İçmeyi sizden öğrenecek değiliz.

Moderatör: Game Master

İçmeyi sizden öğrenecek değiliz.

Mesajgönderen Shiomiya Kiyo tarih 05 Kas 2014, 06:26

Konudaki Karakterler

Shiki Nishiyama
Shiomiya Kiyo

---
Shiki Sadako
Shiomiya Nakashima
Shiomiya Miharu





"Bu... Şişe... Neden.. Burada?..."
"..."
"CEVAP VERİN ULAN!!!"


Akemi'den, babamın evde olmadığı bir anı kollayıp beni haberdar etmesini istemiştim. Sabahın yedisinde, ben tam rutin egzersizlerimi bitirmiş, duşumu almış, kendi kendime saçma salak mısır gevreği kemiriyorken camımda bitince, ki yaşına göre oldukça iyi bir başarı camıma sıçrayabilmesi, soluğu bizim eski evde almıştım. İki aya yakındır uğramadığım, bir duvarı sarmaşık kaplı, dışarıdan büyük görünen ama bizim dokuz kişi zor sığdığımız, köyün mimarisine uygun taştan, eski evime, aptal ikiz kardeşlerimin odasına gelmiştim. Ablam Akane'ye yakalanmamak için efor sarfetmiştim resmen, büyük ihtimalle izinli bugün. Abim ise her zaman erkenden hastanenin, işinin yolunu tutmuştur. Annem? Yedi, iki aydır da altı çocuklu bir yorgun kadın o, bırakın da bu saatte uyusun. Akemi konusunda sıkıntım yoktu ve buraya gelme amacım da zaten ikiz kardeşlerimi görmekti.

Eve vardığımda tabii ki de nostaljiye kapılıp odama girmek gibi bir aptallık yapmamıştım. Direkt sarmaşıkların başlangıç noktası olan terasımıza sıçramıştım. Ah, eskiden her akşam kavga gürültü eşliğinde burada akşam yemeği yerdik, güzel günler miydi onlar? Sanırım ikizler kadar mutlu olmayı becerebilseydim, güzel gelebilirlerdi bana. Terası geçip, karşıma çıkan koridordan geçince ikizlerin odasına varmış, kapıyı öküz gibi açmamaya çalışarak, iki tık sonrası içeri dalmıştım. Gördüğüm manzara... Garipti ama bu ikisi ile garip manzaralara denk gelmek alışık olduğum bir şeydi zaten...

Tanıştırayım: Gözlüklü olan, kalp hastası kardeşim Miharu, diğeri, boxerla oturan çiroz ise Nakashima. Aralarındaki ufaklık ise... Masum bir Sake şişesi.

"L-Lan?..."
"AAAABBİİİEEEE!!!"
"Lan Sus! Annem bilmiyor burada olduğumu!"

Buraya, bu salakların odasına gelme sebebim, iki gün önce Nishi'min abisi, bu salakların da müstakbel Sensei'si olan Kimidata-san'a söz verip buluşma ayarlayacak olmamdı. Açıkçası buluşmanın detaylarını kafamda oluşturmamıştım, sadece yakın zamanda buluşacağımızı, eğitimleri hakkında konuşacağımızı söyleyecek, benden haber beklemelerini isteyecektim. Fakat, şişeye, Sake şişesine, sabahın yedisine bakıyor olmaları, bana buluşmanın nerede ve nasıl olması gerektiğini anlatmıştı bile.

"Bu şişe neden burada?"
"..."
"Bu... Şişe... Neden.. Burada?..."
"..."
"CEVAP VERİN ULAN!!!"
"Abi annem uyanacak!"

İki elimle ağzımı kapatıp, hala kapı eşiğinde durduğumu hatırlayarak içeri daldım. Ellerimi ağzımdan indirdikten sonra da kapıyı kilitleyerek, beklemedikleri anda üstlerine atlayıp, saçlarından çekiştirerek kafalarını tokuşturmuştum. Hm... Bu "Tok!" sesini özlemişim.

"Ulan... Amına koyduklarım! İçecekseniz adam gibi bir saatte içsenize?! Ben bile sabah yedide alkol almadım lan hiç! Kendimi geçtim, babam bile bu saatte alkole hallenmemiştir! Ne biçim bir bela oldunuz siz, kime özeniyorsunuz amına koyayım, nereden geliyor bu fikirler size?!" Diye tısladım, hala saçlarından tuttuğum ikizleri duvar dibine sürükleyip köşede sıkıştırmışken. Burnumdan bir kaç sinirli nefes alış veriş sonrası, kafamı cevap beklediğimi belirtircesine yana yatırdım, ancak saçlarını elbette bırakmadım. Gözlüklü olan ikiz başladı konuşmaya ilk, diğer paçoz ise her cümle sonrası araya atladı.

]"Biz fırsat kolluyorduk..."
"BABAM İKİ GÜNDÜR İZİNLİYDİ EVDEN ÇIKMADI!!"
"Sessiz."
"Daha bir yudum bile almadık."
"Kötübiramacımızyoktusadecemerakettik!!!"
"Daha yavaş, başaracaksın devam et Naka."
"Babam erkenden çıkınca da, şimdi denememiz gerektiğine karar verdik."
"Sonra sen geldin!!"
"Hah şöyle, bak isteyince insan gibi konuşabiliyorsun."

Saçlarından tuttuğum ikizleri serbest bıraktım. Yere, şişenin yanına bağdaş kurup oturdum. Şişeyi de alıp, şöyle bir kokladım. Ulan bari kalitelisini alın. Benim ilk içkim babamın zulasından çalınma olduğu için, kalitelisine denk gelmiştim. Bu ahmaklardan da küçüktüm aslında, ama düşünüyorum da... Keşke o kadar erken yaşta içmeye başlamamış, alkolün yegane dert ortağı olduğu fikrini kafama kazımamış olsaydım. Başımda abim, veya bir ihtimal babam olsa, edebimle içmeyi öğrenseymişim. Evet, buluşmanın teması belli oldu demiştim. Bu salaklara ilk içkilerini tattıracak, alkol kültürü hakkında ders verecek, sarhoş ve üstlerine işenmiş bir şekilde yollarda yuvarlanmamalarını sağlayacaktım. Şişeyi yere geri bıraktım ve ciddileşip, ellerimi dizlerime koydum.

"Genin olmuşsunuz. Tebrik ederim."
"Teşekkürler..."
"TEŞEKKÜRLER ABİ!!!"
Gözlerimi devirmeden edemedim...
"Tabi bu benim sizin yaşınızda çoktan Chuunin olduğum gerçeğini değiştirmiyor, hah! Neyse, tesadüfen senseiniz benim tanıdığım biri çıktı. Hakkınızda bir kaç soru sordu bana ve sohbet ettik. Yapabileceğim bir şey olup olmadığını sorduğumda da, takım tanışması öncesi sizlerle buluşmamın, eğitiminiz hakkında konuşmamızın iyi olabileceğini söyledi. Hayır Naka, senseinin kim olduğunu söylemeyeceğim henüz. Sonuç olarak bir akşam dışarı çıkıyoruz. Sizi böyle yakaladığıma göre de, o akşam bu akşam olmalı. Bir arkadaşım da gelecek, güzel bir ortam oluşacak yani. İlk içkilerinizi de büyüklerin, benim ve arkadaşımın yanında için ki, içki nasıl içilirmiş adabıyla öğrenin."

Şişeyi tekrar elime aldım ve ayağa kalktım, cama doğru ilerlemeye başladım. Benim ve abimin odası ortaktı ve alt kattaydı, sarmaşıkların olduğu duvardaydı tek camımız ve fazla ışık girmiyordu. Bunların odası ise tam tersi, terasın hemen karşısında, havadar bir odaydı, camlarında da ışığı engelleyen bir şeyler yoktu. Onun yerine, camın hemen önünde saksılar vardı üç adet. Naka uğraşmaz çiçeklerle, ama Miha her zaman ilgilenmiştir onlarla. Camı kaldırıp, elimdeki ufak şişeyi yavaştan yavaştan menekşelerin olduğu saksıya dökmeye başladım. Bunu yapmaya başladığımda Miha'dan yalvaran bir inleme sesi geldi. Kafamı yana çevirip, yandan yandan baktım sırıtarak. "Ölmezler, merak etme." Gitmişler, dünyanın en dandik Sake'sini almışlar sanırım. Amına koyduklarım ilk içki ayağına kör edecekler kendilerini. Naka hadi neyse de, Miha zaten bozmuş gözleri, kalitesiz Sake yüzünden gözleri eriyecek veledin. Sessizce dinlemişlerdi beni, tabii Naka kıpır kıpır etmişti, akşam içki ısmarlayacağımı duyduğunda da kıpırtısı artmıştı epey. Şişeyi dökmem bitip, yanlarına geri yürüdüğümde, yere tekrar oturacak ve soru sormalarına izin verecektim ama dışarıdan ablam Akane'nin sesi ikizleri çağırdı. Odadaki herkes, Naka bile ciddileşip sesi dinlemeye ve analiz etmeye çalıştı. "Merdivenlerde!" Dedi Naka, "Abi, çabuk! Terastan!" Diye de itekledi Miha. İttirilmenin ivmesiyle kapıya yapışmış, koluna ulaşıp açmaya çabalıyordum ki Naka tişörtümün arkasından tutup "Çok geç! Camdan atla!" diye tısladı ve beni cama fırlattı. Az önce yarısına kadar kaldırmış olduğum cama tosladım kafamı bir güzel, gürültü ile. Kendime gelemeden daha da ittirdi camdan fırlayabilmem için. "Tamam ufak tefeğim de, bu kadar aralıktan kanırtarak fırlatamazsın beni çocuk!" Diye tısladım camı biraz daha kaldırırken. Tırmanıp aşağı atlarken de, arkamdan tekrar ittirildim, bu sefer piçliğine yapılmış bir hareketti bu. Yere inip, üstümü başımı temizleyerek önce etrafımı kontrol ettim, evin diğer mensuplarından bir iz yoktu. Sonra kafamı yukarı kaldırdım, camdan "Pıt!" diye çıkmış, patates gibi sırıtan bir kelle ile bakıştım bir süre. "Sen görürsün!" manasında işaret parmağımı salladığımda, hızla içeri girdi kelle. Girerken de kafasını cama çarptı.

Akane'nin sesi bu sefer, ikizlerin açık camından gelmeye başladığında, fazla oyalanmamam gerektiğini hatırlayıp ilerlemeye başladım eski sokağımda. Tanıdık birilerine denk gelmemek, gelirsem de siklememek için epey çabaladım. Zaten bir süre sonra, Ishi'nin örümcek ağı gibi karışık ama düzenli sokak düzeni sayesinde işlek bir caddede bulmuştum kendimi. Tanıdık insanların derdinden kurtulup olanları düşündüm de şöyle bir... Ben giderken camdan gelen ablamın sesi... İkizlere sabah sabah ne gürültüsü yaptıklarını sormuş, "Abi, abi!" diye çığırttıkları için de, abimin çoktan hastaneye gitmiş olduğunu söylemişti. Naka'nın vıyak vıyak sesi, abim Kichirou'dan değil, benden bahsettiklerini, benim az önce odada olduğumu söylemişti ablama. Ablam ise, gene hayallere kapılıp saçmaladıkları için ikizlere kızmış, sesi uzaklaştığına göre de odadan çıkmıştı. Sesinin uzaklaşma sebebi belki benim evin ufak olan bahçesinden çıkmam da olabilirdi, bilemiyorum. Hep diyorum, ablam salaktır. Salak olduğu yetmiyormuş gibi hain de bir orospudur. Ama efendi, edepli bir hain orospudur. Naka bilerek yapmıştı bunu eminim. O ikisi hayal dünyalarına çekilmeyi çok severler, tüm aile de bunu bilir.




"Hayır, arkadaşım gelmeden içkiler söylenmeyecek bu masaya. Söylediğimde de ben izin vermeden içmeyeceksiniz. Naka, arkadaşım kız kardeşiyle gelecek, sizinle yaşıt kız. Yanında soyunmaya kalkışırsan yetmişlik bira bardağıyla döverim seni. Giy tişörtünü geri."
Sırıtarak izledim çocuğun oflaya poflaya geri giyinmesini. Şimdiden dikkat çekmiştik, hem Naka'nın hiperaktifliği, hem de benim gene rengarenk giyim tarzım sebebiyle gözler üzerimizdeydi. Normalde tek başıma dışarı çıkarsam oldukça salaş, pasaklı giyinirim, dikkat etmem. Ama Nishi ile çıktığım vakitler giyimime dikkat ediyorum. Hele bu gece onun kız kardeşiyle tanışacak olmam, kardeşlerime ilk defa abilik sayılabilecek bir şey yapıyor olmam falan derken, abarttım sanırım. Kahverengi, üzerinde rastgele yerlerinde dikişleri olan, yırtık pırtık bir askılı bol atlet, içerisinde ise daha dar, bildiğin gözünü alan fosforlu pembe bir başka atlet. Boynuma kurbağalı uzun kolyelerden birini asmıştım. Sol bileğime ne bulursam geçirmiş, sağ bileğimde de sadece Nishi'nin saç tokasını bırakmıştım. Seviyorum o tokanın bileğimde olmasını, çıkarmıyorum hiç. Parlak mavi, dar bir kot pantolon, bu kotun paçalarının üzerinde tabii ki de parlak kırmızı botlar. Anladığınız üzere gene aşırı karizma, aşırı asiyim ben bu gece! Rahatsız rahatsız şöyle bir etrafıma baktım Nishi'yi görebilmek için. Naka'yı bardak altlıklarını kemirmemesi için falan azarlamış, bir kaç kez daha böyle etrafımı kolaçan etmiştim ki, en sonunda yakaladı gözlerim bizim garip ikiliyi. İfadesiz bir suratla gelen Nishi, yanında boyu Nishi'nin yarısından biraz geçkin bir genç kız. Kız.. Ueno-san'a benziyor lan. Vay anasını. Hem sevdiceğimi görmek, hem kızı arkadaşıma benzetmek derken sırıtmaya ve arsızca elimi kolumu sallamaya başladım bizi görmeleri için. Görüp, yavaştan bize yöneldiklerinde de kollarımı indirdim, ve ikizlerin kafalarına tokat attım en sertinden.
"ABİ NEDEN VURUYORSUN!?"
"Şimdiden akıllan diye."
"Abi bana neden vuruyorsun?"
"Sen de. Geliyor arkadaşım, dediğim gibi, saçmalamak, soyunmak yok. Naka, geri bağla o kemerini."
Resim
Lejant
Kütüphane
Künye
İsim Shiomiya Kiyo
Yaş 16
Cinsiyet Erkek
Element Suiton
Seviye C-Rank
Rütbe Chuunin
Alım Gücü 2 -FAKİİİİİİİİEEERRRR!!/2
Kullanılabilir GP 32

Eksiklikler/Özürler Yok

Ekipman
Matara, "Gama" (蜍)
İçerisinde 3 suiton tekniğine yetecek su barındıran, sağlam sızdımaz matara. Ağırmış az.
Geyikotu Özü, 50gr.
Ufak çiziklere ve yanıklara iyi gelir.
Koku Bombası (屁), İkili paket
Bazı genjutsu tekniklerinden kurtulmak için özel olarak üretilen bu bombalar, haliyle ileri seviye teknikleri kıramazlar.

Beceri Chakra Kontrolü 2

Profil
Güç: 8
Çeviklik: 7
Kondisyon: 5
Potansiyel: 4
Varlık: 3
Zeka:3


Ninjutsu

Suiton
Jousui
Ninja gerekli el mühürlerini yaptıktan sonra ellerini kirli bir su birikintisine değdirir. Elini kaldırdığı anda, su birikintisinden arıtılmış ve tamamen içilebilir bir su kütlesi, iki el ile tutulabilecek bir küre şeklinde kullanıcının elinde oluşur. Daha sonra teknik bozulmadan bu su bir matara veya kaba aktarılır. Bilinen tüm hastalık ve zehirler sudan bu yöntem ile ayrılabilir.
Suiben
Ninja oldukça kısa olan el mühürleri serisini Ushi mühründe bitirir. Mühürleri tamamlamasının ardından kullanıcı elini bir su kütlesinin içine sokar ve ardından suyun içinde avucunu yumruk haline getirecek şekilde sıkarak çeker. Bu sayede kullanıcı suyun içinden uzunluğu, kalınlığı, sağlamlığı chakrası ile oranlı olan bir kırbaç çıkarır. Bu kırbaç her ne kadar sudan oluşmuş olsa da hemen hemen katı bir cisim özelliği gösterir. Bu sayede hedefe fiziksel zarar verebileceği gibi onları bağlama gibi işlerde de bu kırbacı kullanabilir.
Kizame no Jutsu
Ninja el mühürlerini tamamladıktan sonra bir su kütlesine odaklanır. Odaklandığı su kütlesinden kabaca bir köpekbalığının başına benzer bir şey çıkar ve rakibi yakalamaya çalışır. Bir şekilde rakibi herhangi bir yerinden yakalarsa bırakmaz ve o su kütlesinin olduğu yerde tutar. Teknikten kurtulmak için aktif olarak köpekbalığı kütlesine zarar verip somutluğunu bozmak gerekir.Tekniğin ardından kullanılan su kütlesi kaybolur. Köpekbalığının ısırdığı yerler hasar alır.
Niji no Jutsu
Ninja el mühürlerini tamamladıktan sonra yere büyük miktarlarda su kusmaya başlar. Bu su, toprak tarafından zor emilir ve ninja tarafından diğer suiton teknikleri için kullanılmaya uygundur. Kullanıcı istediği kadar su kusabilir, ancak ne kadar çok su çıkarmaya çalışırsa o kadar çok süre geçer. Ortalama bir shinobi, 5 saniyede, bir kaç suiton tekniği için gerekli suyu ortama boşaltmış olur. Tekniğin bir diğer formu olarak da, kullanıcı ağzından hemen hemen bir gülle boyutunda bir su kütlesi fırlatır. Bu su kütlesi çarptığı duvar benzeri dikey yüzeylerde kalır ve kullanıcının diğer teknikleri için zemin oluşturur. Rakibe fırlatılırsa herhangi bir etki yaratmaz.
Suijinheki
Ninja kısa olan el mühürleri serisini Tora mühründe sonlandırır ve derin bir nefes alır. Bu aldığı nefesi hızla dışarıya veren kullanıcı yüksekliğini ve genişliğini harcadığı chakra ile oranlı olacak şekilde su kütlesi püskürtür. Bu su kütlesi özellikle defansif anlamda kullanıcı birçok ataktan koruyabilecek bir yapıya sahiptir. Kullanıcı etrafında su kütlesi olması halinde, bu su kütlesini kullanarak da adeta bir bariyer oluşturabilir. Bariyerin şekli tamamen kullanıcının kullanacağı chakra miktarı ve suyun yapısının el verdiği ölçüde her halde olabilecek niteliktedir.
Takonagi no Jutsu
Ninja ortalama bir el mührü dizisinin ardından ortamdaki suyu vücuduna çekmeye başlar. Su, kullanıcının sırtında 4 tane ahtapot kolu oluşturacak şekilde birikir. Bu kollar sert ve hızlıdır, kullanıcıya yakın dövüşte yardımcı olurlar. Çeşitli silahları tutabilir ve fırlatabilirler. Kullanıcı etrafında bir kalkan görevi görebilirler ve gelen saldırılara karşı tepki verebilirler. Eğer bir kol ağır hasar alırsa suya geri dönüşür, kolu tekrar yaratmak için ekstra chakra harcamak gerekir. Açık kaldığı sürece chakra yer. Tekniğin ardından kullanılan su kütlesi kaybolur.
Bousen no Jutsu
Kullanıcı kısa sayılabilecek bir el mühürü dizisinin ardından ağzından çok ince bir su kütlesi püskürtür. Bu kütle, aşırı derecede delici ve kesicidir. Kullanıcı tekniği istediği kadar açık tutabilir. Teknik 15 metreye kadar delici ve kesici özelliğini korur, daha uzak mesafelerde ise etkisini yavaş yavaş kaybeder. Teknik açık kaldığı sürece chakra yer.
Ninpou
Kuchiyose no Jutsu - Henüz hazır değil.
Jinteki Mayu no Jutsu
Kullanıcı kısa bir el mührü dizisinin ardından yatar pozisyona geçer ve tekniği aktifleştirir. Teknik, kişiyi siyah bir ipeksi doku ile sarar. Tamamen sarılan kullanıcı, içeriden dışarıyı görebilir, ancak dışarıdan içerisi görünmez. Kullanıcı dinlenmek veya uyumak için bu tekniği kullanabilir. Doku, yağmur suyunu geçirmez. Kullanıcı istediği zaman Kai mührü ile tekniği bozabilir, bu dokunun yokolmasına ve kullanıcının içinden çıkmasını sağlar.
Doubutsuhen no Jutsu
Kullanıcı ortalama bir el mührü dizisinin ardından yakındaki bir hayvan ile göz teması sağlar, ardından o hayvan ile konuşabilir hale gelir. Her bir hayvanın kendi kişiliği vardır ve kullanıcıya itaat etmek veya sordukları sorulara cevap vermek zorunda değildirler. Teknik 5 dakika kadar aktif kalır, ardından kullanıcıya uyguladığı stres yüzünden 15 dakika kadar tekrar kullanılamaz. Göz teması kurulan dışındaki başka bir hayvan ile konuşulamaz.


Taijutsu

Shinshouki Stili, C-Rank
Bu seviyede kullanıcı temel akrobasi bilgilerini öğrenir ve akrobatik hamleler yapabilmeye başlar. Bu hamleleri momentum kontrolü ile birleştirdiğinde çok büyük efor gerektiren akrobatik hamleleri çok az bir kayıpla uygular. Kullanıcının zıplayarak veya çevresel yükseklik farkını kullanarak yaptığı hamleler daha etkili ve daha az yorucu olur.
Shinshouki Tekniği, Kage Buyou, C-Rank
Kullanıcı, rakibi havaya fırlatmak için akrobatik bir tekme hamlesi kullanır. Bu özel hamle ile rakip 3 veya 4 metreye kadar havaya gönderilebilir. Ardından rakip kendi akrobatik yeteneğini kullanarak havaya zıplar ve havada rakibin hemen altında konuşlanır. Teknik burada son bulur, ancak kullanıcı bu noktadan sonra diğer Shinshouki Taijutsu tekniklerini kullanabilir veya havadaki korumasız rakibine beklemediği bir yerden saldırı yapabilir.
Kullanıcı avatarı
Shiomiya Kiyo
 
Mesajlar: 224
Kayıt: 09 Eyl 2014, 00:00

Re: İçmeyi sizden öğrenecek değiliz.

Mesajgönderen Shiki Nishiyama tarih 06 Kas 2014, 19:21

Dışarı çıkmayı sevmiyorum, şuan yapmak zorunda olduğum şeyi de sevmiyorum ama düzgün giyinmeliydim. Lacivert bir tişörtün üstüne deri ceket geçirdim. Altıma da kot pantalon giydim. Yolda gelirken aldığım gofreti ısırdım ve sırtımı bizimkilerin evinin duvarına yasladım. 6 senedir bu evde yaşamıyorum. Önceleri benim için ayrılmış sevimli bir odam bile vardı burada. Oldukça sıradan bir odaydı. Açık mavi ve beyaz renklerinde döşenmiş, iç aydınlatan bir oda... Elimden geldiğince toplardım. Kafamı kaldırıp eskiden benim olan odanın camına baktım. Acaba şimdi ne için kullanılıyordur? Büyük ihtimalle babam katanalarını koyuyordur ve ya annem yemek tariflerini falan saklıyordur orada. Eskiden senin olan şeylerin, seneler sonra senden çok uzakta olması ne kadar üzücü değil mi? Sasaki geldi aklıma. Eskiden en iyi arkadaşım olan çocuk, kim bilir şimdi ne yapıyordur. Artık benim değil. Gerçekten de üzücü. Umarım Kiyo ile böyle bir geleceğimiz olmaz.

Gofret tam bitmişti ki evin kapısı açıldı. Sakince kafamı oraya çevirdim. Annem Sadako'nun cebine para koyuyordu. Son tedbirleri alıp Sadako'ya kendini tehlikede hissettiği an kaçmasını söyledi. "Anne. Bir şey olmayacak." diye beni savunuyordu Sadako da. Gene de dikkat etmesini söyledi annem de. Bilerek biraz bağırıyordu. Duymamı istiyordu belli ki. Sadako'nun sesini ise az duyuyordum. Çünkü kısık sesle konuşuyor hep. Kız siyahlara bürünmüştü gene. Siyah bir bluz, siyah bir kot ve deri botlar. Sonunda içeriden babam çıkıp kız kardeşimin koluna girdi. Ben de duvardan çektim sırtımı ve üstüme başıma çeki düzen verdim. İkisi birlikte bana yürüyorlardı. Yaklaştılar... Yaklaştılar... Birbirimizin farkında olduğumuza göre aramızda iletişim var demektir değil mi? Peki ya neden hiç birimiz gülümsemiyoruz? İnsanlar nezaket olarak birbirine gülümser diye biliyorum. Boş boş babama ve Sadako'ya bakıyordum. İkisinin de gözleri bana kilitlenmiş durumdaydı. Biraz daha yakınlaştıktan sonra durdular. Sadako daha ilerleyecekti ama babam kolundan sıkarak yanında durdurdu kızı. Babamın yüzüne dik dik baktım. Sonra da dönüp Sadako'ya baktım. "Selam."
Kız kardeşim bu kaba ortamı bozan tek kişi olarak gülümsedi. "Merhaba Nishi-abi."
Gözlerimi babama çevirdiğimde her zamanki o otoriter bakışlarını gördüm. Bu adamın eskiden beni ne kadar çok sevdiğini hatırlıyorum da... Birlikte katana çalıştığımızı ve isteksizliğimi gördüğünde gülümseyip kafamı okşadığını falan. Şimdi ise o şefkatinden en ufak bir şey hissetmiyorum.
"Kimidata ısrar ettiği için izin verdik." dedi. Sesinde oldukça rahat bir şekilde anlaşılacak mesafe vardı. Bu mesafe ile o kadar çok karşılaştım ki artık alışkınım. İlk zamanlarda ne kadar da üzülmüştüm.
Hiç bir şey demedim. Sessizce yüzüne bakmakla yetindim. Çünkü ben de böyle bir şey istememiştim, abim beni de ikna ettiği için şuan burada Sadako'yu dışarıya çıkartmak için bulunuyordum. Tabi içimden de beni babamla karşı karşıya getirdiği için ona küfredip duruyorum.
"Sende kalmasına da izin veriyoruz ama getirsen çok daha iyi olur. Kılına bile zarar gelmesin. Anlıyor musun?" kaşlarını çatıp sesini daha da yükseltti. "Ona bir şey olmasın Nishiyama!"
Kafamı eğmiş, yüzüne dik dik bakıyordum. İçimde ona karşı o kadar büyük bir nefret var ki... "Beni duyuyor musun?"
Beni uyuşturucu bağımlısı, denileni anlayamayan bir sorunlu olarak adlandırmasını istemediğim için "Evet." diye cevap verdim. Annem olsa terslerdim, annem olsa umursamazdım ama babam... Ondan o kadar nefret etmeme rağmen kendisine saygı duydurtuyordu. Sadako'nun kolunu bıraktı ve bana gelmesine izin verdi. Kız seke seke yanıma gelirken arkamı döndüm babama. Daha fazla muhatap olmak istemiyordum. Sadako da dönüp babama bir şey demedi. Ellerimi ceplerime sokup kafamı eğerek yürümeye başladım. Sadako "Abim aranızın düzelmesini istiyor." diyene kadar sessiz sessiz yürüdük. İki bunalım kardeş olarak yolda geçenlerin bizi satanist gotikler olarak karşılaması o kadar doğal ki. İkimiz de siyahlara bürünmüşüz. "Üşüdüğünde söyle üstümdekini vereyim." dedim konuyu değiştirmek için. "Ben de aranızın düzelmesini istiyorum."
"Sadako..."
"Abim bir aralar aranızın iyi olduğunu söyledi."
İyice eğdim kafamı. "Her şey dövmelerle başladı. Bu benim elimde olan bir şey değil." dedim. Artık benim de sesim az çıkmaya başlamıştı. "Mükemmel evlat olamadığım için üzgünüm ama abime sahipler işte."
Sadako kafasını kaldırıp yüzüme şaşkın şaşkın baktı. "Görünüşün yüzünden mi bozuştuğunuzu düşünüyorsun?"
Ben de ona çevirdim gözlerimi. "Ne demek istiyorsun?"
"Bana kalırsa, zorlukları kaldıramayıp kaçtığın için bozuşmuş gibisiniz."
"Efendim?" Kaşlarımı çattım direkt. "Ne demek kaçtığım için bozuşmuşuz? Sadako neler çektiğim hakkında bir fikriniz var mı? Kafamda sürekli bin türlü şüphe gezerken yanımda olmayıp bana laf yetiştiren iki insandan kaçmamalı mıydım sence?"
"Abi ben..."
"Konuyu kapat Sadako."
"Seni eleştirmeye çalışmıyorum."
"Konuyu kapat dedim!"
Sustu. Ben de sustum. Hiç konuşmadan kat ettik yolları. Birbirimize bile bakmadık.

Sonunda Kiyo ile sözleştiğimiz yere vardığımızda kafamı kaldırıp sağa sola bakınmaya başladım. Kiyo'nun o garip kıyafetini ve bana bakıp sırıtarak el sallamasını görmek zor olmadı. Bayadır sessiz olan ortamımızı da "Arkadaşım da kardeşleri ile takılacaktı bu gece, birlikte dolaşalım dedim. Şuradalar." diye bozdum. Elimle gösterim Kiyo be ikiz kardeşlerini. Hepsi aynı boylarda, aynı tiplerde 3 tane çocuk. Çok hafif farklılıkları var. Bir tanesi gözlüklü mesela, diğeri de sapık gibi gülüyor. Öbürü de Kiyo. Kiyo diğerlerinden daha olgun gözüküyor. Onlara doğru ilerlerken birden Sadako koluma yapışıp ilerlememi engelledi. Şaşkın şaşkın ne olduğunu anlamak için döndüm buna. "Ş-ş-ş-şunlar mı??" diyerek Kiyo'ları gösterdi. "Evet. Bir şey mi oldu?"
"Y-y-y-yoo... Ol-olmadı. Ehhe."
Kaşlarımı kaldırıp tekrar Kİyo'ların oraya doğru ilerledim. Yanlarına otururken kısa bir "Selam." dedim. Sadako da utangaç utangaç yanıma oturdu. "Merhaba."
Ben Kiyo'dan bir tanıştırma falan bekliyordum aslında. Fakat Kiyo'nun ikiz kardeşlerinden biri "SELAM! BEN YUUDAI! ADIMIN ANLAMI HARİKA KAHRAMANDIR!" diye anırdı. O böyle saçmalayınca Sadako da kıkırdamaya başlamaz mı? Çocuğa garipseyen gözlerle bakıp, sonra aynı ifade ile Sadako'ya da bakmak zorunda kaldım. "BU DA İKİZ KARDEŞİM TADAO! BU DA SADIK İNSAN DEMEK! KARDEŞİM ÇOK HARİKADIR EHEHÖAÖDAS!!" Sonda böğürmesinin nedeni Kiyo'nun çocuğa çat diye geçirmesiydi. "Memnun oldum Naka-kun."
"Yuudai diyorum!"
"Memnun oldum Yuudai."
"HAH ŞÖYLEADASJA!" Gene bağırınca Kiyo cimciklemiş olmalı.
"Bu, Sadako. Kız kardeşim." diye gösterdim bizimkini. "Sadako bu da Kiyo. Benim görev arkadaşım. Diğerleri de onun ikiz kardeşleri. Abimin öğrencileri olacaklarmış. Naka ve Miha."
"YUUDAI VE TADAO!"
"Hm... Yuudai ve Tadao yani."
"Memnun oldum." Naka'ya bakıp kızarmasının nedenini hala anlayabilmiş değilim tabi.
Resim
Lejant
Kütüphane
Resim
İsim:
Shiki Nishiyama
Yaş:
20
Cinsiyet:
Erkek
Element:
Raiton
Seviye:
C-Rank
Rütbe:
Chuunin
Alım Gücü:
4 - Orta-Düşük Gelirli/2

Profil
Güç: 2
Çeviklik: 4
Kondisyon: 4
Potansiyel: 6
Varlık: 7
Zeka: 7

Eksiklikler/Özürler
Paranoyak
Eşcinsel

Ninjutsu
Non-elemental
D-Rank
Shunshin
Otonaku Ashi Jutsu
Jinteki Mayu no Jutsu
C-Rank
Keishuu no Jutsu


Raiton
D-rank:
Yusubi no Jutsu
Rai no Te
Dendou no Jutsu
C-Rank
Ikadzuchi no Kiba
Kangehika


Genjutsu

D-Rank
Kininaru Kimochi
Rakumei no Jutsu
Kuroshiki
Magen: Henge
Miminari no Jutsu
C-Rank
Raigen
Teishi no Jutsu
B-Rank
Magen: Bunshin
A-Rank
Omotsuki


Genjutsu stilleri:

Houkibo/C-Rank
Taroubo /D-Rank
Beceri Listesi
x
Kullanıcı avatarı
Shiki Nishiyama
 
Mesajlar: 173
Kayıt: 09 Eyl 2014, 00:58

Re: İçmeyi sizden öğrenecek değiliz.

Mesajgönderen Shiomiya Kiyo tarih 07 Kas 2014, 00:08

İkizlerin kafalarına vurup akıllı olmalarını söylemem bittiğinde Nishi kız kardeşi ile oturduğumuz yere gelmiş ve yerleşmişlerdi bile. "Selamlar!!!" diye cırladım ikisine de. Loş bir mekanın aynı loşluktaki bir köşesini seçmiştim oturmak için. Ortada alçak bir masa ve bu masanın da etrafında üç adet iki kişilik koltuk. Naka ve Miha, sağımdaki koltukta yanyana oturuyorlardı. Nishi ve kız kardeşi de solumdaki koltuğa yerleşmişlerdi. Ben ise bulunduğum koltukta tek başımayım. Nishi'yi ve full siyah giyinmiş kız kardeşine şöyle bir göz attıktan sonra, hayvan kardeşlerimi tanıştırmak için elimi ikizlere doğru kaldırmış ve ağzımı açmıştım ki Naka böğürerek atladı ortaya. Hafiften sağıma uzanarak, kaldırdığım elimi kafasına tokat atarak indirdim geri. Kendisini Yuudai, Miha'yı da Tadao olarak tanıttı. Bir de anlamlarını açıklıyor gerizekalı. Hadi Tadao neyse de, Yuudai ne ulan? Yuudai babamın ismi, başka isim mi bulamadın? Resmen ailede isim hafızası kıtlığı var sanırım, zamanında ben de Nishi'yi ablamın ismini kullanarak, Akane diye tanıtmıştım.

"T-Tadao değil, Ganta diyeceksin salak..."
"Bir şey mi dedin Miha?!" İyice bunların koltuğuna kafamı uzatarak Miha'ya kilitledim gözlerimi, dişlerimi de sıkıyordum bir yandan. Miha Naka'dan her zaman daha akıllı olmuştur ama bir araya geldiklerinde bu veledin de saçmalamaya başlaması beni üzüyor. Genellikle Naka'yı dizginleme görevi ondadır halbuki. Soruma telaşla kafasını sağa sola sallayarak verirken, arkada Naka kendini Yuudai olarak kakalamakla meşguldü hala. Duruşumu düzeltip koltuğuma geri dönerken, savuşturup durduğu kollarından birini yakalayıp etini bir güzel sıktım Naka'nın. Sırtımı yasladığımda da, Nishi kız kardeşini tanıttı. İsmi Sadako'ymuş, hmmm. Beni tanıttığında sağ elimi şöyle bir kaldırıp indirerek selam verdim kız kardeşine. Memnun olduğumu belirtmek için lafını tam anlamıyla bitirmesini bekliyordum Nishi'nin, ancak söylediği bir laf ile Naka gene kıpır kıpır etmeye başladı yerinde. Kimidata-san'dan bahsetmeyi düşünmüyordum ikizlere ama Nishi benden önce söyledi bunlara iyi mi? Naka'ya bir bakayım dedim, heyecandan pantolonuna davranmış bile, üstüne atlayıp zorla çektim ellerini kemerinden, yalvarırcasına da "Yapma lan! Yapma!" diye inledim bunu yaparken. Geri koltuğuma dönerken de Miha'ya "Durdur şunu!" dercesine bakış attım, ne dediğimi anladı mı bilmiyorum ama Naka'yı tutup kulağına bir şeyler fısıldadı, sonra pis pis sırıtmaya başladılar birbirlerine. Ne söyledi bilmiyorum ama Naka soyunmadığı sürece sorun yok benim için. Nishi'lere döndüm tekrar. "Memnun oldum Sadako-chan! Aile içi şiddet görüntülerimize maruz kalıyorsun, bu hayvanların kusuruna bakma lütfen! Nishi, söylemeyecektim senseilerinin kim olduğunu, kafanı şişirecekler şimdi bunlar!" Dedim sitem eden bir ses tonuyla. Senseilerinin penis boyundan tut hangi takımı tuttuğuna kadar soru sorarlar şimdi biliyorum yani. Döndüm gene bizimkilere, tip tip bakar bir şekilde Nishi'mi tanıttım "Nishiyama'ya merhaba deyin, duyduğunuz gibi görev arkadaşıyız. Evdeyken bahsettiğimi duymuşsunuzdur belki, bu o." diyerek. İkizler başlarını yukarı aşağı salladılar demin ki sırıtışlarını bozmadan ve bir ağızdan merhaba diyerek memnun olduklarını belirttiler. Sonra da aynı sırıtışla Nishi'nin ellerindeki dövmelere diktiler gözlerini. Bir şeyler planlıyorlar ama umarım amaçları Nishi'yi sinir etmek değildir. Eğer öyleyse kafaya inen basit tokatlardan daha fazlasını yapmak zorunda kalabilirim gerçekten sinirlenip.

"Dayanıklıymışsın." Dedi Miha sırıtarak, Nishi'ye doğru. Nishi ne olduğunu anlamamışcasına bakınca da kafasıyla ellerini işaret etti. İşte başlıyoruz anlamında alnımı ovuşturmaya başladım ve dinlemeye devam ettim. "Bir sürü iğne darbesi... Abim hiç dayanamaz mesela. En son hasta olup iğne yaptıklarında yarım saat ağlamıştı "Benim zavallı popom!" diye anırarak!" Dedi hala aynı sırıtışıyla, yanında da Naka gözleri sulanmış bir şekilde dişlerini sıkarak kıkırdıyor, kahkaha atmamaya çalışıyordu besbelli. Elimi alnımdan hızla indirip kocaman gözlerle Miha'ya baktım "Bunu neden yaptın şimdi?!" bakışıyla. Ben Nishi'ye sataşmalarını beklerken herifler beni, onlara adam gibi içmeyi öğretecek masum abilerini hedef almışlar ya lan! "KICHIROU'DAN BAHSEDİYOR CANIM, EHEH! BÜYÜK ABİM!!" dedim telaşla gülerek ama Miha öküz gibi umursamaz bir ses tonuyla "Yooo senden bahsediyorum, ağlamadın mı? Ağladın işte!" diyerek bozdu beni. Naka artık kendini sıkmayı geçmiş kahkaha atmaya başlamıştı bile tükürük saça saça. Tamam Nishi iğneden korktuğumu biliyor da bu detayı kız kardeşi ile öğrenmesine gerek var mıydı? Bence yoktu. Elimi yumruk yapıp Miha'ya doğru hamle yapmıştım ki yarı yolda "Ulan... Neyse." diyerek geri döndüm. Kızın önünde hasta kardeşimi dövmenin manası yok, şimdi ölür falan. Oflayıp pofladıktan sonra Nishi'lere mahçup bir bakış atıp, sipariş alan elemanlardan birini masaya çağırdım el hareketimle. Adam gelirken de "Ne içeceksiniz?" diye sordum kız kardeşiyle buna. Nishi hayır anlamında kafasını salladı, kız kardeşi de abisine uyarak aynı şekilde istemediğini belirtti.
"Bir yetmişlik, iki de otuzluk bira alalım biz. Buzlu bardak varsa yetmişlik onda gelebilir."
Otuzluk lafını duyunca hayalleri yıkılmış şekilde inleyen ikizlere baktım, Naka deli gibi tişörtünün kenarını kıvırıyordu, çıkarmamak için kendisiyle savaşıyordu resmen, alnı da terlemişti.
"Düşündüm de otuzluklardan biri de buzlu bardakta gelsin en iyisi." Diyerek yolladım elemanı. "Tadını sever, saçmalamaya devam etmezseniz birer ellilik daha içersiniz, ama daha fazlası yok. Bira öyle çarpmaz ama tadını sevmek zor gelebilir, bu mekanınki güzel gerçi. Su katmıyorlar sanırım." Anladıklarını belirtmek için kafalarını yukarı aşağı salladılar aynı anda, uslu bir şekilde. Sırıttım tiplerine bakarken, eğlenceli olacak, sataşmaya devam etmezlerse...
Resim
Lejant
Kütüphane
Künye
İsim Shiomiya Kiyo
Yaş 16
Cinsiyet Erkek
Element Suiton
Seviye C-Rank
Rütbe Chuunin
Alım Gücü 2 -FAKİİİİİİİİEEERRRR!!/2
Kullanılabilir GP 32

Eksiklikler/Özürler Yok

Ekipman
Matara, "Gama" (蜍)
İçerisinde 3 suiton tekniğine yetecek su barındıran, sağlam sızdımaz matara. Ağırmış az.
Geyikotu Özü, 50gr.
Ufak çiziklere ve yanıklara iyi gelir.
Koku Bombası (屁), İkili paket
Bazı genjutsu tekniklerinden kurtulmak için özel olarak üretilen bu bombalar, haliyle ileri seviye teknikleri kıramazlar.

Beceri Chakra Kontrolü 2

Profil
Güç: 8
Çeviklik: 7
Kondisyon: 5
Potansiyel: 4
Varlık: 3
Zeka:3


Ninjutsu

Suiton
Jousui
Ninja gerekli el mühürlerini yaptıktan sonra ellerini kirli bir su birikintisine değdirir. Elini kaldırdığı anda, su birikintisinden arıtılmış ve tamamen içilebilir bir su kütlesi, iki el ile tutulabilecek bir küre şeklinde kullanıcının elinde oluşur. Daha sonra teknik bozulmadan bu su bir matara veya kaba aktarılır. Bilinen tüm hastalık ve zehirler sudan bu yöntem ile ayrılabilir.
Suiben
Ninja oldukça kısa olan el mühürleri serisini Ushi mühründe bitirir. Mühürleri tamamlamasının ardından kullanıcı elini bir su kütlesinin içine sokar ve ardından suyun içinde avucunu yumruk haline getirecek şekilde sıkarak çeker. Bu sayede kullanıcı suyun içinden uzunluğu, kalınlığı, sağlamlığı chakrası ile oranlı olan bir kırbaç çıkarır. Bu kırbaç her ne kadar sudan oluşmuş olsa da hemen hemen katı bir cisim özelliği gösterir. Bu sayede hedefe fiziksel zarar verebileceği gibi onları bağlama gibi işlerde de bu kırbacı kullanabilir.
Kizame no Jutsu
Ninja el mühürlerini tamamladıktan sonra bir su kütlesine odaklanır. Odaklandığı su kütlesinden kabaca bir köpekbalığının başına benzer bir şey çıkar ve rakibi yakalamaya çalışır. Bir şekilde rakibi herhangi bir yerinden yakalarsa bırakmaz ve o su kütlesinin olduğu yerde tutar. Teknikten kurtulmak için aktif olarak köpekbalığı kütlesine zarar verip somutluğunu bozmak gerekir.Tekniğin ardından kullanılan su kütlesi kaybolur. Köpekbalığının ısırdığı yerler hasar alır.
Niji no Jutsu
Ninja el mühürlerini tamamladıktan sonra yere büyük miktarlarda su kusmaya başlar. Bu su, toprak tarafından zor emilir ve ninja tarafından diğer suiton teknikleri için kullanılmaya uygundur. Kullanıcı istediği kadar su kusabilir, ancak ne kadar çok su çıkarmaya çalışırsa o kadar çok süre geçer. Ortalama bir shinobi, 5 saniyede, bir kaç suiton tekniği için gerekli suyu ortama boşaltmış olur. Tekniğin bir diğer formu olarak da, kullanıcı ağzından hemen hemen bir gülle boyutunda bir su kütlesi fırlatır. Bu su kütlesi çarptığı duvar benzeri dikey yüzeylerde kalır ve kullanıcının diğer teknikleri için zemin oluşturur. Rakibe fırlatılırsa herhangi bir etki yaratmaz.
Suijinheki
Ninja kısa olan el mühürleri serisini Tora mühründe sonlandırır ve derin bir nefes alır. Bu aldığı nefesi hızla dışarıya veren kullanıcı yüksekliğini ve genişliğini harcadığı chakra ile oranlı olacak şekilde su kütlesi püskürtür. Bu su kütlesi özellikle defansif anlamda kullanıcı birçok ataktan koruyabilecek bir yapıya sahiptir. Kullanıcı etrafında su kütlesi olması halinde, bu su kütlesini kullanarak da adeta bir bariyer oluşturabilir. Bariyerin şekli tamamen kullanıcının kullanacağı chakra miktarı ve suyun yapısının el verdiği ölçüde her halde olabilecek niteliktedir.
Takonagi no Jutsu
Ninja ortalama bir el mührü dizisinin ardından ortamdaki suyu vücuduna çekmeye başlar. Su, kullanıcının sırtında 4 tane ahtapot kolu oluşturacak şekilde birikir. Bu kollar sert ve hızlıdır, kullanıcıya yakın dövüşte yardımcı olurlar. Çeşitli silahları tutabilir ve fırlatabilirler. Kullanıcı etrafında bir kalkan görevi görebilirler ve gelen saldırılara karşı tepki verebilirler. Eğer bir kol ağır hasar alırsa suya geri dönüşür, kolu tekrar yaratmak için ekstra chakra harcamak gerekir. Açık kaldığı sürece chakra yer. Tekniğin ardından kullanılan su kütlesi kaybolur.
Bousen no Jutsu
Kullanıcı kısa sayılabilecek bir el mühürü dizisinin ardından ağzından çok ince bir su kütlesi püskürtür. Bu kütle, aşırı derecede delici ve kesicidir. Kullanıcı tekniği istediği kadar açık tutabilir. Teknik 15 metreye kadar delici ve kesici özelliğini korur, daha uzak mesafelerde ise etkisini yavaş yavaş kaybeder. Teknik açık kaldığı sürece chakra yer.
Ninpou
Kuchiyose no Jutsu - Henüz hazır değil.
Jinteki Mayu no Jutsu
Kullanıcı kısa bir el mührü dizisinin ardından yatar pozisyona geçer ve tekniği aktifleştirir. Teknik, kişiyi siyah bir ipeksi doku ile sarar. Tamamen sarılan kullanıcı, içeriden dışarıyı görebilir, ancak dışarıdan içerisi görünmez. Kullanıcı dinlenmek veya uyumak için bu tekniği kullanabilir. Doku, yağmur suyunu geçirmez. Kullanıcı istediği zaman Kai mührü ile tekniği bozabilir, bu dokunun yokolmasına ve kullanıcının içinden çıkmasını sağlar.
Doubutsuhen no Jutsu
Kullanıcı ortalama bir el mührü dizisinin ardından yakındaki bir hayvan ile göz teması sağlar, ardından o hayvan ile konuşabilir hale gelir. Her bir hayvanın kendi kişiliği vardır ve kullanıcıya itaat etmek veya sordukları sorulara cevap vermek zorunda değildirler. Teknik 5 dakika kadar aktif kalır, ardından kullanıcıya uyguladığı stres yüzünden 15 dakika kadar tekrar kullanılamaz. Göz teması kurulan dışındaki başka bir hayvan ile konuşulamaz.


Taijutsu

Shinshouki Stili, C-Rank
Bu seviyede kullanıcı temel akrobasi bilgilerini öğrenir ve akrobatik hamleler yapabilmeye başlar. Bu hamleleri momentum kontrolü ile birleştirdiğinde çok büyük efor gerektiren akrobatik hamleleri çok az bir kayıpla uygular. Kullanıcının zıplayarak veya çevresel yükseklik farkını kullanarak yaptığı hamleler daha etkili ve daha az yorucu olur.
Shinshouki Tekniği, Kage Buyou, C-Rank
Kullanıcı, rakibi havaya fırlatmak için akrobatik bir tekme hamlesi kullanır. Bu özel hamle ile rakip 3 veya 4 metreye kadar havaya gönderilebilir. Ardından rakip kendi akrobatik yeteneğini kullanarak havaya zıplar ve havada rakibin hemen altında konuşlanır. Teknik burada son bulur, ancak kullanıcı bu noktadan sonra diğer Shinshouki Taijutsu tekniklerini kullanabilir veya havadaki korumasız rakibine beklemediği bir yerden saldırı yapabilir.
Kullanıcı avatarı
Shiomiya Kiyo
 
Mesajlar: 224
Kayıt: 09 Eyl 2014, 00:00

Re: İçmeyi sizden öğrenecek değiliz.

Mesajgönderen Shiki Nishiyama tarih 09 Kas 2014, 19:14

Ganta mı? İsmi duyduğum an gözlerim kocaman açıldı. En son çıktığım sikik hastane görevinde yavşadığım herifin adı Ganta değil miydi lan? Nereden geldi aklıma, bayadır da düşünmemiştim onu. Esmer, zayıf tipli bir bebeydi. Fakat kaslı, katanalı ve bayık bakışlıydı. Sert bir tipti. Benim Kiyo'ya yaptıklarımı o bana yapardı yani... Off! Eğdim kafamı ve boş boş masadaki tuzluğa bakarak kendimden utandım. Ulan sevgilim diyebileceğim, hastayken bana bakacak bir herif oturuyor şu masada ben hala Ganta'yı düşünüyorum. İçimde bir kaşar var sanırım. Neyse sonra millet saçmalamaya başladı da benim kafam dağıldı. Şu ikizlerden Yuudai olanının birden kemerini açmaya başlaması ile Kiyo'nun bahsettiği durduk yere soyunma olayına şahit olduğumuzu fark ettim. Kiyo üstüne atlayıp tutmasaydı o pantalon inecekti belli ki. Sadako ile ben şaşkın şaşkın izliyoruz bu durumu tabi ki. Çünkü Kiyo'nun kardeşlerinin saçmalıklarını kapatması falan garip geliyor. Biz ailece böyle bir şey yapmayız. Birbirimizin sevmediğimiz yanlarına laf ederiz falan ama hiç bir zaman babam ben böyleyim diye beni dövmeye, engellemeye kalkmamıştır. Sadako'nun bakire olmadığını söylediği anı düşünelim. İki tane abiyiz ama ikimiz de gavatız belli ki. Bir sik söylemedik hatta bu konuda taktik verdik kıza. Belki de Kiyo cidden benden çekiniyordur ha? Üstelik neden Yuudai'nin soyunmasına izin vermiyor ki? Öhöm, eminim ki Sadako onu çıplak görse garipsemez. Beni de biliyorsun. İkimiz de zevk alırız bu durumdan. Sapıtmamalıyım. O değil de bu mal duruma neden Sadako kıkırdıyor? Şöyle bir bakış attım buna. O da bana bakıp omzunu silkti. Neyse, ne bok yerse yesin.

İkizler kulaktan kulağa konuşurken gene rahatsızlaştım. Lan toplum içinde kulağa fısıldamayın, sevmiyorum anlasanıza. İlk Jinryu ve Ueno, şimdi Naka ve Miha. Bu sırada Kiyo efendi efendi Sadako'ya memnun olduğunu söyledi. Kız kardeşim de yüzünde hafif bir sırıtma ve bayık bakışlarla kafasını salladı. Normalde kız kardeşim de benim gibi bir buz dolabıdır aslında. Nedense bu gün kıkırdayıp duruyor amına koduğum. Ne oldu anlamadım hiç. "Önemli değil, sorsunlar da abimi öğrencilerine rezil edeyim." dedim Kiyo'ya şeytani bir bakış atarak. Sadako da "Nishi abi!" diye dürttü kolumdan. "Tamam yahu çok rezil etmem." dedikten sonra kıkırdadım. Sadako da benimle kıkırdadı. Şu halimize bak be. Eminim evde boş boş oturan rock müzik dinleyen Sadako, burada kıkır kıkır. Beni de biliyorsunuz karşımdakinin ağzına sıçmayı seven bir herifim, burada espri falan yapıyorum. Shiomiya'lar bizi bozuyor galiba.

Sonra ne oldu, ikizler bu konuya nasıl geldi bilmiyorum ama Miha birden elimdeki dövmelere laf çaktı. İlk önce dayanıklı olduğumu söyledi. Anlamadığım için kaşlarımı kaldırıp yüzüne "Efendim?" bakışı attım. O da kafası ile ellerimi gösterdi. Bakınca dövmelerimi gördüm. Ardından da Kiyo'nun iğne yiyince ağladığını söyledi. Naka da kahkaha atmamak için kendini zor tutuyordu. Şimdi şöyle söyleyeyim, normalde karşımdakiler Kiyo'nun kardeşi olmasa oturup burada Kiyo'nun görevlerde ne kadar cesur olduğunu falan anlatır onların amına kordum ama karşımdakiler Kiyo'yu komik durumlara düşürmeyi hobi haline getirmiş adamlar. Tabi ki de onlara yardım edeceğim. Ne yani Kiyo, benden mi utanıyorsun? Sadako'yu da siktir et. Kiyo konuyu çevirmeye, sonra da içecekleri isteme bahanesi ile değiştirmeye kalktı. Biz Sadako ile bir şey içmek istemedik. Yani burdaki insanlar kafayı bulunca onları sapasalim şekilde eve götürmek benim işim. Sadako'ya da neden istemediğini sorduğumda "Eve geri dönersem bizimkiler sana kızarlar." dedi.
"Bende kalabilirsin."
"Boşver abi zaten sapıtıyorum içtiğimde."
Gülümsedim istemsizce, "Ben de..." Aslında Sadako ile bayağı bir ortak noktamız var ama çok yakın değiliz.
Her neyse şimdi abimi ve Kiyo'yu rezil etmeye çalışabilirim. Hatta dur lan, biraz eğlenelim bence biz. Evet evet. Döndüm Naka'ya ve bana bakması için bir bakış attım. Çocuk tabi direkt kitlendi bana. Üstümdeki deri ceketin bağrından tuttum ve başladım çıkarmaya. İçimde kısa kollu bir tişört olduğu için tüm kolumdaki dövmeler de gözüktü tabi ki. Üstümdekini alıp Kiyo'nun üstüne attım. "Üşüyor gibisin." diyerekten.
Ben bunu yaptığım an Naka ayağa fırladı. "MADEM ONA İZİN VAR!" diye anırdıktan sonra üstündeki kazağı tek hamlede kafasından çıkardı. Herif soyuna soyuna expert olmuş. Kazağı çat diye Sadako'nun üstüne fırlattı. Ardından benimle aynı bir bakış attı kız kardeşime. "Üşüyor gibisin!" Tabi kahkaha atmadan edemedim bu durum karşısında. Naka da bana bakıp kahkaha atıyor, fırsattan istifade üstündeki tişörtü de çıkarıyordu. Bu sırada da ayağı ile sandalyesini Kiyo'dan en uzak yere doğru kaydırdı ki üstüne atlayıp tekrar giydirmeye çalışmasın.

İçecekler gelirken ben kollarımı Miha'ya uzatmış dövmelerime bakmasına izin veriyordum. Bakalım Kiyo gibi yaralarımı fark etmeyecek mi? O bir süre baktıktan sonra tişörtümün boynundan hafifçe açtım "Burada da var." diye. Aslında ilk başta Naka da bayağı bir içine düşmüştü kollarımın ama sonra Sadako onunla konuşarak konudan uzaklaştırdı.
"Şey... Yuudai. Beni tanıdın mı?"
"EFENDİM?"
"Beni... Tanıdın mı?"
"ANLAMIYOM Kİ?"
"BENİ TANIDIN MI DİYORUM?"
"Ha... Nishiyama-ojisan'ın kardeşisin."
"Ojisan ne lan, dede deseydin?" diye atarlandım. Herif amca dedi lan. O kadar büyük mü gösteriyorum?
"Hayır, biz daha önce karşılaşmıştık."
"GENE ANLAMIYOM!"
"DAHA ÖNCE KARŞILAŞMIŞTIK!"
"Öyle mi?"
Naka şaşkın şaşkın Sadako'nun yüzüne bakmaya başladı. Sonra bir anda hatırlamış gözleri parladı. Sadako da sevindi tabi bu duruma ama "HATIRLAMADIM ELELELASDJKA!" diye bağırıp gülünce tabi kız kardeşimin yüzü düştü.
Sesini hafif yükseltmeye çalışarak nerede tanıştıklarını anlatmaya başladı sonra da. "Okulun önünde Yoshioka ile kavga etmiştik, o da çok sinirlenip bana vurmuştu." Daha bu cümleyi duyar duymaz Miha'dan Sadako'ya çevirdim gözlerimi. O da benimle göz teması kurmamak için ellerine bakmaya başladı. "Yuudai-kun da şans eseri bizim okulun oradaymış. Bunu görünce gelip soyunmuş, Yoshioka'yı bir güzel pataklamıştı." diye hızlı hızlı geçti devamını. "Yuu Yoshioka..." dedim kendi kendime sessizce. Sadako da sonunda kafasını kaldırıp bana baktı. "Sana-"
"Dosyalarına bakmalıyız demiştin evet Nishi abi."
Sinirli bir şekilde tekrar Miha'ya dönüp boynumdaki dövmeleri göstermeye başladım. Bu sırada da Naka'ya yan gözle bakıp taktir ettiğimi belirtirten bir bakış attım. O da gözlerini kırpıştırarak "Galiba öyle bir şey hatırlıyorum. BİR PRENSESİ KÖTÜ BİR ORKTAN KURTARMIŞTIM!" dedi cümleninn sonunda sesini yükselterek. Ne biçim bir dünyada yaşıyor bu çocuk bilmiyorum ama istemsiz bir biçimde "Ne dedi bu mal?" bakışı atmak zorunda kaldım Kiyo'ya.
Resim
Lejant
Kütüphane
Resim
İsim:
Shiki Nishiyama
Yaş:
20
Cinsiyet:
Erkek
Element:
Raiton
Seviye:
C-Rank
Rütbe:
Chuunin
Alım Gücü:
4 - Orta-Düşük Gelirli/2

Profil
Güç: 2
Çeviklik: 4
Kondisyon: 4
Potansiyel: 6
Varlık: 7
Zeka: 7

Eksiklikler/Özürler
Paranoyak
Eşcinsel

Ninjutsu
Non-elemental
D-Rank
Shunshin
Otonaku Ashi Jutsu
Jinteki Mayu no Jutsu
C-Rank
Keishuu no Jutsu


Raiton
D-rank:
Yusubi no Jutsu
Rai no Te
Dendou no Jutsu
C-Rank
Ikadzuchi no Kiba
Kangehika


Genjutsu

D-Rank
Kininaru Kimochi
Rakumei no Jutsu
Kuroshiki
Magen: Henge
Miminari no Jutsu
C-Rank
Raigen
Teishi no Jutsu
B-Rank
Magen: Bunshin
A-Rank
Omotsuki


Genjutsu stilleri:

Houkibo/C-Rank
Taroubo /D-Rank
Beceri Listesi
x
Kullanıcı avatarı
Shiki Nishiyama
 
Mesajlar: 173
Kayıt: 09 Eyl 2014, 00:58

Re: İçmeyi sizden öğrenecek değiliz.

Mesajgönderen Shiomiya Kiyo tarih 10 Kas 2014, 15:28

Ben içecekleri istedikten sonra, Nishi garip bir hareket yaptı. Gitti gerine gerine, çekiştire çekiştire deri ceketini çıkardı ve benim üstüme attı. Üşüyormuşum. Tamam sıfır kol giydim, akşamları da epey soğuk oluyor ama henüz üşümüyorum ki? Üşürsem havada uçmakta olan şu kazağı geçirebilirim sanırım üstüme. Bir saniye. Bu kazak neden uçuyor? LAN?

Kafamı çevirmemle aynı gerintide soyunmaya çoktan başlamış Naka'yı gördüm. Kazağını çıkarmış, ben kafamdan ceketi çekene kadar zavallı kızın üstüne atıp Nishi'yi taklit etmişti hayvanın evladı. Bir de gitmiş kazak içine tişört giymiş ya, nasıl bir krosun sen? Nishi bir de kahkaha atıyor, yanımdayken attığını gördüm çokça kez de, başkalarının yanında kahkaha atan bir Nishi? Bizim aile buna yaramıyor sanırım. İyice afalladım tabi ben, kafam bir gülen Nishi'ye, bir hevesle soyunmakta olan Naka'ya dönüp duruyordu. Bu sefer gülmemek için kendini sıkan ise Miha'ydı geri planda. İyice malzeme oldum millete bebeler yüzünden, iyi mi? İyi değil. Naka tişörtünü de çıkarıp rastgele bir yerlere fırlattıktan sonra sinirle havada kaptım tişörtü, üstüne yürümeye yeltendim benden uzaklaşmakta olan çocuğun. Sonra vazgeçip geri oturdum. Fark ettim ki, ben bu malları durdurmaya çalıştıkça azıtacaklar, yaptıklarımın bir anlamı yok. Kendime güldürmekten başka bir şey yapmıyorum. Elimdeki tişörtü buruşuk bir şekilde yanımdaki boş sandalyeye koydum sinirle, "Ne yaparsan yap, pantolonun kalsın ama." Diye söylendim bir de. Pes ettim yani.

Nishi iyice gaza gelip bizim veletlere, özellikle Naka'ya doğru dövmelerini gösterirken içecekler geldi. Getiren adama sessizce, bir de kuruyemiş getirirse on numara olacağını söyledim. Tabi ilk siparişleri verirken söylemeyip iki kere iş yaptırdığım için uyuz olmuş bir ifade ile baktı ama olsun, fıstıksız bira mı olur lan? Adam gittikten sonra odağımı dövmeler konusunda konuşan tiplere vereyim demiştim ki, Nishi'nin kız kardeşi, Naka ile konuşmaya başladı. Daha doğrusu çalıştı, çabaladı... Zavallı kız, karşısında nasıl bir öküz var bilmiyor. Gözlerimi devirerek Naka'nın embesilliğini dinliyordum ki dediği bir şey yüzünden bu sefer kahkaha atan ben oldum. Nishi'ye "Ojisan" dedi herif ya, ahahahah! Nishi atar yapınca iyice kahkaham azıttı, iyice bir arsızlaştım. Tepinesim geliyor ama sakin olmalıyım. Lan, halbuki hiç yaşlı da göstermiyor herif, gayet yaşına uygun genç bir adam var işte. Zorlayarak kendimi durdurdum gözümdeki yaşları silip. Önümdeki içecekten ufak bir yudum aldım ve nefes vererek "Ahh... Nishi-ojisan, hahah!" diye kendi kendime son kez kıkırdadım.

Tekrar kendimi Sadako ve Naka'nın konuşma çabalarına verdiğimde, konuşma ayrı bir boyuta taşınmaya başlamıştı. Kız önce, okulunun önünde birinin ona vurduğundan bahsetti. Şokla gözlerim açıldı dikkatimi daha da Sadako'ya verince, sinirlendim de elbette. Kızlara vuranları sevmem. Özel hayat falan dinlemeden, dalarım böyle bir ortamda şahsen. Belli ki Naka da benim gibi düşünüyor bu konuda ki, soyunmayı ihmal etmeden herife dalmış. Kafamı Naka'ya çevirip, "Aferin lan, iyi yapmışsın!" diye gaz verecektim ki, vermeme gerek kalmadan gaza geldi bebe. Prensesi orktan kurtarmalı bir böğürtü kopardı birden bire, onun böyle anırmasıyla da Miha yerinden fırladı hemen. Nishi'nin sorup soruşturan bakışlarına "Hayal görüyorlar.." diye fısıldayarak cevap verdim, üstüne de "Sonra anlatırım." bakışı ekledim. Miha da aynı böğürtüyle konuşmaya başladı o sırada, ellerini yumruk yapmış, gözleri parıldayarak ikizine bakıyordu hayranlıkla.

"YOKSA!!! YOKSA İNCELEMEM İÇİN GETİRDİĞİN O ORK CESETİ... O GÜNDEN Mİ KALMAYDI NAKA?!"
"C-Ceset mi? LAN HERİFİ ÖLDÜRDÜN MÜ YOKSA?"

Naka da ayağa fırlayıp, gururla uzaklara bakarak olumlu bir şekilde kafasını salladı. Umarım cevabı benim değil Miha'nın sorusunadır, çocuğu sırf kıza vurdu diye hayal ayağına öldürmesi ciddi bir sorun olabilir çünkü. Miha da aynı şekilde gururla uzaklara bakmaya başladı sonra ellerini indirip. İkisinin göğsü kabarmıştı. Ben hayatımda böyle gururlanmadım ulan.

"O getirdiğin ceset sayesinde Bongola virüsünü keşfetmiştim kardeşim... İnsanlık bir çağ atlamıştı sayemizde!" dedi sesini kalınlaştırarak. Nereye bakıyorlar bilmiyorum ama hala uzaklara bakıyorlardı ayakta. "Alkol de alkol" diye deliren tiplerin umrunda değil şu an içecekler. Bir süre sonra otururlar diye bekledim ama oturmuyor herifler, sessizlik de rahatsız edici olmaya başladı. Bazen böyle bug'da kalabiliyorlar. Tekrar Nishi'lere döndüm, "En azından prensesin cinsiyetini tutturmuşlar bu sefer. Bir kere beni bağlayıp kafama peruk geçirmişlerdi, kötü canavar da babam olmuştu." Dedim aynı fısıltıyla. Hadi bakalım, bu seferki "Kiyo'yu rezil eden ayrıntı" benden olsun, hem de olayı biraz anlasınlar. Ardından fırladım bizimkilerin üstüne, omuzlarından ittire ittire de oturttum, "Yeter be, kendinize gelin!" diye söylendim. Bugdan çıkıp kendilerine geldi ikizler, ittirip kaktırmamla. Alkolden konuyu açıp artık içebileceklerini söyleyecektim elime kendi bardağımı aldığımda ama Miha "Aptal dwarf..." diye söylendi omuz silkerek, herkesin duyabileceği bir şekilde.

"Dwarf? O ne be?"
"Cüce işte."
"...Bana mı dedin onu sen şimdi?"
"Evet."

Elimdeki bira bardağını iyice sıkmaya başladım. Sağ gözüm de epeydir seğirmiyordu, ne güzel o da seğirmeye başladı tekrar. Ben yaşıma göre kısayım, henüz boy atamadım. Bu iki hayvan ise yaşlarına göre uzun oldukları için benimle aynı boydalar, hatta bir iki parmak benden uzunlar bile diyebilirim. Annem ve babam bunları yaparken hangi kafadaydı bilmiyorum ama tohumları bir değişik bunların. Tamam tiplerimiz benziyor ama biyolojilerimiz çok farklı. Mesela ben ezik bir köseyken aha bu on üç yaşındaki sübyanlarda benden çok kıl var! Kıskanmıyor değilim, boyuma takıntılı olduğumu da bilirler! Tip tip Miha'ya bakıyorum, o da boş bir ifadeyle bana bakıyor, herif beni umursamıyor resmen. Gözümü kırpmadan gözlerine bakıyorum herifin, o da gözlerini kırpmadan bakıyor ama benim aksime efor sarfetmeden yapıyor bunu. İçimden bir kızgınlık, bir hüzün geçiyor. Bir yandan köşeye geçip ağlamak isterken diğer yandan burnunu kırmak ve gözlüklerini götüne sokmak istiyorum. Baktıkça da gözlerim sulanıyor kırpmamaktan. Kaç saniye geçti? Kaç dakika geçti? Diğerleri biz inatla bakışırken konuşuyor muydu bilmiyorum ama ambiyansı bozan şey, masaya getirilen kuruyemişler oldu. Miha aynı umursamazlıkla kuruyemişlere dönüp bir iki saniye boş boş baktı, sonra da gülümseyerek "Ejderha meyvesiiii!" diye mırladı. Ben ise, dramatik bir şekilde kafamı başka yöne çevirip "Adi pislik..." demekle yetindim.
Resim
Lejant
Kütüphane
Künye
İsim Shiomiya Kiyo
Yaş 16
Cinsiyet Erkek
Element Suiton
Seviye C-Rank
Rütbe Chuunin
Alım Gücü 2 -FAKİİİİİİİİEEERRRR!!/2
Kullanılabilir GP 32

Eksiklikler/Özürler Yok

Ekipman
Matara, "Gama" (蜍)
İçerisinde 3 suiton tekniğine yetecek su barındıran, sağlam sızdımaz matara. Ağırmış az.
Geyikotu Özü, 50gr.
Ufak çiziklere ve yanıklara iyi gelir.
Koku Bombası (屁), İkili paket
Bazı genjutsu tekniklerinden kurtulmak için özel olarak üretilen bu bombalar, haliyle ileri seviye teknikleri kıramazlar.

Beceri Chakra Kontrolü 2

Profil
Güç: 8
Çeviklik: 7
Kondisyon: 5
Potansiyel: 4
Varlık: 3
Zeka:3


Ninjutsu

Suiton
Jousui
Ninja gerekli el mühürlerini yaptıktan sonra ellerini kirli bir su birikintisine değdirir. Elini kaldırdığı anda, su birikintisinden arıtılmış ve tamamen içilebilir bir su kütlesi, iki el ile tutulabilecek bir küre şeklinde kullanıcının elinde oluşur. Daha sonra teknik bozulmadan bu su bir matara veya kaba aktarılır. Bilinen tüm hastalık ve zehirler sudan bu yöntem ile ayrılabilir.
Suiben
Ninja oldukça kısa olan el mühürleri serisini Ushi mühründe bitirir. Mühürleri tamamlamasının ardından kullanıcı elini bir su kütlesinin içine sokar ve ardından suyun içinde avucunu yumruk haline getirecek şekilde sıkarak çeker. Bu sayede kullanıcı suyun içinden uzunluğu, kalınlığı, sağlamlığı chakrası ile oranlı olan bir kırbaç çıkarır. Bu kırbaç her ne kadar sudan oluşmuş olsa da hemen hemen katı bir cisim özelliği gösterir. Bu sayede hedefe fiziksel zarar verebileceği gibi onları bağlama gibi işlerde de bu kırbacı kullanabilir.
Kizame no Jutsu
Ninja el mühürlerini tamamladıktan sonra bir su kütlesine odaklanır. Odaklandığı su kütlesinden kabaca bir köpekbalığının başına benzer bir şey çıkar ve rakibi yakalamaya çalışır. Bir şekilde rakibi herhangi bir yerinden yakalarsa bırakmaz ve o su kütlesinin olduğu yerde tutar. Teknikten kurtulmak için aktif olarak köpekbalığı kütlesine zarar verip somutluğunu bozmak gerekir.Tekniğin ardından kullanılan su kütlesi kaybolur. Köpekbalığının ısırdığı yerler hasar alır.
Niji no Jutsu
Ninja el mühürlerini tamamladıktan sonra yere büyük miktarlarda su kusmaya başlar. Bu su, toprak tarafından zor emilir ve ninja tarafından diğer suiton teknikleri için kullanılmaya uygundur. Kullanıcı istediği kadar su kusabilir, ancak ne kadar çok su çıkarmaya çalışırsa o kadar çok süre geçer. Ortalama bir shinobi, 5 saniyede, bir kaç suiton tekniği için gerekli suyu ortama boşaltmış olur. Tekniğin bir diğer formu olarak da, kullanıcı ağzından hemen hemen bir gülle boyutunda bir su kütlesi fırlatır. Bu su kütlesi çarptığı duvar benzeri dikey yüzeylerde kalır ve kullanıcının diğer teknikleri için zemin oluşturur. Rakibe fırlatılırsa herhangi bir etki yaratmaz.
Suijinheki
Ninja kısa olan el mühürleri serisini Tora mühründe sonlandırır ve derin bir nefes alır. Bu aldığı nefesi hızla dışarıya veren kullanıcı yüksekliğini ve genişliğini harcadığı chakra ile oranlı olacak şekilde su kütlesi püskürtür. Bu su kütlesi özellikle defansif anlamda kullanıcı birçok ataktan koruyabilecek bir yapıya sahiptir. Kullanıcı etrafında su kütlesi olması halinde, bu su kütlesini kullanarak da adeta bir bariyer oluşturabilir. Bariyerin şekli tamamen kullanıcının kullanacağı chakra miktarı ve suyun yapısının el verdiği ölçüde her halde olabilecek niteliktedir.
Takonagi no Jutsu
Ninja ortalama bir el mührü dizisinin ardından ortamdaki suyu vücuduna çekmeye başlar. Su, kullanıcının sırtında 4 tane ahtapot kolu oluşturacak şekilde birikir. Bu kollar sert ve hızlıdır, kullanıcıya yakın dövüşte yardımcı olurlar. Çeşitli silahları tutabilir ve fırlatabilirler. Kullanıcı etrafında bir kalkan görevi görebilirler ve gelen saldırılara karşı tepki verebilirler. Eğer bir kol ağır hasar alırsa suya geri dönüşür, kolu tekrar yaratmak için ekstra chakra harcamak gerekir. Açık kaldığı sürece chakra yer. Tekniğin ardından kullanılan su kütlesi kaybolur.
Bousen no Jutsu
Kullanıcı kısa sayılabilecek bir el mühürü dizisinin ardından ağzından çok ince bir su kütlesi püskürtür. Bu kütle, aşırı derecede delici ve kesicidir. Kullanıcı tekniği istediği kadar açık tutabilir. Teknik 15 metreye kadar delici ve kesici özelliğini korur, daha uzak mesafelerde ise etkisini yavaş yavaş kaybeder. Teknik açık kaldığı sürece chakra yer.
Ninpou
Kuchiyose no Jutsu - Henüz hazır değil.
Jinteki Mayu no Jutsu
Kullanıcı kısa bir el mührü dizisinin ardından yatar pozisyona geçer ve tekniği aktifleştirir. Teknik, kişiyi siyah bir ipeksi doku ile sarar. Tamamen sarılan kullanıcı, içeriden dışarıyı görebilir, ancak dışarıdan içerisi görünmez. Kullanıcı dinlenmek veya uyumak için bu tekniği kullanabilir. Doku, yağmur suyunu geçirmez. Kullanıcı istediği zaman Kai mührü ile tekniği bozabilir, bu dokunun yokolmasına ve kullanıcının içinden çıkmasını sağlar.
Doubutsuhen no Jutsu
Kullanıcı ortalama bir el mührü dizisinin ardından yakındaki bir hayvan ile göz teması sağlar, ardından o hayvan ile konuşabilir hale gelir. Her bir hayvanın kendi kişiliği vardır ve kullanıcıya itaat etmek veya sordukları sorulara cevap vermek zorunda değildirler. Teknik 5 dakika kadar aktif kalır, ardından kullanıcıya uyguladığı stres yüzünden 15 dakika kadar tekrar kullanılamaz. Göz teması kurulan dışındaki başka bir hayvan ile konuşulamaz.


Taijutsu

Shinshouki Stili, C-Rank
Bu seviyede kullanıcı temel akrobasi bilgilerini öğrenir ve akrobatik hamleler yapabilmeye başlar. Bu hamleleri momentum kontrolü ile birleştirdiğinde çok büyük efor gerektiren akrobatik hamleleri çok az bir kayıpla uygular. Kullanıcının zıplayarak veya çevresel yükseklik farkını kullanarak yaptığı hamleler daha etkili ve daha az yorucu olur.
Shinshouki Tekniği, Kage Buyou, C-Rank
Kullanıcı, rakibi havaya fırlatmak için akrobatik bir tekme hamlesi kullanır. Bu özel hamle ile rakip 3 veya 4 metreye kadar havaya gönderilebilir. Ardından rakip kendi akrobatik yeteneğini kullanarak havaya zıplar ve havada rakibin hemen altında konuşlanır. Teknik burada son bulur, ancak kullanıcı bu noktadan sonra diğer Shinshouki Taijutsu tekniklerini kullanabilir veya havadaki korumasız rakibine beklemediği bir yerden saldırı yapabilir.
Kullanıcı avatarı
Shiomiya Kiyo
 
Mesajlar: 224
Kayıt: 09 Eyl 2014, 00:00

Re: İçmeyi sizden öğrenecek değiliz.

Mesajgönderen Shiki Nishiyama tarih 12 Kas 2014, 03:26

Naka'nın bana amca demesinden sonra Kiyo'nun kahkaha atmasına ve Sadako'nun sevdiği malın kız kardeşime vurmasını da ekleyince sinirli sinirli bakınmaya başladım tabi ben. Aslında bu durum uzun sürer normalde ama bir anda Naka ve Miha'nın deli deli konuşmaya başlaması ile trip atamadım rahatça. Hayal mi görüyorlar? "Ne demek hayal görüyorlar?" dedim ama sonra anlatırım gibisinden bakınca şaşkın şaşkın oturduğum yerde düzelip dikkatlice izlemeye başladım bunları. Biri diyor orktan prenses kurtardım, diğeri diyor incelemek için ork cesedi getirmiştin o mu? Döndüm baktım Sadako'ya. O da şaşkın şaşkın izliyor olanları. Anlamadı o da belli ki.
"HAYIR GANTA! O ORKU RAMENCİDE YEMEK YERKEN BULUP ARKADAN SALDIRIP BOĞMUŞTUM. PRENSESİ KURTARDIĞIM ORK KAÇTI!"
"..."
"..."
"Neyin kafası lan bu?"
Resim

"Ganta da kim?"
Naka'nın kurduğu bu cümlede o kadar çok soru işareti var ki.
"Ciddi ciddi adamı ork olarak hayal edip mi boğmuş yoksa toptan hayal mi?" Sadako'lu olayı hatırlıyor ama çocuğu ork olarak hayal ediyorsa, bu boğma işinde de cidden boğularak ölen birileri olabilir. Hala bir bok anlamamış durumdayım ama sanırım ikizlerin kafaları kadar normal yaşantıları da nanay yani.

İkisi de karşımızda göğüslerini kabartmışken Miha cesetten virüs keşfettiğini söylemişti. İnsanlık çağ mı ne atlamış. "Benim niye haberim yok çağ atladığımızdan?" dedim hafif sırıtarak ama Naka'nın "SÜPER KARDEŞLER!" diye çığlığı basıp Miha ile el çakışması lafımı ağzıma tıktı. Lan tamam hobi olarak gene coşun, coşmayın demiyorum ama iç mekandayız amına koyayım. "Şşşş..."
Kiyo da bu sırada bir ara bunların prensesinin o olduğunu, kötü adamın da babası olduğunu söyledi. "Ohooo, abimin işi zor desene. Bunlar böyle uçuyorlar mı?" dedim fazla bağırmadan. Benim yerime Naka "BİR KERE DE GÖZLERİNDEN ATEŞLER SAÇAN BİR SİNCABI EVCİLLEŞTİRMİŞTİM!" diye bağırarak gürültü kontenjanını dolduruyordu. Sadako'da kıkırdayıp duruyor Kami'nin delisine. Tövbe...

Miha ile de Kiyo laf dalaşındalardı. Miha, Kiyo'ya "dwarf" demişti. Lan benim bildiğim Kiyo bu laftan sonra dalar karşısındakine ama çok ilginçtir ki sinirli sinirli bakıyor bebeye. Bebe de ona. Yalnız, geçen dediğine göre Naka denen deliyi bu Miha kontrol edip, sakinleştirebiliyormuş. Kiyo'nun da çocuğa dalmadığını düşünürsek, ciddi ciddi bir şeyler var bunda. Ya göstermese de çok güçlü ya da kalp sorunu ciddi ciddi çok fazla derecede. Vursak ölür diye korkuyor olabilirler. Bu da sınırları zorluyordur. Fakat hiç sanmıyorum. Naka hiç de böyle şeyleri umursayacak gibi gelmiyor bana. Gelen birayı alıp "BAKIN ŞİMDİ!" dedikten sonra havaya kaldırdı. Gözlerimi kocaman açıp kafasından aşağı döküverdi birayı.
Sadako hemen çığlığı bastı. Ben de ilk bir saniye stun yedikten sonra "N-napıyorsun?" diyerek hemen uzanıp çocuğun elinden kaptım birayı.
"GÖZLERİM!!!!" tabi kafasından aşağı dökerken kapatmakta gecikmiş sanırım gözlerini. Ellerini gözlerine kapatmış bağırıyor "MIHA!!" diye.
"Miha kim?"
"Of!"
Ayağa kalktım hemen. Gidip Naka'yı kucaklayıverdim. Tabi Kiyo'yu kucakladığım gibi değil. Daha çok çocuğu kutu gibi koltuğumun altına aldım diyelim. Kiyo ile aynı ağırlıkta sayılır. Gözlerini ovuşturup tepiniyor. Tuvalete götürüp yüzünü yıkamak zorunda bıraktı beni. Miha da medic teknikleri ile yardımcı oldu. Herif durduk yere atraksiyon çıkardı iyi mi? Ben tekrar masaya döndüğümde "Amacını siktiğimin..." diye hırladım kendi kendime. Kiyo'nun duyabileceği bir sesle tabi ki ama o duyuyorsa Sadako da duyuyordur. Bir kaç dakika sonra Miha ile Naka tuvaletten döndü. Naka'yı tuvalet kağıdı ile kaplamışlardı ama. Bu şekilde masaya gelince kaşlarımı kaldırıp dalga geçer bir şekilde "Ne o, mumya mı oldun?" diye sordum. Naka ise o tuvalet kağıtları arasından gözüken kaşlarını çattarak "Yüzüm kurusun diye yaptık ne mumyası ya? Ohoo, bir de bize hayal gücü geniş derler." diyerek bozdu beni. Ardından da tuvalet kağıtlarını yırtarak çıkardı. Bunlar bile bunaltmış çocuğu. Birasını tekrar önüne ittirdikten sonra "İçilen bir şey bu. Ağzınla içeceksin." dedim. O da herkesin tip tip bakışları arasında alıp içmeye başladı birayı.
Resim
Lejant
Kütüphane
Resim
İsim:
Shiki Nishiyama
Yaş:
20
Cinsiyet:
Erkek
Element:
Raiton
Seviye:
C-Rank
Rütbe:
Chuunin
Alım Gücü:
4 - Orta-Düşük Gelirli/2

Profil
Güç: 2
Çeviklik: 4
Kondisyon: 4
Potansiyel: 6
Varlık: 7
Zeka: 7

Eksiklikler/Özürler
Paranoyak
Eşcinsel

Ninjutsu
Non-elemental
D-Rank
Shunshin
Otonaku Ashi Jutsu
Jinteki Mayu no Jutsu
C-Rank
Keishuu no Jutsu


Raiton
D-rank:
Yusubi no Jutsu
Rai no Te
Dendou no Jutsu
C-Rank
Ikadzuchi no Kiba
Kangehika


Genjutsu

D-Rank
Kininaru Kimochi
Rakumei no Jutsu
Kuroshiki
Magen: Henge
Miminari no Jutsu
C-Rank
Raigen
Teishi no Jutsu
B-Rank
Magen: Bunshin
A-Rank
Omotsuki


Genjutsu stilleri:

Houkibo/C-Rank
Taroubo /D-Rank
Beceri Listesi
x
Kullanıcı avatarı
Shiki Nishiyama
 
Mesajlar: 173
Kayıt: 09 Eyl 2014, 00:58

Re: İçmeyi sizden öğrenecek değiliz.

Mesajgönderen Shiomiya Kiyo tarih 13 Kas 2014, 03:35

Naka, kardeşim, neden böyle bir özürlüsün sen? Neden böyle hayvanlıklar yapma peşindesin sürekli? Benden feyz al biraz, piçleşeceksen bir amacın olsun. Birayı alıp başından aşağı dökme hareketinde nasıl bir amaç vardı şimdi? Demin dedim, pes ettim dedim ya hani, işte onun üzerine iyice basarcasına kafamı sağa sola sallıyorum. Etmeyeceğim müdahele falan, durdurmaya çalışmayacağım. Öyle uzaktan uzaktan izleyecek ve sabrım tükendiği an tüm gücümle dalacağım bunlara, beklesinler. Nishi bunu koltuk altına tavla gibi sıkıştırıp götürürken dudaklarımı kemiriyordum sinirden artık. Zaten Miha da peşlerinden gitti. Kaldım Sadako ile yalnız.

Durumun ne kadar rahatsız edici olduğunu belirtmek istiyorum öncelikle. Oturmaya başladığımızdan beri ikizlerin saçmalamasını geçtim, karşımda oturan kişi Nishi'min kız kardeşi. Sadece kız kardeşi olsa yine iyi, Nishi'nin homoseksüel olduğunu ve benimle yakınlaştığını bilen bir kız kardeş bu. Gerçi abisinin anlattığı kişinin ben olduğumu biliyor mudur, emin değilim. Sanırım bilmiyor. Tabii ki de karşısında pişkin pişkin sırıtıp, "Abinin hallendiği çocuk benim, ehe!" diyecek değilim. Nishi sırrını bulduğum ilk fırsatta yumurtladım diye götümde elektrikli tekniklerinden birini patlatabilir, hem de durumu daha da rahatsızlaştırmış olurum. Zaten abisi etraftayken yeterince gergin hissediyorum. Nishi de nasıl bir dedikoducu ise gitmiş resmen herkese anlatmış amına koyayım, ben daha kimseye söylemedim be! Tedirgin tedirgin kıza gülümseyip bakışlarımı başka yöne çevirdim ve biramdan bir yudum daha aldım. Sohbet mi başlatsam? On üç yaşında bir kızla ne konuşulur ki? Bir shinobi olsaydı konuşacak çok şey bulabilirdim elbette... Okulunun nasıl gittiğini mi sorsam? Cidden aklıma bir şey gelmiyor ve kızın, kardeşlerim ve abisi gittiğinden beri iyice buzdolabına dönüşmüş olan yüzü bu durumu daha da zorlaştırıyor. Halbuki bu yüze abisinden dolayı oldukça da alışkınım...

Parmaklarımı elimdeki bardağın kenarına tıkır tıkır vurarak, bekliyordum rahatsız bir şekilde. Neyse ki çok geçmeden Nishi döndü masaya da, ortam iyice buz tutmadı. Kardeşlerimi geride bırakmış. Çok yanlış bir hareket, hayal güçlerini aktifleştirdikleri için, tuvaleti zindan zannedip, duvarlardan birini yıkıp kaçmaya çalışabilirler. Nishi'nin hırıldamasına gözlerimi devirerek cevap vermekle yetindim. İkizlere mi, yoksa bana mı sövmüştü emin olamadım ama her iki türlü de göz devirilecek bir sövmeydi bu bence. İkizler saçmaladıkları için hakediyor olabilirler bu küfrü, ben ise onları bu rezilliği izlemek zorunda bıraktığım için hakediyorum. İkizler masaya dönüp, Naka saniyesinde Nishi ile atışmaya başladığı sırada, belki bir ara yakarım diye cebimden sigaramı çıkarıp masaya, Miha'nın Naka'dan çıkan tuvalet kağıtlarını buruşturup attığı kül tablasının yanına koydum. Koymaz olaydım. Miha az önceki ifadesiz suratıyla gene laf soktu bana.

"Babam diyor ki, mentollü sigara ya karı ya da top işiymiş."

Masaya oturmadan önce, Naka ile yer değiştirip benim tarafıma oturmayı tercih etmesinin avantajını kullanarak okkalı bir tekme savurdum alttan. "Ahhh! Kemiğim! KEMİĞİMİ KIRDIN!!!" diye anırmaya başladı hemen, aralarda da "Ben demiyorum babam diyor be!" diye söyleniyordu. "Babam o içtiği dandik sigara yüzünden, öksürürken akciğerinin tekini yere tükürmediğine dua etsin. Her şeyi o biliyor di' mi? Koduğumun alkolik pezevengi." Diye çıkıştım biramdan bir yudum daha almadan önce. Ne ironi ama. Yanda Naka çoktan içmeye başlamıştı bile bu atışmalar gerçekleşirken. Nishi'nin yaptığı gibi Miha'nın birasını da ben önüne iteledim, kafamı öne ittirip birayı işaret ederek "Hadi iç bakayım." işareti yaptım ardından. Duraksamadan içti hayvan, bacağının acısını unutarak. İçer içmez de yüzünü ekşiterek uzaklaştırdı bardağı kendinden, "BU NE BEE!!" diye diye. Hayal kırıklığı ile dudaklarımı büzdüm onun ikinci yudumu almaya çalışmasını izlerken. Bu sefer tiksintiden dolayı öksürmeye başlamıştı.

"Sevmediysen zorlama kendini, içmeye çalıştıkça tadı güzelleşmeyecek. Aslında senin sevmeyeceğini tahmin etmiştim." Annem bu velede ufaklığından beri, kilo alsın diye her türlü iğrenç karışımı yedirdiği ve yemeklerde üzerine düştüğü için, çocukta ister istemez bir yemekte seçicilik huyu başladı. Naka ile bende o yoktur mesela, her şeyi yiyebiliyoruz, geçen bozuk tavuk yedim mesela.
"Belki likörün tadını sevebilirsin. Hatta, sevdiğin bir şurup vardı hatırlıyor musun? Portakal likörünün tadı ona benziyor biraz. Evde olacaktı, olur da bir gün uğrarsan, o zaman da onu denersin." Dedim, bütün iyi niyetle içki içmeyi öğreten abi halimle.
"Bu gece de olabilir aslında..." Dedi masum bir şekilde. Demin didişiyorken şimdi bu hale gelmiş olmamıza şaşırmadım değil.
"I-ıh, burada pahalı likör. Şişe ile almak her zaman daha mantıklı. Ne yazık ki bu gece size biradan başka bir şey ısmarlayamam, Miha."
"Ganta."
"Ganta."
"Biz... Aslında... Şey..."
Tek kaşımı kaldırdım, tekrar bir yudum alıyorken bardağın arkasından. Tabi yetmişlik bira iç iç bitmiyor iksde.
"Bu gece sende kalacağız aslında, ondan bahsediyorum be-.."
"Hayır kalmayacaksınız." Sert bir "Tok!" sesiyle bardağımı masaya koydum.
"Ama anneme sende kalacağımızı söyledik!"
"ANNEME BENİMLE BULUŞTUĞUNUZU MU SÖYLEDİNİZ?"
"Ya aslında seninle değil, akademiden bir arkadaşımızda kalacağımızı söyledik. Artık bir arada olamayacağımızı, zaten yakında takımlara ayrılacağımızı, son günlerimiz olduğunu falan bahane ettik ama annemi biliyorsun inat etti izin vermedi. Sonra Yuudai bahçedeki ağacı yakınca "DEFOLUN GİDİN BU EVDEN GÖZÜM GÖRMESİN!!!" diye kovaladı bizi sopayla, biz de fırsattan istifade sende kalmaya karar verdik işte. Şimdi eve dönersek dayak var yani, onun yerine sabah döndüğümüzde baha-.."
"Bir saniye, NAKA BAHÇEDEKİ AĞACI MI YAKTI? ULAN KAÇ YILLIK O AĞAÇ BİLİYOR MUSUNUZ SİZ? ZATEN KÖYDE DOĞRU DÜZGÜN AĞAÇ YOK!!"
"Çok yanmadı, gövdesi karardı biraz. Annem teknikle girişmeseydi bayağı bayağı yanabilirdi ama, güzel tutuşturdu çünkü. Akemi'nin salıncağı da gitti o arada, ona üzüldüm yalnız."
Lan cidden ben de üzüldüm şimdi, Akemi'den çok benim sallandığım çok oldu o salıncakta çünkü. Kafamı inatla reddeder bir şekilde sallamaya başladım, bende kalmalarına izin veremem, evimi zaten toplu tutmak için çok çaba sarfediyorum, bunlar yüzünden o evden kovulma riskini göze alamam!
"Lütfen lütfen lütfenlütfenlütfenlütfenlütfenlütfenlütfenlütfenlütfenlütfenlütfenlütfenlütfenlütfenlütfenlütfenlütfenlütfenlütfenlütfenlütfenlütfenlütfenlütfenlütfenlütfenlütfenlütfenlütfenlütfenlütfenlütfenlütfenlütfenlütfenlütfenlütfenlütfenlütfenlütfenlütfenlütfenlütfenlütfenlütfenlütfenlütfenlütfenlütfenlütfenlütfenlütfenlütfenlütfen!!!"
İşaret parmaklarımla kulaklarımı tıkadım ama suratını iyice bana yaklaştırıp duyma sınırlarımı zorluyordu. Bir süre sonra spam yapmayı bırakıp ve terk edilmiş bir köpek yavrusu misali çipil çipil gözlerle bakmaya başladı bana. Görmemek için alnımı sert bir şekilde masaya vurdum, bardaklardan kısa bir şangırtı koptu ancak neyse ki devrilen bir bardak olmadı. Miha ise masanın altına girip inatla görüş açıma yerleşti ve aynı masumlukla bakmaya devam etti. Kalkıp iç çekerek, "İyi... Tamam..." dedim. Demez olaydım
"İŞTE BUUU! MUHTEŞEM KARİZMAM İLE APTAL CÜCEYİ İKNA ETTİM! TABİ KARİZMA SEKİZ BENDE!" diye böğürdü masanın altından fırlayıp, ellerini de yumruk yapmış havaya kaldırıyor gene aynı gururla. Hem ani böğürtüden gelen tırsmayla, hem de tekrar "Cüce." olarak çağırılmış olmanın siniriyle okkalı bir tokat geçirdim yanağına, dudaklarım aşağı bakan bir "C" harfini almış bir vaziyette. Lan ne güzel şaplattım öyle be, başkası atmış olsa bu tokadı, çıkan ses yüzünden içimin yağları erirdi eminim. Miha "Abi yaaa.. Yanağım..." diye sızlanadursun, her zamankinden daha büyük bir yudum aldım biramdan.
Resim
Lejant
Kütüphane
Künye
İsim Shiomiya Kiyo
Yaş 16
Cinsiyet Erkek
Element Suiton
Seviye C-Rank
Rütbe Chuunin
Alım Gücü 2 -FAKİİİİİİİİEEERRRR!!/2
Kullanılabilir GP 32

Eksiklikler/Özürler Yok

Ekipman
Matara, "Gama" (蜍)
İçerisinde 3 suiton tekniğine yetecek su barındıran, sağlam sızdımaz matara. Ağırmış az.
Geyikotu Özü, 50gr.
Ufak çiziklere ve yanıklara iyi gelir.
Koku Bombası (屁), İkili paket
Bazı genjutsu tekniklerinden kurtulmak için özel olarak üretilen bu bombalar, haliyle ileri seviye teknikleri kıramazlar.

Beceri Chakra Kontrolü 2

Profil
Güç: 8
Çeviklik: 7
Kondisyon: 5
Potansiyel: 4
Varlık: 3
Zeka:3


Ninjutsu

Suiton
Jousui
Ninja gerekli el mühürlerini yaptıktan sonra ellerini kirli bir su birikintisine değdirir. Elini kaldırdığı anda, su birikintisinden arıtılmış ve tamamen içilebilir bir su kütlesi, iki el ile tutulabilecek bir küre şeklinde kullanıcının elinde oluşur. Daha sonra teknik bozulmadan bu su bir matara veya kaba aktarılır. Bilinen tüm hastalık ve zehirler sudan bu yöntem ile ayrılabilir.
Suiben
Ninja oldukça kısa olan el mühürleri serisini Ushi mühründe bitirir. Mühürleri tamamlamasının ardından kullanıcı elini bir su kütlesinin içine sokar ve ardından suyun içinde avucunu yumruk haline getirecek şekilde sıkarak çeker. Bu sayede kullanıcı suyun içinden uzunluğu, kalınlığı, sağlamlığı chakrası ile oranlı olan bir kırbaç çıkarır. Bu kırbaç her ne kadar sudan oluşmuş olsa da hemen hemen katı bir cisim özelliği gösterir. Bu sayede hedefe fiziksel zarar verebileceği gibi onları bağlama gibi işlerde de bu kırbacı kullanabilir.
Kizame no Jutsu
Ninja el mühürlerini tamamladıktan sonra bir su kütlesine odaklanır. Odaklandığı su kütlesinden kabaca bir köpekbalığının başına benzer bir şey çıkar ve rakibi yakalamaya çalışır. Bir şekilde rakibi herhangi bir yerinden yakalarsa bırakmaz ve o su kütlesinin olduğu yerde tutar. Teknikten kurtulmak için aktif olarak köpekbalığı kütlesine zarar verip somutluğunu bozmak gerekir.Tekniğin ardından kullanılan su kütlesi kaybolur. Köpekbalığının ısırdığı yerler hasar alır.
Niji no Jutsu
Ninja el mühürlerini tamamladıktan sonra yere büyük miktarlarda su kusmaya başlar. Bu su, toprak tarafından zor emilir ve ninja tarafından diğer suiton teknikleri için kullanılmaya uygundur. Kullanıcı istediği kadar su kusabilir, ancak ne kadar çok su çıkarmaya çalışırsa o kadar çok süre geçer. Ortalama bir shinobi, 5 saniyede, bir kaç suiton tekniği için gerekli suyu ortama boşaltmış olur. Tekniğin bir diğer formu olarak da, kullanıcı ağzından hemen hemen bir gülle boyutunda bir su kütlesi fırlatır. Bu su kütlesi çarptığı duvar benzeri dikey yüzeylerde kalır ve kullanıcının diğer teknikleri için zemin oluşturur. Rakibe fırlatılırsa herhangi bir etki yaratmaz.
Suijinheki
Ninja kısa olan el mühürleri serisini Tora mühründe sonlandırır ve derin bir nefes alır. Bu aldığı nefesi hızla dışarıya veren kullanıcı yüksekliğini ve genişliğini harcadığı chakra ile oranlı olacak şekilde su kütlesi püskürtür. Bu su kütlesi özellikle defansif anlamda kullanıcı birçok ataktan koruyabilecek bir yapıya sahiptir. Kullanıcı etrafında su kütlesi olması halinde, bu su kütlesini kullanarak da adeta bir bariyer oluşturabilir. Bariyerin şekli tamamen kullanıcının kullanacağı chakra miktarı ve suyun yapısının el verdiği ölçüde her halde olabilecek niteliktedir.
Takonagi no Jutsu
Ninja ortalama bir el mührü dizisinin ardından ortamdaki suyu vücuduna çekmeye başlar. Su, kullanıcının sırtında 4 tane ahtapot kolu oluşturacak şekilde birikir. Bu kollar sert ve hızlıdır, kullanıcıya yakın dövüşte yardımcı olurlar. Çeşitli silahları tutabilir ve fırlatabilirler. Kullanıcı etrafında bir kalkan görevi görebilirler ve gelen saldırılara karşı tepki verebilirler. Eğer bir kol ağır hasar alırsa suya geri dönüşür, kolu tekrar yaratmak için ekstra chakra harcamak gerekir. Açık kaldığı sürece chakra yer. Tekniğin ardından kullanılan su kütlesi kaybolur.
Bousen no Jutsu
Kullanıcı kısa sayılabilecek bir el mühürü dizisinin ardından ağzından çok ince bir su kütlesi püskürtür. Bu kütle, aşırı derecede delici ve kesicidir. Kullanıcı tekniği istediği kadar açık tutabilir. Teknik 15 metreye kadar delici ve kesici özelliğini korur, daha uzak mesafelerde ise etkisini yavaş yavaş kaybeder. Teknik açık kaldığı sürece chakra yer.
Ninpou
Kuchiyose no Jutsu - Henüz hazır değil.
Jinteki Mayu no Jutsu
Kullanıcı kısa bir el mührü dizisinin ardından yatar pozisyona geçer ve tekniği aktifleştirir. Teknik, kişiyi siyah bir ipeksi doku ile sarar. Tamamen sarılan kullanıcı, içeriden dışarıyı görebilir, ancak dışarıdan içerisi görünmez. Kullanıcı dinlenmek veya uyumak için bu tekniği kullanabilir. Doku, yağmur suyunu geçirmez. Kullanıcı istediği zaman Kai mührü ile tekniği bozabilir, bu dokunun yokolmasına ve kullanıcının içinden çıkmasını sağlar.
Doubutsuhen no Jutsu
Kullanıcı ortalama bir el mührü dizisinin ardından yakındaki bir hayvan ile göz teması sağlar, ardından o hayvan ile konuşabilir hale gelir. Her bir hayvanın kendi kişiliği vardır ve kullanıcıya itaat etmek veya sordukları sorulara cevap vermek zorunda değildirler. Teknik 5 dakika kadar aktif kalır, ardından kullanıcıya uyguladığı stres yüzünden 15 dakika kadar tekrar kullanılamaz. Göz teması kurulan dışındaki başka bir hayvan ile konuşulamaz.


Taijutsu

Shinshouki Stili, C-Rank
Bu seviyede kullanıcı temel akrobasi bilgilerini öğrenir ve akrobatik hamleler yapabilmeye başlar. Bu hamleleri momentum kontrolü ile birleştirdiğinde çok büyük efor gerektiren akrobatik hamleleri çok az bir kayıpla uygular. Kullanıcının zıplayarak veya çevresel yükseklik farkını kullanarak yaptığı hamleler daha etkili ve daha az yorucu olur.
Shinshouki Tekniği, Kage Buyou, C-Rank
Kullanıcı, rakibi havaya fırlatmak için akrobatik bir tekme hamlesi kullanır. Bu özel hamle ile rakip 3 veya 4 metreye kadar havaya gönderilebilir. Ardından rakip kendi akrobatik yeteneğini kullanarak havaya zıplar ve havada rakibin hemen altında konuşlanır. Teknik burada son bulur, ancak kullanıcı bu noktadan sonra diğer Shinshouki Taijutsu tekniklerini kullanabilir veya havadaki korumasız rakibine beklemediği bir yerden saldırı yapabilir.
Kullanıcı avatarı
Shiomiya Kiyo
 
Mesajlar: 224
Kayıt: 09 Eyl 2014, 00:00

Re: İçmeyi sizden öğrenecek değiliz.

Mesajgönderen Shiki Nishiyama tarih 26 Kas 2014, 15:24

Mentollü sigara karı ya da top işiymiş. Hmm... Kafamı biranın siktiriboktan tadından tiksinmeden kafasına diken Naka'dan, Kiyo'ya çevirdim. Miha'ya alttan tekme attı doğal olarak. Acaba Miha'nın lafına "Ya da gay..." diye ekleme yapsam mı? O değil de bu olayı söylemesi hoş olmadı. Şuan Sadako'nun mentollü sigara ılık işi ise, Kiyo da ondan içiyorsa acaba çıkıyorlar mı gibi bir mantık kurması kötü olur. Hatta belki kuruyordur diye kıza dönüp bakamıyorum. Baksam iyice rahatsız olacağım.
Miha ile Kiyo likörden gece evde kalmaya doğru ilerleyen bir diyalog geçirdiklerinde ben de Sadako'ya "Sen de kalmayı düşünür müsün?" diye sordum. Gözlerini kırpıştırarak ilk bana, sonra da Naka'ya baktı. Ben de bakışlarını takip edip Naka'nın elindeki bira sanki yokmuş gibi heyecandan havaya kaldırıp yarısını yere dökmesini izledim. "EĞER YAPMASAM DOĞA CADISI ABİMİ KAÇIRACAKTI! SONRA KİM KÖYDEKİLERİN CANINI KORUYACAK? KÖYÜN ORACLE'LARA İHTİYACI VAR!" diye ağacı yakmasına açıklık getiriyordu.
"Ben..."
"Sorunlu bu bebe."
"Kalmayayım Nishi-abi ama yakın bir zamanda iki tane dosyaya bakmak için sana gelebilirim. Olur mu?"
"Yoshi-"
"Yoshioka, evet."
"Diğeri?"
"Onu sonra söylerim." Söylemesi için ikna etmeye çalışacaktım ki "Ben acıktım." diye konuyu değiştirdi. Başka bir şekilde değiştirse umursamayabilirdim ama acıkması benim sorumluluğumdaydı. Garsonu çağırıp Sadako'ya bir şeyler ısmarladıktan sonra diğerlerine dönüp "Ne istiyorsunuz?" dedim. İstiyor musunuz değil bak, ne istiyorsunuz dedim. Çünkü biri yer biri bakar olmaz. Zaten Naka pek bu durumları siklemeden "GOFRET!" diye bağırınca bunu bile sormamalıymışım dedim. "Sen bunlara da köfte falan bir şeyler getir."

Yemekleri sipariş ettikten sonra döndüm bakalım ne yapıyorlar diye. Miha, Kiyo'yu sıkıştırmış onları zorla eve kabul etmesini sağlıyordu. Benim anladığım şu, Naka, Kiyo'nun biraz daha öküz versiyonu olduğu için Kiyo'ya bela olma kategorisi daha çok ona şaka yapmak ve ortamda saçma hareketler yaparak çocuğu rezil etmek bölümünde. Miha'nın kategorisi çok daha farklı. Çünkü çok belli ki Miha da müthiş saçma bir hayal gücüne sahip bile olsa, Kiyo ve Naka'dan çok daha zeki ve Kiyo'yu çok bel altı vurabiliyor. Bu yüzden Miha'nın Kiyo'ya bela olma kategorisi çok daha baskın. Karizmasının sekiz olduğunu anırırken gözlerimi hafif kısıp, kaşlarımı kaldırarak baktım buna. Naka da yırtık dondan çıkar gibi çocuğun yanında belirip "SEN OYALA BEN İNDİREYİM GANTA!" diye anırdıktan sonra Kiyo Miha'ya çat diye tokat atmasın mı? Sadako da ben de yerimizden zıpladık amına koyayım. O ne öyle?! İlk olarak, tokat olayı çok feci gurur kırıcı bir şeydir lan, ikinci olarak da amk Kiyo kız kız hareketler yapma Sadako anlayacak. Erkek dediğin yumruk atar, uf slk yha .s.s.s şeklinde tokat atmaz! Bunu benden iyi bilmen gerekiyordu!
Miha eli yanağında yerine otururken "İYİ OYALAMA TAKTİĞİ Q@RD€$$$M! ŞİMDİ SİKTİM BELANI SENİ GOBLİN!" diye Miha'nın üstünden Kiyo'ya doğru fırlayan bir Naka gördük havada. Sanırım bu bebe de Kiyo gibi oldukça çevik bir şey. Havaya nasıl zıpladı? Nasıl bu kadar yüksek zıpladı? Ne ara ayağında chakra biriktirdi? Hiç bir fikrim yok ama bildiğin havada uçup Kiyo'nun üstüne bindi! Olay olur olmaz ayağa kalkmak zorunda kaldım yardım edeyim diye. Bu havadan gelen saldırı yüzünden tabi ki sandalyeden geriye doğru düştüler ikisi birlikte. Kiyo ile aramda Sadako oturduğu için on saat masanın etrafında dolanmam gerekmişti. Yanlarına vardığımda Naka, Kiyo'nun Miha'ya attığı gibi bir tokat hazırlıyordu atmak için ama hızır gibi havada yakaladım kolunu. Kolundan çekerek Kiyo'nun üstünden kaldırdım. Ayakları yerden kesilince çırpınmaya başladı. "DARK ELF İLE GOBLİN NE SAÇMA BİR TAKIM BE! BIRAAAQQQQ!" diye anırırken Kiyo ayağa kalkınca daha da debelenmeye başladı. "BIRAK DÖVECEK! BIRAAAAK!!!" Etrafıma bakındım, millet bize bakıyor. Yemekler gelmiş garson garip garip bakıyor, birazdan atılacağız resmen falan derken Bir elimi ağzına kapatıp böğrüme bastırdım bunu. Dişlerimi sıkarak her abinin yaptığını yaptım. "Sessiz ol sikerim ağzını yüzünü lan." dedim bunun kulağına. Herhalde böyle bir şey beklemiyordu. Bir şey yaparsa da şu korkutan tekniğimle bakarım altına sıçızlar. "Bırakacam seni, gidip oturacaksın, akıllanacaksın tamam mı lan? " Çocuk gözleri kocaman açılmış bana bakıyor. Tabi sarılmışım buna sıkı sıkı ayakları yere değmiyor, ağzını da kapatmışım. Daha da sinirli bi şekilde "Anladın mı dedim!" diye tıslayınca kafasını salladı. İkna olup bıraktım bunu. Ayağı yere değdiği an koşarak Kiyo'ya sarılıverdi. Ben yerime oturmek için ilerledim. Bu sırada Naka'nın "ABİE!" diye böğürmelerini duyuyordum. İstemsiz bir şekilde kıkırdamaya başladım. Ulan Sadako, benden ayrısın diye üzülüyoruz ama bence sevinmen lazım lan. Annemden beterim yemin ediyorum.
Resim
Lejant
Kütüphane
Resim
İsim:
Shiki Nishiyama
Yaş:
20
Cinsiyet:
Erkek
Element:
Raiton
Seviye:
C-Rank
Rütbe:
Chuunin
Alım Gücü:
4 - Orta-Düşük Gelirli/2

Profil
Güç: 2
Çeviklik: 4
Kondisyon: 4
Potansiyel: 6
Varlık: 7
Zeka: 7

Eksiklikler/Özürler
Paranoyak
Eşcinsel

Ninjutsu
Non-elemental
D-Rank
Shunshin
Otonaku Ashi Jutsu
Jinteki Mayu no Jutsu
C-Rank
Keishuu no Jutsu


Raiton
D-rank:
Yusubi no Jutsu
Rai no Te
Dendou no Jutsu
C-Rank
Ikadzuchi no Kiba
Kangehika


Genjutsu

D-Rank
Kininaru Kimochi
Rakumei no Jutsu
Kuroshiki
Magen: Henge
Miminari no Jutsu
C-Rank
Raigen
Teishi no Jutsu
B-Rank
Magen: Bunshin
A-Rank
Omotsuki


Genjutsu stilleri:

Houkibo/C-Rank
Taroubo /D-Rank
Beceri Listesi
x
Kullanıcı avatarı
Shiki Nishiyama
 
Mesajlar: 173
Kayıt: 09 Eyl 2014, 00:58

Re: İçmeyi sizden öğrenecek değiliz.

Mesajgönderen Shiomiya Kiyo tarih 26 Kas 2014, 22:16

Teessüf ederim, bildiğin osmanlı tokadıydı o. Bence çok güzel geçirdim.

Ben ne ara yere indim lan? Ben? Kiyo, milleti kıvraklığı ile delirten muhteşem çevik Kiyo! Sümüklü kardeşi tarafından karşı koyamadan yere indirildi. Daha karartısının hareketlenmeye başladığını görür görmez sandalyemle beraber yere savruldum. Kanatlı bir öküz gibi de üzerime kondu çocuk. Bu kadar ani hareketlenmeye haliyle etrafta uğultu da başladı. Kimin ne dediğine bakmaya tabii ki de halim yoktu çocukla boğuşmaktan. Bir yandan küfür ediyor, bir yandan bana saldırıyor! ABİSİNE KÜFÜR EDİYOR! Ben o kadar götlüğüne rağmen abim Kichirou’ya bir kere küfür etmedim, geçen az daha edecektim gerçi… Ama konu bu değil. Konu şu an benim gücümün Naka’yı alt etmeye yetemiyor olması ve biraz sonra ondan aynı okkalı tokadı yiyecek olmam. Aha geliyor, geldi derken, gelmedi tokat.

Nishi muhteşem bir ciddiyetle Naka’nın bana tokat atmasını engelleyip çekti çocuğu üzerimden. Bir iki saniye yerde kalıp, süper hızlı bir durum analizi sonrası aynı ciddiyetle kalktım yerimden sandalyeyi toparlamadan. Nishi’nin kucağında debelenip duran kardeşim, gördüğü halde hiç iyi şeylerin başına gelmeyeceğini bildiği ifadem yüzünden daha da çırpınmaya başladı. Haklı, cidden döverim burada bu çocuğu ben; hem bana tokat atmaya çalıştı, hem de küfür etti! Bunu nasıl yedireyim kendime?! Gözlerimi Naka’dan ayırmadan müthiş bir yavaşlıkla sandalyemi toparladım, kafamı da hafiften “Bekle sikeceğim belanı!” manasında sallıyorum, bir yukarı, bir aşağı. Nishi de ciddiyetini bozmadı, eliyle Naka’nın kahrolası ağzını, bana küfür eden ağzını kapatarak, aptal bir fahişe gibi davranmaması gerektiğini, adam gibi oturmazsa sikeceğini söyledi. Naka anladığını belirtmek yerine fırlatmak istercesine gözlerini açıp bakınca iyice de hırladı herif buna. Zar zor sakinleşti Naka, Nishi de onun bu haline kanıp yavaş yavaş bıraktı çocuğu kollarından.

Bırakmasıyla mancınıktan fırlamış gibi üstüme atladı gene akıllanmayan mendebur. Sarıldı bana ama şu an sevgi gösterisi kaldıracak, yumuşayacak durumda değilim. Nishi kıkırdadığına göre sevimli bir durum olduğunu düşünüyor bunun ama fark etmesi lazım ki aşırı derecede sinirliyim şu an. Sinirlendiğimde gözüm seğirir evet, daha da sinirlendiğimde ise şu an yaptığım gibi dişlerimi sıkarım istemsiz bir şekilde. Bana yavşak gibi sarılıp yanağını üzerimdeki kahverengi atlete ve sevimli kurbağa kolyeme sürtüp duran çocuğa tepeden baktım. Belime sarılabilmek için eğilmek zorunda kalmıştı, haliyle kafam onun yukarısında kalıyor. Ben şimdi bunu burada, en sevdiğim kot pantolonuma “Barbie” yazdığı zaman yaptığım gibi, evire çevire dövsem, ne olur acaba? İyice rezil olduğumla kalırım bence. Nishi ve kardeşi olmasa pek umursamam rezilliği ama, onlar da ayda yılda bir araya gelebilmişken sıçmamalıyım bence gecelerine, şiddet yaratarak. Sakinleşmeye çalışmalıyım o yüzden. “Bana küfretmeyeceksin bir daha.” Dedim, yavru köpek misali gibi alttan alttan bakan velede. Bırakması için de üst gövdemi şöyle bir salladım ama yok, bırakmıyor herif. Yapıştı kıyafetime mıknatıs gibi. “Naka, bırak!” diye hırladım hala sıktığım dişlerimin arasından ama hala bırakmaya niyeti yok, gözleri de git gide büyüyüp, parlıyor!

“Geri sarılmanı istiyor.”
“Neden sarılayım be?!” Kafamı Naka’dan Miha’ya çevirdim, bana bakmak yerine yemeği ile ilgileniyordu, zaten ses tonu da, oldukça sıkıcı bir şekilde çıkmıştı. Sanki her dakika olabilecek bir durumdaymışız da bilgilendirme yapıyormuş gibi. Kafamı tekrar Naka’ya çevirdim. Lan, çocuğun gözleri titriyor, alt dudağı da!
“Sarılmazsan ağlayacak.”
“…”
“Cidden ağlayacak.”
Cidden, cidden ağlayacak herif. “Öfff!...” Gözlerimi devire devire bir kolumu omzuna attım, hala bırakmaya niyeti yok gibi olduğu için, öbür kolumu da öbür omzuna attım. Atmamla sevinç narası atarak belimden havaya kaldırdı beni çocuk! Bana sarılırken eğilmiş olduğu için, normalden daha çok havaya kaldırılmıştım pozisyonunu düzelttiğinde. Şöyle bir etrafımda bir iki tur çevirdi beni, sonra başı döne döne masaya götürüp sandalyeme attı, kendisi de yanıma yığıldı. Nasıl bir gamsızsa da, hiçbir şey olmamış gibi yemeğini önüne çekip yemeye başladı!

Bunlar beni neden seviyor be? Abim ve ablam gibi uyuz olsunlar da demiyorum ama, garipsiyorum işte. Sevmeleri için bir sebep yokken, takılmaya çok can attıkları abileriymişim gibi saçmalıyorlar etrafımda. Yok zorla evimde kalmalar, arkadaşıma beni rezil etmeye çalışmalar falan. Ablam da beni rezil etmeye çok çalışırdı ama bunların yaptığı gibi sevimli bir şekilde yapmıyordu bunu. Kendimi, yanıma hayvan gibi oturmuş Naka’dan biraz uzaklaştırarak toparladım şeklimi. Nishi’lere dönüp, “Shiomiya’lar, huh?” dedim bıkkın bıkkın. Bak Nishi, benim soyumdakiler ne kadar acaip, tek ben değilim hani. Ben ölürsem bunlara hallenme yalnız, üzülürüm öbür tarafta. Kyou gibi hayaletimi üzerine salabilirim. Hmmm… Ben bundan bu adama henüz bahsetmedim değil mi? Neyse. Çok saçma düşüncelerden düşüncelere atlıyorum şu an, ciddi halime geri döneyim en iyisi ben. Bunları eğitimleri hakkında konuşmaya çağırmıştım buraya, eğitim dışında her şeyi konuştuk, maşallah bize.

Yemekleriyle ilgilenen ikizlere geri döndüm. “Buraya ben sizi ne diye çağırmıştım, hı?” dedim sorgular bir şekilde. Naka pek siklemedi ama Miha kısa süren bir düşünme sonrası cevap verdi sakin bir şekilde, efendi gibi. “Takım mevzusu, eğitilmemiz falan, bunlar hakkında konuşacaktın bizimle, di’mi?” Onaylar şekilde kafamı aşağı yukarı salladım tek bir hareketle. Boğazımı temizledim kısık bir öksürükle, aslında nereden gireceğimi, ne diyeceğimi de çok bilmiyorum. Ben genin olduğumda oturup adam gibi konuşan olmamıştı benimle büyüklerden. Sadece, annem biraz taijutsu çalışmama yardım etmişti ilgimi görünce, o da genin olmadan önceydi. Beni kendi halime bırakmışlardı, şu an çok kötü olduğumu düşünmüyorum yanlış anlamayın ama, biraz yardım iyi gelebilirdi aslında. Mesela hep kızmışımdır, beni ikinci bir elementi öğrenmeye teşvik etmediği için senseime. Ailede senseimden önce bunu akıl edecek birileri çıkabilirdi. Bunlar ise element olarak daha avantajlı bir konumdalar, fakat Kimidata-san’dan duyduğum kadarıyla, Miha’dan ziyade Naka bunu pek kullanmıyor. Yani kullanıyor da, daha çok benim ve bahçedeki kedilerin kafasına taş atmak için kullandığı bir tekniği var onu gördüm sadece, gerçi adam daha genin seviyesinde. Evet, sanırım buradan girebilirim.
“Naka, sadece yakın dövüşe mi yoğunlaşacaksın?” diye sordum yemeği ile sevişen kardeşime. “Akemi gibi chakra fakiri de değilsin ama sen bilirsin tabi.”
“Ya da direkt şöyle, emmi gibi gireyim; gelecekteki planlarınız neler? Abiniz olarak bilmem hakkım, değil mi? Saçmaladığınız ya da emin olmadığınız planlarınız varsa da rehberlik edebilirim sanırım. Sen mesela Miha, sadece medikale yoğunlaşmak istediğini biliyorum. Zaten…” Gözlerimi önce çocuğun göğsüne, hasta kalbinin olduğu yere çevirdim, ardından kafamı çevirip etrafı seyrederek konuşmaya devam ettim. “Durumun düşünülürse en doğru olan da bu ama, abim gibi kadrolu medikal olmayı mı düşüneceksin ileride?” Abimin shinobiliği bırakıp, düz kadın doğum doktoru olduğunu bilmiyorlardı ama, chuunin olduktan sonra görevlere gitmeyi bıraktığını, köydeki medikal shinobi kıtlığı yüzünden sürekli hastanede bekleyen medikallerden biri olmayı tercih ettiğini biliyorlardı. Çocuk sorumla birlikte çatalını bıçağını yavaşça geri bıraktı, bir peçete alıp ağzını sildi. Bir süre düşündü ama yüzü de düşmemişti, yanlış bir soru sormadığımı anlayabilmiştim en azından.

“Ben…”
“Hmm?”
“Görevlere gitmeyi bırakmam sanırım.”

Şaşırmadım aslında. Ne kadar hasta olsa da, abimden çok bana benziyor ne de olsa. Görevleri, ikizi Naka’yı bırakmayacağını söylemesi bu yüzden şaşırtmadı beni. Cevap vermek yerine, hem ikizinin lafını bitirmesini bekleyen, hem de hala yemeğiyle sevişmeyi tercih eden Naka’ya çevirdi kafasını. Basit bir hareketle Naka’yı işaret ettikten sonra da kısık ama herkesin duyabileceği, tatlı bir sesle konuştu tekrardan.

“Hem bu salak bensiz yapamaz…” Dedi, demesiyle de Naka yemeğe tecavüz etmeyi bıraktı. Az önce bana attığı çipil çipil bakışları gülümseyerek Miha’ya atmaya başladı. Garip olan ise, aynı çipillikle Miha da ona bakıyordu. Manyak herifler aşık gibi bakışıyorlar birbirleriyle yani. Lan biz Nishi ile böyle bakışmamışızdır, size ne oluyor?
Resim
Lejant
Kütüphane
Künye
İsim Shiomiya Kiyo
Yaş 16
Cinsiyet Erkek
Element Suiton
Seviye C-Rank
Rütbe Chuunin
Alım Gücü 2 -FAKİİİİİİİİEEERRRR!!/2
Kullanılabilir GP 32

Eksiklikler/Özürler Yok

Ekipman
Matara, "Gama" (蜍)
İçerisinde 3 suiton tekniğine yetecek su barındıran, sağlam sızdımaz matara. Ağırmış az.
Geyikotu Özü, 50gr.
Ufak çiziklere ve yanıklara iyi gelir.
Koku Bombası (屁), İkili paket
Bazı genjutsu tekniklerinden kurtulmak için özel olarak üretilen bu bombalar, haliyle ileri seviye teknikleri kıramazlar.

Beceri Chakra Kontrolü 2

Profil
Güç: 8
Çeviklik: 7
Kondisyon: 5
Potansiyel: 4
Varlık: 3
Zeka:3


Ninjutsu

Suiton
Jousui
Ninja gerekli el mühürlerini yaptıktan sonra ellerini kirli bir su birikintisine değdirir. Elini kaldırdığı anda, su birikintisinden arıtılmış ve tamamen içilebilir bir su kütlesi, iki el ile tutulabilecek bir küre şeklinde kullanıcının elinde oluşur. Daha sonra teknik bozulmadan bu su bir matara veya kaba aktarılır. Bilinen tüm hastalık ve zehirler sudan bu yöntem ile ayrılabilir.
Suiben
Ninja oldukça kısa olan el mühürleri serisini Ushi mühründe bitirir. Mühürleri tamamlamasının ardından kullanıcı elini bir su kütlesinin içine sokar ve ardından suyun içinde avucunu yumruk haline getirecek şekilde sıkarak çeker. Bu sayede kullanıcı suyun içinden uzunluğu, kalınlığı, sağlamlığı chakrası ile oranlı olan bir kırbaç çıkarır. Bu kırbaç her ne kadar sudan oluşmuş olsa da hemen hemen katı bir cisim özelliği gösterir. Bu sayede hedefe fiziksel zarar verebileceği gibi onları bağlama gibi işlerde de bu kırbacı kullanabilir.
Kizame no Jutsu
Ninja el mühürlerini tamamladıktan sonra bir su kütlesine odaklanır. Odaklandığı su kütlesinden kabaca bir köpekbalığının başına benzer bir şey çıkar ve rakibi yakalamaya çalışır. Bir şekilde rakibi herhangi bir yerinden yakalarsa bırakmaz ve o su kütlesinin olduğu yerde tutar. Teknikten kurtulmak için aktif olarak köpekbalığı kütlesine zarar verip somutluğunu bozmak gerekir.Tekniğin ardından kullanılan su kütlesi kaybolur. Köpekbalığının ısırdığı yerler hasar alır.
Niji no Jutsu
Ninja el mühürlerini tamamladıktan sonra yere büyük miktarlarda su kusmaya başlar. Bu su, toprak tarafından zor emilir ve ninja tarafından diğer suiton teknikleri için kullanılmaya uygundur. Kullanıcı istediği kadar su kusabilir, ancak ne kadar çok su çıkarmaya çalışırsa o kadar çok süre geçer. Ortalama bir shinobi, 5 saniyede, bir kaç suiton tekniği için gerekli suyu ortama boşaltmış olur. Tekniğin bir diğer formu olarak da, kullanıcı ağzından hemen hemen bir gülle boyutunda bir su kütlesi fırlatır. Bu su kütlesi çarptığı duvar benzeri dikey yüzeylerde kalır ve kullanıcının diğer teknikleri için zemin oluşturur. Rakibe fırlatılırsa herhangi bir etki yaratmaz.
Suijinheki
Ninja kısa olan el mühürleri serisini Tora mühründe sonlandırır ve derin bir nefes alır. Bu aldığı nefesi hızla dışarıya veren kullanıcı yüksekliğini ve genişliğini harcadığı chakra ile oranlı olacak şekilde su kütlesi püskürtür. Bu su kütlesi özellikle defansif anlamda kullanıcı birçok ataktan koruyabilecek bir yapıya sahiptir. Kullanıcı etrafında su kütlesi olması halinde, bu su kütlesini kullanarak da adeta bir bariyer oluşturabilir. Bariyerin şekli tamamen kullanıcının kullanacağı chakra miktarı ve suyun yapısının el verdiği ölçüde her halde olabilecek niteliktedir.
Takonagi no Jutsu
Ninja ortalama bir el mührü dizisinin ardından ortamdaki suyu vücuduna çekmeye başlar. Su, kullanıcının sırtında 4 tane ahtapot kolu oluşturacak şekilde birikir. Bu kollar sert ve hızlıdır, kullanıcıya yakın dövüşte yardımcı olurlar. Çeşitli silahları tutabilir ve fırlatabilirler. Kullanıcı etrafında bir kalkan görevi görebilirler ve gelen saldırılara karşı tepki verebilirler. Eğer bir kol ağır hasar alırsa suya geri dönüşür, kolu tekrar yaratmak için ekstra chakra harcamak gerekir. Açık kaldığı sürece chakra yer. Tekniğin ardından kullanılan su kütlesi kaybolur.
Bousen no Jutsu
Kullanıcı kısa sayılabilecek bir el mühürü dizisinin ardından ağzından çok ince bir su kütlesi püskürtür. Bu kütle, aşırı derecede delici ve kesicidir. Kullanıcı tekniği istediği kadar açık tutabilir. Teknik 15 metreye kadar delici ve kesici özelliğini korur, daha uzak mesafelerde ise etkisini yavaş yavaş kaybeder. Teknik açık kaldığı sürece chakra yer.
Ninpou
Kuchiyose no Jutsu - Henüz hazır değil.
Jinteki Mayu no Jutsu
Kullanıcı kısa bir el mührü dizisinin ardından yatar pozisyona geçer ve tekniği aktifleştirir. Teknik, kişiyi siyah bir ipeksi doku ile sarar. Tamamen sarılan kullanıcı, içeriden dışarıyı görebilir, ancak dışarıdan içerisi görünmez. Kullanıcı dinlenmek veya uyumak için bu tekniği kullanabilir. Doku, yağmur suyunu geçirmez. Kullanıcı istediği zaman Kai mührü ile tekniği bozabilir, bu dokunun yokolmasına ve kullanıcının içinden çıkmasını sağlar.
Doubutsuhen no Jutsu
Kullanıcı ortalama bir el mührü dizisinin ardından yakındaki bir hayvan ile göz teması sağlar, ardından o hayvan ile konuşabilir hale gelir. Her bir hayvanın kendi kişiliği vardır ve kullanıcıya itaat etmek veya sordukları sorulara cevap vermek zorunda değildirler. Teknik 5 dakika kadar aktif kalır, ardından kullanıcıya uyguladığı stres yüzünden 15 dakika kadar tekrar kullanılamaz. Göz teması kurulan dışındaki başka bir hayvan ile konuşulamaz.


Taijutsu

Shinshouki Stili, C-Rank
Bu seviyede kullanıcı temel akrobasi bilgilerini öğrenir ve akrobatik hamleler yapabilmeye başlar. Bu hamleleri momentum kontrolü ile birleştirdiğinde çok büyük efor gerektiren akrobatik hamleleri çok az bir kayıpla uygular. Kullanıcının zıplayarak veya çevresel yükseklik farkını kullanarak yaptığı hamleler daha etkili ve daha az yorucu olur.
Shinshouki Tekniği, Kage Buyou, C-Rank
Kullanıcı, rakibi havaya fırlatmak için akrobatik bir tekme hamlesi kullanır. Bu özel hamle ile rakip 3 veya 4 metreye kadar havaya gönderilebilir. Ardından rakip kendi akrobatik yeteneğini kullanarak havaya zıplar ve havada rakibin hemen altında konuşlanır. Teknik burada son bulur, ancak kullanıcı bu noktadan sonra diğer Shinshouki Taijutsu tekniklerini kullanabilir veya havadaki korumasız rakibine beklemediği bir yerden saldırı yapabilir.
Kullanıcı avatarı
Shiomiya Kiyo
 
Mesajlar: 224
Kayıt: 09 Eyl 2014, 00:00

Re: İçmeyi sizden öğrenecek değiliz.

Mesajgönderen Shiki Nishiyama tarih 02 Ara 2014, 17:20

Deminki kargaşadan sonra çevredekilerin gözleri üstümüzdeydi doğal olarak ama pek umursamadan durmayı başarabiliyordum. Geçip yerime oturduğumda bu dikkat çekme durumu karşımızdaki üçlüyü de ilgilendirmiyor gibi görünüyordu. Miha soğuk kanlılıkla yemeğini yerken, daha demin Kiyo'nun üstüne atlayıp ona zarar vermek isteyen Naka'yı ilgilendiren tek şey Kiyo'nun ona sarılmasıydı. Üstelik ne kadar deli olsa da öyle bakıyordu ki kalkıp bir fangirl gibi "Kiyo sarıl şuna kyaaa..." yapasım geldi. Tabi ki yapmadım ama Kiyo aklımı okurmuş gibi sarıldı çocuğa. Sonrasında Naka'nın Kiyo'yu kucaklayıp dönmesi yüzümde bir gülümseme yarattı. İnsanların garipseyen ve kınayan bakışlarını da arttırdı tabi ki. Sikimde mi?

Bu üçlünün tipine bakacak olursak Miha abileriymiş gibi duruyor. Kiyo ve Naka da aynı yaşlarda gibi ama Kiyo'nun biraz bıyıklarının falan çıkması ile büyük olduğunu belli ettiği bir durum da var ortada. Gene de Miha daha büyük duruyor ikisinden de. Tabi konuşmaya başladıklarında sıralama Kiyo, Miha, Naka oluyor. Naka'nın Kiyo'ya gösterdiği bu sevgi hem sevimli hem de rahatsız ediciydi. Yani arada düşünceli olun hayvan herifler. Burada biz de varız ve bizim ailede abim hariç kimse birbirine sarılmaz. Umarım Sadako şuan benim ona sarılmamı falan düşünmüyordur. Bir düşündüm de... Hiç Kiyo'ya sarıldım mı lan ben? Oh, evimde ilk kaldığında birlikte uyumuştuk o zaman sarılmıştım. Başka da hatırlamıyorum. Öpüşürken, yiyişirken sarılmalar sayılmıyor. Normal bir sarılma olacak. Kiyo'ya karşı kafamı salladım olumlu anlamda. Siz Shiomiya'lar bir garipsiniz. Kötü yanı, bizi de kötü etkiliyorsunuz.

Sonra da konu değişti ve ikizlerin eğitimine geldi. Sadako bu konudan sıkılır mı bilmediğim için dönüp sordum. Dedim "Shinobilik hakkında konuşsak rahatsız olur musun?"
"Yok yok! Siz konuşun ehehehe..." diye sapık gülümseme attıktan sonra gene gözlerini Naka'ya kilitledi. Bu çocuk da sanırım böyle bakışlara alışık olduğundan pek siklemiyor ona bakanları. Bizim Sadako baktıkça bakıyor bebeye. Ne yaparsa yapsın amk, sonra gidip mal mal herifler buluyor. Naka en azından ona saygı gösterir. Hmmm... Gösterir mi gerçekten?
Kiyo ilk Naka'ya sonra Miha'ya gelecekte neyin üstüne ilerlemek istediklerini sormuş, Miha ile medic konusunu konuşmaya başlamıştı bile. Ah, bana böyle bir konuşma yapan olmamıştı. Bana yapılan konuşmalar genellikle katana kullanıcısı olmanın ne kadar harika olduğuyla ilgiliydi. Seçip seçmediğimi de kimse siklememişti. Belki de Naka ile yer değiştirmeliyiz aile konusunda. Eminim abimi ve babamı çok sevecektir.
Medic konusu geçerken tabi ki Miha'nın kalp konusundan da bahsedilmişti. Kalbi yüzünden medic-nin olması gerektiğini söyleseler de görevlere çıkmayı bırakmasından da bahsedilmişti. Aslında öyle denmemişti ama ben satır aralarını okuyabiliyorum. Naka'ya baktığımda bir çatışmada ön safhada savaşabilecek bir çocuk olduğunu görebiliyorum ama Miha daha çok benim gibi. Geride kalıp, planları ile falan yardım edebilir ama tabi ki bu kalp olayı gene de karşısına çıkacaktır. Genjutsucuyum diye koşmadığımı, üstüme biri geldiğinde kaçıp saklanmadığımı mı düşünüyorsunuz?

Miha ile Naka bakışmalarını bitirdikleri an Naka'nın çat diye Kiyo'ya dönmesi ile oldu. "BEN KA-..." çat diye kaldı bağırdığı ile. Herhalde Katana diyecekti ama aklına Kiyo'nun korkusu geldi. Benim de aklıma gelince pis pis sırıtmadan edemedim. Bu fobinin başlangıcı da zaten Naka'ydı. Hem üzücü lan, abinizin fobisi var diye en sevdiğiniz şeyi alamamak, hatta bahsedememek falan. "KESİCİ ALETLER! EVET SİLAHLARA YÖNELİCEM!" Güzel çevirdi.
"AKADEMİDE BİZİ SINAVLARA SOKTULAR! BİR SÜRÜ SİLAH VARDI! WAKİZASHİ VARDI BİR TANE! HANİ ONUN BÜYÜK BOYU VAR YA İŞTE O BENİM ELİME GELMİYOR! BU TAM OTURDU BÖYLE!" Dayanamayıp ayağa kalktı çocuk ve eli ile sanki gerçekten bir wakizashi taşıyormuş gibi yapıp etrafa savurmaya başladı. İlk savurması ile hayali kılıcın Kiyo'nun alnına denk geldiğini de söylemem gerek. "SONRA DEDİM MADEM EVDE BUNLARDAN BULAMIYORUM, BİR TANE DAHA VERİN!" Diğer eline sanki başka bir kılıç atmışlar da havada tutuyormuş gibi bir hareket yaptı. İkisini de elinde çevirmeye başladı. "ONLARI KULLANIRKEN, KENDİMDEN GEÇMİŞİM. ÖNÜME BİR SÜRÜ TAHTA ADAM KOYDULAR. NE KADAR SAVAŞTIM BİLMİYORUM AMA YORULMAK GİBİ BİR ŞEY HİSSETMEDİM. ARADA BAŞKA SİLAHLAR DA VERDİLER. MIZRAK GİBİ OLANLARDAN. NASIL KULLANILACAĞINI BİLMİYORDUM AMA KAFAMDAN SALLADIM. ÇOK DA GÜZELDİ!" Kılıçları atıp, mızraklarla da dövüştü bir süre. Sonra da kendini tekrar sandalyeye attı. "Abim başka eve gittiğine göre bence artık eve kılıç sokabilirim. Hem kullanmayı öğrenirsem Miha'yı da koruyabilirim."

"İnsanın sevdiği işi yapması kadar güzel bir şey yok." deyip güldüm. Eğer ilgisi varsa tabi ki üstüne gidecek. Kiyo çocuğu engelleme! "Şey soracağım." diyerek konuşmalarını böldüm. "Miha'nın kalp konusu hakkında. Tam olarak detaylarını bilmiyorum ama göreve gitmesini zorlaştıracak bir şey olduğuna göre hareketini kısıtlayan bir şey. Doğru muyum? Medic-nin eğitimini basit diye düşünmeyelim, üstelik görev içinde de kolay değil. Bir genjutsucu olarak, Kiyo'nun da görevlerde gördüğü üzere, geride durmam gerekiyor ve bazen Miha... En fazla benim koşuşturmam gerekiyor. Genjutsumu fark eden rakip Kiyo'yu falan görmeden beni hedef alınca, hem Kiyo'nun yanından uzaklaşmadan, hem de adamdan kaçmak için, yuvarlaklar çizerek tur atmam gerektiği oluyor. Yani medic-nin olsan bile o kalbi zorlaman gerekecek. Burada Naka'ya bayağı bir iş düşüyor, bana sorarsanız tekrar bir düşünün bu konuyu."
Resim
Lejant
Kütüphane
Resim
İsim:
Shiki Nishiyama
Yaş:
20
Cinsiyet:
Erkek
Element:
Raiton
Seviye:
C-Rank
Rütbe:
Chuunin
Alım Gücü:
4 - Orta-Düşük Gelirli/2

Profil
Güç: 2
Çeviklik: 4
Kondisyon: 4
Potansiyel: 6
Varlık: 7
Zeka: 7

Eksiklikler/Özürler
Paranoyak
Eşcinsel

Ninjutsu
Non-elemental
D-Rank
Shunshin
Otonaku Ashi Jutsu
Jinteki Mayu no Jutsu
C-Rank
Keishuu no Jutsu


Raiton
D-rank:
Yusubi no Jutsu
Rai no Te
Dendou no Jutsu
C-Rank
Ikadzuchi no Kiba
Kangehika


Genjutsu

D-Rank
Kininaru Kimochi
Rakumei no Jutsu
Kuroshiki
Magen: Henge
Miminari no Jutsu
C-Rank
Raigen
Teishi no Jutsu
B-Rank
Magen: Bunshin
A-Rank
Omotsuki


Genjutsu stilleri:

Houkibo/C-Rank
Taroubo /D-Rank
Beceri Listesi
x
Kullanıcı avatarı
Shiki Nishiyama
 
Mesajlar: 173
Kayıt: 09 Eyl 2014, 00:58

Sonraki

Dön Role Play Arşivleri

Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir

cron