[Ame] Kanlı Sokaklar

[GM - Naruto]

Görevde Bulunan Kişiler: Benjiro Kane, Morio Fujita, Gin Ryuunosuke
Öngörülen Seviye: C Rank
Pasiflik Sınırı: 24 saat

Toyone şehir yerleşkesi ana binasında, gündelik görevlerinizi beklerken, aniden bir cinayet vakası bildiriliyor. Olay yerine bir Jounin'in gelmesi vakit alacağından, ön inceleme ve ilk tespitlerin yapılması için bir ekibin gönderilmesi gerekmekte. Bu ilk ekip de sizlersiniz. Toyone şehir merkezinde bulunan bir ara sokakta, Takigakure shinobisinin cesedi bulundu. Olayın acilen örtbas edilmesi gerekiyor, ancak olay yerinin temizlenmesinden önce sizler gidecek ve delilleri listeleycek, raporlayacaksınız, gerekirse Jounin'e yardımcı olacaksınız.

Toyone şehri, Amegakure'nin aksine cıvıl cıvıl bir şehir. Genelde yağış alsa da bu Amegakure ile karşılaştırılacak seviyede bile değil. Sadece, haftada bir kaç gün yağış alıyor, geri kalan günlerde ise hava açık, ancak güneş hep bulutların arkasında. Ancak bu, şehir insanlarını sıkıntıya düşürecek kadar değil. Amegakure'nin baskıcı otoriterliği burada pek bulunmamakta. Daha fazla insan sokakta, daha fazla dükkân açık ve daha hareketli. Ancak bu cıvıl cıvıl ve hareketli yaşam tarzı, şehrin eteklerine doğru daha yoksul kesime kendini bırakıyor ve demografi hızla değişiyor. Oralara pek fazla gittiğiniz söylenemez, ancak çok olay olmadığını biliyorsunuz.

Üçünüz, ana yoldan, ara sokağa ilerlemektesiniz. Ana sokak cıvıl cıvıl, renkli panolar sokağı süslüyor, kandiller çevreyi aydınlatıyor. Gece yarısı olmasına rağmen uyanık insan sayısı sizi şaşırtmıyor değil. Anayol aşırı derecede geniş, klasik Japon stilinde binalar yolu çevreliyor. Birazdan olay yerine varacaksınız.

[Benjiro Kane]

Başkente görev için gelmemişti ama bu görev almayacağı anlamına gelmiyordu. Bir hafta kadar buradaydı ve bu hafta içerisin de ki her gün günlük görevlerini yerine getirmişti. Geneli devriye ve gözlem olan bu görevlerin yorgunluk ve sıkıntı vermediği aşikardı. Zira genç adam alışık olduğu bu tempoya karşı dışarıdan oldukça durgun ve bitkin görünse de bu tempodan pekte etkilendiği söylenemezdi. O yüzden bugün ki verilen görevden sonra bu şehri terk edip, tekrardan yağmurun hakim olduğu günahkar evine dönecekti.

Yağmursuz bir gökyüzüne sahipti Başkent. Güneşi arkasına almış bulutlarla kaplı bu gökyüzün de hafta da bir kaç kez yağan yağmurla yetiniyordu. Amekagure'ye nazaran cennet gözüyle bakılacak bir yer olmasına karşın Kane'ye göre ağlayan ruhların az olduğu bir yerdi..

Bir bankın üzerinde oturuyordu öyle. Aslında dün geceden beri tek yaptığı şey buydu. Uykusuz vücudu eşliğinde ara sıra gökyüzünü izliyor ve bazen gözlerini gökyüzünden çekip elinde ki kitabı okuyordu. Genelde edebiyat, roman ve doktorluk ile ilgili kitaplar okurdu. Bugün ise kendi hayatına oldukça benzeyen bir romanın ana karakterinin hikayesini okuyordu. Böyle gökyüzüne böyle güzel bir kitap oldukça uyumlu olmuştu. Günlük rutin görevini alması için bir kaç saat kalmıştı. Hala bankta idi. Son yarım saat kala yolu da hesap edecek olmalı ki oturduğu yerden kalkmış ve başkente ki son görevi için harekete geçmişti.

"Yine mi devriye acaba?" bir hafta boyunca geneli devriye ve gözlem olan görevlerden bir nebze bunalmış olmalı ki binanın kapısının içerisinden girerken bu düşüncelerle dolmuştu kafası. Ama içeriye girip görevin içeriğini öğrenince bir nebze şaşırmış ve tekrardan kendini toparlamıştı. Aslında verilecek görev bu değildi ama aniden bildirilen bu görevden onlar sorumlu olmuşlardı. Bir cinayetti, bir Jounin öldürülmüştü. Genç adamın görevi ise cesedi incelemek ve Gelecek Jounin için rapor ve ön inceleme yapmaktı. Basit bir görev gibi geliyordu genç adama. Hemen bitirip ayrılmayı düşünüyordu bu cıvl cıvıl şehirden. Zira her bir gülümse ona abisini anımsatıyordu, belki de o yüzden geçmiş yıllarda bu şehir'e gelmekten bu kadar çekinmekteydi.

Kane, kendisi ile birlikte görevlendirilmiş olan diğer iki Chunin'i tanıyordu. Akademi ve genin dönemlerinden duydukları ve gördükleri vasıtası ile zihnin de yer edinmişlerdi. Morio hakkında pek bilgisi olmasa da Gin hakkında bir şeyler biliyordu. Köyüne sadık ve bazı durumlar haricin de ciddi olamayan biri. Kane, ayaklı bela sınıfına koyduğu bu insan hafif bir bakış atmış ve bu bakışla itibaren elinde ki kitabını kapatıp cebine koymuştu. Normal bir kitaba göre küçük olması oldukça işe yarıyordu bu tarz durumlarda. Birazdan olay yerine varacağı için kitap okuyor vaziyette olmaktansa gözüne çarpan her bir bilgiyi zihnin de toplamayı düşünüyordu. O yüzden kısa süreli bakışını gereğinden kısa tutup önüne dönmüş tekrardan ve sessiz bir şekilde yürümesine devam etmişti.

[Gin Ryuunosuke]

Dışarı çıkıp etrafta bomboş dolaşırken hep aynı yerde gezindiğimi fark ettim, görevler dışında bulunduğum bölgeden ayrıldığım çok nadir oluyordu farklı bir yere gitmek istiyordum. Uzun süre düşününce başkent Toyone’de güzel vakit geçirebilirdim. Sanırım 1-2 gün görev yapmasam sıkıntı olmazdı. Ertesi gün normalde uyandığım saatten çok erken kalktım ve rutin işlerimi hallettikten sonra Akihiko-san’ın karşısına geçip “ Söylediğim gibi bugün Toyone’ye gidiyorum. Kendinize iyi bakın Akihiko-san”, dedim Akihiko-san ise her zamanki gülümsemesiyle “Görüşürüz Gin” , dedikten sonra ben yola koyuldum.

Her zamanki gibi bir yere gitmeden önce mezarlığa giderken Sensei’nin mezarını ziyaret ettim. Ardından yola koyuldum. Yürüyüşüme yağmur ve gök gürültüleri eşlik ediyordu. Sorunsuz bir yolculuk benim için hiçte kolay değildi. Ne zaman yola çıksam bir sorun çıkıyordu bu seferde öyle olmuştu. Yoluma çıkan 2-3 kendine bilmez haydut bana saldırmıştı onları yenmesi hiçte zor değildi her eline kılıç alan haydut oluyordu neyse ufak bir sorun olduğu için yeterince mutluydum.

Toyone Şehrine geldikten hemen 2 saat sonra göreve çağrılmıştım. Yapacak bir şey yok, köyün verdiği görevse gitmek zorundaydım. Kısa bir yürüyüşün ardından içeriye girdim. Görev diğer görevlerden farklıydı ani bir görevdi ve bölgeye en yakın Shinobiler biz olduğumuz için bu göreve katılmak zorundaydık. Takigakure Shinobisi, gerçekten ilginç bir olaydı neden buraya gelmişti ve neden öldürülmüştü bunların cevabını öğrenmek istiyordum. Görevde Benjiro Kane ve Moria Fujita ile birlikte bulunacaktım.

Amegakure Chuuninlerini yakından takip ediyordum daha doğrusu takip edebildiğim kadar Benjiro Kane bir görevde aniden yok olmuştu aslında orada ne olduğunu merak ediyordum. Kişiliği hakkında sessiz bir kişi olduğunu ve savaşı sevmediğini biliyordum. Umarım köyüne sadık bir Shinobidir. Moria Fujita’yla ise daha önceden karşılaşmıştık. Onun bir görevinde özel ödül kazandığını duymuştum özel bir ödül kazandığı için onu gözümde fazla büyütmüş olabilirim belki de ama onun iyi bir Shinobi olduğunu düşünüyorum.

[Morio Fujita]

Toyone yaşadığım yere göre daha fazla güneş gören, haliyle daha da az yağmur alan bir yerdi. Bu iki yerin arasındaki tek fark iklim farkı da değildir. Daha geniş sokaklar, daha fazla açık dükkan ve en büyük fark bu sokakları dolduranların insan olmasıydı. Sadece kendi işini yapmaya odaklanmış robotlar yerine.

Ufak bir tatil yapmak için bir kaç günlüğüne başkente gelmiştim. Ama görevler burada bile peşimi bırakmıyordu. Geçen görevimden sona görevlerle aram biraz daha iyi hale gelmişti. Özellikle bu olay yeri görevleriyle. Fiziksel özelliklerimden çok zekamı kullanmam işleri daha zevkli hale getirmiş. Hatta bu konuya ilgi duymaya başlamıştım.

Bu görevde geçen kiyle aynı denilebilirdi. Sadece bu sefer öldürülen kişinin önemli biri olduğu biliniyordu. Taigakure adlı yerden bir Jounin. Yani ya hazırlıksız yakalanmıştı. Ya da cinayeti işleyen bu işte yetenekli biriydi. Yoksa ülke yönetiminin bu olayı saklamak için bu kadar aceleci davranacağına ihtimal vermezdim.

Görevde eşlik edeceğim Chuuninleri hem tanıyor, hem de tanımıyordum. Kane ve Ryuu. Kane ile hiç tanışma şansını bulamamıştım. Nasıl biri olduğu hakkında da hiç bir fikrim yoktu. Ryuu'yla ise çok garip bir tanışma hikayem vardı. O yolda beni görüp, sebebini bilmediğim bir şekilde peşime takılıyor falan filan. Çok samimi değildik fakat tanışıklığımız, zaman geçirmişliğimiz bulunuyordu. Nasıl biri olduğunu söylemem gerekirse de garip kelimesi bunun için yeterdi. Davranışlarıyla, giyinimiyle kısacası her şeyiyle garip biri.

Ryuu ve Kane ile buluştuğumda '' Merhaba '' şeklinde selam verecek ve olay yerine doğru yürümeye devam edecektim

[GM - Naruto]

Gece yarısı karanlığında, olabildiğince hızlı, kandillerle aydınlatılmış sokaklardan ilerliyorsunuz. Biraz aranızda konuşuyorsunuz, ardından ara sokaklardan birine dalıyorsunuz. Gözünüz alışıyor karanlığa bir süre sonra. Eski bir sokakta olduğunuz kesin, bir çok dükkanın arka girişinin olduğu bir yerdesiniz. Ana sokaklar gibi temiz değil, etraf çöp tenekeleriyle dolu ve bir çoğu da uzun süredir boşaltılmamış. Ara sokakların geneli de çarpık bir şekilde kendi düzenini bulmuş.

Bu dar sokaklar silsilesinde, girişini 2 kişinin koruduğu bir sokağa denk geliyorsunuz. Korumalardan bir tanesi sigara içmekte. Amegakure shinobileri olduğu belli oluyor. Sizleri görünce selam veriyorlar. Uykulular, belli. "Olay mahaliine dokunmadık. Kimsenin de gelip karıştırmasına izin vermedik. Ancak kan kokusu hızlı yayılır. Bir kaç saate bir Jounin'in burada olacağı söylendi. Kolay gelsin size şimdiden."

Sigara içmeyen konuşmasını bitirdikten sonra, ikisi de çatılara zıplayarak olay yerinden ayrılıyorlar. Kendilerinin de bir şey bilmediği belli. Olaydan sıkıldıkları da.

Dar sokağa giriyorsunuz beklemeden. İçeride 2 tane fener var cesedi aydınlatan, muhtemelen devriyeler koymuş. Olay yeri ise şöyle;

Çıkmaz bir sokak. 2.5, 3 metre genişliğinde, 10 metre derinliğinde. 2 evin yanlış yapılandırılması sonucunda oluştuğu belli zira sokakta kapı bile yok, öylesine bir girinti gibi duruyor. Duvara yaslanmış, yere oturmuş şekilde bir ceset var. cesedin üstünde kalın bir cübbe var, daha çok Amegakure'nin iç yörelerine ait bir giysi. Adamın bir kolu omuz hizasından aşırı derecede düz bir şekilde kesilerek kopartılmış, muhtemelen bir kılıç yarası. Kol hemen cesedin bir kaç metre yanında. Aşırı kan kaybetmiş. Kopuk kol bir alın bandı tutuyor, alın bandında Takigakure sembolü var. Cesedin yüzünü, kapüşonundan mütevellit görememektesiniz. Ayrıca cesedin bir çok yerinde derin kesikler olduğunu görmektesiniz.

Uzaktan ancak bu kadar seçebilmektesiniz. Göreviniz belli; delilleri toplayıp rapor hazırlamak.

[Morio Fujita]

Kandillerin geceyi aydınlattığı bu sokaktan olay mahalline doğru ilerliyorduk. Ufak tanışma konuşmaları eşliğinde yolumuza ara sokaklardan devam ediyorduk. Kuytu bir sokağın girişinde bizi karşılayan iki görevliden olay yerini teslim alacaktık. Biri karşımızda sigarasıyla uğraşırken diğeri de görev hakkında bir şeyler söylüyordu. Uykulu oldukları belli oluyordu. Büyük ihtimalle yataklarından kaldırılmışlardı.

İkisinin de çatıya zıplayıp kaybolmasıyla beklemeden dar sokağın içine doğru ilerlemeye başlamıştık. İçeriye girdiğimiz ilk anda gözüme takılan ilk durum girdiğimiz yerin bir çıkmaz sokak olmasıydı. Geldiğimiz yere kadar hiç bir kan izi görünmediğine göre büyük ihtimalle önümüzde duvara yaslanmış vaziyette duran ceset katilini buraya çekmiş olabilirdi. Hele ki cesedin bir kolu ondan ayrık vaziyette dururken. Üzerindeki kapüşon dan mütevellit duvara yaslanmış cesedin kimliği gözükmüyordu.

Eğer ölen kişinin bir jounin olduğunu unutmazsak onu öldüren kişinin tehlikeli biri olduğu söylenebilirdi. Eğer olay mahallindeki delilleri yok etmek gibi bir fikri varsa da bizimde şu yerde yatan adam gibi olma ihtimalimiz bulunabilirdi.

Belki tahmin yapmak için erken olsa da ufak birkaç fikir oluşmuştu. Özellikle cesedin çıkmaz bir sokakta öldürülmüş olma gerçeği vardı. Bu da katilin bu bölgeyi bilen hatta onu buraya getiren kişi olduğu gibi bir çıkarıma ulaşabilirdik. Fakat bu düşüncelerimi erkenden paylaşmak gibi bir niyetim yoktu. İlk olarak önceliğim görevin verdiği sorumlulukları yerine getirmekti. Gerekli raporu oluşturmak için gereken delilleri topla ve raporu hazırla.

Olay yerini incelemeye başlamadan önce normal bir mesafeden duyulabilecek bir sesle '' Hadi, işe koyulalım '' diyecek ve dediğimi de yapacaktım. Delillere zarar verme ihtimaline karşın bastığım yerleri iyice inceleyecek ve her hangi bir kan birikintisine basmaktan da kaçınacaktım. Bu şekilde cesede yaklaşabildiğim kadar yaklaşıp onu inceleyecektim. Cesedin yüzünü örten kapüşonu da kaldırıp cinsiyetini bu sefer olasılıklara bırakmayacaktım.

[Gin Ryuunosuke]

Gecenin karanlığı çoktan çökmüştü kandiller ile aydınlanan sokaklardan ilerliyorduk. İlerlerken aramızda ufak konuşmalar geçtiği de oluyordu. Bir süre sonra ara sokaklardan birine girmiştik. Ana ve ara sokaklar arasında çok fark vardı. Her yerde ağzına kadar gelip taşmış çöp tenekeleri vardı uzun süredir kimse boşaltmamıştı.

En sonunda 2 kişinin koruduğu bir sokağa gelmiştik olay yerine artık çok yakındık. Bir koruma uykulu gözler ile sigara içerken diğeri ise bize bilgi veriyordu. Konuşmanın ardından ikisi birden çatıya zıplayarak gözden kaybolmuştu.

Cesedin kolu kopmuştu ve vücudunda kesikler bulunuyordu. Jounin olduğunu düşünürsek cinayeti işleyen kişinin güçlü olması büyük bir ihtimaldi. Takigakure Shinobisi niye genellikle Amegakure’de karşılaştığımız bir cübbe giyiyordu ki? Şimdilik bu kadar düşünmek yeterdi amacımız delilleri toplamaktı. Moria’nın '' Hadi, işe koyulalım '' demesiyle, dikkatli adımlar ile cesede doğru ilerleyip delileri dikkatle inceleyip toplamaya başlayacaktım.

[Benjiro Kane]

Gecenin karanlığına alışık gözleriyle etrafına bakıyordu. Bu bakışma içerisin de şehrin zenginliklerinin aksine burada fakirliklerinin olduğunu fark etmişti. Çöpler, pislikler ve bu görecelemeye giren çoğu şey buradaydı. Şehir yetkilileri büyük ihtimal gözle görülecek yerleri aydınlatıp gözün bakmayacağı tarafları karanlığın içinde kör ediyordu. Oldukça göreceli olan bu duruma içinden attığı bir gülümseme ile yetinerek yürümesine devam etmişti dar sokakların arasında.

Pekte uzun olmayan bir ilerleyişin sonucun da varmışlardı. Onları bekleyen iki shinobi vardı; biri sigara içmekle meşgul diğeri ise normal bir şekilde beklemekle. Yanlarına varınca verilen selamdan sonra sigara içmeyen ufak bir rapor veriyor ve ayrılıyorlar. Her ikisinin de yorgun olduğu aşikar, genç adam bunu fark ediyor; ama olayı pek uzatmayarak direk gözlerini cesede doğru çeviriyor. İki fener tarafından aydınlatıldığı için oldukça net bir şekilde görebildiği cesede karşı hafif bir kusma hissi geliyor içinden ama elbette böyle bir şey yapmıyor. Savaşın yada güç arzusun getirdiği bu vahşetin bir kez daha savaş ve türevlerinden nefret etmesini sağlıyor.

Bir kaç dakika kadar sakinleşme sürecinden sonra kendisine gelip, diğer ikisinden biraz geç olmak üzere görevini yerine getirme maksadı ile harekete koyuluyor genç adam.

Cesetten önce çevresel bir gözlem yapmak amacıyla etrafına bakmayı tercih eden Kane, dikkatlice etrafını süzmekte. Gözüne çarpan delil, kan izi veyahut ayak izi büyük bir önem arz etmekte. O yüzden çevreyi gözlemleyecek önce ve hemen ardından cesedi. Zira cesedi ilk gördüğün de çoktan aklına üç muhtemel olay gelmişti. Ve bunlar zihnin de hali hazırda durmaktaydı. O yüzden çevresel kanıtlar ile bu üç ihtimalden birini doğru çıkartabilir ve cesetten topladığı şeylerle de kendince kanıtlayabilirdi. Topladığı delilere göre bulduğu sonucu kendi içinde yorumlayacaktı. İlk çevresel sonrasın da ise oldukça yakından cesede bakacaktı.

[GM - Naruto]

Sokak dar olduğundan teker teker, tur sırasına göre cesede yaklaşıyorsunuz.

Fujita: Cesede yaklaşıyor ve kapüşonunu kaldırıyorsun. Bir erkek. 30'lu yaşlarda. Suradındaki hissiz ifadeyi, faltaşı gibi açılmış gözleri tamamlıyor. Canlılığını yitirmiş gözlere öylece bakıyorsun bir süre, vakti zamanında ceset görmüş olsan bile her seferinde seni etkilemekte. Ryuunosuke'ye yol vermek için çekiliyorsun.

Ryuunosuke: "Delilleri dikkatlice toplayıp incelemek" için yaklaşıyorsun... Ancak aklında bir fikir olmadığından bu eylemin yarıda kalıyor. Delil olarak herhangi bir şeyi belirlememişsin. Beynin duruyor bir anlığına. Öylece cesede bakıyorsun. Spesifik bir şeye odaklanmadığından grubun vaktini çalmaktan başka bir şeye yaramıyor yaptığın. Kane seni dürtüyor ve çekiliyorsun.

Kane: Ryuunosuke'yi dürtmeden önce, çevreyi inceliyorsun. Ayak veya kan izleri arıyorsun olay mahaliinin yakınlarında, ancak duvarlar da dahil olmak üzere kan göremiyorsun. Hepsi, cesedin etrafında durmakta ve bir çoğu, kopan uzvun yerinden kanamış. Ayak izleri göremiyorsun çevrede. Kendince yorumlayabilirsin bu bulguları. Ardından cesedin oldukça yakınına giriyorsun, bakıyorsun... Yüz yüze geliyorsun resmen ceset ile, ancak spesifik bir şey aramadığından sen de öylece vaktini harcıyor gibisin.

15 dakika kaybediyorsunuz böylece.

[Benjiro Kane]

Geçen zaman diliminde eline hiçbir şey geçmemesi beklediği bir şeydi. Çevrede ilk gözlem sırasında gözüne çarpan bir kaç şeyden başka hiçbir şey yoktu. Oldukça temizdi. Çevreden bir şey çıkmayınca Kane, diğerlerinden sonra cesede bakma fırsatı yakalamıştı. Ceset ile göz göze geldiğin de oldukça sakindi ilk gördüğü ana nazaran. Zira o an yaşadığı duygu o ana aitti şuan yaşadığı duygu ise bu ana. Cesedi biraz süzdüğünde, özellikle gözüne çarpan soğuk gözleri idi. Bir süre o ölü gözlerle göz göze bakıştıktan sonra çömelme pozisyonu bozup ayaklanmış ve pantolonu elini tersi ile çırpmıştı. Hemen ardından kendini cesetten uzaklaştırıp belini yaslayacağı bir duvara doğru geçip, ellerini göğüz hizasında birleştirmişti. Kendince raporunu hazırlamıştı.

"Oldukça güçlü olduğunu duyduğumuz bu shinobiyi bu kadar hüsran bir şekilde birinin tek başına öldürmesi imkansızdan öte bir şey. En azından her iki tarafında bir kaç kere birbirine hamle yapması için fırsatı olması lazım. Ama çevreye baktığımız da burada iki shinobi'nin savaştığına dair tek bir şey yok. Büyük ihtimal burada öldürülmedi, hatta bunu tek bir kişi bile yapmadı. Başka bir yerde pusuya düşürüldü büyük ihtimal. Vücudun da ki kesik izleri işkence gördüğünü gösteriyor bana. Kolu ise büyük ihtimal burada öldürüldüğünü göstermesi için basit bir oyun. Eline koyulan başka bir köyün alın bandı ise, büyük ihtimal büyük bir komplonun eseri. Birileri iki köy arasında savaş istiyor gibi, zira bunu Taikagure yapsaydı büyük ihtimal daha farklı bir göz dağı verirdi."

Oldukça sakin ve tiz bir ses tonunda, gözlerini gökyüzüne kaldırmış bir vaziyette aniden söze girmişti. Diğer ikisine fikirlerini belirttikten sonra kafasını gökyüzünden indirmiş ve cebinde ki ufak çakıl taşlarını eline alıp elinde dolaştırmaya başlamıştı. Bir kaç dakika kadar bunu yaptıktan sonra ara sokağa girdiği yönden tekrardan çıkmak amacıyla ilerlemeye başlamıştı. Binaların tepesine çıkacak, buraya yakın yerleri gözlemleyecekti. Eğer düşündüğü gibi bir oyun söz konusu ise büyük ihtimal bir yerlerden izliyorlardı. Ve tüm bunları Jounin olay yerine varmadan önce yapması gerekiyordu Kane'nin.

Gerçi bulduğu bulguları normalde paylaşmazdı ama düşündüğü şey gerçekse iki köyün arasında ki savaşın çıkmaması için biraz caba ve düşüncelerini dışarı yansıtması gerekiyordu. Zira bu hayatta korktuğu tek bir şey varsa onun gibi çoğu çocuğun abisiz, arkadaşsız ve yalnız bir hayat yaşaması idi. Çoğu şeye göz yumardı ama buna asla! O yüzden belki de o ölü gözlerle bir süre bakışmıştı, yakın zaman da savaş çıkarsa bu gözlerden çok görecekti.