Kırmızı ve Uzaylı

[Kokuryu Taoreta]

Kokuryu, Shiki ve çocuk Kiyo'nun evinin yakınlarına, sokağın köşesine gelmişlerdi. Bir kere daha planın üstünden geçiyorlardı. "Şşt şikkieğ bu çocuğun adı neydi lan?" diye sordu. Karşılık olarak alabildiği tek cevap boş boş bakışlardı. "LAĞN ŞİKİ SANA DİYOM LAĞN ÇOCCUĞUN ADI NE LAN? NİYE SUSUYON LAN NE DEMEK İSTİYON OLUM? " diye bağırdı sinirle. Çocuk elini suratına vurdu önce sonra yavaşça Kokuryu'nun giydiği yeleğin ucundan çekiştirdi. "Abicim, bağırmayın bu saate. Gelen giden olacak, başımız belaya girecek. Bana sorsana." dedi. Kokuryu çocuğa dönüp çocuğun kollarından tuttu ve "Haklıssın çocuk, özür dilerim." dedi ve çocuğun gözlerinin içine bakıp soruyu bu sefer ona sordu "ŞİKİEEEEĞĞ ADI NE LAĞN BU ÇOCCUĞUN??". Çocuk sakince elleriyle tükmüğe bulanmış suratını temizledi omuzlarını silkip "Hayori, adım bu benim Hayori." dedi ve yana çekildi.

Çocuğun yana çekilmesiyle boşluğa düşen Kokuryu kendisini yerde buldu. "Hayri? O nassı isim lan?! Hiç duymadım! Hayri-kun ha? ŞŞT ŞİKİ DUYDUN MU HAYRİYİ?" diye bağırırken bu sırada yere düşerken ağzından düşen iki sigaradan birini alıp yaktı ve yavaşça dikilip duvara yaslandı. "Hayri değil abicim, Hayori. Ne içtiniz be abicim bu kadar sarhoş olacak?!" dedi çocuk. "Ha pardon, Hayyori-kun. Anladım bu sefer!" diye cevapladı Kokuryu sigaradan bir duman çektikten sonra.

"Bak şimdi; Gitçen eve taam mı? Kızın abisini oyalıycan, uzaklaştırcan buradan. Bizde girip kızı patlatçaz ay aman kaçırcaz. Sonra bu siker mi ne yapar bilmiyom." dedi. Çocuk piç piç gülüp "Abisine ne diyeceğim peki?" diye sordu. Kokuryu bu kısmı hiç düşünmemişti, doğrulup sendeleyerek Shiki'ye doğru bir kaç adım attı. Elini omzuna koyup dünyanın en ciddi meselesinden bahsediyormuşçasına bir surat ifadesine bürünüp "Harrbi lan? ŞŞT ŞİKİBOM NE DESİN LA ABİSİNE?" diye sordu Shiki'ye.

[Shiki Nishiyama]

Şimdi biz kalktık, benim engin yol bilgilerim ile Kiyo'nun evine geldik. Bir ara tam anlamı ile kaybolduk gibi geldi de, kendime güvenmeliymişim. Mükemmel bir şekilde, tam bir av köpeği gibi getirdim bizimkileri Kiyo'nun evine. Yolda bir kaç kere yere düştüm de bu yeni çocuk kaldırdı yerden beni sağolsun. Vardığımızda Kokuryu bana dönüp çocuğun adını sordu. Şöyle bir baktım yüzüne. Yüzünü gözünü inceliyorum. Bir daha bağırdı bu adı ne diye. Bilmiyorum ki amına koyayım adı ne. Bilmediğimi de söyleyemedim çok stres oldum. Mal gibi kaldım yani. İlk okulda bilmediği soruda tahtaya kaldırılan bir Alican oldum o an. Bu sırada da çocukla bağrıştılar bunlar. Feci konsantre olmaya çalıştım çocuğun adını anlayayım diye ama anlamadım. Sonra da kafamı çok hüzünlü bir şekilde çevirdim diğer tarafa.

Çocuğun adını niye bilememiştim ki şimdi? Hayatta başarısızlıklarıma bir başkası eklenmişti. Bir de çok dikkatliyim diye geçiniyorum. Tam bir orospu çocuğuyum bence. BECERİKSİZ BİR OROSPU ÇOCUĞU! Her şeyden vazgeçsem, dağlara mı kaçsam? Tüm gün meditasyon yapıp geçmişimi geride bırakırım. Sonra da bakir olurum kafama göre... Ardından da sevdiğim kadını beklerim. Elmasımı onla yaşarım. Tabi erken boşalırım ilk seferde o kesin de, elmastayken sorun olacağını sanmıyorum.

Böyle mal mal düşünceler içindeyken Kokuryu bana bir şey sordu. Ne sorusuydu anlamamıştım başını dinlemediğim için. Abisine ne desin diyordu ama ne abisi amına koyayım. Benim kafa gitti gayet de. Bu yüzden fazla düşünmeden "Hey bakire bakire, vermedin şu fakire. 31 çeke çeke, zam geldi hacı şakire!" deyiverdim. "Bunu desin bence hacı. Ben bir işeyip geliyorum." dedim. Alkol alınca çok işemesi geliyor insanın. Ki ben zaten çok işetken bir insanın. Her an her yerde işeyebilirim gibi geliyor. Hani geldiğini hissetmesem bile depoda olur gibi oluyor işte anladınız. Hemen şöyle bir duvar bulup zıplaya zıplaya gittim, açtım fermuarı işemeye başladım. Gece vakti, dışarıda duvarlara işemenin zevki de bir başka. İşerken de bağırdım bizimkilere "Eeee, biz napıyoruz? Atilla Taş'lıyor muyuz kızı?" diye. Bu bizim aradığımız kız kim bu arada lan? Kız kız diyorlar da ben burada sadece Kiyo'nun ablası ve orospu kız kardeşini biliyorum kız olarak. Onları mı kaçıracaz? Anasını kaçırmayalım da abi... 8 çocuk doğurmuş, gene hamiledir yani elimizde doğurur bir de ebelik yapmamız gerekir falan. Boşa atraksiyon.

İşte ben böyle işedim falan, sonra çektim fermuarımı. Çok dikkat ettim malı sıkıştırmamak için. Belki etmezsiniz diye hayal edin diyeceğim. Burada fermuarı çekiyormuşum üstüne, böyle alt kısmını cırt diye sıkıştırıyormuş... OF! Tamam bu eziyeti size yapacağım diye kendime de yapmak zorunda olmasam devam ederdim. İşte sonra pantolonu çekiştire çekiştire yanlarına geri döndüm. Bir şey planlamamışlardı tabi ki. Benim mükemmel plan yeteneğim ile devam edecektik. Tuttum bu veledi omzundan ittirdim evin kapısına. "Aaaabi! Lan cidden onu mu diyeceğim şimdi lan! Taşşak geçiyorum diye dalarsa ne yapacam?" diye geri geri gitmeye çalışıyor bu. "Lan shinobiyiz biz, halledecez kardeşşşşş! Biraz tut herifi biz kızı alıp çıkıcaz amına koyayım. Cesur ol siktirtme kafanı." dedikten sonra eğilip tekrar öptüm bunu. "Lan! Öpüp durma bari." diye atarlana atarlana ilerledi bu. Ben de koştum gittim Kokuryu'nun yanına bir yere. Kenara köşeye saklandık. Çocuk da kapıyı çaldı bu sırada.

"Bu maniyi söylerken biz koşalım, işaret verince." dedim. Harika bir operasyon yapacaktık burada. Böyle durmuş izliyoruz kapının açılmasını. "Çıkırt" Kapı gıcırdayarak açıldı. içeriden sıradan bir Ishi'li olan ve tahminen kaçıracağımız kişinin abisi çıktı. Kara kuru bir herifti. Sonra bizim görev başladı. "Ey bakire bakire..."
"Şimdi!"
Fırladık olduğumuz yerden. Ne bok yiyeceğimiz hakkında hiç bir fikrim yok ama galiba camdan gireceğiz. Deminden beri yürümekte zorlanıyorum, koşarken nereye gittiğimi şaşırdım. Sendeleyip yere yapıştım tekrar. Çocuğun bu durumu fark ettiğini de "Ne yapıyorsunuz lan sikikler" anlamında değişen ses tonundan anlayabiliyordum. "Vermedin şu fakire..."
Yerden zar zor kalktım Kokuryu'nun yardımı ile, elimden geldiğince yüksek bir şekilde zıplamaya çalıştım sonra da. Normalde çatıya kadar zıplarız da bu sefer şu yukarıdaki cama ancak zıplayabildik. Ben biraz altına atlamışım, zar zor camın kenarına tutunabildim. Kokuryu da camın yanına çarpıp sekti sanırım, düşerken bacağımı yakaladı. "İp gibi kullan beni Kojiru-san! Tırman bana!" dedim. Anladınız işte benden tırmanarak cama gidecek. 31 çeke çeke...
"Ne diyon lan keranacı?"
Herif tabi bu maninin sonunu merak ediyor. Kokuryu bana tırmanarak cama ulaştı. Kendimi zar zor çektim içeri girmek için. Cam da açıkmış şansımıza, direkt içeri girebildik. Ben biraz içeriye yuvarlandım denebilir. Aşağıdan da son satır okunuyordu. "Zam geldi hacı şakire!"
Mission Accomplished!

[Kokuryu Taoreta]

Saatler geçmişti içmelerinin üstünden. En azından Kokuryu'nun içmesinin, Shiki arada sırada elinde ki şişeye devam etmişti yol boyunca. En sonunda bitince de atıp kurtulmuştu. Yavaş yavaş sıyrılıyordu paçasına yapışan sarhoşluktan ama bu o kadarda kolay olmayacaktı.

Shiki Hayori'ye eğildi ve söylemesi gereken şeyler konusunda onu ikna etti. Geriye sadece işareti beklemek kalmıştı. Kapının önünde bir anlığına tereddüt etse de denileni başarıyla yaptı Hayori. Bundan fırsat bulun iki zeka küpü ise vakit kaybetmeden cama tırmandı. Önce Shiki atladı, yeterince zıplayamamış olacak ki camın ancak altına kadar zıplayabildi. Kokuryu ise daha akıllıca bir şey yaptı(!) ayaklarına chakra toplayıp duvara tırmanmayı denedi. Ancak sarhoş olduğu için bunu pek beceremedi. Tam düşüyordu ki Shiki'nin paçasına yapıştı ve onun dediği gibi tutuna tutuna camdan tırmanıp içeri girdi. Yukarı çıkar çıkmaz Shiki'nin de çıkması için yardım etti.

"Ehh sonunda yaptık ha orrtak ? ahaha" dedi ve bir beşlik çaktı Shiki'ye. Arkasından bir ses duydu bu sırada. Sesin nereden geldiğini anlamak için kafasını çevirirken her şey bir anlığına yavaşladı. Pembemsi bir odaydı burası. Hafifçe geniş, üstünde tül bulunan süslü ve güzel bir yatak vardı. Duvarda çeşit çeşit resimler vardı. Kafasını iyice çevirdiğinde gördüğü manzara karşısında kıp kırmızı oldu Kokuryu. "HAAĞ?!"

Karşısında bir kız vardı. Diri bir vücut kendisinin ki gibi beyaz bir ten, siyah saçlar, mavi gözler. Güzel göğüsleri vardı ve vücudu pürüssüzdü. Evet bunu anlayabiliyordu Kokuryu, çünkü kız neredeyse tamamen çıplaktı. "Ka-kk-KATİL--- Kokuryu san?!" dedi kız. Gördüğü şeyi algıladığında bakmamak için kafasını çeviren Kokuryu'nun kafası karışmıştı. Zaten kıpkırmızı olmuş suratı iyice koyulaşmıştı. "Hey, Shiki. K-Kiyomi-San adımı nereden biliyor?!" dedi şaşkınlıkla. Bu sorunun ne yeri ne de zamanı idi ama Kokuryu ne yapacağını bilemiyordu. Birden kapı sert sert çalındı. "HEY! AKURAI! IYI MISIN? NELER OLUYOR?!" diye bağırdı birisi kapının dışından.

"İ-iyiyim Aniki. S-sadece tırnağımı kırdım." dedi kız cevap olarak.
"Ha? Shiki'nin ki bizi kurtardı neyse ki... " diye geçirirken içinden Kokuryu dışından da "Hey Kiyomi, değil mi? Seni almaya geldik. Bir şeyler söylesene Shiki, senin kız arkadaşın sonuçta." dedi. Fakat dışarıdan gelen sesi unutmuştu. "HEY! İçeride birileri mi var Akurai?!" diye bir ses yükseldi kapıdan.

[Shiki Nishiyama]

Biz odaya yuvarlandıktan sonra ben zar zor toplandım. Bu sırada da Kokuryu mükemmel bir şey yapmışız gibi beşlik çaktı bana. Ben ise sağa sola sallanarak yerimden kalkmaya, saçlarımı önümden çekmeye uğraşıyordum. Sonra da onu gördüm! Böyle füze gibi memeli, eti butu yerinde, güzel bir vücut. Kadın vücudu. Ehe, bende tabi tık yok amına koyayım ama nedense bir kişiyi böyle görmek utanç verici bir durum. Bu yüzden hemen ellerimle kapattım gözlerimi görmemek için. Kız da tabi iki herif böyle içeri daldığından korkmuş olacak ki bağırdı biraz. Neyse ki sonra topladı, bağıran abisine de bir şey yok dedi. Ben de acaba kapattı mı üstünü diye parmaklarımın arasından bakıyorum kıza, yok abi utanmıyor. Memeler baş kaldırmış önümüzde yani.

Akurai kim amına koyayım? Nereye geldik biz? Hiç bir fikrim yok yani. Bu sırada da Kokuryu kızın benim kız arkadaşım olduğunu falan söyledi. Noluyoruz lan? "Benim kız arkadaşım yok ki?" dedim ilk önce. Sonra da Kiyomi'nin kim olduğunu düşündüm şöyle bir. Kiyo'ya çok benziyor adı aslında. LAN! Dur lan Kiyo'yu ben bu herife Kiyomi olarak tanıtmıştım ya lan! "Haaa! Kiyomi, tamam Kiyomi!! Hacı bu kız Kiyomi değil ki ya." dedim. Sonra da indirdim ellerimi. "Abla çok afedersin bir şey deneyecem." dedikten sonra hiç beklemeden ilerleyip bunun sağ memesini sıkıverdim. Yok aga, bende tık yok. "Kyaa!" Kıza bakıyordum ilk, sonra bi baktım duvara bakıyorum. Arası yok. Kız bana tokat atmış sanırım ya. Bıraktım memesini. "Ne yapıyorsun ya sapııık!" diye ittirdi beni. Ben de geri geri gidip dengemi kaybettim. Kokuryu'nun ayağının dibine oturdum kıç üstü.

"Biz yanlış gelmişiz." dedim oldukça düşünceli bir şekilde. Baya da kötü tokat attı sanırım karı, yanağım sıcakladı birden. Tabi uyuştu tüm duyularım hissetmiyorum. İzi kalmamıştır inşallah diyerek yerden kalktım. Kokuryu'ya dönüp "Boşuna girmiş olmayalım kaçıralım bunu." dedim. "Kaçırmak mı? Kokuryu-san ne yapıyorsunuz burda ya?" dedi bu kız ben de dönüp "Ananı tavana asarım, amına smaç basarım!" dedim. Evet, sarhoş olunca böyle tekerlemeler geliyor sürekli aklıma. Şair ruhluyum sanırım ben. "Terbiyesiz!" lafına karşı da "01 adana götüne yaparım yağlı badana! BİZDE BUNLARDAN ÇOK VAR BACIIIM!" diye karşılık verdim. "Bayılt şunu Kokuryu-san."

[Kokuryu Taoreta]

Kokuryu bir kenarda sessizce olanları izliyordu. Kıza bakmamak için kendisini zor tutuyordu. Tam da hoşuna giden tipti, onun için ne kadar zor olduğunu tahmin edemezsiniz.
Duvardaki çizimlere bakıyordu bir yandan, özellikle bir tane vardı ki çok hoşuna gitmişti.
Çizimde gözünde göz bandı, iki dudağının arasında yakılmamış bir sigara olan, uzun ve düz kızıl saçları olan aşırı yakışıklı bir çocuk vardı.

Bu sırada Shiki'nin konuştuğunu duydu. Cevap vermek için çevirdi bir an, tekrar kızı görünce ne diyeceğini de unutup kafasını çevirdi. "Lan... O zaman niye buraya getirdin lan bizi ?! Ve bu kız beni nereden tanıyor lan? Akarrayımıydın, neydin nereden tanıyorsun lan beni?" dedi. Ancak sesi bir sineğin vızıltısından farksız çıkmıştı. Yutkundu.

Shiki ile kız saçma sapan bir atışmanın ortasındaydı. Kokuryu dayanamayıp önce kıza sonra Shiki'ye döndü. Shiki kızı bayıltmasını söylemişti. Bir anlığına kızla göz göze geldi, ne yapacağını bilmiyordu. Çok salak bir durum içerisinde olduklarının farkındaydı. Hatununda her türlü gideri var gibi duruyordu, galiba kendisini tanıyordu. Koşup kızın elinden tuttu. "Sence yakışıklı mıyım?" diye sordu. Kız önce anlamamış gibi baksa da bakışları ve yüz ifadesi sırayla şaşkınlığa ve utanca bıraktı kendisini. "E-Evet." dedi utanarak ve bakışlarını kaçırarak.

Shiki'ye dönüp omuz silkti ve "Kime niyet kime kısmet, götürüyoz bunu da!" dedi. Kızın kolundan tuttuğu gibi koşarak cama gitti. Tam camdan atlayacaktı ki "DUR ? NEREYE? DUR DUR DUR!" diye bağırdı kız. Döndü ve kıza baktı. "Ne?" dedi. "Ç-ç-çıplağım..." diyebildi kız sadece. "Sahi ya..." dedi Kokuryu düşünceli bir şekilde.
Bir anlığına suratında dünyanın en mükemmel fikrini bulmuş gibi bir ifade can buldu. Kuzu kucakladığı gibi yere yatırdı, etraftan bulduğu kıyafetleri üstüne atıp Shiki'ye "Paket yapıyoruz!" dedi ve kızın etrafından halıyı sardı.

Halının içinden anlamsız sesler yükseliyordu. Bir süre sonra kız pes etmiş olacak ki sesler kesildi. Paketleme işlemi tamamlanınca camdan önce Kokuryu camdan indi, sonra halıyı alıp Shiki'nin inmesini izledi.
Shiki de yanlarına inince "Yolu göster, senin eve gidiyoruz miki-san!" dedi.

[Shiki Nishiyama]

Atıl kurt! Kokuryu'ya emrimi vermiş ve geri çekilmiştim ama herif bir atıldı, pir atıldı! Koşup gidip kızın elinden tuttu ve yakışıklı olup olmadığını sordu. Yüzümü ekşitip "Güzel adamsın da, tipim değilsin hacı." dedim ama sanırım bana sormuyordu. Kız olumlu cevap verdiğinde anladım bunu ve kızla aynı anda ben de kızardım. Kokuryu bana dönüp kızı kaçıracağını söylediğinde utancımdan kafamı çevirip incecik bir sesle "Ne yapıyorsan yap, seni çılgın şey." diyebildim sadece. Ben ellerimi yelpaze niyetine kullanarak yüzümdeki bu kızarıklığı yok etmeye çalışırken bunlar da öpüştüler mi ne yaptılar bilmiyorum ama kaçırmayıp, burada sikmeye karar vermişti Kokuryu sanırım. Kızı yere yatırmış manyak. Ben de oturup şurada mastürbasyon yaparım diye düşünürken manyak herif ne bulduysa kızın üstüne atmaya başlamaz mı? Halıyı falan sararken benim de katkım olsun diye üstüne yorgan attım.

Kızı bu paket yaptı. İlk kız çok debelendi ama sonra öldü sanırım. Kokuryu da koşup camdan atladı. Cesedi burada bırakamayız tabi ki. Zaten galiba benim alıp bedeni, Kokuryu'ya atmam gerekiyor. Kokuryu aşağıya bırakınca kendini ben de ilk kızın bedenini kucaklayıp atayım dedim ama bir anda hareketlendi. Ceset hareketlenince korkup tekmeledim paketi. Ölmemiş lan bu. "Ni viriyisin girizikili!" dedi bu karı o kadar şeyin içinden. Kızı diri diri kaçırıyoruz yani. İyi madem. Sırtladım ben bunu. Bir de ağır kaltak. "Tak tiki tak tak... Orospu kaltak. Ne bakıyon dik dik, ananı mı siktik?" şeklinde söylene söylene cama götürdüm. Çok zorlu ve yorucu bir olaydı bu benim için. Sonra da salladım direkt aşağı. Kokuryu da tuttu sanırım. İşte ben camdan tam atlayacam, Birden arkamdan bir ses gelmez mi? "Akurai! HEY SEN KİMSİN LAN?" Arkama bir baktım, abisi kapıyı kırmış lan kızın. Hassiktir. Tam atlıyorum camdan, herif belime yapışmaz mı? Tepinirken "Genciz biz am sikeriz!" diye bağırdım.
"Ne diyon lan! Akurai nerde?"
"Am bulamazsak göt sikeriz! GÖT BULAMAZSAK KARI SİKERİZ!" Son cümlede anırıp herifin kolunu ısırdığım için 2. kattan aşağı mal gibi düştüm. Neyse ki bir şey olmadı. "Bırakın lan Akurai'yi şerefsizleeer! KOMŞULAR YARDIM EDİNN!!" diye anırıyor herif camdan. Millet cama çıkıyor sesi duyup.

"Koş Qoqoban-san koş! Toplanıp sikertme yaparlar Ishi halkı! NAMUS ÖNEMLİ NAMUS!" diye bağırarak başladım koşmaya. Kokuryu da yanımda koşuyor tabi. Nereye götüreceğimi bilmiyorum herifi, en iyisi evime götüreyim. Her ne kadar sarhoş da olsam, koşarken bir sürü kere sapak sanıp kafamı duvarlara da vursam evimin yerini unutmam hacı! Artık nasıl topukladıysak, eve getirdim rahatça ben bunları. Evin kapısını 3. denememde açtıktan sonra girdim eve. BİR ADRENALİN SALGILAMIŞIM! NE SİZ SORUN NE BEN SÖYLEYEYİM! Lan tanımadığım adamları neden evime getirdim lan?

[Kokuryu Taoreta]

Kızı kaçırırken Kokuryu'nun korktuğu gerçekleşmiş, abisi odaya girmişti. Zor bela kaçmaya başladılar, ama adam durmuyordu. Tüm mahalleyi ayağa kaldırmıştı, evlerindeki insanlar camdan kafalarını uzatmış merakla bakıyorlardı. Ah Kokuryu ne isterdi bir tanesinin alnına şaplağı oturtmak ama şuanda biraz meşgul olduğu için bunu yapamadı. Gelen geçenlerde öküzün trene baktığı gibi bakıyordu bizim ikiliye. Bunlar son hız koşarken kimse herhalde bir tepki verecek kadar hızlı düşünememiş, olayı kavrayamamıştı. Yada sadece şahit yazılmak istemiyorlardı. Zaten şuanda Kokuryu'nun pek sikinde oldukları söylenemezdi. Deli gibi sıkışmıştı, durup işemek istiyordu ama bacakları onu dinlemiyor gibiydi.

Bir süre sonra durdular, sonunda Shiki'nin evinine gelmişlerdi. En azından Kokuryu öyle umuyordu. Ancak bir türlü kapıyı açamıyordu bu herif. Sonunda açmayı becerdiğinde Kokuryu ciddi bir şekilde "Deliği tutturamamak her zaman bir sorundur." dedi ve kendi dediği şeyi kafasını sallayarak onayladı. İçeriye daldılar, hemen halıyı sürükleyerek içeri soktu ve açmaya başladı Kokuryu. Kızın ölmesini istemiyordu sonuçta.

Halıyı açarken bir anlığına halı boşta kaldı ve kendi kendine açıldı. Zaten sarhoş olan Kokuryu'nun dengesini kaybetmesi o kadarda zor olmadı. Neyse ki yerdeki yastıkların üstüne düşmüştü.
"Aah, ne kadarda yumuşak." dedi ve kafasını kaldırıp Shiki'ye "Lan Shikki, nereden aldın bu yastıkları.". Shiki onu duydumu bilmiyordu ama duyup cevap verdiyse bile Kokuryu'nun suratında öyle bir tokat patladı ki Kokuryu'nun onu duyacak hali kalmadı. Bütün dünyası şaştı, kendisini tekrar yastıkların üstünde buldu. Burnundan bir şeylerin akıp gittiğini hissedebiliyordu, ağzına da kan tadı geliyordu.

Yastıktan bir çığlık yükseldi. "KO-KO-KOKURYU-SAN! ÖLME, ÖLME. ÜZGÜNÜM SENİ O HERİF SANDIM! KOKURYU-SAN!"Gücünü toparlayarak ayağa kalktı ve sendeleyerek yürümeye başladı. "Su, suya ihtiyacım var." dedi, mutfağı bulunduğu yerden seçebiliyordu. Eğer bir ahtapot saldırırsa kesinlikle kaçmayacağı bir yere benziyordu. Yine de şuan ortalıkta bir ahtapot olmadığı için rahatlıkla oraya gidebilirdi.

Gidip dolabı açtı ve bulduğu ilk şişeyi kafasına dikti. Bir yudum, iki yudum, üç yudum derken tüm şişeyi bitirmişti. Ama boğazının hala yandığını hissediyordu, hemde daha kötü bir şekilde. Elindeki şişeye baktı. Üzerinde "Sake" yazıyordu. "Haydaa..." dedi kendi kendine. Sonra şişeyi aldığı yere koyup omuz silkti ve salona döndü. Kız dizlerinin üstüne çökmüş oturuyor, elleriyle göğüslerini kapatıyordu. Yastığın aslında yastık değil, kızın göğüsleri olduğunu anlaması biraz sürse de sonunda yediği tokadın sebebini bulduğu için mutluydu. "Heyy shikkim, sake'n vardı ya dolapta. Hah, artık yok. Bil." dedi Shiki'ye bakıp. Bir yandan da kıza doğru yürüyordu, giysilerini verecekti ona.

Yanına gittiğinde özür dilemeye çalıştı ancak midesine saplanan bir ağrı konuşmasına engel oldu. Çişini çok fazla süredir tutuyordu. Tuvaleti sormak istiyordu ama gerçekten konuşamıyordu. Gözünün az önce düştüğü zaman ve yere çakılan bir paraşüt geldi. Korkuyla kafasını aşağı çevirdi. Neyse ki korktuğu şey olmamıştı, en iyi dostu bütün asaletiyle orada öylece dikiliyordu. Ama bunu tek fark eden o da değildi. Kıpkırmızı kesilen kız suratına doğru bakan küçük Kokuryu'dan kafasını çevirdi. "K-kokuryu-san... bu-bunu... bu kadar istediğini... bilmiyordum." dedi ve hala başka yöne bakarken eliyle kokoban'ı kavradı. "E-eğer i-iistedi-istediğin buysa... B-bb-ben, BEN SENDEN ÇOK HOŞLANIYORUM." dedi ve eliyle işe girişti.

Kokuryu ne yapacağını bilemiyordu, daha önce hiç böyle bir şey gelmemişti başına. Normalde olsa şuan belki dururdu, fakat sarhoşken nasıl mantıklı karar verebilirdi ki. Shiki'ye baktı ve omuzlarını sikip "Haydaa, seks lan." dedi. Ama bu iş böyle olmazdı! Kızı tutup kaldırdı ve gözlerinin içine bakıp büyük bir kararlılıkla "Bekle burada, yoksa seni sikerim." dedi ve tuvalete doğru adımlamaya başladı. Başarabileceğine inancı tamdı. Birkaç adım attığında kafasına bir şey dank etti ve kıza doğru dönüp "Yani, beklesen de sikeceğim. Ama iyi olur beklersen." dedi. Kızın suratında ne olduğunu anlamadığı bir ifade vardı. Ama umursamadı, sonunda özgürlüğüne kavuşturabilirdi Kokoban'ını. İşerken bir yandan da sonunda işemenin verdiği o güzel hissi de kelimelere dökmeyi ihmal etmiyordu tabi ki.

"I BELIEVE I CAN FLY!"

[Shiki Nishiyama]

Eve girdiğimiz an bu manyak, yeri kazan köpek gibi halıyı kazmaya başladı. Artık ne biçim paketlediysek her şey çıktı halının içinden. Kızın terliğini bile içine fırlatmışız. Açıldıkça açılıyor, içinden kızın eli kolu çıkmaya başlıyordu. Sonunda kızın tombul tombul memelerini, memeler baş kaldırmışlarını gördüğümüzde bizim çılgın memelere balıklama daldı. Ne kadar da yumuşak diyor, yastıkları nereden aldın diyor. Hangi yastıklardan bahsediyor bilmiyorum ama "Evdeki tüm mobilyaları Belulona'dan aldım merkezdeki."

Memelere dokunup tokat yeme sahnesi benim rolümü Kokuryu almış bir şekilde önümde gerçekleşirken öyle mal mal izliyordum duvara yaslanmış bir şekilde. "Ouuu, ne çaktı be." Abi şimdi bu kız manyak mıdır anlamadım ama iki adamla aynı evdesin, kaçırılmışsın hala mememe dokunmayın diyor. Şimdi de özür diliyor Kokuryu'dan. Ölme diyor. "Hee, koskoca Chuunin bi tokatla ölecekti. Mal mısın lan?" dedim ama kız sonra seni o herif sandım dediğinde şaşırıp elimi kalbimin üstüne koydum. "Aaa, ayıp ediyorsun Akarai-yenge. Senin vurduğun yerde gül biter." gibisinden bir kroluk sergiledim. Kızın bana tiksinerek attığı bakışlarını da arkadaşlık göstergesi olarak kabul ediyorum.

Kokuryu mutfağa geçerken ben de kızı salona taşıyayım dedim. Demez olaydım. Yerden kalksın diye elimi uzatıyorum, elime tokat atıyor. Sırtından destek olayım diyorum çırpınıyor. Koluna gireyim diyorum yüzüme tükürüyor derken ben zar zor bunu salona taşıdım. Oturdu mal yere. Ben de gittim koltuğa kuruldum. "Bakmasana öyle ya sapık herif."
"Neyine bakacam allasen?"
"Mememe bakıyorsun."
"Senin memene kalmadım amına koyayım."
"Başka yere bak."
Çevirdim kafamı cama doğru.
"Camdan yansımama bakıyorsun!"
"LAN SORUNLU MUSUN?"
"Odadan çık ya! İçeri git!"
"Yuh, kimin evinden kimi kovuyorsun manyak." Kıza atarlanmak için ayağa kalkacaktım ki Kokuryu içeri daldı. Ben de küfrede küfrede oturdum yerime.

Kokuryu iki tane sorun getirmişti peşinden. Biri sakemi bitirmiş içeride iki dakikada, diğeri de bana Shiki'm diyor. Shiki'n birazdan seni Shiki'mesin dikkat et Kokuryu'cum. Kızın yanına gitti bu sarhoş Kokuryu, sonra da çadırı dikmiş onu gösterdi gözleri ile. Kıza ima ediyor sanırım. Anladı mı kız? Ben anladım çünkü, aa evet anlamış kız da. Hoşlanmak ne lan? Herif kaldırmış seni sikmek istiyor. Ay ben de senden hoşlanıyorum dersen ortamın hayvanlığına romantizm katıyor olursun ki bu cidden iğrenç amk. Ay beni görünce siki kalktı benden hoşlanıyor olmalı. Vay aq. Önümde çırılçıplak duruyorsun, kassam benim bile kalkar sikim. Ben de mi hoşlanmış oluyorum? Beynini sikeyim.

Bol küfürlü düşüncelerimden beni ayıltan ses Kokuryu'nun seks lafıydı. Oha lan kız elliyor bununkini. "He ya seks buraya gelmiş resmen." Hoş gelmiş. Benim için gelmemiş tabi ki. Kızı ayağa kaldırdı bu mal. Bekle burada sikerim seni dedi. Aslında kızın da istediği şey bu olduğundan acaba kız beklemez miydi? Peki ya kız bekliyorsa sikilmek istemiyor mudur? Zor işler. Bizim mal gitti tuvalete ve uçabileceği hakkında bir şarkı bağırdı. Ben de ona "DIŞARI TAŞIRMA AMUAGORUM!" diye bağırdım.
"Ya sen şimdi bizi mi izleyeceksin orada?"
Oha, lan bunu düşünmedim bak. Bunlar sevişecekse ne bok yiyecem ben burda? "Höm?"
"Sen orada dururken konsantre olamam ki."
"Sanki dünyayı kurtaracan amına koduum. Konsantre olamıyormuş."
"YAAA! GİT YA!"
"Gel gidelim hamama, otur benim kamama! Daha sikerdim ama, götün olmuş yalama! Zaaa! xDé"
Al işte, beğendin mi yaptığını! Gene tekerleme söyledim dayanamayıp.
"Nasıl bir hayvansın sen? Siktir git ya! Özel hayat diye bir şey var!"
"LAN NİYE ÇIKIYOR MUŞUM? BURASI DA NE BÖYLE GERDEK GECESİ GİBİ OLDU LAN! YETER!" Dellendirmeyin lan beni! Sarhoş bir sümüktüm bir aralar, düzeldim dedim. Yok, hala düzelmemişim! "Yeşil yeşil gözlerin! Yere gelsin dizlerin! İki sokup bir çekiyim, yarrak görsün gözlerin.." Öf... Ne biçim adam oldum lan.

[Kokuryu Taoreta]

"I believe i can fly" dizesiyle başladığı işi nasıl "Açın kızlar arayı salıyom kokobanı vahey!" diye bitirebildiğine kendisi de anlam veremiyordu. Deliği başarıyla tutturmuş sağa sola sıçratmadan adam gibi edebiyle işini halledebilmişti. İşini halledip delilleri ortadan kaldırınca başladı tuvaletteki çekmeceleri dolapları kurcalamaya. Aradığını bulamamıştı bir türlü. Elini yıkayıp hışımla çıktı. Kapıyı sertçe kapatıp hışımla Shiki'ye doğru yaklaştı. "Ne biçim erkeksin lan sen? Tuvaletinde bi prezervatif yok." dedi. Nasıl olmazdı? Bu bir suç ilan edilmeliydi...

Shiki koltuktan öylece baktı Kokuryu'ya. "Olması lazımdı lan..." dedi ve düşünceli bir hale bıraktı yüzünü. Derin derin düşündü ve sonra bir an aydınlandı. "Haa! İçeride odamda olması lazım şokoban-san, geçen hafta kullandım. Dur bekle getireyim." dedi. "Ay saçmalama! İğrenç!" diye cıyakladı kız. Kokuryu'da sonuna kadar hak veriyordu kıza, "Haklı lan, ne o öyle amına koyayım, çorap veriyor sanki herife bak. Otur oturduğun yerde." dedi Shiki'ye.

Bir şey yapması gerekiyordu ama ne yapacağını unutmuştu. İçtiği sake de etkisini gösteriyor gibiydi. Bir an durdu ve kıza dönüp baktı. Yapacağı şey sanki onunla alakalıydı. "Aa tabi lan... Seks vardı." dedi kendi kendine. Sonra kıza doğru yürümeye başladı. Yürürken "Nasıl yapılıyordu lan?" bakışı attı Shiki'ye. Ancak karşılık olarak aldığı bakış "İstersen getireyim bak odadan hemen? Bir kere kullandım sadece..." bakışıydı. Kokuryu bu sefer "Lan salak, yanlış anladın amına koyayım. Seks diyorum seks seks, nasıl yapılıyordu." bakışı attı. Shiki'nin yüz ifadesi bu sefer anlamış gibiydi. Gülümseyip kafasını salladı ve anlamlı bir "Evet." bakışı attı. Kokuryu son kez Shiki'ye bakıp "Hay seninde amına koyayım kullandığın bonzai'nin de. Nerenin kubarı bu anlamadım ki. Neyse başlayayım devamı gelir zaten." bakışı attı. Kafasını kıza doğru çevirdi ama ensesinde Shiki'nin "Ben şoförünüz dal taşak. Yolcularımız benden yavşak. Son durağımız çorum. Hepinize korum. " bakışını hissedebiliyordu.

Kızla karşı karşıyaydı. Kızarmış bir şekilde bakışlarını kaçırıyordu Kokuryu'dan. "B-bbeni seksi bulmazsan anlarım Kokuryu-sama." dedi Kokuryu'ya. Kokuryu şaşırmıştı, fakat şaşkınlığı yerini kızgınlığa bırakacaktı.

ŞLAK!
Kızın göğsüne tokat atmıştı Kokuryu. "Sen mi seksi değilsin, o zaman bu ne lan ?!" diye bağırdı kıza bakarak. Bu sırada vurduğunda kızın göğsünün yaptığı dalgalanma onu hipnotize etmiş gibiydi. Daha önce göğüs görmüştü ama böylesini ilk defa görüyordu. Önce sol eliyle avuçladı sonra sağ eliyle, bir iki defa sıktı. Gerçekten de mükemmel yumuşaklıktaydılar. Kızın çıkardığı seslere aldırmadan bir arkeolog edası ile kızın göğsünü incelemeye devam etti.

O inceledikçe kızdan daha değişik sesler çıkıyordu. "Nasıl susturucam lan ben bunu?" diye düşündü kendi kendine. Sonra bulabildiği en iyi yolu uygulamaya geçirip dudaklarına yapıştı. Yaptığı şeyin ne olduğun hala idrak edememişti. Biliyordu, seks yapıyordu ve bu iyi bir şeydi ama algılayamıyordu. Kendisi algılayamadığı gibi Kokoban'da henüz algılayamamıştı. Birkaç dakikayı böyle geçirdikten sonra kızın elleri Kokoban'ı hedef aldı.
Kızın soğuk teninin Kokoban'a selam verdiğini fark ettiğinde ise sonunda yaptığı şeyin idrakına varmayı başardı.

"P-PERFECT FORM!" diye bağırarak uykusundan uyandı Kokoban. Artık özgürdü, uzun süre geçmişti son kez özgür kaldığından bu yana. Acıkmıştı ve canı et istiyordu. Derhal bu isteğini Kokuryu'ya iletti. Biraz beklemesi gerekti ama sonunda yemeği karşısında hazırdı. "ET!" diye bağırarak hücum etti ziyafete. Akurai'nin inlemesini aldı karşılık olarak.

Ortalık kan gölüne dönmüştü. Acımıyordu Kokoban, "THIS IS ISHI!" diye bağırarak defalarca vurdu, vurdu ve vurdu hedefine. Yaklaşık iki buçuk saat süren savaş sonucunda iki tarafta kazanmıştı. Kokoban'da, hedefi de beş kere meydan muharabesinde göğüs göğüse çarpışmıştı. Kokoban resmen bir tarih yazmıştı. O kadar ki bir ara kelimenin gerçek anlamıyla rakip ile göğüs göğüse çarpışmıştı. Kokuryu ve Akarui'ye dönecek olursak eğer, onlarda bu çarpışmanın yorgunluğuyla yere yığılmışlardı."Ko-Kokuryu-kun. T-teşekkür ederim." dedi nefesini düzenlemeye çalışırken Akarui. Tüm vücudu kızarmış yüzü ile aynı tondaydı artık. Kokuryu bir şey demektense enerjisini sigara yakmaya harcamayı tercih etmişti, zaten konuşup bu anı mahvetmekte istemiyordu. O yüzden sadece dumanı ciğerlerine doldurup anı yaşamaya baktı.

İşe ilk başladıkları yer ve bir sandalye biraz kan olmuştu, ortalık iyice dağılmıştı. Koltuk - Merdiven - Halı - Masa neredeyse her yerde savaşın izleri vardı. Haince gülüp "Ehehe iyi ki kendi evimde değilim. Tüm iş Shiki'ye kaldı." diye geçirdi içinden Kokuryu sigarasını tüttürürken. Sahi, şimdi ne olacaktı?