Sevginin Doğuşu

Moderatör: Game Master

Sevginin Doğuşu

Mesajgönderen Izumi Katsuo tarih 07 Eki 2014, 00:36

Aiga Miura... Evet, bu isim onun için artık hayatının anlamı. Bir gece can sıkıntısı yüzünden bingo kitabına göz gezdirirken rastlamıştı bu genç bayana. O günden itibaren onu bulmak için bir şeyler yapmak ister olmuştu. Bu kesinlikle o değildi. Aynasından kendine bakarken karşısındaki insanla şuan olduğu insanı bir türlü aynı göremiyordu. Çünkü onun kitabında sevgi yoktu. Hissettiği bu duygu sevgi olamazdı. Hele ki hayranlık... Asla ama asla olamazdı. Dünyadaki en mükemmel insan zaten kendisiydi. Bir başkasına neden hayran olabilirdi ki? Böyle bir şey söz konusu bile olamazdı. Gördüğü insan ilgisini çekmişti sadece. İlgisini çeken bir başka insan. Kabullenmekte zorlanıyordu ama bu kızla birlikte olmak istiyordu. Kızın özgürlüğü onun hep arzuladığı tarzdaydı. Oysa henüz bu özgürlüğün yarısına bile kavuşamamıştı. En çok sevdiği özelliği buydu bu hatunun. Özgürlüğüne ortak olup etrafta terör estirmek istiyordu. Kafasına buyruk hareketleri ise bir diğer konu. Tıpkı Katsuo gibi istediğini söyler, istediğini yapardı.

Bu duyguları için ailesine lanet etmekten de kendini alamıyordu. Böyle bir insan olmayabilirdi. Duygulardan yoksun, tek düşüncesi kendisi olan birisi olma şansı vardı. Bu duygularla boğuşmasının tek sebebi ailesiydi. Belki de ailesinin şanssızlığı demek gerekir. Çünkü ailesinin de kendisi gibi olmasını istiyordu Katsuo. Bu iğrenç duygularla boğuştukları için hem onlara acıyor, hem de duygularını miras bıraktıkları için onlara kızıyordu. Bu iki duygu birbirini nötr hale getirdiği için ailesi onun için pek bir anlam ifade etmiyordu. Günlerdir onun için tek anlam ifade eden Aiga Miura idi.

Her ne kadar bu kızı bir kitaptan tanıdıysa da onu en yakın arkadaşı gibi hissediyordu. Her gece yatağında fotoğrafına bakarak hayaller kuruyordu. Nasıl birisi olduğunu, neler yaptığını hayal ediyordu hep. Bundan kendini alıkoyamıyordu. Kıza değil, kızın özgürlüğüne hayran kalmıştı. Hep istediği özgürlüğe sahip olması onu kıskandırmıştı. Fakat kızın özgürlüğünü elinden almak istemiyordu. Belki de hissettiklerinin en farklı noktası buydu. Bir tanrının oyuncağı elinde alındığı zaman öfkesinden zarar görürdü. Şuan öfke namın hiçbir şey hissetmiyordu. Sadece onunla göz göze gelmek, vakit geçirmek ve bir heyecan yaşamak istiyordu. Ne de olsa bilmemekten nefret ederdi. Bu kızı bilmiyordu ve merak ediyordu. Harekete geçecekti. Onu bulmak için elinden geleni ardına koymayacaktı. O kitaba kendi adını kazıtması gerekse bile o kızla birlikte olacaktı.

Sabahın ilk ışıklarında yola çıkmıştı. Köyden çıkmak için ne kadar uğraşması gerektiğinden pek haberdar değildi. Umurunda da değildi çünkü. Ne gerekirse gereksin bu köyden çıkacak ve kızın en son görüldüğü yere gidecekti. Belki kız onu pek hoş karşılamazdı. Bunun ölüm anlamına geldiğinin farkındaydı. Aralarında bir uçurum olduğunu düşünüyordu. Kız ondan daha genç ve tecrübeliydi. Oysa henüz ilk adımlarını atan bir tanrı parçacığı... Kapıdan çıktıktan sonra bunları düşünmeyeceğini biliyordu. Çünkü içinde bulunduğu yolun heyecanı bütün düşüncelerini karartacaktı. Peki, kapıda kim vardı?
Resim

Künye
İsim:Izumi Katsuo
Yaş:21
Cinsiyet:Erkek
Element:Fuuton
Seviye:C-Rank
Rütbe:Chuunin
Alım Gücü:5 - Orta Gelirli/10
Kullanılabilir GP:11

Profil
Güç:5
Çeviklik:5
Kondisyon:5
Potansiyel:5
Varlık:6
Zeka:4

Eksiklikler/Özürler:-


Ninjutsu
Tobikoshi no Jutsu
Furyuu no Jutsu



Taijutsu
Suiseiki Stili, B-Rank
Kaidan, C Rank



Genjutsu


Beceri Listesi
Etkileyici Konuşma 8
Gemmei-dou (D-Rank)



Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
-Herkese verilen shinobi çantası (Tamamı dolu)
Kullanıcı avatarı
Izumi Katsuo
 
Mesajlar: 72
Kayıt: 09 Eyl 2014, 18:43

Re: Sevginin Doğuşu

Mesajgönderen GM - Naruto tarih 07 Eki 2014, 18:02

Kusagakure’ye sabahın ilk ışıklarında çarpıcı bir soğuk hakim. Aslında bu Kusagakure’nin normal havası da denilebilir. Güneş henüz yeni aydınlatmaya başlarken Kusagakure’yi, rüzgar Güneş’e yenilmemek adına hızlandırıyor esintisini. Dikkatsiz bir insanın hasta olması için tam da gereken havanın yaşandığı saatler oluyor yola koyulmaya karar verdiğin saatler. Sokaklardaki tenhalık büyük bir sessizliği de beraberinde getiriyor. Fakat bu sessizliği ara ara bozan öksürük sesleri ilk dikkatini çeken şey oluyor. Evlerden gelen bu öksürük seslerinin sebebi ise, bu havada dikkatli olmayan kişiler elbette. Genellikle evlerin cam kısımları kapalı olsa da, öksürük seslerinin yükseldiği evlerin camlarının çoğu açık bulunuyor. Taze hastalar yeni yeni uyanırken, sen de biraz daha üstünü kapatarak ilerliyorsun köy kapısına doğru.

Yavaş yavaş köy kapısına geldiğinde, etrafta sıklaşan ağaçlar rüzgarın kesilmesine vesile oluyor. Fakat tam anlamıyla rüzgarsız bir ortam olduğunu da söylemek güç. Halen daha etkisini sürdüren rüzgarla beraber ilerliyorsun ve sonunda köy kapısına varıyorsun. Daha önce bilmem kaç kere geçtiğin bu kapıyı belki de ilk kez inceleme ihtiyacı duyuyorsun. İki tane büyük ağaç görünümlü duvar sütunun arasındaki kapı ilk kez gözüne heybetli görünüyor. Oysa üç metreden daha fazla olmayan boyu ile, kapı pek de büyük sayılmaz. Beş metre genişliğinde ve iki kapıdan oluşan geçiş alanı da keza küçük olarak nitelendirilmesi mümkün. Kapının kenarlarındaki ağaç görünümlü duvar sütun birkaç metre devam ederek köyü sarmalıyor. Ancak uzun olduğu söylenemeyecek bu sütun, iri gövdeli ağaçlarla birleşiyor. Bu haliyle de devamını ağaçların oluşturduğu bir sur görünümü kazanmış oluyor. Elbette buralardan geçme kolay gibi görünüyor olsa da, bilgilerin bunu o kadar kolay bir şey olmadığını söylüyor sana. Kapının birkaç metre gerisinde ise, çok da büyük olmayan bir büfe tipinde bir kiosk bulunuyor. Bu kioskun içinde ise kapıda nöbet tutan iki shinobi bulunuyor. Yine bilgilerine göre, bu iki shobinin chuunin seviyesinde olduğunu anımsıyorsun. Kioska biraz daha yaklaştığında ise, biri senin yaşlarında, diğeri ise daha yaşlıca görünen iki shinobinin olduğunu görüyorsun. Kapının ise tek kanadı yarı yarıya açıkken, diğer kanadı tamamen kapalı duruyor. İçerideki shinobiler ise sana bakıyor veya seni fark etmiş gibi durmuyor.

Kapalı konu
Pasiflik Süresi: 24 Saat
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
Kullanıcı avatarı
GM - Naruto
Game Master
Game Master
 
Mesajlar: 2208
Kayıt: 09 Tem 2014, 22:21

Re: Sevginin Doğuşu

Mesajgönderen Izumi Katsuo tarih 08 Eki 2014, 16:06

Hastalık yayan basit insanlardan nefret ediyordu. Hepsinden tiksinmekten kendini alamıyordu. Böyle salak insanlarla aynı köyde yaşamaya bile tahammülü yoktu. Daha kendilerine dikkat edebilecek bilince bile sahip değilken nasıl nefes alıyorlardı merak ediyordu. Hem karşılarında tanrıları bulunurken etrafa hastalık saçacak cesareti nerede buluyorlardı? Böyle bir cesarete kim sahipti? Hangi insan tanrısına zarar vermek, ona baş kaldırmak isterdi? Hele ki karşılarında böylesine mükemmel bir varlık varken... Gerçi Katsuo hasta olmazdı. Her zaman kendisine dikkat etmişti. Ne de olsa dünyada herkesten çok sevdiği bir kişi vardı ve o da tahmin edebileceğiniz gibi kendisiydi. Her adımını dikkatli atardı. Koruması gereken tek kişi vardı. Bu sorumluluklarını ve düşünmesi gereken şeyleri azaltıyordu. "You have only one job." diye bir söz vardır. Katsuo'nun tek bir işi vardı ve o da bunu bütün mükemmeliği ile yerine getiriyordu. Ne de olsa o bir tanrıydı. Her şey mükemmel olmalıydı.

Köyün surlarından özgürlüğe doğru atacağı ilk adımlardı bunlar. Bütün bu iğrenç insanlardan kurtulmak için tek şansı vardı. Ya bu kapıdan basitçe geçecekti, ya da zorla. Elinde fazla seçenek yoktu. Eğer o kızın yüzünü göremezse işte o zaman hayatının bir anlamı kalmazdı. İstediği her şeyi yerine getirmek istiyordu. Kulübedeki insanları öldürmeyi bile göze almıştı. Ne de olsa onlar basit insanlardı. Kendisi ve peşine düştüğü kız gibi özel insan olma şansına erişememişti. Kendine nasıl acıyorsa onlara da öyle acıyordu. Ne de olsa o da onlarla aynı kaderi paylaşıyordu. Duyguları vardı. Her ne kadar tekniği sayesinde duygularını denizde boğmayı öğrenmiş olsa da bir savaşın içinde olmadığı anlarda duygularına yenik düşebiliyordu. Buna hiçbir insan engel olamazdı. Miura bile özgürlüğü arzuladığı için kaçmıştı köyünden. Onun da duyguları vardı. Tıpkı Katsuo gibi o da bu talihsizliği yaşıyordu.

İçerideki insanları dikkate alabilecek değildi. Gözleri üzerinde olduğu için rahatsız değildi. Çünkü bir tanrıya bakmak için yürek gerekirdi. Başka bir şeye baktıklarını düşünüyordu ve yoluna sıradan bir şekilde devam ediyordu. Onu durduracaklarını sanmıyordu. Hatta onu biraz tanıyorlarsa işlerine hiçbir şey olmamış gibi devam etmeleri gerekiyordu. Kulübedeki insanları gördükten sonra gözlerini bir an olsun bile yolundan ayırmamıştı. Engelleneceğini düşünmediği için plan yapmamıştı. Aklında sadece o kız vardı. Tek düşündüğü şey oydu.
Resim

Künye
İsim:Izumi Katsuo
Yaş:21
Cinsiyet:Erkek
Element:Fuuton
Seviye:C-Rank
Rütbe:Chuunin
Alım Gücü:5 - Orta Gelirli/10
Kullanılabilir GP:11

Profil
Güç:5
Çeviklik:5
Kondisyon:5
Potansiyel:5
Varlık:6
Zeka:4

Eksiklikler/Özürler:-


Ninjutsu
Tobikoshi no Jutsu
Furyuu no Jutsu



Taijutsu
Suiseiki Stili, B-Rank
Kaidan, C Rank



Genjutsu


Beceri Listesi
Etkileyici Konuşma 8
Gemmei-dou (D-Rank)



Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
-Herkese verilen shinobi çantası (Tamamı dolu)
Kullanıcı avatarı
Izumi Katsuo
 
Mesajlar: 72
Kayıt: 09 Eyl 2014, 18:43

Re: Sevginin Doğuşu

Mesajgönderen GM - Naruto tarih 08 Eki 2014, 18:54

İçinde yaşadığın yoğun ego ile tek kanadı yarım açık kapıya doğru durmaksızın ilerliyorsun. İçindeki birikmiş yoğun tavrı dışarıya yansıtmak için elinden geleni yapıyor gibisin. Bu sebeple de kioskun önünden geçerken, kafanı çevirmiyorsun bile içeride bulunan chuuninlere. Aynen yürümeye devam ediyorsun, sanki onlar hiç yokmuş gibi. Fakat beklediğin veya umduğun şey olmuyor ve arkandan “Hoop!” diye bir ses duyuyorsun. Bu sese elbette aldırış göstermeyeceksindir, ancak hemen arkanda olan kişinin de seni öylece salmaya niyeti yok gibi. “Nereye böyle dostum?” diye yönelen soru hemen ensende bitiyor. Kafanı arkaya döndürmediğin için de yanına gelenin hangi chuunin olduğu konusunda bir fikrin de bulunmuyor haliyle.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
Kullanıcı avatarı
GM - Naruto
Game Master
Game Master
 
Mesajlar: 2208
Kayıt: 09 Tem 2014, 22:21

Re: Sevginin Doğuşu

Mesajgönderen Izumi Katsuo tarih 09 Eki 2014, 16:19

Bir tanrıdan hesap sorulabilir miydi? Bence sorulmaya cesaret bile edilemezdi. Çünkü tanrı sorgulanan değil, sorgulayan rütbesine sahipti. İnsanlar onundu. Bütün dünya ona aitti. Dünya üzerindeki en güçlü, en kudretli varlık oydu. Bir insanın karşısına geçmesi bile delilikti. Katsuo bu duruma biraz öfkelenmişti. Neyse ki öfkesi ve nefreti suda boğabildiği en kolay şeylerdendi. Nasıl ilerleyeceğini hemen düşünmeye başladı. Bir tanrı yalan söylemezdi. İnsanlarına güven aşılayabilmek için doğruları söylemek zorundaydı. Yalanlarla kurulan bir imparatorluk çabuk yıkılırdı. Gerçekleri söyleyecekti elbette. Arkasında dönüp "Kantou Bayırı'na gidiyorum." diyecekti. Bu sırada yolu tam olarak bilmediği aklına geldi. Arkasında dönerken göreceği yüzün kendinden yaşlı olan chuunine ait olmasını umdu. Gence göre daha bilgili bir insan gibi duruyordu. Karşısındaki konuşmaya başlamadan önce "Bana yolu tarif et." dedi emir dolu bir ifadeyle. Aynı rütbeye sahip olabilirlerdi fakat Katsuo daichou'dan bile yüksekteydi. Hayalleri ve düşünceleri özgürdü.
Resim

Künye
İsim:Izumi Katsuo
Yaş:21
Cinsiyet:Erkek
Element:Fuuton
Seviye:C-Rank
Rütbe:Chuunin
Alım Gücü:5 - Orta Gelirli/10
Kullanılabilir GP:11

Profil
Güç:5
Çeviklik:5
Kondisyon:5
Potansiyel:5
Varlık:6
Zeka:4

Eksiklikler/Özürler:-


Ninjutsu
Tobikoshi no Jutsu
Furyuu no Jutsu



Taijutsu
Suiseiki Stili, B-Rank
Kaidan, C Rank



Genjutsu


Beceri Listesi
Etkileyici Konuşma 8
Gemmei-dou (D-Rank)



Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
-Herkese verilen shinobi çantası (Tamamı dolu)
Kullanıcı avatarı
Izumi Katsuo
 
Mesajlar: 72
Kayıt: 09 Eyl 2014, 18:43

Re: Sevginin Doğuşu

Mesajgönderen GM - Naruto tarih 09 Eki 2014, 21:21

Arkanı dönüp cevabını verdiğin anda, temenninin gerçeğe döndüğünü görüyorsun. Senden yaşça büyük olan Chuunin seni durduran kişi oluyor ve cümlelerin karşısında abuk bir yüz ifadesi ile sana bakıyor. Ardından da sesli bir kahkaha atıyor ve “Güzel şaka, şimdi gerçeği söyle bakalım.” diyor. Senin ses tonun ne kadar emir içeriyorsa, karşındaki Chuunin’in sesi de bir o kadar dost canlısı oluyor. Tabi bunu senin tam olarak anladığın söylenemez. Ancak adam kahkahasına rağmen son derece ciddi duruyor ve son olarak “Elini kolunu sallayarak çıkamazsın ya kapıdan.” diyerek söz hakkını sana veriyor. Tam bu esnada seninle yaşıt olan Chuunin de kiosktan çıkıyor ve “Bir sorun mu var?” diyor biraz ürkek bir tavırla. Ancak seninle konuşan Chuunin “Hayır hayır Fuu-kun. Sadece köyden dışarı çıkacakmış, eminim geçerli bir durumu vardır.” diyor biraz geçiştirir gibi. Hemen ardından da sana dönerek “Ahh, siz gençler.” diyor birazcık iç geçirerek.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
Kullanıcı avatarı
GM - Naruto
Game Master
Game Master
 
Mesajlar: 2208
Kayıt: 09 Tem 2014, 22:21

Re: Sevginin Doğuşu

Mesajgönderen Izumi Katsuo tarih 10 Eki 2014, 13:48

Bir tanrı yalan söylemezdi. Gerçeklerle insanlarını etrafına toplamak isterdi. Çünkü dünya üzerindeki en güvenilir kaynak o olmalıydı. Herkes yerini bilmeliydi ne de olsa. Katsuo bunun farkındaydı. Gerçeklerle yaşamak zorundaydı. Hayallerini gerçek yapmalıydı. Yoksa yalanların ve kandırmacaların arasında boğulurdu. Etrafını hayali duvarlarla ördükten sonra özgürlüğünün ne anlamı kalırdı ki? Hayali özgür olmaktı. Bütün duvarları yıkmak, istediği her toprağa ayak basabilmekti. Her yerde onun sözünün geçmesini istiyordu. Sonsuz olmak istiyordu. Bunun için öncelikle basit insanlara güvenilir bir insanmış gibi gözükmeliydi. Çünkü asıl halkı için tek referansı bu basit insanlar olacaktı. Ne yazık ki bu sandığı kadar kolay değildi. Karşısındaki sıradan insanlara tahammülü yoktu. Hele kendisine gülünmesini hiç hoş karşılamamıştı. İşte basit insanları yargılamak için bir neden daha! Bunu kendisi yapmıyordu. Onlar yapıyordu. Onlar istiyordu ölmeyi. Onlar yalvarıyordu ölüm için. Merhamet için yaptıkları hiçbir şey yoktu. Katsuo günü geldiğinde hepsini pişman edecekti. "Neden?" diye soracaklardı kendilerine. "Neden o gün merhamet dilenmedim?"

Katsuo şaka yapmazdı. Hayatında hiçbir zaman yapmamıştı. Her zaman ciddi bir yaşam sürmüştü. İçindeki o nefret yüklü canavarı besledikçe daha da katı bir insan haline gelmişti. Hayallerini besledikçe yaşamı daha da monoton bir hal almıştı. Fakat o buydu. Bundan vazgeçemiyordu. Vazgeçemezdi de. Benliğini hiçe sayarak bildiğini okuyamazdı. İsteklerinin peşinde koşarken bazı engeller olacaktı. Tıpkı karşısındaki adam gibi. Şaka yaptığını sanıyordu. Ortada komik bir şey yokken gülmüştü. Gülmesinin nedeninin kendisinin olduğunu anlaması pek zor değildi. Oysa karşısındaki adam onun hayallerini, duygularını ve isteklerini bilse şimdi karşısında durur muydu? Onu tam anlamıyla anlasa, kafasındaki bütün hayalleri yaşasa bunları yapar mıydı? Yapamazdı. Karşısındaki adama acıyordu. Kendisinden daha fazla tecrübesi olduğu kesindi. Fakat her ne kadar tecrübesi olursa olsun basitlikten çıkamamıştı. Fazla söz gerek yoktu. Adamın ona söz hakkı vermesiyle "Gerçeği söylüyorum. Kantou Bayırı'na gideceğim. Bir izin almam gerektiğini sanmıyorum. Özgür bir şekilde dolaşmamı kim engelleyebilir ki?" demişti sakin bir şekilde. Karşısındakinin onu anlamasını umuyordu.

Çocuğun gelmesiyle adamın söylediklerine bir hayli kafası atmıştı. Onu küçümsemesine dayanamıyordu. Belki de adam ona biraz fazla itici gelmişti. Bunun için kendisini suçlayamazdı Katsuo. Karşısındaki adam zerre miktar susmayı bilse bunların hiçbiri yaşanmazdı. Adamın söylediklerinin aksine bir nedeni vardı. Konuşmasına izin vermeden hemen "Daichou beni tanır. Eğer bir sorunun varsa ona gidebilirsin. Ben beklerim. Ya da salaklığını çevrene daha fazla ilan etmeden yolumdan çekilebilirsin." demişti. Bu söylediklerine anlam veremiyordu. Küçümsediği, nefret ettiği bir insanın çatısının altına sığınmıştı. Hem de nedensiz bir şekilde. Belki de o an bu kapıdan çıkmayı gereğinden fazla arzuluyordu. Kapının ardından adımını attığı vakit bütün bu dertlerin biteceğini hissediyordu. Bu yüzden fazla zaman kaybetmeden bu iki salağı başından savmalıydı.
Resim

Künye
İsim:Izumi Katsuo
Yaş:21
Cinsiyet:Erkek
Element:Fuuton
Seviye:C-Rank
Rütbe:Chuunin
Alım Gücü:5 - Orta Gelirli/10
Kullanılabilir GP:11

Profil
Güç:5
Çeviklik:5
Kondisyon:5
Potansiyel:5
Varlık:6
Zeka:4

Eksiklikler/Özürler:-


Ninjutsu
Tobikoshi no Jutsu
Furyuu no Jutsu



Taijutsu
Suiseiki Stili, B-Rank
Kaidan, C Rank



Genjutsu


Beceri Listesi
Etkileyici Konuşma 8
Gemmei-dou (D-Rank)



Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
-Herkese verilen shinobi çantası (Tamamı dolu)
Kullanıcı avatarı
Izumi Katsuo
 
Mesajlar: 72
Kayıt: 09 Eyl 2014, 18:43

Re: Sevginin Doğuşu

Mesajgönderen GM - Naruto tarih 10 Eki 2014, 17:52

İlk kurduğun cümleler adamda adeta bir şok havası yaratıyor. Az önce gülen yüzü, yerini boş bakışlara devrederken, ağzını şapşalca açarak birkaç kelime dökmek istiyor adam. Ne var ki ikinci kez söze girmenle, adamın ağzından çıkmakta tereddüt eden kelimeleri boğaz düğümlenip kalıyor. Yüzünde daha şaşkın ve biraz da ürkek bir hava hakim olmaya başlarken, adam basitçe “Tamam.” diyor sadece. Birkaç saniyelik bu afallamanın ardından ise adam, sen tam dönüp gidecekken “En azından ismini söyle, bu benim görevlerimden birisi. Bilirsin ya..” diyor afallamış halini sürdürürken. Fakat arkadaki genç shinobi duydukları karşısına pek de ikna olmuş gibi durmuyor ve elini yavaşça ekipman çantasına doğru götürdüğünü görüyorsun. Senin yaşlarında olan Chuunin’in yüz ifadesi ise biraz daha sert bir hal alıyor şu sıralarda.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
Kullanıcı avatarı
GM - Naruto
Game Master
Game Master
 
Mesajlar: 2208
Kayıt: 09 Tem 2014, 22:21

Re: Sevginin Doğuşu

Mesajgönderen Izumi Katsuo tarih 12 Eki 2014, 19:48

Bir tanrının yetkisinin üstünde hiçbir şey olamazdı. Olmamalıydı. Yoksa tanrının dünya üzerinde hiçbir anlamı kalmazdı. Kimse ona saygı göstermez, boyun eğmezdi. Tanrıysa bundan hiç ama hiç hoşlanmaz, gazabını dünyaya salardı. Tıpkı Katsuo'nun yapacağı gibi. Kendi sözlerinin Daichou'nun sözlerinden daha etkili olmasını kabullenemiyordu. Hele ki onun sayesinde bu kapıdan biraz sonra geçeceğine... İnanmak dahi istemiyordu. Her geçen saniye insanların tanrının gazabıyla karşılaşmasını yaklaştırıyordu. Bu kapıdan geçmesinin ardından gazabı getirmek için her şeyden fedakarlık etmeye hazır olacaktı. Fakat önce kapıdan geçmeliydi. Özgürlüğüne yeni bir adım atmalı ve onu kanatlandıracak meleği bulmalıydı. Onunla karşılaştığında ne diyeceğini bile bilmiyordu. Şu yaşadığı olaydan sonra köy teşkilatına karşı nefret söylemlerinde bulunabilirdi. Fakat bundan daha önemli engeller vardı karşısında.

Kapıya doğru korkusuzca ilerliyordu. İlk adımını atmak için o kadar çok sabırsızlanıyordu ki, koşmamak için kendini tutmaya çalışıyordu. Koşarsa dikkat çekerdi. Kaçıyor gibi gözükür ve durdurulurdu. Tam kapıya doğru yürümeye başlarken adam tekrar konuşmaya başlamıştım. Gözlerini yummuş, yumruklarını sıkmıştı. Tahammülü her geçen saniye daha da azalıyordu. Zaten bir kere küçümsenmişti. Daichou'nun yetkisi altına sığınmış ve ilerlemek için bir bahane bulmuştu. Neyse ki bu sefer sorun pek de önemli değildi. Adam ismini öğrenmek istemişti. İntikam! İntikamı ağır olacaktı. Bir anda içindeki deniz öfkelenmeye başlamıştı. Dolup taşıyordu her geçen saniye. Aklına bir şey gelmişti. İntikam almak için mükemmel bir fırsattı bu. Fakat ufak bir tehlikesi vardı. Yine de bunu denemek istiyordu. Lafı çevirecek yeteneğe sahipti. Adam ismini sorduktan sonra onun ismini söyledi! Onun, Yukishiro Sasaki'nin. Kelimeler ağzından dökülürken bir hayli heyecanlı bir şekilde telaffuz etti. "Yukishiro Sasaki!"

Söylediği şeyden sonra ne tür bir tehlikeye atıldığının farkındaydı. Karşısındaki iki chuuninden birisi onu tanıyor olabilirdi. Felaketi getirecek tek ihtimal buydu. Eğer böyle bir şey olursa işler karışacak, özgürlüğü mahvolacaktı. Genç olan chuunin zaten çoktan çantasını hazırda tutuyordu. Beni bir tehdit olarak algılamasına şaşmıştım. Belki de yaşlı ve tecrübeli adamdan daha çok tehlike arz ediyordu. Köye geri döndüğünde ilk öldürmesi gereken kişi o olabilirdi. Çocuğun ölüm tarihini şimdilik ertelemişti. Bayırdaki kız daha önemliydi. Bu yüzden karşısındakilere "Başka sorunuz yoksa Kantou Bayırı'na nasıl gideceğimi söylemenizi istiyorum." diyecekti ve sakince bir cevap bekleyecekti.
Resim

Künye
İsim:Izumi Katsuo
Yaş:21
Cinsiyet:Erkek
Element:Fuuton
Seviye:C-Rank
Rütbe:Chuunin
Alım Gücü:5 - Orta Gelirli/10
Kullanılabilir GP:11

Profil
Güç:5
Çeviklik:5
Kondisyon:5
Potansiyel:5
Varlık:6
Zeka:4

Eksiklikler/Özürler:-


Ninjutsu
Tobikoshi no Jutsu
Furyuu no Jutsu



Taijutsu
Suiseiki Stili, B-Rank
Kaidan, C Rank



Genjutsu


Beceri Listesi
Etkileyici Konuşma 8
Gemmei-dou (D-Rank)



Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
-Herkese verilen shinobi çantası (Tamamı dolu)
Kullanıcı avatarı
Izumi Katsuo
 
Mesajlar: 72
Kayıt: 09 Eyl 2014, 18:43

Re: Sevginin Doğuşu

Mesajgönderen GM - Naruto tarih 12 Eki 2014, 20:53

Yukishiro Sasaki ismini vermenle birlikte, Chuuninler bunu hafızalarına not alıyorlar. Genç Chuunin bununla yetinmiyor ve az önceki dikkat kesilmiş halini sonlandırarak içeriye giriyor. Kapıdaki nöbet sistemini az çok bildiğin için de genç Chuunin’in adını not etmek için içeriye girdiğini biliyorsun. Yani artık senin önünde durabilecek hiçbir şey olmadığını fark ediyorsun. Bunun verdiği rahatlıkla da adama Kantou Bayırı’na nasıl ulaşabileceğini soruyorsun. Karşındaki Chuunin ise nasıl ulaşacağını tam bilmediğini, ancak haritaya bakabileceğini söylüyor sana. Bunun üzerine ikiniz beraber kioska giriyorsunuz ve sen de bu sırada, genç Chuunin’in adını Yukishiro Sasaki olarak bir deftere not ettiğini, yanına Kanto Bayırı, en sona da Daichou’nun tanıdığı olduğunu ve gezmek için gittiğini yazmış olduğunu görüyorsun. İçin daha da rahatlamış bir haldeyken, diğer Chuunin büyükçe bir haritayı açıyor ve senin gitmen gereken yolları eliyle de işaret ederek sana anlatıyor. Harita’nın yanında bulunmasını iyi bir fırsat olarak görüyor olsan da Chuunin sana peşin peşin bu haritayı veremeyeceğini, çünkü haritanın kioskta sürekli durduğunu söylüyor. Sonuç olarak yolu hafızana kazıyor ve ardından büyük yolculuğuna başlıyorsun.

3 gün sonra…

Bir gece vakti, attığın yorgun adımlar küçük bir yerleşim yerine getiriyor seni. Bastığın toprakların Kantou Bayırı adı ile bilindiğini hissediyor olmak bile seni mutlu ediyor. Aradığına bir adım yakında olduğunu seziyor gibisin ve bu durum da tükenmiş gücüne rağmen yüzünde bir gülümsemeye neden oluyor. Bulunduğu yerleşim yerinde, toplam 15 tane ev görüyorsun. Genellikle tek katlı bu evler, Kusagakure’deki gördüklerine pek de benzemiyor mimarisi itibari ile. Dizine kadar gelen çimenler ilerlemeni az da olsa zorluyor, fakat artık dinlenebileceğin yerler olduğunu düşünüyorsun. Her evden cılız bir ışık geliyor ve bu da senin herhangi bir evi seçebileceğin anlamına geliyor. Çünkü özellikle gecenin bu karanlığında, evler birbirinin aynısı gibi görünüyor sana.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
Kullanıcı avatarı
GM - Naruto
Game Master
Game Master
 
Mesajlar: 2208
Kayıt: 09 Tem 2014, 22:21

Sonraki

Dön Role Play Arşivleri

Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir

cron