Harnâme

Moderatör: Game Master

Harnâme

Mesajgönderen Kon Ko tarih 05 Eki 2014, 12:16

Vurma kamçıyı, vu-vurmasana lan! Pezevenk çekiyoruz ya işte sabanı ne kamçılıyorsun! Atacağım kayışları başlayacağım kayışlara o olacak en son. Bahsettiğimiz adam da babam lan! Düşündüm de… babamın kıllı götüne hiç mi hiç meraklı değilim. Eşek herif hala kamçı kaldırıyor ya!

“Sikeceğim senin o olmayan beynini! Vurmasana lan! Çekiyoruz işte!”

Böyle bağırıyorum ama gerçek anlamda da kızamıyorum şerefsize. Atam sonuçta herif. Yine de götün biri olduğu gerçeğini değiştirmiyor!

Bu köyün yetkilileri nerede ulan!? Sigortasız işçi çalıştırılıyor diye olaylar olaylar biz burada köleyiz, kamçıyla idare ediliyoruz sesini çıkaran yok. Bu arada sigortasız işçi çalıştırmayı eziklermiş gibi oldum ama o da çok önemli bir problemimizdir. İşten çıkmadan 1 ay önce ihbar edeceksin bunları. Hem adam tüm sigortasız işçilerin sigortasını ödemek zorunda kalıyor hem de cezasını alıyor. Sen de işten çıkacağın için atılma tehlikesi yaşamıyorsun. Babam öyle diyor yani.

Dur azık mazık moruğu kandırıp ara verdirteyim de ayrıntılı konuşacağız. “Yoruldum ben. Anam turşu kavurması yapmıştı. Hadi atıştıralım biraz.” Bizimki turşu kavurmasına dayanamaz. Aslında adam yemeğe dayanamıyor lan. İçli köfteye falan da dayanamıyor. Ama nasıl sıçıyorsa kilo denen bir şey yok herifte. Bize de geçmiştir belki. Şimdilik pek belli etmiyor ama bir ihtimal. İyi işte. Hehehe… Geleneklere bağlı kalarak bir de yemekten sonra iyi bir uyku çekeriz. Çok iyi vallahi.

Teklifime ilgisini saklayamayan atam teklifimi kabul etti. Böylece bir ağacın gölgesine oturup başladık yemeye. Bizimki bana göre iştahsız kalıyor. O yüzden çoğunu ben yedim. İşi de ben yapıyorum, bir zahmet ben yiyeyim çoğunu! Yemek bitti mi ver sırtını ağaca, kapa gözlerini, hafif hafif esen rüzgarı hissederek uykuya dal. İşte uykuya dalma aşamasında da memleket meselelerini konuşacağız. Meşgul bir insan olduğum için sadece o zamanı ayırabildim. Güzel güzel betimlediğim şeyleri de yaptım bu arada. Konuşalım bakalım.

Arkadaş açık konuşayım, ben kendimi temiz, mert biri olarak tanımlarım. Tabi temizin, mertin tanımları da tarafımdan yorumlandı. Neyse işte, ben burada kamçılanıp saban çekerken milletin yüzüne yalan söyleyen herifler niye dünyanın parasını kazanıyor? Asıl olay yalan söylemek mi yani? E sanki millet farkında değil politikacının yalancı olduğunun. Peki niye hala bu kavaslara destek çıkıyorlar? Bizim ihtilallerimiz, toplum sözleşmelerimiz falan yok mu? Yok herhalde, tarih bilgimi yokladım da hiç aklıma gelmedi. Yenilik dediğin halk eliyle olmalı! Ne diyordum ulan ben? Tarih falan deyince karıştı yine.

Hah, evet, millet niye hala bu kavaslara saygı duyuyor da zavallı Ko’cuk buralarda sürünüyor diyordum. Salacaksın halkı çayıra, çobanı da çoban köpeğini de alacaksın başlarından. Kim nedir o zaman ortaya çıkar. Tabi konu kim nedir değil. İşte herkes kendi halinde takılsın falan yani. Kanun nizam olmasın. Başkası tarafından yağmalanmak, bir umut diyerek aptalı oynayıp kendi ellerimizle mallarımızı aslında hiç bizimle alakası olmayan birine vermekten iyidir.


“Daha derin ve objektif düşünmelisin. Peki ya ulusu refaha götürecek ve tek amacı bu olan bir lider çıkarsa karşına? Tabi halka da o lideri görecek göz lazım. Dediklerinin çoğunda haklısın ama yanıldığın konu, yalan söyleyebilmek ve insanlar söylediklerinin yalan olduğunu bilse bile inanmalarını sağlamak bir eksiklikten ziyade yetenektir. Hoş, insanlar söylediklerinin gerçek olmadığını biliyorsa zaten yalan söylemiş olmazsın. Çünkü söyleyememiş ki. Söyleyebilse millet gerçek sanardı, o zaman yalan olurdu. Beni de saçmalattın!”

“Saçma için saçmalattın! Rarara! Zaten ninja köyünde politika olayı pek geçmiyor ki. Pazusu kalın, geniş, sert olan hem siyasi hem de askeri güç bakımından üstün oluyor. Mecaz konuşuyorum ha. Pazu derken dövüş gücü anlamında. Yine kafan karışır senin. Bir de enflasyonla falan uğraştığımızı düşünsene. O zaman ortalık karışırdı işte.”

Bir dakika… Kim lan bu!?
Resim


Kork aprilin beşinden öküzü ayırır eşinden.
Künye
İsim: Kon Ko
Yaş: 18
Cinsiyet: Erkek
Element: Doton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Alım Gücü: 3 - Düşük Gelirli / 10
Kullanılabilir GP: 2GP


Profil
Güç: 8
Çeviklik: 6
Kondisyon: 7
Potansiyel: 3
Varlık: 3
Zeka: 3

Eksiklikler/Özürler

Kötü Dış Görünüm
Disleksi

Ninjutsu

Doryuu Shiki [C-Rank]

Taijutsu Stili

Juudaichi [A-Rank]

Taijutsu Teknikleri

Oukashou [C-Rank]

Genjutsu


Beceri Listesi

Juudaichi 2

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Kullanıcı avatarı
Kon Ko
 
Mesajlar: 39
Kayıt: 08 Eyl 2014, 11:25

Re: Harnâme

Mesajgönderen Kon Ko tarih 05 Eki 2014, 12:27

“N’oluyoruz lan!?” deyu kafamı bir çevirdim ki… “Aman tanrım!” didim. Bu nasıl bir kız, nereden buraya gelmiş, benim aklımdan geçenleri nasıl anladı gibi gibi sorular kafamda sıralanmaya başladı. Aslında baştaki soru betimlemeye geçmem için ama çaktırmayın. Evde beslemelik kız yeminle. Ver mamasını suyunu kedi gibi besle. Kedi gibi de kız zaten. Tövbe bismillah estağfurullah! Bu insansa yemin ediyorum ben hayvanım yani. Zaten insanlığımız da kalmadı ya. Of be! İnceyi aldınız mı? İnsanlığımız kalmadı derken toplumun kaybolan değerlerine falan çarptırdım lafı. Fena! Dur dur, kızı anlatacağım şimdi. Bu ne şirin bir şey lan!

15-16 yaşlarında gösteren bu mini mini, çıtı pıtı güzel kızın suratındaki çocuksu ve çocuklara has masum ifade ilk bakışta beni benden alan şeydi. Sübyancı değiliz amma buna da… yok ya, aklımdaki şey cidden uçkur değil. Komik olacakmış gibi her boku uçkurla alakalandırmaya gerek yok. Bir kere kız benimle konuşmak için ilk adımı attı. Gel de sevme! Şu ana kadar hiç böyle bir şey gelmemişti başıma. Hem sübyan denecek kadar küçük de değil ya kız. Genç işte. Neyse, devam edeyim kızı tanıtmaya. Suratına nur inmiş sanki mübarek! İçinin güzelliği yüzüne vurmuş. Biraz çekik, kara gözleri ferman yazdıracak, işveli dudakları canlar yakacak, yakıyor bile, Ko Efendi’nin yüreğine ateş salacak, yukarıdakinin ellerine sarıltacak, ölümsüz bir eser a dost! Tripkolik dinleyen emo ergen tipine bir yakınlığı var ki o bile çekici! İnce uzun yapısı ile zarafetin tanımını yaparken gözleriyle aynı tonda küt saçlarıyla da insanı uzay gibi derine, tanımlanamaz bir boşluğa çekiyor. Bu tanımlara nail olan vücudunu da depresif ergen, final zamanı üniversitelisi kıyafeti olarak bildiğimiz ellerin içeride kalacağı kadar uzun kolları olan, omuzdan hafifçe sarkan, beyaz, bol bir bluz ve üstündekiyle tezat oluşturan gri bir şortla süslemiş.

Yani diyorum ki gel de anla Ko’yu! Sabahın 6’sında başla sabanı çekmeye, kamçıyı yemeye, saat 12’de karşına böyle güzel bir kız çıksın. Balkabağına dönersin arkadaş! Güneş mi çarptı ne yaptı, tövbe tövbe. Yine de hayali bile güzel lan! Fırsat bu fırsat, sohbet edelim biraz.

Şaşkınız tabi çaktırmayın. “Eşhedü enla ilahe illallah… Sen nereden çıktın be? Gelmiş bir de memleket kurtarıyor benimle. Akıl okuyabilip de böyle saçma sapan şeyler yapılır mı?” Akıl okuyabiliyorsa kız, onu beğendiğimi anlamıştır. Neyse yav, anlasın daha iyi. Ben öyle açılma işlerini yapamam zaten. Kikirdedi… Kızlar kendilerini güldüren erkeklerden hoşlanır? Hadi hayırlısı. Doğal takılmaya devam. “Yine de memnun olmadım diyemeyeceğim. Tarlada işkolik babamdan başka kimsem yok, sıkıntıdan… neyse. Şimdi sen kimsin yahu? Ne diye geldin buraya? Akıl okuyabiliyorsan benim kendi hakkımda bir şeyler anlatmama gerek yok zaten. Anlat bakalım.” Bakalım cidden akıl okuyabiliyor mu?


“Bunları daha sonra konuşalım. Adım Kou. Sonra görüşürüz.”

Sözlerden sonra yine kikirdeyerek ağaçların arkasına koşmaya başladı. Ben de kız kaçıyor diye ayaklandım tabi. Ama ben koca götümü kaldırdım, ağacın arkasına geçtim derken kız gitmiş. Nasıl ulan!? Dikdörtgen şeklindeki tarlayı meyve ağaçları çevreliyor. Öteki taraflar yine dümdüz, başkasının tarlası. Vallahi güneş çarptı beni. Hayallerimdeki kız buymuş herhalde. Güzel, hayal gücüm zenginmiş. Eve gidip dinleneceğim ya ben! Bonzai çekmişe döndük anasını satayım.

Üstümü başımı bir silkeledim önce. Sonra bir de anamızdan darbe almayalım. O iş bittikten sonra da moruğa “Benim kafam pek yerinde değil. Güneş çarptı herhalde, bana müsaade.” deyip evin yolunu tuttum. O da uykulu tabi, anlamadan “he” dedi herhalde. Anlasa da desin zaten! Çift sürülen öküzden yem esirgenir mi hiç? Aha da gidiyorum.
Resim


Kork aprilin beşinden öküzü ayırır eşinden.
Künye
İsim: Kon Ko
Yaş: 18
Cinsiyet: Erkek
Element: Doton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Alım Gücü: 3 - Düşük Gelirli / 10
Kullanılabilir GP: 2GP


Profil
Güç: 8
Çeviklik: 6
Kondisyon: 7
Potansiyel: 3
Varlık: 3
Zeka: 3

Eksiklikler/Özürler

Kötü Dış Görünüm
Disleksi

Ninjutsu

Doryuu Shiki [C-Rank]

Taijutsu Stili

Juudaichi [A-Rank]

Taijutsu Teknikleri

Oukashou [C-Rank]

Genjutsu


Beceri Listesi

Juudaichi 2

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Kullanıcı avatarı
Kon Ko
 
Mesajlar: 39
Kayıt: 08 Eyl 2014, 11:25

Re: Harnâme

Mesajgönderen Kon Ko tarih 05 Eki 2014, 21:52

Bizimkilerin dediğine göre bir şeyim yokmuş. İşten kaytarmak için demişim öyle. Arkadaş zaten ne bok yapsak işten kaytarmak için. Hayır somut bir şey de değil ki kanıt göstereyim. Mantıken somut da olamaz. Güzel de kızdı anasını satayım! Ben bir daha öyle bir kızla nah konuşurum. Neyse, severek olmuyorsa parayla olur. Yani parayla severiz, sevişiriz. Ama hep parayla da olmuyor ki ya! Sevişerek evlenmek lazım. Bizimkiler sevişmemiş sonuç ortada.

O değil de şu an tespit yaptım lan! Toplumda kesin bir kast sistemi olmasa da zaten doğal olarak bir kast sistemi var. Yani zeki birinin iyi anlaşacağı kişi zeki biridir. Güzel birisi de gidip kendinden çirkine varmaz. Zengin biri de fakir biriyle sevişmez. Yani sevişebilir de nereden karşılaşıp tanıyacak ki? Doğduğun çevreyi geçmek zor. Bir de işin genetik kısmı var ki o da bu kast sisteminin sürekliliğini sağlıyor. Varılacak sonuç ne biliyor musun? Böyle hayatın amına koyayım! Açık ve net. Kendi çapımda zeki ve yakışıklıyım ama başkalarının standartları daha farklı. Doğacağın aile kaderin arkadaş. Bizim kaderimiz de böyleymiş. Ama öteki hayatımda kral olmazsam sokarım böyle sisteme. Hem burada eziyet çek hem orada eziyet çek. Ohoo…

Ne anlatıyorum lan ben? Geçen konuştuğum kız diyordum. Vallahi ben gördüm ama hayal olduğunu ben de kabul ettim. O yüzden daha fazla ona sarılmaya gerek yok. İşe devam. İş ne? İşveli yarim… Öhöm! İş tarım ağabey. Sabanla yakın ilişkiler falan. Yine işimizin başındayız. Ama bu sefer pederin kamçıyı sakladım. Şerefsiz, kim bilir hangi erotik, sapıklı mağazadan aldı da hangi kardeşimin dünyaya gelmesinde etkili oldu o kamçı. Fantezi bitmiyor arkadaş.

Bak ben neyi anlatacaktım. Geçen gün işten kaytardım. Tehlikeli girişimdi ne yalan söyleyeyim. Yakalansam tarlaya gömerdi pezevenkler. Neyse işte, gittim köyde bir mekanda kahvaltı yaptım, meydanda bizimkilerle karşılaştım, biraz saçmaladıktan sonra gittim falan. Olaylar kahvaltı yaptığım esnaf lokantasında geçiyor. İçeri girip verdim selamımı ama mekanın sahibi olan yaşlı adam bir delirdi, bir haller, hareketler falan sanki oranın komutanı! Yok sana burada mama yok, meme yok bir şeyler. Bir sinirlendim, parasıyla değil mi istersem ebeni bile sikerim falan bunu iyice paramla dövdüm. Adam en sonra ikna oldu ama bir de en köşedeki masaya oturacaksın diye şart sürdü. İyi niyetliyim ki kabul ettim. Yemekleri getirince de olaylar için özür diledim, ver elini öpeyim dedim ama ne fayda! Çekti gitti şerefsiz. O hırsla bir dalmışım yemeğe kaseyi elimden zor aldılar.

Olay bu. Yani ne bu şimdi allasen? Hangi yüzyılda yaşıyoruz? Ne kadar sikik bir topluma dönüştük. Eğitim kurumlarında farklılıklarımız zenginliklerimizdir diye anlatıp duruyorlar da olay kafada bitiyor arkadaş. Adam yaşlıymış falan diyebilirsiniz de toplumun geri kalanından aldığım tepki de çok farklı değil. Ben kendi kendime de bir şeylerle oyalanıyorum, mutluyum ama benim kadar şanslı olmayan yoldaşlarım olduğuna eminim. Tipini beğenmedin diye adam dışlanır mı yahu? Ayıptır günahtır sevaptır bir şeylerdir yani. Hadi adamın psikolojik sorunları var, rehabilitasyon servislerini laf olsun diye mi açtılar. Toplum olarak görevimiz bu insanların düzelmesi için elimizden geleni yapmaktır. Ama ne yapıyoruz? Adam deli mi, yolda gördüğün gibi topukların götüne vura vura kaç. O TOPUKLAR GÖTÜNE GİRSİN E Mİ! Bak yine sinirlendim. Benim gibi aynı dertlerden muzdarip olanlar bunları daha net görebiliyor ama “normal” insanlar aynı görüşe sahip değil. Empati kuracaksın, empati! Yapmıyor ki bizim millet! Hayır aynı özellik babadan oğla geçiyor bildiğin. Babasından gören de aynı şeyi yaptığı için hiçbir bok değişmiyor. Küçücük yavrucakların zehirlenmesine üzülüyorum.

Ama ben bu oyunu bozarım! Yarından tezi yok çıkıp sokağa ihtiyaç sahibine yardım edeceğim. Hem fiziksel hem zihinsel. Yalnızın dostu, sakatın kolu olacağım! Ben de hatalıyım burada bıdı bıdı konuşmakla. İcraat yapmak lazım. Hadi hayırlısı. Birkaç sübyan görüp etkilense bile bir şeydir. Bakarsın eylemlerimiz kitlelerle buluşur da insanlığa bir katkımız olur. Hadi inşallah. Bu durumda işten de kaytarıyoruz. Muhahaha!
Resim


Kork aprilin beşinden öküzü ayırır eşinden.
Künye
İsim: Kon Ko
Yaş: 18
Cinsiyet: Erkek
Element: Doton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Alım Gücü: 3 - Düşük Gelirli / 10
Kullanılabilir GP: 2GP


Profil
Güç: 8
Çeviklik: 6
Kondisyon: 7
Potansiyel: 3
Varlık: 3
Zeka: 3

Eksiklikler/Özürler

Kötü Dış Görünüm
Disleksi

Ninjutsu

Doryuu Shiki [C-Rank]

Taijutsu Stili

Juudaichi [A-Rank]

Taijutsu Teknikleri

Oukashou [C-Rank]

Genjutsu


Beceri Listesi

Juudaichi 2

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Kullanıcı avatarı
Kon Ko
 
Mesajlar: 39
Kayıt: 08 Eyl 2014, 11:25


Dön Role Play Arşivleri

Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir

cron