RPGTurk

Kemuri Isao yorgun bir gün geçirmişti. Gün boyunca koşuşturup Lejyon için bir şeyler yapmaya çalışmıştı. Babasına maskeler için malzeme bulup getirmişti. Eh bu ilginç tahta türü anasının hörekesindeyken gidip almak biraz yorucu olmuştu. Yolda biraz problem de çıkmıştı gerçi. Amına kodumun vitaminsiz, kime saldırdığını bilmeyen acemi eşkıyaları. Isao onların zihnini okumuş gibi yapıp kendisini en derin sırları bilebilecek biri gibi göstermişti. Oysa yaptığı şey sadece duygularına bakmaktı. Bu kişileri kaçırıp yoluna devam etmişti Isao. Ardından tahtaları almış ve babasına götürmüştü. Eh yorulduğu söylenebilirdi, sonuçta bütün gününü böyle geçirmişti.

Isao şimdi sanatın yolunu arıyordu. O sahne sanatıyla tanışmıştı. Milleti kekleme, etkileyici görünme, pohpohlama. Sahne ışıklarının ardında insanların duygularına ve duyularına hükmetme yatıyordu. Isao bu yollardan duyulara hükmetme üzerinde gitmek istiyordu. Bir kaç hafta önce eski bir shinobi bulmuştu. Şu sıralar ticaretle ilgilenmesine rağmen eskiden insanlara hükmetme sanatıyla uğraşan biriymiş. Isao onun kendini sanatçı olarak görmediğini biliyordu fakat yaptığı şeye sanat diyordu. Şimdi onun yanına gidecekti. Onunla buluşma konusunda bu gün anlaşmışlardı. Bambu ormanını seçmişlerdi çünkü orası sessiz ve sakin bir yerdi. Kimse gelmezdi. Isao hükmetmek değil sadece yönlendirmek istiyordu aslında ama neyi öğrenebileceğini kim bilebilirdi ki?