Beşer sanat için midir, yoksa toplum için mi?

Moderatör: Game Master

Beşer sanat için midir, yoksa toplum için mi?

Mesajgönderen Daichirō Nai tarih 02 Eki 2014, 04:16

"Sema... Uç veya bucaktan muaf, nâmütenâhiyet hissi veren bir mevcûdiyet. Aslında varlık dahi değil, insan uydurması, realite fukarâsı. Ama verdiği his gerçek, yâhut, o da mı insan uydurması?

Bu kadar güzel olan, neden bir tek benim ilgimi çekiyor? Baksa ya bu insanlar da, gökyüzüne! Yalnızca önüne bakıp da, yürümeye devâm etmek yerine?

Hayır hayır, yapamazlar efendim! Para kazanmak, harcayıp tekrar kazanmak, sonra da tekrar kazanmak çok daha önemli.

Ama ya tüm bu güzellik? Bu ebediyyet duygusu? Yeter mi paraları, sonsuza? Sonsuz kaç paradır ki hem?

Benim için bedâva, onlar için berhavâ.

O hâlde ben bir nebze daha fâidelenmek isteğindeyim efendi, zîra ölmekteyim! Ayrıca, ne demiş yazar?

Ölümün olduğu bu dünyada, hiçbir şey çok da ciddi değildir aslında.
*


Amma da doğru demiş!"

Bu düşünceler eşliğinde, tam bir saattir hareketsizce dikilmekteydi Nai. Sürekli gökyüzüne bakıyor, durmadan mimikleri değişiyordu. Kimi zaman ağlamaklı gibi görünüyor, kimi zaman ise mutluluk yayan bir surat ifâdesine sâhip oluyordu. Yoldan geçen insanlar, onun dilediği gibi gökyüzüne değil de, garip surat ifâdelerine ev sâhipliği yapıp da onları korkutmakta olan suratına dikkât kesiliyordu. Bu durum Nai'yi kahretmekten çok uzakta idi; zîra gökyüzüne odaklanmak ile fazlaca meşgûl olan gözleri, bir türlü daha aşağılara bakamıyordu ve dolayısı ile insanları seçemiyordu. Kolları, sanki yağmayan yağmuru kucaklamakla meşgûlmüşçesine apaçık, omuriliği Sakura'nın göğüsleriymişçesine dümdüz, sağ bacağı dizden bükülü bir şekilde dikilmesi sebebiyledir, oldukça sıradan olan günü, yoldan geçen insanlar için epik bir hâle getiriyordu. Kimi onu deli olarak niteleyip gülerek, kimi "Meczup herhâlde..." diye düşünüp acıması akabinde önüne para atarak, kimi ise zerre kadar umursamadan, hattâ bâzen ona çarparak yanından geçiyordu. Eğer bu ahvâlden haberdâr olsa idi adamımız, üzerine düşünüp merâk edeceği tek detay, insanların neden en fazla üç kategoriye ayrılıyor oluşu olurdu.

Bu sırada Nai'nin önünde durduğu dükkânın sâhibi kapıda beliriverdi. Önce bizim meczubu şöyle bir süzdü, sonra tişörtünden dışarı sızmış olan göbeğinin pamuğunu çıkarıp yere attı, son olarak da onun tepesinde dikildi ve sertçe dürtmeler eşliğinde şunları söyledi:
-Giming gimseng var mı sening?**

Yaklaşık iki dakîka boyunca cevap bekledi, ama istifini bile bozmamıştı dağınık saçlı adam. Bunun üzerine dükkân sâhibi emmi sinirlenmeye başladığı hâlde oldukça sâkin bir ses tonu ile tekrar şansını denedi:
-Yavrım, bağ beği dellengdirme, senin burda feriştaanı sikerüng. Ahıllı ol, git başğa yerde dikelceg mising artıh ne boh yiyeceğiseng...

Ama yok... Nuh diyor, peygamber demiyordu avurtları içine çökmüş rezil herif. Artık iyice çileden çıkan emmi dükkândan içeri girdi, okkalı bir sopa kaptığı gibi dışarı çıktı ve Nai'nin sırtına sağlam bir tâne geçirdi. Ama hareket bile etmemişti genç adam. İyice güç toplayarak ikinci vuruşunu yaptıktan sonra yavaş yavaş ayağını ve kollarını indirdi, başını emmiye çevirdi.
-Bana neden vuruyorsun yaşlı adam?

-Tükkâğın önnü ğapatıyong! Adamıng asabıngı bozuyong! Muşderiyi ğaçırıyong!

-Peki, yaşlı adam... Bu algı şeklini kabûl buyuruyorum. Lâkin hiç şöyle düşünmeyi denedin mi, belki de dükkânının ta kendisidir aslında, benim önümü kapatan?

-DE SİGDİR GİD LA BURDANG!

Diye sohbeti bitirerek yeniden vurmaya başladı yaşlı adam. Haklı davasını kazanmak üzere olduğunu düşünüyor, içten içe seviniyordu, dışarıdan oldukça sinirli görünse de. Üstelik attığı dayak, kendisini epey rahatlatıyordu. Bu sırada tekrar konuşmaya başladı Nai:
-Tamam yaşlı adam, gidiyorum. Zâten dükkânının estetikten uzak yapısı, gözlerimi acıtıyordu. VE BU ÂDETÂ SANATSAL BİR KAOS!

Sâkin başlayıp harâretli biten bu konuşmayı yaptıktan sonra arkasına bile bakmadan yürümeye başladı.












* Burada sözü edilen yazar Franz Kafka'dır.
** Bâzı kelime sonlarında yer alan n ve g harfleri "üstdamağımsı n" ismindeki Türkçe telaffuz kuralını ifâde yöntemimdir.
I wasn't singin' in the rain, I'm not singin' in the rain, I shan't be singin' in the rain. Evet shan't.
I don't get the concept of singin' in the rain. What is it of vital importance to? And again, what's the
BIG motive to do so anyway? Do you sing better in the rain? I WOULD RATHER BE IN PAIN! ~ Nai

Resim
Künye
İsim: Daichirō Nai
Yaş: 20
Cinsiyet: Erkek
Element: Doton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Alım Gücü: 3. seviye, 10 puan

Profil
Güç: 10
Çeviklik: 9
Kondisyon: 5
Potansiyel: 4
Varlık: 1
Zeka: 1

Eksiklikler/Özürler
-

Ninjutsu
Shunshin no Jutsu, D Rank

Taijutsu
Kyodaichi Stili, B Rank

Genjutsu
-

Beceri Listesi
-

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Özel Üretim Bo Sopası, 5. Seviye
Kullanıcı avatarı
Daichirō Nai
 
Mesajlar: 6
Kayıt: 22 Eyl 2014, 17:06

Re: Beşer sanat için midir, yoksa toplum için mi?

Mesajgönderen Daichirō Nai tarih 08 Eki 2014, 02:20

Çoğu zaman kendisini tutmak istiyordu elbet, ama bâzı insanlar da en azından bir cevâbı hak ediyorlardı ona kalırsa. Bu cevâbın sert yâhut kibar bir dille verilmesi de pek önem arz eden bir husus değildi, karşı taraf içeriği anladığı sürece. Ama dükkân sâhibi emmi kibar cevâbı da anlamamıştı, sert olanı da. Bâzı insanlar biraz ebleh mi oluyorlardı ne?

Yok yok, kötülememeliydi insanları. Hepsi, tanrının sanat eserleri idi. Bir sanatçı olarak, onlara saygı duymalıydı ve anlamaya çalışmalıydı. Ama bâzı insanlar da...

Yok yok!



Bu düşünceler içinde kalabalığın içindense, tenhâlara doğru tercih etmeye başladı adımlarını. Kimbilir, belki de kontrol etmediği yönü sâyesinde daha önce kimsenin gitmediği, gidipte, görmediği, görüp de konuş gitmediği bir yer keşfedebilirdi. Böylece, bir gün anlatabileceği bir anısı olurdu hem... Yâni, ne bilsin, insanlarla arayı düzeltirse. Tabi düzeltecek bir şey kaldığı sürece geçerli idi bu ihtimâl. Yâni... Özetle, kimseye anlatmayacaktı, bir anı edinse dahi.

İnsanlardan uzaklaştıkça doğaya daha da yaklaşıyordu. Bir an kollarını açıp, yukarı bakıp derin bir nefes çekti burnuna. Ağzından verirken istemsizce bir "Ooooh..." çıktı ağzından. "Neden hiç kimse göremiyor bunları? Herkes kör de, bir ben mi kullanabiliyorum gözlerimi?"

Bir süre ahmak gibi cevap bekledi. Doğanın mesaj verdiği görülmüş yâhut duyulmuş şey olmasa da, kimbilir, belki de saçlarını okşayan bir yel eserdi ağaçların tarafından... Belki bir taş gelirdi kafas...

"Başka bir şey dileseymişim..." diye geçirdi aklından; kafasından akan kanı gördüğü hâlde umursamadan yoluna devâm ederken. Arkasından koşup da, taş atmaya devâm eden köy çocuklarına aldırış dahi etmeden, dakikalarca yürüdü...

Yürüdü, yürüdü, ormana varana kadar hiç durmadı. Kafasını yukarı kaldırdı, gökyüzüne bakmak için. Ağaçlardan birinde çok sevimli ve çok zarif görünümlü bir kuş gözüne çarptı, onu seyretmeye koyuldu. Turuncu ve fosforlu yeşille bezenmiş kanatları ve bembeyaz karnıyla, insanı doğaya âşık edecek tarzda bir sanat eseri idi. Gerçi, insanı doğaya âşık etmeyen pek bir şey de yoktu doğada... Doğa, epey çekici bir varlık idi.

Ormanın içine doğru ilerlemeye başladı, yere sürten adımlarla. Sanki içinde bir parça, istemiyordu insanlıktan her fırsatta uzaklaşmasını... Ve yine aynı parça olmalıydı, köye geri dönmeyi istemesine sebep olan. Köyü henüz bütünü ile terk etmiş değildiyse de, böyle ufak provalar yaptığı zamanlarda özgür hissedebiliyordu bir nebze. Ama o lânet bit yeniği, o özgürlükten özgürlük isteği, o kuşku... Ufacık dahi olsa o anda, Nai biliyordu ki, bu şüphe, zihnine yayılıp bütün amacını alt üst edebilecek potansiyele mâlik idi. Tam olarak da bu sebepten ötürü daha çok zorladı duyu organlarını; iyice algılayabilmek için, özgürlüğün nasıl hissettirdiğini...
I wasn't singin' in the rain, I'm not singin' in the rain, I shan't be singin' in the rain. Evet shan't.
I don't get the concept of singin' in the rain. What is it of vital importance to? And again, what's the
BIG motive to do so anyway? Do you sing better in the rain? I WOULD RATHER BE IN PAIN! ~ Nai

Resim
Künye
İsim: Daichirō Nai
Yaş: 20
Cinsiyet: Erkek
Element: Doton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Alım Gücü: 3. seviye, 10 puan

Profil
Güç: 10
Çeviklik: 9
Kondisyon: 5
Potansiyel: 4
Varlık: 1
Zeka: 1

Eksiklikler/Özürler
-

Ninjutsu
Shunshin no Jutsu, D Rank

Taijutsu
Kyodaichi Stili, B Rank

Genjutsu
-

Beceri Listesi
-

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Özel Üretim Bo Sopası, 5. Seviye
Kullanıcı avatarı
Daichirō Nai
 
Mesajlar: 6
Kayıt: 22 Eyl 2014, 17:06


Dön Role Play Arşivleri

Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir

cron