Toprak Kokulu Mektuplar

Moderatör: Game Master

Toprak Kokulu Mektuplar

Mesajgönderen Uehara Megumi tarih 19 Eyl 2014, 12:32

Yatağında gerindi pembe saçlı kız. Sere serpe yatıyordu hala, öğle güneşi perdelerini zorluyordu, ona rağmen, yerinden kalkmaya niyeti yoktu. Bugün ince bedenine, stabil olmaktan uzaklaşan beynine izin vermişti. Annesini ziyarete gitmekten vazgeçmişti, kadının her gün daha şiddetli bir şekilde onu kapısının önüne koymasını görmekten sıkılmıştı. Her seferinde kalbi sıkışıyordu, bugün buna izin vermeyecekti. Toparlanmaya, kafasını toplamaya özellikle ihtiyacı vardı. Günlük aktiviteleri, bunun yüzünden engellenmeye başlamıştı. Hoş değildi.

Tek kişilik yatağının kenarından ince elini sarkıttı. Yanağı kafası ile yastığı arasında komik bir şekilde sıkışmıştı, şişmiş yanağı yüzünden yarı kapanan sol gözüyle odasının diğer ucuna baktı. Bir yandan çıplak bacaklarıyla öğle güneşinden nasibini almış sıcak battaniyesini ittirdi yatağının ucuna doğru. Odanın ucunda minik bir hareketlenme yakaladı yarı kapalı gözleri. Minik bir örümcek tavandan sarkıttığı görünmez ağına tutunmuş, yavaş fakat sekmeyen bir tempo ile aşağıya iniyordu. Bir kaç saniye örümceği izledi, bir yandan ince parmaklarıyla yeri okşuyordu yavaş yavaş. Alacalı örümcek yere değdiğinde de izlemeye devam edesi vardı, fakat aç karnından çıkan rahatsız edici ve yüksek bir guruldama sesi, bunu yapmaması için bir işaret verdi.




Mutfağındaki minicik masada oturuyordu, hatta daha çok, uzun bacaklı bar sandalyesinin üzerine tünemiş gibi duruyordu. Boş boş mutfak penceresinden süzülen aydınlık huzmelere baktı, bugün ne yapacaktı? Alışveriş?
Belki kasılmış vücudunu açardı, bir kaç gündür antreman yapmıyordu. Sadece geisha evine gidip geliyordu, akşam taşla ezilmiş bir beyinle ve titrek bir vücutla dönüyordu. Bugün ne buna izin verecekti ne de yumuşak suratının asılmasına. Toparlanması hemen olmayacaktı belki, şimdi bile ağlamaklı oluyordu her dakika başında. Boş bakışlarını huzmelerden çekip bakışları kadar boş olan tabağına çevirdiğinde karar vermişti. Alışveriş ona zor anlar yaşatabiliyordu, ormana gidip kafasını dağıtacaktı. Bar sandalyesine tünediği ince bacaklarını yer uzattı ve sessizce atladı, odasına gidip bir an önce giyinip, gittikçe ısınan evden neredeyse koşarak kaçmak istiyordu.

"Tık tık."

Beklemediği kapı çalınması ile irkildi genç kız. Kafasını eğip üstünü süzdü, yatarken giydiği pembe komik bir şort, ince mor bir kısa kollu vardı üstünde, ayakları çıplaktı ve saçları darmadağındı. Önemli değildi, gidip kapıyı açmaya karar kılmıştı. Çıplak ayaklarını sürüye sürüye gitti kapıya, deliğe bakmayı es geçerek dış kapısının serin kolunu kavradı ve çevirerek kendine çekti.

Kimse yoktu.

Biri yerine, yerde küçük bir zarf vardı. Komik bir zarf. Bu ne biliyordu. Uzun süre sonra, yüzüne içten bir gülümseme yerleştirdi, mektup arkadaşından yine sevimli bir mektubu vardı. Zaman kaybetmeden eğilip mektubu kavradı ve arkasını dönüp ayağıyla kapıyı çarptı, sekerek elindeki komik zarfı açarken odasına gitti.

Benim Çim Kokulu Megumi'm!!

Nasıl gidiyor bakalım? İşler yolunda mı? Çok yorulmuyorsundur umarım. Bizimkiler buldu ameleleri, Ishi'nin gavur vajinası gibi yanan sıcaklarında çalıştırıp duruyorlar bizi. Güzel bir göreve çıkıp aksiyona dalmayalı çok oldu farkında mısın? Keşke yine karşılaşabileceğimiz bir görev bulsak. Görev listesini her gün kontrol edip fırsat yaratabilecek olan görevlere bakıyorum ilk olarak ama.. Bulamayınca nerde taşıma nerde devriye görevi var ona atlıyorum mecburen. Çok boktan görevler bu aralar anlayacağın. ABİ BEN, HASTANE TADİLATINDA BİLE ÇALIŞTIRDILAR. Bunaldım yahu.

Geçen ne oldu duyman lazım!! Manyağın teki gitmiş hastaneyi soymuş. İyi oldu aslında kodumun hastanesine hahaha. Adam kutu çalmış, bizim Shiki'yi de bu olayın ekibine vermişlerdi. Ne yaptılar nasıl buldular bilmiyorum da KUTUDAN VİBRATÖR ÇIKTI.

Hayır çıkmadı aslında, maalesef seni güldürmek için uydurdum, şimdiden gül ki birazdan anlatacağım ciddi konuya daha iyi odaklan çünkü cidden yardımın lazım bana güzellik. Adamı buldular mı bulmadılar mı emin bile değilim, Shiki'den kaçıyorum bir haftadır çünkü. Konu da bu zaten.
Biliyorsun ki öyle kolay kolay arkadaş edinen biri değilim, bir sen bir de Shiki yani. Onu da senle tanıştığımız görevde tanımıştım. Artık o görevde efsunlanmış mıydım bilmiyorum da farkettim de iki arkadaşımı da sayesinde edinmişim. Şaka maka senden baya baya hoşlanmıştım abazalık sağolsun, sonra toparladık neyse ki dimi! Shiki'yi de gerek asiliğinden, gerek dövüşürken yakaladığımız uyumdan dolayı ummm 'kabullenmiştim' diyeyim. Bir de bu adamda ne olduğunu bilmediğim çeken bir şeyler de var, garip tipinden midir nedir artık. Neyse işte o çeken şeye geleyim.

Uzun zamandır Shiki etraflardayken garip garip şeyler olmaya başladı bana. Aslında önemsemiyordum, zaten yanımdaki tek arkadaşım da olsa öyle birbirimizin götünün dibinden ayrılmayan tiplerden olmadığımız için sorun da olmuyordu aklımdan uçup gidiyordu resmen. Ama bir hafta önce bir olaylar oldu, bir olaylar oldu, artık bizi izlesen güler miydin ağlar mıydın bilemiyorum. Ben bunun evine bir uğrayayım dedim, evini resmen başına yıktım. Şimdi detaya girmiyorum beni biliyorsun zaten. Asıl olay şu, abi bu herif bana her yaklaştığında beynim uyuşuyor sanki? Böyle, kalbim hızlanıyor? Ne ayak bu? Bi ara onun odasındayken içim geçmiş, yok yanlış anlama hemen o salondaydı o arada. Bayağı da bir ateşim çıkmış biliyon mu? Bu gelmiş benle ilgilenmiş, bana çorba yapmış falan. Sessiz sessiz dibime sokulup çorba yaptım diye uyandırdı beni, bunun suratını benim suratımda görünce abi gene aynı şey! Hem de daha şiddetli! Kalbim gümbür gümbür ediyor lan, attım kendimi yataktan yok ben çorba falan istemiyom dedim kıllandım ama bari bir teşekkür edeyim diye sarılayım demiştin, biliyorsun bu salağı, tırsıp sis bombası attı beni de yapıştırdı sabit tutmak için. Öküz herif nasıl bağırıyor bana tırstırdım diye. Tamam sıkılma sona geliyorum, işte orda ben daha beter oldum çünkü bu herif benim üstüme oturmuş! Megumi'cim bu kısmı sana anlatmak pek istemiyorum ve seni Fizyoloji kitabının erkek üreme organlarını anlatan sayfalarını incelemeye davet ediyorum. Anlamışsındır sanırım.

Bunu sana anlattığım için çok mahcup hissediyorum aslında be tatlış, ama bir tek sen yardımcı olabilirsin bu konuda bana! Kabalığı mabalığı yok bu işin bu iş çığırından çıkmadan ya engel olmalıyım ya da kabullenmenin bir yolunu bulmalıyım. Aklımda deli düşünceler var ver doğru çıkmasından endişe ediyorum, abi tamam genç olabilirim ama bu yaşta cinsel kimlik bunalımı bana fazla gelir. Hem millet ne der lan?!
Güzellik durumlar bende böyle işte... Olabilecek en kısa zamanda cevaplarsan sevinirim. Güzel sakla kimse okumasın. Ha bu arada cismimi unutmuşsundur diye vesikalığımı yolluyorum, varsa sen de yolla da koynuma koyayım hehehehehe!! Cismini unuttum kızım şaka maka...

Hadi bakalım, kal sağlıcakla.


Kıkırdayarak, okudu mektubunu. Mektubun sonuna geldiğinde, elini tekrar zarfa attı ve resmi çıkardı.

Resim

"Şapşal" diye geçirdi içinden. Neye benzediğini hala çok iyi hatırlıyordu, yüz hafızası fena değildi belki ama, onu geçmişti, mektup arkadaşının "buna" benzemediğini çok çok iyi hatırlıyordu. Siyah saçları, ince bir suratı ve kocaman, siyah gözleri vardı. Ayrıca bu adam gayet uzun ve kaslı duruyordu, Kiyo' yu en son gördüğünde Megumi' den daha kısaydı, Megumi ise o kadar uzun bir kız sayılmazdı. Arkasına yaslındı ve elindeki resmi bir kaç saniye süzdü mavi, uzun süre sonra içi gülümsemeye başlamış gözleri ile. Çok vakit kaybetmeden resmi bir kenara bıraktı ve mektubu görebileceği bir şekilde önüne yerleştirdi, ardından o da yazmaya başladı.




Kiyo! Özledim seni!

O kadar güzel bir zamanda yazdın ki bana. Bu dediğim hem ironik hem değil bu arada, mektup güldürdü beni günler sonra, birazdan günlerdir niye gülmediğimi de söyleyeceğim. Ama öncelikle, sana gelelim.

Burasının orası kadar sıcak olduğunu hiç zannetmiyorum, ona rağmen ben günden güne buradaki sıcakta bayılıyorum, siz oraya nasıl dayanıyorsunuz çok merak ediyorum. Aksiyon konusunda burası da farklı değil, Koujo ve Haru göreve çıktı, ben şu sıralar, bilirsin, izinli gibi bir şeyim. Bir kaç haftadır göreve gitmeye yanaşasım da yok ama sanırım o isteksizliğimi bu hafta kıracağım, reflekslerim eski haline dönecek diye çok korkuyorum.

Gel gelelim Shikiye... Shikiyi gerçekten kestiremiyorum. Sende bu mektubu ona gösterme ama hangi manyak arkadaşına sis bombası atar tırsıp, sırf sen sarılacaksın diye. Hoş şimdi düşünüyorum da Kiyo.. Şimdi sen böyle diyorsun, heyecanlanıyorum, kalbim güm güm atıyor diyorsun, ya Shiki içinde aynı şey geçerliyse? Shiki' nin paranoyak davranışlarını göz önünde bulundurursak, bu ekstra durumla birleşince yaptıkları az da olsa mantıklı görünüyor. Hoş, bu hala yanına çok yaklaşmak istediğim anlamına gelmiyor, üzgünüm. Benden çok hoşlandığını da düşünmüyorum zaten.

Yani canım, bi sakin ol, nefes al, kendin gibi davran adamın yanında. Her şey olacağına varır. Böyle şeyler pek alışıldık değil biliyorum ama etrafımda bir iki örneği vardı (hayır Koujo ve Haru değil, merak etme), bizim geisha evinde, gizli gizli birbirine bakan bir kaç abla biliyorum. Çok değiller, genellikle saklarlar böyle şeylerini ama hani çocuklar için derler ya, küçüktür anlamaz diye, ben onları dudak dudağa gördüğümde o kadar küük değilmişim sanırım, hem anlamışım, hem de unutmamışım çünkü. Ama bana çok değişik gelmemişti, hatta sevimli bile duruyorlardı.

Uzun lafın kısası, kafana çok takma insanlar ne düşünecek diye. Shinobisin sen, çok rahatsız ederlerse ya sırtını dönersin, ya da gerekeni yaparsın değil mi? Gaza getirmek gibi olmasın, lütfen biri seni rahatsız etti diye hastanelik etme de. Shiki içinde... Canım benim, paranoyak hareketleri olmasa düşünme diyeceğim. Hoş, eski yazdıklarından artık güveninizi iyice kazandınız birbirinizin diye düşünüyorum bir yandan.

Evet evet, düşünme bile bence.

Sıra bende.

Kiyo, çok şey oldu. Biz son görevden döndükten sonra, ki bu sanırım 3 ya da 4 hafta önceydi, annemi ziyarete gittim her zamanki gibi. Özet geçeceğim, ellerim şimdiden titremeye başladı yazarken çünkü. Babam gelmiş. Hiç görmediğim babam, ben yokken gelmiş, annemi görmüş ve gitmiş. Annem şu an beni tanımıyor, iş yapacak halde değil, sürekli beni odasından kovuyor, beni gördüğünde çıkmam için çığlıklar atıyor. Sanki içine başka biri kaçtı, ya da ben doğmadan önceki vaktine falan döndü kadın. Sadece evin müdürü dediğimiz kadını tanıyor, o da zaten annemde önce orada olan, en eski kişi.

Ne yapacağım bilmiyorum. Babamı bulmak istiyorum ama nereye bakacağımı bilmiyorum. Koujo ve Haru bir hafta önce görev için ayrıldılar ve hala gelmediler. Her gün ziyarete gidiyordum annemi ama artık ne bedenim ne kafam kaldıracak halde. Yine de inan bana, mektubun ilaç gibi geldi. Biriyle konuşmaya ihtiyacım vardı sanırım.

Shiki' ye selam söyle. Hoşuna gideceğini sanmıyorum ama. Çok özledim seni.

İstediğin resmi de atıyorum bu arada.

Dip Not: Resimdekinin sen olmadığını biliyorum Kiyo. Beni kandıramazsın.

Resim





Tamamdı. Sıra mektubu postalamak ve ardından kendini ormanın serin yapraklarının altına atmak vardı...
Resim
Lough - Smiling Cookies

Künye
İsim Uehara Megumi
Yaş 17
Cinsiyet Dişi
Boy 1.68
Kilo 53
Köy Kusagakure
Element Suiton
Seviye C-Rank
Rütbe Chuunin
Alım Gücü 3 - Düşük Gelirli/6 Puan
Kullanılabilir GP 2

Profil
Güç 3
Çeviklik 6
Kondisyon 6
Potansiyel 6
Varlık 4
Zeka 5

Taijutsu
Musatsu stili, C Rank

Ninjutsu x Suiton
Takonagi no Jutsu, B Rank
Suijinheki, B Rank
Suiben, D Rank

Beceriler
Musatsu Stili 3
Wakizashi Kullanma 2
Suiben 1
Takonagi no Jutsu 1

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Kaliteli Wakizashi
Toka şekliden özel yapım tantou
Kullanıcı avatarı
Uehara Megumi
 
Mesajlar: 53
Kayıt: 07 Eyl 2014, 17:56

Re: Toprak Kokulu Mektuplar

Mesajgönderen Uehara Megumi tarih 01 Eki 2014, 16:06

Sevgili Kiyo

Öncelikle teşekkür ederim! Öyle etrafım sürekli omzunda ağlayacağım insanlarla dolu olmuyor, sen yanımda olmasan bile dediklerinle rahatlamış hissediyorum. Rahatlamış diyorum, merak etme beni daha da endişelendirmedin, çünkü rahatladım. Dediklerinin hepsine baktım, hastaneye gidemedik, çok sevimli bir medic-nin abla geldi anneme bakmaya, travma geçirdiğini söyledi. Çok mantıklı şeyler söylemişsin ve keşke bazılarına "Hah! Bu olabilir" diye cevap verebilsem ama hepsine farklı ve umutsuz cevaplarım var. Babamın olduğunu biliyorum çünkü...

Dur bu azıcık uzun.

Chuunin olana kadar annemle yaşadım geisha evinde. Geisha evi dışarıdan inanılmaz elit, eğlendirme konusunda profesyonel kadınların evi olsa bile çok komik ve çılgın şeyler olduğunu da bilirim evde. Evde geleneksel bi merdiven sistemi var. En yaşlı ve en tecrübeli geisha, her zaman evin başındadır, evi çekip çevirir, sorunları halleder, nasıl olsa artık geisha görevini yapacak yaşı geçmiştir. Sonra bu merdiven yavaş yavaş en yeni gelen acemilere kadar iner. Müdür geishanın altında en ünlü, en bilinenlerden en bilinmeyenlere kadar. Annem, tahmin edebileceğin üzere, eski ve bir miktar ünlü olanlardan, diyelim. Çok değil tabi. Neyse. Jiya, nam-ı diğer müdire hanım, evin en yaşlısı, annemi ben bildim bileli tanır, ben doğmadan önce bile, bilirsin. Evde babamın suratını bilen tek kişide o. Anlaşılan annem dışında babamı tek gören kişi de o. Babamın olduğunu Jiya' dan biliyorum yani. Geisha evi kolay kolay birini dışarı atmaz bu arada neyse ki, burası yıllardır annemin evi, yurdu oldu, Jiya öyle bir şey yapmaz. Annemi geçtim, eve giren yeniler bile kolay kolay atılmazlar, burası azıcık ciddi, anlarsın ya. Çok absürd bir olay olmuş olması gerekiyor ki, kişi evden atılsın. Kısaca, annemi atmazlar. Atarlarsa benim evim var zaten. Ama yine de teşekkür ederim Kiyo' cum.

Öyle yani. Babam yok, annem çılgın, falan filan.

Gel gelelim sana ve Shiki' ye.

Ya biliyordum ben ya! Böyle olacağını biliyordum. Çok sevimli duruyor olmalısınız. Aklında bulunsun, sen çıkarabilseydim muhtemelen yazdıklarını okurken ellerimi yanaklarıma dayar ve "Kyaaa" diye inlerdim sanırım, ama işte. Neyse, ellerimi yine yanaklarıma koydum, o ayrı mesele.

Ya, kırılmasana! Sen sadece kabul et onu, zamanla o da seni iyice kabul edecektir. Madem yalan söylediğinden bu kadar eminsin, o zaman zamana bırak! Adam her geçen gün sana bir adım daha yaklaşabiliyor, sana biraz daha güvenebiliyorsa o zaman niye aklına takıyorsun! Bir kaç ay içinde ne kadar sevimli bir hal alabileceğinizi görebiliyorum bile!

Ayrıca kendini çok sorgulama. Hislerini benimse. Ya aşık değilim ben ya demek neyi değiştircek? Ya da heves miydi diye soruyorsun ya, basbaya elin titremiş yazarken, heves olsa bu kadar düşünmezdin bence. Tam tersi durumu düşün bir de. Şu an heves olduğuna karar verip, aranızdaki bu sevimli romantik şeyi bozarsan, sonra mutlu olacak mısın? Cevabın evetse, hem de kararlı bir taneyse git sarhoştum de. Ama kararsızım bile diyorsan, git benim içinde bi daha öp onu. Benim yerime değil tabi. Bi de ona söyleme bunu, sorgulayacakmış gibi geliyor.

Azıcık mutlu ol. Gördüğün üzere, ben biraz daha toparladım.

İki mektubum arasında benimde başıma minik bir şeyler geldi. Koujo ve Haru göreve çıktıklarından beri yeni insanlarla tanışma fırsatım oldu. Annemden sonra da biraz kafamı dağıtmak istedim anlarsın ya. Şu an arkadaş konusunda pek söyleyebileceğim bir şey yok ama, söz veriyorum, heyecanlı ya da komik bir şey olursa kesinlikle anlatacağım.

Onun dışında geçenlerde klasik devriye işlerinden birine çıktım. İki kişiyle birlikte, tanıyordum, kardeşlermiş, zaten çok benziyorlardı ama nedense kendimi bir türlü onlara yakın hissedemedim. Yani, nedense değil, besbelli Kusa' lı değillerdi, anlarsın ya, bütün vücudum ister istemez ikisine karşı tetikte kalmadan edemedi. Hemde tüm devriye boyunca. Her neyse. Gitmemiz gereken yerlerden bir kaç sokak altına da indik büyük abi ile, bir kavga yakaladık, eski bir jounin birini dövüyordu. Dövüyordu derken, zaten toplamda 4 saniye kadar süren dövüşe yetişmişiz. Sonuç olarak karşıdaki adamın burnu dağıldı. Dağıldı derken baya yüzü mahvolmuştu, bayılmıştı. Zorluk çıkarmadı jounin neyse ki, atılmış ama öyle pislik birine falan benzemiyordu. Oto-kontrol problemleri falan olduğunu söyledi. Sonra o upuzun, simsiyah saçlarını topladı.

Kiyo, resmen kalbim bir kaç saniyeliğine durdu.

Hayır, adama aşık falan olmadım, sadece, iyiydi yani, güzeldi hoştu. Zaten orada bir şey belli etmemek için baya baya da uğraştım, hem profesyonel olmazdı, hem de dövüştüğü adam sevgilisinin abisiymiş zaten.

Benim mini hoşlanma hayatımdan bir silsile okudunuz.

Bu arada resim çok güzel! Dolabıma astım bile.

Bende bugün sana annemin resmini yolluyorum. Böyle değişik şeyler takmayı sever, garipseme.
Resim
Resim
Lough - Smiling Cookies

Künye
İsim Uehara Megumi
Yaş 17
Cinsiyet Dişi
Boy 1.68
Kilo 53
Köy Kusagakure
Element Suiton
Seviye C-Rank
Rütbe Chuunin
Alım Gücü 3 - Düşük Gelirli/6 Puan
Kullanılabilir GP 2

Profil
Güç 3
Çeviklik 6
Kondisyon 6
Potansiyel 6
Varlık 4
Zeka 5

Taijutsu
Musatsu stili, C Rank

Ninjutsu x Suiton
Takonagi no Jutsu, B Rank
Suijinheki, B Rank
Suiben, D Rank

Beceriler
Musatsu Stili 3
Wakizashi Kullanma 2
Suiben 1
Takonagi no Jutsu 1

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Kaliteli Wakizashi
Toka şekliden özel yapım tantou
Kullanıcı avatarı
Uehara Megumi
 
Mesajlar: 53
Kayıt: 07 Eyl 2014, 17:56


Dön Role Play Arşivleri

Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir

cron