Konuşma Renkleri:
Nishiyama
Kimidata
Sadako
Kişilere Lejanttan bakabilirsiniz.
Evden kaçış planımın en önemli parçasını tamamlamıştım. Yani salon ile yatak odam arasına gizli bir kapı yapmıştım. Şimdi de bunu yaparken bok ettiğim evi temizlemekle uğraşıyordum. Süpürge ile, yarattığım bu sikindirik durumu bir faraşa doldurup çöpe atıyordum ki kapı çaldı. Ulan yeter. Cidden yeter. Normalde bana kimse ziyarete gelmez ama bu aralar sürekli kapım çalıyor. İlk Kiyo, sonra Kokuryu... Arada sırada Sasaki'den gelen mektuplar falan derken asosyalliğimi dilediğimce yaşayamaz hale geldim. Kokuryu ve ya bir suikastçı olmaması için dua ederek kapıya gelip deliğinden baktım. Ne? Kafamı çevirdim inanamayarak ve gözlerimi kırpıştırıp tekrar baktım. Lan kapıda abim mi vardı bana mı öyle geldi? "A-abi?" diye kekeledim. Abimin evime geldiği nerde görülmüş lan? "Benim Nishi. Sadako ile ziyarete geldik." dedi o güven verici, mükemmel düzgünlükteki sesi ile. Sesinden de abimden de nefret ettiğimi söylemiş miydim? Delik el verdiğince yanına baktım abimin. Cidden de Sadako da burdaydı. Tövbeler olsun diyerek açtım kapıyı.
Kapıyı açtığım an abim kolumdan sıkıca tutup kendisine çekti beni. Her zaman böyle sarılır. Erkek adam tabi kardeşinin üstüne atlayıp sarılmaz. Kardeşini kendisine çeker. Böyle sıkıca sardı kolları ile beni ve sırtıma vurdu. İstemsiz bir şekilde benim de kollarım ona sarıldı. Abimden nefret ediyorum. "Arayı açmayacağız demiştik değil mi?" dedi gülerek. Sonra da beni bırakıp içeri geçti. Sadako ile de birbirimize baktık şöyle bir. Abim ile aramızda 7-8 yaş fark var. Sadako ile de 6-7... Bu konuda şöyle diyebilirim ki, abim ile daha yakınım. Sadako'nun büyüdüğü yaşlarda evde değildim ve ailem ile bağlarımı tamamen koparmıştım. Hala da koparmış durumdayım ama abim evlendikten sonra bu bağları tekrar sıkılaştırmaya çalışıyor. Üstelik Sadako'nun annem tarafından ezildiğine adım gibi eminim. Kızı düzgün tanımıyorum bile ama benim gibi depresif bir görüntüsü var. "Hoş geldin." dedim oldukça ifadesiz bir şekilde. Kıza karşı bir tepkim yok tabi ki ama ona nasıl davranacağımı bilmiyorum. "Hoş buldum." Sadako'nun her zaman kısık bir sesle konuştuğunu da eklemeliyim. Bu yüzden annem onu çok ezmiş diyorum ya.
İçeri geçti bunlar. Abim tekli koltuğa atlayıp yayılmıştı bile. Ben, Sadako'nun elindeki torbaya bakarken "Sigara mı içiyorsun yoksa?" diye sordu. Kafamı kaldırıp ona baktım anlamamış bir şekilde. "Hayır. Nerden çıktı? "
"Koltukta sigara yanığı var da. İçme yani, koşarken falan tıkanıyorsun."
"Ha. Yok ben değil. Geçen gelen arkadaşım içmişti de."
Vay vay, eve gelip etrafı incelemeye mi karar verdiler nedir? Bu sigara yanığını da Kokuryu geçen gün gelip bırakmıştı sağolsun. Geçip oturdum yanık olmayan tarafa. Sadako da torbasının içindeki kağıtları ve kalemleri çıkarmaya başladı. Yeni aldığım sehpanın üstüne tek tek dizdi düzenli düzenli. Sanırım kardeşler arasında tek düzenli olmayan kişi abimdi. "Sadako önemli bir mektup yazacakmış. Evde annem ve babam çok karışacak diye bana gelip yardım istedi. Bizim ev biraz karışık, hem bu aralar olaylar oldu diye pek eve uğramıyorum. Ben de dedim ki Nishi'nin evi müsaittir." Süpermiş. Benim üstüme planlar yapmasından da nefret ediyorum. Her neyse. "Evim çoğunlukla müsait benim." dedim ama sonra gözlerimi kısıp Sadako'ya baktım. O da kafasını kaldırıp utangaç bir şekilde gözlerimin içine baktı. Ailecek kırmızı gözlere sahibiz. Bir ben gözlerimin beyazını siyah dövme ile kapattığım için garip duruyor herhalde. "Bu önemli mektubun içeriğini bilmek hakkım diye düşünüyorum."
Şimdi kalkıp bunca sene ne konuştun, ne bana baktın şuan mı aklına abim olduğun geldi götelek herif dese, verecek cevabım yok tabi ki ama abim sanırım aile bağlarımızı cidden sıkılaştırmak istiyor. Bu yüzden Sadako'ya bakıp kafası ile anlatmasını işaret etti. "Aşk." dedi kız da. Normalden daha kısık söylemişti ama etrafta hiç gürültü olmadığı için duyabildim rahatça. Aşk mektubu mu? Gözlerim şaşkın şaşkın açıldı. Sonra da abime döndüm. Gülümseyip "Eee, kocaman kız tabi. Böyle olaylar normal." dedi. "Nasıl normal?" dedikten sonra Sadako'ya döndüm. Tamam fazla yakın olmasak da kişiliğim hakkında bilgileri var "Çocuk hakkında araştırma yaptın mı? Adını bana söylesen gidip siciline falan bakabilirim. İlk önce bunları düşün, sonra aşk mektubu yaz!" diye atarlandığımda garipsemediler bu yüzden. Abim kıkırdadı hatta. "Ne? Kardeşimi itin kopuğun eline bırakmak istememem komik değil bence." diye çıkıştım. Sadako da eve geldiğinden beri ilk defa gülümsedi sanırsam. "Teşekkürler, Nishi nii-san." dedi. Tabi ben abime direk abi diyordum ama Sadako'nun iki abisi vardı. Bu yüzden isimlerimizi söylüyordu değil mi? Çünkü bana hitabını duyunca garipsemiştim istemsiz bir şekilde. "Yapma Nishi... Annemlerden saklamasının nedeni bu tür tavırlar zaten. Biz abileri olarak açık görüşlü olmalıyız. Bağlar diyorum! BAĞLAR!" Aile bağlarımızdan bahsederken ellerini gözümün önüne getirip parmaklarını bir birine geçirmişti. Gözlerimi devirdim ben de. Bağ falan istemiyorum ben.