Tellal

"Belki de gerçeklerdir."
Houji. Yüzü kırışıklıklardan dolayı bir toprağımsı bir izlenim veriyordu. Buna rağmen cümleleri ve hareketleri büyük bir canlılık taşıyordu. Giin'in ona iki gündür katlanmasının nedeni buydu. Her zaman konuşacak birşeyler buluyor, tıkılı kaldıkları bu kervan bozması kutuda dinlemeye değer hikayeler anlatıyordu. Yüzündeki ima dolu sırıtışıyla sardığı tütünü yapıştırmak için kağıda ufak bir dil darbesi indirdi. Yaptığı ince parmak hareketleriyle mükemmel bir işçilik çıkarmıştı. "İçer misin ? " Giin kafasını hafifçe kaldırarak karavanın parmaklıklarından dışarıyı süzdü. Dinen sağnak yağmurla birlikte az önceki kaotik ortam yok olmuştu. "İki gündür aynı cevabı alıyorsun Houji." Etrafa salınan duman bile onu rahatsız ederken direk olarak ciğerlerine çekecek hali yoktu. Oturduğu yere sindi tekrar. Giydiği cübbe onu baştan aşağı sarmalıyor, vücudunu kırıp geçen soğuk havayı biraz bastırıyordu. Şapkasını biraz daha çekti. "Devam et hikayeye." Matarasına uzandı Houji. Ya tütün ya alkol. Bu adamın su yahut yiyecek gibi temel besinlere ihtiyacı yok gibi duruyordu.
" Ne diyebilirim ki. Evlerinden anca 10 adım uzaklaşmış insanların anlattığı köylü hikayeleri işte."
İmalı sırıtma Houji'den ayrılarak Giin'in suratını ele geçirdi. " Bu hikayelerin bir dayanağı olmadığını mı düşünüyorsun ? Elbet biri birşeyler görüp başlatmıştır." Kendisine uzatılan matarayı alarak ufak bir yudum aldı. Tütün içmezdi Giin. Alkol ise bir zevk yahut bağımlılıktan ziyade hızlı geçmesini istediği anlarda kullandığı bir araçtı. İki gündür bu kutuda yolculuk yaptığını düşününce içki de en az Houji kadar iyi bir yol arkadaşıydı.
" Hayır, saçma olduklarını söylüyorum. Biri senin parlak kızıl gözlerini görüp şeytan olduğunu düşünecek. Bunu duyan diğer bir kişi Sakae yollarının şeytanlarla dolu olduğunu yayacak. Öbür uçtaki adam bu yola gelip bakındığında şeytanların kaçıp karanlık yerlerde saklandığını duyuracak. Anladın ? "
Houji'nin kahkahası toynakların sesini bastırdı. Söylediklerindeki mantığı reddedemezdi Giin. Hak verircesine o da güldü matarayı aktarırken. " Yinede.. Örneğin üzerinden gidersek ortada söylentiyi yaratan kızıl gözlü bir gudubet olacak. Ve gudubetin bir şeytan çıkması olasılıklar dahilinde. "
"Hehehe. Ne bir gudubetsin ne de bir şeytan."
" Doğru. Sadece hakikati arayan artist bir ufaklığım. "
Houji'nin onu ilk gördüğünde söylediği kelimeler. Artist bir ufaklık. Çalkantılı bir tanışmaydı onlarınki ancak duruşları birbirini tamamlıyordu. Houjin durmak bilmeden konuşurken, Giin genellikle kendi sessizliğine gömülü oluyordu. Uzak diyarlara dair birçok hikaye dinlemişti Giin. Yaşlı adamın gezip gördüğü yerler, parasını gömdüğü eskortlar ve adı henüz duyulmamış içkiler. Yaşam denen olgunun kısa bir tarih aralığını işaret ettiğini çok geç kavramıştı Houji. Fakat bunu farkettiği andan itibaren elinden geldiğince hareket halindeydi anlattığına göre. Üç ayda bir ailesini ziyaret ediyor, onun dışında asla tek bir noktada sabit kalmıyordu.
Houji. Yüzü kırışıklıklardan dolayı bir toprağımsı bir izlenim veriyordu. Buna rağmen cümleleri ve hareketleri büyük bir canlılık taşıyordu. Giin'in ona iki gündür katlanmasının nedeni buydu. Her zaman konuşacak birşeyler buluyor, tıkılı kaldıkları bu kervan bozması kutuda dinlemeye değer hikayeler anlatıyordu. Yüzündeki ima dolu sırıtışıyla sardığı tütünü yapıştırmak için kağıda ufak bir dil darbesi indirdi. Yaptığı ince parmak hareketleriyle mükemmel bir işçilik çıkarmıştı. "İçer misin ? " Giin kafasını hafifçe kaldırarak karavanın parmaklıklarından dışarıyı süzdü. Dinen sağnak yağmurla birlikte az önceki kaotik ortam yok olmuştu. "İki gündür aynı cevabı alıyorsun Houji." Etrafa salınan duman bile onu rahatsız ederken direk olarak ciğerlerine çekecek hali yoktu. Oturduğu yere sindi tekrar. Giydiği cübbe onu baştan aşağı sarmalıyor, vücudunu kırıp geçen soğuk havayı biraz bastırıyordu. Şapkasını biraz daha çekti. "Devam et hikayeye." Matarasına uzandı Houji. Ya tütün ya alkol. Bu adamın su yahut yiyecek gibi temel besinlere ihtiyacı yok gibi duruyordu.
" Ne diyebilirim ki. Evlerinden anca 10 adım uzaklaşmış insanların anlattığı köylü hikayeleri işte."
İmalı sırıtma Houji'den ayrılarak Giin'in suratını ele geçirdi. " Bu hikayelerin bir dayanağı olmadığını mı düşünüyorsun ? Elbet biri birşeyler görüp başlatmıştır." Kendisine uzatılan matarayı alarak ufak bir yudum aldı. Tütün içmezdi Giin. Alkol ise bir zevk yahut bağımlılıktan ziyade hızlı geçmesini istediği anlarda kullandığı bir araçtı. İki gündür bu kutuda yolculuk yaptığını düşününce içki de en az Houji kadar iyi bir yol arkadaşıydı.
" Hayır, saçma olduklarını söylüyorum. Biri senin parlak kızıl gözlerini görüp şeytan olduğunu düşünecek. Bunu duyan diğer bir kişi Sakae yollarının şeytanlarla dolu olduğunu yayacak. Öbür uçtaki adam bu yola gelip bakındığında şeytanların kaçıp karanlık yerlerde saklandığını duyuracak. Anladın ? "
Houji'nin kahkahası toynakların sesini bastırdı. Söylediklerindeki mantığı reddedemezdi Giin. Hak verircesine o da güldü matarayı aktarırken. " Yinede.. Örneğin üzerinden gidersek ortada söylentiyi yaratan kızıl gözlü bir gudubet olacak. Ve gudubetin bir şeytan çıkması olasılıklar dahilinde. "
"Hehehe. Ne bir gudubetsin ne de bir şeytan."
" Doğru. Sadece hakikati arayan artist bir ufaklığım. "
Houji'nin onu ilk gördüğünde söylediği kelimeler. Artist bir ufaklık. Çalkantılı bir tanışmaydı onlarınki ancak duruşları birbirini tamamlıyordu. Houjin durmak bilmeden konuşurken, Giin genellikle kendi sessizliğine gömülü oluyordu. Uzak diyarlara dair birçok hikaye dinlemişti Giin. Yaşlı adamın gezip gördüğü yerler, parasını gömdüğü eskortlar ve adı henüz duyulmamış içkiler. Yaşam denen olgunun kısa bir tarih aralığını işaret ettiğini çok geç kavramıştı Houji. Fakat bunu farkettiği andan itibaren elinden geldiğince hareket halindeydi anlattığına göre. Üç ayda bir ailesini ziyaret ediyor, onun dışında asla tek bir noktada sabit kalmıyordu.