Eski evime

Moderatör: Game Master

Eski evime

Mesajgönderen Yukishiro Sasaki tarih 16 Eyl 2014, 00:31

Ehm.

"Eski evime.
Merhaba. Bunu okuyan her kimse sizden haddim olmayarak bir ricada bulunacağım. Evimin adresi umarım ki doğrudur, geçmişe dair anılarım pek karışık olduğundan ancak köyün içerisinde gezinerek bulabileceğim evimin adresini bir seyyahtan öğrendim. Ne kadar doğru bir bilgi edindim bilmiyorum ancak bir gün yeniden memleketime dönünceye kadar bu mektubu yazmak tek çarem ne yazık ki.

Adım Yukishiro Sasaki, eski adımla Fuyukaji Sasaki. Önce yetim sonrasında da öksüz bırakılmış bir ailenin yaşayan son evladı, büyük ağabeyim. Belki beni tanıyan birisi çıkar diye en belirgin özelliğim olan toz pembesi saçlarımı belirtme gereği duydum. Bunun yanı sıra çocukluk anılarımda bile taktığım ancak nereden elde ettiğimi bilmediğim üstü kareli beyaz bir atkım bulunmakta.

Ailemin ölümü üzerinden uzun yıllar geçti ve yurdumda hala soyumdan gelen birisi var mı diye merak ediyorum. Anılarım çok karışık durumda. Doktorlar bastırılmış hafıza olarak söylüyorlar bana, ailemin öldüğü geceyi dün gibi hatırlamama rağmen çoğu anımı kaybetmiş durumdayım ve bu durumu düşündükçe midem bulanır bir hal aldı. Nereden geldiğimi bilmiyorum yada ne olduğumu. Kendime geldiğimdeyse Kusagakure'de uyandım. Yeni bir aileye sahip olmuştum. Bir süre konuşamadım, ve uzun bir süre de geçmişe dair hiç bir şeyi hatılayamadım. Vücudum ağır yara aldığı için ayağa kalkamadığım bir zamanım da olmuştu.

Şimdiki soyadım Yukishiro. Ailenin genetik açık saçlarından gelme bir isim, diğer üyelerle birlikte durduğumda epey komik duruyorum ne yazık ki. Kendime ait iki odalı bir evim var, küçük kardeşimle birlikte yaşıyoruz. Biraz küçük ancak iki genç oğlan için yeterli. Meslek olarak intikam değil de korumak için Shinobi olmaya karar verdim ve bu yolda yürüyorum. Pek becerikli olduğum söylenemez ancak elimden geleni yapıyorum.

Bu kadar detayı vermemin tek bir sebebi var, eğer ailemden akrabalarımdan kalan birisi varsa benim için endişelenmesinler ve bana geri dönsünler. Cevap gelmeyeceğine dair bir his var içimde. Seyahate gittiğimiz zaman dolmuş posta kutumuz eminim ki açılmamıştır; ancak bunu gören birisi olursa lütfen beni tanıyan birisine iletin bu mektubu. Ben kim olduğunu hatırlayamayan Sasaki.

Not:Adını hatırlamakta zorlandığım siyah saçlı bir komşumuz vardı lütfen ona bu notu iletin; Sasaki evine geri döndü, kapıdan gözlemeyi bırakabilirsin. En iyi dileklerimle."
Resim

Resim


Künye
İsim: Yukishiro Sasaki
Yaş: 17
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.78 m
Kilo: 73 kg
Köy: Kusagakure
Element: Katon
Seviye: C-Rank [Chuunin]
Eksiklikler: Kötü imge ve görüntüler-Fobi(Araç)-Yabancı
[i]Alım gücü:4 - Orta-Düşük Gelirli/10 Puan

__________________________________________

Profil
Güç: 6
Çeviklik: 5
Kondisyon: 5
Potansiyel: 6
Varlık: 4
Zeka: 4
[/i]

__________________________________________

Jutsular:
Shunshin no jutsu[D-Rank]
Goukakyuu no Jutsu[C-Rank]
Kagitsune no jutsu [C-Rank]
Karyuendan[B-Rank]


Taijutsu tekniği:
Suiseki[B Rank]

Beceri:
Yemek yapımı x1
Kamp kurma x1
İlk yardım x2
Break dance x3
Kullanıcı avatarı
Yukishiro Sasaki
 
Mesajlar: 31
Kayıt: 07 Eyl 2014, 15:49

Re: Eski evime

Mesajgönderen Shiki Nishiyama tarih 16 Eyl 2014, 23:09

Posta mı? Kapıyı açmadığım için aşağıdan bağıran genin bana bir mektup geldiğini söylediğinde suikastçı olup olmaması konusunda tedirgindim. Tipini görünce bundan bir bok olmaz diye düşünüp camı açtım. Elimle de yukarı zıplaması için hareket yaptım. "Ne mektubu lan? " dedim bu bebe cama zıplarken. Kim bana mektup gönderir lan? Gönderse gönderse Kiyo geçen yaptığım şey yüzünden bana içi bol virüslü bir zarf yollar. O da dışarıdan belli olur amına koyayım bu oldukça sıradan bir zarf gibi. Mektubu getiren genin benim eski adresimi sorguları biraz. Kaşlarımı çatıp, "Niye bilmek istiyorsun?" diye sorusuna soru ile cevap verdim. Öyle kek gibi her şeyimi anlatan bir insana mı benziyorum sizce? Bu bebe de mektubu okuduğunu ve eskiden benim oturduğum evdeki siyah saçlı çocuğa yollandığını söyledi. Üstelik Sasaki diye biri tarafından. Sasaki... Sasaki mi? SASAKİ? Ama Sasaki ölmüştü lan! Hemen geninin elindeki zarfı almaya kalktım heyecanla ama hızla kaçırıps para vermemi istedi. 5 ryo verip yolladım bebeyi ve hemen pencereyi kapattım. Perdeleri de kapattım. İki perdenin arasından az bir ışık girdiğinden okuyabiliyordum yazıyı. Fazla özen gösterilmemiş, sıradan bir erkek yazısıydı bu.

Sasaki'den gelme ihtimalini fark ettiğim an tüm merakım beynime vurmuştu. Mektup eskiden yaşadığı yere yollanmıştı. Yazan kişi anılarının eksikliğinden bahsetmişti ilk cümlelerinde. Sonraki paragraflarında da yeni soyadını söylemişti. Ben onu Fuyukaji Sasaki olarak tanıyordum. Okurken içimde bir mutluluk ve aynı zamanda bir de kırgınlık oluştu. Gece olana kadar aynı mektubu 3 ya da 4 kere okumuş olabilirim. Çok çok eski anılarıma döndürmüştü bu zamansız mektup. Sanırım, ben de bir mektup yollamalıyım ama yazı yazma işlerinde delice kötüyümdür. Her neyse hadi deneyelim.




Shiki anlaşılır el yazısı ile yazdı:Sasakiye,

Sanırım istediğin oldu ve mektubun doğru yerlere ulaştı. Eğer gerçekten sensen... Daha önce hiç mektup yazmadım. Kelimeler ile de aram kötüdür, gene de sana özel olarak deneyeceğim.

Ben Nishi. Yan komşunuz.
Sadece... Ölmediğine sevindim.
Sanırım kelimeler konusunda düşündüğümden bile kötüyüm. Bir kaza geçirdiğin hakkında hiç bir fikrim yoktu. Köye bir daha dönmediğinde taşındığını söylediler bana. Sonra da öldüğünü düşündüm. Çünkü benim tanıdığım Sasaki, benimle iletişime geçerdi. O kadar uzun zaman oldu ki, aklımdan çıkmışsın biliyor muydun? Seni hatırlamasam bile kişiliğimde izlerin var.

Saçlarını ve kareli atkını hatırlıyorum. İkisine de ne kadar özenirdim. Ailenin öldüğünü düşünüyordum zaten ama senin de öldüğünü düşünmüştüm. Belki çok sert, belki de çok bencilce gelecek ama ölmüş olman beni daha mutlu ederdi. Evlatlık olduğunu biliyorsun değil mi? O zaman neden kim olduğunu keşfetmedin? Eskiden bu maceraya kesinlikle atılacak bir kişiliğin olduğunu hatırlıyorum ama sana kızamam. Sen gittiğinden beri ben de çok değiştim Sasaki. Yüzüme baksan zaten tanıyamazsın artık, kişiliğim ise... Sanırım artık sevgi barındırmıyorum içimde. Bir çok yara aldım insanlar tarafından ve hepsi için sana teşekkür etmeliyim. Çocukluğumda kendine güvendirerek, tüm insanlara güvenebileceğimi sağlamıştın. Artık kimseye güvenmiyorum.

Üzgünüm. Bu aralar bana ne oldu bilmiyorum ama etrafımdaki herkesi kelimelerimle yaralamaya başladım. Bir anda mektubun elime gelince mutlu oldum ama dediğim gibi, yukarıdaki kelimelerimin bu kadar sert olacağını düşünmemiştim. Kusagakure'de sapasağlam olduğunu bilmek güzel ama Kusagakure'de yeni benliğinle yaşıyorsun demek ki artık. Becerikli olduğun söylenemez mi? Kaza eğer çok etki bırakmadıysa geriye eminim ki becerikli birisindir. Çocukken yaptıklarımızı hatırlamıyor musun? İnsanlara kendini kanıtlayabilen ve liderlik yapabilen bir çocuktun. Hatırlamıyor olabilirsin. Pek değiştin mi Sasaki? En merak ettiğim şey bu. Yeni bir hayat kurmuşsun belli ki ama peki hayattaki önceliklerin değişti mi?

Akrabalarından kimse kalmadı. Köy kapısında yapayalnız kaldığımı anladığımda senin ve tüm ailenin hatıralarını gözümün önünden kaldırdım. Şuan bir düşündüm de, nasıl gittiklerini bile bilmiyorum. Belki de göç etmişlerdir. Ishigakure çok değişti. Artık daha düzenli bir yapıya sahip ama oldukça dengesiz de. Bu değişimi anlatmaya sayfa yetmez bu yüzden bil yeter. Üstelik Kusa'nın çim kafalı shinobileri bu mektubu okuyacaklardır. Onlara fak yu diyorum.

Not: Sasaki artık yeni evinde. O kapıdan ise bir sürü kişi geldi. İlk bir kaçı senin yerini tutamayınca bir daha kimsenin girmesine izin vermedim.

Sevgilerimle, Shiki Nishiyama.


Piersingli, dövmeli Shiki, küçükken böyle sıradan bir veletmiş..
Resim
Resim
Lejant
Kütüphane
Resim
İsim:
Shiki Nishiyama
Yaş:
20
Cinsiyet:
Erkek
Element:
Raiton
Seviye:
C-Rank
Rütbe:
Chuunin
Alım Gücü:
4 - Orta-Düşük Gelirli/2

Profil
Güç: 2
Çeviklik: 4
Kondisyon: 4
Potansiyel: 6
Varlık: 7
Zeka: 7

Eksiklikler/Özürler
Paranoyak
Eşcinsel

Ninjutsu
Non-elemental
D-Rank
Shunshin
Otonaku Ashi Jutsu
Jinteki Mayu no Jutsu
C-Rank
Keishuu no Jutsu


Raiton
D-rank:
Yusubi no Jutsu
Rai no Te
Dendou no Jutsu
C-Rank
Ikadzuchi no Kiba
Kangehika


Genjutsu

D-Rank
Kininaru Kimochi
Rakumei no Jutsu
Kuroshiki
Magen: Henge
Miminari no Jutsu
C-Rank
Raigen
Teishi no Jutsu
B-Rank
Magen: Bunshin
A-Rank
Omotsuki


Genjutsu stilleri:

Houkibo/C-Rank
Taroubo /D-Rank
Beceri Listesi
x
Kullanıcı avatarı
Shiki Nishiyama
 
Mesajlar: 173
Kayıt: 09 Eyl 2014, 00:58

Re: Eski evime

Mesajgönderen Yukishiro Sasaki tarih 17 Eyl 2014, 01:02

Evde oturmuş camdan dışarıda oynayan çocukları izliyordum. Bende böyle şeyler yapıyordum bir zamanlar değil mi? Yaptığımı umuyorum, hayat insana bazen zor şeyler gösteriyor ancak günler önce attığım bir mektup belki de bu zor zamanları aşmam için yardımcı olacaktır. Böyle düşünüyorum. Öyle olurdu değil mi? Hiç sanmıyorum. Beni almak isteyen tek bir akrabam yoktu yada arkadaşımın ailesi. Ben hastahanede yattığım onca gün içinde bile tek bir kişi bile gelmemişti. Ne yazık ki... Benim de vardır dışarıdaki çocuklar gibi anılarım, serseri uçurtmalarım şeytan topaçlarım. Benim de vardı bir annem bir zamanlar, babam vardı. Annem güzel gülümserdi, babamın elleriyse eşya taşımaktan tozlu ahşaba dönmüş gibiydi, beyazdı elleri. Beni severdi. Şimdi hiç birisi yok, bir tanesi bile...

Dışarıyı izlerken koşan bir çocuk gördüm, bir shinobi buraya doğru geliyor. Bende öyleydim bir zamanlar. Şaşkın bakışlarla onu izledim, elinde bir zarf vardı. Bana gelmiş olabileceğini düşünüp heyecan yaptığımda bu beklentimin onlarca kez kırıldığını hatırladım. Ne zaman bir posta gelse bana sanıyordum deyip heyecanımı kırmışken çocuk aşağıdan "Yukishiro Sasaki-san size bir mektup var!" diye bağırmıştı. Şaşırdım ve aşağıya indim hızlı adımlarla, merdivenleri bir kaç tane atlayarak geçiyordum. Aşağıya indiğimde yıllardır beklediğim şeyi görmenin heyecanıyla çocuğa cebimde ne kadar para varsa verdim. Mektuptan gözümü ayırmayıp oğlanın başını okşadıktan sonra az ilerideki ağaçlık yerde birinin altına uzandım. Uzanmakta değil, anın tadını çıkartarak kendimi yere attım. Derin bir nefes alıp zarfı hızlı bir şekilde açtıktan sonra okumaya başladım.

Yazı oldukça düzgündü, okunaklıydı. Üstünde benim adım yazıyordu. Mektubum ulaşmıştı bir yere ve sonunda bir cevap gelmişti. Yazılmış onca mektuptan birisi ulaşmıştı sonunda. Akrabalarıma yolaldığım onlarca mektuptan dönen yoktu ancak eski evime yolladığım geri dönmüştü. Belki de eski evime değil de komşumuza mı atmıştım mektubu? Hafızam yine oyun mu oynuyordu? Cevabı yollayan kişi benim eski oyun arkadaşımdı. Onu hatırlıyordum. Siyah saçlı sevimli bir oğlandı, güzel gülümserdi. İnsanlara destek olurdu, güvenilir birisiydi. Yaptıklarımızı hatırlıyordum elbet ancak belirsizdi bunlar. Ben o günden bu güne değişemedim, hep yerimde saydım aslında önceliklerimse asla değişmedi. Beni hatırlayan birisi vardı, sözleri her ne kadar beni kırmak için söylenmiş gibi yazılmış gibi görünse de gülümsememe engel olamadım. Mutluydum be! Sonunda! Sonunda beni tanıyan birileri vardı! Akrabalarım olmasa da, çoğu zaman iyi bir arkadaşın yüzlerce akrabaya bedel olduğu zamanlar vardı ve ben bir arkadaşımı bulmuştum. Benden nefret etse de cevap vermişti.

Mektubu bir kaç kere daha okudum; güldüm, koştum, derin derin nefes aldım. Ben daha önceden de yaşıyordum. Güldürmüştü ve üzmüştü bu yazı beni. Odama döndüğümde kardeşim kapının önündeydi kafasını okşayıp kapımı açtım ve geri yüzüne kapadım. Şaşkın bir şekilde kala kalmıştı saçlarını karıştırdığımda. Masama oturduğumdaysa sadece yazdım.

"Ni-san!

Sonunda hatırladım ismini. Mektubun beni ne kadar mutlu etti tahmin edemezsin. Sevgili dostum, rutinleşmiş hayatım yazılarınla yeniden doğdu. Keşke içimdeki mutluluğu sana tarif edebilsem! Basit bir hayattan kopardı beni beni kelimelerin sonunda benim daha önceleri bir ailem olduğunu ve güzel zamanlarımı hatırlattın. Güzel dostum, umarım iyisindir ve geri dönersin.

Sevgili dostum. Zaman öyle işliyor ki bu kadar vakit geçtiğini anlayamamışım.Evlatlık olduğum... Bariz şekilde ortadaydı dostum, ailemde benim dışımdaki herkes sarı saç ve göze sahipken onların toz pembesi saçlı oğulları olmak ilk günümden beri beni rahatsız ediyordu. İlk başta buraya taşındığımda aksanlarını bile anlamakta zorlandım bir süre. Şimdiyse yersiz yurtsuz bir avare gibi konuşuyorum ne yazık ki... Başlarda hafızam yerinde değildi, sonrasında belli belirsiz imgeler görmeye başladım. Genelde rüyamda beni rahatsız edecek şekilde hatırladığım şeyler. Doktora bu konuyla ilgili gittiğimdeyse bana bastırılmış hafıza olduğunu söyledi, ve nihayet senin ellerinle geri geliyor aklıma. Ne güzel yazdın o mektubu sevgili dostum.

Ne zamandır böyleyim hala tam olarak hatırlayamıyorum ancak önceliklerim her zaman arkadaşlarım oldu, bir süredir de kardeşim. Biraz burnu havada ve kendi gücünü bilir şekilde hareket etse de onu korumayı görev edindim. Geçmişte sevdiklerimi kaybettim, o görüntüler kafamdan bir türlü çıkmıyor. Sürekli olarak aynı sahneyi yaşayıp duruyorum. Annemin, babamın ve kardeşimin ölümü dönüp dolaşıyor. Bunlardan bahsedipte canını sıkmak istemem, güzel görüntüler değiller...

Olan olaylardan sonra babam gibi tüccar olmak yerine Shinobi olma yolunu tercih ettim. Elimden geleni yaptım, bazen çok yoruldum ancak büyük bir shinobi olursam ve adımı duyan eski bir tanıdığım olursa diye çabaladım. Tabi bu o zamanlar ikinci plandaydı, şimdilerdeyse ileride kuracağım ailemi ve sevdiğim insanları korumak için çabalıyorum. Çim ülkesinde yaşamak çok zor. İnsanlar sözleriyle söylemeseler de bakışları onları ele veriyor. Buranın yerlisi olmayan bir shinobiyi kimse kabul etmiyor. Adeta her şeyden soyutlanmışım gibi. Aylardır göreve bile çıkmadım. Chuunin olduğumda insanlar beni kabul eder diyordum ancak bir şey değişmedi. Bir kaç tanıdığım vardı bir kardeşim bir de uzaklarda sen varsın. Bu gün durup seni düşündüm, o adamın elini ısırdığımız günü hatırlıyor musun?

Peki sen nasılsın, iyi misin? Shinobi olarak kendine bir yol seçtin mi? Sevdiğin birisi var mı? Arkadaşlar edindin mi? Hiç yoktansa bir iki tane. Senin için yapabileceğim bir şey var mı dostum? Seni üzdüğümü biliyorum ancak bu mektubu yırtıp atmadan önce arkasını da okursun umarım, hani bazen görmeyiz ya arkasına da yazarlar insanlar.

-
Kişiliğinde neler değiştiğini az çok anlayabiliyorum. Tek dostumu kaybettiğimi bilmesem de o boşluğu her zaman hissettim. Görevden sonra köye dönüşlerimde koca kapıya bakıp defalarca iç geçirmişimdir; ancak senin sayende bir şeyler öğrendim yeniden. İnsanlardan hala umutluyum. Hala içlerinde güvenebileceklerimiz var. Yıllardır konuşmadığın ve canlı görünce tiksinidiğin belki de nefret ettiğin bana cevap atmış olmanın değeri paha biçilemez. Bırak o kapıdan insanlar girsin Nishiyama, kimse kimsenin yerini tutmak için yaratılmamış. Bir annenin yerini öteki tutamıyor, bir dostun yerini başkası, kardeşin yerini başak bir kardeş. Belki herkesi eşit sevmeyeceksin ancak bir kadın olur belki belki bir erkek sonuçta birisini bulacaksın insanlara yeniden güvenmeni sağlayacak. Belki de senin bana olan güvenin sayesinde insanlara karşı hala umutluyumdur. Her düştüğümde birinin güvenini özlerim, iyi ki varsın dostum.
Seni seven ve özleyen dostun;
Sasaki
"


Mektubu atmaya giderkense gözüm bir atkıya takıldı benimkinin bir farklı rengiydi, onu aldım. Sonrasında pembe bir peruk aradım köyde, sonunda bulduğumda saçımı kestirdiğim adam götürdüm ve aynı benimki gibi kesmesini rica ettim. Sonra paket yapıp içine "Olduğu kadar; elinden geldiğini yap geri kalan hiç bir şey için üzülme, hala umut var dostum." yazan bir not koyacaktım.
Resim

Resim


Künye
İsim: Yukishiro Sasaki
Yaş: 17
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.78 m
Kilo: 73 kg
Köy: Kusagakure
Element: Katon
Seviye: C-Rank [Chuunin]
Eksiklikler: Kötü imge ve görüntüler-Fobi(Araç)-Yabancı
[i]Alım gücü:4 - Orta-Düşük Gelirli/10 Puan

__________________________________________

Profil
Güç: 6
Çeviklik: 5
Kondisyon: 5
Potansiyel: 6
Varlık: 4
Zeka: 4
[/i]

__________________________________________

Jutsular:
Shunshin no jutsu[D-Rank]
Goukakyuu no Jutsu[C-Rank]
Kagitsune no jutsu [C-Rank]
Karyuendan[B-Rank]


Taijutsu tekniği:
Suiseki[B Rank]

Beceri:
Yemek yapımı x1
Kamp kurma x1
İlk yardım x2
Break dance x3
Kullanıcı avatarı
Yukishiro Sasaki
 
Mesajlar: 31
Kayıt: 07 Eyl 2014, 15:49

Re: Eski evime

Mesajgönderen Shiki Nishiyama tarih 18 Eyl 2014, 02:03

Sabahları geliyor hep postalar burada ama bu sefer öğleden sonra geldi. Pek posta değildi çünkü. Daha çok kargo diyebilirdik. Bu sefer başka bir genin getirmişti. Elinden kaptığım gibi kapıyı kapattım yüzüne. Geçen seferki gibi para veresim yok götlek heriflere. Zaten görevden para alıyorlar amına koyayım. Ben geninken hiç böyle yüzsüzlük yapıp elinden para kapmaya çalışmıyordum. Şımarık bebeler.

İşte bu sefer kutu gelmiş. Üstünde yazana göre 2-3 hafta önce mektup attığım Sasaki'den gelmiş bu kutu ama düzgün kaplanılmamasından ve üstündeki hafif yırtıklardan anlaşıldığı kadarı ile bizim kaya beyinliler açıp kontrol etmiş içini. Tamam hani içinde bir bok yok yani rahatlamamı sağlamışlar ama insan düzgün kapatır beyinsiz herifler. Ne bu gerizekalılık? Kutuyu getirip Kiyo kırdığı için yeni aldığım sehpama koydum. Bir süre kutu ile bakıştık. Yani ne hissetsem bilemiyorum. Geçen mektubumda neler yazdığımı bile hatırlamıyorum. Tek hatırladığım baya baya kırıcı şeyler yazdığımdı.

Sonunda bu yırtık pırtık kutuya uzanıp rahatça açtım. İçinden daha çok "Malsın Shiki, sana vibratör yolluyorum götüne sokarsın by." yazan bir not bekliyordum. Fakat çıkan not daha farklıydı. "Olduğu kadar; elinden geldiğini yap geri kalan hiç bir şey için üzülme, hala umut var dostum." Notu okuduğumda içime bir buzağı oturdu. Bana böyle bir şey yazması eski zamanları hatırlattı istemsiz bir şekilde. Bayağı uzun süredir yaptığım sinir bozucu hareketlere böyle alttan alıcı cevaplar almıyordum. Tabi ki bu da geçen mektupta yazdıklarımdan utandırdı beni. Kutudan da bir atkı ve bir de pembe peruk çıktı. Yani Sasaki'yi en iyi tanıtan iki şey. Kaşlarımı çattım tabi ki ve peruğu yanımda duran şamdana giydirdim. Atkıyı da boynuma sardım. Sasaki'ninki ile aynı renk değildi, zaten olsa garip olurdu. Hem Ishi'nin gecelerinde hem eski anıları hatırlatacaktı bana, hem de beni soğuktan koruyacaktı. Sonra da içindeki zarfı buldum. Boş boş baktım zarfı açmadan ilk önce. Bu anı yeterince uzatmaya kararlıydım. Bu arada atkı gerçekten sıcaktı.

Bir süre sonra zarfı açıp okumaya başladım yazıları. Benim yazdığım tüm kırıcı sözleri aşırı bir iyimserlik ile okumuş olmalıydı. Gerçekten büyük bir travma geçirmiş belli ki. Rüyalarında görüyordu ailesinin ölümünü ve geçmişini tam hatırlamıyordu. Okudum kağıdı kısık ve ifadesiz gözlerle. En sonunda benim hakkımda sorular sormuştu ve en sonuna da... Arkasını okumam gerektiğini yazmıştı. Ben de hemen çevirdim arkasını. Buradaki yazılar ise çok daha samimi yazılardı. Neden olduğunu bilmediğim bir şekilde kelimeler beni sanki zayıf yerimden vurmuş gibi hissettim. Gözlerim acımaya başladı ama ağlamadım. O kadar uzun zamandır ağlamıyorum ki...

Seni pislik!

Nasıl olur da attığım mektuba böyle cevap verebilirsin? Kaç sene oldu Sasaki! O kadar uzun zamandır senden haber alamıyorum ki, neden sana yeterince kızmama izin vermiyorsun? Normalden daha çok lanet ediyorum artık sana!

Bizim salaklar kutuyu parçalamış resmen kontrol niyetine, bu yüzden sapasalim ulaştığını tam söyleyemem. Gene de şuan boynumda bir atkı ve şamdanımın üstünde pembe bir peruk duruyor. Teşekkür ederim, şuan aklımda bir düşünce yok ama karşılıksız kalmayacağına emin olabilirsin. Ishi'nin soğuk gecelerini hatırlıyor musun? Atkı gerçekten işime yarayacaktır.

Acını ve yaşadıklarını sadece tahmin edebilirim. Biraz psikolojik sorun ölü olmandan iyidir belki de? Tam olarak karar veremedim. Mutsuz yaşamak çok kötü bir duygu bunu biliyorum. Eğer mutsuzluğunu biraz olsun giderdiysem, mektuplaşmaya devam etmeliyiz. Biz burada çim kafalara çok laf ediyoruz. Her şeye karışıyorlarmış diye duydum. Espri anlayışları da yokmuş. Yaşaması zor olmalı. Ishi'de de kast sistemi çok ama çok göz önüne çıktı. Sadece üstü kapalı yazıyorum. Çim kafalılar okuyacaktır biliyorsun. Diyeceğim şey şu, insanların bulundukları yerden hayatlarını anlayabiliyoruz artık. Baktığımız zaman bile işinden ne kadar para kazandığını anlıyoruz. Bir çok bu konuya ters kişi tanıyorum ama Ishigakure'ye olan sevgimiz görmezden gelmemizi kolaylaştırıyor.

Evet, o günü hatırlıyorum ve onun gibi bir çok maceramızı hatırlıyorum. Artık öyle şeyler olmuyor, hatta uzun süredir hiç bir şekilde macera yaşamamaya çalışmış durumdayım. Eskiden, sen gittikten sonra çeşitli evlere girip çeşitli tekniklerle bir şeyler çalıp çıkardım. Bayadır böyle bir işe girişmiyorum. Hayatım nasıl mı? Senin gibi benim de problemlerim var tabi ki. Fakat bunlar benim elimde olan şeyler. İstersem, kendimi durdurabilsem bunları engelleyebilirmişim gibi geliyor ama aklımdan gelen düşünceleri umursamazsam rahat olamıyorum.

Daha açık anlatmam gerekirse, sen gittikten sonra akademiye başladım. Oralarda bir kaç kişi ile arkadaşlık kurmuştum. Sen tanımazsın, hatta tanısan bile hatırlamazsın. Onlarla yaşadığım bir sürü kavga var. Arkamdan dedikodu çıkarmakta çok başarılılardı. Genin olduğumda da bir genin takımına atandım ama 4. görevimiz miydi neydi. Birlikte gittiğimiz bir görevde, görevi kurtaracağım diye bir tanesi tüm takımı satma kararı aldı. Önemli bir bilgi alıp götürmemiz gerekiyordu. Bu da bilginin olduğu parşomeni alıp kaçtı. Sensei'mi ve takım arkadaşımı öldürdüler ben ise şu hırsızlık yapmamı sağlayan tekniklerimle sadece kendi götümü kurtarabildim. Köye dönerken de bizi bırakıp giden zavallı ile karşılaştım. Tabi ki bizimle birlikte ölmesini söylemiyorum ama bir medic-nin'in o durumumuzda bize çok yardım edebileceğini hayal edebilirsin. Onu bulduğumda kolu kopmuştu. Kaçmasını engellerken kopmuş olmalı. Kendini iyileştiremiyordu ve kan kaybediyordu. Beni gördüğünde ona yardım etmemi istedi. Sonrasında ise aklıma beni yarı yolda bırakan herkes geldi. Sen dahil. Ben de onu kurtarmadım. Madem görev bu kadar önemliydi, elindeki parşomeni alıp daha fazla canı yanmasın diye onu öldürdüm. O zamandan beri kimseye güvenmiyorum. Bunu isteyerek yaptığımı düşünme Sasaki. Her zaman içimden bir ses insanların bana kötülük yapacağını söylüyor. Bu aralar ise çok abarttı. O kadar abarttı ki, evde çeşitli suikast sırasında yapılacaklar tarzı kaçış planı hazırlamış durumdayım.

Arkadaşlık konusuna gelirsek. Kiyo diye bir arkadaşım var. Tabi demin anlattığım şey yüzünden taktir edersin ki o kadar güvenmiyorum. Bu yüzden seninle olduğum kadar yakın değildim. Şimdi ise çok aptal olaylar yaşadık. Herhalde artık bir daha iyi olmaz aramız. Arkadaş listemden onu da çıkarmalıyım. Bu şekilde elimde hiç bir şey kalmıyor. Yalnız olmayı da kafama takmıyorum doğrusu. Güvenemeyeceğim insanların yanında olmaktansa etrafımda kimse yok iken rahat olurum. Kiyo ile aramızda geçen olayı ise anlatmayacağım. Gerçekten hiç hoş değil. Üstelik benden tiksinmeni istemem.

Kimseyi senin yerini tutsun diye hayatıma almayı düşünmedim. Zaten kimse alamazdı ama onlar daha kötü bir duruma çektiler Sasaki... Sanırım ikimiz de hayatımızdan mutsuzuz. İleride sevdiklerini ve ileride kuracağın aileni korumak istemen gerçekten güzel. Sen yaşadığı acıları iyi yönde ilerletebilen birisin. Ben ise tüm bu psikolojik durumlarımı nefrete yönlendirmiş durumdayım. Gelecek için düşündüğüm ise rahatlık. Eğer çevremde kimse olmamalı ise, herkesi yok etmekten çekinmeyecek bir yöne doğru ilerliyorum. Kim bilir, belki bir gün aileni benden korumak zorunda kalırsın.

Sevgilerimle, Shiki Nishiyama.


Mektubu yazdıktan sonra gözlerimin acısı geçmişti. Artık ağlamak gibi bir sorunum olmadığı için bundan sonra ne gibi bir hediye yollayacağımı düşünüp durdum. Bir kaç gün sonra Ishigakure ve Kusagakure ablemi olan bir çanta buldum. Neden böyle bir çanta vardı hiç bir fikrim yok. Ishi'nin fakir mahallelerinde saçma sapan şeyler satan bir yerde bulmuştum. Biraz yıkansa oldukça güzel bir çantaydı. Yani yemyeşildi ve sadece fermuarlarında bir Ishi, bir Kusa amblemi vardı. Eve gidip yıkadım bir güzel, sonra da iğrenç yemek yapma kabiliyetim ile balıklı pirinçli bir şeyler yaptım. Hava girmeyen bir kutuya da kapattım bozulmasınlar diye. Yani tadı güzel oldu da görünüşleri cidden bok gibiydi. Zaten gidene kadar ağzına sıçarlar güzel olsa bile diye düşünüp siktir ettim. Zarfı da yemeği de çantanın içine koyup yanına da not bıraktım. "Eğer sen de elinden geleni yapacaksan kendim ile savaşmaya hazırım, dostum." Son kelimesini elim zar zor yazmış olsa da onu da düzgünce katlayıp içine koydum. Artık tek yapmam gereken postalamaktı.
Resim
Lejant
Kütüphane
Resim
İsim:
Shiki Nishiyama
Yaş:
20
Cinsiyet:
Erkek
Element:
Raiton
Seviye:
C-Rank
Rütbe:
Chuunin
Alım Gücü:
4 - Orta-Düşük Gelirli/2

Profil
Güç: 2
Çeviklik: 4
Kondisyon: 4
Potansiyel: 6
Varlık: 7
Zeka: 7

Eksiklikler/Özürler
Paranoyak
Eşcinsel

Ninjutsu
Non-elemental
D-Rank
Shunshin
Otonaku Ashi Jutsu
Jinteki Mayu no Jutsu
C-Rank
Keishuu no Jutsu


Raiton
D-rank:
Yusubi no Jutsu
Rai no Te
Dendou no Jutsu
C-Rank
Ikadzuchi no Kiba
Kangehika


Genjutsu

D-Rank
Kininaru Kimochi
Rakumei no Jutsu
Kuroshiki
Magen: Henge
Miminari no Jutsu
C-Rank
Raigen
Teishi no Jutsu
B-Rank
Magen: Bunshin
A-Rank
Omotsuki


Genjutsu stilleri:

Houkibo/C-Rank
Taroubo /D-Rank
Beceri Listesi
x
Kullanıcı avatarı
Shiki Nishiyama
 
Mesajlar: 173
Kayıt: 09 Eyl 2014, 00:58

Re: Eski evime

Mesajgönderen Yukishiro Sasaki tarih 27 Eyl 2014, 00:14

Günler geçip gidiyor ve benim özlemle beklediğim sonbahar hiç bir zaman gelmiyordu. Sonbaharı severdim, etrafımdaki insanlar benim atkı takmama gözleri takılmazdı, en azından dış görünüşüm biraz da olsa diğer insanlara benzerdi ve yabancı birisi olduğumu onlara söylemezdi her fırsatta. Bunun gibi bir günde kapının dışında oturuyordum, postamı attıktan sonra her gün yaptığım bir ritüele dönüşmüştü, cevap gelmesini bekliyordum çünkü bu hayatta sahip olduğum tek arkadaşım benden çok uzaklardaydı ve onun mektubunu okuyarak kendimden geçebildiğim bir kaç saniye tek sosyalliğim olmuştu. Kardeşimi neredeyse göremiyordum, evden çıkıyor ve uzun süre görünmüyordu hatta shinobi olmaktan vaz geçtiğini bile düşünür olmuştum. Ben gerçekten yabancı gibi hissetmeye başlamıştım kendimi ve günlerce süren beklemeden sonra sonunda umudum kırılmaya başladığında bir paket ve mektup gelmişti. Pespaye pakette ne var bilemiyordum ancak merakla odama koştum, cebimdeki paranın çoğunu yine genine verdim.

Odama döndüğümde paketi açtım mektubu okudum ancak kafam o kadar dağılmış durumdaydı ve son durumlardan o kadar iradem zorlanmış durumdaydı ki bunu diğer insanlar okusa bile anlayamayacakları bir isyan mektubu olarak yazmak istedim bu sefer;

"Merhaba dostum

Bazen düşünüyorum da boşa mı kürek çekiyorum; bir gün benim de bir tercih yapmam gerekecek ancak bu güne kadar koruduğum küçük kardeşim bile arkamdan gelmeyecek. Seni kaybedeliyse çok uzun zaman oldu değil mi dostum, bir yabancı ve dışlanmış ben ne yazık. Haydi sana bir hikaye anlatayım ve bir soru sorayım;

Bir zamanlar bir ejderhanın iki yumurtası vardı birisi öldü, annesi ve babası da. Yumurta annesinin boğazından sıçrayan kanlarla yıkandı, annesinin pullarının altındaki ateşten kalbine yüzünü sürdü kabuklar ve ısındı da ısındı. Sonra yumurta başka bir yere gitti, çatladı. Yeni geldiği yerde bir sirkteydi, bir şeyler yapmak istiyordu ancak yapamıyordu. Sirk ejderhası olmaz değil mi? Yoksa kanatlarını çırparak ilerleyip ateşten çemberlerin arasından geçmesi için daha mı çok çabalamalı? Belki de sadece uçmalı istediği yere, ne dersin ha? Yoksa yakıp yıkmalı mı?

Eskiden olan hiç bir şey olmuyor dostum, burada çok acı çekiyorum. Bazen özlüyorum durduk yere tam hatırlayamadığım hatıraları, içimi sıcacık bir his kaplıyor sonrasında yapmam gereken şeyler var diyor geri çekiliyorum ama dur diyemediğim bir şey var. Ben eğer köyde olsam beni kabul eden insanlar olur muydu? Sen de kabul edilmediğini hiç hissettin mi? İnsanların sokakta dönüp sana baktığını ve ne yaparsan yap diğer insanlar için sadece olduğun şey olduğun için insanların senden nefret ettiği. Kendin olmak bu kadar zor olmamalı. Sadece üzülüyorum ve ne yapmak istediğimi biliyorum ancak bunu kimseye söyleyemiyorum ve bu doğru mu bilmiyorum. Umarım ne yapmak istediğimi biliyorsundur; yada anlıyorsundur.

Şu aradan geçen bir haftada senin mektubun gelene kadar çok fazla düşündüm seni ve gerçekten anlayamıyorum. Ben iyi bir insan mıyım ve olmam gereken bu mu? Sevgiye çok mu fazla güveniyorum? Sevdiğim insanları korumak istiyorken sevdiğim insanların olmadığı durumu hakkında ne gelir elimden?İnsanları kurtarabileceğimi düşündüm uzun zamandır bunu düşündüm, ama görüyorum ki kimse kimseyi kurtaramıyor. Sadece biz kendimizi kurtarıyoruz, diğer insanlarsa sadece yardımcı oluyor. Kafam çok karışık... Keşke eve geri dönebilsem...

Hemen yaz dostum! Sasaki"


Mektubun yanında gelen paketi açıp içindeki pirinç ve balıkları yiyordum, balığa pek güvenememiştim başta ancak özellikle bana yollanmış bir yemeği yememek ayıp olurdu. Hem balıkların sudan çıkarılıp tecavüz edilip geri suya bırakılıp sonra da salamura olarak kesilmiş; akabinde gelinlik giydirilip nekrofili bir piranaya denk gelmiş görüntüsüne karşın tadı güzeldi. Evet gerçekten güzeldi, yolda dağılmış olmalıydı yemek ve ben de bunu göz önüne alarak yapabildiğim tek tatlı olan kurabiye pişirmeye başladım. Acı, tuzlu ve tatlı üç farklı kurabiye sonra bunları paketlere koyup sıcak suyun altında biraz beklettikten sonra içine soğuk buzu siper edip üflediğim nefesi doldurup ayrı ayrı üstlerinde hangi tatta olduklarını yazıp koyduğum bir kutu hazırlamıştım. Geçen seferden kalma bir kaçta küçük hediye bir de not "Bu kurabiyelerin tadı üstünde yazıyor eğer aklına iyi veya kötü ne gelirse tersini ye dostum, çünkü her an her şey olabilir. Sevgi ve saygıyla oluşmuş bağların yerini nefret alabilir ya da ruh ve bedenin mabedi sadece salt güç olarak kullanılabilir. Afiyet olsun dostum veee not olarak kendi fotografımı attım içine senden de aynısını bekliyorum. Nishi-san'ın nasıl birisi olduğunu merakla bekliyorum." diyecek ve paketi bir seyyaha verecektim, shinobilerin elinden eline dolaşmasından daha iyiydi. Malları arasında götürmek için iyi de para vermiştim... Ve bir de çanta, nerden buldu bilemiyorum ama güzeldi, benim için yapılmıştı adeta takıp sonsuza gitmek istedi bedenim bir anda!

Resim
Resim

Resim


Künye
İsim: Yukishiro Sasaki
Yaş: 17
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.78 m
Kilo: 73 kg
Köy: Kusagakure
Element: Katon
Seviye: C-Rank [Chuunin]
Eksiklikler: Kötü imge ve görüntüler-Fobi(Araç)-Yabancı
[i]Alım gücü:4 - Orta-Düşük Gelirli/10 Puan

__________________________________________

Profil
Güç: 6
Çeviklik: 5
Kondisyon: 5
Potansiyel: 6
Varlık: 4
Zeka: 4
[/i]

__________________________________________

Jutsular:
Shunshin no jutsu[D-Rank]
Goukakyuu no Jutsu[C-Rank]
Kagitsune no jutsu [C-Rank]
Karyuendan[B-Rank]


Taijutsu tekniği:
Suiseki[B Rank]

Beceri:
Yemek yapımı x1
Kamp kurma x1
İlk yardım x2
Break dance x3
Kullanıcı avatarı
Yukishiro Sasaki
 
Mesajlar: 31
Kayıt: 07 Eyl 2014, 15:49

Re: Eski evime

Mesajgönderen Shiki Nishiyama tarih 05 Eki 2014, 05:07

Ishigakure'nin sonbaharı da sik gibi... Güneş tepede eşek gibi! Bulutlar var evet, ama yağmur yok. Çok çok az rüzgar var. Yani sonbahar sonbaharlığını bilmiyor bizim köyde. Geceleri de normalden daha soğuk ve biraz ıslağımsı geçiyor. Bu gece de dışarıya ev için bir kaç şey almaya çıktım. Sasaki'nin yolladığı o güzel atkıyı sardım boynuma. Yüzümde belli belirsiz bir gülümseme oluşturdu bu da. Bu en son mektubumdan sonra o kadar iyi şey oldu ki, şuan hayattan zevk alabildiğimi düşünüyorum. Dışarıya gidip elimde bir sürü hazır yemek ile geri döndüm. Döndüğümde de kapımda bir herif bekliyordu. Burası sizin eviniz mi diye sorduğunda "Hayır." dedim. Tanımadığım insanlara evimi gösterecek değilim... "Hadi ya, burada oturan kişiye bir paket iletmem gerekiyor da." dedi herif. Şöyle bir yüzüne baktım. "Ne paketiymiş?" diye sordum. Bu da "Ben Kusagakure'den geliyorum. Çocuğun biri buradaki arkadaşına hediye yollayacakmış da, benle yolladı." diye her şeyi anlattı. Yuh amına koyayım be! "Ulan! Ishigakure burası, niye her boku anlatıyorsun. İti kopuğu var. Hem benim gibi tipli birine anlattıysan pardon ama bu saflıkta yakında yatırır sikerler seni emmi." diye çıkıştım herife. Kızardı bozardı falan. Ben de açtım benim evin kapısını "Ver hadi ver, benim evin sahibi." dedikten sonra aldım paketi sonra da çarptım herifin yüzüne kapıyı. Getirdiğim yemekleri mutfağa koyup, kutuyu aldığım gibi salona geçip açtım içini.

İlk olarak elime bir fotoğraf geldi. Ulan pembe kafasını öptüğüm, kocaman olmuş lan! Hiç değişmemiş yüz tipi, gülüşü falan ama tabi kocaman herif olmuş yani. Fotoğrafı yanıma bir yere atıp paketleri açtım. Üç tane kutu çıkmıştı içinden ve hepsinin içinde de kurabiyeler. Üstündeki notu okuyarak üçünü de yan yana dizdim. Yazdığına göre bu üç kutudaki kurabiyeler farklı farklı tatlara sahiplerdi. Acının kapağını açıp bir tane yedim ve bir kaç saniye sonra ağzımdan ateşler çıkararak mutfaktan ekmek almaya koştum yana yakıla! Allahsız ne biçim acı koymuş içine...

Sonra da mektubu aldım elime. Oturup okumaya başladım. Mektup Sasaki'nin mutsuzluğunu belli eden cümlelerle başlıyordu. Kardeşinin onu bırakacağını ve beni de çoktan kaybettiğini yazıyordu. Sonra da bir hikaye anlatıyordu. Bir ejderhanın hikayesini... Tüm mektubu okuduktan sonra bir süre durdum. İçimde çok ağır bir his oluşmuştu. Sasaki'nin duygularını görebiliyor, anlayabiliyordum. Peki bunu kelimelere dökebilecek miydim? Şuan mutlu bir durumda olduğumu söylemiştim değil mi? Benim uğraşma sebebim, Sasaki'ye verdiğim sözdü. Önceki mektubumda o da savaşırsa, ben de savaşacağım demiştim değil mi? Savaşıyordum. Bu yüzden Sasaki'ye de savaşması için yardım etmeliydim. Peki gerçekten yapması gereken bu muydu? Savaşmalı mıydı? Kaşlarımı çattım ve kalem kağıt bulmak için odama koştum. Mektup açlığımı tamamen unutturmuştu.



Selam,
İlk olarak şu gelen tüccar aptalın tekiydi. Paranoyak bir insan olduğumu söylememiş miydim sana? Eğer söylemediysem bilgin olsun, herif bu evde yaşayıp yaşamadığımı sorduğunda hayır dedim. Resmen geri yolluyordum adamı. Tanımadığım kişilere evimi söylemem. Anlayacağın, shinobilerle yollasan iyi olur. Her neyse, mektubunu okurken kendimi o kadar sana yakın hissettim ki, tahmin edemezsin. İlk mektubumu attığımda senden nefret ediyor; seninle konuşmayı, seni hatırlamayı bile istemiyordum. Fakat en son attığım mektuptan sonra bende ne kadar iz bıraktığını fark etmiş oldum. O mektupta, kendimle savaşacağımı söylemiştim, eğer sen de savaşmaya ve mutlu olmaya çalışırsan... Peki ya bu attığın mektup da ne böyle? Yoksa savaşmaktan vaz mı geçtin?

Kusagakure'li olmadığın için dışlanmanı çok normal karşılamalısın. İnsanlar farklıları dışlarlar. Dışlamalarının nedeni de onlardan korkmalarıdır bana göre. Ne yapacağını bilmiyorlar, sana güvenmiyorlar. Yanında tedirgin hissettikleri için uzak duruyorlar senden. Kendimi senin yerine koyduğumda sadece nefret besleyeceğim geliyor aklıma. Ejderha'nın neden sirke ayak uydurmaya çalıştığını anlayamıyorum. O bir ejderha değil mi? İçinde ne kadar özel olduğunu hissetmiyor mu yoksa? İnsanların ondan korkma nedenini fark etmiyor mu? O güçlü ve özgür olmayı hak ediyor. Mutlu olmayı hak ediyor! Eğer sirk onu mutlu edemeyecekse, mutlu olabileceği bir yere gitmeli. Buraya gelsen kabul edilir misin? Hiç bilmiyorum Sasaki. Ishigakure çok değişti. Buraya geldiğinde yeni bir sayfa açmış olursun. Yani Kusagakure'de açtığın bu sayfayı yeni baştan yaşarsın. Eğer kabul edilmek ve sevilmek istiyorsan, sirkte kalıp kendini göstermelisin. Eğer bu nefretten uzaklaşmak istiyorsan da insanları terk etmelisin. Seçim senin. İlk seçenek zor yol, ikincisi ise oldukça kolay. İkisi de mutluluğa giden bir yol olduğu için savaşmış oluyorsun, bu şekilde bana da ilham verirsin. Bundan sonra karşına zorluk çıktığında beni düşün olur mu?

Üstelik seni tanıyorum. İçinde insanlara yardım etmek, mutlu etmek isteyen birinin olduğuna eminim ve emin olduğum diğer şey ise tam olarak kendini gösterdiğinde insanların seni seveceği. Biraz zaman tanımalı ve köydeki insanlarla tanışmalısın. Peki yakıp yıkma konusu? Eğer yakıp yıkmaya başlarsan mutluluğundan caymış olursun. Çünkü benim burada bahsettiğim mutluluk, zevk ve ya öc ile alınan mutluluk değil. Temiz duygulardan bahsediyorum. Kendini kötülüğün eline bırakırsan bir daha hiç yakanı bırakmayacaktır. Bu üçüncü bir seçenek olmasının yanında, pes etmek demek de aynı zamanda.

Şimdi de kendime geleyim. Kurabiyelerden acı olanını yedim desem ne dersin? Olaylar karşısında sürekli senin Kusagakure'deki savaşını düşünüp ona göre hareket ediyorum. Normalde bazı olayları olmamış kabul edip, ortamdan kaçmaya çalışırdım. Kendimle karşı karşıya gelmekten korkuyordum, kendimi dizginlemekten hayatımı yaşayamaz hale gelmiştim. Şu kabul edilememe konusu var ya, işte o konuda seninle aynı şeyleri hissediyorum. Fakat senin etrafındaki kişiler sana bunu hissettiriyor. Ben ise bunu kendi kendime yapıyorum. Nasıl diye sorarsan, etrafımdaki kişileri geri ittiriyorum. Benimle yakın olmalarını engelliyorum ve bu da insanların benimle iyi bir ilişki kurmasını engelliyor. Eskiden de öyle miydim hatırlamıyorum ama çok dikkat çekiyorum. Hem görüntümden, hem de bilmediğim bir şeyden dolayı insanlar fazla ilgileniyor benimle. Ben ise hareketlerim ile onları kendimden uzaklaştırıyorum. Çünkü psikolojik bozukluklarım var ve beynim ile uğraşırken başka kimseyi çekecek durumda değilim. 2-3 senedir kendimi eve kapatmış durumdayım fakat gene de eve gelen giden oluyor. İnsanlar sürekli hayatıma girmeye çalışıyor, bu da beni daha paranoyak biri haline getiriyor.,

En son mektubumda sana bir söz verdim. Kendim ile savaşmak konusunda, hatırlıyorsan. O zamandan beri insanlara izin veriyorum. Çıktığım bir görevden sonra görevdeki bir adamla bir şeyler içmeye gittik. Sorunlu derecedeki kontrolcülüğümü bir kenara bırakıp adamın yanında sarhoş oldum. Normalde asla yapmam böyle bir şey. İnsanlara güvenmediğim için kendimi zayıf durumda yanlarında bırakmam ama görevde bir tersliğini görmediğim için deneyeyim dedim. Sonunu pek hatırlamıyorum ama oldukça eğlendim. Sabah baş ağrısı ile kendimi evin girişinde bulmasam daha iyiydi tabi ki... Sonra da şu Kiyo mevzusu var. Önceki mektupta görev arkadaşımla arayı bozdum demiştim ya. Nedenini de söylemeyeceğim demiştim. İşte o olay çözüldü. Çözülene kadar da 3 kişi ile bu sırrımı paylaştım. Birine genjutsu uygulayıp saklattırsam da diğer ikisi abim ve kız kardeşim. Abimi hatırlıyor musun bu arada? Çok selamı var. Neyse, bu yüzden sana anlatmakta da sorun görmüyorum. Ne de olsa uzaktasın, bir sorun olmaz.

Bunun için yeni bir paragrafa geçeyim. Ehm... Ben erkeklerden hoşlanıyorum. Hemen nefret etmeye başlama lütfen. Ben de bunu fark ettiğimde kendimden nefret etmiştim. Sonsuza kadar içimde saklayıp, kimseye hislerimi açmamaya çalıştım. Kendimi eve kitlediğimi de söyledim yukarıda. Şuana kadar bir çok kadın ile birlikte oldum ama bir erkeğe bakar gibi bakamadım hiç birine. Daha da derinine inmek istemiyorum bu konunun. Çünkü hala tam anlamı ile barışık değilim. Kiyo ile arayı bozma sebebim bu duyguma engel olamamam. Sanırım çocuğa karşı yüksek derecede duygusal şeyler hissediyorum. Daha önce kimseye hissetmediğim şeyler. Tabi ki bunu saklamaya çalıştım, tamamen içime atmaya karar vermiştim ama o gün dayanamadım. Üstelik Kiyo da biraz sarhoştu sanırım. Daha sonrasında ise uzak durayım ve unutayım diye çok çalıştım. Anlattığım herkes ise bana umut verdi nedense. Unutamadım. Sonrasında ise... Kiyo'yla bir partide rastlaştık. Bak uyarıyorum bundan sonrası biraz rahatsız edici.

Ben bunu partide görünce kendimi alkole verdim. Amacım beynimi uyuşturup bu kadar düşünmemi engellemekti tabi ki ama keşke içmeseymişim. Ben alkolü tabi ki çok kaçırdım. Zaten ağzıma alkol sürmem, sürdüğümde de bokunu çıkarmadan durmuyorum. Şey, ben sanırım çocuğu o gece tecavüz etmiş olabilirim. Uyandığımda herifin yatağında çıplaktım. Bu da kalkıp gitmiş. Hatırlamadığım için kızın teki ile yattığımı sanıp evden bir şeyler aşırıp kaçtım. Eskiden de birilerinin evine girerdik hatırlıyor musun? Ben hala evlerden bir şeyler aşırıyorum sorunlu olduğum için. İşte eve gittikten sonra bu çaldıklarımı geri istemek için geldi bana. O zaman anladım ne olup bittiğini. Baya başımdan aşağı kaynar sular döküldü... Üstelik herif sanırım pek sorun etmedi. O da istiyor olabilir ama hala kabullenemiyorum ki. Neyse buraya kadar iğrenmeyip, benden tiksinmeyip okumuş ve okumaya devam ediyorsan teşekkür ediyorum Sasaki, galiba her şey tatlıya bağlanıyor hayatımda. Biraz daha zamana ihtiyacım var sadece. Bu çözümlerin senin hayatında olması için duacıyım.

Bu mektubu mühürleyeceğim, eğer açık bir şekilde gelirse sonraki mektupta belirt, yolladığım kişiyi öldürmem gerekcek.

Sevgilerimle, Shiki Nishiyama.


Uzun oldu tabi bu, bu yüzden iki sayfa oldu. Neyse amına koyayım. Zaten yazıyı 2-3 günde yazdığım için olaylar gelişe gelişe anlatmış oldum Sasaki'ye. Duygularımı yazarken kendimden tiksinsem de bu yüzleşme olayının bir parçası bu. Neyse işte, bu sefer hediye yollamayacaktım. Sadece mektubun içine bir resim koyup, Kusagakure'ye göreve giden bir arkadaşa verdim bunu. Üstünü de mühürledim sapık gibi. Sasaki'nin sonraki mektubundaki cevaba göre herifin geleceği belli olacak. Haydi hayırlısı.
Resim
Resim
Lejant
Kütüphane
Resim
İsim:
Shiki Nishiyama
Yaş:
20
Cinsiyet:
Erkek
Element:
Raiton
Seviye:
C-Rank
Rütbe:
Chuunin
Alım Gücü:
4 - Orta-Düşük Gelirli/2

Profil
Güç: 2
Çeviklik: 4
Kondisyon: 4
Potansiyel: 6
Varlık: 7
Zeka: 7

Eksiklikler/Özürler
Paranoyak
Eşcinsel

Ninjutsu
Non-elemental
D-Rank
Shunshin
Otonaku Ashi Jutsu
Jinteki Mayu no Jutsu
C-Rank
Keishuu no Jutsu


Raiton
D-rank:
Yusubi no Jutsu
Rai no Te
Dendou no Jutsu
C-Rank
Ikadzuchi no Kiba
Kangehika


Genjutsu

D-Rank
Kininaru Kimochi
Rakumei no Jutsu
Kuroshiki
Magen: Henge
Miminari no Jutsu
C-Rank
Raigen
Teishi no Jutsu
B-Rank
Magen: Bunshin
A-Rank
Omotsuki


Genjutsu stilleri:

Houkibo/C-Rank
Taroubo /D-Rank
Beceri Listesi
x
Kullanıcı avatarı
Shiki Nishiyama
 
Mesajlar: 173
Kayıt: 09 Eyl 2014, 00:58


Dön Role Play Arşivleri

Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir

cron