Yeni bir güne gözlerimi açarken bulanık olan görüntüler yerini berrak görüntülere bırakırken içimde değişik bir his vardı. İyi mi kötü mü anlayamıyordum. Fısıldama gibi bir ses ile “Bugün günlerden ne ki? “ aklıma gelen şey ile birlikte yüzüm üzgün bir ifade almıştı. “Doğru ya bugün Pazar beni çağırıyorsun değil mi Sensei? Sanırım geciktim.“ hızlı bir şekilde yüzümü yıkamak gibi kişisel temizlik işlerimi hallettikten sonra “Akihiko-san ben çıktım.“ "Tamam, Gin bugün Pazar oraya gidiyorsun değil mi? ” “Evet” ,diye cevap verdikten sonra kapıyı açarak dışarı çıktım.
Hızlı adımlarla yolda yürüyordum. Hava kapalıydı sanırım yağmur yağacaktı. Her zaman ki gibi esnafla selamlaşarak yürüyordum ve yine her zaman ki gibi beni tanımayan kişiler görünümümden dolayı biraz ürkmüş ve şaşkın ifadelerle bana bakıyordu artık buna alışmıştım bu yüzden beni etkilemiyordu. Bir çiçekçiden 1 demet çiçek aldım ve yürümeye devam ettim. Köy meydanına ulaştığım da Yuuki ve Hideo oradaydı yanlarına ulaştığımda selam verdim herkesle selamlaştıktan sonra Hideo hemen “Yine geciktin Gin…” “Özür dilerim.”, dememin hemen ardından Yuuki “Geçen haftada gelmemiştin.” “Göreve çıkmam gerekiyordu. Yeniden özür dilerim.”
Shinobi konusu açılınca herkes sustu yaptığım hatanın farkına varmıştım. Ortamın havası çok çabuk değişmişti. Hemen bir şeyler yapmam gerekiyordu. “Neyse artık gidelim Sensei’ yi bekletmek çok kaba olur değil mi?” ,diyerek yürümeye başladık. Yolda her zamanki muhabbetlerin ardından girişte durmuştuk herkes girişin üstünde yazan “MEZARLIK” yazsına baktıktan sonra içeriye girdik ve mezarların arasında ki yollarda yürüyerek bir mezarın karşısında durduk. Herkes elinde ki çiçekleri bıraktı. Etraf çok sessizdi. Bu sessizliği bozan ben olmuştum. “Uzun zaman oldu değil mi Sensei? Geçen hafta gelemediğim için üzgünüm. ” Yuuki aramızda ki en duygusal kişi olduğundan gözünden yaşlar gelmeye başlamıştı bile Hideo ise en neşelimizdi fakat onun suratı bile beş karıştı. Uzun süre orda durduktan sonra herkes ayrıldı ve kendi yoluna gitti.
Hüzünlü bir şekilde yürürken karşı taraftan gelen bir kişi görmüştüm. Beyaz tenliydi ortalama boylardaydı diğer insanlardan pek bir farkı yoktu fakat benim ilgimi çekmişti ardından birbirimizin yanından geçtik geçer geçmez durdum ve arkama baktım. Neden bilmiyordum ama takip etmek istiyordum arkamı dönerek onun arkasında yürümeye başladım ve tam o sırada yağmur yağmaya başladı. Niye bilmiyordum ama bu kişiyi takip etmek istiyordum berki sadece kendimi ona yakın hissetmiştim berki eski bir tanıdıktı hiçbir fikrim yoktu sadece onu takip etmek istiyordum. Gökyüzü ağlıyordu bu sırada ben o kişiyi takip ediyordum sanırım beni fark etmesi uzun sürmüyecekti. Takip ederken çoktan köy meydanına ulaşmıştık.