki hemşirenin muhteşem ötesi yol tarifine göre. Bebek sesi yoktu etrafta, onun yerine abimin uzun zamandır duymadığım sesi "IKINMA, IKINMAAA!!" diye bağırıyordu. Sesin geldiği yöne kafamı çevirdiğimde de, bir sandalyeye oturttuğu top gibimsi bir kadını doğumhane olduğunu tahmin ettiğim yere götürüyordu, peşinde iki üç kişi ile. "A...bi..." diye oynattım dudaklarımı, ses çıkaramadan. Ortamın gerginliğinden mi acaba? Cidden ortam gergin benim için çünkü, ama sanırım Riko için değil. İçinde ne olduğunu anlamaya çalıştığı bir hediye kutusu gibi sallamaya, abim hakkında sorular sormaya başladı birden bire, hayran hayran. "D-DUR!! EVET!! Abim o işte, sakin ol!! Lan niye tanıştırayım? Önceden de mi hamile kaldın? Sevgilisi yok da, sanane bundan ki? Oğlak. Mavi. Kızarmış Pirinç. HİÇ KIZLA GÖRMEDİM ONU, BELKİ GAYDİR?! YETER BE BIRAK!!" Diye, yakamdan tutan ellerini tutup ittirmeye başladım. Sevgilisiyle bunda yaka tutma fantezisi var heralde. İttiriyorum deli gibi de, kıza öküz gücü gelmiş, bırakmıyor. Bırakmak yerine, beni sürüklüyor hatta. BENİ... DOĞUMHANEYE SÜRÜKLÜYOR BU KIZ!!!

"HİÇ BİR KUVVET BENİ O ODAYA SOKAMAAAAAAEEZ!!!" diye anırmıştım ki kendimi bir vajina önünde buldum bile. Kanlı, canlı, hareketli, içinden bebek atmaya çalışan iğrenç bir vajina. Söyledim mi bilmiyorum ben hayatımda hiç vajina görmedim, ehe. Merhaba vajina, artık senden bir daha görmek istemiyorum. Keşke seninle tanışmamız böyle olmasaydı. Keşke henge yapıp kendiminkine baksaydım ilkten, böyle hazırlıksız görmek kötü oldu. Ne diyorum ben? Hayat neden birden bire anlamsız gelmeye başladı bana? Vajinası olan herkes benden uzak dursun istiyorum şu an. Harika, çelişkili bir gaydim, artık çelişkisiz bir gayim sanırım. Bekle beni Nishi, artık tamamen seninim bebeğim.

Ben hayatı sorgularken abim bize, daha doğrusu bana bağırdı. Hah süper, abimle uzun zamandır görüşmüyorum, damdan düşer gibi önüne arkadaşlarımdan birini hamilelik için getirdiğimde ne tepki verecek, arkadaşımı geçtim Kyou olayından sonra bana karşı tavrı ne olacak diye kendimi yemiş bitirmiştim. Riko sağolsun işler daha da zorlaştı sanırım. Gerçi adam haklı, kadın vajinasından bir bebek fırlatmaya çalışıyor ve karşısında iki velet var, resmen doğacak çocuğun yıllar sonraki ön gösterimini yapar gibiyiz. "Çocuğunuza düzgün bakmaz, anne sevgisi aşılamazsanız bir gün doğumhaneye dalar ve doğum yapan kadınları rahatsız ederler." dercesine duruyoruz kadının karşısında. O değil de, abim vajinaya geri dönüp "Ikın, ıkın, ıkınıkınıkınıknınkn!!" diye böğürmeye geri başlayonca ben istemsizce ıkınmaya başladım. Neden ıkınıyorum lan? Bilinç altıma işledi emir sanırım. Ikınmamalıyım. Hem şu hemşire bize neden geliyor? Kanlı eldivenlerini bize uzatmış, kalbimizi sökmek ister gibi bakışlarla bize geliyordu hızla. Zaten o kadar kanlı vajina görmüşüm, kanın bana bu kadar yaklaşmasına daha fazla dayanamadım. Atladım Riko'nun üstüne, sarılmış bir şekilde böğüre böğüre kaçtım doğumhaneden. Kapıya bir şifre koyar insan be!

Kanlı vajina sahnesinden kurtulduktan sonra, dışarıda hafiften çömelip ellerimi dizlerime koyarak soluklandım hızlı hızlı. Daha sonra kafamı Riko'ya çevirdim, bir süre bakıştık öyle, hayatın anlamını çözmüşüz de pişman olmuşuz gibi. Ardından suratlarımız buruşmaya başladı, ardından vücutlarımız sallanmaya başladı durdukları yerde. Ardından... Ardından...!! Bir sonraki hamlenin burada olmaması lazım, o yüzden kızın koluna yapışıp en yakın tuvalete koşturdum; evet, bayanlar tuvaletine! Doğumhaneye en yakın bayanlar tuvaleti olur çünkü. Umarım içeride doğuran bir kadın yoktur. Atladığımızda içeri, Riko bir kabine koştu hemencecik ve ritüeline başladı. Ben de nostaljimizi tamamlayacak şekilde yandaki kabine attım kendimi, aynı ritüele başlayarak. Riko yanda kaptırmış gidiyor, istese öğürerek şarkı söyleyecek ama benden bir şey çıkmıyor pek. Sabah sabah ergenlik krizine girip, duşta ağlayarak kustuğum için olabilir sanırım. Riko'dan daha önce attım kendimi kabinden dışarı haliyle, gittim elimi yüzümü yıkadım. Ben yıkarken tuvalet kapısından içeri hamile bir kadın girdi, beni görünce de karnını tuta tuta geri çıktı telaşla. Doğurmak aklına geldi beni görünce kadının, vay be. "Riko-chiiin, saçını tutayım mı? Bitmedi mi kusman?" diye seslendim, kabin kapısının altından çalı gibi bacakları görünen kıza. Kısa süre sonra kapı hışımla açılıp ruh gibi kız içeriden çıktı dik dik bakarak, az önce yaptığım gibi de elini yüzünü yıkamaya gitti aynı dik bakışlarla. "Yani... Kötü hatıraları hatırlatmak gibi olmasın da... Cidden karnında bebek varsa, rica ediyorum kucağıma verme o bebeği doğduktan sonra tamam mı? En azından şöyle bir yirmi otuz kere banyo yapsın sübyan, öyle belki uzaktan dokunurum."

Kapının önünden ayrılıp, tekrar lavaboya, kızın yanına yürüdüm. Ellerimle lavabonun kenarından destek alıp, aynadan ikimize bakmaya başladım. "Vay be, abim bu sahne için mi shinobiliği bırakmış? Bu mu mucize?" Ufak bir kahkaha koyuverdim, en isteksizinden. Ardından açıklamaya bekleyen gözlere, istediklerini verdim. "Abim eskiden medikaldi. Bir kaç sene önce shinobiliği bıraktı, düz bir kadın doğum doktoru olabilmek için. Ablam ve ben biliyoruz sadece, ailede başka kimse bilmiyor. Sebebini sorduğumuzda, doğumun mucizevi bir olay olduğunu düşündüğünü söyledi bize. Ben pek irdelemedim bu konuyu. Normalde ablam ve abim her bokumu ispiklerler babama ama, ben bu konuyu ispiklemedim elbette. Mutlu olduğu bir şeyi yapıyor sonuçta, ailede daha fazla huzursuzluğa gerek de yok... Hem, işinde de oldukça iyi! Toparlanıp, geri bekleme salonuna gitsek iyi olacak. Yalnız ani hareketler yapma olur mu? Aram çok iyi değil ailedekilerle, davranışlarımız önemli yani."
Resim
Lejant
Kütüphane
Künye
İsim Shiomiya Kiyo
Yaş 16
Cinsiyet Erkek
Element Suiton
Seviye C-Rank
Rütbe Chuunin
Alım Gücü 2 -FAKİİİİİİİİEEERRRR!!/2
Kullanılabilir GP 32

Eksiklikler/Özürler Yok

Ekipman
Matara, "Gama" (蜍)
İçerisinde 3 suiton tekniğine yetecek su barındıran, sağlam sızdımaz matara. Ağırmış az.
Geyikotu Özü, 50gr.
Ufak çiziklere ve yanıklara iyi gelir.
Koku Bombası (屁), İkili paket
Bazı genjutsu tekniklerinden kurtulmak için özel olarak üretilen bu bombalar, haliyle ileri seviye teknikleri kıramazlar.

Beceri Chakra Kontrolü 2

Profil
Güç: 8
Çeviklik: 7
Kondisyon: 5
Potansiyel: 4
Varlık: 3
Zeka:3


Ninjutsu

Suiton
Jousui
Ninja gerekli el mühürlerini yaptıktan sonra ellerini kirli bir su birikintisine değdirir. Elini kaldırdığı anda, su birikintisinden arıtılmış ve tamamen içilebilir bir su kütlesi, iki el ile tutulabilecek bir küre şeklinde kullanıcının elinde oluşur. Daha sonra teknik bozulmadan bu su bir matara veya kaba aktarılır. Bilinen tüm hastalık ve zehirler sudan bu yöntem ile ayrılabilir.
Suiben
Ninja oldukça kısa olan el mühürleri serisini Ushi mühründe bitirir. Mühürleri tamamlamasının ardından kullanıcı elini bir su kütlesinin içine sokar ve ardından suyun içinde avucunu yumruk haline getirecek şekilde sıkarak çeker. Bu sayede kullanıcı suyun içinden uzunluğu, kalınlığı, sağlamlığı chakrası ile oranlı olan bir kırbaç çıkarır. Bu kırbaç her ne kadar sudan oluşmuş olsa da hemen hemen katı bir cisim özelliği gösterir. Bu sayede hedefe fiziksel zarar verebileceği gibi onları bağlama gibi işlerde de bu kırbacı kullanabilir.
Kizame no Jutsu
Ninja el mühürlerini tamamladıktan sonra bir su kütlesine odaklanır. Odaklandığı su kütlesinden kabaca bir köpekbalığının başına benzer bir şey çıkar ve rakibi yakalamaya çalışır. Bir şekilde rakibi herhangi bir yerinden yakalarsa bırakmaz ve o su kütlesinin olduğu yerde tutar. Teknikten kurtulmak için aktif olarak köpekbalığı kütlesine zarar verip somutluğunu bozmak gerekir.Tekniğin ardından kullanılan su kütlesi kaybolur. Köpekbalığının ısırdığı yerler hasar alır.
Niji no Jutsu
Ninja el mühürlerini tamamladıktan sonra yere büyük miktarlarda su kusmaya başlar. Bu su, toprak tarafından zor emilir ve ninja tarafından diğer suiton teknikleri için kullanılmaya uygundur. Kullanıcı istediği kadar su kusabilir, ancak ne kadar çok su çıkarmaya çalışırsa o kadar çok süre geçer. Ortalama bir shinobi, 5 saniyede, bir kaç suiton tekniği için gerekli suyu ortama boşaltmış olur. Tekniğin bir diğer formu olarak da, kullanıcı ağzından hemen hemen bir gülle boyutunda bir su kütlesi fırlatır. Bu su kütlesi çarptığı duvar benzeri dikey yüzeylerde kalır ve kullanıcının diğer teknikleri için zemin oluşturur. Rakibe fırlatılırsa herhangi bir etki yaratmaz.
Suijinheki
Ninja kısa olan el mühürleri serisini Tora mühründe sonlandırır ve derin bir nefes alır. Bu aldığı nefesi hızla dışarıya veren kullanıcı yüksekliğini ve genişliğini harcadığı chakra ile oranlı olacak şekilde su kütlesi püskürtür. Bu su kütlesi özellikle defansif anlamda kullanıcı birçok ataktan koruyabilecek bir yapıya sahiptir. Kullanıcı etrafında su kütlesi olması halinde, bu su kütlesini kullanarak da adeta bir bariyer oluşturabilir. Bariyerin şekli tamamen kullanıcının kullanacağı chakra miktarı ve suyun yapısının el verdiği ölçüde her halde olabilecek niteliktedir.
Takonagi no Jutsu
Ninja ortalama bir el mührü dizisinin ardından ortamdaki suyu vücuduna çekmeye başlar. Su, kullanıcının sırtında 4 tane ahtapot kolu oluşturacak şekilde birikir. Bu kollar sert ve hızlıdır, kullanıcıya yakın dövüşte yardımcı olurlar. Çeşitli silahları tutabilir ve fırlatabilirler. Kullanıcı etrafında bir kalkan görevi görebilirler ve gelen saldırılara karşı tepki verebilirler. Eğer bir kol ağır hasar alırsa suya geri dönüşür, kolu tekrar yaratmak için ekstra chakra harcamak gerekir. Açık kaldığı sürece chakra yer. Tekniğin ardından kullanılan su kütlesi kaybolur.
Bousen no Jutsu
Kullanıcı kısa sayılabilecek bir el mühürü dizisinin ardından ağzından çok ince bir su kütlesi püskürtür. Bu kütle, aşırı derecede delici ve kesicidir. Kullanıcı tekniği istediği kadar açık tutabilir. Teknik 15 metreye kadar delici ve kesici özelliğini korur, daha uzak mesafelerde ise etkisini yavaş yavaş kaybeder. Teknik açık kaldığı sürece chakra yer.
Ninpou
Kuchiyose no Jutsu - Henüz hazır değil.
Jinteki Mayu no Jutsu
Kullanıcı kısa bir el mührü dizisinin ardından yatar pozisyona geçer ve tekniği aktifleştirir. Teknik, kişiyi siyah bir ipeksi doku ile sarar. Tamamen sarılan kullanıcı, içeriden dışarıyı görebilir, ancak dışarıdan içerisi görünmez. Kullanıcı dinlenmek veya uyumak için bu tekniği kullanabilir. Doku, yağmur suyunu geçirmez. Kullanıcı istediği zaman Kai mührü ile tekniği bozabilir, bu dokunun yokolmasına ve kullanıcının içinden çıkmasını sağlar.
Doubutsuhen no Jutsu
Kullanıcı ortalama bir el mührü dizisinin ardından yakındaki bir hayvan ile göz teması sağlar, ardından o hayvan ile konuşabilir hale gelir. Her bir hayvanın kendi kişiliği vardır ve kullanıcıya itaat etmek veya sordukları sorulara cevap vermek zorunda değildirler. Teknik 5 dakika kadar aktif kalır, ardından kullanıcıya uyguladığı stres yüzünden 15 dakika kadar tekrar kullanılamaz. Göz teması kurulan dışındaki başka bir hayvan ile konuşulamaz.


Taijutsu

Shinshouki Stili, C-Rank
Bu seviyede kullanıcı temel akrobasi bilgilerini öğrenir ve akrobatik hamleler yapabilmeye başlar. Bu hamleleri momentum kontrolü ile birleştirdiğinde çok büyük efor gerektiren akrobatik hamleleri çok az bir kayıpla uygular. Kullanıcının zıplayarak veya çevresel yükseklik farkını kullanarak yaptığı hamleler daha etkili ve daha az yorucu olur.
Shinshouki Tekniği, Kage Buyou, C-Rank
Kullanıcı, rakibi havaya fırlatmak için akrobatik bir tekme hamlesi kullanır. Bu özel hamle ile rakip 3 veya 4 metreye kadar havaya gönderilebilir. Ardından rakip kendi akrobatik yeteneğini kullanarak havaya zıplar ve havada rakibin hemen altında konuşlanır. Teknik burada son bulur, ancak kullanıcı bu noktadan sonra diğer Shinshouki Taijutsu tekniklerini kullanabilir veya havadaki korumasız rakibine beklemediği bir yerden saldırı yapabilir.
Kullanıcı avatarı
Shiomiya Kiyo
 
Mesajlar: 224
Kayıt: 09 Eyl 2014, 00:00

Re: Daha çok erken.

Mesajgönderen Ueno Riko tarih 13 Kas 2014, 20:52

Ne rezil bir durum. Kicchan'ın karşısında ikinci kusuşum oluyor bu sanırım. Gerçi ilkinde de birlikte koşuşturmuştuk aynen böyle tuvalete. Hani belki ben hamileyim ama Kicchan böyle aniden niye kustu anlamadım. Kicchan da hamile olsa çok tatlı olurdu ama. Böyle birlikte bebeklerimizi taşırdık, karınlarımız kocaman olunca üstüne komik resimler çizerdik, doğuma birlikte giderdik, ay hesaplardık filan... NE DİYORUM BEN?! Neyse ben bunları düşünürken boş midemle öğürüp duruyorum gençler, yani oturup hayatın anlamını çözmeye çalışıyor olduğumu sanmayın. Yok öyle bir şey. Hayatın anlamını ben çözmeye kalksam zaten hayat kalkıp intihar eder. Hayat kim? Neyse bu kusma işi bana yaramıyor. Kicchan saçımla ilgili bir şeyler filan dedi ama öğürme seslerinden bir halt duyamadım açık konuşayım. Midem halay çekmeyi bıraktığında açtım kapıyı çıktım tuvaletten. Elimi yüzümü yıkamaya doğru gittim ama keşke oraya ayna koymasalarmış. O tip ne öyle? Zombi miyim, vampir miyim, uzaydan gelen tuhaf bir yaratık mıyım belli değil. Uyuşturucu kullanmışım gibi bir tip. Zaten ilk tanıyamadım kendimi. Tövbe bismillah dedim kaldım öylece. Kicchan da arkamdan garip garip şeyler söylüyor. "Bebek üzerine kusar umarım Kicchan." dedim ruh gibi bir sesle. Donuk bakışlarımı birkaç saniye ona çevirdikten sonra musluğu açıp elimi ağzımı yıkadım bir güzel. Ardından suyu yüzüme vurdum ve biraz da olsa o rahatlatıcı etkiyle kendime geldim.

Kicchan da benim yanıma gelmişti o sırada. Az önceki sahne hakkında konuşunca aklıma yine elleri kanlı hemşire geldi. Üstelik bu sefer zihnimde canlanan görüntü çok daha dehşetliydi. Hemşire yüzündeki psikopat bakışlarla çığlık atan hamile kadına doğru yavaşça yürüyor. Sonra eldivenlerini takıyor aynı bakışlarla. Hamile kadın korkuyla hemşireye yalvarırken hemşire aniden elini kadının vajinasına sokuyor ve bebeği oradan pat diye çıkartıyor. Sonra kocaman bir kötü kahkahası atıp acıdan bayılan kadının kollarına veriyor kanlı bebeği. "Nur topu gibi bir Hannibal Lector'unuz oldu!" diyor ve annesinin kucağındaki bebek aniden boynuna peçete bağlıyor, çatal bıçak çıkarıp annesini yemeye başlıyor. Titredim ve başımı hafifçe iki yana sallayarak aklımdaki korku filmlerinden fırlama görüntüyü sildim. Zihnimi oyalamalıyım başka bir şeyle. Mesela az önce Kicchan abisinin shinobiliği bıraktığını söyledi. Açıklama isteyen suratımla döndüm tekrardan ona. Meğer bunun taş köyünün en taş abisi medikalmiş bir zamanlar. Doğumu mucize gördüğü için kadın doğum doktoru olmuş aileden gizli. Aileden gizli olduğuna göre epey baskıcı bir ailesi vardı Kicchan'ın. Tıpkı benimki gibi. Ama benim tek farkım gözlerinin içine baka baka istemedikleri davranışı yapıyor oluşum sanırım. Kicchanın abisi ile arasındaki ilişkiye yönelik uyarısını başımla kabul eder gibi onayladım ve yeniden Kicchan'ın koluna girerek onunla bekleme salonuna doğru yürümeye başladım.

Bekleme salonundaki koltuklardan birine attık kendimizi. Evet oturmadık, resmen attık. Kusunca bir halsizlik oluyor herhalde. Böğürme işlemi çok mu yoruyor insanı acaba? Bir süre iç çekişip saçma saçma havadan sudan muhabbet ettikten sonra Kicchan'a dik dik bakmaya başladım. Ortamın havasını aniden değiştirebiliyorum bazen öyle. Deminki salaş havayı dağıtıp ciddi bir ortam yaratmaya çalıştım kendimce. "Başka kardeşin var mı Kicchan? Yoksa ikiniz mi varsınız sadece? Annen ve baban nasıl insanlar? Ailenle tanışabilir miyim?" Böyle hevesli hevesli konuşuyorum ama bu sözcüklerin altında gizli amaçlarım da yatıyor. Tamam Kicchan'ı da daha iyi tanımak istiyorum, orası doğru ama esas amaçlarım farklı. Abisini gördüm ya ben Kicchan'ın, hani abisi öyleyse diğerleri nasıldır merak ediyorum. Umarım başka kardeşi de vardır. Anne ve babasıyla da ilişki kurabilirsem var ya uf kesin kapağı attım aileye. Kicchan'ın da yengesi olurum. Bunları düşünürken suratımda nasıl bir ifade oluştu merak ediyorum şu anda.

"Riko buraya gel aşkım!" O nazik ses tonundaki o tını... Hayatımın aşkı beni çağırıyor! Hevesle kalktım ayağa, tam doğumhaneye doğru koşacaktım ki yanlış duyduğumu fark ettim. "IKIN! IKIN!" Hayal kırıklığıyla yeniden oturdum yerime. Suratıma tip tip bakan Kicchan'a karşı da "yok bir şey" der gibi omuz silktim. Ay ben ne biçim bir insan oldum ya? Daha birkaç ay önceye kadar bakirelik yemini etmiş bir kız değil miydim ben? Tek aşkım Sensei'ydi. Ona ölüp bitiyordum, hayal ettikçe başka alemlere gidiyordum filan. Sadece hayranlık mıydı yani o? İlk kez birinden korunma ve sevgi gördüğüm için mi tutulmuştum ona. O zaman beri Mao ile seviştim ve şu anda da kesinlikle fangirllikten kaynaklandığını düşündüğüm hislerle Kicchan'ın abisine dibim düşüyor. İyi yolda gidiyorsun Riko, afferim kızım sana! Ama şunun ıkın diyişine bir bakar mısınız ya? Bağırdığı halde öyle tınılı söylüyor ki benim de ıkınasım geliyor. Sanki benim bebeğimi doğuracakmış gibi. Sanki elleri bedenimde geziyormuş- tövbe ağğertsddsa. "Abin tek gecelik kaçamaklarla filan ilgileniyor mu?" dedim azmış duygularımın esiri ile. Aklımdan çıkmıyor çocuğun pırıltılı terlerini dökerek yanımdan geçtiği sahne. Bir hoş oluyorum hatırladıkça. Ama o cümleyi ben kurmuş olamam. Eğer ben bunca yıllık Riko'ysam o cümle benim ağzımdan çıkmış olamaz. Çok ayıp! Kicchan'a döndüm kıpkırmızı kesilmiş suratım ile ama "Hı?" der gibi saf saf bakıyordu yüzüme. Duymamış ay yaşasın! "Bebekler diyorum. Doğduktan sonra pek de çirkin oluyorlar, değil mi?"
Kütüphane
Lejant
Resim
The real hell is inside the person...


Resim
Künye
İsim: Ueno Riko
Yaş: 16
Cinsiyet: Dişi
Element: Fuuton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Alım Gücü: 4 - Orta Düşük Gelirli /4 Puan

Profil
Güç: 2
Çeviklik: 4
Kondisyon: 4
Potansiyel: 5
Varlık: 7
Zeka: 8

Eksiklikler/Özürler

Şizofreni
Zaten hayal dünyası fazla geniş olan Riko, öğretmeninin ölümünden sonra akli dengesini kaybetti. Gerçekte olmayan kişilerle konuşup, gerçekte olmayan kurgular oluşturup, gerçekte olmayan operasyonlar yaparak öğretmeninin yerini tespit etmeye çalışıyor. Ve hayatının dört bir yanını kaplayan bu kişilerin gerçek olmadığını kesinlikle reddediyor. Onlar Riko’nun güvenebileceği kişiler. Zararsızlar, değil mi?


Ninjutsu

Fuuchi no Jutsu
Kullanıcı Uma mührünü yapar ve bir eliyle ağzını ve burnunu kapatır. Kullanıcı bu şekilde soluduğu havayı filtrelemiş olur. Havada bulunan potansiyel zehirler, hastalıklar ve toz parçaları bu tekniğe yakalanır. Kullanıcı bu teknik ile su altında nefes alamaz veya solunum sistemine girmesi gerekmeyen zehirlerden kurtulamaz. Teknik açık kaldığı sürece, her nefese chakra yer. Kullanıcı ayrıca, diğer elini başkasının ağzına götürerek tekniği onlara da uygulayabilir. Bu süre boyunca o el de bırakılmamalıdır.


Zanshuu no Jutsu
Kullanıcı ortalama bir el mührü dizisinin ardından ellerini önünde birleştirir ve ortamdaki havaya odaklanır. Ortamdaki hava birden yukarıdan aşağıya doğru sertçe inmeye başlar. Bu, çevredeki herkesi, kullanıcı ve belirlediği bir kişi hariç olmak üzere, yere çökmeye zorlar. Akım aşırı derecede güçlüdür ve karşı koymak gerçekten kabiliyet gerektirir. Kullanıcı teknik süresi boyunca hareket edemez. Teknik açık kaldığı sürece chakra yer.


Genjutsu

Ryuhoubo C Rank
Houkibo C Rank
Taroubo C Rank


Shibou no Jutsu
Kullanıcı Tatsu el mührünü yapar ve o anda baktığı kişiyi tekniğin etkisi altına alır. Tekniğin altına girmek için hedefin kullanıcıya bakmasına gerek yoktur. Tekniğin etkisi altında olan kişi her 5 saniyede bir, kullanıcı tarafından hunharca öldürüldüğünü görür. Bu görüntüler 2 saniye sürer ve aşırı derecede gerçekçidir. Kullanıcı eğer isterse görüntüleri istediği gibi ayarlayabilir. Hedef git gide konsantrasyonunu kaybeder ve kullanıcıdan korkmaya başlar. Kötü ve rahatsız edici hisleri kullanıcı ile bağdaştırır. Savaş alanında kişilere göz dağı vermek, konsantrasyonlarını bozmak ve gerçeklik ile illüzyon arasındaki bağı koparmak için kullanılır. Diğer şartlar altında, işkence yapmak için kullanıldığı bilinmektedir. Teknik 2-3 dakika kadar açık kalır, ardından tekrar uygulamak gerekir.


Mugen Onsa
Kullanıcı elleri ile kendi kafasını kavrar ve aşırı kısa bir süreyi tekniğe odaklanmak için harcar. Ardından, aşırı keskin ve korku verici bir çığlık atar. Çığlık bir kaç saniye sürer. Bu çığlığı duyan herkes şiddetli bir zihinsel acı ile karşılaşır, çığlık dindiğinde bile yarattığı zihinsel yorgunluk devam eder. Kullanıcı, her 5 saniye aralıklarla çığlık atabilir, her bir çığlık chakra yer. Her bir çığlık hedeflerin başını ağrıtmaya devam eder ve zihinlerine direk olarak saldırır. Bir kaç çığlığın ardından hedeflerde kafa karışıklığı ve odaklanma sorunu başlar. Kullanıcı her bir çığlık arasında odaklanmaya devam etmeli ve ellerini başından çekmemelidir. Kullanıcı eğer isterse bu tekniği üflemeli bir çalgı ile yapabilir, bu varyasyonda kullanıcı çalgılan aşırı tiz bir nota çıkarır. Bu varyasyonun avantajı her bir tiz sesin daha uzun süreli ve etkili olmasıdır. Teknik anlık olduğundan karşı koymak zordur ancak tekrar tekrar tekniğe mağruz kalmak bazı hedefleri tekniğin etkilerine etkisiz hale getirebilir. Kullanıcı bu tekniğin etkilemeyeceği kişileri seçemez, yani çevredeki herkes bundan etkilenir.


Rakumei no Jutsu
Kullanıcı yüzüne sert bir ifade takınarak tekniği aktif eder. Eğer 3-4 metre yakında, kullanıcının yüzüne bakan hedefler tekniğin etki alanına girer. Uzaktaki kişiler teknikten etkilenmez. Tekniğin etkisi altındaki kişiler, hedefin ölümcül ve tehditkâr bir aura ile kaplandığını hayal eder. Bu, tekniğin etkisi altındaki kişilerin kullanıcıdan şiddetli bir şekilde korkmalarını sağlar. Bu korkuya yenik düşen hedefler kullanıcıdan kaçmaya çalışabilir veya eğer kullanıcı gözdağı vermek istiyor ise bu blöfü yiyebilirler. Korkuya yenik düşmeyenler ise kısa süreliğine de olsa konsantrasyonlarını ve dikkatlerini kaybederler. Teknik 5-10 saniye gibi kısa bir süre çalışır ve rakibi korkuttuktan sonra kendiliğinden kapanır.


Kokuangyou no Jutsu
Kullanıcı uzun bir el mührü dizisini bitirir ve tekniğin etkisi altında almak istediği kişilere doğru bakar. O anda, eğer o kişiler de kullanıcıya bakıyor ise, tekniğin etkisi altına girerler. Tenkik, hedeflerin görme ve duyma yetilerini bozar. 3 metre ilerisini göremez ve duyamaz hale gelirler. Hedefler herhangi bir yönden gelecek saldırıya açık hale gelir. Tekniğin efektif süresi 5 dakika ilâ 30 dakika arasında, kullanıcının disiplinleri ve seviyesine göre değişir.



Beceri Listesi


Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Chakra Hapı

Resim Resim

Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
Ueno Riko
 
Mesajlar: 94
Kayıt: 27 Eyl 2014, 17:49

Re: Daha çok erken.

Mesajgönderen Shiomiya Kiyo tarih 15 Kas 2014, 05:02

"Bende kardeş, kardeş ve daha fazla kardeş var, Riko-chin..."

Salondaki rahatsız koltuklarda azıcık lafladıktan sonra konuyu zart diye aileme, kardeşlerime getirdi Riko. Ailemle tanışmak istiyordu... Daha önce ailemle tanışmak isteyen bir arkadaşım olmamıştı. Tanışmayı geçtim, Nishi dışında arkadaşım olmadı ki? Ailemle aram bozuk olmasaydı, tanıştırır mıydım acaba? Nishi'den önce tanıştırmazdım sanırım. "Ailemle tanışıp ne yapacaksın ki? Karmaşada sıkılırsın bir kere. Hem, işler tanışılacak gibi değil biraz..."

Arkama yaslandım iyice, düşünceli bir şekilde. Öyle ki, farklı bir doktorun abimin demin yaptığı gibi bağıra çağıra, farklı bir kadını doğumhaneye sürükleyişine tepki vermedim. O sırada da Riko abimin tıp kitaplarının hala evde olup olmadığını sordu. "Ne alaka?" dercesine bir hıhlamayla döndüm kıza, o da cümlesini tekrarladı. Meğer bebeklerin default olarak çirkin doğmasından bahsediyormuş kız, götümden anlamışım. Tabi kız hamile olabilir, doğumhane önündeyiz falan, haliyle bebeklere varacak konu. İyice kendini salmış bir kısa gülüş çıktı ağzımdan, "Tseh..." şeklinde.

"Biz yedi kardeşiz." Aslında, artık altı... "Benden küçük dört, büyük de iki kardeşim var. Küçüklerin birinin bebekliğini hiç hatırlamıyorum, zira benden sadece on bir ay küçük. İkiz kardeşlerim var mesela, doğduklarında üç yaşındaydım ben, onları da hayal meyal hatırlıyorum. En ufak kardeşimi çok iyi hatırlarım ama, kız kardeşim Akemi. Altı yaşındaydım doğduğunda. Annem zaten doğurmaktan bunalmış, iyice bunaltmıştım kadını, kardeşimi kucağıma alacağım diye! Hahah!" Bir adam koştura koştura bekleme salonuna girdi. Elinde pembenin en iğrenç tonunda, büyük bir çanta vardı. Yakınlarımızda bir sandalyeye oturdu, kıçının başının ayrı telaşla oynamasından, az önce içeri götürülen kadının eşi olduğunu anladım. " Kucağıma hiç vermedi düşürürüm diye, ama ablam kafasının tam üstüne dank diye düşürmüştü kardeşimi. Sonuç olarak kız şu yaşına geldi hala chakrasını kontrol edemiyor... Ama, Akemi hiç çirkin değildi. İkizler de öyle. İlk günler biraz buruşuk oluyorlar ama onun dışında pembe yanaklı birer pofidikler." Doğumhane kapısı açıldı ve içeriden bir hemşire çıktı. Neyse ki az önceki korku filmli canili hemşire abla değildi bu. Tipine, o olup olmadığını anlamak dışında pek dikkat etmedim, aceleci tavırlarla adamdan çantayı istemekle meşguldü. Adam koştura koştura çantayı vermeye gitti, soru sormasına izin verilmeden de kapı suratına kapatıldı. Bir iki adım attıktan sonra cebinden paketini çıkarıp bir sigara yaktı, tam da "Sigara İçilmez!" afişinin önünde yaptı bunu. "Ama seninki pofidik olmaz. O yüzden şirin de olmaz. Benim ki de olmaz mesela. Ben çok zayıf bir bebeymişim. Zayıflık kaderimiz bence."

Adama uyarak ben de bir sigara yaktım. Yakmaz olaydım. Yakmamla az önceki hemşire anında geri çıktı dışarı ve beni azarladı. Sensör müdür nedir? "E o da içiyo ama?!" diyerek adamı işaret ettim. "Senin de mi eşin doğuruyor içeride?" diye sordu hemşire, azarlar bir sesle. "Kami yazdıysa bozsun, ben artık gay olmaya karar verdim abla, o görüntüden sonra." dedim gevrek bir sesle. Kadın hor gören kocaman gözlerle baktı ilkten, daha fazla azarlamak için de ağzını açmıştı ki arkadan abimin kafası gözüktü. Yani gayet normal bir şekilde gözüktü, herhangi bir vajina olmaksızın. Öf.. Olsa ne biçim olurdu. Neyse, abim yaklaştı kadına ve omzundan tuttu, bir şeyler mırıldanıp kafasını hafifçe salladıktan sonra da kadın içeri girdi uysal uysal...

Abim doğumhane kapısını bir eliyle tutuyordu, diğer eliyle de üstündeki tek kullanımlık önlüğü tek hareketiyle yırtıp attı, kapının yakınlarındaki tıbbi atık kovasına. "Kiyo, ne için geldin bilmiyorum ama acilden haber geldi, bir doğum daha gelecekmiş, ondan sonra da öğleden sonraya konulmuş iki sezaryenim var. İstersen başka bir gün gel, ha?" Başka gün gelmek? Ne yazık ki başka bir gün bu kadar yardımsever olup Riko'yu hastaneye sürükleyeceğimi hiç düşünmüyorum. Hem, meraktan çatlarım ki. Evde Nishi'ye anlatacak dedikodu materyalim olur fena mı?

"Ama abi, önemli bir konu!"
"Bak, gene ikizler bir şaka mı yaptı bilmiyorum ama sa-İLK YATAKTAKİ ANNEYE LAVMAN YAPILSIN ARKADAŞLAR!! Ne diyordum, sana daha önce de dedim; sen bir kadın değilsin." Riko'yu omuzlarından tutup, önümde duracak şekilde sürükleye sürükleye abimin önüne, dibine getirdim.
"Beni değil, bunu muayene edeceksin be abi!" Abim kızı tepeden tırnağa şöyle bir süzdü, sonra da bayık gözler ve gevrek bir gülümsemeyle tekrar konuşmaya başladı.
"Hıaaa... Anlayalım!" Amına koyayım, ailede herkes mi cins olur? "Sevgilin mi? Ve bana getirdin? Of, babam çok kızacak, ahahah!"
"AMAN KAMİ YAZDIYSA BOZSUN BEN ARTIK GA- yani diyorum ki, sevgilim değil, arkadaşım, olayla da alakam yok. Demin ki görüntülerle alakalı herhangi bir şey geçmedi aramızda, ciddiyim lan gülme!"
"AHAHJDSFDFJahsf of... Tamam. Tamam... Ama dediğim gibi, başka bir gün gelin. Bugün burası oldukça yoğun!"
"Biz bekleriz! Doğurt sen doğurt!"
Abim pes etmiş bir şekilde omuzlarını silkti, "İyi.. Peki." diye mırıldanırken. Arkasını dönmeye yeltenmiş, kapıyı da henüz bırakmamıştı ki, "Abi!" diye seslendim. Dönüp bıkkın bir şekilde baktı omzunun üstünden. "O içerideki kadınlar... Karşılıklı mı doğuruyorlar?" Bir şey demedi. Hiçbir şey. Sadece sırıttı ve kapıyı kapatarak içeri girdi.

Umarım ilk kim doğuracak diye yarıştırmıyorlardır kadınları.
Resim
Lejant
Kütüphane
Künye
İsim Shiomiya Kiyo
Yaş 16
Cinsiyet Erkek
Element Suiton
Seviye C-Rank
Rütbe Chuunin
Alım Gücü 2 -FAKİİİİİİİİEEERRRR!!/2
Kullanılabilir GP 32

Eksiklikler/Özürler Yok

Ekipman
Matara, "Gama" (蜍)
İçerisinde 3 suiton tekniğine yetecek su barındıran, sağlam sızdımaz matara. Ağırmış az.
Geyikotu Özü, 50gr.
Ufak çiziklere ve yanıklara iyi gelir.
Koku Bombası (屁), İkili paket
Bazı genjutsu tekniklerinden kurtulmak için özel olarak üretilen bu bombalar, haliyle ileri seviye teknikleri kıramazlar.

Beceri Chakra Kontrolü 2

Profil
Güç: 8
Çeviklik: 7
Kondisyon: 5
Potansiyel: 4
Varlık: 3
Zeka:3


Ninjutsu

Suiton
Jousui
Ninja gerekli el mühürlerini yaptıktan sonra ellerini kirli bir su birikintisine değdirir. Elini kaldırdığı anda, su birikintisinden arıtılmış ve tamamen içilebilir bir su kütlesi, iki el ile tutulabilecek bir küre şeklinde kullanıcının elinde oluşur. Daha sonra teknik bozulmadan bu su bir matara veya kaba aktarılır. Bilinen tüm hastalık ve zehirler sudan bu yöntem ile ayrılabilir.
Suiben
Ninja oldukça kısa olan el mühürleri serisini Ushi mühründe bitirir. Mühürleri tamamlamasının ardından kullanıcı elini bir su kütlesinin içine sokar ve ardından suyun içinde avucunu yumruk haline getirecek şekilde sıkarak çeker. Bu sayede kullanıcı suyun içinden uzunluğu, kalınlığı, sağlamlığı chakrası ile oranlı olan bir kırbaç çıkarır. Bu kırbaç her ne kadar sudan oluşmuş olsa da hemen hemen katı bir cisim özelliği gösterir. Bu sayede hedefe fiziksel zarar verebileceği gibi onları bağlama gibi işlerde de bu kırbacı kullanabilir.
Kizame no Jutsu
Ninja el mühürlerini tamamladıktan sonra bir su kütlesine odaklanır. Odaklandığı su kütlesinden kabaca bir köpekbalığının başına benzer bir şey çıkar ve rakibi yakalamaya çalışır. Bir şekilde rakibi herhangi bir yerinden yakalarsa bırakmaz ve o su kütlesinin olduğu yerde tutar. Teknikten kurtulmak için aktif olarak köpekbalığı kütlesine zarar verip somutluğunu bozmak gerekir.Tekniğin ardından kullanılan su kütlesi kaybolur. Köpekbalığının ısırdığı yerler hasar alır.
Niji no Jutsu
Ninja el mühürlerini tamamladıktan sonra yere büyük miktarlarda su kusmaya başlar. Bu su, toprak tarafından zor emilir ve ninja tarafından diğer suiton teknikleri için kullanılmaya uygundur. Kullanıcı istediği kadar su kusabilir, ancak ne kadar çok su çıkarmaya çalışırsa o kadar çok süre geçer. Ortalama bir shinobi, 5 saniyede, bir kaç suiton tekniği için gerekli suyu ortama boşaltmış olur. Tekniğin bir diğer formu olarak da, kullanıcı ağzından hemen hemen bir gülle boyutunda bir su kütlesi fırlatır. Bu su kütlesi çarptığı duvar benzeri dikey yüzeylerde kalır ve kullanıcının diğer teknikleri için zemin oluşturur. Rakibe fırlatılırsa herhangi bir etki yaratmaz.
Suijinheki
Ninja kısa olan el mühürleri serisini Tora mühründe sonlandırır ve derin bir nefes alır. Bu aldığı nefesi hızla dışarıya veren kullanıcı yüksekliğini ve genişliğini harcadığı chakra ile oranlı olacak şekilde su kütlesi püskürtür. Bu su kütlesi özellikle defansif anlamda kullanıcı birçok ataktan koruyabilecek bir yapıya sahiptir. Kullanıcı etrafında su kütlesi olması halinde, bu su kütlesini kullanarak da adeta bir bariyer oluşturabilir. Bariyerin şekli tamamen kullanıcının kullanacağı chakra miktarı ve suyun yapısının el verdiği ölçüde her halde olabilecek niteliktedir.
Takonagi no Jutsu
Ninja ortalama bir el mührü dizisinin ardından ortamdaki suyu vücuduna çekmeye başlar. Su, kullanıcının sırtında 4 tane ahtapot kolu oluşturacak şekilde birikir. Bu kollar sert ve hızlıdır, kullanıcıya yakın dövüşte yardımcı olurlar. Çeşitli silahları tutabilir ve fırlatabilirler. Kullanıcı etrafında bir kalkan görevi görebilirler ve gelen saldırılara karşı tepki verebilirler. Eğer bir kol ağır hasar alırsa suya geri dönüşür, kolu tekrar yaratmak için ekstra chakra harcamak gerekir. Açık kaldığı sürece chakra yer. Tekniğin ardından kullanılan su kütlesi kaybolur.
Bousen no Jutsu
Kullanıcı kısa sayılabilecek bir el mühürü dizisinin ardından ağzından çok ince bir su kütlesi püskürtür. Bu kütle, aşırı derecede delici ve kesicidir. Kullanıcı tekniği istediği kadar açık tutabilir. Teknik 15 metreye kadar delici ve kesici özelliğini korur, daha uzak mesafelerde ise etkisini yavaş yavaş kaybeder. Teknik açık kaldığı sürece chakra yer.
Ninpou
Kuchiyose no Jutsu - Henüz hazır değil.
Jinteki Mayu no Jutsu
Kullanıcı kısa bir el mührü dizisinin ardından yatar pozisyona geçer ve tekniği aktifleştirir. Teknik, kişiyi siyah bir ipeksi doku ile sarar. Tamamen sarılan kullanıcı, içeriden dışarıyı görebilir, ancak dışarıdan içerisi görünmez. Kullanıcı dinlenmek veya uyumak için bu tekniği kullanabilir. Doku, yağmur suyunu geçirmez. Kullanıcı istediği zaman Kai mührü ile tekniği bozabilir, bu dokunun yokolmasına ve kullanıcının içinden çıkmasını sağlar.
Doubutsuhen no Jutsu
Kullanıcı ortalama bir el mührü dizisinin ardından yakındaki bir hayvan ile göz teması sağlar, ardından o hayvan ile konuşabilir hale gelir. Her bir hayvanın kendi kişiliği vardır ve kullanıcıya itaat etmek veya sordukları sorulara cevap vermek zorunda değildirler. Teknik 5 dakika kadar aktif kalır, ardından kullanıcıya uyguladığı stres yüzünden 15 dakika kadar tekrar kullanılamaz. Göz teması kurulan dışındaki başka bir hayvan ile konuşulamaz.


Taijutsu

Shinshouki Stili, C-Rank
Bu seviyede kullanıcı temel akrobasi bilgilerini öğrenir ve akrobatik hamleler yapabilmeye başlar. Bu hamleleri momentum kontrolü ile birleştirdiğinde çok büyük efor gerektiren akrobatik hamleleri çok az bir kayıpla uygular. Kullanıcının zıplayarak veya çevresel yükseklik farkını kullanarak yaptığı hamleler daha etkili ve daha az yorucu olur.
Shinshouki Tekniği, Kage Buyou, C-Rank
Kullanıcı, rakibi havaya fırlatmak için akrobatik bir tekme hamlesi kullanır. Bu özel hamle ile rakip 3 veya 4 metreye kadar havaya gönderilebilir. Ardından rakip kendi akrobatik yeteneğini kullanarak havaya zıplar ve havada rakibin hemen altında konuşlanır. Teknik burada son bulur, ancak kullanıcı bu noktadan sonra diğer Shinshouki Taijutsu tekniklerini kullanabilir veya havadaki korumasız rakibine beklemediği bir yerden saldırı yapabilir.
Kullanıcı avatarı
Shiomiya Kiyo
 
Mesajlar: 224
Kayıt: 09 Eyl 2014, 00:00

Re: Daha çok erken.

Mesajgönderen Ueno Riko tarih 16 Kas 2014, 14:56

Demek çok kardeşi varmış Kicchan'ın! Hadi be! Hem de yedi tane! Tanışmak istiyorum ama. Ailesi ile arası mı bozuk ki? Bu konuyu derinlemesine araştırmalıyım bence. Kicchan kardeşlerinin bebekliğini hatırlamaya çalışırken zihnimden hayal kurarak onu dinliyordum. En küçük kardeşi kafa üstü düşürmüşler! Bu nedense bana birini hatırlattı. "Biliyor musun beni de abim küçükken kafamın üstüne düşürmüş." Daha sonra Kicchan'a abimden bahsedip bahsetmediğimi hatırlamadığımı hatırladım. Kurduğum cümleye başlayayım! Neyse. "Benim de benden üç yaş büyük bir abim var. Kendisi epey zırzop bir tiptir. Küçükken de öyleymiş. Daha ben küçücük bebekken almış kucağına, annemlerin yüksek yatağına yatırmış. Kenarlara da minder koymamış. Evin zemini de taştı bizim. Aniden küt diye bir ses gelmiş. Bir de bakmışlar ki ben taş zemine o yükseklikten düşmüşüm. Çok korkmuşlar. Ama bir şey olmadı bana."

Hamile kadınlar giriyordu doğumhaneye birbiri ardına. Bir tane adam heyecanlı heyecanlı sigarasını yakmıştı. Acaba erkek mi bekliyordu bebeğini yoksa kız mı? Kicchan da mal gibi sigara yaktı aniden. Tam ona el kol işaretleriyle söndürmesini söyleyecektim ki hemşire gelip payladı zaten. Öksürdüm seslice birkaç kere. Nefret ediyorum sigara kokusundan. Dünyadaki en berbat şey. Ya hamileysem ben? Çocuğum özürlü doğsun mu istiyor bunlar nedir? Kicchan'a sinirle ciyaklayacaktım ki yakışıklı ötesi afeti gördüm. Kicchan'a saydıran hemşirenin ardından gelmişti doğumhanenin kapısına. Üstündeki önlüğü tek hamlede bir çıkarışı vardı ki... Striptiz yap bana prensim! Biraz daha soyunsana! Yemin ediyorum şu an sapıklıktan ağzımın suyu aktı. Şunları da çıkar. Her şeyi çıkar! Take it off! Everybody take it off! Tamam sakinim. O sırada Kicchan ile aralarında bir konuşma geçiyordu ama yarısını yakalayabildim. Yani Kicchan beni aniden tutup abisinin önüne doğru sürükleyince dikkatim dağıldı. İyice dibine girdim taş varlığın. Yakından bakınca da yakışıklı, uzaktan bakınca da. Ah tekmeledi! Doğuruyorum galiba! Biri yardım etsin! Ay bir de nasıl süzüyor beni. Alacaklı gözüyle baktı biraz bana. Yoksa bana mı öyle geldi? Yok hayır, kesin benden hoşlandı!

Beni Kicchan'ın sevgilisi sandı ya! Tam haykıracaktım bu yanlış anlaşılmayı ama ben gıkımı çıkaramadan kızarık suratımla kekelerden Kicchan anlattı bile her şeyi. Of ya şimdi beni muayene ederken yanlış anlayacak! Ama şu gülüşü... Bir şeyler konuşuyorlar algılayamıyorum. Kahkahası ne kadar içten, ne kadar hunharca... Büyülenmişim, bakıyorum öylece. Sonsuza dek böyle gülmeni sağlayabilirim prensim! Ve ben ne olduğunu bile anlamadan kapıyı kapatıp içeri girdi ve etkisinde kaldığım güzellik de kayboldu. "Çok güzel." diyebildim sadece kocaman kocaman olmuş gözlerimle. "Kicchan, abinle bebek yapmak istiyorum." Yine yaptım! Yine benden çıkmayacak laflar ettim! Tam arkamı dönüp Kicchan'a bakıyordum ki meğer bekleme koltuklarına doğru ilerliyormuş. Duymadı sanırım beni çünkü yüzünde "Bir şey mi dedin?" gibi bir ifade vardı. Ben de usul usul geçtim tekrar yanına ve sessizliğimi korudum. Kami-sama bugün beni rezil olma konusunda ikinci defa kurtarıyor.




Birkaç saattir oturmuş, oflaya poflaya bekliyorduk. Arada bir sohbet ediyor sonra da kalkıp ayaklarımız açılsın diye yürüyorduk. İlk önce benim karnımdan gelmeye başlamıştı gurultu sesleri. Hemen ardından Kicchan'ın karnı guruldamaya başlamıştı. O kadar kustuk tabi midede bir şey kalmadı. Yemekhaneye sızma fikri ilk olarak Kicchan'dan çıkmıştı. Çok da iyi bir fikirdi. Fıtı fıtı yürüyerekten indik yemekhaneye. Hastane yemekleri de pek iştah açıcı olmaz ama ne demişler, aç ayı oynamaz. Oynayacak bir durumum yok gerçi. Kicchan yemekhane görevlisine bir şeyler söyledi. Abisinin doktor olmasıyla ilgili forsunu mu kullandı bilmiyorum. Ne yalan söyleyeyim dinlemedim. Çünkü o sırada bir güzelliğe bakmakla meşguldüm. Kicchan'ın abisi yemek molası vermişti anlaşılan. Hemen ayaküstü minik bir porsiyon alıp tıkınmaya başlamıştı. Yüzündeki ifadeden ne kadar meşgul olduğu belliydi. Kıyamam! Gel seni koynumda dinlendireyim. Tövbe tövbe! Sapıkça şeylere gidiyor aklım. Biri beni durdursun. Kicchan kolumu dürtünce yerimden sıçradım. Şaşkınca baktı bir süre sonra da açık büfeyi işaret etti.

Tepsimizi alıp sıranın başından beğendiğimiz yiyecekleri koymaya başladık tabaklara. Dolu dolu tabaklarla uzak köşede bir masaya oturduk. Kicchan'ın abisi son lokmasını ağzına atıyordu. Hiç bizi görmeden yediği gibi kalktı gitti. Biraz daha kalsa ne güzel manzara olurdu halbuki. Yüzümü hafifçe asarak nefes almadan bitirmeye başladım tabağımı. Nasıl acıkmışım!
Kütüphane
Lejant
Resim
The real hell is inside the person...


Resim
Künye
İsim: Ueno Riko
Yaş: 16
Cinsiyet: Dişi
Element: Fuuton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Alım Gücü: 4 - Orta Düşük Gelirli /4 Puan

Profil
Güç: 2
Çeviklik: 4
Kondisyon: 4
Potansiyel: 5
Varlık: 7
Zeka: 8

Eksiklikler/Özürler

Şizofreni
Zaten hayal dünyası fazla geniş olan Riko, öğretmeninin ölümünden sonra akli dengesini kaybetti. Gerçekte olmayan kişilerle konuşup, gerçekte olmayan kurgular oluşturup, gerçekte olmayan operasyonlar yaparak öğretmeninin yerini tespit etmeye çalışıyor. Ve hayatının dört bir yanını kaplayan bu kişilerin gerçek olmadığını kesinlikle reddediyor. Onlar Riko’nun güvenebileceği kişiler. Zararsızlar, değil mi?


Ninjutsu

Fuuchi no Jutsu
Kullanıcı Uma mührünü yapar ve bir eliyle ağzını ve burnunu kapatır. Kullanıcı bu şekilde soluduğu havayı filtrelemiş olur. Havada bulunan potansiyel zehirler, hastalıklar ve toz parçaları bu tekniğe yakalanır. Kullanıcı bu teknik ile su altında nefes alamaz veya solunum sistemine girmesi gerekmeyen zehirlerden kurtulamaz. Teknik açık kaldığı sürece, her nefese chakra yer. Kullanıcı ayrıca, diğer elini başkasının ağzına götürerek tekniği onlara da uygulayabilir. Bu süre boyunca o el de bırakılmamalıdır.


Zanshuu no Jutsu
Kullanıcı ortalama bir el mührü dizisinin ardından ellerini önünde birleştirir ve ortamdaki havaya odaklanır. Ortamdaki hava birden yukarıdan aşağıya doğru sertçe inmeye başlar. Bu, çevredeki herkesi, kullanıcı ve belirlediği bir kişi hariç olmak üzere, yere çökmeye zorlar. Akım aşırı derecede güçlüdür ve karşı koymak gerçekten kabiliyet gerektirir. Kullanıcı teknik süresi boyunca hareket edemez. Teknik açık kaldığı sürece chakra yer.


Genjutsu

Ryuhoubo C Rank
Houkibo C Rank
Taroubo C Rank


Shibou no Jutsu
Kullanıcı Tatsu el mührünü yapar ve o anda baktığı kişiyi tekniğin etkisi altına alır. Tekniğin altına girmek için hedefin kullanıcıya bakmasına gerek yoktur. Tekniğin etkisi altında olan kişi her 5 saniyede bir, kullanıcı tarafından hunharca öldürüldüğünü görür. Bu görüntüler 2 saniye sürer ve aşırı derecede gerçekçidir. Kullanıcı eğer isterse görüntüleri istediği gibi ayarlayabilir. Hedef git gide konsantrasyonunu kaybeder ve kullanıcıdan korkmaya başlar. Kötü ve rahatsız edici hisleri kullanıcı ile bağdaştırır. Savaş alanında kişilere göz dağı vermek, konsantrasyonlarını bozmak ve gerçeklik ile illüzyon arasındaki bağı koparmak için kullanılır. Diğer şartlar altında, işkence yapmak için kullanıldığı bilinmektedir. Teknik 2-3 dakika kadar açık kalır, ardından tekrar uygulamak gerekir.


Mugen Onsa
Kullanıcı elleri ile kendi kafasını kavrar ve aşırı kısa bir süreyi tekniğe odaklanmak için harcar. Ardından, aşırı keskin ve korku verici bir çığlık atar. Çığlık bir kaç saniye sürer. Bu çığlığı duyan herkes şiddetli bir zihinsel acı ile karşılaşır, çığlık dindiğinde bile yarattığı zihinsel yorgunluk devam eder. Kullanıcı, her 5 saniye aralıklarla çığlık atabilir, her bir çığlık chakra yer. Her bir çığlık hedeflerin başını ağrıtmaya devam eder ve zihinlerine direk olarak saldırır. Bir kaç çığlığın ardından hedeflerde kafa karışıklığı ve odaklanma sorunu başlar. Kullanıcı her bir çığlık arasında odaklanmaya devam etmeli ve ellerini başından çekmemelidir. Kullanıcı eğer isterse bu tekniği üflemeli bir çalgı ile yapabilir, bu varyasyonda kullanıcı çalgılan aşırı tiz bir nota çıkarır. Bu varyasyonun avantajı her bir tiz sesin daha uzun süreli ve etkili olmasıdır. Teknik anlık olduğundan karşı koymak zordur ancak tekrar tekrar tekniğe mağruz kalmak bazı hedefleri tekniğin etkilerine etkisiz hale getirebilir. Kullanıcı bu tekniğin etkilemeyeceği kişileri seçemez, yani çevredeki herkes bundan etkilenir.


Rakumei no Jutsu
Kullanıcı yüzüne sert bir ifade takınarak tekniği aktif eder. Eğer 3-4 metre yakında, kullanıcının yüzüne bakan hedefler tekniğin etki alanına girer. Uzaktaki kişiler teknikten etkilenmez. Tekniğin etkisi altındaki kişiler, hedefin ölümcül ve tehditkâr bir aura ile kaplandığını hayal eder. Bu, tekniğin etkisi altındaki kişilerin kullanıcıdan şiddetli bir şekilde korkmalarını sağlar. Bu korkuya yenik düşen hedefler kullanıcıdan kaçmaya çalışabilir veya eğer kullanıcı gözdağı vermek istiyor ise bu blöfü yiyebilirler. Korkuya yenik düşmeyenler ise kısa süreliğine de olsa konsantrasyonlarını ve dikkatlerini kaybederler. Teknik 5-10 saniye gibi kısa bir süre çalışır ve rakibi korkuttuktan sonra kendiliğinden kapanır.


Kokuangyou no Jutsu
Kullanıcı uzun bir el mührü dizisini bitirir ve tekniğin etkisi altında almak istediği kişilere doğru bakar. O anda, eğer o kişiler de kullanıcıya bakıyor ise, tekniğin etkisi altına girerler. Tenkik, hedeflerin görme ve duyma yetilerini bozar. 3 metre ilerisini göremez ve duyamaz hale gelirler. Hedefler herhangi bir yönden gelecek saldırıya açık hale gelir. Tekniğin efektif süresi 5 dakika ilâ 30 dakika arasında, kullanıcının disiplinleri ve seviyesine göre değişir.



Beceri Listesi


Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Chakra Hapı

Resim Resim

Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
Ueno Riko
 
Mesajlar: 94
Kayıt: 27 Eyl 2014, 17:49

Re: Daha çok erken.

Mesajgönderen Shiomiya Kiyo tarih 18 Kas 2014, 00:17

Tamam ufacık tefeciğiz içi dolu turşucuklarız da, metabolizmamız düzgün çalışıyor yani. Öğlene doğru acıktık haliyle. Aslında aklımda dışarı çıkıp öğle yemeği ısmarlamak veya ısmarlatmak vardı ama doğumhaneden, öğle yemeğinde ne olduğu hakkında konuşa konuşa çıkan personeller yüzünden yemekhaneye gitmeyi önerdim Riko'ya. Kabul etti. Gene aynı saçmalıkta, ama heyecanını yitirmiş kaybolma senaryoları eşliğinde vardık yemekhaneye. Yolda deli ile tekrar karşılaştık hatta! "Beeeeş!!! BEEEEŞŞŞ!!!" diye bağırıyordu manyak. Tanrı nazarlardan saklasın, beşe gelmiş bile adam.

Yüzsüz gibi sıraya girdik, zaten pazar olduğu için fazla kalabalık da yok etrafta. Tepsileri aldık ve büfeye varmadan önce ana yemekleri dağıtmakla görevli kadının önünde durduk. Kadın elindeki kepçeyi henüz yemekleri dağıtmak için kullanacakmışa benzemiyor, tip tip suratımıza bakıyordu. "Abim burada çalışıyor." Dedim omuz silkerek. Hala kılı kıpırdamıyordu. "Shiomiya Kichirou, hani kadın doğumda çalışan doktor. Abim o işte." Yok, tık yok kadında. Kepçe oynamıyor, onun yerine gözlerini kısarak bana bakıyor. Sanki kassa beni abime benzetecekmiş gibi. Yardımcı olmak için, saçlarımı şöyle bir düzenlemeye çalıştım abiminkilere benzesinler diye. Normalde saçlarımız aynı uzunluktadır ama ben berbere gitmeye üşenen pasaklı bir pislik olduğum için benim saçım biraz daha uzun. Çok kasarsam arkadan toplayabiliyorum ama toka fırlıyor. Ehe. Kadın ben saçımla uğraşırken suratını buruşturdu ve olumsuz anlamdda kafasını salladı. "Ehhh..." Sabırla cebimden cüzdanımı, cüzdanımdan da kimliğimi çıkarıp gösterdim. Yahu, eşek kadar Shiomiya yazıyor, kadın hala kafasını sallıyor! Köyde kaç Shiomiya var? Cidden sinir olmaya başladım, öyle ki, bir gözüm gene seğiriyor!

"Hah, şimdi oldu! Patates alır mısın?"

Nasıl ya? Niye durduk yere inandı? Cidden çok saçma. "O-olur da, ne oldu da inandın?" Gülümseyerek, işaret parmağıyla arkamda bir yerleri işaret etti. Baktığımda, alelacele yemek yemekte olan abimi gördüm. "Gelen kadına dikkat et, asistanı olur." dedi arkadan arkadan, tabağıma hala patates koyarken. Kısa boylu, gözlüklü sarışın bir kadın pıtı pıtı koşarak abimin yanına geldi. "Genelde bu kadar acele etmesinin tek sebebi vardır. İzle, izle." Yemekhane zaten küçük, kadının da sesini alçak tutmak gibi bir amacı yok, dediği şeyi duyabildim. "Öğleden sonraki sezaryeni şu an acil olarak normal doğuma hazırlıyorlar Shiomiya-san!" Abim durdu hemen. Hani öyle çatalını tabağına geri koyma veya boğazına bir şey kaçmalı bir durma değil. Eli havada, kaldı öyle. Sonra mekanik bir hareketle kafasını kadına çevirip, ağzı dolu halde "Dsha.. İkiğ... Lğokma... Yediğm..." dedi, bir gözü de seğirmeye başladı! "İşte bu yüzden inandım sana. Çorba?" Kafam hala abime dönük vaziyette, "Olur..." dedim sadece. Bunca yıldır, abimle olan bu benzerliğimi ben farketmemişken, yemekhaneci kadın iki dakikada fark etti, iyi mi? Demek ki bu sahne ile sık sık karşılaşıyorlar.

Tabaklarımız dolu halde masamıza yerleştiğimizde, anında abimi göz hapsine almıştım. Sanki onu incelemenin yeri ve sırasıymış gibi. Sanki başka bir benzerlik bulabilecek, bulsam bile bir işime yarayacakmış gibi. Fazla sürmedi ama onu incelemem, zaten yukarıda doğumhanede, hazır olmak üzere olan bir başka doğumu olduğu haberini almıştı, bizi fark etmeye bile zamanı olmadan son lokmalarını alıp fırladı yemekhaneden. Tepsisini bile kirlilere bırakmadı. O gider gitmez de, Riko müthiş bir hızla yemeğini yemeye başladı. Saçma sapan şeylerden laflaya laflaya bitirdik yemeklerimizi ve geri, sıkıcı bekleme salonuna döndük.

Yolda şöyle bir düşündüm de, "Ben ne yapıyorum, neden buradayım?" diye, sanırım arada bir bunu kendime sormuş olsaydım zamanında, çok daha farklı biri olabilirdim. Aklımda olsun da, gene saçmaladığımı hissedersem sorgulayayım kendimi böyle. Bu kızla biz çok değişik bir şekilde tanıştık, tanışır tanışmaz da kızın şu an burada olmasına sebep olan hayvan sevgilisi ile kavga ettik. Ardından, bir akşam yemeğinde tesadüfen karşılaştık ve karşılıklı özür dileştik kızla. Can ciğer kuzu sarması değiliz elbette, ama insanları tersleyen bir insan da değilim ki zaten ben. Çabuk ısınıp çabuk soğuyan bir malım elbette. Fakat... Şımarık aşırı derecede uyuz oluyorum bu kızın, buna rağmen gidip sabahın köründe bankta gördüm diye yanına koşuyor, yetmez gibi bir de kalkıp hastaneye abime getiriyorum, hamile mi değil mi öğrenelim diye. Sanırım... Bu kız kafa karışıklığından başka bir şey değil, çünkü bir yandan minnettarım da, geceden kalma depresifliğimden beni uzaklaştıracak şekilde kafamı meşgul edebildiği için. "Riko-chin, sen neden ailenle yaşamıyorsun? Abim var dedin ama, annen, baban?" Kardeş konusunu ilk anlatan ben olmuştum. Bu konuya Riko önden girsin istiyorum ki cevabına, cevabının samimiyetine göre kendi ailemi ne kadar detayla anlatabilirim, anlayayım. Ailem konusunda içimi daha Nishi'ye bile doğru düzgün dökmedim, burada oturup kıza, doğum çığlıkları eşliğinde her şeyi, bütün hissettiklerimi anlatacak değilim ama en azından aramın neden bozuk olduğunu anlatabilirim. Anlatabilirdim. Salona varıp, koltuklara oturduğumuzda, bacaklarımı botlarımla toplayıp koltuğa bastım diye beni birileri azarlamaya başlamasaydı anlatabilirdim. Lan herkes mi sensör hastanede? Üstelik ses abimin sesi. Çatık kaşlarla, acele adımlarla geldi yanımıza, ben pozisyonumu düzeltmeye tenezzül etmiyorum diye de "Kiyo!" diye bağırdı. Normalde beni düzeltmeye çalışmasını siklemez, indirmezdim bacaklarımı ne kadar bağırırsa bağırsın. Ama bağırmasında "Abinim, uyuz nasihatlerimden biriyle seni düzeltmeye çalışıyorum!" tonu yoktu. Samimiyetsiz bir uyarı, ondan duymaya alışık olmadığım için düzelttim bacaklarımı.

"Az önce, öğleden sonra olması gereken sezaryenlerden birini normal olarak doğurtmak zorunda kaldık. Diğeri gelene kadar yarım saat boşluğum var, tabi acil servisten başka bir doğum gelmezse. Evet, ne derdiniz var?" Dedi ellerini belinde, bir bana bir Riko'ya bakarak çatık kaşlarla.
"Ben iyiyim, sen nasılsın abi? Cidden epeydir görüşemiyoruz!"

Kafasını yana yatırarak, "Ne alaka?" bakışı attı bana. Cidden neden yaptım ki bunu ben? Abime oldum olası kıl oluyorum zaten, neden halimi hatrımı sormaması battı ki birden bire? Zaten işi başından da aşkın. Hem... Kyou olayından beri görmüyorum herifi dedim ya, ne düşündüğünü de bilmiyorum o olay hakkında. Babam gibi beni suçluyor mudur acaba? Sadece abim değil, bütün aile benim hakkımda ne düşünüyor şu an, hiç bir fikrim yok. Alkol yüzünden evden kovulup tek göz bir odaya yerleştiğim dönemde, eve gelip gidenler olurdu, ablamla annem özellikle. Saçma nasihatlerini verirlerdi sinir bozuculuk dozları artmış bir şekilde, yemek bırakırlardı. Halimi hatrımı sorarlar ve giderlerdi. Ne kadar sinir olsam da, bir ailemin, kalabalık bir ailemin olduğunu hep aklıma getirirlerdi. Şimdi ise, Kyou benim evimde öldüğünden beri, o kalabalık ailede hiç olmamışım gibi hissetmeden edemiyorum. O günden beri kimse bir daha uğramadı bana elbette.

Gözlerimi kaçırarak, kafamın bir hareketi ile Riko'yu işaret ettim. Konuşmadım ve açıklama yapmadım. "Peki, muayene odasına geçelim o zaman." demesiyle ikisi birlikte doğumhane kapısına çok da uzak olmayan, sabahtan beri doğumlar yüzünden kimsenin girip çıkamadığı bir kapıya yöneldiler. İçeri girip kapıyı kapatmalarına kadar kalkmadım yerimden ama kapı kapanınca, önüne gitmeden de edemedim. Kapıyı sapıklar gibi dinlesem keyfim yerime gelir mi acaba? Riko'nun sabah bana yaptığı gibi, yüzsüz yüzsüz bütün sevişme detaylarını abime de anlatışını dinlesem?
Resim
Lejant
Kütüphane
Künye
İsim Shiomiya Kiyo
Yaş 16
Cinsiyet Erkek
Element Suiton
Seviye C-Rank
Rütbe Chuunin
Alım Gücü 2 -FAKİİİİİİİİEEERRRR!!/2
Kullanılabilir GP 32

Eksiklikler/Özürler Yok

Ekipman
Matara, "Gama" (蜍)
İçerisinde 3 suiton tekniğine yetecek su barındıran, sağlam sızdımaz matara. Ağırmış az.
Geyikotu Özü, 50gr.
Ufak çiziklere ve yanıklara iyi gelir.
Koku Bombası (屁), İkili paket
Bazı genjutsu tekniklerinden kurtulmak için özel olarak üretilen bu bombalar, haliyle ileri seviye teknikleri kıramazlar.

Beceri Chakra Kontrolü 2

Profil
Güç: 8
Çeviklik: 7
Kondisyon: 5
Potansiyel: 4
Varlık: 3
Zeka:3


Ninjutsu

Suiton
Jousui
Ninja gerekli el mühürlerini yaptıktan sonra ellerini kirli bir su birikintisine değdirir. Elini kaldırdığı anda, su birikintisinden arıtılmış ve tamamen içilebilir bir su kütlesi, iki el ile tutulabilecek bir küre şeklinde kullanıcının elinde oluşur. Daha sonra teknik bozulmadan bu su bir matara veya kaba aktarılır. Bilinen tüm hastalık ve zehirler sudan bu yöntem ile ayrılabilir.
Suiben
Ninja oldukça kısa olan el mühürleri serisini Ushi mühründe bitirir. Mühürleri tamamlamasının ardından kullanıcı elini bir su kütlesinin içine sokar ve ardından suyun içinde avucunu yumruk haline getirecek şekilde sıkarak çeker. Bu sayede kullanıcı suyun içinden uzunluğu, kalınlığı, sağlamlığı chakrası ile oranlı olan bir kırbaç çıkarır. Bu kırbaç her ne kadar sudan oluşmuş olsa da hemen hemen katı bir cisim özelliği gösterir. Bu sayede hedefe fiziksel zarar verebileceği gibi onları bağlama gibi işlerde de bu kırbacı kullanabilir.
Kizame no Jutsu
Ninja el mühürlerini tamamladıktan sonra bir su kütlesine odaklanır. Odaklandığı su kütlesinden kabaca bir köpekbalığının başına benzer bir şey çıkar ve rakibi yakalamaya çalışır. Bir şekilde rakibi herhangi bir yerinden yakalarsa bırakmaz ve o su kütlesinin olduğu yerde tutar. Teknikten kurtulmak için aktif olarak köpekbalığı kütlesine zarar verip somutluğunu bozmak gerekir.Tekniğin ardından kullanılan su kütlesi kaybolur. Köpekbalığının ısırdığı yerler hasar alır.
Niji no Jutsu
Ninja el mühürlerini tamamladıktan sonra yere büyük miktarlarda su kusmaya başlar. Bu su, toprak tarafından zor emilir ve ninja tarafından diğer suiton teknikleri için kullanılmaya uygundur. Kullanıcı istediği kadar su kusabilir, ancak ne kadar çok su çıkarmaya çalışırsa o kadar çok süre geçer. Ortalama bir shinobi, 5 saniyede, bir kaç suiton tekniği için gerekli suyu ortama boşaltmış olur. Tekniğin bir diğer formu olarak da, kullanıcı ağzından hemen hemen bir gülle boyutunda bir su kütlesi fırlatır. Bu su kütlesi çarptığı duvar benzeri dikey yüzeylerde kalır ve kullanıcının diğer teknikleri için zemin oluşturur. Rakibe fırlatılırsa herhangi bir etki yaratmaz.
Suijinheki
Ninja kısa olan el mühürleri serisini Tora mühründe sonlandırır ve derin bir nefes alır. Bu aldığı nefesi hızla dışarıya veren kullanıcı yüksekliğini ve genişliğini harcadığı chakra ile oranlı olacak şekilde su kütlesi püskürtür. Bu su kütlesi özellikle defansif anlamda kullanıcı birçok ataktan koruyabilecek bir yapıya sahiptir. Kullanıcı etrafında su kütlesi olması halinde, bu su kütlesini kullanarak da adeta bir bariyer oluşturabilir. Bariyerin şekli tamamen kullanıcının kullanacağı chakra miktarı ve suyun yapısının el verdiği ölçüde her halde olabilecek niteliktedir.
Takonagi no Jutsu
Ninja ortalama bir el mührü dizisinin ardından ortamdaki suyu vücuduna çekmeye başlar. Su, kullanıcının sırtında 4 tane ahtapot kolu oluşturacak şekilde birikir. Bu kollar sert ve hızlıdır, kullanıcıya yakın dövüşte yardımcı olurlar. Çeşitli silahları tutabilir ve fırlatabilirler. Kullanıcı etrafında bir kalkan görevi görebilirler ve gelen saldırılara karşı tepki verebilirler. Eğer bir kol ağır hasar alırsa suya geri dönüşür, kolu tekrar yaratmak için ekstra chakra harcamak gerekir. Açık kaldığı sürece chakra yer. Tekniğin ardından kullanılan su kütlesi kaybolur.
Bousen no Jutsu
Kullanıcı kısa sayılabilecek bir el mühürü dizisinin ardından ağzından çok ince bir su kütlesi püskürtür. Bu kütle, aşırı derecede delici ve kesicidir. Kullanıcı tekniği istediği kadar açık tutabilir. Teknik 15 metreye kadar delici ve kesici özelliğini korur, daha uzak mesafelerde ise etkisini yavaş yavaş kaybeder. Teknik açık kaldığı sürece chakra yer.
Ninpou
Kuchiyose no Jutsu - Henüz hazır değil.
Jinteki Mayu no Jutsu
Kullanıcı kısa bir el mührü dizisinin ardından yatar pozisyona geçer ve tekniği aktifleştirir. Teknik, kişiyi siyah bir ipeksi doku ile sarar. Tamamen sarılan kullanıcı, içeriden dışarıyı görebilir, ancak dışarıdan içerisi görünmez. Kullanıcı dinlenmek veya uyumak için bu tekniği kullanabilir. Doku, yağmur suyunu geçirmez. Kullanıcı istediği zaman Kai mührü ile tekniği bozabilir, bu dokunun yokolmasına ve kullanıcının içinden çıkmasını sağlar.
Doubutsuhen no Jutsu
Kullanıcı ortalama bir el mührü dizisinin ardından yakındaki bir hayvan ile göz teması sağlar, ardından o hayvan ile konuşabilir hale gelir. Her bir hayvanın kendi kişiliği vardır ve kullanıcıya itaat etmek veya sordukları sorulara cevap vermek zorunda değildirler. Teknik 5 dakika kadar aktif kalır, ardından kullanıcıya uyguladığı stres yüzünden 15 dakika kadar tekrar kullanılamaz. Göz teması kurulan dışındaki başka bir hayvan ile konuşulamaz.


Taijutsu

Shinshouki Stili, C-Rank
Bu seviyede kullanıcı temel akrobasi bilgilerini öğrenir ve akrobatik hamleler yapabilmeye başlar. Bu hamleleri momentum kontrolü ile birleştirdiğinde çok büyük efor gerektiren akrobatik hamleleri çok az bir kayıpla uygular. Kullanıcının zıplayarak veya çevresel yükseklik farkını kullanarak yaptığı hamleler daha etkili ve daha az yorucu olur.
Shinshouki Tekniği, Kage Buyou, C-Rank
Kullanıcı, rakibi havaya fırlatmak için akrobatik bir tekme hamlesi kullanır. Bu özel hamle ile rakip 3 veya 4 metreye kadar havaya gönderilebilir. Ardından rakip kendi akrobatik yeteneğini kullanarak havaya zıplar ve havada rakibin hemen altında konuşlanır. Teknik burada son bulur, ancak kullanıcı bu noktadan sonra diğer Shinshouki Taijutsu tekniklerini kullanabilir veya havadaki korumasız rakibine beklemediği bir yerden saldırı yapabilir.
Kullanıcı avatarı
Shiomiya Kiyo
 
Mesajlar: 224
Kayıt: 09 Eyl 2014, 00:00

Re: Daha çok erken.

Mesajgönderen Ueno Riko tarih 19 Kas 2014, 19:32

Bekleme salonuna geri dönüyorduk Kicchan ile. Hastaneleri bu yüzden de sevmiyorum işte. Saatler geçmek bilmiyor. Sanki bu binadan içeri adım atıldığı anda zaman durmaya karar veriyor. Böyle de tuhaf bir atmosferi var. Biz yavaş adımlarla ilerlerken Kicchan bana ailem ile ilgili sorular sormaya başlamıştı. Meraklı bücürük. Gerçi ben de aynı şeyi ona sormuştum ama olsun. Ne diyeyim yani şimdi? Ailem bana bakmiiy, ailem beni dışliiiy mi diyeyim? Diyemem öyle bir şey ben. Zaten millete ailemi kötülemeyi de sevmem pek. Şu anda aramızda ne geçiyor olursa olsun zamanında birlikte güzel anılar edinmiştik. Onların hatırına kimseye laf ettirmem ailem hakkında. Durumu sadece biraz Mao-chan'a çıtlatmıştım ama ona bile çok ayrıntısıyla anlatmadım. Sadece pek geçinemediğimizi söyledim. Her neyse. Bir süre sesimi çıkartmadan düşünceli bir şekilde yürüdüm. Daha sonra bekleme koltuklarına oturduk Kicchan ile. Kicchan "Ben bu hastanenin ağasıyım" edasıyla bacaklarını topladığında sorusuna cevap vermek üzereydim ama arkamdaki ses ile irkildim. Aman tanrım didim!

Şu anda pembe çiçekler açan bir aura ile etrafta koşup eğlenmek istiyorum. Ay o gelmiş o gelmiş! Bilin bakalım kim gelmiş? Kiiim? Ehehehe! Hem de sezaryenlerden biri iptal olduğu için boş vakti varmış! Ne için ki bu boş vakit? Disko? Kola? Cips? Yüzümdeki soru işaretleriyle dolu ifadeyle iki kardeşe bakmaya başladım. Sonra Kicchan'ın abisi muayene odasına geçelim dediğinde her şeyi idrak ettim. Biz buraya bugün ne için gelmiştik? Benim karnımdaki bebişe bakacaktık. Yani öyle bir canlılığın varlığını sorgulayacaktık. Kısa süreli bir tereddütten sonra yavaş adımlarımla usul usul takip etmeye başladım doktoru. Ama nedense nefes alıp vermekte zorlanmaya başlamıştım. Ayaklarım geri geri gitmek istiyor da sanki ben onları zorla iteliyorum. Elimi karnıma götürdüm. Bilmek istiyor muyum gerçekten? Ellerimin buz kesildiğini ve hafif titremelerin tüm vücudumu yavaşça ele geçirdiğini hissettim. Odaya girmeden önce başımı çevirip bekleme koltuklarına baktığımda iki saniyelik bir sürede onları gördüm. Sarışın sürtük kız ile siyah saçlı gizemli çocuk. Karşılıklı oturmuşlar. Sarışın kızın elinde bir papatya var. Tek tek yoluyor yapraklarını. "Bebek var, bebek yok, bebek var, bebek yok." Ona baktığımı fark edince yüzündeki pis sırıtışıyla döndü bana ve papatyayı tek lokmada ağzına atıp mideye indirdi. "A-aaa! Bebek yok olmuş!" Numaradan yaptığı şaşırma ifadesinin hemen ardından kahkahayı basıp ayağa kalkıp koşarak çıktı görüş alanımdan. Neden bu kız? Neden şimdi? Uzun zamandır görmüyordum onu. Niye böyle bir zamanda geliyor ki? Ayrıca benim hamilelik durumlarımı nereden duymuş bu velet? Şimdi gidip hakkımda dedikodu mu çıkarak? İntikam mı alacak? Kurtulduğumu düşünüyordum, bu velet niye peşimi bırakmıyor?! Kızın bekleme koltuğunda tek başına bıraktığı çocuk da aynı boş ve ifadesiz gözlerle bana bir anlığına bakmıştı ama biz o sırada çoktan odaya girmiştik. Aklıma Mao-chan'ın sözleri geldi. Usui... Gerçek misin değil misin?

Odadan içeri girdiğimizde ise olaylar daha ilginç bir hal aldı. "Hamilesin sen." Sesin geldiği yöne baktım. Bir bayan sesine benziyordu. Sadece odanın küçük camı ile karşılaştım ama camdan yansıyan bir görüntü dikkatimi çekmişti. Kuş mu geçti acaba? Bana öyle geldi herhalde. Kicchan'ın abisinin bana işaret ettiği muayene masasına uzandım. Kalbim küt küt atıyordu. "Kız mı erkek mi acaba?" Tanrım! Deliriyorum sanırım. Bu olay bana Mao-chan ile seviştiğimiz günü hatırlatıyor. O zaman da gölgeler filan konuşuyordu değil mi? Hayır yani uzun zamandır olmuyordu bu bana. SİZ HAYIRDIR? De hayde gedin işinize! Büyülü bir sözcük bu. İşe yaraması lazım. Titremem de gittikçe artıyor. Ne yapacağım? Sakinleşmem lazım. Hayır! İstemiyorum! Öğrenmek istemiyorum. Bebekse bebek! Ne var bunda yani? Birkaç hafta sabredersem öğrenirim zaten var mı yok mu? İstemiyorum öğrenmek. ÇIKARIN BENİ BU ODADAN! Kicchan'ın abisi filan da umurumda değil. Nefes alamıyorum. Nefes almam lazım! Çıkmam lazım buradan. Bunalıyorum. Duvarlar üstüme geliyor. Sakinleş Riko. Dayan biraz. Nerede bu doktor? "Belki de bebek yoktur. Hangisini tercih edersin Rikocuk? Bebeğin olmasını mı olmamasını mı? Hıı?" Hışımla doğruldum yerimden. "KES SESİNİ!" Arkası dönük bir şekilde malzemelerini ayarlayan doktor aniden yerinden sıçradı ve şaşkın bir yüzle bana bakmaya başladı. Ne yani o duymuyor mu? Ama Mao-chan... O... O duymamış mıydı? "Mao-chancığının gelip yardım edeceğini mi sanıyorsun? O nerede biliyor musun? Tabi ki bilmiyorsun. Sensei'ni de bilmiyorsun değil mi? Ah zavallı kız." Şu ne idüğü belirsiz pislik torbalarının bana acımalarına öyle sinir oluyorum ki!

Doktor bir süre beni şaşkın şaşkın izledikten sonra tekrar işine dönmüş ve birkaç dakika sonra da malzemelerini toparlama işini bitirmişti. Hiçbir şey duymamak adına gözlerimi ona dikmiştim. Ağır çekimde yüzünü bana doğru döndü. Dönmez olaydı! Tövbe bismillah! Menekşe rengi gözleri gördüm desem anlarsınız değil mi? Almış eline tuhaf tuhaf aletler, adım adım yaklaşıyor bana doğru. Nedir o elindeki? Kesici kesici şeyler var elinde. "Üzgünüm ama bebek olup olmadığını anlamak için karnını yarmam gerekiyor Riko." Yav sen ne zaman geldin de kadın doğum doktoru oldun? Yürü git işine ya! Bu nedir. Hemen ayaklandım ben. "Gelme! Gelme diyorum! Defol git!" Bence burada defolup gitmesi gereken kişi benim. Biraz daha kalırsam öldürüleceğim. Yoo, bunu kabullenemem! Böyle ölmeyeceğim ben! Shinobiliğimin en çok sevdiğim tarafı olan kıvraklığımı kullanarak ve psikopat herifin suratına bakmamaya çalışarak kapıya doğru koştum. "Sana yardım etmeye çalışıyorum Riko!" Açtım kapıyı hızla koşacaktım ama kapının hemen önünde biri beni bekliyormuş. Boyu benden birkaç santim uzun biri. Kimsin ki sen? Kicchan nerede? Arkamdan da psikopat Sensei kırması doktor geliyor. Tam koşmaya başladım ki tanımadığım herif yakaladı bileğimden. "Gerçeklerden kaçamazsın. Onlarla yüzleşmelisin." diyor ciddi ciddi. "Bıraksana kolumu manyak!" Herif bir an şaşkın şaşkın suratıma bakmaya başladı ben de bir hışımla çektim kolumu. Gerisini hatırlamıyorum pek ama nefes alışverişlerim düzene girdiği sırada kendimi evin kapısının önünde buldum. Daha da ölsem gitmem hastaneye! Özellikle de kadın doğum katına!
Kütüphane
Lejant
Resim
The real hell is inside the person...


Resim
Künye
İsim: Ueno Riko
Yaş: 16
Cinsiyet: Dişi
Element: Fuuton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Alım Gücü: 4 - Orta Düşük Gelirli /4 Puan

Profil
Güç: 2
Çeviklik: 4
Kondisyon: 4
Potansiyel: 5
Varlık: 7
Zeka: 8

Eksiklikler/Özürler

Şizofreni
Zaten hayal dünyası fazla geniş olan Riko, öğretmeninin ölümünden sonra akli dengesini kaybetti. Gerçekte olmayan kişilerle konuşup, gerçekte olmayan kurgular oluşturup, gerçekte olmayan operasyonlar yaparak öğretmeninin yerini tespit etmeye çalışıyor. Ve hayatının dört bir yanını kaplayan bu kişilerin gerçek olmadığını kesinlikle reddediyor. Onlar Riko’nun güvenebileceği kişiler. Zararsızlar, değil mi?


Ninjutsu

Fuuchi no Jutsu
Kullanıcı Uma mührünü yapar ve bir eliyle ağzını ve burnunu kapatır. Kullanıcı bu şekilde soluduğu havayı filtrelemiş olur. Havada bulunan potansiyel zehirler, hastalıklar ve toz parçaları bu tekniğe yakalanır. Kullanıcı bu teknik ile su altında nefes alamaz veya solunum sistemine girmesi gerekmeyen zehirlerden kurtulamaz. Teknik açık kaldığı sürece, her nefese chakra yer. Kullanıcı ayrıca, diğer elini başkasının ağzına götürerek tekniği onlara da uygulayabilir. Bu süre boyunca o el de bırakılmamalıdır.


Zanshuu no Jutsu
Kullanıcı ortalama bir el mührü dizisinin ardından ellerini önünde birleştirir ve ortamdaki havaya odaklanır. Ortamdaki hava birden yukarıdan aşağıya doğru sertçe inmeye başlar. Bu, çevredeki herkesi, kullanıcı ve belirlediği bir kişi hariç olmak üzere, yere çökmeye zorlar. Akım aşırı derecede güçlüdür ve karşı koymak gerçekten kabiliyet gerektirir. Kullanıcı teknik süresi boyunca hareket edemez. Teknik açık kaldığı sürece chakra yer.


Genjutsu

Ryuhoubo C Rank
Houkibo C Rank
Taroubo C Rank


Shibou no Jutsu
Kullanıcı Tatsu el mührünü yapar ve o anda baktığı kişiyi tekniğin etkisi altına alır. Tekniğin altına girmek için hedefin kullanıcıya bakmasına gerek yoktur. Tekniğin etkisi altında olan kişi her 5 saniyede bir, kullanıcı tarafından hunharca öldürüldüğünü görür. Bu görüntüler 2 saniye sürer ve aşırı derecede gerçekçidir. Kullanıcı eğer isterse görüntüleri istediği gibi ayarlayabilir. Hedef git gide konsantrasyonunu kaybeder ve kullanıcıdan korkmaya başlar. Kötü ve rahatsız edici hisleri kullanıcı ile bağdaştırır. Savaş alanında kişilere göz dağı vermek, konsantrasyonlarını bozmak ve gerçeklik ile illüzyon arasındaki bağı koparmak için kullanılır. Diğer şartlar altında, işkence yapmak için kullanıldığı bilinmektedir. Teknik 2-3 dakika kadar açık kalır, ardından tekrar uygulamak gerekir.


Mugen Onsa
Kullanıcı elleri ile kendi kafasını kavrar ve aşırı kısa bir süreyi tekniğe odaklanmak için harcar. Ardından, aşırı keskin ve korku verici bir çığlık atar. Çığlık bir kaç saniye sürer. Bu çığlığı duyan herkes şiddetli bir zihinsel acı ile karşılaşır, çığlık dindiğinde bile yarattığı zihinsel yorgunluk devam eder. Kullanıcı, her 5 saniye aralıklarla çığlık atabilir, her bir çığlık chakra yer. Her bir çığlık hedeflerin başını ağrıtmaya devam eder ve zihinlerine direk olarak saldırır. Bir kaç çığlığın ardından hedeflerde kafa karışıklığı ve odaklanma sorunu başlar. Kullanıcı her bir çığlık arasında odaklanmaya devam etmeli ve ellerini başından çekmemelidir. Kullanıcı eğer isterse bu tekniği üflemeli bir çalgı ile yapabilir, bu varyasyonda kullanıcı çalgılan aşırı tiz bir nota çıkarır. Bu varyasyonun avantajı her bir tiz sesin daha uzun süreli ve etkili olmasıdır. Teknik anlık olduğundan karşı koymak zordur ancak tekrar tekrar tekniğe mağruz kalmak bazı hedefleri tekniğin etkilerine etkisiz hale getirebilir. Kullanıcı bu tekniğin etkilemeyeceği kişileri seçemez, yani çevredeki herkes bundan etkilenir.


Rakumei no Jutsu
Kullanıcı yüzüne sert bir ifade takınarak tekniği aktif eder. Eğer 3-4 metre yakında, kullanıcının yüzüne bakan hedefler tekniğin etki alanına girer. Uzaktaki kişiler teknikten etkilenmez. Tekniğin etkisi altındaki kişiler, hedefin ölümcül ve tehditkâr bir aura ile kaplandığını hayal eder. Bu, tekniğin etkisi altındaki kişilerin kullanıcıdan şiddetli bir şekilde korkmalarını sağlar. Bu korkuya yenik düşen hedefler kullanıcıdan kaçmaya çalışabilir veya eğer kullanıcı gözdağı vermek istiyor ise bu blöfü yiyebilirler. Korkuya yenik düşmeyenler ise kısa süreliğine de olsa konsantrasyonlarını ve dikkatlerini kaybederler. Teknik 5-10 saniye gibi kısa bir süre çalışır ve rakibi korkuttuktan sonra kendiliğinden kapanır.


Kokuangyou no Jutsu
Kullanıcı uzun bir el mührü dizisini bitirir ve tekniğin etkisi altında almak istediği kişilere doğru bakar. O anda, eğer o kişiler de kullanıcıya bakıyor ise, tekniğin etkisi altına girerler. Tenkik, hedeflerin görme ve duyma yetilerini bozar. 3 metre ilerisini göremez ve duyamaz hale gelirler. Hedefler herhangi bir yönden gelecek saldırıya açık hale gelir. Tekniğin efektif süresi 5 dakika ilâ 30 dakika arasında, kullanıcının disiplinleri ve seviyesine göre değişir.



Beceri Listesi


Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Chakra Hapı

Resim Resim

Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
Ueno Riko
 
Mesajlar: 94
Kayıt: 27 Eyl 2014, 17:49

Sonraki

Dön Role Play Arşivleri

Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 2 misafir

cron