Bu dayı 40'ından sonra azıltmış bir Ishigakure bey efendisidir. Kapı girişine yakın daireye sahip olduğundan giren çıkana çok dikkat eder. Milleti yakalayıp salak salak geyiklerle zamanlarını çalar. Tüm binadaki insanları, onların misafirlerini, ailelerini tanır. Geceleri pek evde bulunmaz. Ishi geceleri ondan sorulur. Karizmatiktir.
2 no'lu daire; Kapı gibi baba-oğul Taketomo Kiyonaga ve Taketomo Hiroshige
x İşleri kaba kuvvetle çözmek konusunda ikisi de uzmandır. Kendilerinden küçük ve çelimsiz kimseleri ezmeyi çok severler. İki genjutsuya pert olsalar da bunu çaktırmazlar. İkisinin de yazıları okumak, zeka gerektiren işleri becermek konusunda yardıma ihtiyaçları vardır. Yolda görünce selam vermez, kafakola alırlar. Pipinizi tutup İstiklal marşını tersten söyletirler. Hiroshige tüm itlikleri içinde barındırırken, babası da oğlunun bu durumu ile gurur duyar. Kafalarını karıştırmak ve onlardan dayak yemek oldukça kolaydır.
3 no'lu daire; Yönetici Koizumi Yoshitoshi
Başarılı bir Jounin olan Yoshitoshi, sorumluluk sahibi biridir. Her türlü sorumluluk altına girip, hakkını vererek görevini yerine getirir. Bazen önemli görevlere çıktığı için yönetimi 1. dairedeki emmiye bırakır. Emmi ortalığa sıçtığı ve binanın amına koyduğu için gelip bir de onları düzeltir. Tüm daireler ile iyi geçinir. Orta yolu bulmaya çalışır. Apartman toplantıları onun evinde olur. Bazen çok isteyen olursa tüm apartman sakinleri için çeşitli organizasyonlar planlar. En ucuza ve en kaliteliye işleri kapatır. Kayserilidir.
4 no'lu daire; Tarih öğretmeni Ono Mutsuko
Tarih öğreterek yeni beyinlere Ishigakure'nin stratejik durumunu anlamalarını sağlayan bu bayan, oldukça dinç ve enerjik biridir. Her sabah erkenden kalkıp koşu yapar. Oldukça sosyal birisidir. Sokağın başındaki kuaför Sedatu ile sürekli mahalledekileri çekiştirirler. Mutsuko'nun hayatındaki en kötü durum özel hayatıdır. Kişiliği sayesinde aceleci olduğundan düşünmeden seçer partnerlerini ve sonunda hepsinin şerefsiz olduğunu fark ettiği için erkeklere uyuz olur. Evlenip çocuklarının olmasını hayal edip durur. Ailesi de evde kalmış muamelesi yaparlar ona. Erkeklerden hem tiksinir, hem de çok üstlerine düşer. Okuttuğu sınıflarda da erkek öğrencilerini kayırır.
5 no'lu daire; Çilekeş kardeşler Kurohiko Raku ve Kurohiko Hyosuke
x Ebeveynleri öldükten sonra kendi başlarının çaresine bakmak zorunda kalmışlardır. İkisi de birbirini korurlar. Raku tam bir kezbandır ve her erkeğin ona yavşayacağını düşünür. Bu yüzden apartmandaki yaşlı teyze ve Mutsuko-sensei dışında başka kişilerle iyi anlaşmaz. Sürekli erkekleri rencide edici sözler söyler. Hyosuke de ablası gibi bir genindir ama oldukça saftır. 6 no'lu dairedeki Kiyo'ya karşı bir hayranlığı vardır ve onu kendine örnek alır. Kendisi baya güçsüz olsa da, iş korumak istediği kişilere gelince bambaşka bir insana dönüşür. İkisinin hakkında da şuana kadar yöneticiye giden bir şikayet olmamıştır.
6 no'lu daire; Yeni çocuk Shiomiya Kiyo
Apartmana yeni taşınmış chuunin. Oldukça eğlenceli ve afacan bir tiptir. İnsanlar ile fazla sorunu yoktur. Çok fazla sakar olduğundan bir kere evinde küçük çaplı yangın çıkardığı olmuştur. Bu tür garip durumları saymazsak oldukça normal karşılanmıştır şuanlık. 8. dairedeki Nishiyama ile bir çok kez aynı görevde olduğu bilindiğinden soru yağmuruna tutulmuştur. Şuanlık apartman sakinleri ile bir alıp veremediği yoktur. Zaman gösterecek falan.
7 no'lu daire; Yaşlı kedili bağyan Watabe Shiori
Hemşire emeklisi bu teyze, yöneticinin kapısından ayrılmaz. Her an şikayet edecek bir şey bulur. Özellikle yan komşusundan nefret eder. Sürekli dedikodu peşinde olması dışında evindeki kedileri ile ilgilenip durur. Psikopattır. Garip işkence yöntemleri olduğu bilinmektedir. Tüm apartman sakinleri saygı duyar ve içten içe de nefret ederler. Bazı kişilere karşı aşırı yapmacık bir sevgisi vardır. Bazı kişilere de çok içten bir nefreti... Eskiden mükemmel shousen no jutsu kullandığı bilinse de, şuan tekniği kullanmaz. Bunun hafif bunaklığın etkisi mi, yoksa insanların eziyet çekmesini sevdiğinden mi olduğu bilinmez. Kocasının, dırdırı yüzünden öldüğü düşünülür.
8 no'lu daire; Psikopat Shiki Nishiyama
Evini ilk tuttuğunda herkesin endişelenmesini sağlamış kişidir. Tipine bakıldığı anda yan komşusu tarafından satanist muamelesi görmüş, hala da görmektedir. Teyzenin her kaybolan kedisinin şüpheli katilidir. Kapısını kimseye açmaz, yüzünü kimseye göstermez. Komşuluk ilişkileri sıfıra yakındır. Bir kaç kişiye karşı olumlu davranışları olsa da genellikle insanlara kötü kötü bakışlar atar, dışarıda gördüğünde tanımıyor gibi davranır. Fazla evden çıkmaz. Çıkınca da girişteki emmiye öldürücü bakışlar atarak geyiğine immune olur. Hiç bir şey yapmasa bile şikayet edilme kapasitesi vardır. Yeni çocuk ile olan arkadaşlığı çok dikkat çekicidir ve yan komşu teyze bunun peşindedir. Dairesinin duvarını yıktığı düşünüldüğünden yakın zamanda yönetime şikayet edilmiştir.
Diğer kişiler; Emmi'nin kızı Tsukahara Tomoko ve teyzenin oğlu Watabe Juichi
x Haftada 3 kere olmak üzere ebeveynlerini ziyarete gelirler. Arada bakıştıkları olur. Mutsuko-sensei ile Tomoko arasında bir nefret olduğu bilinmektedir. İkisi de evde kalmış olsa da Tomoko daha aile kızıdır ve gideri vardır. Juichi ile de Nishiyama'nın anlaşamadığı bilinmektedir. Shiori teyze oğlununu Nishiyama'nın kapısının önünde bağıra bağıra övmeye bayılır. Ailevi konularda sevilmeyen çocuk olan Nishiyama'nın çocuğa nefret duymasının sebebi de budur.
Aslında Kyou olayından beri, Nishi'de kalıyordum. Kız kardeşimi hatırlatacağı için evime giremeyeceğimi söylediğimde onda kalmamı teklif etmişti. Başka zaman olsa, kesinlikle mahcup hissetmezdim sanırım ama gerek moralsizlik, gerek işe yaramama duygusu, geçirdiğim bir haftalık süreyi bana bir çileye dönüştürmüştü. Hatta şöyle söyleyeyim, ilk günden saçmalayıp adamın üstüne atlayarak, bir an evvel buradan gidip Nishi'yi kendimden kurtarmam gerektiği fikrini kendime aşıladım.
Bir haftadan sonra, kiralık bir oda buldum kendime. Nishi'nin olmadığı bir sırada sikko bir not yazıp tüm eşyalarımı toplayarak, ayrıldım evden. Sik gibi bir çıkış yapmışım evet farkındayım, anlayacaktır umarım. Umarım değil, anlamıştı da. Kiralık odama taşındığımın ikinci günü dışarıda buluşup konuştuğumuzda ters tepki vermemişti, istersem daha fazla kalabileceğimi, sorun olmadığını falan söylemişti, klasik şeyler... İşin garibi, buluşmanın ardından, o akşam kiralık odamdan kovuldum ev sahibem tarafından! Hem de güzelce bir pataklanarak. O zaman da, evsiz geçen beş günlük serüvenim başladı.
Tabii ki de yüzsüzlük yaparak Nishi'ye gidemedim. İlk gece sabahladım zaten etrafta boş boş, sırtımda çantamla dolanarak. "Kyou'nun öldüğü eve gidip kalan eşyaları toparlamakla mı uğraşsam yeni kiracı gelmeden, yoksa anamgilin evine gidip olay mı çıkarsam?" Diye düşüne düşüne sabahı ettim. Aksi gibi gece devriyeleri de son buldu. Bitmeselerdi en azından geceyi işte, gündüzü de parkta bir yerlerde uyuyarak geçirebilirdim ama bu aralar her türlü pisliğin döndüğü Ishi sokaklarında gece uyumak göt istiyor. Geçen gün uyuşturucu ve seks partisi bile dönmüş hatta! Böyle böyle üreyip, köydeki bütün evleri işgal edip, kalanların fahiş fiyatlara gitmesine sebep oluyor bu sikikler! Zaten, kardeşimi de benden aldılar. Bir götüm kaldı geriye...
İkinci gecemi hasta numarası yaparak acil serviste, sedye üzerinde geçirmeye çalıştım. Sedye başlarda iyiydi güzeldi fakat gecenin ilerleyen saatlerinde hastalar artıp, hemşireler de kafayı yemeye başlayınca boku çıktı oranın da. Kızın teki beşinci kez tansiyonumu ölçmek istediğinde küfür ede ede kaçtım gittim , tekrar sokaklara. O gecenin sabahı, Nishi ile kahvaltı yaptık. Neden bilmiyorum, rezil olmamak için sanırım, kovulduğumu söyleyemedim. Sanki söylersem ve ters bir tepki verirse işe yaramaz olduğumu düşündüğünü kanıtlayacakmış gibi geldi bana ve ben bunu istemedim. Ev sahibemin ne kadar cins ve sapık olduğundan yakındım onun yerine. Kendilerinden bahsederken sanırsam bolca küfür kullandım ki, sıkıntıdaysam tekrar eve dönebileceğim konusunda bir şeyler geveler gibi oldu Nishi. O an, kendimden bir daha utandım. Beni rahat ettirebilmek için kendi ev huzurundan feda etmeye hazır ancak ben burada bencillik yapıp, gururumu düşünüyorum. Kesinlikle bu moralsizlik bana yaramıyor, bunu anladım.
Bir göreve çıkacağımı, bir aksilik olmazsa yaklaşık üç gün sonra bu saatlerde köye geri gelmiş olacağımı söyleyerek, raporumu verdikten sonra öğle yemeği yemek için sözleşerek ayrıldık. Sigara jelatinimdeki son paranın harcanmamak için isyan ettiği düşünülürse bu görev, şu evsiz geçirdiğim süre zarfında oldukça fayda sağlayacaktı bana. Hem, son zamanlarda olan her şeyden uzaklaşıp, bunları düşünüp tartabileceğim bir fırsat da olabilirdi bu benim için. Olabilirdi... Takım arkadaşlarımdan biri önümde sıçmamış, diğeri de zamanında üstüme işememiş olsaydı, olabilirdi! Görev sonunda, yani şu vakit, tahmin edersiniz ki, eskisinden de huysuz bir şekilde köye dönüş yapmıştım. Sikik Daichou'muza sikik raporunu verip, tuvaletlerden birinde üstümü değiştirdim, son kalan temiz kıyafetlerimi giydim! Vakit hala erkendi öğle yemeğine gitmek için, etrafta biraz dolanıp, içimden kendime küfür etmeliydim. Hala bir evim yok, hala motivasyonum yerlerde, hala mutsuzum! Öyle mutsuzum ki, önünden geçerken gördüğüm, tam da Nishi'nin karşı dairesinde asılı olan "Kiralık" ilanı bile beni mutlu edemez. Bir saniye... KİRALIK MI?!
Buluşmayı planladığımız mekanın bahçesinde yer tutmuş, Nishi'yi beklerken sigara içiyordum. Zaten son bir fırt kala uzaktan göründü, aceleyle masama geliyordu. "Ben bilerek erken geldim, acele etmene gerek yoktu. İşlerim erken bitti de! İstersen içeri geçebiliriz, sigara şey ediyorum diye dışarıyı seçtim." Dedim, adam oturma telaşı içindeyken. İçeri geçmedik neyse ki, sabah anasına bacısına küfür ettiğim güneşe şu an içimi ısıttığı için minnettarım bile diyebilirim. Nishi'yi gördüğümden mi, ev sorunu mu hallettiğimden mi? Belki de, her ikisi sayesindedir?! Yanında çok sigara içmemeye çalışsam da, açık havada oturmak her zaman iyidir iyi! Gelir gelmez suratımdaki yeni yaraya pis bir bakış atılınca açıklama gereği duydum; "Şey, malum kayalıklar. Bir de görev arkadaşlarımdan biri biraz şeydi... Deli." Kıkırdayarak ekledim; "Ölmediğime şükrediyorum diyebilirim! Kafayı yiyecektim..." Her tarafım genelde yara bere içinde olduğu için, bu konu üzerine fazla konuşulmadı.
Siparişlerimizi verip, yemeğimizi yiyene kadar, birbirimizi görmediğimiz süre boyunca köyde ve görevde olanlarla ilgili konuştuk. Bu arada belirtmeme gerek var mı? "Çıkıyor" olabiliriz, ama tabii ki de dışarıdan bakan gözlere göre "iki yakın arkadaş"tan başka bir şey değiliz. Nishi'yi geçtim, insanları siklemiyor olsam bile "Heyo! Bakın biz homoseksüel bir çiftiz!" demek istediğimi zannetmiyorum. Bu sebepten dolayı, kalkmadan önce söylemek istediklerimi biraz kısık bir sesle söyledim.
"Bugün, akşam beş ve yedi arası son bir kısa devriyem var. Bittikten sonra, sana bir süprizim olacak. Evinde ol, tamam mı?"
Künye İsim Shiomiya Kiyo Yaş16 CinsiyetErkek Element Suiton SeviyeC-Rank RütbeChuunin Alım Gücü2 -FAKİİİİİİİİEEERRRR!!/2 Kullanılabilir GP 32
Eksiklikler/Özürler Yok
Ekipman Matara, "Gama" (蜍) İçerisinde 3 suiton tekniğine yetecek su barındıran, sağlam sızdımaz matara. Ağırmış az. Geyikotu Özü, 50gr. Ufak çiziklere ve yanıklara iyi gelir. Koku Bombası (屁), İkili paket Bazı genjutsu tekniklerinden kurtulmak için özel olarak üretilen bu bombalar, haliyle ileri seviye teknikleri kıramazlar.
Suiton Jousui Ninja gerekli el mühürlerini yaptıktan sonra ellerini kirli bir su birikintisine değdirir. Elini kaldırdığı anda, su birikintisinden arıtılmış ve tamamen içilebilir bir su kütlesi, iki el ile tutulabilecek bir küre şeklinde kullanıcının elinde oluşur. Daha sonra teknik bozulmadan bu su bir matara veya kaba aktarılır. Bilinen tüm hastalık ve zehirler sudan bu yöntem ile ayrılabilir. Suiben Ninja oldukça kısa olan el mühürleri serisini Ushi mühründe bitirir. Mühürleri tamamlamasının ardından kullanıcı elini bir su kütlesinin içine sokar ve ardından suyun içinde avucunu yumruk haline getirecek şekilde sıkarak çeker. Bu sayede kullanıcı suyun içinden uzunluğu, kalınlığı, sağlamlığı chakrası ile oranlı olan bir kırbaç çıkarır. Bu kırbaç her ne kadar sudan oluşmuş olsa da hemen hemen katı bir cisim özelliği gösterir. Bu sayede hedefe fiziksel zarar verebileceği gibi onları bağlama gibi işlerde de bu kırbacı kullanabilir. Kizame no Jutsu Ninja el mühürlerini tamamladıktan sonra bir su kütlesine odaklanır. Odaklandığı su kütlesinden kabaca bir köpekbalığının başına benzer bir şey çıkar ve rakibi yakalamaya çalışır. Bir şekilde rakibi herhangi bir yerinden yakalarsa bırakmaz ve o su kütlesinin olduğu yerde tutar. Teknikten kurtulmak için aktif olarak köpekbalığı kütlesine zarar verip somutluğunu bozmak gerekir.Tekniğin ardından kullanılan su kütlesi kaybolur. Köpekbalığının ısırdığı yerler hasar alır. Niji no Jutsu Ninja el mühürlerini tamamladıktan sonra yere büyük miktarlarda su kusmaya başlar. Bu su, toprak tarafından zor emilir ve ninja tarafından diğer suiton teknikleri için kullanılmaya uygundur. Kullanıcı istediği kadar su kusabilir, ancak ne kadar çok su çıkarmaya çalışırsa o kadar çok süre geçer. Ortalama bir shinobi, 5 saniyede, bir kaç suiton tekniği için gerekli suyu ortama boşaltmış olur. Tekniğin bir diğer formu olarak da, kullanıcı ağzından hemen hemen bir gülle boyutunda bir su kütlesi fırlatır. Bu su kütlesi çarptığı duvar benzeri dikey yüzeylerde kalır ve kullanıcının diğer teknikleri için zemin oluşturur. Rakibe fırlatılırsa herhangi bir etki yaratmaz. Suijinheki Ninja kısa olan el mühürleri serisini Tora mühründe sonlandırır ve derin bir nefes alır. Bu aldığı nefesi hızla dışarıya veren kullanıcı yüksekliğini ve genişliğini harcadığı chakra ile oranlı olacak şekilde su kütlesi püskürtür. Bu su kütlesi özellikle defansif anlamda kullanıcı birçok ataktan koruyabilecek bir yapıya sahiptir. Kullanıcı etrafında su kütlesi olması halinde, bu su kütlesini kullanarak da adeta bir bariyer oluşturabilir. Bariyerin şekli tamamen kullanıcının kullanacağı chakra miktarı ve suyun yapısının el verdiği ölçüde her halde olabilecek niteliktedir. Takonagi no Jutsu Ninja ortalama bir el mührü dizisinin ardından ortamdaki suyu vücuduna çekmeye başlar. Su, kullanıcının sırtında 4 tane ahtapot kolu oluşturacak şekilde birikir. Bu kollar sert ve hızlıdır, kullanıcıya yakın dövüşte yardımcı olurlar. Çeşitli silahları tutabilir ve fırlatabilirler. Kullanıcı etrafında bir kalkan görevi görebilirler ve gelen saldırılara karşı tepki verebilirler. Eğer bir kol ağır hasar alırsa suya geri dönüşür, kolu tekrar yaratmak için ekstra chakra harcamak gerekir. Açık kaldığı sürece chakra yer. Tekniğin ardından kullanılan su kütlesi kaybolur. Bousen no Jutsu Kullanıcı kısa sayılabilecek bir el mühürü dizisinin ardından ağzından çok ince bir su kütlesi püskürtür. Bu kütle, aşırı derecede delici ve kesicidir. Kullanıcı tekniği istediği kadar açık tutabilir. Teknik 15 metreye kadar delici ve kesici özelliğini korur, daha uzak mesafelerde ise etkisini yavaş yavaş kaybeder. Teknik açık kaldığı sürece chakra yer. Ninpou Kuchiyose no Jutsu - Henüz hazır değil. Jinteki Mayu no Jutsu Kullanıcı kısa bir el mührü dizisinin ardından yatar pozisyona geçer ve tekniği aktifleştirir. Teknik, kişiyi siyah bir ipeksi doku ile sarar. Tamamen sarılan kullanıcı, içeriden dışarıyı görebilir, ancak dışarıdan içerisi görünmez. Kullanıcı dinlenmek veya uyumak için bu tekniği kullanabilir. Doku, yağmur suyunu geçirmez. Kullanıcı istediği zaman Kai mührü ile tekniği bozabilir, bu dokunun yokolmasına ve kullanıcının içinden çıkmasını sağlar. Doubutsuhen no Jutsu Kullanıcı ortalama bir el mührü dizisinin ardından yakındaki bir hayvan ile göz teması sağlar, ardından o hayvan ile konuşabilir hale gelir. Her bir hayvanın kendi kişiliği vardır ve kullanıcıya itaat etmek veya sordukları sorulara cevap vermek zorunda değildirler. Teknik 5 dakika kadar aktif kalır, ardından kullanıcıya uyguladığı stres yüzünden 15 dakika kadar tekrar kullanılamaz. Göz teması kurulan dışındaki başka bir hayvan ile konuşulamaz.
Shinshouki Stili, C-Rank Bu seviyede kullanıcı temel akrobasi bilgilerini öğrenir ve akrobatik hamleler yapabilmeye başlar. Bu hamleleri momentum kontrolü ile birleştirdiğinde çok büyük efor gerektiren akrobatik hamleleri çok az bir kayıpla uygular. Kullanıcının zıplayarak veya çevresel yükseklik farkını kullanarak yaptığı hamleler daha etkili ve daha az yorucu olur. Shinshouki Tekniği, Kage Buyou, C-Rank Kullanıcı, rakibi havaya fırlatmak için akrobatik bir tekme hamlesi kullanır. Bu özel hamle ile rakip 3 veya 4 metreye kadar havaya gönderilebilir. Ardından rakip kendi akrobatik yeteneğini kullanarak havaya zıplar ve havada rakibin hemen altında konuşlanır. Teknik burada son bulur, ancak kullanıcı bu noktadan sonra diğer Shinshouki Taijutsu tekniklerini kullanabilir veya havadaki korumasız rakibine beklemediği bir yerden saldırı yapabilir.
Kiyo ile buluşacağımız yere geldiğimde nefes nefese kalmıştım. Neden koştum ki? Önemli bir yemek bu ve ben terleyerek ortamı rezil etmiş durumdayım. Kiyo masanın tekinde oturmuş sigara içiyordu. Acele etmeme gerek olmadığını işlerinin erken bittiğinden erkenden geldiğini söyledi. Acele etmemin nedeni geç kalmam değildi ki. Ben geç kalmayı problem yapan biri değilimdir. Acele etmemin nedeni onu görmek istememdi. Bu saçma nefes alış verişimden dolayı biraz utandım ve o kadar özlediğim çocuğa sarılamadan oturdum karşısına. Hiç bir şey yapmamama rağmen zaten gözler bendeydi. Bir de sarılsam, sarılırken kendimi kaybedip çok abartırsam millet Kiyo'ya karşı hoş olmayan tavırlar da sergileyebilirdi. Bu yüzden yapmadım. Oturdum sadece ve gözlerimi dikip baktım çocuğa. Görevde neler olduysa, biraz tükenmiş gibiydi. Gene de içindeki gerçek mutluluk kırıntılarını fark edebiliyordum. Bu iyi bir şey. Sonra da gözüme yüzündeki bir yara takıldı. Kaşlarımı çattığımı fark etmiş olacak ki açıklama gereği duydu. Görev arkadaşlarından teki deliymiş. Peh, sanki ben farklı bir şeyim.
Salata istedim. Oldukça büyük bir tabakta, bir sürü yeşillik. Mısır falan geldi. Doymam için yeterdi. Bilmiyorum şuana kadar Kiyo farketmiş midir ama ben vejeteryanım. Öyle cool olsun diye olan bir olay değil. Bunca shinobilik olaylarında gözümüzün önünde parçalanan bedenler, vahşice ölümler gördükten sonra midem et yemeği kaldıramıyor. Aslında yemeği yapmayı, görmeyi, koklamayı kaldırabiliyorum ama ağzıma atıp ısırdığımda aklıma sanki ölü yiyormuşum gibi bir düşünce geliyor. Bu duygu ile de yiyemiyorum. Zaten Kiyo ile gittiğimiz restorantlarda et ısmarladığım zamanlar, Kiyo neredeyse hepsini tabağımdan çaldığı için pek sorun olmuyor. Pilavı ve yeşilliği ile doyuyorum ben. Bu salatayı da o kadar yavaş yedim ki, ister istemez doyurdu beni.
Kiyo görevi ile ilgili konuşurken mısırları çatalım ile dürtüp duruyordum. Zaten uyuşturucu ve hırsızlık ile ilgili olan olayları yüzeysel bir şekilde anlatırken yemeğe fırsatım olmadı. Kiyo yemeğini bitirdiğinde benim salata hala oldukça fazla gözüküyordu. Benim düşündüğüm şey, neden tepki vermediğimdi. İçimden aşırı derecede Kiyo'ya kızmak geliyordu ama sürekli bastırıyordum. O notu gördüğümde, beni öylece bırakıp başka eve geçtiğinde içimde tarif edemeyeceğim bir hayal kırıklığı olmuştu. Babanızdan sabah istediğiniz bir şeyi, akşama kadar beklemeniz ve babanızın bunu unutmuş olması durumu gibi. Hatta daha da fazla olabilir. Üzülmüştüm, tüm bu ilişki konusunda ilerlemelerim tekrar sıfırlanmıştı ama sonraki buluşmamızda önemli olmadığını söylemiştim sadece. Ev sahibesi hakkında konuştuğunda da gözlerimi kaçırarak bende kalabileceğini söylemiştim. Reddetmişti. Zaten, ne bekliyordum ki ?
Olan bitenden konuştuktan sonra ben ağzıma büyükçe bir parça salatalık attım. Kiyo da akşama bana bir sürpriz yapacağını söyledi. Sürpriz, ha? Şuan aklıma bir sürü kötü şey geldi. Kötü derken, paranoyaklığın getirisi değil. Baya abazalığın getirisi olan kötü şeyler. Kiyo'nun dudaklarına en son bende kalmak için geldiği gün dokundum. Sonraki günler de evlenmeden vermeyen kızlar gibi salonda kurdum yatağımı uyudum. Hiç bir şekilde Kiyo ile tensel olarak temasa geçmedim. O günler bunlar olmadan bile aşırı eğlencelilerdi. Bir de olduğunu hayal ettikte hoşuma gidiyor. "Umarım beni bağlamak falan gibi bir düşüncen yoktur." dedim Kiyo'ya bakmadan. Çünkü en son öpüştüğümüzde bildiğin, bileklerimden tutup üstüme çıkmıştı. Belki de böyle bağlamalı falan bir fantezisi vardır. Aslında... Hoşuma gidebilir bilmiyorum. Denemek lazım. "Akşama Yoshitoshi-san'da apartman toplantım var. 10-11 gibi gelsen olur." diye bilgilendirdim Kiyo'yu. Önceki dediğimi de kapatmış oldum bu şekilde. Salatamı bitiremeden doydum. Bu yüzden kalktık restoranttan. Sanki birbirimize bir şeyler hissetmiyormuşuz da sadece görev arkadaşıymışız gibi uzaklaştık birbirimizden. Onu o kadar özlemişim ki, bu yemek bana kesinlikle yetmedi. Akşama güzel bir sürpriz yapsa bari.
Chuunin yeleğimi, shinobi çantamı ve alın bandımı bırakmak için çıkmıştım eve ama terlediğimi hatırlayıp duş almak zorunda hissettim kendimi. Her duş aldığımda olduğu gibi stres küpü olup çıktım. Sonra da içinde rahat olabileceğim bir şeyler giyip saçlarımı kuruttum. İki dakikalık işi yarım saatte bitirdiğim için bizim yöneticinin evine geldiğimde neredeyse herkes buradaydı. Kapıyı açtı adam ve oldukça içten bir şekilde omzumu tutup gülümsedi. "Hoş geldin Shiki-san!" dedikten sonra eli ile beni içeri davet etti. İçeriden benim yan komşumun, yani yaşlı bunak bir kadının sesi geldi. "Geç kaldın!" bağırıyordu avazı çıktığı kadar. "Bu heriften şikayetçiyim Yoshitoshi! İmza toplatıp attıralım apartmandan!" İşte başlıyoruz. Ben yokken ne konuşuyorlar hiç bilmiyorum. Kadına pis pis bakarak 2. dairede oturan adamın yanındaki tek boş koltuğa oturdum. Herif de yumruğunu sıkıp önüme getirdi. İlk ne yapmam gerektiğini anlamasam da sonra ben de elimi yumruk yapıp onun devasa ellerine değdirdim. Bu tür tipler bu şekilde selamlaşıyor sanırım.
"Kedilerime acımıyor musun Yoshitoshi! Her ay bir tanesi eksiliyor! O lanet olası şeytan, onları tanrısına kurban ediyor belli ki!" diye bağırırken kadın, parmağı ile de beni gösteriyordu. Şu hale bak, ben de benim hayal gücüm geniş sanırdım. Yönetici mahcup bir şekilde gülümseyip kadını yatıştırmaya çalışsa da kadın kararlı, beni attıracak. Hiç bir dediğine cevap vermiyorum diye daha da sinirleniyor, sinirlendikçe milleti bana karşı dolduruyor derken sonunda durgun bir şekilde "Apartmanda evcil hayvan barınmamalı." dedim. Herkes kıkırdamaya başladı. Bu kıkırdamalar yaşlı cadının yumruğunu sıkıp "ASIL SEN BARINMAMALISIN!" diye anırması ile kahkahaya dönüştü. Her halde bu toplantıların en büyük eğlencesi yaşlı cadının beni attırma çabaları. Neden toplandığımızı anlayamadım bile bir süre.
Kadın biraz durulduğunda "Apartmanın güvenliği." dedim. Yoshitoshi gözlerini devirdi. "Her toplantıda aynı şeyi söylüyorsun Shiki-san. Şu apartmanda o kadar shinobiyiz hala mı güvende hissetmiyorsun anlamadım ki?" diye sitem etti. Gözlerimi kaçırarak suratımı astım. Evet, güvende hissetmiyorum. Yaşlı cadı tekrar atlayıp "Merdivenler çok dik! Çıkmakta güçlük çekiyorum." dedi. "Oğlum geçen gün düşme tehlikesi yaşadı." diyerek de ekledi. Ne güzel düşüp ölürsünüz, ya da in çık yapın biraz zayıflarsınız, tarzı bir şeyler söylemek istiyordum; kendimi zor tuttum. "Sizin böyle bir düşünceniz var mı?" dedi yönetici. Üst katta oturan kişiler olarak tabi ki bizim de düşüncelerimiz önemliydi. Yaşlı cadı, ben ve şu iki kardeş. Diğer daire boştu. Önce kadına baktım. Onun o meymenetsiz yüzünü gördüm kusasım geldi. Sonra da yöneticiye dönüp "Bence merdivenler mükemmel. Hep böyle kalsın hatta daha da dik olsun." dedim tüm uyuzluğumla.
Yanımdaki çam yarması yaşlı kadını zor tutmuş, üstüme saldırmasını engellerken yönetici kadının huyuna gitmem için yalvarıyordu. Omuz silktim. "GEÇEN BUNUN EVİNE BİRİ GELDİ! KAPIYI KIRIYORLARDI! O KAPI DAİREYE AİT DEĞİL, BİNANIN MALIDIR! ŞİKAYET EDİYORUM!" Kiyo ile kapı güreştirdiğimiz zamandan bahsediyor sanırım. "Sakin olun Shiori-sama! Ben de geçen gün daireden kahkaha sesleri duydum. Bir kız sesi de, sanırım eve kız atıp alem yapıyordu. O dairede her türlü kötü şey oluyor." Aha, kardeşlerden kız olanı. Tabi ki bana karşı. Gözlerimi devirip "Pff..." diye ses çıkardığımda yönetici artık olaya el koyması gerektiğine karar verdi. "Hanımlar, Shiki-san 20 yaşında bir genç. Özel hayatı da bizi ilgilendirmez. Lütfen şikayet edip durmayın. Daha önce 7 kere oylamaya sundum, attırmak için geçerli oy çıkmadı." Neyse ki insanlar kavgalarımızı komik bulduğu için beni attırmıyorlar. Bu sefer Raku denen bu kezbana baktım ve tip tip "İstersem orgy döndürürüm, kime ne sana ne?" şeklinde laf soktum. Bu sefer de yanımdaki yarma bunu tutmak zorunda kaldı. Yönetici yalvarıyor alttan al şunları diye. Bizim amca ile tarihçi de kıs kıs gülüyorlar. "Orgy ne demek Shiki-senpai?" Bu Raku'nun erkek kardeşi Hyosuke. Saf bebenin teki olduğundan tabi ki bilmiyor anlamını. Ablası aaa çok ayıp bir şey Hyosuke sakın bi daha söyleme falan derken ben de "Grup seks demek." dedim hayvan gibi. Raku'nun çantası da kafama uçtu bu şekilde. Bir de şiddet görmediğimiz kalmıştı. "TERBİYESİZ!"
İşte bu şekilde herkesin bana laf etmeye çalıştığı, benim de insanların huyuna gidemediğim bir toplantı oldu. Bir bok da çözemedik. Sürekli kavga ettik derken kapı çaldı. Yönetici "Aha! Geldi!" diye ayağa kalktığında sanki bir sihirbaz gibi ellerini durmamız için kaldırdı. "İşte toplanma nedenimiz! 6. dairenin yeni kiracısı, aramıza katıldı." diyerek koştu kapıya. Bu sırada da Hyosuke "6. daire mi? Ama 6. daire perilidir!" diyordu. Bakalım yeni ayak bağı kim olacak diye düşünürken içeri biri girdi ki... Ne siz sorun ne ben söyleyeyim.
"ÖHÖH-hö-Baapflamkgh-höhofgl!?" Diye bir tepki vermek zorunda kaldım içeceğimi içerken, Nishi'nin dediği şeyi duyunca. Neden bağlayayım ki Nishi'yi? Bağlamalı acıtmalı aşamalara geldik mi ben farkında olmadan? Daha yanımda bile yatmıyor. Acaba yatmak istiyor da alışması için bağlamamı mı istiyor? Çok saçma. Onda kaldığım ilk gün denedik zaten, sarılınca, alışıyor. Neyse ki konuyu değiştirdi de saçma düşüncelerimden kurtuldum. "Tamam işte, anlaştık! O saatlerde gelmem daha rahat olur." Diyerek yerimden yavaşça kalktım. Tabaklarımıza şöyle bir bakıyorum da, sipariş ettiğim tavuklu sebze yemeğinden eser yokken -protein önemli tabii!-, Nishi salatasının yarısını bırakmıştı. Zaten yemek boyunca mısırlara çatalla işkence etmişti, keyifsiz görünüyor muydu? Bunu söylemek güç, ifadesini hala okuyamadığım zamanlar oluyor. Neden yemedi ki adam gibi? Acaba, çok mu üstüne düşüyorum? Bahsettiğim zamanı vermek ve rahat bırakmak konularında sıçıyor muyum? Belki de keyifsizliğim ona da bulaşmıştır Eğer öyle bir şey varsa, bu akşam ki süprizim büyük ihtimalle eski halimize dönmemizi sağlayacak. Fakat eğer bunaltıyorsam, bilemiyorum; sanırım adamın tam karşı dairesine taşınıyor olmak bunu daha da kötüleştirecek. Kafamda deli sorular, kısa bir sitem dolu bakış attıktan sonra, kendisine iyi bakmasını söyleyerek ayrıldım yanından.
Şimdi, çok istekli olmasam da, eski evime uğrama zamanı. Kyou olayının olduğu gün, bir kaç eşya almak için uğramıştım eve ama o gün kafam kaç trilyondu, ne siz sorun ne ben söyleyeyim. Daha çok kıyafet almıştım tabii ki, bir de aptal kızın dalga geçmek için getirdiği kurbağalı tabağı. Ama bugün, eşyasız bir eve taşınacağım için, ilk evime taşınırken aldığım ikinci el eşyalarımın bazılarını geri almam lazım. Mesela... Yatak gibi! Yerde mi yatacağım? Futon yataklar oldum olası sevmediğim bir şey, gerçi evimden bazayı götüremeyeceğim düşünülürse, sadece yatağı yere koymak zorunda kalınca bir nevi futon yatak oluşacaktı ancak, maaş gününe kadar idare edebilirim bazasız! Hem, yeni evi direkt boyayacağım da düşünülürse, ne kadar az mobilya, o kadar iyi, değil mi? Eve gidene kadar böyle böyle düşünerek kendimi bir şey almadan geri dönmeye ikna edecektim ki geldim lanet olası eve. Evet, sadece yatağı götürsem cidden iyi olacak.
Umut ettiğim gibi, ev kiralanmamıştı neyse ki! Umarım ev sahibi bu evde olanları, evi görmeye gelenlere anlatmıyordur. Kim ister banyosunda uyuşturucudan birinin öldüğü bir evi? Evin ne suçu var demeyin, insanlar oldukça salak, söz konusu Ishi insanı olunca, daha da bir salak oluyorlar. Neyse, eve yalnız girmemek için ev sahibinin de benimle girmesini rica ettim. Nasıl desem... Buraya tekrar girişimin oldukça kalp kırıcı olacağını düşünmüştüm her zaman. Tabii ki de "Ah, ön yargım geçmiş, ben bu eve geri taşınayım madem!" diyecek kadar şok edici olmadı, sadece, kötü bir burukluk yarattı diyeyim. Geçirdiğim vakti oldukça kısa tutarak yatağımı aldım, kağıt kalem gibi bir kaç ıvır zıvırı da sırt çantama sığdırabildiğim kadar aldıktan sonra, "kaçarak" tabir edilebilecek şekilde evden çıktım. Devriye vaktine kadar bir elimde yatakla mal mal dolaşsam insanlar ne der acaba? Pek iyi düşünceli şeyler değil sanırım. Peki umurumda mı? Ya da, hiç umurumda oldu mu?
Kısa süreli devriyemin vakti gelene kadar, boya malzemelerini de hallettikten sonra, daha çok park olmak üzere dışarıda takıldım. Çimenlerin üstüne koca yatağı atıp yayılmak oldukça zevkli, tavsiye ederim! Devriye vaktinde girişteki Chuunin'den izin isteyerek akademinin girişinde beklettim eşyalarımı. Devriye bitimi tam toplantı öncesine denk geliyor bu arada, bayağı bir gecikmeli de olsa katılabileceğim ama. Aslında işim biter bitmez yardırsam yetişirim ancak, hem Nishi'nin toplantıya inmiş olmasından dolayı katın boşluğundan faydalanarak eşyalarımı eve bırakmam, hem de üstümü değiştirmem lazım. Bu aralar Tanrı bana acıdı da biraz şansımı mı açmayı tercih etti bilmiyorum, her zaman bir itlik bir şerefsizlik çıkar devriyelerde ancak bugün çıkmadı! Sorunsuz geçen devriyelerin raporları da kısa olur, bütün işimi hallettikten sonra yardıra yardıra, müstakbel evime koşmaya başladım, sırtımda eşyalarımla!
Tahmin ettiğim gibi, herkes toplantıdaydı, o yüzden eve çıkıp eşyalarımı yerleştirirken önüme çıkan kimse olmadı. Yöneticinin dediğine göre bayağı bir shinobi yaşıyordu apartmanda, tabii ki de binalarında dolaşan birinin olduğunu hissetmişlerdir; bugün binalarına yeni birinin taşınacağını toplantıda öğrendilerse, siklememişlerdir. Kapının tam karşısına, oturma odasının ortasına yatağı ve eşyaları atıp, formaları çıkardım. Öğle yemeğinde giydiğim kıyafetleri giydim tekrar. Biraz dinlendikten sonra, toplantının yolunu tuttum!
"Altıncı daire? Ama altıncı daire perilidir!" "Nasıl perili?"
Oturacak koltuk aradım ancak yoktu. Vay anasını, şimdiden dışlandım mı lan? Olduğum yerde rahatsız rahatsız kıpırdanarak dikildim. Şu peri işi umarım sıkıntı yaratmaz, periler sinir bozucudur. Korkuturlar. Başka korkutucu ne var biliyor musunuz? Nishi'nin ifadesi. Şu an korkunç olduğundan demiyorum, zira hala bakamadım suratına, bakınca ya çok kötü şeyler görüp, korkarsam? Ya sabah ki üstüne çok düştüğüm teorim doğru çıkarsa? Cesaretimi toplayıp, insanları süzme bahanesiyle suratına baktım. Saf bir şaşkınlık. Bir şey söylemek mümkün değil, korkutmuyor ancak cesaretlendirmiyor da. Nötr. Diğer insanlar? Meraklılar! İsmime cismime, sırlara dedikodulara meraklı bir şekilde, bana bakıyorlar; klasik apartman ahalisi işte. Yöneticinin getirdiği sandalyeye oturup, meraklarını gidermeli.
"İşte.. Şey, Kiyo ben, Shiomiya Kiyo. Burada yaşayacağım artık, başka ne anlatayım, ne denir bilmiyorum ki?" "..." "Hah, on altı yaşındayım mesela, yedi ay sonra on yedi olacağım. Chuuninim." "Bir de şu karşıda oturan uzaylıya aşığım..." "Peri derken, peri meselesi falan, ne oluyor, Koizumi-san?" Ufaklı tefekli sorulardan oluşan bir yağmura tutuldum, herkesi sırayla cevaplamaya çalışırken, ki içlerinde en garibi sarı saçlı yarma gibi olan bir adamın protein desteği alıp almadığımla alakalı olan sorusuydu, yaşlı bir teyze, oldukça çirkin, konuşmaya başladı benimle, Nishi'yi göstererek. "Bak, bu var ya bu... Herkesle takıl bununla takılma! Seni kötü yola düşürür, kedi kesmeye zorlar!"
Ayağa kalkıp teyzenin üstüne yürüdüm, "Sen benim aşık olduğum adamla nasıl böyle konuşursun ulan! Senin hayatını bir sikerim, ölmek aklına gelir!" diye boğazına yapışıp, boğarak öldürdüm, ölüsüne de onlarca kez bıçak saplamayı ihmal etmedim. Bu arada belirtmeme gerek var mı, bunların olduğunu iç dünyamda olduğunu hayal ediyorum tabii ki de! Boş, oldukça boş bir ifadeyle, hala kanlı canlı bir şekilde oturmakta olan teyzenin suratına baktım. Sonra, dudağımın kenarını kıvırıp, gülümsedim. Aklıma şeytani fikirler geldiğinde, kuralların anasını ağlatmak istediğimde yaptığım bir gülümsemeydi bu ve Nishi görmüşse, bu teyzenin ve kedilerinin artık rahat edemeyeceğini anlamış olmalıydı. Oldukça yapmacık bir sesle konuşmaya başladım, ağzım kulaklarıma vara vara.
"İNANMIYORUM! TEYZE SENİN KEDİLERİN Mİ VAR?! Ben... Kedilere bayılırım!"Özellikle kuyruklarından tutup helikopter gibi çevirmeyi severim. "Bu arada, "Bu" kişi benim yıllardır görev arkadaşım olmakta."
Bunu dememle ufak bir uğultu başladı ancak Koizumi-san kurallardan ve işleyişten bahseden kısa bir konuşma yaptıktan sonra herkes yavaşça dağıldı. Nishi ile karşılıklı dairelerde oturduğumuz için, tabii ki de aynı kata çıktık fakat yanımızda teyze ve iki velet de geldiği için, konuşmadık. Neyse ki soru sormadılar, yani, izin veren ifadelerle bakıyor olsaydık eminim sorular gelirdi. Onun yerine, ben anahtarlarımı arama bahanesiyle kapımın önünde oyalanırken, hızlıca evlerine girip Nishi ile koridorda yalnız kalmama vesile oldular. Arkamı dönüp, adam tam anahtarı ile kapısını açmaya yeltenirken "PST!" diye seslendim.
"Pek bir şey yok içeride henüz ama, görmek ister misin perili evimi? Hem pasta da var!"
Künye İsim Shiomiya Kiyo Yaş16 CinsiyetErkek Element Suiton SeviyeC-Rank RütbeChuunin Alım Gücü2 -FAKİİİİİİİİEEERRRR!!/2 Kullanılabilir GP 32
Eksiklikler/Özürler Yok
Ekipman Matara, "Gama" (蜍) İçerisinde 3 suiton tekniğine yetecek su barındıran, sağlam sızdımaz matara. Ağırmış az. Geyikotu Özü, 50gr. Ufak çiziklere ve yanıklara iyi gelir. Koku Bombası (屁), İkili paket Bazı genjutsu tekniklerinden kurtulmak için özel olarak üretilen bu bombalar, haliyle ileri seviye teknikleri kıramazlar.
Suiton Jousui Ninja gerekli el mühürlerini yaptıktan sonra ellerini kirli bir su birikintisine değdirir. Elini kaldırdığı anda, su birikintisinden arıtılmış ve tamamen içilebilir bir su kütlesi, iki el ile tutulabilecek bir küre şeklinde kullanıcının elinde oluşur. Daha sonra teknik bozulmadan bu su bir matara veya kaba aktarılır. Bilinen tüm hastalık ve zehirler sudan bu yöntem ile ayrılabilir. Suiben Ninja oldukça kısa olan el mühürleri serisini Ushi mühründe bitirir. Mühürleri tamamlamasının ardından kullanıcı elini bir su kütlesinin içine sokar ve ardından suyun içinde avucunu yumruk haline getirecek şekilde sıkarak çeker. Bu sayede kullanıcı suyun içinden uzunluğu, kalınlığı, sağlamlığı chakrası ile oranlı olan bir kırbaç çıkarır. Bu kırbaç her ne kadar sudan oluşmuş olsa da hemen hemen katı bir cisim özelliği gösterir. Bu sayede hedefe fiziksel zarar verebileceği gibi onları bağlama gibi işlerde de bu kırbacı kullanabilir. Kizame no Jutsu Ninja el mühürlerini tamamladıktan sonra bir su kütlesine odaklanır. Odaklandığı su kütlesinden kabaca bir köpekbalığının başına benzer bir şey çıkar ve rakibi yakalamaya çalışır. Bir şekilde rakibi herhangi bir yerinden yakalarsa bırakmaz ve o su kütlesinin olduğu yerde tutar. Teknikten kurtulmak için aktif olarak köpekbalığı kütlesine zarar verip somutluğunu bozmak gerekir.Tekniğin ardından kullanılan su kütlesi kaybolur. Köpekbalığının ısırdığı yerler hasar alır. Niji no Jutsu Ninja el mühürlerini tamamladıktan sonra yere büyük miktarlarda su kusmaya başlar. Bu su, toprak tarafından zor emilir ve ninja tarafından diğer suiton teknikleri için kullanılmaya uygundur. Kullanıcı istediği kadar su kusabilir, ancak ne kadar çok su çıkarmaya çalışırsa o kadar çok süre geçer. Ortalama bir shinobi, 5 saniyede, bir kaç suiton tekniği için gerekli suyu ortama boşaltmış olur. Tekniğin bir diğer formu olarak da, kullanıcı ağzından hemen hemen bir gülle boyutunda bir su kütlesi fırlatır. Bu su kütlesi çarptığı duvar benzeri dikey yüzeylerde kalır ve kullanıcının diğer teknikleri için zemin oluşturur. Rakibe fırlatılırsa herhangi bir etki yaratmaz. Suijinheki Ninja kısa olan el mühürleri serisini Tora mühründe sonlandırır ve derin bir nefes alır. Bu aldığı nefesi hızla dışarıya veren kullanıcı yüksekliğini ve genişliğini harcadığı chakra ile oranlı olacak şekilde su kütlesi püskürtür. Bu su kütlesi özellikle defansif anlamda kullanıcı birçok ataktan koruyabilecek bir yapıya sahiptir. Kullanıcı etrafında su kütlesi olması halinde, bu su kütlesini kullanarak da adeta bir bariyer oluşturabilir. Bariyerin şekli tamamen kullanıcının kullanacağı chakra miktarı ve suyun yapısının el verdiği ölçüde her halde olabilecek niteliktedir. Takonagi no Jutsu Ninja ortalama bir el mührü dizisinin ardından ortamdaki suyu vücuduna çekmeye başlar. Su, kullanıcının sırtında 4 tane ahtapot kolu oluşturacak şekilde birikir. Bu kollar sert ve hızlıdır, kullanıcıya yakın dövüşte yardımcı olurlar. Çeşitli silahları tutabilir ve fırlatabilirler. Kullanıcı etrafında bir kalkan görevi görebilirler ve gelen saldırılara karşı tepki verebilirler. Eğer bir kol ağır hasar alırsa suya geri dönüşür, kolu tekrar yaratmak için ekstra chakra harcamak gerekir. Açık kaldığı sürece chakra yer. Tekniğin ardından kullanılan su kütlesi kaybolur. Bousen no Jutsu Kullanıcı kısa sayılabilecek bir el mühürü dizisinin ardından ağzından çok ince bir su kütlesi püskürtür. Bu kütle, aşırı derecede delici ve kesicidir. Kullanıcı tekniği istediği kadar açık tutabilir. Teknik 15 metreye kadar delici ve kesici özelliğini korur, daha uzak mesafelerde ise etkisini yavaş yavaş kaybeder. Teknik açık kaldığı sürece chakra yer. Ninpou Kuchiyose no Jutsu - Henüz hazır değil. Jinteki Mayu no Jutsu Kullanıcı kısa bir el mührü dizisinin ardından yatar pozisyona geçer ve tekniği aktifleştirir. Teknik, kişiyi siyah bir ipeksi doku ile sarar. Tamamen sarılan kullanıcı, içeriden dışarıyı görebilir, ancak dışarıdan içerisi görünmez. Kullanıcı dinlenmek veya uyumak için bu tekniği kullanabilir. Doku, yağmur suyunu geçirmez. Kullanıcı istediği zaman Kai mührü ile tekniği bozabilir, bu dokunun yokolmasına ve kullanıcının içinden çıkmasını sağlar. Doubutsuhen no Jutsu Kullanıcı ortalama bir el mührü dizisinin ardından yakındaki bir hayvan ile göz teması sağlar, ardından o hayvan ile konuşabilir hale gelir. Her bir hayvanın kendi kişiliği vardır ve kullanıcıya itaat etmek veya sordukları sorulara cevap vermek zorunda değildirler. Teknik 5 dakika kadar aktif kalır, ardından kullanıcıya uyguladığı stres yüzünden 15 dakika kadar tekrar kullanılamaz. Göz teması kurulan dışındaki başka bir hayvan ile konuşulamaz.
Shinshouki Stili, C-Rank Bu seviyede kullanıcı temel akrobasi bilgilerini öğrenir ve akrobatik hamleler yapabilmeye başlar. Bu hamleleri momentum kontrolü ile birleştirdiğinde çok büyük efor gerektiren akrobatik hamleleri çok az bir kayıpla uygular. Kullanıcının zıplayarak veya çevresel yükseklik farkını kullanarak yaptığı hamleler daha etkili ve daha az yorucu olur. Shinshouki Tekniği, Kage Buyou, C-Rank Kullanıcı, rakibi havaya fırlatmak için akrobatik bir tekme hamlesi kullanır. Bu özel hamle ile rakip 3 veya 4 metreye kadar havaya gönderilebilir. Ardından rakip kendi akrobatik yeteneğini kullanarak havaya zıplar ve havada rakibin hemen altında konuşlanır. Teknik burada son bulur, ancak kullanıcı bu noktadan sonra diğer Shinshouki Taijutsu tekniklerini kullanabilir veya havadaki korumasız rakibine beklemediği bir yerden saldırı yapabilir.
Sürpriz. İşte ben buna sürpriz derim. Şaşkın bir şekilde Kiyo'ya bakıp olayı anlamlandırmaya çalışıyordum. 6. dairenin yeni kiracısı? Karşı dairem. Nasıl yani karşı daireme mi taşınacakmış? Peki ya tuttuğu oda? Ordan ayrıldı mı? Soracağım o kadar sorum var ki, mal gibi bakmakla yetiniyorum. Ayakta etrafa şirinlik saçarak bir süre durdu. Sonra da uslu uslu sandalyeye oturdu. Hala büyülenmiş gibi ona bakıyordum. O kendini tanıtırken yanımda oturan tarih hocası dirseği ile dürttü beni. Yüzünde pis bir sırıtışla "Biraz büyük olsa tam benim tipim." diyerek düşüncelerini belirtti. Kiyo böyle bir durumda ne derdi kendisine? Hah, gavat. Evet gavat gibi "Hıı, ok." cevabını verip kadının Kiyo'ya yiyecek gibi bakmasına izin verdim. Normalde kafasını götüne soktuğum ilizyonlar göstermeliydim.
Kiyo'nun karşı apartmana taşınması demek, sürekli birbirimizi görmemiz demek. Peki bundan memnun muyum? EVET! Neden olmayayım? Sürekli yanımda olacak ve artık her apartman toplantısında güvenlik konusunu irdelemem gerekmeyecek. Fakat kötü yönleri de var. İlk olarak bu yaşlı cadının sürekli gözü üstümüzde olacağı için rahat rahat birbirimize gidip gelebilir miyiz bilmiyorum. Eminim ki gece bende kalsa fark eder. Üstelik sürekli benimle dolaşması durumunda tüm apartman üstüne çullanıp ona kötü huylarımı, hakkımdaki mitlerini falan anlatacaklardır. Yakışıklı, sevimli ve masum bu çocuğu benim gibi bir sorunludan kurtarmak isteyeceklerdir. Neden insanlar bu kadar millete karışır anlamam. Hepsinin ağzına sıçasım var.
Kiyo kendini tanıtırken gözlerimi kaçırmadan davranışlarını izliyordum. 16 yaşında olduğunu, yedi ay sonra 17 olacağını söyledi. Şöyle kafamda yaptığım hesaplara göre mart ayına denk geliyor. Benim de doğum günüm kasımda. Az kalmış baksana. Sonra da perili ev muhabbeti döndü. Kiyo yöneticiye sormuş olsa da bizim Hyosuke atladı lafa. Kiyo'ya kocaman gözlerle ve hayranlıkla bakıyordu. Sesine biraz gizemli bir hava verip başladı hikayeyi anlatmaya. "Bina ilk yapıldığında 6. dairede bir shinobi oturuyormuş. Deli bir genjutsucuymuş. Aynı Shiki-san gibi." herkes dönüp bana bakınca sinirli bir şekilde kafamı çevirdim. Deli genjutsucuya çıkmış adımız baksana. "Bu adam bir gün bir kıza aşık olmuş. Kız da karşılık vermiş bu sevgisine ama kızın tek istediği onunla oynamakmış. Deli genjutsucu kızı o kadar seviyormuş ki kendisi hakkında düşündüklerini görmek istemiş kızın. Genjutsu ile kızın beynine girdiğinde kahrolmuş. Sevdiği kadının ona böyle yapmasını kaldıramamış ve onu kendisine aşık olması için çok kuvvetli bir teknik uygulamış. Bu teknik o kadar kuvvetliymiş ki, kız aşkından delirmiş. Adamı herkesten, her şeyden kıskanır olmuş. Sonra da bu tür bir kıskançlık nöbetinde, onu öldürmüş. Deli genjutsucunun ruhunun hala o dairede olduğu söylenir. Şuana kadar en fazla 2 ay kadar kalabildiler." "Hyosuke! Korkutmasana adamı. Pişman olacak şimdi tuttuğuna." dedi Raku kardeşini dürterek. Kiyo'nun içine düşecekmiş gibi baktığı da dikkatimden kaçmadı. "Hayır! Kiyo-senpai oldukça cesur biri gibi gözüküyor!" diye itiraz etti Hyosuke de. Vay be, apartmandakiler Kiyo'yu baya bir sevdi.
Apartman toplantısı devamında Kiyo'ya yönetilen bolca soru ile devam etti. Otu boku sordular. Sevgilisi var mı diye bile sordular. Var dediğinde Raku'nun "Umarım ölür." diye fısıldadığını duydum. Seni öyle bir sikerim ki, öbür gün kapıma gelip tabaklarımı geri ver dersin Raku. Neyse. Toplantının geri kalanını dinlemek yerine oturduğum koltuğun kenarına koydum dirseğimi, yanağımı tutarak Kiyo'yu izledim. Zaten konu benden uzaklaştığı için kimse de dikkat etmedi. Bir ara yaşlı karı bana laf atmaya çalıştı ama Kiyo bağırarak tekrar kendine çekti dikkatleri. Görev arkadaşı olduğumuzu söylediğinde de zaten tüm apartman coştu.
Toplantı bitince oldukça yavaş bir şekilde dışarı çıktık. Yoshitoshi'ye "İyi geceler." dedim sessiz bir biçimde. O da sırtıma vurdu gülümseyerek. Abim ile benzeşiyorlar ama herhalde abim Yoshitoshi'nin yanında biraz daha çocuk kalır. Dışarı çıkınca Mutsuko-sensei aşırı yakınlığını göstererek gelip yanağımdan öptü. Göz kırparak "İyi uykular Nishi-kun." dedikten sonra kıkırdayarak uzaklaştı. O böyle yapınca ne yapacağımı şaşırıp Kiyo bunu gördü mü diye bakmak zorunda kaldım. Ulan tam da şaka yapacak zamanı buldu pislik karı. Şimdi şöyle bir anlatmam gerekiyor bu durumu. Mutsuko-sensei herhalde apartmandaki en iyi anlaştığım kişidir. Nedeni de Kiyo gibi fazla düşünmeden, kimseyi umursamadan davranmasıdır herhalde. Kadına ilk başlarda pislik gibi davransam da, bir gün sevgilisini dövüp kahraman olmuştum gözünde. O gün oturup bayağı bir sohbet etmiştik. Normalde insanlara karışmam ama herhalde o gün karışasım gelmiş. İşte o zamandan beri böyle hareketler yapıyor rahatsız gibi. Yani tamam yapsın, aramızda espri falan da, Kiyo var etrafta lan.
İşte biz yukarı çıktık 5 kişi. Kardeşler eve girerken hala Kiyo'ya hayran hayran bakıyorlardı. Ben de cebimden anahtarımı çıkaracaktım ki, yaşlı cadı kendinden beklenmeyecek bir şekilde zıplayıp yakamı tuttu. Tişört yırtılmasın diye eğilmek zorunda kaldım. "Bu gün de kurtulmuş olabilirsin ama bay kuyruk ve bayan yumuşun hatırına seni bu binadan attıracağım." dedi gözlerinden nefret saçarak. Yakamı bırakıp kapısına kadar gitti. Arasını dönüp gözüm üstünde işareti yaparken gülümsedim. "Elinden geleni ardına koyma yaşlı cadı." Sözümü bitirdiğim anda bir tükürük uçtu üstüme. Yana çekilerek kaçtım. Kapısı da büyük bir sesle kapandı.
Anahtarımı çıkarmış kapıya takıyordum ki arkamdan Kiyo seslendi. Zaten ben de bunu bekliyordum. Karşı dairemi kiralamış, hiç bir şey söylemeden evlere dağılacak değiliz herhalde. Evini görmek istemediğimi ve pasta olduğunu söylediğinde kaşlarımı kaldırdım hafiften. "Hmm... Madem pasta var." diyerek çıkardım anahtarı kapıdan. Sonra da dönüp Kiyo'nun dairesine ilerledim. Şuan emin olduğum bir şey varsa, o da yaşlı cadı ve kezban Raku'nun bizi izlediği durumudur. Kapılarının deliklerinden bakıyorlardır kesinlikle. Bu yüzden Kiyo'nun dairesine girdikten sonra kapıdan bir elimle cadının, diğer elimle de kezbanın dairesine doğru el hareketi çektim. Öyle geçtim içeri. Daire de beklediğim gibi bir bok yoktu. Ortaya atılmış bir yatak (bazasız), bir sürü boya kutusu, çeşitli bok püsür, dağ gibi yıkılmış elbiseler ve tabi ki daire ile birlikte gelen mutfak eşyaları. "Oldukça güzel döşenmiş. Tarzını yansıtmışsın." diye dalga geçtikten sonra gidip duvarın tekine sırtımı yaslayıp ellerimi önümde bağladım. "Hoş bir sürpriz gerçekten. Komşu fantezisi, heyecan verici olabilir." Öh, bu gün mal mal imalar yapıyorum. Azdım sanırım ben.
Anahtarlarımı yığına doğru fırlatarak, dosdoğru mutfak tezgahına ilerleyip pastayı hazırlamaya başladım. Devriyeden çıkarken almayı ihmal etmediğim, bol çikolatalı ufak bir pasta. Dört dilim çıkar sanırım; üç dilim bana, bir dilim Nishi'ye! Kutusunu dikkatlice açtığım pastayı dilimleyerek, pastanenin verdiği plastik tabaklara paylaştırdım. Plastik tabak aşırı iğrenç bir şey biliyorum, tek elle tutamıyorsun, sallanıyor falan. Ama maalesef ben de iki tane tabak var, biri benim, biri... Kyou'nun. O da kurbağa desenli işte ve pasta için fazla derinler. Birer dilim koydum şimdilik, ikisi kutuda; benim tarafımdan daha sonra yenmek için bekliyor olacaklar. Hazırladığım tabakları henüz tezgahtan ayırmamıştım ki, hoş bir süpriz yapmış olduğumu söyledi, ve ekledi: KOMŞU FANTEZİSİ! İyi ki bunu elimde lımbır lımbır sallanan plastik tabaklar varken söylemedi, yazık olurdu güzelim pastaya.
Tamam, ikimiz de genciz, delikanlıyız, kanı kaynayan iki sevgiliyiz ama bu bugün ikinci oluyor ve bana garip geliyor. Sen bir ay boyunca her türlü temastan kaç, hatta abartıp salonda yat, sonra birden bire ard arda cinsel imalarda bulun, olacak şey mi bu? Üç günlük Asakura görevim bana yaradı ve aşırı derecede çekici bir hale geldim de benim mi haberim yok? Biraz kendine getirmeli bu çocuğu... Tezgahtan ayrılarak yanına ilerledim, önünde durarak, yaslandığı duvara bir elimi yasladım. Diğer elimin işaret parmağıyla, karnından başlayıp "pıt pıt" dokunarak boynuna ilerledim, her dokunuşumda bir kelime: "Komşu.. Fantezisi... Hakkında... Bilgilisin... Sanırım." Tam boynunda durdum, çok acıtmayacak şekilde cimcikleyip kendimi uzaklaştırdım. "Görmedim zannetme. O kısa saçlı hatun artık öldürülecekler listemde." Hışımla arkamı dönüp tezgaha ilerledim.
Pasta tabağını uzatırken demin ki tribimden eser olmayan bir şekilde gülümsedim. Ben böyleyim, bir duyguda öyle çok uzun kalamam, çok derin mevzular olmadığı sürece. Nasıl derler? Sanırım, su gibiyim. "Süprizi beğenmene nasıl sevindim anlatamam. Bu ağırdan alma işini batırdığımı ve buraya taşınmamın bardağı taşıran damla olacağını bile düşündüm. Neyse ki korkum yersiz çıktı!" Dedim oldukça neşeli bir sesle, bağdaş kurup yatağımın kenarına otururken. "Her kutuda farklı bir renk boya var. Yönetici abartıp çük falan çizmediğim sürece istediğim gibi boyayabileceğimi söyledi. Burayı güzel ve neşeli bir ev yapmak için uğraşacağım sanırım. O eski ev, neydi öyle? Güneş bile almıyordu. Bakayım... Bugün pazartesi, değil mi? Çarşambaya kadar mesaim yok, yarın bütün gün evin boyasıyla, çamaşırların yıkanmasıyla falan uğraşırım. Akşama doğru da canım çıkmamış olursa, görevden gelen paramla alışveriş yapabilirim. Yönetici bayağı anlayışlıymış bu arada, maaşımı alana kadar ilk kirayı bekletebileceğini söyledi. Tabi shinobi adam, anlıyor halden." Derin bir iç çektim, çok hızlı konuşmuş olmaktan bu nefese ihtiyacım vardı. "Buradan da kovulmamak için elimden geleni yapacağım."
Haydaaaaaa!
Bunu neden söyledim şimdi? İlla bir şeyleri ağzımdan kaçırmak, pot kırmak zorunda mıyım ben? Hani söylemeyecektim kovulduğumu? Ani bir panik dalgası beni sararken alnımın terlediğini hissettim. Gülmeye ve konuşmaya zorladım kendimi ama gülümsemem de panik doluydu, ayrıca kekeliyordum. "Y-Y-Yani han-hani bi-biraz a-arızalıyı-yım y-ya... K-Kovarlar b-belki?" Yedi mi? Bence yemedi, bana yakışmayacak derecede çabuk da olsa, pes ettim. Karşımda sonuçta sevgilim var, uzatmanın alemi var mı? Maalesef yok. "Pofffff..."
"Saklamak, yalan söylemek sayılmaz değil mi Nishi? Evet kovuldum koduğumun evinden. Ama bu demek değil ki kovulmasaydım bile, burayı gördüğümde anında oradan çıkıp buraya gelmeyeceğim. Kim yaşar o evde tanrı aşkına, yine buraya, senin yanına gelirdim. Söylemek istemedim sana. Biliyorum, mahcup duruma düşmüyorum senin açından da, ben mahcup hissetmemi engelleyemiyorum ki. Sana gelip kovulduğumu söylemek, daha da işe yaramaz hissettirecekti beni, anlıyor musun? Bu, bu aralar en son istediğim şey. Sanırım, gurur meselesi diyebiliriz..."
Duygu sömürüsü mü yapıyorum? Karşımdaki başkası olsa, rahatlıkla evet diyebilirim ama; hayır. İçimden gelen, en saf cümlelerim bunlar. Kulağa hoş gelse de, kötü bir yanları var: Düşünülmeden söylenmek. İçimden geldiği gibi davranmak çoğu zaman işe yarar ama bazı durumlarda battıkça batmama da sebep olabiliyor. Bu yüzden Nishi ne tepki verecek açıklamama, bilmiyorum. Ben, vur-kır'dan başka bir şey bilmeyen bir velet olarak görmemesini istiyorum sadece.
"Buradan kovulmayacağım ama. Burayı güzel bir ev haline getireceğim, evet. Çaba gösterip insanlara kabul ettireceğim kendimi. Teyze ile o kıvrak kevaşe hariç." "..." "İkimiz için yapacağım bunu."
Künye İsim Shiomiya Kiyo Yaş16 CinsiyetErkek Element Suiton SeviyeC-Rank RütbeChuunin Alım Gücü2 -FAKİİİİİİİİEEERRRR!!/2 Kullanılabilir GP 32
Eksiklikler/Özürler Yok
Ekipman Matara, "Gama" (蜍) İçerisinde 3 suiton tekniğine yetecek su barındıran, sağlam sızdımaz matara. Ağırmış az. Geyikotu Özü, 50gr. Ufak çiziklere ve yanıklara iyi gelir. Koku Bombası (屁), İkili paket Bazı genjutsu tekniklerinden kurtulmak için özel olarak üretilen bu bombalar, haliyle ileri seviye teknikleri kıramazlar.
Suiton Jousui Ninja gerekli el mühürlerini yaptıktan sonra ellerini kirli bir su birikintisine değdirir. Elini kaldırdığı anda, su birikintisinden arıtılmış ve tamamen içilebilir bir su kütlesi, iki el ile tutulabilecek bir küre şeklinde kullanıcının elinde oluşur. Daha sonra teknik bozulmadan bu su bir matara veya kaba aktarılır. Bilinen tüm hastalık ve zehirler sudan bu yöntem ile ayrılabilir. Suiben Ninja oldukça kısa olan el mühürleri serisini Ushi mühründe bitirir. Mühürleri tamamlamasının ardından kullanıcı elini bir su kütlesinin içine sokar ve ardından suyun içinde avucunu yumruk haline getirecek şekilde sıkarak çeker. Bu sayede kullanıcı suyun içinden uzunluğu, kalınlığı, sağlamlığı chakrası ile oranlı olan bir kırbaç çıkarır. Bu kırbaç her ne kadar sudan oluşmuş olsa da hemen hemen katı bir cisim özelliği gösterir. Bu sayede hedefe fiziksel zarar verebileceği gibi onları bağlama gibi işlerde de bu kırbacı kullanabilir. Kizame no Jutsu Ninja el mühürlerini tamamladıktan sonra bir su kütlesine odaklanır. Odaklandığı su kütlesinden kabaca bir köpekbalığının başına benzer bir şey çıkar ve rakibi yakalamaya çalışır. Bir şekilde rakibi herhangi bir yerinden yakalarsa bırakmaz ve o su kütlesinin olduğu yerde tutar. Teknikten kurtulmak için aktif olarak köpekbalığı kütlesine zarar verip somutluğunu bozmak gerekir.Tekniğin ardından kullanılan su kütlesi kaybolur. Köpekbalığının ısırdığı yerler hasar alır. Niji no Jutsu Ninja el mühürlerini tamamladıktan sonra yere büyük miktarlarda su kusmaya başlar. Bu su, toprak tarafından zor emilir ve ninja tarafından diğer suiton teknikleri için kullanılmaya uygundur. Kullanıcı istediği kadar su kusabilir, ancak ne kadar çok su çıkarmaya çalışırsa o kadar çok süre geçer. Ortalama bir shinobi, 5 saniyede, bir kaç suiton tekniği için gerekli suyu ortama boşaltmış olur. Tekniğin bir diğer formu olarak da, kullanıcı ağzından hemen hemen bir gülle boyutunda bir su kütlesi fırlatır. Bu su kütlesi çarptığı duvar benzeri dikey yüzeylerde kalır ve kullanıcının diğer teknikleri için zemin oluşturur. Rakibe fırlatılırsa herhangi bir etki yaratmaz. Suijinheki Ninja kısa olan el mühürleri serisini Tora mühründe sonlandırır ve derin bir nefes alır. Bu aldığı nefesi hızla dışarıya veren kullanıcı yüksekliğini ve genişliğini harcadığı chakra ile oranlı olacak şekilde su kütlesi püskürtür. Bu su kütlesi özellikle defansif anlamda kullanıcı birçok ataktan koruyabilecek bir yapıya sahiptir. Kullanıcı etrafında su kütlesi olması halinde, bu su kütlesini kullanarak da adeta bir bariyer oluşturabilir. Bariyerin şekli tamamen kullanıcının kullanacağı chakra miktarı ve suyun yapısının el verdiği ölçüde her halde olabilecek niteliktedir. Takonagi no Jutsu Ninja ortalama bir el mührü dizisinin ardından ortamdaki suyu vücuduna çekmeye başlar. Su, kullanıcının sırtında 4 tane ahtapot kolu oluşturacak şekilde birikir. Bu kollar sert ve hızlıdır, kullanıcıya yakın dövüşte yardımcı olurlar. Çeşitli silahları tutabilir ve fırlatabilirler. Kullanıcı etrafında bir kalkan görevi görebilirler ve gelen saldırılara karşı tepki verebilirler. Eğer bir kol ağır hasar alırsa suya geri dönüşür, kolu tekrar yaratmak için ekstra chakra harcamak gerekir. Açık kaldığı sürece chakra yer. Tekniğin ardından kullanılan su kütlesi kaybolur. Bousen no Jutsu Kullanıcı kısa sayılabilecek bir el mühürü dizisinin ardından ağzından çok ince bir su kütlesi püskürtür. Bu kütle, aşırı derecede delici ve kesicidir. Kullanıcı tekniği istediği kadar açık tutabilir. Teknik 15 metreye kadar delici ve kesici özelliğini korur, daha uzak mesafelerde ise etkisini yavaş yavaş kaybeder. Teknik açık kaldığı sürece chakra yer. Ninpou Kuchiyose no Jutsu - Henüz hazır değil. Jinteki Mayu no Jutsu Kullanıcı kısa bir el mührü dizisinin ardından yatar pozisyona geçer ve tekniği aktifleştirir. Teknik, kişiyi siyah bir ipeksi doku ile sarar. Tamamen sarılan kullanıcı, içeriden dışarıyı görebilir, ancak dışarıdan içerisi görünmez. Kullanıcı dinlenmek veya uyumak için bu tekniği kullanabilir. Doku, yağmur suyunu geçirmez. Kullanıcı istediği zaman Kai mührü ile tekniği bozabilir, bu dokunun yokolmasına ve kullanıcının içinden çıkmasını sağlar. Doubutsuhen no Jutsu Kullanıcı ortalama bir el mührü dizisinin ardından yakındaki bir hayvan ile göz teması sağlar, ardından o hayvan ile konuşabilir hale gelir. Her bir hayvanın kendi kişiliği vardır ve kullanıcıya itaat etmek veya sordukları sorulara cevap vermek zorunda değildirler. Teknik 5 dakika kadar aktif kalır, ardından kullanıcıya uyguladığı stres yüzünden 15 dakika kadar tekrar kullanılamaz. Göz teması kurulan dışındaki başka bir hayvan ile konuşulamaz.
Shinshouki Stili, C-Rank Bu seviyede kullanıcı temel akrobasi bilgilerini öğrenir ve akrobatik hamleler yapabilmeye başlar. Bu hamleleri momentum kontrolü ile birleştirdiğinde çok büyük efor gerektiren akrobatik hamleleri çok az bir kayıpla uygular. Kullanıcının zıplayarak veya çevresel yükseklik farkını kullanarak yaptığı hamleler daha etkili ve daha az yorucu olur. Shinshouki Tekniği, Kage Buyou, C-Rank Kullanıcı, rakibi havaya fırlatmak için akrobatik bir tekme hamlesi kullanır. Bu özel hamle ile rakip 3 veya 4 metreye kadar havaya gönderilebilir. Ardından rakip kendi akrobatik yeteneğini kullanarak havaya zıplar ve havada rakibin hemen altında konuşlanır. Teknik burada son bulur, ancak kullanıcı bu noktadan sonra diğer Shinshouki Taijutsu tekniklerini kullanabilir veya havadaki korumasız rakibine beklemediği bir yerden saldırı yapabilir.
Tüm gün somurtmuş, arada bir sinsi sinsi sırıtmıştım. Şimdi ise içten bir şekilde gülüyordum. Kiyo ile karşı dairelerde olma düşüncesi gerçekten güzel. Hatta, aynı evde kalmaktan daha iyi benim için. Öpüşüp koklaştıktan sonra aynı yerde kalıp rahatsız durumlara düşmeme gerek kalmaz. Evet, öyle durumlarda utanıp kaçma isteğim oluyor. Kendi daireme kaçabilirim yani, ya da onu evden karşı daireye şutlayabilirim. Çok iyi çok! Kiyo yanıma gelirken hala yüzüne bakıp sırıtıyordum. Parmağını karnıma koydu ve vücudumda yürütmeye başladı. Yukarı doğru. Ben aşağı doğru yürütmesi taraftarıyım ama neyse. Komşu fantezisi hakkında bilgili miyim? Ne?! Mutsuko-sensei! Ulan, herifin gözünden kaçmamış tabi ki. Şaşkın şaşkın,"Göründüğü gibi olmadığını biliyorsun..." dedim ama utancımdan kısık çıkmıştı sesim. Aldatan her erkeğin kurduğu bir cümle, ama gerçekten göründüğü gibi değil! Belki yavşadığım diğer erkeklere dese tamam, ama Mutsuko-sensei cidden çok ayrı kategori.
Konuyu değiştirip daireye taşınmaya getirdiği için rahat bir nefes aldım. Vay be, hoşuma gitmeyeceğini düşünmüş. Demek ki onun da benimle ilgili çekinmeleri var. Gerçekten duygularımı gösterip, dile getirememem ikimizin arasında uçurum yapıyor ama nedense şuan kendimi çok rahat hissediyorum. Üstelik sarhoş da değilim. Ne demek bu şimdi? Tabaktaki pastayı kaşıklayıp ağzıma attım. Kaşığı ağzımdan çıkarmadan gidip Kiyo'nun yanına, yatağa oturdum. Öğle yemeğindeki salataya gösterdiğim muameleyi pasta dilimine de göstereceğim anlayacağınız. Kiyo etrafın boyasından bahsederken ben de dalmış gitmişim yüzüne. Yüzündeki yara biraz rahatsız etse de böyle mutlu bir şekilde, hızlı hızlı konuşmasını görmeyeli 1-2 hafta oldu. Tekrar eski mutluluğuna kavuştuğu için sapık gibi izliyorum çocuğun yüzünü. Öpsem mi acaba? Lafı ağzına tıkmak olmaz. Sözünü bitirsin, sonra öperim derken öyle bir cümle kurdu ki, diğer evden kovulduğunu anladım. Gözlerim şaşkınlığımı göstererek açılırken, kaşlarım da kızgın bir şekilde çatıldı. Ne demek kovuldum? Neden bunu söylememiş ki?
Normalde bu dilim pastayı bitirebilirim diye düşünüyordum ama dediğinden sonra tabağı yere, biraz öteye koydum. Saklamak yalan söylemek sayılmaz mı? Sayılmaz evet, ama birbirimizden bir şeyleri saklayıp durursak ilişkimiz ilerlemez. Üstelik bu gerçekten önemli bir şey. Benim karşımda mahcup olmasını istemiyorum ama bunu değiştirmek için elimden bir şey gelmiyor. Sürekli kendimi engelliyorum. Ne gururu allaşkına? Beni çıplak, tamamen seks düşünür bir şekilde görmüş adamsın. Gurur mu kalmış sorabilir miyim? Bana sorarsanız, o sarhoşken içinde olduğum durum en utanç verici durum. Hormonlar dışında bir şey düşünemeyen, hayvan gibi bir şey. Alkol olmadan sevişirken, öyle kontrolü kaybetmiş bir insan değilim. O an cidden çok kötü bir durumdur bundan eminim işte. Belki Kiyo'nun ne hissettiğini düşünmemiş bile olabilirim. Düşündükçe kendimden utanıyorum. Bu olayın yanında evden atılan bir Kiyo kesinlikle rezil bir durum değil. Ellerimle gözlerimi kapatıp kendimi yatağa atarak uzandım. Buradan kovulmayacağını, insanlara kendini sevdireceğini söylüyordu. "Ne zaman kovuldun?" diye sordum durgun bir sesle. Böyle bir soru beklemiyordu sanırım. Ellerimi gözlerimden çekip önümde birleştirdim tekrar. "Ne zamandır kovulduğunu saklıyorsun, onu soruyorum." diyerek açtım sorumu. Aldığım cevap tabi ki beni daha da mutsuz etti. Keşke sormasaydım.
"Madem yarın işin yok, bu gün geç yatabilirsin." diyerek doğruldum yatakta. Buyurunuz efendim, size bağ kuvvetlendirme gecesi. Daha önce bir kere yaptım o yüzden rahatım artık. Üstelik içmeme de gerek yok, çünkü karşımdaki Kiyo. "İkimiz için bir şeyler mi yapıyoruz, o zaman bu geceden başlayalım." dedikten sonra aldım yerdeki pastayı ve ağzıma bir kaşık daha attım. Çikolatanın verdiği güç ile Kiyo'ya "Birbirimize merak ettiğimiz şeyleri soracağız. Kişisel olacak. Bu şekilde birbirimizi ciddi manada tanımış olacağız. Utanmak yok, yalan da yok. Söz ver bana." Kiyo söz verdikten sonra bir elimi kaldırıp ben de "Söz veriyorum." diyecektim. Evet, bu şekilde hem birbirimizi tanımış oluruz. Hem de aramızda sır kalmaz. Çünkü gerçekten bir şeyler saklamaktan bıktım. Sorarsa tüm şu hissettiğim eşcinsel duygularımı bile açıklayabilirim. "İlk soru hakkını sana tanıyorum. Başla."
"B-beş gün önce... Bayağı kavga ederek hem de. Aslında başta avantaj bendeydi de sonra bir baktım bir güzel pataklanmış halde sokaktayım. Rezil bir durum işte."
Gereğinden fazla mı açıklama yaptım? Sanırım bu detayları ona borçluyum. Elleri gözlerinde, yatağımda sırt üstü uzanmakta olan adama baktım. Al işte, rezil oldum! Şimdi kalkıp söve söve evden gidecek eminim. Şimdi gidecek. Kesin gidecek. Hala kalkmadı ama gider yani eminim. Gitmiyor? Gitmeyecek sanırım. Vay be!
Gitmemesinden cesaret alıp yanına uzanmıştım ki, aniden kalkınca korkup geri kalktım. Oldukça ilginç bir görüntüm oldu, sanki ellerim yanda mekik çekiyor gibi, tabi suratımda korkmuş bir ifade ile. Yarın izinli olduğum için geç yatabileceğimi söyledi. Eh, sanırım uyuyamayacağım bariz belli değil mi? Bu geceyi birbirimizi daha çok tanımaya ve ilişkimiz için bir şeyler yapmaya adamaktan bahsediyordu. Nishi'nin, malum gecenin sabahı ilişkimizi zor da olsa kabul etmesinden beri çaba gösterdiğini zaten biliyorum ancak bunu ondan sesli bir şekilde duymak beni gaza getirdi. Havanın yavaştan kararmaya başlamasıyla düşen sıcaklık beni bu gazla etkilemez artık. "Dürüst olacağıma emin olabilirsin. Saklamak konusunda da... Evet, söz veriyorum. Bir de, özür dilerim..." Diyerek havaya kaldırdığı elini tuttum kısa süreliğine. Daha sonra yataktan kalkıp, ışıkları açmaya gittim. Tezgahın üzerindeki pastayı alarak, geri yatağa döndüm. Evet daha hali hazırda olan dilimlerimiz bitmemişti ancak, gece uzun olacak belli, illa ki yenir!
"Birazdan hava tamamen kararır. Konuşmanın ortasında kalkıp açmak yerine şimdiden açmam daha doğru olur." İlk soru sorma hakkı benimdi demek. Ayrıcalık gibi geliyor kulağa ama değil. Sanırım ilk o sorsaydı, fikir ondan çıktığı için kafasındaki soru tipini de çözebilirdim. Hem, altı senedir tanıdığım bir insana ne sorabilirim ki? Yanlış düşünüyorum. Kyou'yu bile tanıyamamış, tanımak istememişken, Nishi'de illa ki bilmediğim şeyler vardır. "Biraz düşüneyim, hatta, çişim geldi dur bir dakika!" Küçük insanların mesaneleri de küçük olur maalesef, gene olur olmadık yerde çişim geldi. Yerimden fırlayarak tuvalete koşturdum. Tuvaletteki süreyi de bilerek uzattım, abartmadım tabi ki de. Rezil bir durum daha; elim çükümde işerken, sevgilime sorabileceğim bir soru düşünüyorum. Hatta buldum bile.
"BULDUMBULDUMBULDUMBDUMVG!" diye çığırararak pıtı pıtı diye geri koştum Nishi'nin yanına, yatağa. Büyük bir sevinçle ve abartılı hareketlerle bağdaş kurup sevimlileştim. "Sen ilk tanıştığımızda, dağınık saçlı gayet normal bir genin bebesiydin. Sonra birden bire dövmelerle kapladın kendini. Tabi başlarda o kadar yakın değildik, soracak samimiyeti bulamamıştım. Samimi olduğumuzda da görüntüne alıştığım için, sormak hiç aklıma gelmedi. Hani, görüntüne alışmak derken yanlış anlama, bence harikalar! Hatta iğnelerden bu kadar korkmasam ben bile yaptırırdım! Ben kulaklarımı deldirirken bile bayağı debelenmiştim! Dövmeyi düşünemiyorum bile; ama olsun, tırnaklarımı boyamak da yetiyor, bir nevi onlar da dövme! Her neyse, neden durduk yere böyle bir şey yaptın? Nasıl dayandın? Hani, 'normal sen' düşünülürse, birinin sana o kadar iğne darbesi yapmasına izin vermen, garip açıkçası!"
Künye İsim Shiomiya Kiyo Yaş16 CinsiyetErkek Element Suiton SeviyeC-Rank RütbeChuunin Alım Gücü2 -FAKİİİİİİİİEEERRRR!!/2 Kullanılabilir GP 32
Eksiklikler/Özürler Yok
Ekipman Matara, "Gama" (蜍) İçerisinde 3 suiton tekniğine yetecek su barındıran, sağlam sızdımaz matara. Ağırmış az. Geyikotu Özü, 50gr. Ufak çiziklere ve yanıklara iyi gelir. Koku Bombası (屁), İkili paket Bazı genjutsu tekniklerinden kurtulmak için özel olarak üretilen bu bombalar, haliyle ileri seviye teknikleri kıramazlar.
Suiton Jousui Ninja gerekli el mühürlerini yaptıktan sonra ellerini kirli bir su birikintisine değdirir. Elini kaldırdığı anda, su birikintisinden arıtılmış ve tamamen içilebilir bir su kütlesi, iki el ile tutulabilecek bir küre şeklinde kullanıcının elinde oluşur. Daha sonra teknik bozulmadan bu su bir matara veya kaba aktarılır. Bilinen tüm hastalık ve zehirler sudan bu yöntem ile ayrılabilir. Suiben Ninja oldukça kısa olan el mühürleri serisini Ushi mühründe bitirir. Mühürleri tamamlamasının ardından kullanıcı elini bir su kütlesinin içine sokar ve ardından suyun içinde avucunu yumruk haline getirecek şekilde sıkarak çeker. Bu sayede kullanıcı suyun içinden uzunluğu, kalınlığı, sağlamlığı chakrası ile oranlı olan bir kırbaç çıkarır. Bu kırbaç her ne kadar sudan oluşmuş olsa da hemen hemen katı bir cisim özelliği gösterir. Bu sayede hedefe fiziksel zarar verebileceği gibi onları bağlama gibi işlerde de bu kırbacı kullanabilir. Kizame no Jutsu Ninja el mühürlerini tamamladıktan sonra bir su kütlesine odaklanır. Odaklandığı su kütlesinden kabaca bir köpekbalığının başına benzer bir şey çıkar ve rakibi yakalamaya çalışır. Bir şekilde rakibi herhangi bir yerinden yakalarsa bırakmaz ve o su kütlesinin olduğu yerde tutar. Teknikten kurtulmak için aktif olarak köpekbalığı kütlesine zarar verip somutluğunu bozmak gerekir.Tekniğin ardından kullanılan su kütlesi kaybolur. Köpekbalığının ısırdığı yerler hasar alır. Niji no Jutsu Ninja el mühürlerini tamamladıktan sonra yere büyük miktarlarda su kusmaya başlar. Bu su, toprak tarafından zor emilir ve ninja tarafından diğer suiton teknikleri için kullanılmaya uygundur. Kullanıcı istediği kadar su kusabilir, ancak ne kadar çok su çıkarmaya çalışırsa o kadar çok süre geçer. Ortalama bir shinobi, 5 saniyede, bir kaç suiton tekniği için gerekli suyu ortama boşaltmış olur. Tekniğin bir diğer formu olarak da, kullanıcı ağzından hemen hemen bir gülle boyutunda bir su kütlesi fırlatır. Bu su kütlesi çarptığı duvar benzeri dikey yüzeylerde kalır ve kullanıcının diğer teknikleri için zemin oluşturur. Rakibe fırlatılırsa herhangi bir etki yaratmaz. Suijinheki Ninja kısa olan el mühürleri serisini Tora mühründe sonlandırır ve derin bir nefes alır. Bu aldığı nefesi hızla dışarıya veren kullanıcı yüksekliğini ve genişliğini harcadığı chakra ile oranlı olacak şekilde su kütlesi püskürtür. Bu su kütlesi özellikle defansif anlamda kullanıcı birçok ataktan koruyabilecek bir yapıya sahiptir. Kullanıcı etrafında su kütlesi olması halinde, bu su kütlesini kullanarak da adeta bir bariyer oluşturabilir. Bariyerin şekli tamamen kullanıcının kullanacağı chakra miktarı ve suyun yapısının el verdiği ölçüde her halde olabilecek niteliktedir. Takonagi no Jutsu Ninja ortalama bir el mührü dizisinin ardından ortamdaki suyu vücuduna çekmeye başlar. Su, kullanıcının sırtında 4 tane ahtapot kolu oluşturacak şekilde birikir. Bu kollar sert ve hızlıdır, kullanıcıya yakın dövüşte yardımcı olurlar. Çeşitli silahları tutabilir ve fırlatabilirler. Kullanıcı etrafında bir kalkan görevi görebilirler ve gelen saldırılara karşı tepki verebilirler. Eğer bir kol ağır hasar alırsa suya geri dönüşür, kolu tekrar yaratmak için ekstra chakra harcamak gerekir. Açık kaldığı sürece chakra yer. Tekniğin ardından kullanılan su kütlesi kaybolur. Bousen no Jutsu Kullanıcı kısa sayılabilecek bir el mühürü dizisinin ardından ağzından çok ince bir su kütlesi püskürtür. Bu kütle, aşırı derecede delici ve kesicidir. Kullanıcı tekniği istediği kadar açık tutabilir. Teknik 15 metreye kadar delici ve kesici özelliğini korur, daha uzak mesafelerde ise etkisini yavaş yavaş kaybeder. Teknik açık kaldığı sürece chakra yer. Ninpou Kuchiyose no Jutsu - Henüz hazır değil. Jinteki Mayu no Jutsu Kullanıcı kısa bir el mührü dizisinin ardından yatar pozisyona geçer ve tekniği aktifleştirir. Teknik, kişiyi siyah bir ipeksi doku ile sarar. Tamamen sarılan kullanıcı, içeriden dışarıyı görebilir, ancak dışarıdan içerisi görünmez. Kullanıcı dinlenmek veya uyumak için bu tekniği kullanabilir. Doku, yağmur suyunu geçirmez. Kullanıcı istediği zaman Kai mührü ile tekniği bozabilir, bu dokunun yokolmasına ve kullanıcının içinden çıkmasını sağlar. Doubutsuhen no Jutsu Kullanıcı ortalama bir el mührü dizisinin ardından yakındaki bir hayvan ile göz teması sağlar, ardından o hayvan ile konuşabilir hale gelir. Her bir hayvanın kendi kişiliği vardır ve kullanıcıya itaat etmek veya sordukları sorulara cevap vermek zorunda değildirler. Teknik 5 dakika kadar aktif kalır, ardından kullanıcıya uyguladığı stres yüzünden 15 dakika kadar tekrar kullanılamaz. Göz teması kurulan dışındaki başka bir hayvan ile konuşulamaz.
Shinshouki Stili, C-Rank Bu seviyede kullanıcı temel akrobasi bilgilerini öğrenir ve akrobatik hamleler yapabilmeye başlar. Bu hamleleri momentum kontrolü ile birleştirdiğinde çok büyük efor gerektiren akrobatik hamleleri çok az bir kayıpla uygular. Kullanıcının zıplayarak veya çevresel yükseklik farkını kullanarak yaptığı hamleler daha etkili ve daha az yorucu olur. Shinshouki Tekniği, Kage Buyou, C-Rank Kullanıcı, rakibi havaya fırlatmak için akrobatik bir tekme hamlesi kullanır. Bu özel hamle ile rakip 3 veya 4 metreye kadar havaya gönderilebilir. Ardından rakip kendi akrobatik yeteneğini kullanarak havaya zıplar ve havada rakibin hemen altında konuşlanır. Teknik burada son bulur, ancak kullanıcı bu noktadan sonra diğer Shinshouki Taijutsu tekniklerini kullanabilir veya havadaki korumasız rakibine beklemediği bir yerden saldırı yapabilir.
"Önemli değil." Aslında gerçekten önemli. Gene de karı gibi uzatacak değilim. Umarım bir daha olmaz ve umarım bu birbirimizi tanıma oyunumuz işe yarar. Söz verdikten sonra kalkıp ışıkları yaktı, pastanın geri kalanını oturduğumuz yere getirdi falan. Herhalde bir soru düşünüyor, bu yüzden uzattıkça uzattı durumu. Gülümseyip onu izlemekten kendimi alamıyorum. Tuvalete gideceğini, biraz düşünmesi gerektiğini söyleyince kafamı salladım. Yerden tabağımı alıp mıncıklamaya devam ettim ben de. Çok küçük bir parçayı ağzıma atıp bin saat çiğneyeceğim falan derken birden bir ses duydum.
Sesi duyar duymaz geldiği tarafa baktım. Kiyo'nun eşyaları üst üste duruyordu ve ben döndüğüm anda çıkan tıkırtı bitmişti. Suikastçı? Etrafta dövüşecek bir alet edevat yoktu ama ben bir genjutsucuyum. Hiç düşünmeden ayağa kalkıp elbise tomarına yaklaştım. Bu sırada da Raigen tekniği için el mühürlerimi yapıyordum. Mühürler biter bitmez tomarı tekmeleyip ellerimi birbirine vurdum. Amacım, içinden çıkacak olan suikastçının genjutsumu yemesiydi ama eşyaları tekmeleyince, içlerinden genjutsu kurbanı olacak bir suikastçı çıkmadı. Onun yerine Kiyo'nun kapıyı açtığı anahtar ses çıkararak yere düştü. Anahtarmış ya. Neyse ki sebepsiz değilmiş, yoksa şizofrene bağladığımı kabul edecektim. Neden hareket etti ki? Belki de kötü yerdeydi ve sonunda hareket etmesi gerekti. Peki hareket ederek neye çarptı ki bu tıkırtıyı çıkardı? Belki de Kiyo'nun düğmeli bir üstü vardı. Tüm şüphelerimi tek tek haksız çıkarırken Kiyo içeriden bağırarak çıktı. Soruyu buldu demek ki, tüm bu yaptıklarımı unutup gülümseyerek yatağa çıktım tekrardan. Neymiş bakalım sorusu.
Önümde oturdu ve başladı sormaya. Dövmelerim konusunda bir soruydu bu. Kiyo'yu ilk o göreve çıkmadan önce de görmüştüm tabi ki, konuşmamıştık sadece. Birlikte takılmaya başladığımızda dövmelerim falan vardı. Hoş bir soru açıkçası. Eğer kendime sormam için bir soru hakkı verseler, ben de bunu sorabilirdim. Çünkü cevabını bilmiyorum. Evet, cidden bilmiyorum. Sol kolumu kaldırıp şöyle bir baktım dövmelerime, sonra da sağ elimi üstlerinde gezdirdim. Siyah renk belli etmese de altında bir şeylerin olduğu hissedilebiliyordu. Hiç Kiyo kollarımı böyle okşadı mı bilmiyorum, bu yüzden hissetmesini sağlayacağım. Sağ elimi kolumdan çekip çocuğun elini tuttum. Sol kolumun üstüne koyduktan sonra üstüne bastırarak gezdirdim. "Hissediyor musun?" diye sordum sonra da. Dövmeli kollarımda elinizi bu şekilde gezdirirseniz pürüzlü yüzeyini hissedebiliyorsunuz. "Bunlar yara." dedim çocuğun elini bırakırken. Fakat kolumu indirmedim, belki dokunmaya devam etmek ister. "Geçmeyen yaralardan, fakat nasıl oldukları hakkında bir fikrim yok. Seninle tanışmadan önce çıktığım bir görevdi." Kaşlarımı çattım. "Takımımdakilerin öldüğü görev." Herhalde bu görev hakkında tam ayrıntıları Kiyo'ya söylememiştim. Sadece başarısız bir görev geçirdiğimizi biliyordu, herkesin ölüp benim kaçtığımı falan. Aslında o görev hakkında o kadar az şey hatırlıyorum ki. Belki de bir travma geçirmişimdir. "Takımımızın medic-nin'i Kahori'yi öldürmem gerekmişti. Sonra da görevi tamamlamaya çalışacaktım ama Jun bana yetişti. Jun diğer genin oluyor. Onun öldüğünü sanıyordum ama sapa salim yanımdaydı. Tabi ki ilk henge olduğunu düşündüm ama bir kaç saldırı yapıp gerçek olduğuna emin oldum. Birlikte ilerlediğimizde, arkamdan gelen bir darbe ile bayıldığımı hatırlıyorum. Arkamda sadece Jun vardı. Büyük ihtimal karşıya çalışıyordu. " Evet, böyle herkesin bana kazık attığı bir genin takımından geliyorum ben. Paranoyak olmam doğal değil mi?
"Uyandığımda bir ANBU'nun kucağında köye götürülüyordum. Kollarımın ne kadar acıdığını hatırlıyorum. Baktığımda yara içinde olduğunu görmüştüm. Göreve çıkmamız ve ANBU'lar tarafından kurtulmam arasında 2 ay vardı. O aradaki iki ay boyunca uyutulmuşum galiba ve vücudumda bu yaralar bırakılmış. Daichou, Jun'un da öldüğünü ve sadece benim kurtulduğumu söyledi falan. Sonra da yaralarımı saklamam gerektiğini söylediler. Neden olduğunu bilmiyorum, sorgulamamıştım. Hala da takım arkadaşlarımın ihanetini düşünmekten bu olayları sorgulamam. Dövmeleri yaparken beni bayılttılar. Medic-nin'lerin yaralarımla uğraştığını ve mühürleme teknikleri ile ilgilenen bir ANBU'nun dövmeleri tasarlayıp yaptığını biliyorum. Tabi ki ANBU'nun şu anki adı farklıdır. Yüzünü de görsem tanımam." Düşünceli bir şekilde dövmelerime bakıp devam ettim. "O sırada psikolojik olarak çok zayıf bir durumdayım. O iki ay ne oldu bilmiyorum ama 1 sene boyunca uyurken titrediğimi hatırlıyorum. Beynim tamamen hatırlamayı reddediyor. Uyuyan çocuğa işkence etmeleri çok mantıksız geliyor tabi ki. Neyse, öyle işte. Dövmeleri ben isteyerek yaptırmadım. Bir zorunluluktu, Ishigakure için yapmam gereken bir sorumluluk. Gözlerim, piersingler falan kendi istediğim için ama. Bağımlılık yaptı sanırım bu tür şeyler." Tabi bu tür bir şeyi hatırlamak beni rahatsız etse de şimdi beni böyle satmayacak bir insanın yanında olduğumu bilmek rahatlamama yardımcı oluyor. Aslında bunu dile getirmek isterim. Hatta bunu ciddi ciddi Kiyo'ya söyleyecektim ama sonra vazgeçtim. Şu anda kendimi salmış, mutlu mutlu konuşuyor olabilirim ama o kadar da salmamak lazım. "Umarım cevaptan memnun kalmışsındır."
Soru sorma sırası bana geçmişti. Kiyo'nun sorusu beni daha iyi tanımak ve geçmişimi bilmek adınaydı ama benimki şu anki duygularıma göre olacaktı. Yani sapıkça. Kiyo'yu çok özlediğimi söylemiştim değil mi? Sanırım bu tür bir soru onu istediğimi belli edecektir. Hatta onu bunu geç, yeterli şoku bırakacak bir soru sorabilirsem utanıp kızarabilir. O zaman değme keyfime! Pastamdan bir kaşık daha alıp tekrar yere bıraktım. Tatlı tüm ağzıma yayıldı ve ben de pis pis sırıtıp Kiyo'ya baktım. Delici bakışlarımdan birini atıp aklıma gelen ve demin anlattığım şeyleri karşılayabilen ilk soruyu sordum. "Şu zamana kadar, hiç beni düşünüp mastürbasyon yaptın mı Kiyo-chan?"
Cidden dokunmamış mıydım kollarına daha önce? Kollarındaki pürüzlerin farkına daha yeni vardığıma göre öyle olmalı. Biraz bastırmak gerekiyor yalnız. İyileşmesi tamamlanmamış, muhtemelen tamamlanmayacak yaralar bunlar. Sanki acıyorlarmış da, acısını dindirmek istiyormuşum gibi ellerim kolunda gezmeye devam etti yavaş yavaş. Anlattığı her cümlede kaşlarım iyice çatılıyor, tepkisini gösteremediğim şaşkınlığıma şaşkınlık ekleniyor. Tepki gösteremiyorum evet, sadece sessizce dinliyorum. İhanet, travma... Bu tip olaylar maalesef ki bizim mesleğimizde oldukça yaygın şeyler. Şok olmadım belki ama, bu kadar yakınımda olan birinin başına gelmiş olması şaşırttı beni. Fark etmemiş veya daha önce sormamış olmama ise kızıyorum. Sanırım gecenin amacını tam on ikiden vurdum ilk soru ile. Oldukça derin bir yönünü öğrendim bile.
"Kalmadım." Kaşlarım çatık bir şekilde suratına baktım, ellerim hala kolundaydı. "Bazı durumlarda tepki veremediğini söylemiştin bana Nishi. Şu an ben de ne diyeceğimi bilmiyorum, dürüst davranıp bana sırrını vermiş olmandan memnun kalsam da, cevabın içeriğinden tabii ki de memnun kalamadım." Alnımı kısa süreliğine omzuna yaslayıp, iç çekerek geri çekildim. "Senin sıran. Dediğim gibi, aynı dürüstlükte cevap vereceğim. Sor bakalım!" Düşünüyorum da, sorunlu bir aileden gelsem bile başıma gelmiş bir trajedi veya sakladığım aşırı uçlarda bir sırrım yok benim. Gayet normal bir bebeyim işte. O yüzden ne gelecek ciddi soruyu tahmin edebiliyorum, ne de cevabımı. Pastasından bir lokma daha aldı ve bana, garip bir ifade ile bakmaya başladı. Sahi, pasta pasta diye kıçımı yırttım, pastam nerede benim? Herif çok garip bakıyor, kötü yerden vuracak kesin, bu soruyu atlatayım, yerim.
Onu düşünerek çavuşu tokatlayıp tokatlamadığımı sordu.
Bravo. Aşırı ciddili soruya bakar mısınız? Hala kolunda tuttuğum ellerimi aniden bırakıp kendimi yatakta götüm götüm geriye attım. "HÖE?!! B-B-BU NASIL B-Bİ S-SORU BEEE?!" Fazla mı bağırdım? Fazla bağırdım. Beklemediğim, çalışmadığım yerden sordu şerefsiz. Bugün ki üçüncü cinsel ima bu. Sonum hayra alamet değil. Tamam, ben de belki kıpır kıpırım da, bu sırları öğrenme işine daha hevesliyim sanırım. Gözlerim kocaman olmuş bir şekilde, uzaktan uzaktan bakıyorum. Yanaklarım yanıyor, suratım kızarmış mıdır? Sanırım kızarmıştır. Tekme atsam, savuştursam, soruyu geçmesini istesem olmaz, daha ilk sorudan su koyvermiş olacağım. Hem düşününce, ileride bu soruyu hatırlayıp gülmeyecek miyim zaten? Pes etsem, iyi olacak.
Derin bir nefes alıp kafamı başka yöne çevirdim. Dudaklarımı büzerek "Bir kere." dedim. Kafamı tekrar çevirdiğimde detay isteyen bakışlar beni daha da utandırdı. "B-BAKMA ÖYLE!!!" diye inleyerek kendimi yatağa atıp cenin pozisyonunda sırtımı döndüm Nishi'ye, kafama da battaniyeyi çektim ki beni görmesin. "M-malum geceden... İ-iki g-gün sonra! DETAY YOK! Sen yaptın mı? Ya da dur durdurdurdur! Duymak istemiyorum vazgeçtim!" Kısa bir sessizlik oldu. Hem bunalmış olmak, hem de daha ciddi bir soru bulmuş olmaktan dolayı kafamdan battaniyeyi çektim.
"Hatırlamazsın belki ama... Köşkte bana şey demiştin; abinle kız kardeşine beni anlatmışsın. O sırada bu konuyu detaylandıracak durumda değildik ikimiz de..." Yanaklarımın tekrar yanmaya başladığını hissediyorum. Kızarıyorsa sorun değil, arkam Nishi'ye dönük! Sinsice yaklaşmadığı sürece göremez.
Künye İsim Shiomiya Kiyo Yaş16 CinsiyetErkek Element Suiton SeviyeC-Rank RütbeChuunin Alım Gücü2 -FAKİİİİİİİİEEERRRR!!/2 Kullanılabilir GP 32
Eksiklikler/Özürler Yok
Ekipman Matara, "Gama" (蜍) İçerisinde 3 suiton tekniğine yetecek su barındıran, sağlam sızdımaz matara. Ağırmış az. Geyikotu Özü, 50gr. Ufak çiziklere ve yanıklara iyi gelir. Koku Bombası (屁), İkili paket Bazı genjutsu tekniklerinden kurtulmak için özel olarak üretilen bu bombalar, haliyle ileri seviye teknikleri kıramazlar.
Suiton Jousui Ninja gerekli el mühürlerini yaptıktan sonra ellerini kirli bir su birikintisine değdirir. Elini kaldırdığı anda, su birikintisinden arıtılmış ve tamamen içilebilir bir su kütlesi, iki el ile tutulabilecek bir küre şeklinde kullanıcının elinde oluşur. Daha sonra teknik bozulmadan bu su bir matara veya kaba aktarılır. Bilinen tüm hastalık ve zehirler sudan bu yöntem ile ayrılabilir. Suiben Ninja oldukça kısa olan el mühürleri serisini Ushi mühründe bitirir. Mühürleri tamamlamasının ardından kullanıcı elini bir su kütlesinin içine sokar ve ardından suyun içinde avucunu yumruk haline getirecek şekilde sıkarak çeker. Bu sayede kullanıcı suyun içinden uzunluğu, kalınlığı, sağlamlığı chakrası ile oranlı olan bir kırbaç çıkarır. Bu kırbaç her ne kadar sudan oluşmuş olsa da hemen hemen katı bir cisim özelliği gösterir. Bu sayede hedefe fiziksel zarar verebileceği gibi onları bağlama gibi işlerde de bu kırbacı kullanabilir. Kizame no Jutsu Ninja el mühürlerini tamamladıktan sonra bir su kütlesine odaklanır. Odaklandığı su kütlesinden kabaca bir köpekbalığının başına benzer bir şey çıkar ve rakibi yakalamaya çalışır. Bir şekilde rakibi herhangi bir yerinden yakalarsa bırakmaz ve o su kütlesinin olduğu yerde tutar. Teknikten kurtulmak için aktif olarak köpekbalığı kütlesine zarar verip somutluğunu bozmak gerekir.Tekniğin ardından kullanılan su kütlesi kaybolur. Köpekbalığının ısırdığı yerler hasar alır. Niji no Jutsu Ninja el mühürlerini tamamladıktan sonra yere büyük miktarlarda su kusmaya başlar. Bu su, toprak tarafından zor emilir ve ninja tarafından diğer suiton teknikleri için kullanılmaya uygundur. Kullanıcı istediği kadar su kusabilir, ancak ne kadar çok su çıkarmaya çalışırsa o kadar çok süre geçer. Ortalama bir shinobi, 5 saniyede, bir kaç suiton tekniği için gerekli suyu ortama boşaltmış olur. Tekniğin bir diğer formu olarak da, kullanıcı ağzından hemen hemen bir gülle boyutunda bir su kütlesi fırlatır. Bu su kütlesi çarptığı duvar benzeri dikey yüzeylerde kalır ve kullanıcının diğer teknikleri için zemin oluşturur. Rakibe fırlatılırsa herhangi bir etki yaratmaz. Suijinheki Ninja kısa olan el mühürleri serisini Tora mühründe sonlandırır ve derin bir nefes alır. Bu aldığı nefesi hızla dışarıya veren kullanıcı yüksekliğini ve genişliğini harcadığı chakra ile oranlı olacak şekilde su kütlesi püskürtür. Bu su kütlesi özellikle defansif anlamda kullanıcı birçok ataktan koruyabilecek bir yapıya sahiptir. Kullanıcı etrafında su kütlesi olması halinde, bu su kütlesini kullanarak da adeta bir bariyer oluşturabilir. Bariyerin şekli tamamen kullanıcının kullanacağı chakra miktarı ve suyun yapısının el verdiği ölçüde her halde olabilecek niteliktedir. Takonagi no Jutsu Ninja ortalama bir el mührü dizisinin ardından ortamdaki suyu vücuduna çekmeye başlar. Su, kullanıcının sırtında 4 tane ahtapot kolu oluşturacak şekilde birikir. Bu kollar sert ve hızlıdır, kullanıcıya yakın dövüşte yardımcı olurlar. Çeşitli silahları tutabilir ve fırlatabilirler. Kullanıcı etrafında bir kalkan görevi görebilirler ve gelen saldırılara karşı tepki verebilirler. Eğer bir kol ağır hasar alırsa suya geri dönüşür, kolu tekrar yaratmak için ekstra chakra harcamak gerekir. Açık kaldığı sürece chakra yer. Tekniğin ardından kullanılan su kütlesi kaybolur. Bousen no Jutsu Kullanıcı kısa sayılabilecek bir el mühürü dizisinin ardından ağzından çok ince bir su kütlesi püskürtür. Bu kütle, aşırı derecede delici ve kesicidir. Kullanıcı tekniği istediği kadar açık tutabilir. Teknik 15 metreye kadar delici ve kesici özelliğini korur, daha uzak mesafelerde ise etkisini yavaş yavaş kaybeder. Teknik açık kaldığı sürece chakra yer. Ninpou Kuchiyose no Jutsu - Henüz hazır değil. Jinteki Mayu no Jutsu Kullanıcı kısa bir el mührü dizisinin ardından yatar pozisyona geçer ve tekniği aktifleştirir. Teknik, kişiyi siyah bir ipeksi doku ile sarar. Tamamen sarılan kullanıcı, içeriden dışarıyı görebilir, ancak dışarıdan içerisi görünmez. Kullanıcı dinlenmek veya uyumak için bu tekniği kullanabilir. Doku, yağmur suyunu geçirmez. Kullanıcı istediği zaman Kai mührü ile tekniği bozabilir, bu dokunun yokolmasına ve kullanıcının içinden çıkmasını sağlar. Doubutsuhen no Jutsu Kullanıcı ortalama bir el mührü dizisinin ardından yakındaki bir hayvan ile göz teması sağlar, ardından o hayvan ile konuşabilir hale gelir. Her bir hayvanın kendi kişiliği vardır ve kullanıcıya itaat etmek veya sordukları sorulara cevap vermek zorunda değildirler. Teknik 5 dakika kadar aktif kalır, ardından kullanıcıya uyguladığı stres yüzünden 15 dakika kadar tekrar kullanılamaz. Göz teması kurulan dışındaki başka bir hayvan ile konuşulamaz.
Shinshouki Stili, C-Rank Bu seviyede kullanıcı temel akrobasi bilgilerini öğrenir ve akrobatik hamleler yapabilmeye başlar. Bu hamleleri momentum kontrolü ile birleştirdiğinde çok büyük efor gerektiren akrobatik hamleleri çok az bir kayıpla uygular. Kullanıcının zıplayarak veya çevresel yükseklik farkını kullanarak yaptığı hamleler daha etkili ve daha az yorucu olur. Shinshouki Tekniği, Kage Buyou, C-Rank Kullanıcı, rakibi havaya fırlatmak için akrobatik bir tekme hamlesi kullanır. Bu özel hamle ile rakip 3 veya 4 metreye kadar havaya gönderilebilir. Ardından rakip kendi akrobatik yeteneğini kullanarak havaya zıplar ve havada rakibin hemen altında konuşlanır. Teknik burada son bulur, ancak kullanıcı bu noktadan sonra diğer Shinshouki Taijutsu tekniklerini kullanabilir veya havadaki korumasız rakibine beklemediği bir yerden saldırı yapabilir.