Bir insan sabahın beşinde göreve çağırılıp, öğlene kadar sik gibi bekletilmemeli arkadaş. Bakın bildiğiniz haşatım çıktı, hem de doğru dürüst bir sik yapamadan, durun anlatayım:
Bekletiliyorsa köyün sikik güneşi altında yirmi beş kişi ile bekletilmesin, bir şemsiye falan konulsun. Konulamıyorsa bez gerdirsinler arkadaş, bez, o bile yeter lan! Çıkarken serindi halbuki... Altıda pıt diye çıkıveren güneşin öğlen iyice azıtmasıyla terden saçlarım kıvır kıvır olmuştu ki, sikik chuuninin teki elinde parşömenle geldi. Lan yine mi parşömen! Hem de bir tane! "Alın bunu." Dedi, "Gidin hastaneye bırakın." Dedi. Adamlardaki fanteziye bakar mısınız, yirmi beş kişiye tek parşömen taşıtmayı planlıyorlar. Ben sinirden "Senin parşömenini de ızdırabını da gelmişini geçmişini..." diye böğürüp bayılmışım. Sonuç olarak garipli görevim içeriği kadar garip bir şekilde başlamadan bitti. Çocuklardan birinin pet şişeden suratıma su çalmasıyla ayıldığımda eve gönderildim. İtiraf da edeyim, akademide boş derse denk gelmiş bebe gibi hissetmedim değil.
Neyse geldim ben eve... Tabii ki de Shiki'yi yatağımda "Miribi Sivgilim..." şeklinde bulmayı beklemiyordum. Aşk dolu bir yarım gün artı gece geçirmiş olsak da, ilişkimizin başlamaması gerektiğine o kadar ikna olmuş şekilde konuşmuştu ki eminim ki gene bir piçlik çıkaracaktı. Ama ben yılmam arkadaş! O bal dudaklar beni sevdiğini söyledi bir kere! Bu sebepten ki üstüne gitmeyeceğim, ve bir şekilde sorunlarımızı çözene kadar sabredeceğim. Sabredeceğim de, sabredemediğim ufak bir mesele var, o da açlık!
İki domates doğrayayım dedim, bıçak yok. Yanına peynir koyarım dediydim, tabak da yok. Eppekle yiyecektim, amına koyayım ki eppek de yok. Ben buraya taşınırken mal gibi gitmiş birer tane getirmiştim her şeyden ve anladım ki, Shiki köşk yerine hem beni hem evimi soymuştu. Lan insan gider duvardaki Myoboku resimlerimi falan çalar, silahlarımı çalar, ne bileyim, duvarda saat var mesela onu çalar. Zaten elli kiloyum, ki şu son iki haftadır yaşadıklarım yüzünden kırk beş falan olmuş olabilirim. Gideyim yemek yiyemeyeyim, zayıflıktan yok olayım diye yapmış böyle bir şerefsizlik herhalde.
Domatesi şimdilik elle de yeriz, problem yok da, tabak önemli arkadaş, o tabak geri gelecek! Gerekirse gidip almalıyım, hatta sanırım alacağım da. Evet bu iyi bir fikir. O yüzden terden vıcık vıcık olmuş siyah atletimi falan çıkarıp fırlattım kirli çamaşır yığınıma. Öyle bir şey giymeliyim ki üstüme, ne "Ya selam ben düzüşmeye geldim, hihihi!" özeninde olsun, ne de "Yuh ayıya bak neyle gelmiş!" dedirten özensizlikte olsun. O yüzden düz beyaz, bol bir tişört giydim. Çok orjinal harika muhteşem bir seçimdi bu, kirlenmemiş beyaz bir tişörtün söyleyecek çok şeyi vardır, aklınızda olsun, kıps. Kalçalarımın epey altında biten tişörtün altına düz siyah, dar paça bir kapri giydim. Onun da altına eskiden mavi olan bok içindeki spor ayakkabılarımı. Bok içinde kalmış ayakkabıların da söyleyecek çok şeyi vardır fakat orospu çocukları susabilirler, uğraştırmasınlar beni şimdi. Banyoda, kir içindeki aynamdan yeterince gay görünüp görünmediğime baktım. Evet kesinlikle ben ılığım diye bağırıyordum. Hayır lan, gayet de karizma asi bir delikanlı olmuştum işte. Bir kağıt bir de kalem alarak, ki bu tarz şeyleri evde bulabilmeme oldukça şaşırdım, evden çıktım ve Ishi'nin taştan yollarında sevdiceğimin evine ilerlemeye başladım.
Kapısına geldiğimde, hem direkt elektriği sokmasın, hem de niyetim neymiş peşin peşin anlasın diye, kağıda bir şeyler karaladım. "taBaklArımı ÇalMışsIN, geRi vEr OÇ, AlıP giDeceYim" yazdım harika bir şekilde. Bu yazıyı gören Shiki kesin bana verecekti. Daha doğrusu ben ona, o da mutlu mutlu olacaktı. Neyse, hayalin zamanı değil. Gayet normal sayılabilecek şekilde vurdum kapısına bunun. Sonra da aldım kağıdı elime, boyun hizamda tutarak azıcık geri çekildim ki, mercekten bakar bakmaz nur yüzümü ve orgazmik yazımı görsün.
Künye İsim Shiomiya Kiyo Yaş16 CinsiyetErkek Element Suiton SeviyeC-Rank RütbeChuunin Alım Gücü2 -FAKİİİİİİİİEEERRRR!!/2 Kullanılabilir GP 32
Eksiklikler/Özürler Yok
Ekipman Matara, "Gama" (蜍) İçerisinde 3 suiton tekniğine yetecek su barındıran, sağlam sızdımaz matara. Ağırmış az. Geyikotu Özü, 50gr. Ufak çiziklere ve yanıklara iyi gelir. Koku Bombası (屁), İkili paket Bazı genjutsu tekniklerinden kurtulmak için özel olarak üretilen bu bombalar, haliyle ileri seviye teknikleri kıramazlar.
Suiton Jousui Ninja gerekli el mühürlerini yaptıktan sonra ellerini kirli bir su birikintisine değdirir. Elini kaldırdığı anda, su birikintisinden arıtılmış ve tamamen içilebilir bir su kütlesi, iki el ile tutulabilecek bir küre şeklinde kullanıcının elinde oluşur. Daha sonra teknik bozulmadan bu su bir matara veya kaba aktarılır. Bilinen tüm hastalık ve zehirler sudan bu yöntem ile ayrılabilir. Suiben Ninja oldukça kısa olan el mühürleri serisini Ushi mühründe bitirir. Mühürleri tamamlamasının ardından kullanıcı elini bir su kütlesinin içine sokar ve ardından suyun içinde avucunu yumruk haline getirecek şekilde sıkarak çeker. Bu sayede kullanıcı suyun içinden uzunluğu, kalınlığı, sağlamlığı chakrası ile oranlı olan bir kırbaç çıkarır. Bu kırbaç her ne kadar sudan oluşmuş olsa da hemen hemen katı bir cisim özelliği gösterir. Bu sayede hedefe fiziksel zarar verebileceği gibi onları bağlama gibi işlerde de bu kırbacı kullanabilir. Kizame no Jutsu Ninja el mühürlerini tamamladıktan sonra bir su kütlesine odaklanır. Odaklandığı su kütlesinden kabaca bir köpekbalığının başına benzer bir şey çıkar ve rakibi yakalamaya çalışır. Bir şekilde rakibi herhangi bir yerinden yakalarsa bırakmaz ve o su kütlesinin olduğu yerde tutar. Teknikten kurtulmak için aktif olarak köpekbalığı kütlesine zarar verip somutluğunu bozmak gerekir.Tekniğin ardından kullanılan su kütlesi kaybolur. Köpekbalığının ısırdığı yerler hasar alır. Niji no Jutsu Ninja el mühürlerini tamamladıktan sonra yere büyük miktarlarda su kusmaya başlar. Bu su, toprak tarafından zor emilir ve ninja tarafından diğer suiton teknikleri için kullanılmaya uygundur. Kullanıcı istediği kadar su kusabilir, ancak ne kadar çok su çıkarmaya çalışırsa o kadar çok süre geçer. Ortalama bir shinobi, 5 saniyede, bir kaç suiton tekniği için gerekli suyu ortama boşaltmış olur. Tekniğin bir diğer formu olarak da, kullanıcı ağzından hemen hemen bir gülle boyutunda bir su kütlesi fırlatır. Bu su kütlesi çarptığı duvar benzeri dikey yüzeylerde kalır ve kullanıcının diğer teknikleri için zemin oluşturur. Rakibe fırlatılırsa herhangi bir etki yaratmaz. Suijinheki Ninja kısa olan el mühürleri serisini Tora mühründe sonlandırır ve derin bir nefes alır. Bu aldığı nefesi hızla dışarıya veren kullanıcı yüksekliğini ve genişliğini harcadığı chakra ile oranlı olacak şekilde su kütlesi püskürtür. Bu su kütlesi özellikle defansif anlamda kullanıcı birçok ataktan koruyabilecek bir yapıya sahiptir. Kullanıcı etrafında su kütlesi olması halinde, bu su kütlesini kullanarak da adeta bir bariyer oluşturabilir. Bariyerin şekli tamamen kullanıcının kullanacağı chakra miktarı ve suyun yapısının el verdiği ölçüde her halde olabilecek niteliktedir. Takonagi no Jutsu Ninja ortalama bir el mührü dizisinin ardından ortamdaki suyu vücuduna çekmeye başlar. Su, kullanıcının sırtında 4 tane ahtapot kolu oluşturacak şekilde birikir. Bu kollar sert ve hızlıdır, kullanıcıya yakın dövüşte yardımcı olurlar. Çeşitli silahları tutabilir ve fırlatabilirler. Kullanıcı etrafında bir kalkan görevi görebilirler ve gelen saldırılara karşı tepki verebilirler. Eğer bir kol ağır hasar alırsa suya geri dönüşür, kolu tekrar yaratmak için ekstra chakra harcamak gerekir. Açık kaldığı sürece chakra yer. Tekniğin ardından kullanılan su kütlesi kaybolur. Bousen no Jutsu Kullanıcı kısa sayılabilecek bir el mühürü dizisinin ardından ağzından çok ince bir su kütlesi püskürtür. Bu kütle, aşırı derecede delici ve kesicidir. Kullanıcı tekniği istediği kadar açık tutabilir. Teknik 15 metreye kadar delici ve kesici özelliğini korur, daha uzak mesafelerde ise etkisini yavaş yavaş kaybeder. Teknik açık kaldığı sürece chakra yer. Ninpou Kuchiyose no Jutsu - Henüz hazır değil. Jinteki Mayu no Jutsu Kullanıcı kısa bir el mührü dizisinin ardından yatar pozisyona geçer ve tekniği aktifleştirir. Teknik, kişiyi siyah bir ipeksi doku ile sarar. Tamamen sarılan kullanıcı, içeriden dışarıyı görebilir, ancak dışarıdan içerisi görünmez. Kullanıcı dinlenmek veya uyumak için bu tekniği kullanabilir. Doku, yağmur suyunu geçirmez. Kullanıcı istediği zaman Kai mührü ile tekniği bozabilir, bu dokunun yokolmasına ve kullanıcının içinden çıkmasını sağlar. Doubutsuhen no Jutsu Kullanıcı ortalama bir el mührü dizisinin ardından yakındaki bir hayvan ile göz teması sağlar, ardından o hayvan ile konuşabilir hale gelir. Her bir hayvanın kendi kişiliği vardır ve kullanıcıya itaat etmek veya sordukları sorulara cevap vermek zorunda değildirler. Teknik 5 dakika kadar aktif kalır, ardından kullanıcıya uyguladığı stres yüzünden 15 dakika kadar tekrar kullanılamaz. Göz teması kurulan dışındaki başka bir hayvan ile konuşulamaz.
Shinshouki Stili, C-Rank Bu seviyede kullanıcı temel akrobasi bilgilerini öğrenir ve akrobatik hamleler yapabilmeye başlar. Bu hamleleri momentum kontrolü ile birleştirdiğinde çok büyük efor gerektiren akrobatik hamleleri çok az bir kayıpla uygular. Kullanıcının zıplayarak veya çevresel yükseklik farkını kullanarak yaptığı hamleler daha etkili ve daha az yorucu olur. Shinshouki Tekniği, Kage Buyou, C-Rank Kullanıcı, rakibi havaya fırlatmak için akrobatik bir tekme hamlesi kullanır. Bu özel hamle ile rakip 3 veya 4 metreye kadar havaya gönderilebilir. Ardından rakip kendi akrobatik yeteneğini kullanarak havaya zıplar ve havada rakibin hemen altında konuşlanır. Teknik burada son bulur, ancak kullanıcı bu noktadan sonra diğer Shinshouki Taijutsu tekniklerini kullanabilir veya havadaki korumasız rakibine beklemediği bir yerden saldırı yapabilir.
Eve geldim, elimdeki tabak çanağı mutfağa attım ve geçip salondaki koltuğa attım kendimi. Arkadaş başım çok feci ağrıyor ya. Cidden alkolü götümle içmeyi bırakmalıyım sanırım. Çünkü ne zaman ağzıma alkol sürsem sonu bu baş ağrısı ve gece olanlar konusunda büyük bir boşlukla bitiyor. Hatırlamaya çalışıyorum ne yaptığımı ama bildiğin karanlık. Beynim delice uyuşmuş olmalı. Hana'ya Kiyo'dan bahsettiğimi hatırlıyorum bak. Öff, niye bahsettim ki lan. Tam pişman olmalık olay yani bu. Kiyo'nun kurbağa şortunu hatırlıyorum... AMINA KOYAYIM! Of Kiyo! Lan Kiyo köşkün oralardaydı, ben kimle yattım acaba ya? Hana ile yatmış olabilir miyim? Kiyo'yu kıskandıralım diye böyle bir mal fikir sunmuş olabilirim de, sonu kızın evinde çıplak bitmezdi herhalde. Gay adamı niye eve atsın karı? Lan o değil de-
Dönüp böbreklerimin olması gereken yere baktım ve derin bir oh çektim. Ameliyat izi yoktu. Ulan bir an altıma sıçtım böbreklerimi aldılar diye. Neyse, tahmin yürütmeye devam edelim. Acaba bir kadınla tanıştım da onla mı seviştim? Kiyo da görmüş müdür? Görmesi iyi sanırım çünkü artık tamamen aramız bozulur. Kadın hakkında bir sik hatırlamıyorum. Ne hatırlıyorum biliyor musunuz? Arkadan girdiğimi hatırlıyorum amına koyayım. Ahahahahah! Yani ilk olarak, dudakların güzel tadını çok iyi hatırlıyorum, boynunda atan kanı falan. Sanırım kuru bir yerdeydik, havuzda olsak birazdan diyeceğim şeyi bu şekilde hatırlamazdım sanırım. Evet, orta ve yüzük parmağımı ağzıma sokup sonra da kadının kıçına soktuğumu hatırlıyorum. Daha önce de arkadan yaptım. Bazı kadınlar bekaret gitmesin diye sadece arkadan verebiliyor. Bana sorarsanız temiz olduğu sürece daha zevk verici. Herhalde öyle bir kadındı. Parmaklama nedenim de, orası direkt girmeyi kaldıramıyor. İlk biraz genişletmek, rahatlatmak gerekiyor. Öyle girmişimdir yani. Giriş zamanımı hatırlamıyorum zaten. Ulan en güzel yeri hatırlamamak da ne kötü. Kimdi lan bu karı? Zorluyorum beynimi yüzü gelmiyor aklıma. Bakmadım mı nedir?
İşte neyse ben biraz ayılayım diye kalkıp kahve yapmayı planladım ama kahvenin kapağını açınca birden midem bulandı. Bir anda öyle kötü bulandı ki koşarak gidip kusmak zorunda kaldım. Midem kasılıyor, tüm içtiklerimi çıkarıyorum. Kahve neden böyle yaptı ki? Acaba Kiyo'yu mu getirdi aklıma? Zaten son günlerde alkol alıp duruyorum. Bu gün çırılçıplak yatınca midemi üşütmüş olabilirim. Kusarken cidden nefret ettim kendimden. Saçım önüme gelmesin diye kulağımın arkasına attım ve kasılan midemde bir şey kalmayana kadar kustum. Hatta bir süre hiç bir şey kusamadan durdum. Midem sürekli kasılıyor çünkü. Üşüttüm sanırım ben çok kötü. Sonra da midem duruldu. Beynim gibi vücudumu da bozduğum için kendimi taktir edip ağzımı sildim. Gözlerim de hafiften sulanmıştı ama gene ağlayamamıştım. Zaten... Ne zaman ağlayabildim ki?
Sonra da işte yıkanma ihtiyacı hissettim. Ağzımı gargara yapmak, cünupluğumu gidermek falan ahtapottan sakınırken yapılması zor şeyler. Tabi çaresizce yapıyoruz. Neyse yıkanırken falan benim baş ağrım geçti. İyi geldi yani sıcak su. Çıkıp bornozu geçirdim üstüme, kafama da bir havlu aldım. Tam yatak odasına geçiyordum ki kapı çaldı. Baktım, alttan kağıt atmış birisi. Şöyle bir yürüyüp baktım kağıt neyin nesi diye. Eğilip almadım çünkü paranoyaklığım üst seviyede olduğu için birinin alttan bayıltıcı bir şeyler fırlatmasından tırstım. Üstten bakınca bok gibi bir yazı ile tabaklarını çaldığımı ve alıp gideceğini yazmış kim yazmışsa. Oç yazmış bir de. Terbiyesiz orospu işte. Neyse derin bir nefes alıp dün yattığım kişinin yüzüne bakmak için kapının deliğine baktım. Baktım ama kimseyi göremedim ben. Nasıl yani? Kapıya da vuruyor birisi yani. Neyse şöyle bir açalım bakalım demiri kaldırmadan diyip, araladım kapıyı araya mesafe koyarak ve şok oldum.
Gözlerim kocaman açıldı ve istemsizce kapıdan 3-4 adım daha uzaklaştım. Ulan neden göremediğim belli oldu, Kiyo lan bu! Sik kadar boyu ile yetişemiyor tabi o yuvarlağa. Tek bir cümle çıktı ağzımdan "Sensei'nin eklemlerini sikeyim." Oh god, why?
Haydaa, iyi ki aşklı meşkli konulardan uzak duracağım dedim, adamın suratını görür görmez gevşedim iyi mi. "Ay, şey, Shiki! Hah Shiki, böyle beyaz hani, bildiğin tabak, lan doğru düzgü açsana kapıyı sikik. LAN SEN SENSEI'ME LAF MI ETTİN? Bana bak, bir tekmeyle kırarım o kapıyı, yaparım da biliyorsun. Ver lan tabağımı elimden bir kaza çıkmadan!"
Vay arkadaş, adamla bütün gece deli gibi sevişmişiz, dediği şeye bak; "Senseini sikeyim." Pardon da bu piçlik değil düpedüz öküzlük. Ellerimi cebime sokup, bir ayağımı kapıya doksan derece açıyla dayadım. Vücudum da baya dik duruyor hani, baya karizmayım. O halde kendimi görsem kendime domalırdım sanırım. Öhöhöh. Neyse, ayağımın tabanıyla kapıyı hafiften hafiften zorluyorum, bu abanıyor kapatmak için. Onun abandığı gibi abansam kapıya kapı paramparça olur bariz belli. Dün oynaştığım herifle yaptığım şeye bakar mısınız amına koyayım, kapı güreşi yapıyoruz.
"Yahu tabak diyorum, hemen gidicem diyorum, ne bu tripler sende oğlum? Dün gece yüzünden mi? Yine abartılı saçmalıklarda bulunacaksan, ciddiyim çok sinirleneceğim ha! Zaten tek domatesle duruyorum, sıcakta kendimden geçtim falan, uğraştırma beni hadi güzelim."
Kapıya dayadığım ayağımı çekerek bacağımı büktüm ve tek ayak üzeri vaziyette beklemeye başladım. "Ona kadar sayacağım." Dedim. Ona kadar sayacak, açmazsa cidden kapıya abanacaktım. Artık zincir fırlayıp götüne mi girer, ben bunu bir güzel dövüp tabağımı mı alırım, yoksa kendimi tutamayıp "Gözlerim de gözlerinde kalmıştı, dur onları da alıp gideyim" diyerek aksiyonlara mı sokardım ikimizi bilemiyorum.
Künye İsim Shiomiya Kiyo Yaş16 CinsiyetErkek Element Suiton SeviyeC-Rank RütbeChuunin Alım Gücü2 -FAKİİİİİİİİEEERRRR!!/2 Kullanılabilir GP 32
Eksiklikler/Özürler Yok
Ekipman Matara, "Gama" (蜍) İçerisinde 3 suiton tekniğine yetecek su barındıran, sağlam sızdımaz matara. Ağırmış az. Geyikotu Özü, 50gr. Ufak çiziklere ve yanıklara iyi gelir. Koku Bombası (屁), İkili paket Bazı genjutsu tekniklerinden kurtulmak için özel olarak üretilen bu bombalar, haliyle ileri seviye teknikleri kıramazlar.
Suiton Jousui Ninja gerekli el mühürlerini yaptıktan sonra ellerini kirli bir su birikintisine değdirir. Elini kaldırdığı anda, su birikintisinden arıtılmış ve tamamen içilebilir bir su kütlesi, iki el ile tutulabilecek bir küre şeklinde kullanıcının elinde oluşur. Daha sonra teknik bozulmadan bu su bir matara veya kaba aktarılır. Bilinen tüm hastalık ve zehirler sudan bu yöntem ile ayrılabilir. Suiben Ninja oldukça kısa olan el mühürleri serisini Ushi mühründe bitirir. Mühürleri tamamlamasının ardından kullanıcı elini bir su kütlesinin içine sokar ve ardından suyun içinde avucunu yumruk haline getirecek şekilde sıkarak çeker. Bu sayede kullanıcı suyun içinden uzunluğu, kalınlığı, sağlamlığı chakrası ile oranlı olan bir kırbaç çıkarır. Bu kırbaç her ne kadar sudan oluşmuş olsa da hemen hemen katı bir cisim özelliği gösterir. Bu sayede hedefe fiziksel zarar verebileceği gibi onları bağlama gibi işlerde de bu kırbacı kullanabilir. Kizame no Jutsu Ninja el mühürlerini tamamladıktan sonra bir su kütlesine odaklanır. Odaklandığı su kütlesinden kabaca bir köpekbalığının başına benzer bir şey çıkar ve rakibi yakalamaya çalışır. Bir şekilde rakibi herhangi bir yerinden yakalarsa bırakmaz ve o su kütlesinin olduğu yerde tutar. Teknikten kurtulmak için aktif olarak köpekbalığı kütlesine zarar verip somutluğunu bozmak gerekir.Tekniğin ardından kullanılan su kütlesi kaybolur. Köpekbalığının ısırdığı yerler hasar alır. Niji no Jutsu Ninja el mühürlerini tamamladıktan sonra yere büyük miktarlarda su kusmaya başlar. Bu su, toprak tarafından zor emilir ve ninja tarafından diğer suiton teknikleri için kullanılmaya uygundur. Kullanıcı istediği kadar su kusabilir, ancak ne kadar çok su çıkarmaya çalışırsa o kadar çok süre geçer. Ortalama bir shinobi, 5 saniyede, bir kaç suiton tekniği için gerekli suyu ortama boşaltmış olur. Tekniğin bir diğer formu olarak da, kullanıcı ağzından hemen hemen bir gülle boyutunda bir su kütlesi fırlatır. Bu su kütlesi çarptığı duvar benzeri dikey yüzeylerde kalır ve kullanıcının diğer teknikleri için zemin oluşturur. Rakibe fırlatılırsa herhangi bir etki yaratmaz. Suijinheki Ninja kısa olan el mühürleri serisini Tora mühründe sonlandırır ve derin bir nefes alır. Bu aldığı nefesi hızla dışarıya veren kullanıcı yüksekliğini ve genişliğini harcadığı chakra ile oranlı olacak şekilde su kütlesi püskürtür. Bu su kütlesi özellikle defansif anlamda kullanıcı birçok ataktan koruyabilecek bir yapıya sahiptir. Kullanıcı etrafında su kütlesi olması halinde, bu su kütlesini kullanarak da adeta bir bariyer oluşturabilir. Bariyerin şekli tamamen kullanıcının kullanacağı chakra miktarı ve suyun yapısının el verdiği ölçüde her halde olabilecek niteliktedir. Takonagi no Jutsu Ninja ortalama bir el mührü dizisinin ardından ortamdaki suyu vücuduna çekmeye başlar. Su, kullanıcının sırtında 4 tane ahtapot kolu oluşturacak şekilde birikir. Bu kollar sert ve hızlıdır, kullanıcıya yakın dövüşte yardımcı olurlar. Çeşitli silahları tutabilir ve fırlatabilirler. Kullanıcı etrafında bir kalkan görevi görebilirler ve gelen saldırılara karşı tepki verebilirler. Eğer bir kol ağır hasar alırsa suya geri dönüşür, kolu tekrar yaratmak için ekstra chakra harcamak gerekir. Açık kaldığı sürece chakra yer. Tekniğin ardından kullanılan su kütlesi kaybolur. Bousen no Jutsu Kullanıcı kısa sayılabilecek bir el mühürü dizisinin ardından ağzından çok ince bir su kütlesi püskürtür. Bu kütle, aşırı derecede delici ve kesicidir. Kullanıcı tekniği istediği kadar açık tutabilir. Teknik 15 metreye kadar delici ve kesici özelliğini korur, daha uzak mesafelerde ise etkisini yavaş yavaş kaybeder. Teknik açık kaldığı sürece chakra yer. Ninpou Kuchiyose no Jutsu - Henüz hazır değil. Jinteki Mayu no Jutsu Kullanıcı kısa bir el mührü dizisinin ardından yatar pozisyona geçer ve tekniği aktifleştirir. Teknik, kişiyi siyah bir ipeksi doku ile sarar. Tamamen sarılan kullanıcı, içeriden dışarıyı görebilir, ancak dışarıdan içerisi görünmez. Kullanıcı dinlenmek veya uyumak için bu tekniği kullanabilir. Doku, yağmur suyunu geçirmez. Kullanıcı istediği zaman Kai mührü ile tekniği bozabilir, bu dokunun yokolmasına ve kullanıcının içinden çıkmasını sağlar. Doubutsuhen no Jutsu Kullanıcı ortalama bir el mührü dizisinin ardından yakındaki bir hayvan ile göz teması sağlar, ardından o hayvan ile konuşabilir hale gelir. Her bir hayvanın kendi kişiliği vardır ve kullanıcıya itaat etmek veya sordukları sorulara cevap vermek zorunda değildirler. Teknik 5 dakika kadar aktif kalır, ardından kullanıcıya uyguladığı stres yüzünden 15 dakika kadar tekrar kullanılamaz. Göz teması kurulan dışındaki başka bir hayvan ile konuşulamaz.
Shinshouki Stili, C-Rank Bu seviyede kullanıcı temel akrobasi bilgilerini öğrenir ve akrobatik hamleler yapabilmeye başlar. Bu hamleleri momentum kontrolü ile birleştirdiğinde çok büyük efor gerektiren akrobatik hamleleri çok az bir kayıpla uygular. Kullanıcının zıplayarak veya çevresel yükseklik farkını kullanarak yaptığı hamleler daha etkili ve daha az yorucu olur. Shinshouki Tekniği, Kage Buyou, C-Rank Kullanıcı, rakibi havaya fırlatmak için akrobatik bir tekme hamlesi kullanır. Bu özel hamle ile rakip 3 veya 4 metreye kadar havaya gönderilebilir. Ardından rakip kendi akrobatik yeteneğini kullanarak havaya zıplar ve havada rakibin hemen altında konuşlanır. Teknik burada son bulur, ancak kullanıcı bu noktadan sonra diğer Shinshouki Taijutsu tekniklerini kullanabilir veya havadaki korumasız rakibine beklemediği bir yerden saldırı yapabilir.
Canısı ne lan? Ulan nasıl bir krosun allahın belası herif! Koskoca Gosuto-sama, Shiki Nishiyama! Canısı olacak adam mı? Ulan durumun rezilliğinden ağlamak, yatağıma kapanıp bir daha çıkmamak istiyorum. Kiyo, siktir git lan. Cidden siktir ol git ya. Şuan cidden rezil bir durumdayız, lütfen anla ve çek git. ÇEK GİT BEBEĞİM BURALARDAN! Salak tabak diyor hala, dün kim bilir ne hallerdeydik. Gelmiş kapıma tabak istiyor! Nasıl bir gamsızsın sen de, gelip benden tabak istiyorsun ya? Kendime geldim bir an, sonra da hemen kapıya abandım. Kapatayım siktir olsun gitsin istiyorum, herif de diğer taraftan itiyor. Şimdi beyler biliyorsunuz ki benim kasla, kuvvetle işim olmaz. Bu yüzden tüm gücümü kullansam da Kiyo'ya karşı yenebileceğim bir dövüş değil yani bu kapı güreşi. Sik kadar boyu var türlü türlü huyu var herifin! Yok arkadaş ben bu kapıyı kapatamayacam, girecek bu içeri.
"Ne dün gecesi ya! Bağırıp durmasana piç!" dedim ağlamaklı bir sesle. Allahım herif beni rezil etmeye gelmiş! Güzelim falan diyor, uğraştırma diyor. Dün gece için mi trip atıyorsun diyor. Of Kami-sama beni şurada öldür, yak, küle dönüştür! Felaket utanmış durumdayım! Sonra bu bıraktı kapıyı. Ben de çat diye kapatabildim. Bağırıyor amına kodumun gergedanı, ona kadar sayacam diyor. Of! Sırtımı dayadım kapıya. Gözlerimi de sıkıca kapattım. "Biiiir!"" Ulan bu herifin götünü parmakladığımı hatırlıyormuşum iyi mi? Ulan Kiyo ile sevişmişim dün! OFF! "İkiiii!" Hiç bir şey hatırlamadığımı söylesem mi acaba? Olmamış gibi davranabilir miyiz? BOK DAVRANIRIZ! Of sikmişim herifi ciddi ciddi ya! "Üçççç!!!" Derin bir nefes aldım. Tamam Nishi, kendine gel. Ver tabağı yolla çocuğu. Sonra da yatağına yat ve 2 hafta kalkma oradan! "Dörtt!" Beşşş!! Çıkarttım zinciri ve açtım kapıyı. Yüzüm bir karış tabiki. Dişlerimi sıkarak "Gir hadi, tipini siktiğimin... Gir hadi başımın belası..." diye hırladım bebeye. Sonra da döndüm götümü gittim odama. "Mutfakta tabağın." dedim fazla göz teması, beyin teması, ses teması, özellikle de ten teması kurmamaya çalışarak. TEN TEMASI HELE! Hiç hiç kurmamak gerek. Anasını siktiğim ya. Neden sarhoş oldum ki ben? Abi ciddi çok utanıyorum bu durumdan. Bornozluyum böyle, gittim odama kapıyı da kapattım. Anahtarı olsa kitleyecem yani o derece feci bir rahatsızlık duyuyorum. Oturdum yatağın üstüne mal gibi durup karşıya bakıyorum. Nasıl olur da Kiyo ile birlikte olabilirim ya? Nasıl buna cesaret ederim? Nasıl bu duruma düşürürüm kendimi? Kendi kendimi yiyorum. Yani anlayacağınız çocuk tabağını alıp gitmiştir umarım diye dua ederek kendimi soru yağmuruna tutuyorum burada. Bir de hastayım... Bir de akşamdan kalmayım... Bir de ıslağım... Anlayacağınız şuan kendimi çöp gibi hissediyorum. Ulan herif bana canısı diyor lan! CANISI DİYOR! GÜZELİM DİYOR! Shiki-san derdi abi. Sarhoşken neler söyledim buna da böyle olduk? Kafana sıçayım Nishi. Karakterine, kalıbına tüküreyim senin! Daha kalkıp giyinmeye bile başlamadım off!
"Sikme tipimi falan, tabağımı ver yeter." Dedim, git al diye arkasını dönüp yatak odasına gitti bornozunu yediğim. Ne bu böyle rest çekip yatak odasına gitmeler, gelmemi mi istiyor? Hayır, tabak objesinde bilmediğim cinsel bir mesaj falan mı var, anlayamadım. Sanırım benden utanıyor, oynaşmak isteseydi sabahtan beri kapının önünde ıkındırmazdı beni.
Gittim mutfağa yöneldim. Buranın en son halini hatırlıyorum da... Tam bir faciaydı yahu. Yerde kahve, işte ben Shiki'ye dayamışım falan, öhöh! Şimdi nerede bu tabaklar diye bakıyorum da etrafıma, dolaplara. Gitmiş en üst tezgahlardan birine koymuş ya! Tabi adamda boy iki metre.
"Shikiiiiğ, ben oraya nasıl yetişicem?" diye bağırdım. Vay anasını kafaya bakar mısın, shinobiyim ama zıplamak aklıma gelmiyor. "Yav, neyse tamam." diye ekledim ve zıpladım rafa, uzattım elimi içine, bir şeyleri yakaladım. Benim tabak mı diye bakayım dedim yere geri indiğimde, raf tepeme indi. Evet, bildiğin bütün raf pıt diye çıktı yerinden, geldi kafama kondu oldukça gürültülü bir şekilde. "BİŞİ YİK İYİYİM BİN!" diye cırladım tabak yığının altından. Lan bekar evinde bu kadar çok tabak mı olur? Bak bana, benim gibi tek tabak neyine yetmiyor be adam? Şimdi burayı temizlesem, on saat sürecek, yiyeceğim azarı hala gitmediğim için. Hem gelir sesi duyunca. Bekliyorum o yüzden. Bekliyorum hala. Bekliyom. Vay anasını, gelmedi herif, ölsem umurunda olmayacak. "Sikerler beyaz tişörtünü de saflığını da anlamını da" diye söylene söylene çizik içindeki kolumu tişörtüme sürttürerek sildim ve kalktım. Gidip konuşmam lazım bu herifle. Konuşayım, triplere devam ederse bir güzel döveyim hatta.
Çıktım mutfaktan, kapısının önüne geldim. Hayvan gibi dalmadım içeri, tıklatıp girdim. Amanın... Hala bornozla oturuyor bu herif, gel sakso çek dercesine hem de! Lan o değil iki gündür duyuyorum bu lafı, bu sakso ney? Sorsam mı acaba?
"ShikiShiki, bu sakso ne oluyor?" Anlamamış gibi baktı suratıma, "Hı?" diye, dalmış gitmiş meğersem. "Şey diyorum, sendeki bu tripler ne?" Derin bir iç çekerek yanına oturdum yatağa. Kolumu öne uzatarak çiziklere baktım. "Pff, gene kestim bir yerleri görüyor musun, bir gün mikrop kapıp öleceğim ha." Tepki vermiyor hala, öldü mü acaba? Ölse oturamaz ki, belki de böyle ölünce kaskatı kesilmiştir, dokunsam lap diye yere yapışacaktır? Ama yok, göğsü kalkıp iniyor, gayet sağlıklı, taş gibi taş! Bir süre konuşmadan oturdum yanında. "Bak, sana istediğin kadar zaman vereceğim. Gelmeyeceğim üstüne. Ama böyle kendini odaya kapatmalar falan, hoş olmuyor. Çık lan şu kasvetli ruh halinden artık, bırak mutlu olalım işte niye zorluyorsun kendini de beni de?" Son sözlerimi söylerken elini tutmak istedim ve tuttum da. Anam o ne! Bu çocuk yanıyor! "Lan! Ateşin mi var senin?!"
Künye İsim Shiomiya Kiyo Yaş16 CinsiyetErkek Element Suiton SeviyeC-Rank RütbeChuunin Alım Gücü2 -FAKİİİİİİİİEEERRRR!!/2 Kullanılabilir GP 32
Eksiklikler/Özürler Yok
Ekipman Matara, "Gama" (蜍) İçerisinde 3 suiton tekniğine yetecek su barındıran, sağlam sızdımaz matara. Ağırmış az. Geyikotu Özü, 50gr. Ufak çiziklere ve yanıklara iyi gelir. Koku Bombası (屁), İkili paket Bazı genjutsu tekniklerinden kurtulmak için özel olarak üretilen bu bombalar, haliyle ileri seviye teknikleri kıramazlar.
Suiton Jousui Ninja gerekli el mühürlerini yaptıktan sonra ellerini kirli bir su birikintisine değdirir. Elini kaldırdığı anda, su birikintisinden arıtılmış ve tamamen içilebilir bir su kütlesi, iki el ile tutulabilecek bir küre şeklinde kullanıcının elinde oluşur. Daha sonra teknik bozulmadan bu su bir matara veya kaba aktarılır. Bilinen tüm hastalık ve zehirler sudan bu yöntem ile ayrılabilir. Suiben Ninja oldukça kısa olan el mühürleri serisini Ushi mühründe bitirir. Mühürleri tamamlamasının ardından kullanıcı elini bir su kütlesinin içine sokar ve ardından suyun içinde avucunu yumruk haline getirecek şekilde sıkarak çeker. Bu sayede kullanıcı suyun içinden uzunluğu, kalınlığı, sağlamlığı chakrası ile oranlı olan bir kırbaç çıkarır. Bu kırbaç her ne kadar sudan oluşmuş olsa da hemen hemen katı bir cisim özelliği gösterir. Bu sayede hedefe fiziksel zarar verebileceği gibi onları bağlama gibi işlerde de bu kırbacı kullanabilir. Kizame no Jutsu Ninja el mühürlerini tamamladıktan sonra bir su kütlesine odaklanır. Odaklandığı su kütlesinden kabaca bir köpekbalığının başına benzer bir şey çıkar ve rakibi yakalamaya çalışır. Bir şekilde rakibi herhangi bir yerinden yakalarsa bırakmaz ve o su kütlesinin olduğu yerde tutar. Teknikten kurtulmak için aktif olarak köpekbalığı kütlesine zarar verip somutluğunu bozmak gerekir.Tekniğin ardından kullanılan su kütlesi kaybolur. Köpekbalığının ısırdığı yerler hasar alır. Niji no Jutsu Ninja el mühürlerini tamamladıktan sonra yere büyük miktarlarda su kusmaya başlar. Bu su, toprak tarafından zor emilir ve ninja tarafından diğer suiton teknikleri için kullanılmaya uygundur. Kullanıcı istediği kadar su kusabilir, ancak ne kadar çok su çıkarmaya çalışırsa o kadar çok süre geçer. Ortalama bir shinobi, 5 saniyede, bir kaç suiton tekniği için gerekli suyu ortama boşaltmış olur. Tekniğin bir diğer formu olarak da, kullanıcı ağzından hemen hemen bir gülle boyutunda bir su kütlesi fırlatır. Bu su kütlesi çarptığı duvar benzeri dikey yüzeylerde kalır ve kullanıcının diğer teknikleri için zemin oluşturur. Rakibe fırlatılırsa herhangi bir etki yaratmaz. Suijinheki Ninja kısa olan el mühürleri serisini Tora mühründe sonlandırır ve derin bir nefes alır. Bu aldığı nefesi hızla dışarıya veren kullanıcı yüksekliğini ve genişliğini harcadığı chakra ile oranlı olacak şekilde su kütlesi püskürtür. Bu su kütlesi özellikle defansif anlamda kullanıcı birçok ataktan koruyabilecek bir yapıya sahiptir. Kullanıcı etrafında su kütlesi olması halinde, bu su kütlesini kullanarak da adeta bir bariyer oluşturabilir. Bariyerin şekli tamamen kullanıcının kullanacağı chakra miktarı ve suyun yapısının el verdiği ölçüde her halde olabilecek niteliktedir. Takonagi no Jutsu Ninja ortalama bir el mührü dizisinin ardından ortamdaki suyu vücuduna çekmeye başlar. Su, kullanıcının sırtında 4 tane ahtapot kolu oluşturacak şekilde birikir. Bu kollar sert ve hızlıdır, kullanıcıya yakın dövüşte yardımcı olurlar. Çeşitli silahları tutabilir ve fırlatabilirler. Kullanıcı etrafında bir kalkan görevi görebilirler ve gelen saldırılara karşı tepki verebilirler. Eğer bir kol ağır hasar alırsa suya geri dönüşür, kolu tekrar yaratmak için ekstra chakra harcamak gerekir. Açık kaldığı sürece chakra yer. Tekniğin ardından kullanılan su kütlesi kaybolur. Bousen no Jutsu Kullanıcı kısa sayılabilecek bir el mühürü dizisinin ardından ağzından çok ince bir su kütlesi püskürtür. Bu kütle, aşırı derecede delici ve kesicidir. Kullanıcı tekniği istediği kadar açık tutabilir. Teknik 15 metreye kadar delici ve kesici özelliğini korur, daha uzak mesafelerde ise etkisini yavaş yavaş kaybeder. Teknik açık kaldığı sürece chakra yer. Ninpou Kuchiyose no Jutsu - Henüz hazır değil. Jinteki Mayu no Jutsu Kullanıcı kısa bir el mührü dizisinin ardından yatar pozisyona geçer ve tekniği aktifleştirir. Teknik, kişiyi siyah bir ipeksi doku ile sarar. Tamamen sarılan kullanıcı, içeriden dışarıyı görebilir, ancak dışarıdan içerisi görünmez. Kullanıcı dinlenmek veya uyumak için bu tekniği kullanabilir. Doku, yağmur suyunu geçirmez. Kullanıcı istediği zaman Kai mührü ile tekniği bozabilir, bu dokunun yokolmasına ve kullanıcının içinden çıkmasını sağlar. Doubutsuhen no Jutsu Kullanıcı ortalama bir el mührü dizisinin ardından yakındaki bir hayvan ile göz teması sağlar, ardından o hayvan ile konuşabilir hale gelir. Her bir hayvanın kendi kişiliği vardır ve kullanıcıya itaat etmek veya sordukları sorulara cevap vermek zorunda değildirler. Teknik 5 dakika kadar aktif kalır, ardından kullanıcıya uyguladığı stres yüzünden 15 dakika kadar tekrar kullanılamaz. Göz teması kurulan dışındaki başka bir hayvan ile konuşulamaz.
Shinshouki Stili, C-Rank Bu seviyede kullanıcı temel akrobasi bilgilerini öğrenir ve akrobatik hamleler yapabilmeye başlar. Bu hamleleri momentum kontrolü ile birleştirdiğinde çok büyük efor gerektiren akrobatik hamleleri çok az bir kayıpla uygular. Kullanıcının zıplayarak veya çevresel yükseklik farkını kullanarak yaptığı hamleler daha etkili ve daha az yorucu olur. Shinshouki Tekniği, Kage Buyou, C-Rank Kullanıcı, rakibi havaya fırlatmak için akrobatik bir tekme hamlesi kullanır. Bu özel hamle ile rakip 3 veya 4 metreye kadar havaya gönderilebilir. Ardından rakip kendi akrobatik yeteneğini kullanarak havaya zıplar ve havada rakibin hemen altında konuşlanır. Teknik burada son bulur, ancak kullanıcı bu noktadan sonra diğer Shinshouki Taijutsu tekniklerini kullanabilir veya havadaki korumasız rakibine beklemediği bir yerden saldırı yapabilir.
Oturdum embesil gibi karşımdaki dolabın kapağına bakıyorum. Bir kadın ile sevişsem ve hatırlamasam boşver deyip geçebilirim sanırım ama Kiyo ile sevişmeyi hatırlamamak çok kötü. Yani hatırladığım şeyler de çok can alıcı, aşırı istekli olduğumu belli eden şeyler. Tamamını hatırlamayı o kadar çok isterim ki! Artık Kiyo ile iyice böyle olaylara girdiğimize göre sanırım ben bir süre alkol kullanmayacağım. Son haftada 3 kere alkol aldım ve hepsinin bokunu çıkarıp sıçtım ortama. İlki Kokuryu ile tanımadığımız birilerinin evine girdiğimizdi, ikincisi içip kardeşlerime gay olduğumu söylememdi ve üçüncüsü de dün Kiyo'yu düdüklemem. Yani hepsinde hayatımın en mal hareketlerini yapmışım. Alkol bana yaramıyor, zaten kime yarar ki?
İçeriden "Güm!" diye bir ses ve arkasından cam kırılma sesi geldi. Kiyo içeriyi savaş alanına çevirmiştir herhalde. Eve geldiğinde bir şeyleri kırmadan gitse mucize olur. Tabi ayağa kalkmak, koşup bunu azarlamak istiyorum ama feci bir ağırlık çöktü üstüme. Ayağa kalkasım yok. Zaten iyi olduğunu bağırdığı için merak edecek bir durumda yok. Tabaklar da kırılsın amına koyayım, nazar çıkar işte. İşte hareketsiz duruyorum ben böyle. Kiyo da kapıyı açtı içeri girdi. Öf, bu ağzına sıçtığımınla da konuşasım hiç yok. Çıkıp gitse de ben de yatağıma yatsam, hiç çıkmasam, düşüncelere dalsam... Bir şey dedi ama anlamadım. Baktım yüzüne mal mal. Bir çınlama var kulağımda. Sanırım ciddi ciddi hasta oldum ben. Anlamadığımı belirtmek için bir ses çıkardım. Kiyo da triplerimin ne olduğunu sordu. Trip atmıyorum lan. Utanıyorum sadece... Ya sanırım deminki tüm gücümü kapıya harcama olayı falan yordu beni. Üstümde çok çok çok çok büyük bir ağırlık var. Kiyo konuşuyor ama dikkatimi toplayamıyorum. Yanıma döndürdüm kafamı ve yüzüne baktım. Kendime gelmek için yutkundum falan ama boğazımda da o hasta tadını hissedince aha dedim. Uzun süredir hasta olmamıştım, o da olsun anasını satayım.
Kiyo da elimi tuttu fırsattan istifade. Tabi hareketsiz duruyorum diye illa taciz edecek. Çektim elimi bunun ellerinden. Herif de vücut ısımın arttığını fark etmiş olacak ki incecik sesi ile bağırıyor. Başım zaten çok hafiften ağrıyordu sağolsun azdırdı tekrardan. Oysa daha demin Kiyo'nun senseisine küfredecek kadar kendimdeydim derken gitti tüm şevkim. "Yok... Yok bir şeyim." dedim doğal olarak. Yüzümü ellerimle kapayıp gerildim. Kaslarım sızım sızım sızlıyordu. Kusmanın etkisi ile boşalan midem deminden beri sorun çıkarmamasına rağmen bu gerilmeyi kaldıramayıp acımaya başlamasın mı? Aniden midemi tutup iki büklüm oldum. Hassiktir. Bir anda olmasa böyle bir tepki vermezdim. Şimdi Kiyo cidden endişelenip üstüme gelecek.
Çocuğun endişeleneceğini bildiğimden, tek elimi kaldırıp çat diye yüzüne koydum ve kafasını ittirdim geriye doğru. Sonra da ayağa kalkıp saçımdaki havluyu çıkardım. Of ayağa kalkmam ile eklemlerim minik minik sızlamaya başladı benim. Cidden hasta oluyorum, hem de çok fena oluyorum. "Tabağını aldıysan, gidebilir misin lütfen?" dedim. Normalde amacım bunu kırıcı ve ciddi söylemekti ama bilmeniz gereken bir şey var! Ben hasta olduğumda çok feci bir yavru köpeğim! Benim ciddi ve kırıcı çıkması gereken sözüm resmen böyle diyorum ama istemiyorum gitmeni gibi bir şekilde çıktı ağzımdan. Bornozun koluna yarısına kadar kapanmış gözlerimdeki halsizliği silmeye çalıştım bir bok olmadı. Dolaptan kendime kalın bir şeyler çıkartmaya karar verdim. Kiyo da çekip gider umarım diye düşünüyordum ama yani tanıdığım Kiyo gitmez. Bu yüzden kıyafetleri çıkardıktan sonra dönüp "Bu olayı tam olarak ayıldığımda ve şoku atlattığımda konuşalım mı, ha? Dinlenmem gerekiyor da." dedim masum masum. Amına koyayım. Demin herife küfredip rest çekesim, evden kovasım varken şimdi kibar kibar lütfen falan diyorum. Gidebilir misin diyorum. Of, keşke annem beni eskisi kadar sevse. O zaman ona giderdim. Ben hasta olunca en iyi annem bakar bana. Şimdi kendi kendime bakmam gerekecek. Herhalde 2-3 hafta evden çıkmam ben. Kapatırım kendimi, evde yokmuş numarası yaparım. Evet, hadi Kiyo yavrum. Naş naş. Sonunda hayatıma kafamı dağıtmamı sağlayacak bir problem girdi.
Beti benzi atmış adamın, hala bir şeyi olmadığını söylüyor, deli sanırım. Bir de zınk diye iki büklüm kalmasın mı?! "Shikiğ!" diye sıçramıştım ki, suratıma yediğim tokat yataktan düşmeme sebep oldu benim. E tabi bit kadar adamım, oluyor böyle şeyler ne kadar haşin ve güçlü olsam da... "Abi, napıyorsun be?!" diye serzenişte bulunacak bağırıp çağıracak, kafasını sikecektim kafasını! Lakin yapamadım, zira sevdiceğim o mis gibi saçlarını havludan kurtarmış, karşımda seksi seksi dikiliyor. Kalp kırmasını da iyi biliyor, kovuyor beni evinden yine! Hem de tatlı dille.
Cidden ben de gitmeyi çok istiyorum, dedim ya, zaman tanıyacağım ona diye. Ama bu halde bırakamam onu, bir öğürüyor bir böğürüyor, rengi de iyice gitti. Tamam öğürüp böğürme kısmını abartmış olabilirim de kötü göründüğü gerçeğini değiştirmiyor bu. Şimdi bayılacak bir yerde, çarpacak kafasını pekmezii akıtacak, özürlü kalacak ömrü boyunca, sonra uğraş dur. Bakımıydı masrafıydı ohooooo... Ha bakarız bakmasına, delikanlı adamız biz yarimizi yarı yolda bırakmayız da, ne gerek var?
"Gideceğim zat...-" Lafım bölündü. Beyefendi şok yaşıyormuş! Ne şoku yahu, ne şoku? Asıl "şok"u ben yaşadım dün gece, evet mecazi anlamda! Canım hala acıyor be... Yaparken iyi, konuşmaya gelince şok! Bir de sanki ben buraya onun kafasını şişirmeye gelmişim gibi suçlu hissettirmiyor mu? Verseydin tabağımı gitseydim o zaman, hiç!
Yine çok pis laflar hazırladım, hastaymış, şoktaymış dinlemeden saydıracağım. Sonra siktir olup gideceğim, gitmeden önce de diyeceğim ki, "Çok sinirlendim evet ama seni yine de bekleyeceğim!", evet, böyle kalbinden vuracağım onu iyice. Adam bana ağlaya zırlaya beni sevdiğini söylemiş, şok yaşıyor diye sevmekten mi vazgeçeceğim? Hem anlamadınız mı ben çelişkinin cisim bulmuş haliyim. Kafamı "Tanrım sen sabır ver!" diyerekten yanıma çevirmiştim ki, belime dayadığım elimin bileğindeki tokayı gördüm. Shiki'nin tokası. Dün sevişirken çıkardığım tokası. Saçlarını daha fazla okşayabileyim, saçının kokusunu içime çekeyim diye çıkardığım o siyah, lastik toka. Adamı kalbinden vurayım derken kendi kendimi vurdum gene, çük kadar şeyden. Ben o kadar lafı nasıl edeyim şimdi, nerelere gideyim?
Karşısında dikilmiş, düşüncelere dalmıştım. Bir yandan da farkında olmadan bileğimi önüme getirip tokayla oynamaya başlamışım. Kafamı toparlamaya zorladım kendimi duygusallığı bırakarak. Suratına baktım, almış eline kıyafetlerini, ki mevsime uygun olmayan kalın ve uzun kollu kıyafetlerdi bunlar, kendisi de farkında iyi olmadığının, bayık gözlerle bana bakıyordu.
"Gideceğim zaten. Ama en azından ateşinin düşmesini beklememe izin ver. İyi değilsin işte, Nishi. Seni böyle bırakıp gidersem nasıl rahat edeyim, sen hasta yatarken keyif çatayım diye mi seviyorum ben seni? Söz, ateşin düşüp uyuyakaldığında gideceğim, senin konuşmaya karar verdiğin güne kadar da, karşına çıkmayacağım. Şey tabi, evimden bir şey çalmadığın sürece." Bir yavru köpek gibi bakıyordum sanırım yüzüne. Böyle ifadelere de bürünmem hiç aslında, bu aşk nelere kadir böyle!
"Ben gidip ıslak bez getireyim, sen de ben içerideyken giyin, hı? Hı?"
Künye İsim Shiomiya Kiyo Yaş16 CinsiyetErkek Element Suiton SeviyeC-Rank RütbeChuunin Alım Gücü2 -FAKİİİİİİİİEEERRRR!!/2 Kullanılabilir GP 32
Eksiklikler/Özürler Yok
Ekipman Matara, "Gama" (蜍) İçerisinde 3 suiton tekniğine yetecek su barındıran, sağlam sızdımaz matara. Ağırmış az. Geyikotu Özü, 50gr. Ufak çiziklere ve yanıklara iyi gelir. Koku Bombası (屁), İkili paket Bazı genjutsu tekniklerinden kurtulmak için özel olarak üretilen bu bombalar, haliyle ileri seviye teknikleri kıramazlar.
Suiton Jousui Ninja gerekli el mühürlerini yaptıktan sonra ellerini kirli bir su birikintisine değdirir. Elini kaldırdığı anda, su birikintisinden arıtılmış ve tamamen içilebilir bir su kütlesi, iki el ile tutulabilecek bir küre şeklinde kullanıcının elinde oluşur. Daha sonra teknik bozulmadan bu su bir matara veya kaba aktarılır. Bilinen tüm hastalık ve zehirler sudan bu yöntem ile ayrılabilir. Suiben Ninja oldukça kısa olan el mühürleri serisini Ushi mühründe bitirir. Mühürleri tamamlamasının ardından kullanıcı elini bir su kütlesinin içine sokar ve ardından suyun içinde avucunu yumruk haline getirecek şekilde sıkarak çeker. Bu sayede kullanıcı suyun içinden uzunluğu, kalınlığı, sağlamlığı chakrası ile oranlı olan bir kırbaç çıkarır. Bu kırbaç her ne kadar sudan oluşmuş olsa da hemen hemen katı bir cisim özelliği gösterir. Bu sayede hedefe fiziksel zarar verebileceği gibi onları bağlama gibi işlerde de bu kırbacı kullanabilir. Kizame no Jutsu Ninja el mühürlerini tamamladıktan sonra bir su kütlesine odaklanır. Odaklandığı su kütlesinden kabaca bir köpekbalığının başına benzer bir şey çıkar ve rakibi yakalamaya çalışır. Bir şekilde rakibi herhangi bir yerinden yakalarsa bırakmaz ve o su kütlesinin olduğu yerde tutar. Teknikten kurtulmak için aktif olarak köpekbalığı kütlesine zarar verip somutluğunu bozmak gerekir.Tekniğin ardından kullanılan su kütlesi kaybolur. Köpekbalığının ısırdığı yerler hasar alır. Niji no Jutsu Ninja el mühürlerini tamamladıktan sonra yere büyük miktarlarda su kusmaya başlar. Bu su, toprak tarafından zor emilir ve ninja tarafından diğer suiton teknikleri için kullanılmaya uygundur. Kullanıcı istediği kadar su kusabilir, ancak ne kadar çok su çıkarmaya çalışırsa o kadar çok süre geçer. Ortalama bir shinobi, 5 saniyede, bir kaç suiton tekniği için gerekli suyu ortama boşaltmış olur. Tekniğin bir diğer formu olarak da, kullanıcı ağzından hemen hemen bir gülle boyutunda bir su kütlesi fırlatır. Bu su kütlesi çarptığı duvar benzeri dikey yüzeylerde kalır ve kullanıcının diğer teknikleri için zemin oluşturur. Rakibe fırlatılırsa herhangi bir etki yaratmaz. Suijinheki Ninja kısa olan el mühürleri serisini Tora mühründe sonlandırır ve derin bir nefes alır. Bu aldığı nefesi hızla dışarıya veren kullanıcı yüksekliğini ve genişliğini harcadığı chakra ile oranlı olacak şekilde su kütlesi püskürtür. Bu su kütlesi özellikle defansif anlamda kullanıcı birçok ataktan koruyabilecek bir yapıya sahiptir. Kullanıcı etrafında su kütlesi olması halinde, bu su kütlesini kullanarak da adeta bir bariyer oluşturabilir. Bariyerin şekli tamamen kullanıcının kullanacağı chakra miktarı ve suyun yapısının el verdiği ölçüde her halde olabilecek niteliktedir. Takonagi no Jutsu Ninja ortalama bir el mührü dizisinin ardından ortamdaki suyu vücuduna çekmeye başlar. Su, kullanıcının sırtında 4 tane ahtapot kolu oluşturacak şekilde birikir. Bu kollar sert ve hızlıdır, kullanıcıya yakın dövüşte yardımcı olurlar. Çeşitli silahları tutabilir ve fırlatabilirler. Kullanıcı etrafında bir kalkan görevi görebilirler ve gelen saldırılara karşı tepki verebilirler. Eğer bir kol ağır hasar alırsa suya geri dönüşür, kolu tekrar yaratmak için ekstra chakra harcamak gerekir. Açık kaldığı sürece chakra yer. Tekniğin ardından kullanılan su kütlesi kaybolur. Bousen no Jutsu Kullanıcı kısa sayılabilecek bir el mühürü dizisinin ardından ağzından çok ince bir su kütlesi püskürtür. Bu kütle, aşırı derecede delici ve kesicidir. Kullanıcı tekniği istediği kadar açık tutabilir. Teknik 15 metreye kadar delici ve kesici özelliğini korur, daha uzak mesafelerde ise etkisini yavaş yavaş kaybeder. Teknik açık kaldığı sürece chakra yer. Ninpou Kuchiyose no Jutsu - Henüz hazır değil. Jinteki Mayu no Jutsu Kullanıcı kısa bir el mührü dizisinin ardından yatar pozisyona geçer ve tekniği aktifleştirir. Teknik, kişiyi siyah bir ipeksi doku ile sarar. Tamamen sarılan kullanıcı, içeriden dışarıyı görebilir, ancak dışarıdan içerisi görünmez. Kullanıcı dinlenmek veya uyumak için bu tekniği kullanabilir. Doku, yağmur suyunu geçirmez. Kullanıcı istediği zaman Kai mührü ile tekniği bozabilir, bu dokunun yokolmasına ve kullanıcının içinden çıkmasını sağlar. Doubutsuhen no Jutsu Kullanıcı ortalama bir el mührü dizisinin ardından yakındaki bir hayvan ile göz teması sağlar, ardından o hayvan ile konuşabilir hale gelir. Her bir hayvanın kendi kişiliği vardır ve kullanıcıya itaat etmek veya sordukları sorulara cevap vermek zorunda değildirler. Teknik 5 dakika kadar aktif kalır, ardından kullanıcıya uyguladığı stres yüzünden 15 dakika kadar tekrar kullanılamaz. Göz teması kurulan dışındaki başka bir hayvan ile konuşulamaz.
Shinshouki Stili, C-Rank Bu seviyede kullanıcı temel akrobasi bilgilerini öğrenir ve akrobatik hamleler yapabilmeye başlar. Bu hamleleri momentum kontrolü ile birleştirdiğinde çok büyük efor gerektiren akrobatik hamleleri çok az bir kayıpla uygular. Kullanıcının zıplayarak veya çevresel yükseklik farkını kullanarak yaptığı hamleler daha etkili ve daha az yorucu olur. Shinshouki Tekniği, Kage Buyou, C-Rank Kullanıcı, rakibi havaya fırlatmak için akrobatik bir tekme hamlesi kullanır. Bu özel hamle ile rakip 3 veya 4 metreye kadar havaya gönderilebilir. Ardından rakip kendi akrobatik yeteneğini kullanarak havaya zıplar ve havada rakibin hemen altında konuşlanır. Teknik burada son bulur, ancak kullanıcı bu noktadan sonra diğer Shinshouki Taijutsu tekniklerini kullanabilir veya havadaki korumasız rakibine beklemediği bir yerden saldırı yapabilir.
Şimdi bu ortam ne kadar rahatsız ve özürlü, hepiniz fark etmişsinizdir. Kiyo düş yakamdan derim normal bir zaman olsa. Demin içimden anırdığım gibi siktir ol git diye bağırırım ama şimdi bir şey diyemedim iyi mi? Mal mal baktım yüzüne. Zaten deminden beri dışarıda dün gece hakkında bağırdığından millet her türlü anladı bir şeyler döndüğünü. Neyse ki komşularla arası iyi bir herif değilim. İnsanlara satanist görüntüsü verdiğim için, evde kedi kestiğimi düşünüyorlar. Erkeklerle birlikte olduğumu da anlasınlar iyice yakmaya kalksınlar beni.
Neyse işte bu Kiyo ateşim düşene kadar bekleyecekmiş beni. Bana da bir titreme geldi bu arada. Üşüyorum sanırım. Ishi'de sabah sabah üşümek hayra alamet değil. İşte böyle millet, ben hasta olmam olmam, olunca da böyle çat diye ve ağır bir şekilde hasta olurum. Ağzına sıçtığımın midesi de her ters hareketimde acı ile karşılık veriyor ama fark ettirmemeye çalışıyorum Kiyo'ya. Anlayacağınız ben çocuğu pek dinleyemedim midemdeki sancıdan. Sözü bitince de kafamı sallayıp ne diyorsa işte onu kabul ettim. İnşallah bir de ben seni sikeyim ödeşelim dememiştir.
"Olur, olur tamam. " dediğimde kalkıp içeri koştu bu. Ben de kapıyı kapatmak için ilerledim çok havalı bir şekilde. Oldukça seksi bir şekilde kapıyı kapattıktan sonra hemen karnımı tutarak iki büklüm oldum. Dişlerimi sıkıyorum geçsin sızısı diye piç gibi ağrıyor. Ne kadar böyle kaldım bilmiyorum ama geçti. Geçince sendeleye sendeleye gidip oturdum yatağa, nasıl giyindim bilmiyorum. Üstümü giymek için kollarımı kaldırıyorum, midem azıyor. Pantalonu giymek için eğiliyorum midem çığlık atıyor derken ben resmen acıdan ağlayacak duruma geldim giyineceğim diye. Uzun uzun, kalın kalın şeyler seçmişim ama gene de üşüyorum. Yıkandım diye herhalde. Bir de terliyorum soğuk soğuk. Helal be! Havuz partisinde mal mal gezmekten mi oldu yoksa Kiyo her zaman böyle virüslü de içine girince benim vücudum kaldırmadı mı? Sorular sorular...
Sonunda da attım kendimi yatağa. İki yastık vardı yatağımda, birini alıp karnıma sıkıştırdım baskı yapsın diye diğerini de kafamın altına koyup önüme gelen tarafını ısırdım acıya dayanayım diye. Sonra da birden aklıma şuan gelecek bir suikastçıye karşı ne yapabileceğim geldi. Kiyo geldiğinde attığım sis bombasını yenilememiştim. Yastığı ısırmayı bırakıp içeriye bağırma gereği duydum sorunlu bir manyak olduğumdan. "Kiyo! Salondaki sis bombasını getirir misin?" dedikten sonra tekrar ısırdım yastığı. OF!
Kapıdan öyle bir heyecanla koşarak çıktım ki omzumu kapı kenarına çarpmayı ihmal etmedim. Sevdiceğim hasta ve ben ona kısa süreli de olsa bakacağım, ne tatlı bir durum! Neyse ki hastalık ve akşamdan kalmalık durumları konusunda az biraz bir şey biliyorum. Bizim ailedekiler öyle benim gibi ufak tefek değildir aslında, bir boy ufağım, kız kardeşim haricinde. Biz onunla epey hasta olurduk küçükken. Ben hala zırt pırt hasta oluyorum ama kevaşeyi bilmiyorum, muhattap olmam pek. Neyse, sık sık hastalanmak, ilk önce babamın sonra kendimin akşamdan kalmalığıyla uğraşmak derken, nasıl idare edeceğimi bildiğim durumlar haline geldiler. Hala yerde duran tabak yığının arasından kırılmamış geniş bir kap aldım ve su ile doldurdum. Banyodan da temiz, küçük bir havlu alıp, tekrar mutfağa dönüp çaydanlığa su koydum. Mutfaktan çıkmadan da yapabilirdim bunu, neden yapmadım lan? İşte bunlar hep heyecan. Altını yakıp, suyu kaynamaya bıraktım.
İçerden sesi geldi, "Kiyo'm!" diyordu, "Sis bombamı getir." diyordu. Ulan gitti güzelim çocuğun beyni yüksek ateşten görüyor musun? Gene neye dellendi kim bilir. Hayır bombanın yerini de söylemiyor, istiyor ki ararken iyice bok edeyim ortalığı, ceza olarak sikmeye bahanesi doğsun. Oldu canım, hala yürüyemiyorum ulan. Hadi gönlü olsun diye belimdeki çantadan bir tane gösterip yanına koyayım dedim, evden çıkmadan ninja ekipmanlarımı evde bıraktığımı unutmuşum. Evet köy öyle huzurlu öyle sevimli ki mesai dışında ekipman taşıyıp götü kollama gereği duymuyoruz. Hem yumruklarımız da yeter kardeeeeeş! "Yok sis bombası falan, ben varım yanında, bombaya ihtiyacın yok!" diye seslenip işime devam ettim. Şapşal, sanki bu zamana kadar götünü kapmalarına izin vermişim gibi!
Şimdi burası bekar evi, tamam, oldukça da düzenli bir bekar evi. Geçen sefer ben hasta olduğumda çorba yapabilecek ekipman varsa, şu an benim çay yapabileceğim herhangi bir bitki de bulunurdu. Çekmeceleri karıştırmaya başladım, kenevir bulmamaya dua ederek kaynatabileceğim bir şeyler aradım. Sonunda, koklamamla ıhlamur olduğuna emin olduğum, yarısı sararmış ufak bir poşet buldum. Ulan, nasıl da severim! Belli çok uzun zaman önce alınmış, belki de sadece bir kere kaynatılmış. Sıkıca kapatılmış ağzını açtım ve işe yarar yaprakları çıkarıp tezgahın kenarına koydum. İki de bardak çıkardım. Sanırım, ben de içeceğim.
Aldığım su dolu kap ve havlu ile yatak odasına tekrar gittim. Baktım bu yatmış bile, acaba rüyasında, benim gittiğim gibi o da Erotik Kiyo Dünyası'na gitmiş midir? Benden erotik de olmaz ha, gerçi üstsüzken şöyle bir gerinirsem fena olmuyorum, hakkımı yemeyeyim. Yanına yaklaştım ki uyumuyormuş, yan yatmış yastığı ısırıyor, delice de midesini ovalıyor. "İyi üşütmüşsün ulan sen, bir de bir şeyim yok diyorsun." diyerek, karnına koyduğu yastığın dibine oturup kabı kucağıma koydum. Bezi ıslatıp, sıkarak özenle alnına yerleştirdim. "Aklında olsun, alkol, kolonya falan ateşi daha da yükseltir. Ya su ya da sirke ile ıslatman lazım bezi." Saçlarını nazikçe geriye çektim, hatta bu anı biraz bilerek uzattım denilebilir. "Ihlamur hazırlıyorum, merak etme zehirli değil. Zorla da olsa içeceksin, içmezsen döverek bayıltır öyle içirtirim." Farkında olmadan saçlarındaki elim yanağına inmiş, okşuyordu. Ev oldukça sessiz, huzurlu denilebilir. Yanağında parmaklarımı gezdirirken, diğer insanların aksine suratının ne kadar güzel olduğunu düşündüğüm geldi aklıma. Minnacık, bilerek öyle bırakılmış kaşları vardı mesela ve bu garipten çok, eksantrik bir hava katıyordu bence suratına. Sonra, suratında ve kulağında olan piercingler... İnsanların ne düşündüğüne önem vermediğinin kanıtı, ayrıca kendimi ona yakın hissetme ve ondan hoşlanma sebeplerimden. Ve gözleri, ilk gördüğümde "OHAHARİKANASILYAPTIRDINNEREDEYAPTIRDIN?!" tepkisi verdiğime göre, sanırım onlardan da hoşlandığım aşikar değil mi? O değil de, suratım suratına neden bu kadar yaklaşmış durumda? Yumuşak yanağını okşarken sanırsam kendimi tutamadım, öpmeye yeltendim. Öpmeye yeltendim ammaa, evin huzurlu sessizliği, ocaktaki suyun kaynarken çıkardığı ıslık sesiyle bozulunca kendimi aniden geri çektim. Zaten çekmeseydim, büyük ihtimalle iterdi beni ve tekrar bok gibi hissetmeye terk ederdi. "Ben.. İki dakika şunu de-demleyeyim h-hemen..." diyerek hızlıca çıktım odadan.
Kalbimin küt küt atmasını engellemeliyim. Gidip kendimi kaynar suyla yakmam hiç hoş olmaz, zaten etrafında sakarlığım maksimum dereceye ulaşıyorken hele, mutlaka sakinleşmeliyim. Derin bir nefes alıp, ona kadar saydım. Böyle entel dantel şeylerle uğraşmam pek, ama itiraf etmeliyim, tamamen olmasa da sakinleştim. Fokurdamaktan titreyen kabın altını kısıp, yaprakları içine attım. Bu arada bu çayın yanında bir şeyler yedirmeli bu çocuğa ama ben yemek konusunda hiç iyi değilim! Belki iki dakikada hazırlanacak, hazır ramen gibi bir şey vardır diye baktım ama, bulabildiğim tek şey, çikolata oldu. Açıkçası oldukça da gideri var. Ufak bir tepsi çıkarıp, önceden çıkardığım bardakları içine, çikolatayı da tam ortalarına koydum. Güzel kokularla demlenmiş ıhlamurun altını kapatıp, bardaklara paylaştırdım. Odanın yolunu tuttum tekrar, tabak yığınının dibinden geçerek.
Demin yaptığım öküzlük aslında hiç olmamış gibi davranmaya çalışarak, kalktığım yere tekrar oturdum. "Hızlıca yapabileceğim bir şeyler aradım ama bulabildiğim tek şey, çikolata oldu. Kesin açsındır, şekerinin daha fazla düşmesini önler en azından. Şimdi... Yavaşça kalk bakalım, bu kadar da örtünme, eminim çayı içince ateşin verdiği titreme hissi gidecektir." Üstünü yavaşça açıp kalkmasına yardım ettim, alnındaki bezi alıp kaba koyarak. Normalde Shiki, hep kısa kollu veya kolsuz üstlerle gezer, o yüzden onu uzun kollu bir üstle, hatta kol kenarlarını da ellerinin üstüne kadar çekmiş bir şekilde görünce sevimli bulmadan edemedim. Şu an, "Gitme kal!" dese, karnındaki yastığı çeker, yastığın yerine de kedi gibi kıvrılır, günlerce o şekilde uyurum dibinde, o derece! Elimin tersiyle alnından ateşini kontrol ettim. Hala vardı tabiki de, "Hemen düşmez zaten, geldim bezi koydum gittim beş dakika oldu, nereye düşecek?" diye söylenirken kendi kendime, iki elimle birden tuttuğum çay bardağını uzattım sevdiğime. "Dövüşmek dışında da bir şeyleri becerebildiğimi gördüğüne göre şaşırabilirsin. Yedi kardeş olmak, zayıf bir çocukluk geçirmek hatta hala zayıf olmak, sorunlu bir baba derken, bu gibi durumlarda deneyim kazandım ister istemez."
Künye İsim Shiomiya Kiyo Yaş16 CinsiyetErkek Element Suiton SeviyeC-Rank RütbeChuunin Alım Gücü2 -FAKİİİİİİİİEEERRRR!!/2 Kullanılabilir GP 32
Eksiklikler/Özürler Yok
Ekipman Matara, "Gama" (蜍) İçerisinde 3 suiton tekniğine yetecek su barındıran, sağlam sızdımaz matara. Ağırmış az. Geyikotu Özü, 50gr. Ufak çiziklere ve yanıklara iyi gelir. Koku Bombası (屁), İkili paket Bazı genjutsu tekniklerinden kurtulmak için özel olarak üretilen bu bombalar, haliyle ileri seviye teknikleri kıramazlar.
Suiton Jousui Ninja gerekli el mühürlerini yaptıktan sonra ellerini kirli bir su birikintisine değdirir. Elini kaldırdığı anda, su birikintisinden arıtılmış ve tamamen içilebilir bir su kütlesi, iki el ile tutulabilecek bir küre şeklinde kullanıcının elinde oluşur. Daha sonra teknik bozulmadan bu su bir matara veya kaba aktarılır. Bilinen tüm hastalık ve zehirler sudan bu yöntem ile ayrılabilir. Suiben Ninja oldukça kısa olan el mühürleri serisini Ushi mühründe bitirir. Mühürleri tamamlamasının ardından kullanıcı elini bir su kütlesinin içine sokar ve ardından suyun içinde avucunu yumruk haline getirecek şekilde sıkarak çeker. Bu sayede kullanıcı suyun içinden uzunluğu, kalınlığı, sağlamlığı chakrası ile oranlı olan bir kırbaç çıkarır. Bu kırbaç her ne kadar sudan oluşmuş olsa da hemen hemen katı bir cisim özelliği gösterir. Bu sayede hedefe fiziksel zarar verebileceği gibi onları bağlama gibi işlerde de bu kırbacı kullanabilir. Kizame no Jutsu Ninja el mühürlerini tamamladıktan sonra bir su kütlesine odaklanır. Odaklandığı su kütlesinden kabaca bir köpekbalığının başına benzer bir şey çıkar ve rakibi yakalamaya çalışır. Bir şekilde rakibi herhangi bir yerinden yakalarsa bırakmaz ve o su kütlesinin olduğu yerde tutar. Teknikten kurtulmak için aktif olarak köpekbalığı kütlesine zarar verip somutluğunu bozmak gerekir.Tekniğin ardından kullanılan su kütlesi kaybolur. Köpekbalığının ısırdığı yerler hasar alır. Niji no Jutsu Ninja el mühürlerini tamamladıktan sonra yere büyük miktarlarda su kusmaya başlar. Bu su, toprak tarafından zor emilir ve ninja tarafından diğer suiton teknikleri için kullanılmaya uygundur. Kullanıcı istediği kadar su kusabilir, ancak ne kadar çok su çıkarmaya çalışırsa o kadar çok süre geçer. Ortalama bir shinobi, 5 saniyede, bir kaç suiton tekniği için gerekli suyu ortama boşaltmış olur. Tekniğin bir diğer formu olarak da, kullanıcı ağzından hemen hemen bir gülle boyutunda bir su kütlesi fırlatır. Bu su kütlesi çarptığı duvar benzeri dikey yüzeylerde kalır ve kullanıcının diğer teknikleri için zemin oluşturur. Rakibe fırlatılırsa herhangi bir etki yaratmaz. Suijinheki Ninja kısa olan el mühürleri serisini Tora mühründe sonlandırır ve derin bir nefes alır. Bu aldığı nefesi hızla dışarıya veren kullanıcı yüksekliğini ve genişliğini harcadığı chakra ile oranlı olacak şekilde su kütlesi püskürtür. Bu su kütlesi özellikle defansif anlamda kullanıcı birçok ataktan koruyabilecek bir yapıya sahiptir. Kullanıcı etrafında su kütlesi olması halinde, bu su kütlesini kullanarak da adeta bir bariyer oluşturabilir. Bariyerin şekli tamamen kullanıcının kullanacağı chakra miktarı ve suyun yapısının el verdiği ölçüde her halde olabilecek niteliktedir. Takonagi no Jutsu Ninja ortalama bir el mührü dizisinin ardından ortamdaki suyu vücuduna çekmeye başlar. Su, kullanıcının sırtında 4 tane ahtapot kolu oluşturacak şekilde birikir. Bu kollar sert ve hızlıdır, kullanıcıya yakın dövüşte yardımcı olurlar. Çeşitli silahları tutabilir ve fırlatabilirler. Kullanıcı etrafında bir kalkan görevi görebilirler ve gelen saldırılara karşı tepki verebilirler. Eğer bir kol ağır hasar alırsa suya geri dönüşür, kolu tekrar yaratmak için ekstra chakra harcamak gerekir. Açık kaldığı sürece chakra yer. Tekniğin ardından kullanılan su kütlesi kaybolur. Bousen no Jutsu Kullanıcı kısa sayılabilecek bir el mühürü dizisinin ardından ağzından çok ince bir su kütlesi püskürtür. Bu kütle, aşırı derecede delici ve kesicidir. Kullanıcı tekniği istediği kadar açık tutabilir. Teknik 15 metreye kadar delici ve kesici özelliğini korur, daha uzak mesafelerde ise etkisini yavaş yavaş kaybeder. Teknik açık kaldığı sürece chakra yer. Ninpou Kuchiyose no Jutsu - Henüz hazır değil. Jinteki Mayu no Jutsu Kullanıcı kısa bir el mührü dizisinin ardından yatar pozisyona geçer ve tekniği aktifleştirir. Teknik, kişiyi siyah bir ipeksi doku ile sarar. Tamamen sarılan kullanıcı, içeriden dışarıyı görebilir, ancak dışarıdan içerisi görünmez. Kullanıcı dinlenmek veya uyumak için bu tekniği kullanabilir. Doku, yağmur suyunu geçirmez. Kullanıcı istediği zaman Kai mührü ile tekniği bozabilir, bu dokunun yokolmasına ve kullanıcının içinden çıkmasını sağlar. Doubutsuhen no Jutsu Kullanıcı ortalama bir el mührü dizisinin ardından yakındaki bir hayvan ile göz teması sağlar, ardından o hayvan ile konuşabilir hale gelir. Her bir hayvanın kendi kişiliği vardır ve kullanıcıya itaat etmek veya sordukları sorulara cevap vermek zorunda değildirler. Teknik 5 dakika kadar aktif kalır, ardından kullanıcıya uyguladığı stres yüzünden 15 dakika kadar tekrar kullanılamaz. Göz teması kurulan dışındaki başka bir hayvan ile konuşulamaz.
Shinshouki Stili, C-Rank Bu seviyede kullanıcı temel akrobasi bilgilerini öğrenir ve akrobatik hamleler yapabilmeye başlar. Bu hamleleri momentum kontrolü ile birleştirdiğinde çok büyük efor gerektiren akrobatik hamleleri çok az bir kayıpla uygular. Kullanıcının zıplayarak veya çevresel yükseklik farkını kullanarak yaptığı hamleler daha etkili ve daha az yorucu olur. Shinshouki Tekniği, Kage Buyou, C-Rank Kullanıcı, rakibi havaya fırlatmak için akrobatik bir tekme hamlesi kullanır. Bu özel hamle ile rakip 3 veya 4 metreye kadar havaya gönderilebilir. Ardından rakip kendi akrobatik yeteneğini kullanarak havaya zıplar ve havada rakibin hemen altında konuşlanır. Teknik burada son bulur, ancak kullanıcı bu noktadan sonra diğer Shinshouki Taijutsu tekniklerini kullanabilir veya havadaki korumasız rakibine beklemediği bir yerden saldırı yapabilir.
Yok diyor herif, getirmeyecek sis bombasını sanırım. Kendisi buradaymış. Ulan tamam da, ben nasıl rahat edecem sis bombamsız? Neyse lan bıraktım kendimi çocuğa, artık suikastçı geldiğinde koşup yardım eder. Hemen ölmezsem tabi ki. Şuana kadar çıktığımız görevlerde de götümü korumayı iyi bildiği için rahatım denebilir. Bu mide ağrısı ile nasıl bir takım çalışması yapacaksam artık? Şuan ki durumumuza bakıyorum da, cidden ilginç iki kişiyiz. Uzaktan bakıldığında Kiyo'nun daha duygusal biri olduğunu, benim de donuk bir öküz olduğumu düşünürler büyük ihtimalle ama şöyle bir düşününce kendimi Kiyo'dan daha duygusal buluyorum. Onca ölüm, onca görev, bir çok felaket ile karşılaşıp delirmediği için Kiyo'yu garipsemiyor değilim. Tüm olaylardan sonra bu kadar psikoloji bozukluğu az bile benim için. Her şey üstüne çok düşünen, kafayı takan biriyim. Sadece dışarı gösteremiyorum.
Midemdeki acı yavaş yavaş dinerken bıraktım yastığı ısırmayı. Eminim ki en ufak ters bir hareketimde ağrımaya devam edecek. Bozdum ben midemi feci bir şekilde. Kiyo içeride bir şeyler karıştırıyor ama bilmiyorum ne yaptığını. Sormuyor bile ne nerede diye. Aslında bayağı bir düz herif olduğumdan her şeyi dolaplara tıkıyorum. Dolapların hepsini açsa bulur herhalde ne nerede diye. Kendimi zorlayarak yorganımın altına girdim. Aslında onca harekette midem hiç sorun çıkarmamıştı ama dümdüz bir şekilde yatınca gene batmaya başladı. Gene iki büklüm bir pozisyona geçip acısının dinmesini bekledim. Vücudum kesilmiş olsa, acısa, kanasa... Elimi yaranın üstüne kapatıp bastırarak acısına dayanabilirim sanki, ama böyle içten bir ağrı olunca ne yapacağımı şaşırıyorum. Bu sırada kapı açıldı ve içeri Kiyo girdi. Elinde de garip bir şeyler getirmiş. Midemi tutmuş yastığı tekrar ısırmaya başladığım için tabi ki dırdır etmeye başladı. Ulan hastayım ben amına koyayım. Niye gelip laf ediyorsun bir şeyim yok dedim diye? Alkol, kolonya ateşi yükseltirmiş. Geçen çocuğu cahilliğimden öldürecektim demek ki ama şuan onu düşünecek kafada değilim. Ihlamur hazırlıyormuş. Gözlerimi kocaman açıp yüzüne baktım bunun. Saçlarımı tutup kulağımın arkasına attı, alnıma da ıslak bezi koydu narince. Ganta geldi aklıma. Eminim ki Ganta ile birlikte olsam bana Kiyo'nun baktığı gibi bakmaz, hayvan muamelesi yapardı. Bazen bu tür erkeklerden etkilendiğim için kendime lanet ediyorum.
Ben burada kendimden geçmişim, çocuk yanağımı severken kedi gibi sürünüyorum parmaklarına. Gözlerimi de huzurla kapatmışım. Dediğim gibi, hastayken sevgiye muhtaç bir yavru oluyorum. Çocuk parmaklarını yanağımdan çekip koşarak odadan çıkınca şaşkın şaşkın baktım peşinden. Of. Biraz dinlensem geçer mi acaba? Şöyle bir uyuyup uyansam geçip gider gibi geliyor ama midem arada battığı için belki biraz daha zorlar gibi geliyor. Önce sağa döndüm, sonra sola, sonra ters döndüm falan derken ben hiç rahat edemedim. Mutsuz mutsuz dümdüz yatayım dedim bu sefer de midem dürtükleyince ağlayacak duruma geldim. Kiyo'm geldi bu sırada da. Üstümü hafiften açıp oturur pozisyona gelmemi istedi sanırım. Yastığımı düzelterek doğruldum ben de. Midem gene bir sancı patlattığı için dişlerimi sıktım. Sokacam ama yeter! Bu başladı konuşmaya. Ben de üstümdeki şeyin kollarından birini ağzıma götürmüş çiğniyorum. Çikolata getirmiş... ÇİKOLATA GETİRMİŞ! Annem ben hasta olduğumda çikolata verirdi bana! Vücudumdaki sızlamayı umursamayarak çikolatayı aldım elime. Herhalde böyle ani bir hareketi kendim bile beklemediğim için feci kötü hissettim ama çikolatanın tadı ağzıma yayılınca tekrar mutlu bir kedicik oldum. Çikolata acı değil ama acımsı bir tat, tüm çenemi ele geçirdi. Üstelik bundan zevk alıyorum! Nom nom nom... Çikolatayı yerken gülümsemeye başlamışım, farkında değilim. Bu sırada bu ıhlamur uzattı bana. Gülümseyerek alacaktım ki birden kokusu burnuma geldi. Iy! iğrenç bir koku lan bu! Ben bunu içsem kesin kusarım tekrardan.
Almak için uzattığım elimi bardağı kendimden uzaklaştırmak için kullandım ve ittirdim. "Bleeh! İstemiyorum bunu!" dedikten sonra yatakta Kiyo'ya sırtımı dönüp oturdum. Zorla ağzıma falan sokabilirdi bu herif. Bu yüzden çikolatanın yarısını ağzıma sokuşturup doldurdum ağzımı. Ihlamuru içine dökmeye çalışırsa hepsi dökülür, yatak çikolatalı ıhlamur olurdu yani. Omzumu silkip "Mödömö bölöndöröyö öhlömör." dedim. Kaşlarımı da çattım. Ha, evet bir de hasta olunca huysuzlanırım ben. Ha, sonra bi de aklıma bir şey geldi. Sasaki'nin yolladığı kurabiyeler! Hastayım, ağzımda hasta tadı var. Tuzlu bir tanesini ağzıma atmam gerektiğini düşünüyorum. Çünkü hayatta her zaman tam tersi bir duygu olacağını hissetmemi istemişti. Kiyo'ya döndüm tüm bu mızmızlanmamı unutarak, "Solondo tozlo koroboyo olocokto Koyo, gotoror moson?" dedim ağzımı açmamaya çalışarak. Umarım elindeki ıhlamurla üstüme atlamaya falan kalkmaz.